• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Sümüklüböceğin hikayesi

yatağını benimsesin o yatsın diye iki gündür onun yatağında yatıyorum...yavrum iki gündür halı üstünde uyuyor...uykuda bilmeyip ezsem ezeceğim.ayağımın yoluna seriyor yastığını ,örtüsünü...elimi tutsunmuş...mahvediyor beni...nası sevilesi çocuk...güzel evlat.
bu sabah ta baktım kuru halı üstünde, kıvrılmış uyuyor.uyku gitti.ben yatamadım yumuşK yaylı yatağa.nihayet wc si geldi de yatağa yatırdım...

çok şükür bu günlere.....


mutlu sabahlar böcekseverler......
 
bu....bu nasıl bir şey....oyuncaklarıyla bir oynayışı var...oynamak değil..bir şeyler kuruyor kafasında sonra da gerçekleştiriyor..rengaları var..hani üst üste dizersiniz de aralarından yavaş yavaş çekersiniz yıkmamaya çalışırsınız..rengaları,,,,atlarııı,,,,,kamyonu,,,geçen yıldan kalan yarım defterleri...hepsi amaçlarının dışında farklı birer obje olmuşlar ...ne yaptığını sordum...kutlama salonu yapmış!
ne kutlanacak ?
okuma bayramı.

uzaktan baksanız dağınık dersiniz...onun gözüyle baktığında....karşılıklı üst üste dizilmiş üç renga parçası...paralel..gerçekten bir giriş kapısı...


çocuk gözüyle tasarladığını büyük gözüyle gerçekleştirir inşallah...ben de görürüm o günleri...kader,,,kısmet.Allah büyük.
 
öğrenilmiş çaresizlik:

yarım saat kadar önce uyumaya çalışırken beni şimdi buraya yazmaya teşvik eden düşünceler...uyutmayan..şimdi; dedirten.

yüksekti ...çok yüksekti yataklarının yüksekliği...bir yaş çocuğunu konduğu karyolalar....tututnma yerlerine sımsıkı sarılırlar da al beni derler...direnirler uyumaya..ama yok öyle ağladığında onlaro kucaklarına alacak bir çift el...kol,bacak. beden.
ağlar ağlar ağlarlar...sonu...ağlamaktan yorulmuş uyumaya mecbur bırakılmış minik bedenler...bir yaş çocukları...
ancak...ancak siz merhamet ederseniz alırsınız kucağınıza...sakinleştirir huşuuu ile uyutursunuz.o yavruya çaresizliği öğretmeden...
öğrenilmiş çaresizlik bu olmalıydı evet...

kızımla birlikte büyüyorum...duygularım da gelişiyor büyüyor...gelişiyor olgunlaşıyor...beni uyutmayan ışılar çakıyor bana...yaz diye...
sonrasında burada buluyorum kendimi...

acitasyon değil,bir ezik hissettirme değil benimkisi...okuduklarımdan yaşadıklarımdan canlı capcanlı öğrendiklerim...
şimdi burada yazdığım gibi canlı,,,,sağ.

kızımın bana benimde ona alışmaya çalıştığımız o bir hafta içerisinde....çocukların herşeyleri bir zamana bağlanmış...askerii usul.şu saatte yiyeceksin...şu saatte uyuyacaksın.şu saatlerde gez ,emekle, uykun gelirse uyuyabilirsin uykunun geldiği yerde.ister bir oyuncağın üstünde ister uyumuş başka bir bebenin herhangi bir uzvuna değmiş olarak...
oradaki anneler....hepsi annecimli konuşuyorlardı ya...şimdi şimdi anlıyorum sahte olduğunu..annelik bir robot gibi yapılacak bir şey değil...ya da askerii usul..yat uyu kalk ye ..yine yat uyu..yine ye..suyunu iç...ya da meyve suyunu...her ne ise.

şimdi şimdi çözümlüyorum...birşeyleri anlıyordum da...kızımın sarhoşluğundan...

çok yüksek 1 yaş bebeklerin karyolaları...çok yüksek...düşüp bir yerlerini incitmesinler diye değil...kucağa alınmayı istemesinler diye....tırmanıp çıkamasınlar diye..
kayıtsızdı oradaki anneler...bakıcı anneler...anne...nasıl hepsi bütün çocukların anneleri olabiliyordu ki...karışık...çok karışık .

uyuma odası....var mı evlerinizde çocuklarınızın uyumaya bırakıldıkları uyuma odaları...

ağlaya ağlaya .....sesleri kesilinceye,,,,,kısılıncaya kadar ağladıkları uyuma odası........

ağlama odası ;daha doğru değil mi?

hepsinin sesleri birbirlerine karışıyor.ve öğreniyorlar uyumayı....çaresizlik içinde uyumayı...bitkin ,yorgun.mecburen uyumuş...

