- 2 Temmuz 2015
- 3.973
- 3.452
- 83
- 36
- Konu Sahibi Pink_Women
-
- #721
elbet bu dünya da olmasa bile ahirette ben kazanacağımsen doğru olmaya devam et, eğri belasını bulur.
her zaman iyi ol, saf değil. hatalarından ders almayı es geçme.
Bir üyeye boşan demeden önce genelde tüm konularını okurum.
Daha önceden benzer çıkmazları yaşayan bir üyeye konusunda direkt olarak geçmişle ilgili hatırlatma yaptıgımda "kapatmaya çalıştıgımız yaralarımızı açtınız" şeklinde bir tepki aldıgım, inanmadıgım bir "degisim"den bahsedildigi, konunun ekseni eşi ve kendi kararlarını savunmaya döndügü ve dolayısıyla hiçbir yardımım dokunmadıgını düşündügüm için sizin konunuzda yazmama kararı almıştım.
Konunuzda şiddetten, saygısızlıktan bahsediyordum ancak siz o konuda pek açık vermiyordunuz (bilincli saklamak, sinsilik manasında demiyorum) ve terapilerden söz ediyordunuz...
Kaldı ki sizinle hoş olmayan bir konuda karşılaşmıştık ve bana tepkisel yaklaşıp kendi karanlıgınızı tercih etme olasılıgınızı da yüksek görüyordum açıkçası. (fakat böyle bir tavrınız olmadıgı için kendi adıma ve sizin adınıza teşekkür ederim)
En başından beri ayrılamamanızın nedeninin, tamamen tek başına kalmaktan korkmanız ve kendi hayatınızla ilgili sorumluluk almaktan kaçmanızla alakalı oldugunu düşünüyorum.
Bu nedenle yasadıgınız olaylar için 3. kişileri suclamaktan uzaklaşıp öfkenizi, direkt buna neden olan kişiye yöneltmeniz için yazdım.
Sonrasın belki ısrarcı olmamakla hata yaptım ancak belli bir noktadan sonra düşüncelerimi eşinize ve sonrasında size hakaret vari bir şekilde aktarmaktan çekindigim için çekilmeyi tercih ettim.
Seven bir insanın neler yapacagını yazmayayım, dönüp aynaya bakabilirsiniz. Fakat sevmeyen bir insanın neler yapacagını sorarsanız eşinize bakabilirsiniz...
İşin tuhafı tüm bunların aslında farkındasınız ve asıl kabullenemediginiz şeyin aile tartışmasından ziyade, davranışlarında oldugu gibi eşinizin sözlerle de bunu kanıtlaması ve siz her şeye ragmen kendinizi adarcasına devam ettiginiz evlilikte son nokta olarak gördügünüz şeyde onun kayıtsızlıgı oldugunu düşünüyorum.
Yanlış bir şey demek istemiyorum ancak adeta şiddeti vs degil sevilmemeyi kabullenemiyor ve bunun için ugraşıyor gibi bir haliniz var. Çıkmaza girdiginizde ise eşinizin gösterişleri ile teselli bulup adanmışlıga kaldıgınız yerden devam etmek için bir neden buluyorsunuz... Belli bir noktadan sonra bu durum iyi niyet veya sabır ile açıklanamaz bence.
Eşinizin tekrar eski haline dönme ihtimalinden bahsedilmiş fakat bugun saçınıza yapışmaması aynı kişi olmaktan vazgectigi anlamına gelmiyor. Hala size aynı konuda baskı uyguluyor sadece şiddeti ya başka seylere yönlendiriyor ya da size uyguladıgı hali biçim değiştiriyor.
Son sorularınıza eşinizin tatmin edici yanıtlar verdigini hatta aileyle ilgili meselelerin hiçbirinin yaşanmadıgını farzedelim.
Siz saglıgınızla ugraşırken, tıbben cocuk konusunu ertelemeniz gerektigini eşiniz gayet iyi biliyorken "Evlendik evleneli başkalarının çocukalarını sevmeye muhtaç ettin beni " cümlesini bir insan neden kurar? Daha dogrusu bu cümleyi karısına söyleyen kişi "insan" olur mu? Ondan "eş" olur mu?
Buna karşın cocuk kararını artık alabileceginiz için eşinizin suskunluguna alındıgınızdan da bahsetmiştiniz. Onun isteklerinin artık gerçekleşebilecek olması sizin için bu kadar mı öncelikliydi ki eş olmadan baba olması konusuna sıcak bakıp onun artık ısrar etmemesine üzülmüştünüz?
