Herkese merhaba,
Bu forumda yeniyim, daha doğrusu bir derdim var bu yüzden yeni üye oldum. Görüyorum ki yalnız değilim, herkes belli bir oranda bu sorundan muzdarip olmuş. Sizlere durumumu biraz detaylı bir şekilde anlatacağım. Umarım sıkılmazsınız ve bana bir yol gösterir, arkadaşlık edersiniz.
Ben üniversite mezunu, meslek sahibi, çalışan bir bayanım. İlk erkek arkadaşıyla evlenebilen, şanslı biriyim aslında. Eşimin de benden önce hiç kız arkadaşı olmamış. Birbirimizi bu saf duygularla sevip bağlandık. 3 sene boyunca flört ettik. İlk kez onunla el ele tutuştum hayatımda. İlk kez onu öptüm. İlk kez bir erkeğin ereksiyonunu onda gördüm, hissettim. İkimiz de zevk alıyorduk birbirimize dokunmaktan. Ama hiçbir zaman ileri gitmedik, hep bir yerde durduk. Soyunmadım bile onun yanında, ta ki evlenene kadar.
Evlenmeden önce ilk gece korkusu diye bir fikir yoktu aklımda. Hiç korkmuyordum, hatta kimseyle konuşma gereği bile duymadım hazırlık aşamasında. Balayına gittiğimizde yavaş yavaş gerilmeye başladım. Eşim de gergindi, çünkü tecrübesizdi. Biraz denedik, benim bacaklarım titremeye başlayınca eşim hiç zorlamadı. Acelesi yok, zaten düğünde çok yorulduk, biraz dinlenelim, yarın deneriz dedi. Benim de işime geldi açıkçası. Balayını turist olarak geçirdik, gezik tozduk, ama karı koca olamadık.
Balayından döndükten sonra her denemede ben kasılıyordum, eşim de sertleşme sorunu yaşıyordu. Aslında ilk başta sertleşiyordu ama birkaç sefer girmeye çalıştıktan sonra aniden kaybediyordu ereksiyonunu. İşin en komik ve acınası tarafı da ikimiz de belli bir eğitim seviyesini yakalamış insanlar olarak vajinanın nerede olduğunu, penisin nereye gireceğini bilmiyorduk. Rastgele zorluyordu işte. Çok utanıyorum anlatırken ama anlatmazsam delireceğim artık..
Küçük bir beldede yaşıyoruz. Bulduğumuz tek psikoloğa gitmek zorunda kaldık. O da bu alanda uzman değilmiş zaten, pek yardımcı olamadı. Bulunduğumuz yerden ayrılamıyoruz, büyük şehirlerdeki başarılı doktorlara da gidemiyoruz. Psikolog birbirimize masaj yapmamızı önerdi, o da bir işe yaramadı malesef. Bir de eşim viagra kullandı 1-2 sefer uzun ereksiyon için, yine olmadı, yine olmadı
Benim acıyor acıyor diye bağırmalarım da etkiledi galiba, hevesi kaçtı bir noktadan sonra.
Şu an 4 senelik evliyiz ve hala bu sorunun üstesinden gelemedik. Ne zaman içime girmeyi denese, ben kasılıyorum, onun ereksiyonu geçiyor ve biz gecenin bir körü ağlayıp kavga ediyoruz. Aslında birbirimizi çok seviyoruz, aşkımız baki. Çevremizde herkes bilir birbirimize ne kadar düşkün olduğumuzu. Ben onunla evlenirken herkesi karşıma aldım, onun ailesinin yaptığı her şeye kulak tıkayıp sadece ona olan sevgimle hareket ettim ve evlilik kararımdan kimse beni caydıramadı. Bunları anlatıyorum, çünkü bizimkisi gerçekten bir aşk evliliği.
Birbirimizi sürtünme yoluyla tatmin ediyoruz ya da bazen pek hazetmesem de oral yolla tatmin oluyoruz. Haftada 2-3 sefer yapıyoruz bunu ve zevk de alıyoruz. Fakat durup düşününce, bunun artık salakça bir hal aldığını fark ettim. Artık yeter diye bağırmak istiyorum, çünkü bir şey yapmazsam bu sanki bir ömür boyu böyle devam edecek. Sürtünme yoluyla sevişmeyi yediremiyorum artık. Herkes seks yapıyor, biz neden yapamıyoruz diye kafamda kurup duruyorum. Cinselliği yaşayan insanları kıskanıyorum. Bazen acaba eşimi tecrübe kazanıp beni yönlendirmesi için başka bir kadına mı yollasam diye bile düşünüyorum, ama gitmez ki
Gitse bile ondan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz ki..
