Merhaba Arkadaşlar;
Hamişleri tebrik ediyorum. Tedavi için, opu için, transfer için ve en en zoru tahlil için gün sayan herkese de sabır diliyorum. Allahım bebek özlemi çeken herkese en kısa zamanda bebeklerini versin inşallah.
Ben size kısa gibi gelecek banaysa bir ömür gibi gelen 8 ay boyunca bu bölümdeki arkadaşların tecrübelerini okuyarak kah sevindim, kah üzüldüm, kendime paylar çıkardım. Ama en önemlisi hiç umudumun kalmadığı günlerde umudumu tazeledim buradaki başarı hikayeleriyle. O yüzden şimdi de benim anlatmam gerekiyor:
Bebek istemeye başladıktan 6 ay sonra eşimin de benim de yaşımız çok genç olmadığı için hemen yardım almaya karar verdik. Benim düzenli gittiğim bir jinekoloğum vardı ve bende görünen hiçbir problem yoktu. O yüzden eşimin bazı problemleri için doktor araştırdık. Yapılan tetkiklerden sonra tüp bebek yapmaya karar verdik. Tüp bebek için en iyi 3 arasında geçen hastaneye ilk görüşmemize gittiğimizde doktor eşimin değerlerine baktıktan sonra size de bir bakalım dedi. Muayene sonrası hayatımın şokunu yaşadım. Yumurta rezervimin yetersiz göründüğünü söyledi doktor ve AMH tahlili yaptırmamı istedi. Tahlil sonucu 15 günde çıkıyor, yaptıranlar bilir. Hayatımın - o an için - en zor 15 günüydü. Tabii takip eden günlerde neler çekeceğimi bilmiyordum henüz. Tahlil sonucunu aldığımız gün eşimle ilk karşılaşmamızı hayatım boyunca unutmayacağım. Birbirimizin yüzüne bakıp ağlamaya başladık.1'in altı için menopoz diyordu referans aralığında, benim değerim 0,2 çıkmıştı. Düzenli adet gören, jinekoloğa giden benim için buna inanmak çok zordu ama işte bizi bulmuştu bu saçmalık. Çok hızlı olmamız gerekiyordu, çünkü kalan yumurtalar da kısa bir süre içerisinde bitebilirdi. En azından o zamanki doktorumuzun yönlendirmesi bu şekildeydi. Hemen o siklusta aşılama denedik önce ayı boş geçirmemek için. Sonuç negatif oldu. Bir sonraki siklusta kist problemi. Sonraki siklusta tüp bebek tedavisine başladık. 7 folikül görüldü. Sadece 3'ü büyüdü, 2 yumurta toplandı. 1'i döllendi. Kaliteli bir embriyoydu. Zaten yaşım dolayısıyla 1 embriyo transfer edilebiliyordu. Negatif sonuçlandı. Doktorum tahlil sonrası görüşme için çağırdı. Eşim bir iş için yurtdışındaydı. Ben görüşmeye bundan sonra neler yapacağımızı, uygulanacak protokolü vs. konuşmak için gittiğimi düşünüyordum. Gittim, adamın karşısına oturdum. Bu arada, bu adam infertilite tedavisinde çok ünlü. Hepiniz ismini biliyorsunuz eminim, ama burada vermeyeceğim. Maalesef şansınız zaten çok düşüktü, vücudunuzun kapasitesi bu. İsterseniz 1-2 defa daha deneyebilrsiniz ama çok da anlamı yok. Türkiye'de yasak ama yurtdışından donör yumurta alıp hamile kalabilirsiniz dedi bana. Oraya çok sağlam gitmiştim ama o an ağlamaya başladım ve evde bana destek olmaya gelen annemin yanına varana kadar ve vardıktan sonra da saatlerce ağladım. Ağlamamın arasında benim aklımda olan başka bir doktor ve klinik vardı, burayı arayarak ertesi güne bir randevu aldım. (İlk doktorumuzu eşimin gittiği ürolog tavsiye etmişti.) Ertesi gün annemle beraber yeni doktorumla olan randevuma gittim. Doktorum – ki eminim onun da adını biliyorsunuz – daha ilk anda bana bir güven verdi. Zaten durumun ciddiyetini anlar ama moralimi ayakta tutmaya çalışır tavrıyla hemen kendini sevdirdi. Tek bir değerin her şey olmadığını örneklerle anlattı. Bana bilimsel araştırmalar göstererek benim durumumdaki kadınlar üzerinde