Ergenlik çağı, zaten başlı başına bi ayılma-anlamlandırma, keşif ve dışarıya uyanma çağı.
Ben bu çağın ancak doğru iletişim ve ergene katılma-onu yarı yarıya "Öğretici" konumuna alma ile kontrollü aşılabileceğini düşünüyorum. Size bırakın kendi çağının ergenliğini öğretsin, öğrencisi olun bir süre; en çok hangi müziği dinliyor dinlerken nasıl hissediyor, en sevdiği kıyafeti nedir, vücudunun en beğendiği-beğenmediği yeri sebepleri, en çok hangi konularda tersleniveriyor vb... Yargılamadan, dehşete kapılmadan, nasihate bağlamadan önce tanıyın.
Kendi ergenlik zamanımı hatırlıyorum, çok olaylı geçti; otorite mi, annemin tek bakışı insana kendini bk gibi hissettirmeye yeter, öyle bir keskinlikte öyle "-dır, -dir" katılığında ve kısıtlayıcıydı ve ben de "Otoriteyi başka yollardan delmeyi iyi bilen" bir çocuktum. Lisenin yarısından sonrasını annem bilmez, 2ye ayırdım,
1)Annemin-babamın duymak-görmek istediği Gangsta
2)Gerçek Gangsta
6-7 yılı çocuklarını tanımadan geçirdiler, sebebi "İletişim eksikliği ve hakimiyet kurma çabası" ..
Onlara hakimiyet kurdukları Gangsta görüntüsünü vererek, alttan ne işler çevirdim ne işler, aklıma geldikçe verilmiş sadakam varmış derim. Bizimkileri uyutup gece çıkıp, uyanmadan geri dönerdim mesela bu en basit somut örnek.
Ha sonrası da var, annemin adı "Dedektif x" olmuştu ben ve arkadaşlarım arasında. Beni gizli takip ettiğini düşünürdü ama haberim olur, görmesi gereken yerlerde bulunur devamında atlatırdım. (Uzun hikaye bunlar neyse)
Yani bu işin "Höt söt" ile olmayacağını, "Otoritenin korku ile sağlanmayacağını" net söyleyebilirim, her gence sökmez, gizleme yoluna sokabilir. "Tanıma-katılma-katılarak yönetme" en sağlam yol. Şu sözü hatırlayın, kaçınız annesine-babasına kullandı/Kullanmak istedi aklından geçirdi: Sen hiç genç olmadın mı?!!
Herkes oldu, alttan alta farklı düşündünüz, hak verirken bile isyanı yaşadınız bazen. Duygular aynı, sadece çağ farklı.
Bizden daha öncekiler radyo dinledi, hayal etti kafalarının içinde yaşadı imrene imrene, biz tv izledik moda dergileri ile tanıştık izledik gördüğümüzü uygulamaya kalktık, şimdi sosyal medya internet ile çocuklar gördüklerine katılım sağlıyor, uygulama kısmını geçip "Kanıtlama" kısmındalar. Buraları yara almadan geçmeleri için, anne-baba olarak daha da kucak açmak gerekiyor ki sizden gizli işlere kalkışmasınlar. Her şartta her an "Sevgiyi" vurgulamak gerekiyor, makyaj yapınca eleştiriden önce "Yakışmış ya hu" deyip dünyasına girmek, oradan "Aslında şöyle daha hoş duracak" diye yönetmek gerekiyor, evli bir adamı mı takmış kafaya önce "Dinleyin, katılın" ... Nesinden etkilendin? Şöyle mi hayal ettin? Peki sence o hayal ettiğin adam olabilir mi o? birkaç hikaye "Böyle bi kız vardı eski mahallemizden biz 15-16 iken" filan uydurun bir şeyler oralardan verin örnekleri vb. yargılamadan gerçeğe açın gözünü. Ergenlik döneminde özetle, her anneye bir tutam sinsi olmak düşüyor, ileri geçip set olmaya çalışmak değil, bir adım gerisinden takipte kalmak her zaman iyidir.