- 2 Eylül 2012
- 41.590
- 141.626
- 598
- Konu Sahibi La Que Sabe
-
- #61
minik_meleklerim,
Neden buradasınız?
Din iman konusu, tartışması yapmıyoruz. Lütfen sizden önce yazılanları okuyun.
Üç mesajınız var ama başlığın ana konusuyla ilgili tek cümleniz yok.
Tartışmak istiyorsanız şayet daha evvel de dediğim gibi başka başlıklarda yapabilirsiniz, yapabiliriz.
Konuya odaklanmanızı tercih ederim. Beklentim bu yönde.
Selamlar.
milliyet ve din düşmanlığı? garip bir hayal gücü. siz zaman okuyorsunuz galiba. her neyse, gelelim sorunuzun cevabına, evet okudum. annem her sene hatim indirmeye çalışan birisidir, öyle çocuğunu dini açıdan kendi haline bırakan bir ailede büyümedim. ne nedir, ne değildir, ne günahtır... vs ellerinden geldiğince öğretmeye çalıştılar. çocukken kuran kursuna da gönderildim (hoca taciz etti o ayrı). dinini bilen tek siz değilsiniz. öte yandan, madem ÇOK hakimsiniz, islamda kadının 2. plana atıldığını biliyor olmanız gerek. kadın ne yaparsa yapsın kocasının hakkını ödeyemezmiş... dini nikahlarda bile, 2 kadın eşittir 1 şahit.
diyelim ki milliyet dediğiniz gibi din düşmanı olsun, yazılanlar yalan değil ki. hangisi yalan söyleyin madem doğru değil diye iddia ediyorsunuz.
kraldan çok kralcıların olduğu bir toplumuz biz, bunu kimse unutmasın.
Evet benim kimliğimde de islam yazıyor ama yazarken bana sormadılar dine inanmadığım halde kuranı okudum, okumadığım ya da bilmediğim sonucuna 3 cümlemle nasıl karar verdiniz bilemiycem ama bahsettiğiniz değer nisa suresinde geçen değerlerse; anlamı bile kadın olan surede miras paylaşımı anlatılırken erkeğe kadından daha fazla hak veren, birer, ikişer,üçer.. eş alabilirsiniz diyen bir din kitabının eşitliğinden kimse söz edemez bana..
Zaten esas konu da bu değildir. Bari bu konuda tartışma çıkmasın diyenler olmuş, ben zaten tartışma çıkarmaya gelmedim. İnsanların işine gelmeyen iki kelam edince hemen saldırılar başlıyor bunun adı da tartışma oluyor..
Kürtaj yasası ve 4+4+4 tartışmalarında da blogumdan ve buradan yazıyordum. Kürtaj yasasına karşı ben dahil, hiç evlenmeyen, çocuğu olmayan kadınlar bile o gün nasıl mücadele verdiysek , diğer konularda da konuşarak, tartışarak, sesimizi çıkararak sonuca varacağız. Bu tepkiler siyasilere yetmedi, kimse umurlarında değil, isteklerini her zaman yerine getirecekler ki eğitim yasası komisyonda görüşülemeden geçti! Ama susmaya devam edersek en başından kaybederiz.
Yakın zamanda ayrıldığı eşinin tecavüzüne uğrayan bir kadının davası da sonuçlandı eski eş sadece darptan ceza aldı! Ne kadar ses getirdi bu olay medyada? Konunun dine gelmesi işte bu yüzdendi. Bir önceki mesajımda yazdım kapalı bir kıza değil tüm kadınlarımıza sahip çıkmalıyız. Sorumlu tüm kurumları görevlerini ciddiyetle yapmaya yönlendirmeliyiz. Bakınız trt'de aile ve sosyal bakanlığının politikalarını anlatırcasına bir dizi yayınlanıyor, Böyle Bitmesin. Ben o diziyi izlerken bu mu yani bizim politikalarımız diyorum çoğu zaman.. 3 kişi bir aileyi ele alıp barıştırmaya çalışıyor ama kadının haklarını ve kadının kendisini korumaya çalışan yok.. Ne düşünürseniz düşünün ben fikirlerimden vazgeçmeyeceğim. Ben, kadını evde oturup çocuk doğuran, sesini çıkarmayan robotlara dönüştürülüyor olarak görüyorum.. Kadının beden ve ruh sağlığı kimse umrunda değil sadece anneliği önemli, eğitemediğimiz bu kadar çocuğu ne yapacaksak..
Konu çetrefilli yazdıkça dağılıyorum, sonuç olarak kendi aramızda neden bu kadar çatıştık anlayamadım, her türlü oluşumun içinde olurum, elimi taşın altına koyarım!
