Toplumsal felaketlerden sonra normal hayata dönememek.

Bende artık bitti bugün son dedim ama duramadim yerimde attım kendimi sokaklara.iyiki yıkılmadı 😞
Allah bir daha yaşatmasın:( Öyle duydum haberlerde bacaklarının arasına almış annesi diye. Mutfakta buzdolabı bulaşık makinesinin arasında kalmış yvrm ya tertemiz masum.
 
Üzgünüm. İçim paramparça. İzmir depreminde yaşanan acıları, yarım kalan hayatları, eksik kalan aileleri ben aşamıyorum. İyi hissedemiyorum. Pırıl pırıl gençler. Ufacık yavrular. Düşünmek istemiyorum ama başaramıyorum. Keyif almak amacıyla yaptığım günlük sıradan şeyler bile, bir kahve içmek bile zul geliyor bana. İnanın duş almak bile gelmiyor içimden. O hevesle aldığım kıyafetlerin hiçbirine gitmiyor elim, bulduğumu zorla geçiriyorum sırtıma. İşe gitmek zorunda olmaya dahi isyan edesim var. Pazartesi sabah başımda dikilen vatandaşlara “derdin bu mu gerizekalı insanlar ölüyor şu an” dememek için kendimi öyle zor tuttum ki... Böyle bir felaketten sonra o insanlar hayatına nasıl devam edecek allahım nasıl... Okulundan izin alıp eve gelen ve ölen gençler, arkadaşına kahve içmeye gidip depreme yakalanan genç kadın, markette ölen insanlar, dişçide ölen insanlar... Günlük en basit, en sıradan hareketlerimiz. Anlık seçimlerimiz. Acaba salon yerine mutfakta oturuyor olsa kurtulacaklar mıydı. Ya da merdivene koşmasa küçükyumuk ailesi. Helim amca marketten ne alacaktı acaba. Durmuyor düşüncelerim. Biliyorum normal değil. Duyarsız bir insan olmak istemezdim asla, cadılar bayramı partisine katılmaktan bahsetmiyorum ama ben bu kadar güçsüz hissetmekten yoruldum. Beynim canımı yakıyor.
Çok zor evet, ben kendimce ölüm gerçeğini her haliyle kabullenerek aşmaya çalışıyorum. Evet ölüm var. Bu insanların vakti o zamana kadarmış. Bakkala gitmesi gerekiyormuş ki vakti dolduğu için son durağında bulunmalıymış. Yani böyle anlatınca saçma olabilir ama içselleştirince öyle değil.
 
Deprem o kadar farklı ve kötü his ki ELAZIĞ depremini yaşadım. O an yanındakileri düşünmekten hayat üçgeni şu bu aklına gelmiyor. Ya sevdiklerim ölürse gözümün önünde ben ne yaparım diye düşünüyorsun... Tek çözüm başta sağlam ev tercih etmek.11 ay oldu ve henüz o korkuyu atamadım. 2 çocuğum var. Ayrı odada yatıramıyorum onları...
 
Hepimizin başı sağolsun🥺 Çıkarılan her bir cansız beden için canımdan can gitti. 21 yıl önce yaşanan depremden hiç ders alınmamış. Hiç fark yok, aynı kaos, aynı ihmalkarlık yüzünden aynı ölümler. Aynı deprem Japonya’da olsaydı bir kişinin bile burnu kanamazdı. Çok üzgünüm.
Meclise sunulan 10 larca deprem onergelerinin hepsi ama hepsi reddedilmiş. Reddedenler o koltuklarda olduğu sürece , millet onların şaksakçılığını yaptığ,ı , gözü kör olduğu sürece daha çoook canlar yanacak. Amaaaan yeterki birileri çarpık yapılanmayla , çaldıkları demir çimento paralarıyla gününü gün edipkeselerini doldursunlar.Nasılsa arkalar sağlam. Kıçı kırık 50 100 canın , ana kuzusunun , yetim kalan cocukların lafı bile olmaz.
Sebep olan kim varsa allah belasını versin.
 
