tüm çabam kendimi gerçekleştirmek için

alexandra vaselyeva

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
3 Eylül 2025
22
26
3
21
Merhabalar, uzun zamandır uzaktan takip ettiğim; fikirlerine ve bakış açılarına güvendiğim insanları barındıran bir topluluk burası. Umarım sizleri çok sıkmadan derdimi anlatabilirim. Şimdiden herkese teşekkür ediyorum.

22 yaşındayım. En son kendi hayatımı ne zaman yaşadığımı hatırlayamıyorum. Dini konulara hiç girmeden üstten anlatacağım, yasak olduğunu biliyorum. Uzun zamandır maruz kaldığım baskılar var. Düşüncelerim, sevdiğim kişi veya fikirler, belirli bir giyim tarzını benimseme, belli kurumlarda kalma/kalmama... Derinlere inmiyorum, anladığınıza eminim. Bu baskılar sonucu şu anda etkilerini yaşadığım psikolojik sıkıntılar çekiyorum maalesef. Üniversiteyi kazanmam da bu sebepten dolayı oldukça gecikti. Bu sene kazandım. Hem de İstanbul'da çok istediğim güzel bir devlet üniversitesinde. Bilerek tüm tercihlerimi aile evinden uzağa yazdım. Uzağa gideceğim diye üzülüyorlar. Ama gerçekten uzağa gideceğim için mi üzülüyorlar? Bu soruyu sık sık düşünürdüm zaten ama bugün annemin benimle yaptığı konuşma sanki bana cevabı da verdi. Ne olursa olsun belli bir çizgiyi (dini kurallardan bahsediyor) aşmamam gerektiğini, benim dik başlı ve asi olduğumu ; bundan dolayı da beni gönderme konusunda tereddütleri olduğunu söyledi. Aslında üzüntülerinin gitmem değil de, beni kontrol edememe düşüncesi olduğunu anladım. Ben asi veya dediğim dedik biri olmadım. Keşke olsaydım diyorum, orası ayrı. Mesela şu an onların istedikleri gibi bir hayat yaşıyorum, giyiniyorum, konuşuyorum ve hatta yiyorum :) Asi olarak görüldüğüm konular genelde kadın hakları veya insanların cinsel yönelimlerine saygı duymam. Bir fenomen hayat görüşünü değiştirip farklı bir yöne geçiyor diyelim ,aklıma gelen en yakın örnek bu oldu, çok şaşırıyor ve kızıyorlar. Ben de onlarla ister istemez tartışıyorum. Kadınların bedeni üzerinde söz sahibi olamayacağımızı, insanların dilediği gibi yaşamaya hakkı olduğunu ve bu tarz cümleleri kullanıyorum. Bu sefer bana ''sen de kesin öyle olacaksın'' diyorlar. ''Öyle'' olmak ne demek ki?

Ben bilerek farklı bir şehir seçtim, kendimi gerçekleştirmek için. İstediğim gibi rüzgarı hissedebilmek için. Biliyorum ki o rüzgarı hissetmemin bedeli bana aile yalnızlığı olarak geri dönecek. Şu anda da yalnızsın zaten diyeceksiniz, haklısınız. Sanırım ailemi diğer baskıcı ailelerden bir nebze de olsa ayıran şey dini konular harici aramızda hiçbir sorun olmaması. Önceden bunu kaybetmeye hiç cesaret edemezdim ve kendimi ''belki benim ömrüm çok uzun olmaz, belki de bu hayatta çok yaşamam'' diye avuturdum. Ama artık yapamıyorum. Gülerken, konuşurken hep bir şeyler yarım sanki. Aslında o kadar çok sorum var ki, konudan konuya atlıyorum, özür dilerim bunun için. İçim karmakarışık. Babam geçenlerde kahvaltı yaparken okulumu bir sene dondurup donduramayacağımı sordu. Nedenini sorduğumda ise bana güvenmediğini, ibadetlerimi tamamen yerine getirmediğimi ve eğer uzağa gidersem daha da uzaklaşacağımı söyledi. Üniversiteyi kazanmak için ailemden hiçbir destek almadım, kitaplarımı ve gerektiği zamanlarda özel öğretmen desteğini günübirlik işlerde çalışarak kendim sağladım. Güneş doğmadan kalkıp gece yarılarına kadar çalıştım. Bu rutini 3 sene tekrar etmek zorunda kaldım. Kazandığım ilk sene göndermedi, sonralarında ben istediğim gibi bir puan yapamadım, bu sene ise hiç sormadı. Tercihleri yanında yaptım, sonuçlar yanında açıklandı (ki ilk on bin içindeydim sayısalda), herkes kutlarken bulunduğum odadan çıkıp gitti. Benimle konuşmak istediği konu yurt işleri, maddi olarak nasıl bir yol izleyeceğim değildi; göndermemekti. Baştan okuyunca sanırım ailemi diğer baskıcı ailelerden bir nebze de olsa ayıran şey dini konular harici aramızda hiçbir sorun olmaması kısmı absürt geldi ya.

Kapıdan çıktıktan sonra aynı kişi olmayacağımı, aile içinde zaten az olan kredimin neredeyse sıfıra ineceğini biliyorum; bile bile de lades diyorum. Kendime nasıl yetebilirim, olduğum kişiyle mutlu olmayı ve seçimlerimin ağırlığını da güzelliklerini de sırtlanmayı nasıl başarabilirim?
 
Bence belli ki müthiş bir genç kadınsınız, kendini gerçekleştirme konusunda şimdiden birçok insanın hayat boyu alamadığı kadar yol almışsınız, cinsel yönelimlere ve kadın haklarına saygı duymanız bile bunun ispatı.