Arkadaşım ayrıca da makina mühendisliği okudum başımı kaldırıp kimseye yan gözle bakmadım kimse de bana bakmadı, çünkü orada herkes çağdaş ve medenidir kimse bu tip bir şiddetin içinde olmaz...
Dostum ağzına sağlık.yazık oluyor konuya...
çok yerinde ve her zaman dile getirilmesi gereken şeyler paylaşılmış...
kadın önce kendi değerinin farkında olmalı...erkeğin ve egemen olduğu toplumların dayatma rollerinden sıyrılıp benliğini bulmalı...önce "sinek kadar kocam olsun başımda olsun, kocamdır severde döverde, erkektir yapar, kadın saklanmalı, topluma karışmamalı" gibi saçma, kadını aşağılayan düşüncelerden kurtulmalı...kadın yapabileceklerinin, aslında kimseye muhtaç olmadığının önce kendisi farkında olmalı...kendisini sınıflandırıp "kadın" olmaktan çok öncelikle "insan" olarak görmeyi başarabilmeli...
idam cezası için değil bunun için farkındalık...suçlar işlendikten sonra çare aramak yerine, suçu ortadan kaldırma yollarını aramalı...bunun için çokça okumalı, yazmalı, konuşmalı düşünmeli....
toplum olarak birilerine teba olma zihniyetinden sıyrılıp, kişisel değerimizin, gücümüzün, haklarımızın farkına vardığımız gün tüm bu sorunlar kendiliğinden çözülecektir...
sadece biraz farkındalık...
yazık oluyor konuya...
çok yerinde ve her zaman dile getirilmesi gereken şeyler paylaşılmış...
kadın önce kendi değerinin farkında olmalı...erkeğin ve egemen olduğu toplumların dayatma rollerinden sıyrılıp benliğini bulmalı...önce "sinek kadar kocam olsun başımda olsun, kocamdır severde döverde, erkektir yapar, kadın saklanmalı, topluma karışmamalı" gibi saçma, kadını aşağılayan düşüncelerden kurtulmalı...kadın yapabileceklerinin, aslında kimseye muhtaç olmadığının önce kendisi farkında olmalı...kendisini sınıflandırıp "kadın" olmaktan çok öncelikle "insan" olarak görmeyi başarabilmeli...
idam cezası için değil bunun için farkındalık...suçlar işlendikten sonra çare aramak yerine, suçu ortadan kaldırma yollarını aramalı...bunun için çokça okumalı, yazmalı, konuşmalı düşünmeli....
toplum olarak birilerine teba olma zihniyetinden sıyrılıp, kişisel değerimizin, gücümüzün, haklarımızın farkına vardığımız gün tüm bu sorunlar kendiliğinden çözülecektir...
sadece biraz farkındalık...
sen istediğin gibi düşünmekte serbestsin.ama madem istedin doğru olmayanları ya da yanlış yorumladığın şeyleri söyleyeyim.
1) şahitlik meselesi. kadının yaratılıştan gelen duygusallık özelliğinden kaynaklanıyor.belki her kadın duygusal değildir ama genel itibarıyla biz kadınlar duygularımızla hareket ederiz.bu yüzden yanlış yönlendirmelere sebep olunabilir.ama 2 insan aynı yanlış üzerinde birleşmeyeceği için Allah 2 kadının şahitliğini istemiştir.
2)miras meselesi. burda kadın kocası da düşünülerek bu kural konuyor.yoksa bekar ve bakıma muhtaç olanların haklarını dinimiz her zaman savunuyor. ayrıca bir kadın ailesine bakmak zorunda değildir,çalışıp para kazanmak zorunda değildir.(çalışamaz demiyorum zorunda değildir diyorum)ama bir erkek ailesinin geçimini sağlamak zorundadır. bu yüzden mirastan daha fazla pay sahibidir.
3)boşanma hakkı vardır.kadın nikahı kıyılırken boşanma hakkı talep edebilir.ve bunu talep ederse ona bu hak verilir ve boşayabilir.ama yine kadının duygusal yaklaşımı sebebiyle bu hakkın kullanılmasını şahsım adına tercih etmiyorum ama erkeğin zulmü söz konusuysa kadının boşama hakkı vardır.
4)erkeğin çok eşle evlenebilme izni vardır doğru ama bu bazı şartlara bağlanmıştır ve Allah kuranı kerimde tek eşi tavsiye etmektedir.çünkü eşler arasında dengesizliğin olacağını ve bu da kadına zulüm haline geleceğini söylemektedir.ama bu ayetin indiği dönemi de göz önünde bulundurarak meseleye bakın.erkekler savaşlarda şehit oluyordu ve kadınlar ortada kalıyordu.bu izin o dönem için çok gerekliydi ve tamamen kadının himayesi içindi.