öğrenilmiş çaresizlik bu olmalı.

karyolaların arasında gezinirken...(benimki uyuduğunda gezinirdim odayı,,,,hatta diğer odaları)strateji geliştiren bir başka bir yaş kız bebeği vardı...sizin yüzünüzü gördüğünüzde gülümsemesini ağzının sonlarına kadar yayan...siz başınızı çektiğinizde duran sabit kalan bir kız bebek...çok etkilemişti beni....

bir de selin adında kara mı kara kapkara bir kız çocuğu vardı.ismini söylemekte sakınca görmüyorum...şansları varsa eğer isimleri değişecek...selin ,ayşe, fatma...ya da ali, veli ,ahmet meee met.ne farkeder ki...
selin..başka bir şeydi...canlı capcanlı bir şeydi...diğerlerinden daha bir çocuk...kıpır kıpır yerinde durmaz bir şey...bittim ona...oradaki bakıcı anneler benimki garanti nasılsa şunu da bana verin karnıma saklayım götüreyim demiştim güldürmüştüm oradakileri...içinize saklanası selin....

akıbeti ne oldu kimbilir?






daha gelmiyor...............

baktım da....
yazı tahtasını çiziyle boylamasına ikiye bölmüş...birine yazdıkları aynen şöyle:

aşağıdaki mendillerden çok ıslak olanı maviye(mavi yazısını maviyle yazmış)
biraz ıslak olanı kırmızıya(kırmızıyla )
hiç ıslak olmayanı ise siyaha(siyah yine)
boyayınız...aşağıya da üç mendil çizmiş...ona göre çok ıslak,biraz ıslak ve hiç ıslak olmayan : )



diğer ikinci bölüme de bir resim çizmiş...sonrasında sormuş...burada ne kadar daire var:kutuya yazın...:KK48:
geleceğin karikatüristi olur mu dersiniz?
 
öğrenilmiş çaresizlik:

yarım saat kadar önce uyumaya çalışırken beni şimdi buraya yazmaya teşvik eden düşünceler...uyutmayan..şimdi; dedirten.

yüksekti ...çok yüksekti yataklarının yüksekliği...bir yaş çocuğunu konduğu karyolalar....tututnma yerlerine sımsıkı sarılırlar da al beni derler...direnirler uyumaya..ama yok öyle ağladığında onlaro kucaklarına alacak bir çift el...kol,bacak. beden.
ağlar ağlar ağlarlar...sonu...ağlamaktan yorulmuş uyumaya mecbur bırakılmış minik bedenler...bir yaş çocukları...
ancak...ancak siz merhamet ederseniz alırsınız kucağınıza...sakinleştirir huşuuu ile uyutursunuz.o yavruya çaresizliği öğretmeden...
öğrenilmiş çaresizlik bu olmalıydı evet...

kızımla birlikte büyüyorum...duygularım da gelişiyor büyüyor...gelişiyor olgunlaşıyor...beni uyutmayan ışılar çakıyor bana...yaz diye...
sonrasında burada buluyorum kendimi...

acitasyon değil,bir ezik hissettirme değil benimkisi...okuduklarımdan yaşadıklarımdan canlı capcanlı öğrendiklerim...
şimdi burada yazdığım gibi canlı,,,,sağ.

kızımın bana benimde ona alışmaya çalıştığımız o bir hafta içerisinde....çocukların herşeyleri bir zamana bağlanmış...askerii usul.şu saatte yiyeceksin...şu saatte uyuyacaksın.şu saatlerde gez ,emekle, uykun gelirse uyuyabilirsin uykunun geldiği yerde.ister bir oyuncağın üstünde ister uyumuş başka bir bebenin herhangi bir uzvuna değmiş olarak...
oradaki anneler....hepsi annecimli konuşuyorlardı ya...şimdi şimdi anlıyorum sahte olduğunu..annelik bir robot gibi yapılacak bir şey değil...ya da askerii usul..yat uyu kalk ye ..yine yat uyu..yine ye..suyunu iç...ya da meyve suyunu...her ne ise.

şimdi şimdi çözümlüyorum...birşeyleri anlıyordum da...kızımın sarhoşluğundan...

