Bu haberi belki okumuşsunuzdur ama tekrar paylaşıyorum çünkü bu istismara cok açık bir olay ve siz onlara güvenirken onlar sizi suistimal edebilir. Eger benim çocuğum olursa ilk işim DNA testi yaptırmak olacak.
Aşağıdaki olay hsngi merkezde oldu bilmiyorum.
KKTC'de İngiliz kadına tüp bebek şoku
Kürtaj skandalı ile çalkanan KKTC'de tüp bebek alanında da usülsüzlüklerin yapıldığı öne sürülürken, KKTC'de tüp bebek yöntemi ile üçüz çocuk sahibi olan İngiliz kadın D.B'nin yaşadıkları bu kadarı olmaz dedirtti.29 Şubat 2016 08

00
Star Kıbrıs Gazetesi'nden Suna Erden'in haberine göre, KKTC'de Tüp bebek yöntemi ile anne olan İngiliz D.B isimli bir kadının bilgisi dışında kendisine uygulama yapıldığı iddia edildi ve kadının Sağlık Bakanlığı'na başvuruda bulunduğu öğrenildi.
Dava çamaya hazırlanan ve avukatları aracılığı ile şikayet dilekçesini Sağlık Bakanlığı'na ileten D.B'nin başından şunların geçtiği öne sürüldü.
“Bekar olan 32 yaşındaki D.B isimli kadın, Ekim ayı başlarında 2013 tarihinde KKTC'deki bir tüp bebek merkezine başvurup, tüp bebek yapma talebinde bulundu.
D.B, Amerika'da bulunan dünyanın en iyi sperm bankası ve Fud and Drug Administration (FUD) onayı ile ilgili devletlerden alınmış gerekli tüm ruhsatlara ve izinlere sahip olan, ayrıca diğer ülkelere sperm ihraç etmek için gerekli tüm koşulları yerine getiren X.C şirketinden sperm aldı. D.B'nin satın aldığı sperm, KKTC'deki söz konusu tüp bebek merkez ile X.C şirketi arasındaki imzalı anlaşma uyarınca, tüp bebek merkezi yetkilileri aracılığı ile Limasol üzerinden KKTC'ye getirildi.
KKTC vatandaşı donör tavsiyesi
İngiltere'den KKTC'ye gelen D.B, işlemleri başlatmak için anlaştığı tüp bebek merkezine gitti.
Spermi X.C'den D.B, embriyo işleminde kendi yumurtasının kullanılmasını istedi. Hastane doktorları, kendisinden sağlıklı yumurta çıkmaması durumunda kullanılmak üzere bir donörden yumurta toplanılması için tavsiyede bulundu. D.B, bir sorun çıkması halinde destek tedavi olsun diye, kendisine tavsiye edilen donörler arasından, KKTC vatandaşı, 20 yaşındaki ve kendisi ile aynı kan grubuna sahip bir kadına ait yumurtanın kullanılmasını istedi. Yapılan tedavi ve uygulamalar sonucunada hastane yetkilileri, 21 Ekim 2013 tarihinde D.B'den 2 adet sağlıklı yumurta ve 20 yaşındaki donörden 12 adet yumurta aldı. Hastane yetkilileri, 23 Ekim 2013 tarihinde D.B ile iletişime geçerek, kendisinden alınan 2 yumurta ve donöre ait birçok yumurta ile seçilmiş dölleme işlemlerinin başarıyla yapıldığı bilgisini verdi.
NE SÖYLENDİ, NE YAPILDI?
D.B, 24 Ekim 2013 tarihinde döllenmiş embriyoların kendisine aşılanması için söz konusu tüp bebek merkezine gitti. D.B'ye kendisinden alınan 2 yumurta ile oluşturulmuş embriyo ile donörden alınan yumurta ile oluşturulmuş 1 embriyonun aşılanması gerektiği yönünde bilgi verildi. Ancak D.B, sadece kendisine ait embriyonun kullanılmasını istese de hastane yetkilileri başarısızlık şansının azalması ve destekleyici olması gerektiği konusunda D.B'yi ikna etti. tüm bunların ardından D.B'ye ait olduğu söylenen 2 embriyo ve 1 donör embriyosu aşı edildi.
Hayatı pahasına üçüzde ısrar etti
Aşılama işleminin ardından D.B ülkesine döndü ve tedavi sonucunu beklemeye başladı. Üç haftalık bir bekleyişten sonra D.B üçüz çocuğa hamile kaldığını öğrendi. Üç bebekten ikisinin kendisine ait olduğunu düşünen D.B, İngiltere'deki doktorların hamilelikte riskler olduğunu söylemesine rağmen üçüz hamileliğe devam etme kararı aldı.
Çocukları kendisinden sandı
Tüm bu çileli sürecin ardından, erken doğum yaparak İngiltere'de 18 Mayıs 2014'te üç erkek çocuk dünyaya getiren D.B, erken doğum dolayısıyla bebeğe kan verilmesi zorundalığı ile karşılaştı.
Ancak iki bebeğin kan grubu incelendiğinde korkunç gerçek ortaya çıktı. Bebeklerde belirlenen iki kan grubu sonuçları, çocukların ne kendisinden, ne aynı kan grubundan seçtiği donörden ne de seçtiği spermden olmadığını ortaya çıkardı.
Bebeklerin kendi seçtiği sperm ve donörlerden olmadığını öğrenen ve şok geçiren D.B, hastan yetkilileri ile temasa geçti. Hastane yetkilileri, ilk etapta 20 yaşındaki donörden alınan bir embriyonun üçe bölündüğünü söyledi. Hastanenin açıklamasına göre, bir yumurtanın üçe bölünmesi sonucu oluşan hamilelik sonucu tek yumurta üçüzü olması gerekiyordu. Ancak çocuklar tek yumurta üçüzü değildi. Hastane ile tekrar iletişime geçen D.B, 20 yaşındaki donörden bir değil 3 embriyo ve kendisinden 2 embriyo olmak üzere toplam 5 embriyo aşılandığını söyledi.
Dava açmaya hazırlanıyor
D.B daha sonra hastane yetkilileri ile defalarca iletişime geçmeye çalışsa da başarılı olamadı.
Bilgisi dışında hiç bilmediği kişilere ait embriyoların kendisine aşılandığını, psikolojisinin bozulduğunu maddi manevi zarara uğradığını savunan D.B avukatları aracılığı ile KKTC Sağlık Bakanlığı'na başvurdu. Dava açmaya hazırlanan D.B, 2015 yılında KKTC makamlarına yaptığı başvuruda, hastaneden tedavi süresince tutulan kayıtları, gerçek donörün kim olduğunu bilmek istediğini talep etti. D.B'nin hastaneye tazminat davası açacağı belirtildi.