• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Yurtdışında hayat daha mı iyi?

Beklentiye bağlı aslında. Bence gezmek için bir süre durmak para biriktirmek için iyi ama ömürlük yerleşmek için iyi değil. İnsanın hep bir yanı eksik kalıyor. Ben bitkiye benzetiyorum,alırsın başka bir toprağa ekersin,kurur gider o hesap . Kendi toprağının havası,suyu başka oluyor.
Tanıdıklarımın çoğu emekli olup Türkiye’ye yerleşti. Sadece döviz kuru dolayısı ile değil. Yurtdışında da rahat yaşayabilirlerdi ama tercih etmediler. Bu arada, insan kendi ülkesindeki insanların sinir bozucu laflarına daha az sinirleniyor, yurtdışında tanımadığı insanların laflarına daha çok sinir oluyor. Ben yurtdışında gereken lafı söyleyemedim diye bazen aylar sonra hala kendime kızıyorum, Türkiye’de daha kolay yatışıyorum bu konuda. Ama bunlar ayrıntı tabii ki. Olumlu olumsuz şeyler hep bulunur. Önemli olan şu: detayları iyi planladınız mı, işiniz var mı (ki var anladığım kadarıyla), yenilikler sizi mutlu ediyor mu, dilini çok iyi bilmiyorsanız azimle öğrenebilecek misiniz yoksa orada bir Türk grubu bularak sadece onlarla mı zaman geçireceksiniz vs..

Yurtdışına çocuklarımız için gidiyoruz diyen aileler tanıyorum, aynı aile içinde bir çocuğun başarılı diğeri başarısız olduğu durumlar gördüm. Planlamamışlar tesadüfen gelişmiş olaylar. Yani çok iyi planlamak lazım. Çocuğunuzun iyi bir okula gitmesini sağlamak, bulunduğu okula uygun bir mahalleye yerleşmek önemli.
 
Benim kızım da iki yıldır turist olarak Paris'e gideceğim diyor..düşünüyorum orayı beğenirse daha gelmeyi istemez. Not: yaşı daha 9 😀
kızınız büyüyene kadar ne olur bilmiyorum ama ben eğitimimin bir kısmını Paris'te aldım

paris korkunç pahalı, merkezi çok kalabalık (o kadar ki taaa o senelerde her apartmanda şifreli giriş olan tek başkent orasıydı) çok güvenlik sorunu vardı...her mahalle birinin mahallesi mesela tunus mahallesi, arap mahallesi, türk mahallesi ermeni mahallesi. yani ben gece 3'te tek başıma gezen kadınım avrupada, bi pariste arkadaşlarım "olmaz öyle gidemezsin keserler burada" dedi, düşünün yani.

o filmlerdeki romantik paris sacede beyaz fransız mahallesinde belli insanların yaşadığı bir elit rüyadır..belki bebek-etilerdir. şahsen ben öyle bir hayat görmedim duymadım... tüm paris öyle değil. yani biliyorum hep denir klişedir, seine nehri çamur akar paris sidik kokar diye, hakikaten öyle ama yani. bir kere fransızca bilmeyene çöp muamelesi yapan arogan garson ben bir tek paris'te gördüm. o soğuk denilen alman garsonlar fakir denilen balkan veya doğu blokunun hizmet sektörü bile 55'e katlar fransız hizmet sektörünü.

bir de bizim üniversite yüzyıllardır aynı binaydı, çok tatlıydı ama pozitif bilim için çok uygun değildi. (sosyal bilim sanat filan için çok hoş olabilir benim alanım elektron mikroskopu vs. kullanımı gerektiren bir alan, bize 200 yıllık bina çok uymuyor).

ama çok paranız varsa. kızınız saint josef'te okuyorsa, beyaz fransız gibi takılırım ben zaten tüm şarap çeşitlerini gözüm kapalı biliyorum degüstatörüm diyorsa tüm bunlar mevzu olmaz elbette.
 