yapılan çalışmalardaki hamilelik oranlarından örnekler verdi. Benden rahim filmi çektirmemi istedi. (daha önce istenmemişti.) Klinik içerisindeki aile hekimine yönlendirdi. Daha önceki hastanede sadece tüp bebek öncesi eşlere yapılan HIV, HPV gibi tahliller istenmişti benden – bir de AMH – başka hiçbir şey istenmemişti. Aile hekimim, ilgili olabileceğini düşündüğü bütün tahlilleri istedi ve acilen bir dolu takviyeye başlattı beni. Bu ilaçlardan birini daha önceki doktora sormuştum, bilimsel hiçbir faydası yok, kendinizi iyi hissetmek için istiyorsanız için demişti.(DHEA için 

Tahlillerin sonuçları arasında bizi çok etkileyecek bir sonuç çıktı. Pıhtılaşma problemim vardı. Hamile kalabilmek ve kaldıktan sonra da devam ettirebilmek için kan inceltici iğne kullanmam gerekiyordu. Neyse, uygun zaman beklendi ve sonra 2. tüp bebek tedavimize başladık. Protokol değiştirildi. 7 folikülle başladık. Toplamaya uygun boyutlara gelmiş 9 folikülle girdim. 5 yumurta toplandı, 2’si olgun çıktı. Bu 2 yumurtanın 2’si de döllendi ve 2. gün transferi yapıldı. Maalesef bu deneme de negatif sonuçlandı.
Doktorum sonucu bizzat kendisi arayıp söyledi. Kendisinin çok umutlu olduğunu ve sonuca şaşırdığını, reglim olup bittikten sonra ne yapacağımızı konuşmak üzere bizi beklediğini de ekledi. Neyse, tekrar görüşmeye gittik. Protokol değiştireceğini söyledi ve histereskopi yapmamızda fayda olduğunu. Çünkü görünüşe göre tutunmayla ilgili bir problem yaşıyorduk ve bu da rahimdeki bir problemden kaynaklanıyor olabilirdi. Bu arada bana akupunktur tavsiyesinde bulundu. Hemen akupunktura başladım. Histereskopi yapıldı veeee…. Rahimde enfeksiyon çıktı. İşte tutunmama nedeni. Eşimle beraber 1 aylık çok yoğun bir antibiyotik tedavisine başladık. Bir yandan akupunktur. DHEA. Diğer vitaminler, takviyeler. Arı sütü. Yine beklenen gün geldi. 3. tüp bebek tedavimize başladık. Yine 7 folikülle başladık. 6 yumurta toplandı, 5’i olgun çıktı. 5’i de döllendi.3. güne geldiğimizde 8 hücreli 4 adet embriyomuz vardı. 2’si 1. kalite, 2’si 2. kalite. Blast’a gitmemiz tavsiye edildi. Ben şiddetle karşı çıktım. Zaten yumurta problemi yaşarken anne karnında yaşama ihtimali olan embriyoları dışarıda öldürmenin ne anlamı var diye. Eşim aynı fikirde değildi. Embriyoların hepsi ölürse dünyayı zindan ederim sana  tehditlerime karşılık blast tavsiyesini kabul etti. 1 gün daha bekledik. Klinikten güzel haber geldi. 2 embriyomuz 4. günde kompakt morula olmuştu. ( embriyo kalitesi olarak olabilecek en iyi şey şeklinde açıklaması yapıldı bize.) Bu 2 embriyonun transferi yapıldı. 13 gün sonra tahlili yaptırmaya gittiğimizde hiç ümidim yoktu. Şimdiye kadar her türlü belirtinin ilaçlardan olduğunu ve belirtileri kafama takmamayı öğrenmiştim. Ama farklı olarak transferin 5-6. günü bel ağrısı yaşamıştım. Kan tahliline kadar evde test yapmadım. Hatta kanımı alırken evde baktınız mı diye sordular, hayır dedim, korktum, bakamadım. 1 saat sonra sonuç çıkacaktı ama olumsuz haberi orada almak istemiyordum, eve döndük. 45 dk. sonra telefonum çaldı. Telefonu açamadım. Eşime verdim. Çok sevgili hemşiremiz arıyordu bizi. Önce nerdesiniz diye sormuş. Eşim de evdeyiz diye cevaplayınca üzülmüş bayağı. . Eşimin ciddi misiniz diye sorduğunu duydum ve sonra da
kahkahalarını. Hamileydim sonunda. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Allahım bebek isteyen herkese nasip etsin bu anı, bu mutluluğu.