5)kadının yeri evidir meselesi.islam kadına çalışma izni veriyor bu günah değildir ama dini bazı kuralları ihlal etmedikçe.ayrıca yüzü peçe ile kapatma zorunluluğu yoktur tesettür el ayak ve yüz dışındaki yerlerin örtünmesi suretiyle gerçekleştirilir.bu da fiziken zayıf olan kadını yabancı erkeklerin nazarlarından ve saldırısından korumak içindir.her erkek iyi niyetli değil çünkü bunu inkar edemezsiniz.kapalı bayanlara saldırmıyorlar mı evet malesef oluyor.ama günümüz insanının canavarlığıdır bu tesettürün ya da açık olmanın değil.
6)erkeğin birkaç adım gerisinde yürümelidir mi buna sadece gülüyorumböyle birşey yok.bizzat Peygamberimiz asla böyle bir uygulama yapmamıştır.bu günümüz insanının cehaletinden kaynaklanan bir durumdur
7)kadının kocasına itaat etmesi emrediliyor bu doğru ama haşa bu Allah'a itaatle bir tutulmuyor.Allah'a isyan olan yerde kula itaat edilmez.burda sadece meşru istekleri deniliyor. ve kocalara kadınları incitmemeleri emrediliyor.burda asla bir zorbalıktan bahsedilmiyor.
8)cennete girebilmek mutlak surette kocanın rızasına bağlı değildir.bir kadının kocasının rızasını alması aynı şekilde erkeğin de hanımını razı etmesi Allah'ın da rızasına vesile olabilir.kastedilen mana sadece bu.karşılıklı sevgi ve muhabbet temin edilemeye çalışılıyor.eğer evliyseniz her iki taraf için de dediğim dedik tavırlar huzuru bozar bilirsiniz.burda karşılıklı bir hoşgörü isteniyor.ama bakın bu ayetlerin indiği dönemde kadınlar çalışmıyordu ve kadının ortalama 20 yaşından sonra tüm bakımı erkeğe aitti.erkek evlendiği kadının bakımını üstlenmek zorundadır.bu yüzden erkeğin kadına daha çok hakkı geçiyordu.
9)kadın yönetici ve devlet başkanı olabilir.kadınlardan peygamber gelmemesi farklı bir sebeptendir.ama bu onlara seçme hakkı verilmemesi demek değildir.devlet başkanı olamaz diye bir kaideye ben hiçbir kitapta rastlamadım.ama erkeklerin daha mantıklı ve oturaklı kararlar vereceğini düşünerek yorumlayan bazı alimler olmuştur ama bu dinin kuralı değildir.
10)sağlık konusunda dinimiz asla bir kısıtlama koymamış.ben kendim de erkek jinekoloğu tercih etmiştim.burdaki en iyi doktor oydu çünkü. ama kadının kadına muayene olabilme şansı varsa kadın kendi isteğiyle isteyebilir kadın doktoru çünkü kendini daha rahat hisseder.ama dinde erkeğe muayene olamaz diye birşey yok
11)şarkı söylemek meselesi de çok komik buna da gülüyorumdin alimleri sadece daha faydalı şeylerle meşgul olmayı tavsiye etmişlerdir.ama şarkı türkü eğer içinde Allah'a isyan içeren sözler yoksa dinlenmesi söylenmesi bir sakınca içermez.
ve bütün bunlarda belki bizim bilmediğimiz ne hikmetler vardır.benim söyleyeceklerim bu kadar.cevap hakkı tanıdığın için teşekkür ederim
yazdıklarınızın hepsine verecek cevabım var ancak konunun sapmasından şikayetçiler sayfalardır, hak veriyorum ve bu yüzden konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum. bana "yorum"ladığımı söylemişsiniz, ama sizin yazdıklarınız da yorumdan öteye geçememiş. sırf siz "sadece gülüyor"sunuz diye, doğruluğunu, uygulanmasını kaybetmiyor bazı şeyler.