Ben ailenizde sizin anlattığınız gibi iyi bir taraf göremedim, sizi dinlemeyip saygı duymamaları, tüm hayatınızı şekillendirecek böyle önemli konularda kendi bencillikleriyle hareket etmeleri.. bazen sürüdeki kara koyun olmak iyidir, çokça cesaret ve biraz zaman! ❤️
 
güzel yorumunuz ve desteğiniz için çok çok sağ olun. 🧡 şu an içinde bulunduğum kararlılığı sürdürememekten korkuyorum sanırım. haklısınız, yazdıkça ben de iyi bir tarafı olmadığını, onları kafamda aklamaya çalıştığımı fark ettim aslında.
 
Ailen kendilerince senin iyiliğin için kisitladiklarini düşünüyorlar bence. Yani uzaktan tam bilemem ama anlattıklarından öyle sezdim. Hani böyle aşırı baskıcı kızını okutmayan ya da şiddet uygulayan Bi aile değil gibi. Kendi doğru bildiklerine göre yetiştirmeye çalışıyorlar.

Bu tarz bir aileye yavaş yavaş kendini kabul ettirmek mümkün olabilir ama zamanla... Oncelikle maddi özgürlüğü kazanmak lazım bunun için. Hala bu sene de uni'ye göndermeme ihtimalleri var diyorsun. Ben senin yerinde olsam bu aralar onların gözüne batacak hicbisey yapmam ve söylemem. Nasıl olmanı istiyorlarsa ona göre davran ki önce bi uni'ye kapağı atabilesin. Yani senin bilmem ne fenomeninin cinsiyeti hakkındaki düşüncelerini bilmeleri gerekmiyor. Zaten senin söylemenle fikir değiştirecek de değiller. O yüzden kendini düşün ve sessizliğini koru.

İkinci aşama da sonrası. Uni'ye gider gitmez rüzgarı hissetmek istediğinin farkındayım. Lakin eğer bu senden maddi desteği cekecekleri manasına gelecekse onu da biraz ertelemen gerekicek. Kendini gecindirecek ve derslerine zaman biracak bi part time iş bulana kadar yapmamanı tavsiye ederim. Çünkü onların parasına muhtaçken yaparsan üniyi bırakmaya kadar gider bu iş. O yüzden biraz daha sabretmen lazım.

Üçüncü aşama. Artık senin nasil yaşadığını biliyorlar, ama maddi olarak muhtaç olmadığın için 'bırak üniyi eve gel o zaman' diyemiyorlar. Eğer ailen töre bilmem ne filan diye kadın kesen bi aile değilse ve yavaş yavaş alistirarak yaptığın için kabullenmekten başka çareleri kalmicak. İlk başta görüşmeyebilirler. Ama ben hala ailenin seni sevdiğini düşünüyorum. O yüzden Bi süre sonra hafiften kabullenmeye başlıcaklar. Belki önce annen gelecek ziyaretine sonra baban filan. Artık bu son aşamaya ne zaman gelinir bilmiyorum.

Ama bildiğim şu ki kesinlikle fevri haraket etmemelisin ve yavaş yavaş degismelisin.

Bu arada hangi bölüm okuyacaksın merak ettim 😄
 
Merhabalar, uzun zamandır uzaktan takip ettiğim; fikirlerine ve bakış açılarına güvendiğim insanları barındıran bir topluluk burası. Umarım sizleri çok sıkmadan derdimi anlatabilirim. Şimdiden herkese teşekkür ediyorum.

22 yaşındayım. En son kendi hayatımı ne zaman yaşadığımı hatırlayamıyorum. Dini konulara hiç girmeden üstten anlatacağım, yasak olduğunu biliyorum. Uzun zamandır maruz kaldığım baskılar var. Düşüncelerim, sevdiğim kişi veya fikirler, belirli bir giyim tarzını benimseme, belli kurumlarda kalma/kalmama... Derinlere inmiyorum, anladığınıza eminim. Bu baskılar sonucu şu anda etkilerini yaşadığım psikolojik sıkıntılar çekiyorum maalesef. Üniversiteyi kazanmam da bu sebepten dolayı oldukça gecikti. Bu sene kazandım. Hem de İstanbul'da çok istediğim güzel bir devlet üniversitesinde. Bilerek tüm tercihlerimi aile evinden uzağa yazdım. Uzağa gideceğim diye üzülüyorlar. Ama gerçekten uzağa gideceğim için mi üzülüyorlar? Bu soruyu sık sık düşünürdüm zaten ama bugün annemin benimle yaptığı konuşma sanki bana cevabı da verdi. Ne olursa olsun belli bir çizgiyi (dini kurallardan bahsediyor) aşmamam gerektiğini, benim dik başlı ve asi olduğumu ; bundan dolayı da beni gönderme konusunda tereddütleri olduğunu söyledi. Aslında üzüntülerinin gitmem değil de, beni kontrol edememe düşüncesi olduğunu anladım. Ben asi veya dediğim dedik biri olmadım. Keşke olsaydım diyorum, orası ayrı. Mesela şu an onların istedikleri gibi bir hayat yaşıyorum, giyiniyorum, konuşuyorum ve hatta yiyorum :) Asi olarak görüldüğüm konular genelde kadın hakları veya insanların cinsel yönelimlerine saygı duymam. Bir fenomen hayat görüşünü değiştirip farklı bir yöne geçiyor diyelim ,aklıma gelen en yakın örnek bu oldu, çok şaşırıyor ve kızıyorlar. Ben de onlarla ister istemez tartışıyorum. Kadınların bedeni üzerinde söz sahibi olamayacağımızı, insanların dilediği gibi yaşamaya hakkı olduğunu ve bu tarz cümleleri kullanıyorum. Bu sefer bana ''sen de kesin öyle olacaksın'' diyorlar. ''Öyle'' olmak ne demek ki?

