Yurt dışından dönmek


Doğru bir şey yapma ihtimalimiz yok onların gözünde.babam aşırı kontrolcüydü. Annem de cahil. Okumuş bir cahildi.
 
Evladıni koruyup kollayan her koşulda destekleyen, emek veren anneyle sürekli hayatı zindan eden, eleştiren anne bir mi şimdi?
Aslında benim annem her ikisi de.
Bir anı bir anını tutmuyor. Bana göre çok fedakarlık yapmış, bazen bakıyorum ki aslında bu fedakarlıklar için kaybettiği şeyleri vermemi benden bekliyor. Ben de ona bunları veremiyorum
 
24 yaşındayım ama çocukluğumdan beri böyle. Çocukken de ilişkimiz sorunluydu. Fazla olgunluk bekleniyordu, ben de bunu veremiyordum, kavga çıkıyordu.
Anneniz biraz bana, siz de kardeşime benziyorsunuz. Şehir dışından gelecektir, biletini almaya son dakikaya bırakır. Hiç düşünmez, bilet tükenecek, nasıl gelecek. Bir yere gider, akşam trafiğinde raylı sistem varken otobüse biner.bir yere gidilecektir, duşa girecekse çıkmaya yakın girer. Sabah şehir dışına çıkacaktır, önceki günden valizini hazırlamaz. Sabah da eksik eşyayla ve kargaşayla gider. Gece yarısından sonra evde bağıra bağıra telefonla konuşup kapı çarpar. Plansız, sorumsuz, düşüncesizin teki.

Yola çıkmadan önce zaten bu kontrolleri yaptığım için başkasını kaale almıyorum. Bunları yapmazsam trafiğe çakılı kalıyoruz. Hem zaman kaybı hem de bazen araba tutuyor beni dur kalk ile.

Büyüklerde de kısa yol anlatma olayı var sanki hep. Ne zaman dedemlerde eve dönsek şu yoldan gidin diyor. Zaten oradan gideceğiz. Tamam dede diyoruz ya da anneannem hemen müdahale ediyor, "Onlar zaten yolu biliyor, karışma" der.
 
Sizin yardımınızla değişeceğini sanmıyorum,benimde teyzem aynı babanız gibi ,hayatı o kadar sorunlu ve zor yaşıyorki,çocukları gelinleri hepsi uzaklaştı zamanla maalesef,tedaviye ihtiyacı var ama kesinlikle kabul etmiyor,okb kendisi.Temizlikle kalmadı aşırı herşeyi artık,artık stres ve sorunları ağır geldiği için unutkanlık başladı yine gitmiyor maalesef
 

Galiba eskiden akıllı telefonları olmadığı için bunu evden çıkmadan konuşmaya ihtiyaç duyuyorlardı. Ama yok artık yani. Yandexe bakacağım. Trafiğe göre karar veririz yolda. Belki de Farklı bir güzergaha girip bir yerlerden bir şeyler alacağız. Ki öyle oluyor.
 
Çok özür diliyorum ama ben böyle değilim maalesef :) gideceğim seyahat için 1 ay öncesinden rezervasyon yaptırmıştım, hatta onun için parayı en az iki ay önce ayarladım.
Bu tarz konularda doğaçlama yaşamıyorum, daha ufak konularda rahatım. Mesela çöpü (sadece kağıt, kokacak bir şey yok) atmayı unutmuş olabilirim, tamam sonuçta kağıt çöpü, bana göre ertesi gün çıkınca atılabilir. Ona göre ise hemen atılması gerek.
Hele üzülerek söylüyorum ki son cümlenize asla katılmıyorum. Aksine karşı tarafın hassasiyetlerine fazla uygun yaşamaya çalışıyorum. Ha çok başarılı olamıyorum o ayrı. Sabahları o uyurken (bazı günler çalışmıyor) ses yapmamaya çalışıyorum. Süpürgeyi açan o aslında.
Ya da mesela hafta sonları geç uyanıyor ben erken kalktığım için acıkıyorum. Sabah kahvaltı etmiştim o uyurken, o anda uyandı ve bana trip attı beklemediğim için. Bir daha evde o uyanmadan kahvaltı etmedim. Bir gün erken kahvaltı etmek zorunda kaldım, gördü çok sevindi. Ben de ona o bir kere bana kızdığı için sabah erken kahvaltı etmediğimi söyledim, ağladı :)
 
Anneniz koç burcu mu acaba
Yurtdışından (ve hatta bazı yurtiçi seyahatlerinden) dönerken üzülen tek kişi siz değilsiniz elbette. Turizm amaçlı gittiğimiz yerlerin genelde en güzel taraflarını deneyimleriz ve kendi gerçekliğimiz fazla soğuk ve itici gelebilir. Ama normal şartlar altında döndüğümüz zaman en geç bir iki güne bu hislerin geçmesi gerekir.(tabii bir hafta söz gelimi Hollanda’nın yol düzenini tecrübe ettikten sonra çarpık çurpuk kaldırımlarda motorların, martıların fink attığı, trafikte bisiklete binmenin extreme spor sayıldığı İstanbul’a dönmek biraz travmatik olabilir). Ama bazen de gittiğimiz yerden bağımsız olarak yalnızca evimize dönmek istemeyiz. Sizinki bu ikinciye giriyorsa, bir uzman desteği almakla çok iyi etmişsiniz ama aynı desteği anneniz de almıyorsa yıllar içinde ilişkinizin kendiliğinden düzelmesi zor bence. İlişkiler tek kişinin kürek çekmesiyle ilerlemiyor maalesef. Bu durumda sınırlarınızı ne kadar erken belirlerseniz o kadar iyi olur.
 
