ben de gün sayardım doktor ramdevusuna. bebeğin hareketleri sürekli hale gelince nispeten biraz rahatlıyor insan ama onda da yine ya bir sey olursa, ya erken doğarsa, ya ölü doğarsa diye düsünceler yine oluyor..
ben doğum anına kadar bebeğimi kucağıma alabileceğime inanmıyordum. bebeğime bir sürü kıyafet alıp sanki hiç giyemeyecek gibi tribe giriyordum. genel olarak da sürekli kötüyü düsünen bir yapım var.
ama bebeğim doğdu hatta erken geldiği için kesin yoğun bakıma falan alınır diyordum direkt kucağıma verdiler

aldığım tüm kıyafetleri giydi hatta hepsini kücülttü artık yenilerini giyiyor
kırkını göremem dedim gördüm, 3.ayını göremem dedim gördüm

hayat böyle. sanırım biz de biraz zehir ediyoruz kendimize. ama evlat öyle baska bir sey ki.. altı günlüklen bir kez öksürdü diye acile kostuğumuz oldu. doktor da “ilk cocugunuz değil mi? belli oluyor” diyip güldü bize

ama yine klasik seyi söyleyeyim size.. yasayacak günü varsa ne yaparsanız yapın o gününü yasıyor.. ben iki kez kanama yasadım gebelikte.. ödümüz koptu. her kontrolde doktorun kapısında doktorun kalp atısını duyamayacağını hayal edip triplere girdim

hepsinde de gayet güzel haberlerle döndük
bebeğim için korktuğum hiçbir sey çok sükür olmadı.

simdi diyorum keske keyfini çıkarsaydım tüm bu zamanların. ama yüne biliyorum yarın burnu aksın ben ayılıp bayılmaya baslarım