Kendinizden, eşiniz için vazgeçer bir vaziyettesiniz maalesef. Her davranışınızla da bunu onaylıyorsunuz.
Bakın her probleminizde ya unutamayacagınız bir davranış ya da bir cümle karşınıza çıkıyor. Gerçi siz unutmayı seçiyorsunuz...
Sinirliyken yaptım veya söyledim demek tüm suçları ortadan kaldırıyorsa o zaman sinirli bir günümüzde hepimiz katliam yapalım, böyle birşeyi aklınız alıyor mu? Yanıtınız hayır ise eşinizin size karşı işledigi suçlara, haksızlıga daha fazla izin vermeyin.
Çok temel bir ayrımdan bahsediyorum ve daha fazla nasıl açıklayabilirim nasıl örneklerim gerçekten bilmiyorum.
Lütfen kendinize değer verin, bahanelerin arkasına sıgınmayın, korkularınızla yüzleşin, olanaklarınızın farkında olun, sizi gerçekten seven yani değer veren insanların sevgisiyle sarın kendinizi, saygı duymanın sevginin temeli oldugunu unutmayın ve önce kendinizi sevin, sizi huzursuz eden o ortamdan uzaklaşmak için bir adım atın.
Yanan bir gemidesiniz demiştim, kül olmasını beklemenize gerek yok. Ama yine sizin tercihiniz tabii ki.
hayırlı geceler hanımlar
kusura bakmayın yazamadım
öncelikle benim eski konularımı sakladığım yok
evet ben arkadaşım için üzüldüm siddetin büyüğü küçüğü olmaz elbette ben belki bir kez itilmiştim ama o saatlerce dayak yemişti
belkide onun acısını kendi yuregimde daha fazla hissettim
ve benim en çok cekindiğim konu ailesinin haberi olmuştu ve ailesi tekrardan yollamıştı
bende hep korktum bundan aileme söylersem nasıl karşılar?
kızım tekrar dene derlerse ben aileme bir kez daha nasıl giderim
evet 28 yaşındayım maddi özgürlüğüm var ama ya manevi özgürlüğüm
ben bir kez ailemi aldım karşıma bir kez daha almam için zamana ihtiyacım var
en baştan beri boşanmam en doğru olan şeydi biliyorum ama hiç bir zaman cesaret edemedim
ben baba mı çok severim ve babasız çocuklar hep üzer beni
benim kalbim böyle hassas diye
hep acindirdilar kendilerini babamız yok şu çileleri çektik diye
iyi niyetimi kullandılar
ben dayak yerim yada eşim yüzünden değil
hep kendi vicdanimin esiri oldum...
o yüzden bu kadar taviz verdim malesed
bir kadın düşünün zayıf, korkak
belki doğuştan böyle
belkide sonradan bu hale getirilmiş
dünyaya geldiğinden annesinden ayrılmış, ağzındaki ilk tad bile annesinin sütü değilmiş...
anne aylar sonra çıkmış komadan...
bu güvensizlik daha ilk doğduğu andan beri ki savunmasızlığı belki bu yüzdendir...
eşimi 6 yıldır tanıyor olacağım ama yalnızca isim olarak
huy olarak onu tanıyamıyorum, kavrayamıyorum ve anlayamıyorum
evliligimizin ilk ayından beri acımasızca davranan birisi
duygularımı hiçe sayan
fiziksel şiddete eğilimli zaten psikolojik şiddeti hak getire
bizim evliligimizin 3 veyahutta 4 haftasında gorumcemler geldi
onlarla tartıştık eşim bana evden çıkma dedi ben geliyorum demesine rağmen çok sinirlerim bozuldu kalplerini kırmamak için çıktım
benim yıllarca suçum bu eşim çıkma dediğinde çıkmışım
eşim peşimden geldi çok sinirlendim dedim ama o kızdı bana ve eve gitti...
kardeşleri evde her zaman ki gibi "sen bizim babamızsın, biz yetimiz yengemiz bizi evden kovdu demişlerdi. eşim öyle birşey yapmadığımı bile bile bana inanmasina rağmen onlar haklıymış gibi davrandı
tartışma sebebi ise benim evimin yan tarafı erkek yurduydu bende kapalı bir bayanım perdelerin açık olmamasını istemeyisimdi
daha sonra onlar gitmesine rağmen bizim kavgalarımiz siddetlendikce şiddetlendi
bir gün biz yine tartışırken ben oturuyordum yerde yanıma yaklaştı saçlarımdan tutup yere itti...
