- 5 Ekim 2020
- 14.667
- 40.115
- 548
- 36
- Konu Sahibi baklavacheesecake
-
- #21
Keşke bir şey olsa da eve gidemesem diyorum şu an. Tabii ki annem bir canavar değil ama insan huzursuz oluyor. Yani mesela bir şey onun istediği gibi değilse o şeyi onaylamıyor. "Yapamazsın" demiyor ama yaptığımda memnun olmuyor.
Genel olarak sınırlara saygısı yok. Benimle ilgili şeyleri çok fazla "biliyor" ve çok fazla bildiği için de sorun yaşıyoruz.
Bir konuda ona bilgi vermezsem ya da saklarsam "niye söylemedin, demek ki kötü bir niyet var ortada" diyor. Söylememe nedenim ise bugün güle oynaya anlattığım bir şeyin yarın kavgada önüme çıkarılabilecek olması ve direkt benimle ilgili bildiği şeylere bağlanmasıpsikolog bile dedi ki, siz sınır koymaya çalıştığınızda o bunu "yanlış bir şey yapmanıza" bağlıyor.
Aslında benim annem her ikisi de.Evladıni koruyup kollayan her koşulda destekleyen, emek veren anneyle sürekli hayatı zindan eden, eleştiren anne bir mi şimdi?
Anneniz biraz bana, siz de kardeşime benziyorsunuz. Şehir dışından gelecektir, biletini almaya son dakikaya bırakır. Hiç düşünmez, bilet tükenecek, nasıl gelecek. Bir yere gider, akşam trafiğinde raylı sistem varken otobüse biner.bir yere gidilecektir, duşa girecekse çıkmaya yakın girer. Sabah şehir dışına çıkacaktır, önceki günden valizini hazırlamaz. Sabah da eksik eşyayla ve kargaşayla gider. Gece yarısından sonra evde bağıra bağıra telefonla konuşup kapı çarpar. Plansız, sorumsuz, düşüncesizin teki.24 yaşındayım ama çocukluğumdan beri böyle. Çocukken de ilişkimiz sorunluydu. Fazla olgunluk bekleniyordu, ben de bunu veremiyordum, kavga çıkıyordu.
Yola çıkmadan önce zaten bu kontrolleri yaptığım için başkasını kaale almıyorum. Bunları yapmazsam trafiğe çakılı kalıyoruz. Hem zaman kaybı hem de bazen araba tutuyor beni dur kalk ile.Ben okuldan eve dönmek istemezdim üniversitede. Kendime 3 aylık stajlar ayarlardım kariyerim için çok önemli falan Allah’ın dağında bir başıma kalırdım daha hoşuma giderdi.
Bizim evde de yediğin yemek yattığın saat çıktığın girdiğin saat her şey konuşulması gerekirdi. Hala öyleler. Eşim şaşırıyor gittiğimizde. Annemden çıkıp eve geleceğizz dönüş yolumuzun bile yarım saat konuşulması gerekiyor.En uzun dayanma sürem doğum yaptığımda oldu çünkü anneme ihtiyacım vardı
Aileler bunu neden yapıyor bilmiyorum ama oluyor insanı evinden soğutuyorlar.
Şimdi de kardeşim üniversitede. Bayramda gitmemiş bile annemlerin yanına. Bir başıma yurtta yatarım daha iyi diyor.
Sizin yardımınızla değişeceğini sanmıyorum,benimde teyzem aynı babanız gibi ,hayatı o kadar sorunlu ve zor yaşıyorki,çocukları gelinleri hepsi uzaklaştı zamanla maalesef,tedaviye ihtiyacı var ama kesinlikle kabul etmiyor,okb kendisi.Temizlikle kalmadı aşırı herşeyi artık,artık stres ve sorunları ağır geldiği için unutkanlık başladı yine gitmiyor maalesefBabamın mutlu olduğunu düşünmüyorum. Psikiyatrik bir hastalığı var zaten. Onun dışında 40 yaşında kalp krizi geçirdi sinir stresten. Ama çeki düzen veremiyor kendine. Ben de yanlarında iyice dibe çekiliyorum. Onları düzelteceğime kaçıyorum işte.
Anneniz biraz bana, siz de kardeşime benziyorsunuz. Şehir dışından gelecektir, biletini almaya son dakikaya bırakır. Hiç düşünmez, bilet tükenecek, nasıl gelecek. Bir yere gider, akşam trafiğinde raylı sistem varken otobüse biner.bir yere gidilecektir, duşa girecekse çıkmaya yakın girer. Sabah şehir dışına çıkacaktır, önceki günden valizini hazırlamaz. Sabah da eksik eşyayla ve kargaşayla gider. Gece yarısından sonra evde bağıra bağıra telefonla konuşup kapı çarpar. Plansız, sorumsuz, düşüncesizin teki.
