Dip değildir o.. Dip olan senin hissiyatın sadece... Minnacık bir çaba ile bakış açısını değiştirip o hissiyattan çıkabilir insan..
Bazen öyle durumlarla karşılaşıyoruz ki "ne yapayım kaderim buymuş " deyip kabulleniriz. Bazen ise "kaderimi belirleme gücü ben de" diyerek harekete geçeriz. "Hayat tıpkı hava gibi, sizin kontrol edebileceğiniz bir şey değildir." diyen bir cümleye de hak veririz, ya da "hayatımı ben belirleyebilirim, kurban olmamayı seçiyorum" diyene de. Hangisi doğru ?
Aslında ikisi de doğru. Sadece ikisi de farklı düzlemlerde çalışıyor. Yaşam gerçekten de kontrol edemeyeceğimiz olaylar ve durumlardan oluşur. Bazen siz ne kadar planlasanız da, kontrol çabasında olsanız da, olan sizin düşündüğünüzden çok farklıdır. Olaylar, durumlar hayatın bir düzeyidir. O zaman ne yaparsınız? Bir tepki verirsiniz. Tepki kelimesini "karşılık, cevap " anlamında kullanıyorum. Her ne kadar olayın/durumun üzerinde bir kontrolünüz olamadıysa da vereceğiniz tepkiniz üzerinde yüzde yüz kontrol şansınız vardır. Düşünceleriniz, yaşanmışlıklarınız ve duygularınızın bir sonucu olan tepkiniz de bir diğer düzeydir.
bizler bu iki düzeyi birbirine karıştırdığımız için kafa karışıklığı yaşıyoruz diye düşünüyorum. Son zamanlarda sıkça duyduğunuz "akışa bırakmak " kavramını sadece olaylar/durumlar düzleminde kullanmamız gerekir. Hava gibi değiştiremeyeceğim bir durumda akışa bırakmak, teslim olmak, olanı, gerçeği kabul etmektir yapmamız gereken. Evet havanın o gün kötü olması, benim tüm planlarımı alt üst etmesi, benim kaderimdir. Değiştiremem. Kontrol edemem. Ancak bana hediye edilmiş seçim şansımı, vereceğim tepkide kullanabilirim. Kontrol sahibi olduğum, sadece benim karar vereceğim, benim seçeceğim bir karşılık verebilirim bu olaya. Havaya kızar, küser, kendimi tüm dünyaya kapatır, somurturum ya da elimdekiyle mutlu olmayı seçebilirim. Elimdekiyle mutlu olmam bana esnek düşünüp, esnek davranma avantajını sağlar. Düşündüğüm günü değiştirip, yeni bir gün yaratırım kendime. Mesele etkili ya da etkisiz bir seçim yapmaktır burada.
Esnekliğimi koruduğum sürece, tepkilerimi seçebilirim. Tepkiler düzleminde kaderimi kendim yaratırım. Olaylar düzleminde olanı kabul ederim, onaylamasam da. "İçimde bana acı, sıkıntı veren şey hangi düzlemde çalışıyor şu anda ?" sorusu bize yol gösterecektir. Yaşadığım olaya/duruma ki o zaten oluyordur, oradadır, ona mı takılı kalıp kabul etmiyorum, yani olaylar düzleminde miyim ? Yoksa verdiğim tepki etkili mi etkisiz mi ? Söylenme, şikayet, karamsarlığı mı seçiyorum ya da kabul, yaratıcılık, çözüme yönelmeyi mi ?
???? Sabırla :))