karşı tarafın kendi kafasında ve içinde ne yaşadığını bilmediğimiz, tahmin etsek bile emin olamadığımız için bakmamız gereken ilk kişinin kendimiz olması gerektiğinden yana oldum. siz kendinizde hata veya ters algılanabilecek bişeyler varsa bunu çözme yoluna gidersiniz. yoksa bile üzerinize gelebilirler, ben de beş senedir iş hayatı içindeyim ve sessiz, narin bir insan değilim. hatalı ve hatasız olduğum çok fazla şey yaşadım. her zaman ben haklı değildim. kendinizden eminseniz karşı tarafın saçmalıkları hakkında umursamaz olma zamanı gelmiştir. şu da var, onlara uyum sağlasanız yani onlarla dedikodu falan da yapsanız sizi el üstünde tutmayacaklar zaten. beş yılda kimseye yaranılmayacağını anladım. ekibimizdeki en sessiz sakin, en uyumlu, en düzgün çalışan arkadaşı panik atak hastası ettiler kız işten ayrılmak zorunda kaldı. seneler önce bıraktığı ilaçları yeniden kullanmak zorunda kaldı. benim iş hayatındaki ilk 7 ayım her allah'ın günü mobbing yemekle geçmişti. 2. ayımda haksız yere kovuldum, gitmedim. sebep tamamen kişisel olduğu için böyle yaptım yoksa istenmediğim yerde tabii ki durmam. ama ekip liderim iş dışında kendi kafasında kurduğu bir sebepten benimle herkesin içinde tartışıp "ben seninle uzun süreli çalışmam, sen yarın gelme" dedi. "buna karar verecek olan kişi siz değilsiniz, ben patronumun düşüncesine bakarım" dedim. tamamen ben haklı olduğum için de kovamadı, aksine kendisi işi bıraktı ama sonra yüzsüz gibi geri döndü. yani haksızlığa uğramakla alakalı anlatsam daha çok şey çıkar. boyun eğseniz de bir kulp bulunduğuna şahit oldum o yüzden hakkı mutlaka aramalısınız.