Ben bilerek farklı bir şehir seçtim, kendimi gerçekleştirmek için. İstediğim gibi rüzgarı hissedebilmek için. Biliyorum ki o rüzgarı hissetmemin bedeli bana aile yalnızlığı olarak geri dönecek. Şu anda da yalnızsın zaten diyeceksiniz, haklısınız. Sanırım ailemi diğer baskıcı ailelerden bir nebze de olsa ayıran şey dini konular harici aramızda hiçbir sorun olmaması. Önceden bunu kaybetmeye hiç cesaret edemezdim ve kendimi ''belki benim ömrüm çok uzun olmaz, belki de bu hayatta çok yaşamam'' diye avuturdum. Ama artık yapamıyorum. Gülerken, konuşurken hep bir şeyler yarım sanki. Aslında o kadar çok sorum var ki, konudan konuya atlıyorum, özür dilerim bunun için. İçim karmakarışık. Babam geçenlerde kahvaltı yaparken okulumu bir sene dondurup donduramayacağımı sordu. Nedenini sorduğumda ise bana güvenmediğini, ibadetlerimi tamamen yerine getirmediğimi ve eğer uzağa gidersem daha da uzaklaşacağımı söyledi. Üniversiteyi kazanmak için ailemden hiçbir destek almadım, kitaplarımı ve gerektiği zamanlarda özel öğretmen desteğini günübirlik işlerde çalışarak kendim sağladım. Güneş doğmadan kalkıp gece yarılarına kadar çalıştım. Bu rutini 3 sene tekrar etmek zorunda kaldım. Kazandığım ilk sene göndermedi, sonralarında ben istediğim gibi bir puan yapamadım, bu sene ise hiç sormadı. Tercihleri yanında yaptım, sonuçlar yanında açıklandı (ki ilk on bin içindeydim sayısalda), herkes kutlarken bulunduğum odadan çıkıp gitti. Benimle konuşmak istediği konu yurt işleri, maddi olarak nasıl bir yol izleyeceğim değildi; göndermemekti. Baştan okuyunca sanırım ailemi diğer baskıcı ailelerden bir nebze de olsa ayıran şey dini konular harici aramızda hiçbir sorun olmaması kısmı absürt geldi ya.

Kapıdan çıktıktan sonra aynı kişi olmayacağımı, aile içinde zaten az olan kredimin neredeyse sıfıra ineceğini biliyorum; bile bile de lades diyorum. Kendime nasıl yetebilirim, olduğum kişiyle mutlu olmayı ve seçimlerimin ağırlığını da güzelliklerini de sırtlanmayı nasıl başarabilirim?
Rüzgari hissetmek derken kapalı olup açılmak katdettiğiniz şey ? Eğer öyleyse çok zor işiniz. Bizim kız üniye gitti yoldan çıktı diyecekler. Kapalı kalmak zorla olmaz oysaki, etrafta görüyoruz başı bsğlı ama giydiği pantolon ile popo detayı verenleri mesela. Kapslılıkta zorlamaya karşıyım.
 
Merhabalar, uzun zamandır uzaktan takip ettiğim; fikirlerine ve bakış açılarına güvendiğim insanları barındıran bir topluluk burası. Umarım sizleri çok sıkmadan derdimi anlatabilirim. Şimdiden herkese teşekkür ediyorum.

22 yaşındayım. En son kendi hayatımı ne zaman yaşadığımı hatırlayamıyorum. Dini konulara hiç girmeden üstten anlatacağım, yasak olduğunu biliyorum. Uzun zamandır maruz kaldığım baskılar var. Düşüncelerim, sevdiğim kişi veya fikirler, belirli bir giyim tarzını benimseme, belli kurumlarda kalma/kalmama... Derinlere inmiyorum, anladığınıza eminim. Bu baskılar sonucu şu anda etkilerini yaşadığım psikolojik sıkıntılar çekiyorum maalesef. Üniversiteyi kazanmam da bu sebepten dolayı oldukça gecikti. Bu sene kazandım. Hem de İstanbul'da çok istediğim güzel bir devlet üniversitesinde. Bilerek tüm tercihlerimi aile evinden uzağa yazdım. Uzağa gideceğim diye üzülüyorlar. Ama gerçekten uzağa gideceğim için mi üzülüyorlar? Bu soruyu sık sık düşünürdüm zaten ama bugün annemin benimle yaptığı konuşma sanki bana cevabı da verdi. Ne olursa olsun belli bir çizgiyi (dini kurallardan bahsediyor) aşmamam gerektiğini, benim dik başlı ve asi olduğumu ; bundan dolayı da beni gönderme konusunda tereddütleri olduğunu söyledi. Aslında üzüntülerinin gitmem değil de, beni kontrol edememe düşüncesi olduğunu anladım. Ben asi veya dediğim dedik biri olmadım. Keşke olsaydım diyorum, orası ayrı. Mesela şu an onların istedikleri gibi bir hayat yaşıyorum, giyiniyorum, konuşuyorum ve hatta yiyorum :) Asi olarak görüldüğüm konular genelde kadın hakları veya insanların cinsel yönelimlerine saygı duymam. Bir fenomen hayat görüşünü değiştirip farklı bir yöne geçiyor diyelim ,aklıma gelen en yakın örnek bu oldu, çok şaşırıyor ve kızıyorlar. Ben de onlarla ister istemez tartışıyorum. Kadınların bedeni üzerinde söz sahibi olamayacağımızı, insanların dilediği gibi yaşamaya hakkı olduğunu ve bu tarz cümleleri kullanıyorum. Bu sefer bana ''sen de kesin öyle olacaksın'' diyorlar. ''Öyle'' olmak ne demek ki?