Cıvata imalat fabrikasında stajımı yaparken sahadaki tek kadındım başka kadın makina mühendisleri de vardı fakat ofis kısmındalardı. Yaz okulu notlarım açıklanıp bir dersten kaldığımı öğrenince çok sinirlendim hırsımı alamayıp saçlarımı bakıra boyatıp sarı balyaj attırdım çok açık bir renk oldu. Ve ertesi gün fabrikaya gittiğimde saçlarımı toplamamı ve hem hava hem de çalışılan ortam çok sıcak olmasına rağmen polyester bir önlüğü giymem istendi.. Normalde stajerler sadece tshirt giyer, idari personel dışarı çıkarken önlük giyermiş. O güne kadar böyle bir girişimleri olmayan sevgili mühendisim 50 derece sıcakta yaktı kavurdu beni, üstelik işçiler çok saygılı insanlardı ve olası bir mobbing den yine bir mobbing le korunmuş oldum!
Ayrıca Amerika'da 4 aylıktan büyük gebeliğiniz varsa ayrımcılığı önlemek amacıyla işten çıkarılamıyorsunuz.. Böyle bir yasa ülkemizde de uygulanacakmış. Hamile olduğu için işten çıkarılıp, çocuğunu 1-2 yaşına getirdikten sonra 30 lu yaşlarında iş bulamayan kadınlarımız açısından umut verici, umarım bir an evvel bu konuya sıra gelir mecliste..
160 ülkede kadınlar, kendilerine uygulanan şiddeti dans ederek protesto edecek.
Türkiye'de de 1 milyon kişinin katılması beklenen eylemi İzmir Tanıtım Derneği üstlendi
Video için tıklayın : Dünya kadınları ayaklanıyor. Kadına Şiddete HAYIR !!!
Dünya kadınları, 14 Şubat Sevgililer Günü'nde kadına yönelik şiddeti protesto etmek için ayaklanıyor. Bu kez de dans ederek seslerini duyurmaya çalışacak olan kadınların hedefi büyük. Kampanya dünyada "One Billion Rising" adıyla aynı ismi taşıyan internet sitesi aracılığı ile yaklaşık 160 ülkede yürütülüyor. Hareketin dünya lideri; şarkıcı, aktrist, oyun ve kitap yazarı Eve Ensler.
Dünyada her üç kadından birinin şiddete maruz kaldığını söyleyen İzmir Tanıtım Derneği Başkanı Hakan Doğanay, Türkiye'de 100 farklı noktada dans ederek eylem yapmayı planladıklarını belirtti. Sosyal medyada duyuruların yayınlanmasıyla, kadınlar örgütlenmeye başladı. 14 Şubat'ta kadınlar, hediye almak yerine bulundukları yerde dans edecek. Yani dans ederek ayaklanacak.
ÜÇ KADINDAN BİRİ MAĞDUR
Geçtiğimiz yıl hemen hemen her gün verdiğimiz kadına şiddet haberleri, yeni yılla birlikte hız kesmeden devam ediyor. Maalesef ülkemiz, kadına yönelik şiddette dünya ikincisi, kadın-erkek eşitliği sıralamasında da 134 ülke arasında 129. sırada bulunuyor. Polis kayıtlarına göre, ülkemizde günde yaklaşık 138 aile içi şiddet olayı yaşanıyor. Ve yine anlam vermesi çok güç ama dünyada her üç kadından biri şiddete maruz kalıyor.
Şiddet ilk etapta sadece dayak olarak algılansa da, unutulmamalı ki bunun içinde tecavüz, taciz, sünnet, recm gibi insanlık ayıbı durumlar var. Kampanyada hedef, dünya çapında 1 milyar kadına ulaşmak. Kampanyayı dünyada "One Billion Rising" adıyla duyuran hareketin lideri; şarkıcı, aktrist, oyun ve kitap yazarı Eve Ensler. (Biz kendisini daha çok tüm dünyada ses getiren Vajina Monologları'nın kitap-oyun yazarı ve başrol oyuncusu olarak tanıyoruz.)
İzmir Tanıtım Derneği Başkanı, aynı zamanda radyo ve TV sunucusu Hakan Doğanay, 14 Şubat'ta tüm Türkiye'de ve özellikle İzmir'de çok büyük bir etkinlik yapmaya hazırlandıklarını açıkladı. Doğanay, "İzmir'deki eylemin yeri tam netleşmemekle birlikte, saat olarak 13.00-14.00 arasını düşündük" dedi. Türkiye için "Sen de 1 ol" sloganının kullanacağını belirten Doğanay, "Hedefimiz bu eylemin tüm Türkiye'de gerçekleştirilmesi ve amacından saptırılmaması. Yani bu eylem için araç olarak kullanılan dansın, doğru anlaşılması gerekli. Bu hareket bir dans gösterisi değil, bir eylem, bir yükseliş, bir başkaldırı, hatta bir uyanış. Bu eylem için özel koreografiler hazırlanacak" diye konuştu.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?