biz bundan sonra zaten hiç toparlanmadık
hep zehir zembelek geçti günlerimiz yıllarımız
yeri geldi yaşadığımız sinir harplerinde ben tokat attım ona
çok yanlıştı biliyorum ve bana yakışmayan bir davranıştı
sonrasında bana karşı asla boyle birseyi olmadı
ben hep onu anlamaya çalıştım o benim vicdanı mi kullanırken
babasız terör bölgesinde
üvey baba şiddeti ile yoklukla büyüdüğü için...
ama bir gün yapılan haksızlıklara dayanamayıp "yalnızca yetimlerin hakkı yenilmez siz yediğin benim haklarımı nasıl ödeyeceksin dedim"...
gerçekten yalnızca yetimler mi üzülürdü yetimler mi ağlardı?
ne zaman ki kullanıldığı mi anladım işte o zaman artık bir durun dedim
o kadar taviz vermiştim ki
durdurması kolay olmadı olmuyorda
ben öyle bir bayan gibi değilim aslında
işvem cilvem nazım yoktur
ama beni.bile kırmayı başardılar ailecek...
ona karşı bunca şeyin üstüne cinsel anlamda isteksiz oldum
bunda bile beni suçladı
ben beni sevmediğını hissettiğim bir erkekle nasıl sevişebilirdim...
size şu gercegi söylemem gerekiyor ki
bende üniversite yıllarında uzunca psikolojik tedaviler gördüm
bana yapılanları olanları algılamam bu yüzden çokça zamanı mı aldı
ben şuan zaten bu evlilik yürüsün diye birşey yapmıyorum
yalnızca bitme durumunu göze alarak ortamı oluşturmaya çabalıyorum
sizde biliyorsunuz ki bir insan çok kötü olur kolayca vazgeçilen insan olmaktan ne yazık ki
belki benim yaşantım ve işim size paralel gelmeyecek ama
ben akademisyenim
öğrencileri çok severim ve ben işime evde ki problemleri asla taşımam
onun soyadı ile yayınlanmış bir çok makalem var inanın bunları bile düşünmek zorundayım ne yazık ki
neleri kaybedeceği mi neleri kazanacağı mi çok ince düşünmem gerekli
burada.birinin yorumunu okumuştum bayan boşanma kararı verdikten 4 yıl sonra boşanmıştı ben o kadar zaman beklemeyi düşünmüyorum ama şartları olgunlaştırmam lazım gerçekten
hepinizi anlıyor ve hepinize hak veriyorum...
bence de otur enine boyuna düşün tart.bu hafta yalnızım
sadece düşüneceğim herşeyi
kendimide özellikle kendimi hatta
neyim
ne olmak istiyorum
hayallerim ve yaşamak istediğim herşeyi
ben iki yıldır çocukları çok sevmeme karşı asla kendi çocuğum olması ihtimalini düşünmedimAilenizle ilgili durum önemsenmeyecek birşey vs. demeyecegim fakat boşanmanıza engel degil, sizi evlatlıktan reddedecek de degiller, öyle olsa bile sizin hayatınızdan geleceginizden değerli degil hiçbir şey. Dolayısıyla bu kaygılarınızı dayandırabileceginiz bir gerceklik yok.
Boşandıktan sonra akademik isim vb sebeplerle eski eşinizin soyadını kullanmaya devam edebilirsiniz, bu bahaneyi de eledik. Hep öyle mi yaşayacagım derseniz zaten iki soyad sonrasında aşamalı olarak eski soyadınıza geri dönersiniz.
Bu arada konularınızı sakladıgınızı iddia etmedim, zaten böyle birşeyi forumda yapabilmeniz de imkansız.
Herkes kendi hayatından mesul ancak birinin hayatıyla ilgili yorum yaptıgımızı unutmamak gerek. Okumadan barışmanızı teşvik edemem mesela ben, tekrar dayak yemenizin ya da işiteceklerinizin vicdani sorumlulugunu paylaşamam.