Ben bilerek farklı bir şehir seçtim, kendimi gerçekleştirmek için. İstediğim gibi rüzgarı hissedebilmek için. Biliyorum ki o rüzgarı hissetmemin bedeli bana aile yalnızlığı olarak geri dönecek. Şu anda da yalnızsın zaten diyeceksiniz, haklısınız. Sanırım ailemi diğer baskıcı ailelerden bir nebze de olsa ayıran şey dini konular harici aramızda hiçbir sorun olmaması. Önceden bunu kaybetmeye hiç cesaret edemezdim ve kendimi ''belki benim ömrüm çok uzun olmaz, belki de bu hayatta çok yaşamam'' diye avuturdum. Ama artık yapamıyorum. Gülerken, konuşurken hep bir şeyler yarım sanki. Aslında o kadar çok sorum var ki, konudan konuya atlıyorum, özür dilerim bunun için. İçim karmakarışık. Babam geçenlerde kahvaltı yaparken okulumu bir sene dondurup donduramayacağımı sordu. Nedenini sorduğumda ise bana güvenmediğini, ibadetlerimi tamamen yerine getirmediğimi ve eğer uzağa gidersem daha da uzaklaşacağımı söyledi. Üniversiteyi kazanmak için ailemden hiçbir destek almadım, kitaplarımı ve gerektiği zamanlarda özel öğretmen desteğini günübirlik işlerde çalışarak kendim sağladım. Güneş doğmadan kalkıp gece yarılarına kadar çalıştım. Bu rutini 3 sene tekrar etmek zorunda kaldım. Kazandığım ilk sene göndermedi, sonralarında ben istediğim gibi bir puan yapamadım, bu sene ise hiç sormadı. Tercihleri yanında yaptım, sonuçlar yanında açıklandı (ki ilk on bin içindeydim sayısalda), herkes kutlarken bulunduğum odadan çıkıp gitti. Benimle konuşmak istediği konu yurt işleri, maddi olarak nasıl bir yol izleyeceğim değildi; göndermemekti. Baştan okuyunca sanırım ailemi diğer baskıcı ailelerden bir nebze de olsa ayıran şey dini konular harici aramızda hiçbir sorun olmaması kısmı absürt geldi ya.

Kapıdan çıktıktan sonra aynı kişi olmayacağımı, aile içinde zaten az olan kredimin neredeyse sıfıra ineceğini biliyorum; bile bile de lades diyorum. Kendime nasıl yetebilirim, olduğum kişiyle mutlu olmayı ve seçimlerimin ağırlığını da güzelliklerini de sırtlanmayı nasıl başarabilirim?
Aferin sana,yolun açık olsun. Sana güzel bir hayat diliyorum 🙏 🙏 ama bir kaç uyarı yapmak istiyorum. Herkesin yolu bakış açısı farklıdır.Onlar nasıl doğru bildikleri şeyleri sana zorluyorlarsa bir nevi sende doğru bildiklerini onlara zorluyorsun ,gerek yok.Amacına giden yolda kendini anlatma çabasına niye giriyorsun?? Üstelik hayata bakış açılarını bile bile .Onların evinde olduğun sürece onların kuralları geçerli olur ne zaman senin evin ,senin paran ,senin kariyerin olursa kendi kuralların olur kendine senin penceremden bakan bir eş bulursun ve ailen artık sınırı geçemez,şu an diklenmenin inatla hayat görüşünü savunmanın sana faydası yok hatta zararı var işin sonunda dediğin gibi okul hayatını elinden alırlar......
 
Merhabalar, uzun zamandır uzaktan takip ettiğim; fikirlerine ve bakış açılarına güvendiğim insanları barındıran bir topluluk burası. Umarım sizleri çok sıkmadan derdimi anlatabilirim. Şimdiden herkese teşekkür ediyorum.

22 yaşındayım. En son kendi hayatımı ne zaman yaşadığımı hatırlayamıyorum. Dini konulara hiç girmeden üstten anlatacağım, yasak olduğunu biliyorum. Uzun zamandır maruz kaldığım baskılar var. Düşüncelerim, sevdiğim kişi veya fikirler, belirli bir giyim tarzını benimseme, belli kurumlarda kalma/kalmama... Derinlere inmiyorum, anladığınıza eminim. Bu baskılar sonucu şu anda etkilerini yaşadığım psikolojik sıkıntılar çekiyorum maalesef. Üniversiteyi kazanmam da bu sebepten dolayı oldukça gecikti. Bu sene kazandım. Hem de İstanbul'da çok istediğim güzel bir devlet üniversitesinde. Bilerek tüm tercihlerimi aile evinden uzağa yazdım. Uzağa gideceğim diye üzülüyorlar. Ama gerçekten uzağa gideceğim için mi üzülüyorlar? Bu soruyu sık sık düşünürdüm zaten ama bugün annemin benimle yaptığı konuşma sanki bana cevabı da verdi. Ne olursa olsun belli bir çizgiyi (dini kurallardan bahsediyor) aşmamam gerektiğini, benim dik başlı ve asi olduğumu ; bundan dolayı da beni gönderme konusunda tereddütleri olduğunu söyledi. Aslında üzüntülerinin gitmem değil de, beni kontrol edememe düşüncesi olduğunu anladım. Ben asi veya dediğim dedik biri olmadım. Keşke olsaydım diyorum, orası ayrı. Mesela şu an onların istedikleri gibi bir hayat yaşıyorum, giyiniyorum, konuşuyorum ve hatta yiyorum :) Asi olarak görüldüğüm konular genelde kadın hakları veya insanların cinsel yönelimlerine saygı duymam. Bir fenomen hayat görüşünü değiştirip farklı bir yöne geçiyor diyelim ,aklıma gelen en yakın örnek bu oldu, çok şaşırıyor ve kızıyorlar. Ben de onlarla ister istemez tartışıyorum. Kadınların bedeni üzerinde söz sahibi olamayacağımızı, insanların dilediği gibi yaşamaya hakkı olduğunu ve bu tarz cümleleri kullanıyorum. Bu sefer bana ''sen de kesin öyle olacaksın'' diyorlar. ''Öyle'' olmak ne demek ki?