Almanya’da ki akrabalarım da sürekli dert yanıyor Almanya eskisi gibi değil zor şartlar galan diyorum Türkiye’de en iyi otellere tatillere gidiyorsunuz biz orada gidemiyoruz nedir bu almanyadakilerin Almanya’yı kötülemesi
Almanya elbet eski almanya değildir ama tüm dünya değişti artık hiç bir yer eskisi gibi değil ki.

biz yurtdışına taşınmaya karar verirken turkiye burada duruyor olmazsa döneriz diye çıktık. Ama yapmasaydık çok pişman olurdum.
 
ozellikle almanya market alışverişi icin cok ucuz bir ulke. arkadasinizin maasindan bagimsiz yazdim. okul bedava. toplu tasima insanca. arac ve benzin ulasilabilir. bir de arkadasiniz demek ki trde cok iyi kazaniyormus ama trde o kademede maas alan insana da almanyada oyle dusuk ucret vermelerini garipsemedim degil.
Arkadaşım zaten taşındı İstanbul’dan. Başka bir firmaya bölge müdürü oldu eşi. Kendisi serbest avukattı , çalışıyor yine ama Almanya’da çalışamayacaktı. Velhasıl herkes o kadar abartıyordu ki çalışmamaya razıydı, muhteşem şartlar var falan sanıyordu. Öyle çıkmadı, iyi oldu gitmedikleri bir bakıma. Bunlar da var yani. Yurtdışı herkese kollarını açmış değil
 
ben de su mesaji okuyunca acaba ben uzayda mi yasiyorum dedim :KK70:

saydiginiz okullardan birinde undergrad yaptim birinde de master yapiyorum su an ama o eglenceli, modern, kimse kimseyi yargilamiyor isleri bence biraz abarti. yani tabi sizin turistik geziniz suresince gordukleriniz farkli olabilir ama ben su an gece okuldan tek basima donemiyorum, denedigimde ise surekli tacize ugruyorum. cogu arkadasim da ayni sekilde. bir kez kolumdan tutup goturmeye calisan birine son anda sevgilim yetisti. turkiyedeyken bilkentte gece saat 3te tek basima arabami tepeye cekip icer sonra basar evime giderdim kimse bir sey demezdi.

markette sirada onune gecen birine hey ne yapiyorsun benim siram dediginde cevap verme tenezzulunde bile bulunmuyor, cevap vermek yerine siddet uygulamayi seciyor. yine universitede dunyanin farkli yerlerinden insanlar oldugu icin durum daha duzgun ama daha cahil kesim gercekten korkunc. belki de ben turkiyede cok elit bir kesimde bulundugum icin su an yadirgiyorum ama neredeyse 4 yildir amerikada yasiyorum insanlar cok nezaketsiz, siddete meyilli. dogru durust olanlar da zaten avrupali.

konu sahibine tavsiyem ise ingiltereye gidebiliyorsaniz gidin, yoksa ben turkiyeden ayrilmanin biraz abartildigini dusunuyorum. master bitince kendim turkiyeye kesin donus yapacagim, eger tekrar ayrilirsam da kesinlikle ingiltereye giderim.
Yaşadıklarınızı duyunca gerçekten şok oldum. 😱 4 kere Amerika’ya turistik amaçla gittim. New York, Los Angeles, Miami, San Francisco, wastington, Las Vegas’ı kapsayan. Çok eğlenceli, modern ve özgürlükler ülkesi olarak deneyimledim. Tabii bizi özel araçlar aldı, otobüse, metro binmedim hiç, kenar mahallelerde gezmedik. Avm, sahil ve eğlence parklarına gittik. En yakın arkadaşımda Berkeley’de Master ve doktora yaptı. O da dönünce kötü bir şey anlatmadı. Bir tek evsizler çok yoğundu. Ondan rahatsız olmuştum. Kimse umursamıyor. Bizde sokakta evsiz birini belediyeye haber verseniz hemen bakım evine yerleştirirler.
 
ben de su mesaji okuyunca acaba ben uzayda mi yasiyorum dedim :KK70:

saydiginiz okullardan birinde undergrad yaptim birinde de master yapiyorum su an ama o eglenceli, modern, kimse kimseyi yargilamiyor isleri bence biraz abarti. yani tabi sizin turistik geziniz suresince gordukleriniz farkli olabilir ama ben su an gece okuldan tek basima donemiyorum, denedigimde ise surekli tacize ugruyorum. cogu arkadasim da ayni sekilde. bir kez kolumdan tutup goturmeye calisan birine son anda sevgilim yetisti. turkiyedeyken bilkentte gece saat 3te tek basima arabami tepeye cekip icer sonra basar evime giderdim kimse bir sey demezdi.