Bazı şeyler cocuklugunuza dayanabilir, keza eşinizin geri döndürülemez yanlışları da gecmisteki sıkıntılardan kaynaklanabilir hatta ailesinin de... Alınmayın ama söyleme gerekliligi hissediyorum, kendinize ve diger insanlara acımak yerine sevgiyi, saygıyı ön plana cıkarın.
Bunu şimdiye kadar yapmış olsaydınız saygısızlıga evliligin normalleri arasında yer vermez, sevgisizlige tahammülünüz olmadıgında da o kişi(ler)den beklentilerinizi karşılamalarını talep etmek yerine daha net davranıslarda bulunurdunuz.
Acımayın, sevin ve bunu hakeden insanlarla paylaşın. Ama önce kendinize saygınız için savaşın, kendiniz için birşeyler yapın. Bu, kendinize değer vermenin ve dolayısıyla sevmenin de bir yöntemidir mesela.
O sizin saçınızdan tuttugunda karşı koyabilmeniz ile siz tokat attıgınızda onun karşı koyması aynı şeyler degil çünkü aynı güçte degilsiniz. Bu durumda sizden güçsüzü ezmek üzere uyguladıgınız bir şiddet yok, dolayısıyla onun yaptıgı aşagılık davranışla bir tutar ya da ödeşmek olarak sayarsanız yanılacagınızı şimdiden belirteyim.
Kar- zarar hesabına bakarsak siz evlendiginizden beri kayıp içindesiniz. Güzel anılarınız da birikmiştir belki fakat sizin yaşama sıkı tutunabilmenizi saglayacak sekilde kaybettiklerinizi kazanmak istiyorsanız bunun yolu sizi mutsuz eden seyleri hayatınızdan cıkarmaktan geçiyor.
Yarın birden bire bu kararı vermek istemediginizin farkındayım. Düşünmeden davranıp sonra pisman olup geri dönmektense kendinize zaman tanımanız daha mantıklı tabii ki. Ancak düşünürken bahanelerle aklınızı bulandırıp kendi kendinizi kandırmazsınız umarım...
Kaldı ki tam tersi bir karar da verebilirsiniz, iyisiyle kötüsüyle tüm tecrübeleriyle bu sizin hayatınız.
Fakat cocuk için de bir engel kalmadıgını düşündügünüz bir dönemde bir bebegi de buna ortak etmeyi planladıgınızda durum değişir.
hayatta tek korkum bubence de otur enine boyuna düşün tart.
ailen boşandığın takdirde destek olmaz mı sana?
en büyük korkun onlar tarafından suçlanmak sanırım.
ancak öyle olmayacağını sana sahip çıkacaklarını düşünüyorum ben.
evet anlamıştım senin tutan adım atmanı engelleyen tek şey bu.hayatta tek korkum bu
zaten böyle bir insanı karşılarına çıkartarak onları yeterince üzmüştüm
şimdide böyle bir adım atarak bilmiyorum onları yıkarım kaybederim gibime geliyor
aslında ailemi çok severimevet anlamıştım senin tutan adım atmanı engelleyen tek şey bu.
ailenle nasıl bir ilişkin var pink?
detaylarını bilmiyorum.
diyalogunuz nasıl?
annenle oturup konuşamazmısın?
ufak tefek te olsa derdini sıkıntını anlatamazmısın?
senin üzüldüğünü mutlu olmadığını fark etmiyor mu annen?
hic sormuyor mu kızım derdin ne diye?
normal hiçbir aile evladını asla gözden çıkarmaz.hayatta tek korkum bu
zaten böyle bir insanı karşılarına çıkartarak onları yeterince üzmüştüm
şimdide böyle bir adım atarak bilmiyorum onları yıkarım kaybederim gibime geliyor
anlatmazsan bilemezler ki.aslında ailemi çok severim
onlarında beni çok sevdiğine inanırım
eşimle olan hiç birşeyi mi bilmez ailem
bir kaç kv böyle uzun uzun kalmasından ve kv görümce ikilisinin evimde beni nasıl yabancilastirdığını anlatmistim ama eşimle ilgili hiç birşeyı bilmezler
mutsuzluğum o kadar bariz ve açık ki
eskisi gibi rolde yapmıyorum
ama kimse senin bir sıkıntın mi var diye sormuyor
anı kilolar veriyorum yüzümden düşen bin parça
bugüne kadar hep mutluluk rolünde olduğum için bu halimden anlayabilirler aslında diye düşünüyorum ama bilmiyorum
benim ailem mahremiyete çok önem veriranlatmazsan bilemezler ki.