Yok İkizler burcu
Benimki ikinci. Hatta antidepresan kullanmaya başlayacağım gittiğimde.
Almasını önerdim, bana o olaylarla yüzleşme kısmının zor geldiğini, o terapinin çok boş bir zamanda alınması gerektiğini söyledi.
 

Diyet ve terapi için boş zamanı beklersek, ölene kadar beklememiz gerekebilir. Annenizin aktif bir iş hayatı varsa ve buna rağmen bu kadar müdahaleciyse, emekli olunca da durum düzelmeyecektir korkarım. İleride bir aile kurmaya karar verirseniz, muhtemelen önce eşinizle ilişkinize, hemen ardından çocuğunuzun yetiştirilme tarzına müdahale edecektir. Sırf sizden 20-30 yaş büyük olduğu ve kendini katbekat tecrübeli sandığı için sizden “akıl” da almayacaktır. Bir laf vardır: bilmediğini kabul etmeyene hiçbir şey öğretemezsiniz. Umarım hiç değilse uzlaşmacı bir yapısı vardır ve bir gün bir noktada uzlaşırsınız. Ama sırf zaman geçti diye düzelmiyor hiçbir şey. Karın kasları kendi kendine oluşmuyor, yabancı dil yıllarca emek vermeden öğrenilmiyor, haliyle psikolojik rahatsızlıklarımız ve karakter zaafiyetlerimiz de biz üzerinde çalışmadan düzelmiyor ne yazık ki. Siz şimdilik kendinize odaklanın, evinizde kendinizi “kendi evinizde” hissetmiyorsanız kendinize bir ev kurun (gerçek anlamıyla kurmanız mümkün olana kadar mecazen, yani kendi dünyanızı kurun). Olgunlaşmamış ebeveynlerin yetişkin çocukları adlı kitabı da okumanızı öneririm (başlık ve alt başlık pek iç açıcı gelmeyebilir ama faydalı olacağını düşünüyorum.)
 
O zaman annenizin olayı farklı. Ben çekemem böylesini.
 
Demek ki sadece bana özgü değilmiş kardeşinizin durumunu okuyunca yanlız olmadığımı öğrendim

Bu toplumun aile yapısı sorunlu
Kimse çocuğunun davranışına , tercihine , hayat görüşüne hatta dini inancına bile saygı duymuyor.
Herkes çocuğuna bir şeyleri dayatmaya çalışıyor , birey olmasına izin vermiyor.
Kaç yaşına gelmiş evlatlarına akıl öğretmeye kalkıyorlar.
Bu sebeple de aile ilişkilerimiz sorunlu.
Eminim ki kardeşiniz çok otokontrollü ve kendi basına mutlu olan , karışılmayı sevmeyen , akıllı bir çocuktur.
 
Bende yurt dışına gidince dönmek istiyorum buradayken de gitmek.
Böyle kararsuz bir ruhum var
 
Ben de bugün yurtdışı seyahatine gidiyorum
Yılda 1-2 giderim bende de var o durum.
Yaşamak için uğraşsanız eğer sizi çekiyorsa insan nerede mutluysa nereye ait hissediyorsa orada olmalı hep
 
Yani gittiğim ülke de öyle çok aman aman bir yer değil, Türkiye'ye benziyor. Çok mu güzel, yaşam şartları çok mu iyi, hayır. Fakat sanırım insan en iyi imkanlarda bile huzursuz ise, en azına bile razı oluyor
 
sorununuz yurtdışı değil. Annenizin kontrolcü olması. Kendi sınırlarınızı çizmeniz lazım. Ben ilk evliliğimi 20 yaşında yaptım. Ailem tabii ki razı değildi ama ben o kadar kararlıydım ki, kabullenmeseler evden kaçardım.
Sizde kendinize bir düzen kurmalısınız. Annenizin evinde yaşadığınız müddetçe onun kurallarına uymak zorundasınız.
Kazancınız ev açmaya yetmiyor ise yurtdışında bir iş bakabilirsiniz.
 
Bence de. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nde kadın olduğumuz için basit özgürlükler için savaşmamız gerekiyor. Bence konu sahibesi gemileri yakmaya hazır olmalı. Zira ben de o şekilde özgürlüğümü elime alabildim.
 
Ben evliliği bilerek önermedim çünkü benimki hüsranla bitti. 15 seneden sonra boşandık. Ama benim aile hayatım göz önünde alındığında evlenmekten başka çarem yoktu. Babam çok tutucu bir adamdı. Beni dışarı salmıyordu. İğrenç, rezil arkadaşları beni gezerken gördüklerinde babama ispiyonluyordu. 18 yaşında bir kızın erkek arkadaşıyla cafede oturmasından daha doğal ne var? İşte bu yobazlık beni evlenmeye itti. Sizin hikayeniz benimkine benzemiyordur umarım.
Konu sahibide inşAllah kendince bir çözüm bulur
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…