Ben bilerek farklı bir şehir seçtim, kendimi gerçekleştirmek için. İstediğim gibi rüzgarı hissedebilmek için. Biliyorum ki o rüzgarı hissetmemin bedeli bana aile yalnızlığı olarak geri dönecek. Şu anda da yalnızsın zaten diyeceksiniz, haklısınız. Sanırım ailemi diğer baskıcı ailelerden bir nebze de olsa ayıran şey dini konular harici aramızda hiçbir sorun olmaması. Önceden bunu kaybetmeye hiç cesaret edemezdim ve kendimi ''belki benim ömrüm çok uzun olmaz, belki de bu hayatta çok yaşamam'' diye avuturdum. Ama artık yapamıyorum. Gülerken, konuşurken hep bir şeyler yarım sanki. Aslında o kadar çok sorum var ki, konudan konuya atlıyorum, özür dilerim bunun için. İçim karmakarışık. Babam geçenlerde kahvaltı yaparken okulumu bir sene dondurup donduramayacağımı sordu. Nedenini sorduğumda ise bana güvenmediğini, ibadetlerimi tamamen yerine getirmediğimi ve eğer uzağa gidersem daha da uzaklaşacağımı söyledi. Üniversiteyi kazanmak için ailemden hiçbir destek almadım, kitaplarımı ve gerektiği zamanlarda özel öğretmen desteğini günübirlik işlerde çalışarak kendim sağladım. Güneş doğmadan kalkıp gece yarılarına kadar çalıştım. Bu rutini 3 sene tekrar etmek zorunda kaldım. Kazandığım ilk sene göndermedi, sonralarında ben istediğim gibi bir puan yapamadım, bu sene ise hiç sormadı. Tercihleri yanında yaptım, sonuçlar yanında açıklandı (ki ilk on bin içindeydim sayısalda), herkes kutlarken bulunduğum odadan çıkıp gitti. Benimle konuşmak istediği konu yurt işleri, maddi olarak nasıl bir yol izleyeceğim değildi; göndermemekti. Baştan okuyunca sanırım ailemi diğer baskıcı ailelerden bir nebze de olsa ayıran şey dini konular harici aramızda hiçbir sorun olmaması kısmı absürt geldi ya.

Kapıdan çıktıktan sonra aynı kişi olmayacağımı, aile içinde zaten az olan kredimin neredeyse sıfıra ineceğini biliyorum; bile bile de lades diyorum. Kendime nasıl yetebilirim, olduğum kişiyle mutlu olmayı ve seçimlerimin ağırlığını da güzelliklerini de sırtlanmayı nasıl başarabilirim?
Okurken hayran kaldım ben de benzer bir ailede büyüdüm eğitim hayatım için çok keşkelerim oldu ozellikle kendimi bulmak için evden çıktığım yas cok ileriydi güçlü yapın zekan gerçekte takdiri hak ediyor

Bunlari genç yaşta farkedebilmen ilerleyebilir cok iyi umarım önün hep acik olur
Ama isler düşündüğün gibi gitmeyebilir bi bakmışsın ailen hic tahmin etmediğin sekilde seni yeni yasantinla benimser saygı göstereceklerini anlayabileceklerini düşünmüyorum ama tepkisiz kalabilirler ben de öyle olmuştu
 
Okulunu bitirip çalışana kadar kimseyle tartışmaya girme. Okul bittikten sonra tersi mi düşüyorsun yoksa onları siliyor musun tamamen senin tercihin. Son olarak ailen gayet sorunlu bir aile. Anne babanız dini kullanarak seni kontrol ediyorlar. Eminim ki bu baskıları sadece size yapıyorlar oğulları söz konusu olunca din denen şeyin akıllarına geldiğini düşünüyorum. Ne kadar erken uzaklaşırsan senin için o kadar iyi olacak.
 
Su akar, yatağını bulur. Bunları yaşayarak, önüne çıkan fırsatları değerlendirerek görebilirsin. Sana verebileceğim tek tavsiye şu, insan ilişkilerin iyi olsun. Yalnızlığı tercih etme, az arkadaşım olsun ama öz olsun deme. Çevre insana iş ve para fırsatı sunar. Katılabildiğin her türlü etkinliğe, kulübe katıl ve çevre, insan kazanmaya çalış. İnsanlara ailevi sorunlarını anlatma, yaşamındaki zorlukları anlatma, bu konuda biraz bencil ve planlı hareket etmen gerekiyor. İnsanlar seni sorunlu bir aileye sahip olarak görmesin.
Çevrende 10 kişi varsa 9’u kötü olur. Bir tanesi iyi olur sana bir iş fırsatı sağlar. Belli olmaz kimden ne geleceği. Sorunlarını anlatma derken, bu 9 kişinin kuyunu kazma ihtimali var diye yazdım. Örnek olarak yani. Atılgan olacaksın, tez canlı olacaksın, ben de katılırım, ben de gelirim, ben de yaparım diyeceksin okuduğun bölümle uzaktan yakından ilgili şeylere. İngilizcen yoksa bir yandan bunu geliştir.
Hem okuyup hem çalışmayı düşünebilirsin, bunun için çevrende insan tut, sor, konuş, fikirlerini al, bilgilerini al, duyduklarını öğren.

Not: hocalarınla diyalog kur, aran iyi olsun, ne yapabilirim diye sor, sadece hoş sohbet olarak değil, mesleğe ilişkin önerilerini almaya çalış.
 