Yola çıkmadan önce zaten bu kontrolleri yaptığım için başkasını kaale almıyorum. Bunları yapmazsam trafiğe çakılı kalıyoruz. Hem zaman kaybı hem de bazen araba tutuyor beni dur kalk ile.
Büyüklerde de kısa yol anlatma olayı var sanki hep. Ne zaman dedemlerde eve dönsek şu yoldan gidin diyor. Zaten oradan gideceğiz. Tamam dede diyoruz ya da anneannem hemen müdahale ediyor, "Onlar zaten yolu biliyor, karışma" der.
Çok özür diliyorum ama ben böyle değilim maalesef :) gideceğim seyahat için 1 ay öncesinden rezervasyon yaptırmıştım, hatta onun için parayı en az iki ay önce ayarladım.Anneniz biraz bana, siz de kardeşime benziyorsunuz. Şehir dışından gelecektir, biletini almaya son dakikaya bırakır. Hiç düşünmez, bilet tükenecek, nasıl gelecek. Bir yere gider, akşam trafiğinde raylı sistem varken otobüse biner.bir yere gidilecektir, duşa girecekse çıkmaya yakın girer. Sabah şehir dışına çıkacaktır, önceki günden valizini hazırlamaz. Sabah da eksik eşyayla ve kargaşayla gider. Gece yarısından sonra evde bağıra bağıra telefonla konuşup kapı çarpar. Plansız, sorumsuz, düşüncesizin teki.
Anneniz koç burcu mu acabaArkadaşlar günaydın. Herkese iyi bayramlar öncelikle.
Şu an yurt dışı gezisindeyim, bu akşam döneceğim. Gelgelelim ben hiç dönmek istemiyorumgeldiğim yer bir Avrupa değil ama şehir güzel. Tekrar geleceğim, bu sefer pek bir şey anlamadım.
Bu şehri zaten merak ediyor olsam da bu geliş benim için bir nevi kaçıştı. Maalesef annemle pek anlaşamıyoruz, ben daha düz düşünen bir insanım o daha detaycı.
Bir de sanırım burcundan, çok net bir insan değil. Bir şeye önce "tamam" der, sonra "hayır" der. Ya da bir şeyi bugün kabul eder, ertesi gün aynı şeye sinirlenir.
Biraz da takıntılı bir insan. Bir şey yaptığımda sürekli sorgular. Eğer bir şey onun söylediği gibi yapılmamışsa o şeyi genelde doğru kabul etmez. Sürekli daha fazlasını yapabileceğimi söyler (motivasyon olsun diye değil) mesela kaldığım şehirde yarışlar olacağı için yollar kapanmış, bunu ona söylediğimde "e işte önceden araştırman lazımdı tur şirketi bilgilendirmese de" tepkisi aldım. Şimdi ben buradayken kimse bana laf etmiyor, "Niye oraya gittiğimi", "onu niye oraya koyduğumu", "niye onu aldığımı" açıklamak zorunda değilim. Yaptığım şeyler birinin onayından geçmek zorunda değil.
Şimdi kendi gerçeğime dönecek olmak beni çok üzüyor yaÜstelik böyle düşündüğüm için de kendimi suçluyorum ama kendime de engel olamıyorum
Yurt dışından dönerken benzer şeyleri yaşayan oldu mu?
Yok İkizler burcuAnneniz koç burcu mu acaba
Yurtdışından (ve hatta bazı yurtiçi seyahatlerinden) dönerken üzülen tek kişi siz değilsiniz elbette. Turizm amaçlı gittiğimiz yerlerin genelde en güzel taraflarını deneyimleriz ve kendi gerçekliğimiz fazla soğuk ve itici gelebilir. Ama normal şartlar altında döndüğümüz zaman en geç bir iki güne bu hislerin geçmesi gerekir.(tabii bir hafta söz gelimi Hollanda’nın yol düzenini tecrübe ettikten sonra çarpık çurpuk kaldırımlarda motorların, martıların fink attığı, trafikte bisiklete binmenin extreme spor sayıldığı İstanbul’a dönmek biraz travmatik olabilir). Ama bazen de gittiğimiz yerden bağımsız olarak yalnızca evimize dönmek istemeyiz. Sizinki bu ikinciye giriyorsa, bir uzman desteği almakla çok iyi etmişsiniz ama aynı desteği anneniz de almıyorsa yıllar içinde ilişkinizin kendiliğinden düzelmesi zor bence. İlişkiler tek kişinin kürek çekmesiyle ilerlemiyor maalesef. Bu durumda sınırlarınızı ne kadar erken belirlerseniz o kadar iyi olur.
