umutsuzluk...

talin

Guru
Kayıtlı Üye
20 Haziran 2007
4.250
27
45
hangimiz kapılmadık umutsuzluğa zaman zaman. Hani bir engel çıktı mı karşımıza, hele bir de dağ gibi görünüyorsa, sevdiğimiz çekip gitmişse ve tüm dil dökmelerimize karşın "dönmeyeceğim" dediyse, cebimizde para kalmamış, işsiz ve açsak, beklediğimiz her neyse ve biz onu tek gerçek sanırken gelmemişse kapılmadık mı hiç umutsuzluğa? Dünyanın sonu gelmiş, yaşamamız gereksizmiş, zaten aldığımız nefes hava değilmiş, biz biz değil, hiçmişiz gibi gelmedi mi hiç? Sonra biraz zaman geçince, yeni bir sevgili, yeni bir iş, yeni bir gelecek varmış gibi hissedip, umutlarımıza sarınmadık mı sonra? İşte o anı sağlayan, güç sanılan şey içimizdeki dönüşüm arzusudur. Öyle bir arzudur ki o, içimizde, derinde bir yerde umutsuzluğun kalın perdesini yırtarak çıkabilecek kadar güçlü bir arzudur. Yeter ki onun içimizde bir yerde, çok derinlerde olsa bile, varlığını bilelim. Devamlı söylediğimiz 'olmaz', 'olamaz'ın aslında "yapamam" olduğunu fark edebildiğinizde, yapabilmenin zorluğunu bilseniz de umutsuzluğu seçer misiniz? Eğer seçerseniz, yok olmayı seçmiş olmazmısınız??
Çok küçükken, bebekken insan umutlarını annesine bağlamıştır. Onun sevgisi, ilgisi, varlığı umuttur. Sonra yavaş yavaş büyümeye başlarsınız. Büyüdükçe yeni insanlar girer yaşamınıza, annenizin tek umut olmaktan çıkması gerekir. Yaşamınıza yeni giren insanlar olmazsa yapamazsanız, derin bir yalnızlık ve umutsuzluk beklemektedir sizi. Belki de ilginç olanı, bazen umutsuzluğun nedeni yaşamınıza sokamadığınız insanlarken, bazen de yaşamınıza girdiklerinde umutsuzluğun adı oluverirler kimse nedenini anlamadan. Umutsuzluğun bu denli kötülüğüne karşın, tüm umutları bir kişiye bağlamak da, bir çeşit umutsuzluktur aslında. Hem bağlayan, hem de bağlanan adına. Çocuklar geleceğimiz, umudumuz elbette. Ama kendi umutsuzluklarımızın tek çözümü olarak onları görmek haksızlık olur. "Tek umudum sensin, başaracak ve bana bakacaksın" dediğimizde, belki kendi umutsuzluğumuzla baş etmiş olabiliriz ama fark etmeden, umudumuzu, canımızı, çocuğumuzu umutsuzluğa, çaresizliğe sürüklemiş olmaz mıyız? Sevdiğimizi tek umudumuz olarak görmek hem kendi varlığımızı hiçe saymak, hem de onu, sevdiğimizi çaresiz bırakıp, umutsuzluğa boğmak olmaz mı?Ve fark ettim ki,ne kadar da çok umutsuzluk görmeye başlamışım çevremde. Umutsuzluk bir hastalık belirtisi olmaktan çıkmış, adeta günlük yaşamın bir parçası haline gelmiş.
Çocuklar umutsuz, çünkü anne babalarında umut görmüyorlar yansıtacak; gençler umutsuz, sınavlar var önlerinde başarılması gereken ama başarılı olduklarında bile ne işe yarayacaklarını bilemedikleri... Çalışanlar umutsuz işlerinin geleceğini göremediklerinden, işsizler umutsuz, isteklerine kavuşamadıklarından, siyasiler umutsuz, yazgılarını başkalarının başarılarına bağladıklarından, yaşlılar umutsuz gençlere güvenemedikleri ama onların gelecek olduklarını bildiklerinden. Toplumca depresyonda mıyız? Biz mi yitirdik umutlarımızı, yoksa birileri umudun yaşayanlar için olduğunu biliyor ve doğrudan yok etmek yerine, umutlarımızı mı çalıyorlar? Gasp, hırsızlık ve suç arttı, sokaklar güvensiz, evimiz bile güvensiz diye düşünmeye başladıysak, aslında bir avuç umutları olmadığı için sokaklarda olan sokak çocuğunun felaketimiz olacağına inanmış, sokakları onlara değil, onları sokaklara teslim ettiğimiz gerçeğini bile gözden kaçıracak kadar yılmışsak, ülkemizin gücünü, varlığımızın gücünü unutmuşsak, umutlarımızı, mücadele gücümüzü çalmalarına izin vermişiz demek ki.
En umutsuz görülen zamanlarda, umutsuzluk yerine umudu, vazgeçmek yerine mücadeleyi seçebilmeliyiz. Umutsuzluk karanlık bir duygu. Karanlık içinde kalmaya da, bırakılmaya da karşı çıkmak gerek. Umutsuzluğun nedeni depresyonsa önemli değil,doktoru var, tedavisi var. Ama umutsuzluğun nedeni başkalarıysa sakın izin vermeyin, çünkü çalınan umutlarınızla birlikte, geleceğinizdir.