Geçen sene eşimin youtube hesabına girip izlediği videoları inceledim. Filmlerdeki bütün açık saçık sahneleri, artı 18 videoları izlemiş. Çok iğrendim, kavga çıkardım, ağladım. Söz verdirdim bir daha izlemeyeceğine, ama asla emin olamam izlemediğinden. Çünkü daha birkaç gün önce mastürbasyon yapıp yapmadığı konusunda sıkıştırdım, boş bir anına denk geldi herhalde, arada yapıyorum dedi. Çok üzüldüm. Bizim böyle bir sorunumuz varken sen neden mastürbasyon yapıyorsun, neden bana gelmiyorsun, neden denemiyoruz ya da neden benden istemiyorsun seni tatmin etmemi diye sordum. O da gençlik alışkanlığı işte diye cevap verdi, bir daha yapmayacağım söz dedi..
Bir haftadır bu siteyi takip ediyorum. Çare bulanları gördüm, birbirine destek olan kadınları gördüm, kız kardeşlik yapıyorsunuz birbirinize. Hepinizi kutluyorum bu destekleyici tavrınızdan dolayı. Lütfen bana da bir kardeşlik, bir ablalık yapın. 3 senelik flört dönemimizi, 4 senelik evliliğimizi heba ettim.
Bunun psikolojik yükü her şeyden ağır. Sevişenleri kıskanmak, cinsellikle ilgili soruları binbir yalanla geçiştirmek, çocuk düşünmüyor musunuz artık diye soranlara ne cevap vereceğini bilememek, gençliğim çürüyor diye düşünüp depresyonlara girmek, kocanızın mastürbasyonda kimleri hayal ettiğini kafaya takıp uykuların haram olması
Gerçekten çok ama çok zor. Egzersizlere başlayacağım ve bir de böyle deneyeceğim. Bakalım içime bir şey girmesi fikrine alışabilecek miyim?
Aslında bunun sebebi yetiştirilme tarzımız. Ne kadar eğitim görürsek görelim, çocuklukta öğretilenler kişiliğimize işliyor. Avret mahalini koru derdi de başka bir şey demezdi babaannem. Bisiklete binmemi bile hoş karşılamazdı, kutuna bastırıyorsun bisiklete binerek zarar veriyorsun derdi. Gece uyurken iki elimi bacaklarımın arasına sokardım ısınsın diye, görünce hemen elimi çıkarırdı bacaklarımın arasından, günah derdi. Daha bunun gibi bir sürü örnek verebilirim. İşte bu koca karı laflarının sonucunda vajinasını dahi tanımayan, hatta vajinasına bakamayan bir kadın oldum. Belki herkesin saygı duyduğu biri oldum ama sevdiği erkekle yekvücut olamayan, bu mutluluğu yaşamaktan aciz biri oldum. 4 senedir susuyorum, sabır taşı olsa çatlardı. Bu siteye de çekingenliğimden giremedim, yoksa haberim vardı aslında böyle bir siteden. En yakın dostlarıma, kardeşlerime, anneme, akrabalarıma söyleyemedim. İnsanlar anlıyor mu acaba diye kurup duruyorum kendi kendime. Kocamla aramızda her gün büyüyen bir sır halini aldı bu mesele. Şu an bunları yazmak bile bir özgürlük, bir rahatlama benim için. Becerebilir miyim bilmiyorum, ama en azından artık niyetliyim bu sorunumu çözüme kavuşturmaya. Yoksa evliliğimi daha fazla uzatmayacağım. Kocam olmadan hayatın bir anlamı yok, ama en azından bu yükten kurtulurum. Ya da daha mutsuz olurum, ne bileyim...
Sıkılmadan okuyan varsa ve bana yol göstermek isterse, can kulağıyla dinlerim. Çünkü artık sabrımın ve gücümün sonuna geldim. Anlayışlı ve yapıcı yorumlarınızı bekliyorum. Herkese Allah yardım etsin, inşallah hepimiz bu ağır yükten kurtuluruz da bebeklerimiz olur, tam anlamıyla aile oluruz bir gün...