Biraz sakinleştikten sonra ilk yaptığım şey idrar testi oldu. Aylarca o çubukta negatif sonucu görmekten o kadar nefret etmiştim ki, bunu büyük bir zevkle yaptım.  Daha sonra kliniğe gittik, sevincimizi paylaşmak için bizi bekliyorlardı. Giderken yolda eşime ben öyle ekstra yoğun coşku gösterilerinde falan bulunamam, ne yapacağız ki orada falan diyerek söyleniyordum. (Hiçbir zaman duygularını rahat gösterebilen, başkalarıyla paylaşabilen biri olmamışımdır.) Klinikte hemşiremizin bize doğru geldiğini gördüm. Sonra ilk hatırladığım şey, hemşiremizin boynuna sarılmışım, hüngür hüngür ağlıyorum, o da artık ağlama, bak hamilesin diye beni teselli ediyor. Aynı şeyi doktorumla da yaşadım. Onu da gördüğümde istem dışı onun da boynuna atlayıp sarılıp ağladım, ağladım.
Yolun daha çok başındayız. Hamileliğimin 15. haftasındayım. Tahmin edebileceğiniz üzere, her ultrason ayrı bir korku. Ya bir şey olduysa diye aklım çıkıyor. Allahımdan tek dileğim bebeğimi sağ salim kucağıma alabilmek…
Bu 3. tüp bebek denemesini toplam 5,5 ayda yaptık. Bana 50 yıl gibi geldi o ayrı. Maddiyat bir yana, maneviyatınızı, moralinizi sağlam tutun arkadaşlar. Bu süre içerisinde gözlerim çıkana kadar ağladığım çok oldu. İşime konsantre olamıyordum. İş yerimde tuvalette gizli gizli kaç defa ağladığımı bilmiyorum. Özellikle para kazanmak için oraya kasap açar gibi tüp bebek bölümü açmış o hastanedeki duygusuz, robot doktorla konuşmamdan sonra hayatın hiçbir anlamı kalmamıştı. Arkadaşlarımla görüşmeyi bıraktım. Ailemle görüşmek istemiyordum. Akupunktur bu anlamda bana çok faydalı oldu. Kendime gelmemi, düzgün ve sağlıklı düşünmemi sağladı. Kesinlikle tavsiye ederim.
Ayrıca, doktorunuz, hastane veya kliniğiniz içinize sinmiyorsa kesinlikle onunla tedaviye devam etmeyin. Size moral verecek, mutlu edecek bir doktorunuz olsun. Yanlış anlamayın, benim doktorum pembe tablolar çizmedi hiçbir zaman bana. Realistti aynı zamanda. Ancak çok güzel bir denge kurmuştu. Randevum olduğunda korkuyla, kurbanlık koyun gibi gitmedim hiçbir zaman. Bu işte moral her şeyden önce geliyor biliyorsunuz.
Bebek isteyen herkes, hepiniz dualarımdasınız. Bu mübarek günde Allahım hiçbirimizin duasını geri çevirmesin, hepimize yardım etsin. Hiçbirimizin kucağı boş kalmasın, teker teker herkesin hamile haberlerini alalım bu sayfalarda inşallah.
Hepinize güç, kuvvet ve kolaylıklar diliyorum.
Sevgiyle.