Yok İkizler burcu
Benimki ikinci. Hatta antidepresan kullanmaya başlayacağım gittiğimde.
Almasını önerdim, bana o olaylarla yüzleşme kısmının zor geldiğini, o terapinin çok boş bir zamanda alınması gerektiğini söyledi.
O zaman annenizin olayı farklı. Ben çekemem böylesini.Çok özür diliyorum ama ben böyle değilim maalesef :) gideceğim seyahat için 1 ay öncesinden rezervasyon yaptırmıştım, hatta onun için parayı en az iki ay önce ayarladım.
Bu tarz konularda doğaçlama yaşamıyorum, daha ufak konularda rahatım. Mesela çöpü (sadece kağıt, kokacak bir şey yok) atmayı unutmuş olabilirim, tamam sonuçta kağıt çöpü, bana göre ertesi gün çıkınca atılabilir. Ona göre ise hemen atılması gerek.
Hele üzülerek söylüyorum ki son cümlenize asla katılmıyorum. Aksine karşı tarafın hassasiyetlerine fazla uygun yaşamaya çalışıyorum. Ha çok başarılı olamıyorum o ayrı. Sabahları o uyurken (bazı günler çalışmıyor) ses yapmamaya çalışıyorum. Süpürgeyi açan o aslında.
Ya da mesela hafta sonları geç uyanıyor ben erken kalktığım için acıkıyorum. Sabah kahvaltı etmiştim o uyurken, o anda uyandı ve bana trip attı beklemediğim için. Bir daha evde o uyanmadan kahvaltı etmedim. Bir gün erken kahvaltı etmek zorunda kaldım, gördü çok sevindi. Ben de ona o bir kere bana kızdığı için sabah erken kahvaltı etmediğimi söyledim, ağladı :)
Demek ki sadece bana özgü değilmiş kardeşinizin durumunu okuyunca yanlız olmadığımı öğrendimBen okuldan eve dönmek istemezdim üniversitede. Kendime 3 aylık stajlar ayarlardım kariyerim için çok önemli falan Allah’ın dağında bir başıma kalırdım daha hoşuma giderdi.
Bizim evde de yediğin yemek yattığın saat çıktığın girdiğin saat her şey konuşulması gerekirdi. Hala öyleler. Eşim şaşırıyor gittiğimizde. Annemden çıkıp eve geleceğizz dönüş yolumuzun bile yarım saat konuşulması gerekiyor.En uzun dayanma sürem doğum yaptığımda oldu çünkü anneme ihtiyacım vardı
Aileler bunu neden yapıyor bilmiyorum ama oluyor insanı evinden soğutuyorlar.
Şimdi de kardeşim üniversitede. Bayramda gitmemiş bile annemlerin yanına. Bir başıma yurtta yatarım daha iyi diyor.
Neresi Balkanlar falan mı?Yani gittiğim ülke de öyle çok aman aman bir yer değil, Türkiye'ye benziyor. Çok mu güzel, yaşam şartları çok mu iyi, hayır. Fakat sanırım insan en iyi imkanlarda bile huzursuz ise, en azına bile razı oluyor
Yok, AzerbaycanNeresi Balkanlar falan mı?
Bence de. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nde kadın olduğumuz için basit özgürlükler için savaşmamız gerekiyor. Bence konu sahibesi gemileri yakmaya hazır olmalı. Zira ben de o şekilde özgürlüğümü elime alabildim.sorununuz yurtdışı değil. Annenizin kontrolcü olması. Kendi sınırlarınızı çizmeniz lazım. Ben ilk evliliğimi 20 yaşında yaptım. Ailem tabii ki razı değildi ama ben o kadar kararlıydım ki, kabullenmeseler evden kaçardım.
Sizde kendinize bir düzen kurmalısınız. Annenizin evinde yaşadığınız müddetçe onun kurallarına uymak zorundasınız.
Kazancınız ev açmaya yetmiyor ise yurtdışında bir iş bakabilirsiniz.
Ben evliliği bilerek önermedim çünkü benimki hüsranla bitti. 15 seneden sonra boşandık. Ama benim aile hayatım göz önünde alındığında evlenmekten başka çarem yoktu. Babam çok tutucu bir adamdı. Beni dışarı salmıyordu. İğrenç, rezil arkadaşları beni gezerken gördüklerinde babama ispiyonluyordu. 18 yaşında bir kızın erkek arkadaşıyla cafede oturmasından daha doğal ne var? İşte bu yobazlık beni evlenmeye itti. Sizin hikayeniz benimkine benzemiyordur umarım.Bence de. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nde kadın olduğumuz için basit özgürlükler için savaşmamız gerekiyor. Bence konu sahibesi gemileri yakmaya hazır olmalı. Zira ben de o şekilde özgürlüğümü elime alabildim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?