Ailen kendilerince senin iyiliğin için kisitladiklarini düşünüyorlar bence. Yani uzaktan tam bilemem ama anlattıklarından öyle sezdim. Hani böyle aşırı baskıcı kızını okutmayan ya da şiddet uygulayan Bi aile değil gibi. Kendi doğru bildiklerine göre yetiştirmeye çalışıyorlar.

Bu tarz bir aileye yavaş yavaş kendini kabul ettirmek mümkün olabilir ama zamanla... Oncelikle maddi özgürlüğü kazanmak lazım bunun için. Hala bu sene de uni'ye göndermeme ihtimalleri var diyorsun. Ben senin yerinde olsam bu aralar onların gözüne batacak hicbisey yapmam ve söylemem. Nasıl olmanı istiyorlarsa ona göre davran ki önce bi uni'ye kapağı atabilesin. Yani senin bilmem ne fenomeninin cinsiyeti hakkındaki düşüncelerini bilmeleri gerekmiyor. Zaten senin söylemenle fikir değiştirecek de değiller. O yüzden kendini düşün ve sessizliğini koru.

İkinci aşama da sonrası. Uni'ye gider gitmez rüzgarı hissetmek istediğinin farkındayım. Lakin eğer bu senden maddi desteği cekecekleri manasına gelecekse onu da biraz ertelemen gerekicek. Kendini gecindirecek ve derslerine zaman biracak bi part time iş bulana kadar yapmamanı tavsiye ederim. Çünkü onların parasına muhtaçken yaparsan üniyi bırakmaya kadar gider bu iş. O yüzden biraz daha sabretmen lazım.

Üçüncü aşama. Artık senin nasil yaşadığını biliyorlar, ama maddi olarak muhtaç olmadığın için 'bırak üniyi eve gel o zaman' diyemiyorlar. Eğer ailen töre bilmem ne filan diye kadın kesen bi aile değilse ve yavaş yavaş alistirarak yaptığın için kabullenmekten başka çareleri kalmicak. İlk başta görüşmeyebilirler. Ama ben hala ailenin seni sevdiğini düşünüyorum. O yüzden Bi süre sonra hafiften kabullenmeye başlıcaklar. Belki önce annen gelecek ziyaretine sonra baban filan. Artık bu son aşamaya ne zaman gelinir bilmiyorum.

Ama bildiğim şu ki kesinlikle fevri haraket etmemelisin ve yavaş yavaş degismelisin.

Bu arada hangi bölüm okuyacaksın merak ettim 😄
evet, yani bu şekilde yaparak beni mutlu bir yola sevk ettiklerini ve yaptıkları her şeyin değerini bir gün anlayacağımı düşünüyorlar. şiddet fiziki boyutta yok, ancak psikolojik olarak çok sık oluyor. özellikle koşullu sevgi konusu beni psikolojik olarak çok yıpratmıştı çocukken.
inanın zaten aynı onların istediği gibiyim. hayalimdeki kişiyle olduğum kişinin uzaktan yakından alakası yok ki. ama içten içe mutsuz olduğum, böyle bir insan olmadığım için de bazı şeyleri dışarı yansıtıyorum.
maddi olarak sadece onlara bağlı değilim aslında. hatta babamın para göndereceğini bile düşünmüyorum. teyzemler, dedem okumamı çok istiyor. tercihler açıklanır açıklanmaz yanıma gelip benimle maddi anlamda destek olacaklarına dair konuştular. o konuda onlara güveniyorum.
elektrik elektronik mühendisliği okuyacağım :)
 
Rüzgari hissetmek derken kapalı olup açılmak katdettiğiniz şey ? Eğer öyleyse çok zor işiniz. Bizim kız üniye gitti yoldan çıktı diyecekler. Kapalı kalmak zorla olmaz oysaki, etrafta görüyoruz başı bsğlı ama giydiği pantolon ile popo detayı verenleri mesela. Kapslılıkta zorlamaya karşıyım.
hem fiziken hem de ruhen hissetmek istiyorum. evet, sizin dediğiniz anlamı da kastettim. üniversiteye gidip istediğim gibi biri olursam üniversite yaptı, çalışıp yaparsam çalışma ortamı yaptı, evlenirsem kocası yaptırdı diyecekler. biz bu kızı zorladık ve şu an kendi isteğini yapıyor demeyecekler ki.
 
Aferin sana,yolun açık olsun. Sana güzel bir hayat diliyorum 🙏 🙏 ama bir kaç uyarı yapmak istiyorum. Herkesin yolu bakış açısı farklıdır.Onlar nasıl doğru bildikleri şeyleri sana zorluyorlarsa bir nevi sende doğru bildiklerini onlara zorluyorsun ,gerek yok.Amacına giden yolda kendini anlatma çabasına niye giriyorsun?? Üstelik hayata bakış açılarını bile bile .Onların evinde olduğun sürece onların kuralları geçerli olur ne zaman senin evin ,senin paran ,senin kariyerin olursa kendi kuralların olur kendine senin penceremden bakan bir eş bulursun ve ailen artık sınırı geçemez,şu an diklenmenin inatla hayat görüşünü savunmanın sana faydası yok hatta zararı var işin sonunda dediğin gibi okul hayatını elinden alırlar......
haklısınız. kendimi onlara asla kabul etmeyecekleri şeyleri anlatırken buluyorum bazen. ama amacım orada anlattığım her şeyi kabullensinler değil, beni kabullensinler; her şeye rağmen beni sevsinler oluyor. bu arada bunun olmayacağının, bakış açılarının oturmuş olduğunu ve asla değişmeyeceğinin de farkındayım ama ağzıma kadar doluyum sanırım, bazen içim taşıp duruyor.
güzel dilekleriniz için teşekkür ederim 🖤
 