sevgiyle kalın,umudunuzu kaybetmeyin
sevgilera.s.
 
Canım emeğine sağlık ....ne güzel anlatmışsın umutsuzluğu...umudumuz olmadan çaresiz yapayanlız kalırız :KK43:
 
teşekkürler talin cim

Çocuklar umutsuz, çünkü anne babalarında umut görmüyorlar yansıtacak; gençler umutsuz, sınavlar var önlerinde başarılması gereken ama başarılı olduklarında bile ne işe yarayacaklarını bilemedikleri... Çalışanlar umutsuz işlerinin geleceğini göremediklerinden, işsizler umutsuz, isteklerine kavuşamadıklarından, siyasiler umutsuz, yazgılarını başkalarının başarılarına bağladıklarından, yaşlılar umutsuz gençlere güvenemedikleri ama onların gelecek olduklarını bildiklerinden.

maaleseff çok ama çok karamsar bir tablo ve bu yazılanların hepsi gerçek:çok üzgünüm:şöyle bir bakıyorum da çevreme gerçekten herkes mutsuz ,herkes geleceğinden endişeli,herkes kaybetmiş umutlarını,beklentisizce geçiyor hayatlar...çok acı....oysa herkes anlayabılse ,herkes görebılse umutsuz olmanın ne denli çaresizlik yarattığını...umudunuzu kaybetmeyin lütfen..çünkü umudunu kaybeden insan yaşayamaz..lütfen kendinize bunu yapmayınyerimseniben
sevgiyle kalın a.s.
 
umut olmasa insanın yaşama isteği olmaz hayatımın her döneminde hiç umudumu yitirmedim bir gün bende özgürce ve mutlu olacağım biliyorum yaşadıklarıma okadar çok sabır gösterdimki bunu hakettiğime inanıyorum çocuklarıma da hep bunu aşıladım her karanlığın arkasında mutlaka bir ışık vardır.biz oışığı bulduğumuzda aydınlanmak için karanlık ta ayakta kalmalıyız.karanlıklar bizim birşeye tutunmamızı sağlamalı İÇİNDEKİ ÇOCUĞU YÜREĞİNDEKİ UMUDU ASLA YİTİRME AĞLAMALARIN BİN BETERİDE GEÇSE İÇİNDEN BU HAYATA İNAT HER ZAMAN GÜLÜMSE işte benim hayat felsefem

hayat felsefene sonuna kadar katılıyorum canım..ve gerçekten seni canı gönülden tebrik ediyorum...işte budur..hayatta neyle karşılaşırsak karşılaşalım her karanlığın ardında bir ışık mutlaka oluyor.yeter ki yeterince inanalım
sevgiyle kal canıma.s.
 
X