Alya beni bitirdi. Köfte ayran istedi ama bir daha annesi ona köfte ayran yapamayacak. Köfte ye ağlanır mı çok ağladım. Niye yaaa , niye. Allahtan geleni asla sorgulamıyorum ama 2 ayaklı şerefsiz , merhametsiz ,vicdansız , para için o binaları çürük yapanlara , çürük raporu olduğu halde onları o evlere mahkum edenlere yanlış olan her şeye lanet ediyorum. Oy kurban olurum alya bebek.
 
ayni durumdayim günlerdir kendime gelemedim. icimden hicbir sey yapmak gelmiyor.
pazartesi dogum günümdü ama kutlamayin dedim herkese.
ve dogum günümde viyanada terör saldirisi oldu.
her sey o Kadar korkunc ki - dünya nereye gidiyor böyle..
hic iyi günler beklemiyor bizi - gidisat onu gösteriyor.

depremi izledim her gün tv yi acip insallah sag biri cikar diye dua ettim cok üzgünüm cok
 
Hislerime tercümansınız.. inanın kaç gündür uyuyamıyorum. oğlumun yanından ayrılmak istemiyorum. yatağında yatıramıyorum biliyor musunuz? ya deprem olursa ya o ayrı yattığı için bişe gelirse başına diye. sürekli deprem olursa nereye sığınacağımızı hesap ediyorum. sinirlerim laçka oldu.. ev dayanıklı mı onu bilmiyorum mesela.. çatlaklar yok binada ama ya dayanıklı bir bina değilse? sonuçta eski bir yapı diyorum. neler neler inanın.. oğlum köfteyi yok sever ve dün ayda nın köfte ayran isteği beni bitirdi.. annesiz kalışını içimden atamıyorum.. kimse böyle acılar yasamasın temennim o..
 
Keşke buna bakanlar ne demek istediğiniin yarısını bakın hepsini değil yarısını anlasa . Ama yok bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
A7987419-7B3C-4C3C-A92A-F920FFC3103F.jpeg
Nerden tutsan elinde kalıyor, insan hayatının hiçbir önemi yok güzel ülkemde. Şans eseri yaşıyoruz
 
Ben nedense inciye çok etkilendim. Durup durup videoyu baştan izliyorum. Kardeşim kadarmış, evde tek. Ailesi kim bilir dışarıda nasıl öldü öldü dirildi. Elimi tutun demesi beni çok etkiledi.
 
Konu sahibi sizinle aynı duyguları paylaşıyorum, üstelik depreme Seferihisara çok yakın bir yerde yakalandık. O anları anlatmam mümkün değil, gerçek çaresizliği işte ozaman yaşadım. Binanın betonlarından gelen sesleri ve uğultuyu kafamdan atamıyorum, çocuklarımın üstüne kapanıp sadece bitmesini dua ettim fakat o saniyeler bitmiyordu. Hala kendimize gelemedik, en ufak seste irkiliyoruz sinirlerimiz çok gergin. Her giden veya kurtulan cana ağlıyorum, annem bile normal hayata dönmemi söylüyor ama o soğuk enkazın altında bulunan yüzlerce insan aklımdan, kalbimden çıkmıyor. Deprem ülkesiyiz ve devletin bu konuda daha çok önlem alması lazım, önüne gelen herkes müteahhit olmamalı,daha çok denetim ve sağlam binalar için daha çok yatırım şart.
 