Okurken hayran kaldım ben de benzer bir ailede büyüdüm eğitim hayatım için çok keşkelerim oldu ozellikle kendimi bulmak için evden çıktığım yas cok ileriydi güçlü yapın zekan gerçekte takdiri hak ediyor

Bunlari genç yaşta farkedebilmen ilerleyebilir cok iyi umarım önün hep acik olur
Ama isler düşündüğün gibi gitmeyebilir bi bakmışsın ailen hic tahmin etmediğin sekilde seni yeni yasantinla benimser saygı göstereceklerini anlayabileceklerini düşünmüyorum ama tepkisiz kalabilirler ben de öyle olmuştu
keşke tepkisiz kalsalar. o kadar hassaslar ki bu konuda. kendi yaşantılarında hassas olmalarını, belli bir hayat tarzını yaşama isteklerini anlıyorum ama aynı hassasiyeti benden de beklemeleri canımı sıkıyor. sanki hassasmışım gibi yaşamak, sürekli diken üstünde olmak zorundayım.
 
evet, yani bu şekilde yaparak beni mutlu bir yola sevk ettiklerini ve yaptıkları her şeyin değerini bir gün anlayacağımı düşünüyorlar. şiddet fiziki boyutta yok, ancak psikolojik olarak çok sık oluyor. özellikle koşullu sevgi konusu beni psikolojik olarak çok yıpratmıştı çocukken.
inanın zaten aynı onların istediği gibiyim. hayalimdeki kişiyle olduğum kişinin uzaktan yakından alakası yok ki. ama içten içe mutsuz olduğum, böyle bir insan olmadığım için de bazı şeyleri dışarı yansıtıyorum.
maddi olarak sadece onlara bağlı değilim aslında. hatta babamın para göndereceğini bile düşünmüyorum. teyzemler, dedem okumamı çok istiyor. tercihler açıklanır açıklanmaz yanıma gelip benimle maddi anlamda destek olacaklarına dair konuştular. o konuda onlara güveniyorum.
elektrik elektronik mühendisliği okuyacağım :)
Ah çok güzel bölüm 😍 Yolun açık olsun 😎
 
Okulunu bitirip çalışana kadar kimseyle tartışmaya girme. Okul bittikten sonra tersi mi düşüyorsun yoksa onları siliyor musun tamamen senin tercihin. Son olarak ailen gayet sorunlu bir aile. Anne babanız dini kullanarak seni kontrol ediyorlar. Eminim ki bu baskıları sadece size yapıyorlar oğulları söz konusu olunca din denen şeyin akıllarına geldiğini düşünüyorum. Ne kadar erken uzaklaşırsan senin için o kadar iyi olacak.
cinsiyet hiç önemli değil, iki abime de aynısını yaptılar. büyük abim evlendi, artık daha az görüşüyor annemlerle. ben evlenerek uzaklaşmak istemiyorum, hayatımı tamamen elime alana kadar olmaz. tartışmaya girmemem lazım haklısınız ancak kendimi alıkoyamıyorum. sanki anlatırsam, ne var ne yoksa söylersem rahatlarım gibi bir his geliyor bazen
 
Su akar, yatağını bulur. Bunları yaşayarak, önüne çıkan fırsatları değerlendirerek görebilirsin. Sana verebileceğim tek tavsiye şu, insan ilişkilerin iyi olsun. Yalnızlığı tercih etme, az arkadaşım olsun ama öz olsun deme. Çevre insana iş ve para fırsatı sunar. Katılabildiğin her türlü etkinliğe, kulübe katıl ve çevre, insan kazanmaya çalış. İnsanlara ailevi sorunlarını anlatma, yaşamındaki zorlukları anlatma, bu konuda biraz bencil ve planlı hareket etmen gerekiyor. İnsanlar seni sorunlu bir aileye sahip olarak görmesin.
Çevrende 10 kişi varsa 9’u kötü olur. Bir tanesi iyi olur sana bir iş fırsatı sağlar. Belli olmaz kimden ne geleceği. Sorunlarını anlatma derken, bu 9 kişinin kuyunu kazma ihtimali var diye yazdım. Örnek olarak yani. Atılgan olacaksın, tez canlı olacaksın, ben de katılırım, ben de gelirim, ben de yaparım diyeceksin okuduğun bölümle uzaktan yakından ilgili şeylere. İngilizcen yoksa bir yandan bunu geliştir.
Hem okuyup hem çalışmayı düşünebilirsin, bunun için çevrende insan tut, sor, konuş, fikirlerini al, bilgilerini al, duyduklarını öğren.

Not: hocalarınla diyalog kur, aran iyi olsun, ne yapabilirim diye sor, sadece hoş sohbet olarak değil, mesleğe ilişkin önerilerini almaya çalış.
tavsiyeleriniz için teşekkür ederim. network konusunu düşünüyorum ben de şimdiden. özellikle okuyacağım bölümde çok önemli olduğunu söylüyorlar. ingilizcem ve almancam var ileri seviyede. liseden sonra ilerletmeyi bırakmadım, umarım gelecekte önüme gelirler.
part time çalışmayı düşündüm ama elektrik elektronik mühendisliğinin ders programına bakınca bunun pek mümkün olmadığını anladım.
 
Merhabalar, uzun zamandır uzaktan takip ettiğim; fikirlerine ve bakış açılarına güvendiğim insanları barındıran bir topluluk burası. Umarım sizleri çok sıkmadan derdimi anlatabilirim. Şimdiden herkese teşekkür ediyorum.