çok yüksek 1 yaş bebeklerin karyolaları...çok yüksek...düşüp bir yerlerini incitmesinler diye değil...kucağa alınmayı istemesinler diye....tırmanıp çıkamasınlar diye..
kayıtsızdı oradaki anneler...bakıcı anneler...anne...nasıl hepsi bütün çocukların anneleri olabiliyordu ki...karışık...çok karışık .

uyuma odası....var mı evlerinizde çocuklarınızın uyumaya bırakıldıkları uyuma odaları...

ağlaya ağlaya .....sesleri kesilinceye,,,,,kısılıncaya kadar ağladıkları uyuma odası........

ağlama odası ;daha doğru değil mi?

hepsinin sesleri birbirlerine karışıyor.ve öğreniyorlar uyumayı....çaresizlik içinde uyumayı...bitkin ,yorgun.mecburen uyumuş...

öğrenilmiş çaresizlik bu olmalı.

karyolaların arasında gezinirken...(benimki uyuduğunda gezinirdim odayı,,,,hatta diğer odaları)strateji geliştiren bir başka bir yaş kız bebeği vardı...sizin yüzünüzü gördüğünüzde gülümsemesini ağzının sonlarına kadar yayan...siz başınızı çektiğinizde duran sabit kalan bir kız bebek...çok etkilemişti beni....

bir de selin adında kara mı kara kapkara bir kız çocuğu vardı.ismini söylemekte sakınca görmüyorum...şansları varsa eğer isimleri değişecek...selin ,ayşe, fatma...ya da ali, veli ,ahmet meee met.ne farkeder ki...
selin..başka bir şeydi...canlı capcanlı bir şeydi...diğerlerinden daha bir çocuk...kıpır kıpır yerinde durmaz bir şey...bittim ona...oradaki bakıcı anneler benimki garanti nasılsa şunu da bana verin karnıma saklayım götüreyim demiştim güldürmüştüm oradakileri...içinize saklanası selin....

akıbeti ne oldu kimbilir?






daha gelmiyor...............

Selam aleykum Güzel Denizin kendinden de güzel annesi ))) Uzun süre sonra sizinle tekrar birlikte olmak çok güzel.

Anne olduktan sonra kafami en çok kurcalayan çaresizlik duygusunu dillendirmişsin. Aklima, kalbime sığmıyor, bir bebeğin en çok ihtiyaç duyduğu şey sarılmak olduğu halde, hiç sarılamadan büyümek... Nasıl bir çaresizlik duygusudur o... Bir çocuk bir aileyi doğal istekleri ile zorluyorsa, o kadar bebek bir kaç bakıcı anne ile nasıl büyür... Bir de hiç bakıcısı falan olmayanlar var ya... Anne olduktan sonra anladım, İslamda yetim başının okşanmasının teşfik nedenini. Bir baş okşamaya o kadar sevap boşuna verilmiyor.

baktım da....
yazı tahtasını çiziyle boylamasına ikiye bölmüş...birine yazdıkları aynen şöyle:

aşağıdaki mendillerden çok ıslak olanı maviye(mavi yazısını maviyle yazmış)
biraz ıslak olanı kırmızıya(kırmızıyla )
hiç ıslak olmayanı ise siyaha(siyah yine)
boyayınız...aşağıya da üç mendil çizmiş...ona göre çok ıslak,biraz ıslak ve hiç ıslak olmayan : )



diğer ikinci bölüme de bir resim çizmiş...sonrasında sormuş...burada ne kadar daire var:kutuya yazın...:KK48:
geleceğin karikatüristi olur mu dersiniz?

Çok akıllı bir çocuk maşallah. Hem zeki, hem yaratıcı. Bağzı çocuklar var ki, onun geleceğini bir çok alanda göre biliyorsun. Deniz tam da öyle bir çocuk, maşallah.

Okurken kendimi hikyenizde kayb ediyorum. Bir gün gerçekten derleyip, toparlayıp kitap şekline salmanı çok isterim ve tavsiye ederim. Yalın duygularla harmanlıyorsun yazdıklarını. Sizi her okuduğumda zevk alıyorum. Her şey toz pembe demiyorsun, ancak hayattan seçip yazdıkların insanı alıp götürüyor. Okudukca mutlu hiss ettiriyor. Her halde senin hiss ettiklerinin karşı tarafa yansımasıdır bu. Sizi çok seviyorum.

P.S. Biz yine İstanbuldayız. Eğer bir gün farklı bir kaçamak yapmak isterseniz, kapımız size sonuna kadar açıktır. Beklerim. Çokta mutlu olurum.
 
Back
X