Üzgünüm. İçim paramparça. İzmir depreminde yaşanan acıları, yarım kalan hayatları, eksik kalan aileleri ben aşamıyorum. İyi hissedemiyorum. Pırıl pırıl gençler. Ufacık yavrular. Düşünmek istemiyorum ama başaramıyorum. Keyif almak amacıyla yaptığım günlük sıradan şeyler bile, bir kahve içmek bile zul geliyor bana. İnanın duş almak bile gelmiyor içimden. O hevesle aldığım kıyafetlerin hiçbirine gitmiyor elim, bulduğumu zorla geçiriyorum sırtıma. İşe gitmek zorunda olmaya dahi isyan edesim var. Pazartesi sabah başımda dikilen vatandaşlara “derdin bu mu gerizekalı insanlar ölüyor şu an” dememek için kendimi öyle zor tuttum ki... Böyle bir felaketten sonra o insanlar hayatına nasıl devam edecek allahım nasıl... Okulundan izin alıp eve gelen ve ölen gençler, arkadaşına kahve içmeye gidip depreme yakalanan genç kadın, markette ölen insanlar, dişçide ölen insanlar... Günlük en basit, en sıradan hareketlerimiz. Anlık seçimlerimiz. Acaba salon yerine mutfakta oturuyor olsa kurtulacaklar mıydı. Ya da merdivene koşmasa küçükyumuk ailesi. Helim amca marketten ne alacaktı acaba. Durmuyor düşüncelerim. Biliyorum normal değil. Duyarsız bir insan olmak istemezdim asla, cadılar bayramı partisine katılmaktan bahsetmiyorum ama ben bu kadar güçsüz hissetmekten yoruldum. Beynim canımı yakıyor.
Sizinle bire bir aynı durumdayım. Benzer şeyleri düşünüyorum. En son Sayra ve Çınar'ın vefat haberinden sonra ağır bir anksiyete krizi yaşadım. Neler düşünmedim ki...Ben 99 depremini yaşayan biriyim. Belki ondan bu kadar ağır yaşıyorum her şeyi diyordum..Ama sorumluların kılını kıpırdatmaması bir de pişkin pişkin sıfır ev alaydınız demeleri acımı ve öfkemi daha da harlıyor.
 
Üzgünüm. İçim paramparça. İzmir depreminde yaşanan acıları, yarım kalan hayatları, eksik kalan aileleri ben aşamıyorum. İyi hissedemiyorum. Pırıl pırıl gençler. Ufacık yavrular. Düşünmek istemiyorum ama başaramıyorum. Keyif almak amacıyla yaptığım günlük sıradan şeyler bile, bir kahve içmek bile zul geliyor bana. İnanın duş almak bile gelmiyor içimden. O hevesle aldığım kıyafetlerin hiçbirine gitmiyor elim, bulduğumu zorla geçiriyorum sırtıma. İşe gitmek zorunda olmaya dahi isyan edesim var. Pazartesi sabah başımda dikilen vatandaşlara “derdin bu mu gerizekalı insanlar ölüyor şu an” dememek için kendimi öyle zor tuttum ki... Böyle bir felaketten sonra o insanlar hayatına nasıl devam edecek allahım nasıl... Okulundan izin alıp eve gelen ve ölen gençler, arkadaşına kahve içmeye gidip depreme yakalanan genç kadın, markette ölen insanlar, dişçide ölen insanlar... Günlük en basit, en sıradan hareketlerimiz. Anlık seçimlerimiz. Acaba salon yerine mutfakta oturuyor olsa kurtulacaklar mıydı. Ya da merdivene koşmasa küçükyumuk ailesi. Helim amca marketten ne alacaktı acaba. Durmuyor düşüncelerim. Biliyorum normal değil. Duyarsız bir insan olmak istemezdim asla, cadılar bayramı partisine katılmaktan bahsetmiyorum ama ben bu kadar güçsüz hissetmekten yoruldum. Beynim canımı yakıyor.
ben de aynı duyguları yaşıyorum.. biz normaliz, umursamaz olan deli gibi parti yapan insanlar anormal.. dünyadan soğudum bu iğrenç umursamaz insanlardan soğudum yemin ederim..
 
Back
X