22 yaşındayım. En son kendi hayatımı ne zaman yaşadığımı hatırlayamıyorum. Dini konulara hiç girmeden üstten anlatacağım, yasak olduğunu biliyorum. Uzun zamandır maruz kaldığım baskılar var. Düşüncelerim, sevdiğim kişi veya fikirler, belirli bir giyim tarzını benimseme, belli kurumlarda kalma/kalmama... Derinlere inmiyorum, anladığınıza eminim. Bu baskılar sonucu şu anda etkilerini yaşadığım psikolojik sıkıntılar çekiyorum maalesef. Üniversiteyi kazanmam da bu sebepten dolayı oldukça gecikti. Bu sene kazandım. Hem de İstanbul'da çok istediğim güzel bir devlet üniversitesinde. Bilerek tüm tercihlerimi aile evinden uzağa yazdım. Uzağa gideceğim diye üzülüyorlar. Ama gerçekten uzağa gideceğim için mi üzülüyorlar? Bu soruyu sık sık düşünürdüm zaten ama bugün annemin benimle yaptığı konuşma sanki bana cevabı da verdi. Ne olursa olsun belli bir çizgiyi (dini kurallardan bahsediyor) aşmamam gerektiğini, benim dik başlı ve asi olduğumu ; bundan dolayı da beni gönderme konusunda tereddütleri olduğunu söyledi. Aslında üzüntülerinin gitmem değil de, beni kontrol edememe düşüncesi olduğunu anladım. Ben asi veya dediğim dedik biri olmadım. Keşke olsaydım diyorum, orası ayrı. Mesela şu an onların istedikleri gibi bir hayat yaşıyorum, giyiniyorum, konuşuyorum ve hatta yiyorum :) Asi olarak görüldüğüm konular genelde kadın hakları veya insanların cinsel yönelimlerine saygı duymam. Bir fenomen hayat görüşünü değiştirip farklı bir yöne geçiyor diyelim ,aklıma gelen en yakın örnek bu oldu, çok şaşırıyor ve kızıyorlar. Ben de onlarla ister istemez tartışıyorum. Kadınların bedeni üzerinde söz sahibi olamayacağımızı, insanların dilediği gibi yaşamaya hakkı olduğunu ve bu tarz cümleleri kullanıyorum. Bu sefer bana ''sen de kesin öyle olacaksın'' diyorlar. ''Öyle'' olmak ne demek ki?

Ben bilerek farklı bir şehir seçtim, kendimi gerçekleştirmek için. İstediğim gibi rüzgarı hissedebilmek için. Biliyorum ki o rüzgarı hissetmemin bedeli bana aile yalnızlığı olarak geri dönecek. Şu anda da yalnızsın zaten diyeceksiniz, haklısınız. Sanırım ailemi diğer baskıcı ailelerden bir nebze de olsa ayıran şey dini konular harici aramızda hiçbir sorun olmaması. Önceden bunu kaybetmeye hiç cesaret edemezdim ve kendimi ''belki benim ömrüm çok uzun olmaz, belki de bu hayatta çok yaşamam'' diye avuturdum. Ama artık yapamıyorum. Gülerken, konuşurken hep bir şeyler yarım sanki. Aslında o kadar çok sorum var ki, konudan konuya atlıyorum, özür dilerim bunun için. İçim karmakarışık. Babam geçenlerde kahvaltı yaparken okulumu bir sene dondurup donduramayacağımı sordu. Nedenini sorduğumda ise bana güvenmediğini, ibadetlerimi tamamen yerine getirmediğimi ve eğer uzağa gidersem daha da uzaklaşacağımı söyledi. Üniversiteyi kazanmak için ailemden hiçbir destek almadım, kitaplarımı ve gerektiği zamanlarda özel öğretmen desteğini günübirlik işlerde çalışarak kendim sağladım. Güneş doğmadan kalkıp gece yarılarına kadar çalıştım. Bu rutini 3 sene tekrar etmek zorunda kaldım. Kazandığım ilk sene göndermedi, sonralarında ben istediğim gibi bir puan yapamadım, bu sene ise hiç sormadı. Tercihleri yanında yaptım, sonuçlar yanında açıklandı (ki ilk on bin içindeydim sayısalda), herkes kutlarken bulunduğum odadan çıkıp gitti. Benimle konuşmak istediği konu yurt işleri, maddi olarak nasıl bir yol izleyeceğim değildi; göndermemekti. Baştan okuyunca sanırım ailemi diğer baskıcı ailelerden bir nebze de olsa ayıran şey dini konular harici aramızda hiçbir sorun olmaması kısmı absürt geldi ya.

Kapıdan çıktıktan sonra aynı kişi olmayacağımı, aile içinde zaten az olan kredimin neredeyse sıfıra ineceğini biliyorum; bile bile de lades diyorum. Kendime nasıl yetebilirim, olduğum kişiyle mutlu olmayı ve seçimlerimin ağırlığını da güzelliklerini de sırtlanmayı nasıl başarabilirim?
Seni o kadar iyi anlıyorum ki benzer aileye sahibim kendimi hala bulamiyorum dini sadece kadinlar uzerinden yürütüp faiz dahil cok gunaha giriyorlar ama kafamda ki esarbi cikarinca kafir ben olmus oluyorum :) zihnim cok yorgun evliyim çocuğum var yurt disinda yasiyorum ama hala kendimi bulamadim disaridan sakin gibi görünen hayatım var ama kafamin ici tam bir kaos ortamı
 
Seni o kadar iyi anlıyorum ki benzer aileye sahibim kendimi hala bulamiyorum dini sadece kadinlar uzerinden yürütüp faiz dahil cok gunaha giriyorlar ama kafamda ki esarbi cikarinca kafir ben olmus oluyorum :) zihnim cok yorgun evliyim çocuğum var yurt disinda yasiyorum ama hala kendimi bulamadim disaridan sakin gibi görünen hayatım var ama kafamin ici tam bir kaos ortamı
umarım en kısa zamanda içiniz feraha kavuşur. insanın aynaya baktığında kendini görememesi kadar kötü bir duygu yok.. hem size, hem kendime cesaret diliyorum.
 
Back
X