çoğu aile evladının durumunu anlar ama dillendirmez, karı koca arasına girmemek için.
mesela sen itilip kakıldığın halde eşinle devam ettin değil mi? ailen bilseydi bile sana müdahale edemezdi. en fazla nasihat ve arkandayız mesajı olurdu.
kuzenim iki çocuklu, şiddet görüyor. ailesi gel diyor ama gitmiyor. kocasını seviyormuş. ailenin eli kolu bağlı. kız reşit, zorla alıkoyamaz ya da ayıramazlar.
ailen de böyle düşünüyor muhtemelen
telefonda da yine ailesinin gelme meselesini mi açtı pink?biraz önce beni aradı
görev için şehir dışında ya
nasıldı bensiz ilk gecen felan dedi
sonrasında da zaten benim varlığımda bir yokluğumda dedi
bende bu senin cümlendi dedim
benim değil
sonra da sinirlendim mesaj yazdım
yeter artık benim hayatım için çok önemli bir sınava şurada bir ay kalmış
sen benimle oturup halen ailem kaç ay kalsın hesabındasın
bana sen benim ailemsin diyorsun yaa ben senin ailen olmuş olsaydım eğer keyfiyetten gezme amaçlı gelmelerinden daha önemli olurdu benim sınavım
çağır gelsinler artık bir yıl mı kalırlar on yıl mı
evde sizin olsun barkta
artık benim kafamı meşgul edip mutsuz etmeyin yeter artık dedim
çok güzel. içindekileri dök böyle böyle.biraz önce beni aradı
görev için şehir dışında ya
nasıldı bensiz ilk gecen felan dedi
sonrasında da zaten benim varlığımda bir yokluğumda dedi
bende bu senin cümlendi dedim
benim değil
sonra da sinirlendim mesaj yazdım
yeter artık benim hayatım için çok önemli bir sınava şurada bir ay kalmış
sen benimle oturup halen ailem kaç ay kalsın hesabındasın
bana sen benim ailemsin diyorsun yaa ben senin ailen olmuş olsaydım eğer keyfiyetten gezme amaçlı gelmelerinden daha önemli olurdu benim sınavım
çağır gelsinler artık bir yıl mı kalırlar on yıl mı
evde sizin olsun barkta
artık benim kafamı meşgul edip mutsuz etmeyin yeter artık dedim
anlat mutlaka. ablana, annene de.benim ailem mahremiyete çok önem verir
ki babam her zaman alttan mesajı verir
insanların evleri mahremleri der
belki anlatsam gerçekten sasirirlar
ama esim yokken ablamla konuşacağım bunun kararını verdim kendime
bu derece üzgünken anneni sormamasını garip karşıladım .aslında ailemi çok severim
onlarında beni çok sevdiğine inanırım
eşimle olan hiç birşeyi mi bilmez ailem
bir kaç kv böyle uzun uzun kalmasından ve kv görümce ikilisinin evimde beni nasıl yabancilastirdığını anlatmistim ama eşimle ilgili hiç birşeyı bilmezler
mutsuzluğum o kadar bariz ve açık ki
eskisi gibi rolde yapmıyorum
ama kimse senin bir sıkıntın mi var diye sormuyor
anı kilolar veriyorum yüzümden düşen bin parça
bugüne kadar hep mutluluk rolünde olduğum için bu halimden anlayabilirler aslında diye düşünüyorum ama bilmiyorum
yok hayır haklıymışçasına bana söylediği sözleri sanki ben ona söylemişim gibi tavır takınınca sinirlerim hopladı yinetelefonda da yine ailesinin gelme meselesini mi açtı pink?
kocasını sevenlere denecek bişey yok.anlatmazsan bilemezler ki.
çoğu aile evladının durumunu anlar ama dillendirmez, karı koca arasına girmemek için.
mesela sen itilip kakıldığın halde eşinle devam ettin değil mi? ailen bilseydi bile sana müdahale edemezdi. en fazla nasihat ve arkandayız mesajı olurdu.
kuzenim iki çocuklu, şiddet görüyor. ailesi gel diyor ama gitmiyor. kocasını seviyormuş. ailenin eli kolu bağlı. kız reşit, zorla alıkoyamaz ya da ayıramazlar.
ailen de böyle düşünüyor muhtemelen
ailem geçen gün anneme biraz sert çıktığımdaanlat mutlaka. ablana, annene de.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?