''İsrafil sur borusunu üflüyor sanmıştım, kulağımde öyle bir gürültü...!
Yer ayaklarımın altından kaydı, taş taş üstünde kalmayacak sandım - kalmayaydı...!
Tek kişilik kıyametti; tek kişi kaldım.
Kan bürüyor gözünü; ölüm diliyorsun. "Yüregin yüregime ihanet etti, öl!" diyorsun.
Ne öldürüyorsun, ne ölüyorsun; sadece kendi ömründen yiyorsun...
Öfke dinince, hüzün basliyor...! Gözyasin paramparca yürege akamiyor...Canin aciyor, ve hic bitmeyecek saniyorsun.
"Bu aciyla tükeneyim" diyorsun, tükenemiyorsun.
Aklin, vicdanin ve yüreginle aklayamiyorsun; bembeyaz sayfanda simsiyah bir leke birakiyor...
Sonra ne oluyorsa, birden bire oluyor; kaskati kesiliyorsun. Tepkilerin azaliyor, hissiyatin zayifliyor...
Soyutluyorsun kendini yasananlardan, kendi icine dönüyorsun; setini cekiyor, barikatini kuruyorsun.
Ardindan duvarlarini yavas yavas örüyorsun...
Aldatilan kadinin hikayesi hep aynı, sadece kayiplar farkli; insan bazen hayallerini, bazen umutlarini, bazense dünyasını kaybediyor.''