markette sirada onune gecen birine hey ne yapiyorsun benim siram dediginde cevap verme tenezzulunde bile bulunmuyor, cevap vermek yerine siddet uygulamayi seciyor. yine universitede dunyanin farkli yerlerinden insanlar oldugu icin durum daha duzgun ama daha cahil kesim gercekten korkunc. belki de ben turkiyede cok elit bir kesimde bulundugum icin su an yadirgiyorum ama neredeyse 4 yildir amerikada yasiyorum insanlar cok nezaketsiz, siddete meyilli. dogru durust olanlar da zaten avrupali.

konu sahibine tavsiyem ise ingiltereye gidebiliyorsaniz gidin, yoksa ben turkiyeden ayrilmanin biraz abartildigini dusunuyorum. master bitince kendim turkiyeye kesin donus yapacagim, eger tekrar ayrilirsam da kesinlikle ingiltereye giderim.
Amerikada tatil ve gerçek hayat çok çok farklı. Kitaplara sığmaz. Çok küçük bir örnek, ben üniversiteye gittiğimde Türkiyedeki kampüs ortamını hayal etmiştim bilenler bilir. Çok sosyaldik, beraber tiyatro sinemaya gider, sohbet eder dert paylaşırdık. Amerikada 4 yıl beraber okuduğum sınıf arkadaşlarım selamımı almıyordu. Sadece benimle değil birbirleriyle de aynı. Sanki sınıfa robotlar girmiş insani tepkiler veremiyorlar gibi bir görüntüydü, hala aklımdadır. Bir gün gelir konuşurkar, aa arkadaş olduk dersin. Ertesi gün seni görmezden gelir selam vermezler, acaba ven kafayı mı yşyorum dün sohbet etmemiş miydik dersin. En iyi anlaşıp hala görüştüğüm insanlar ya Akdeni insanıydı yani Yunanlı, İtalyan, İspanyol gibi ya da Güney Amerikalıydı. Onlar da çok şikayetçi idiler aynı durumlardan, bu tuhaflıktan.
 
yine universitede dunyanin farkli yerlerinden insanlar oldugu icin durum daha duzgun ama daha cahil kesim gercekten korkunc.
Ablamın birçok ülkeyi gezen bir arkadaşı vardı. Amerika'nın cahili hiçbir yerdekine benzemiyor, ilkel insan gibi konuşmaktan aciz ve şiddete meyilli demişti. Ben çok şaşırmıştım sonuçta özgürlükler ülkesi olarak biliyoruz, herkesi havalı ve akıllı tipler olarak düşünüyordum. Hatta abarttığını düşünmüştüm açıkçası ama sizin dediğiniz de onaylar nitelikte.
 
Türkiye de sürekli gelecek kaygısı var parayı rahat harcayamıyoruz sürekli köşeye para atıyoruz yarın ne olacağı belli değil eğitim şartları işsizlik derken bugün iyi isek yarın kötü olabiliriz birde gelecekte çocuklarımız ne halde olacak belli bile değil Türkiye coğrafi olarak cennet ama işte
 
Arkadaşım zaten taşındı İstanbul’dan. Başka bir firmaya bölge müdürü oldu eşi. Kendisi serbest avukattı , çalışıyor yine ama Almanya’da çalışamayacaktı. Velhasıl herkes o kadar abartıyordu ki çalışmamaya razıydı, muhteşem şartlar var falan sanıyordu. Öyle çıkmadı, iyi oldu gitmedikleri bir bakıma. Bunlar da var yani. Yurtdışı herkese kollarını açmış değil
Yine de euro son yıllarda minimum 6tl. Yani turkiyede kabaca 30000tl kazanan pozisyona 5000euro teklif edilmesini çok garipsedim.
 
Yaşadıklarınızı duyunca gerçekten şok oldum. 😱 4 kere Amerika’ya turistik amaçla gittim. New York, Los Angeles, Miami, San Francisco, wastington, Las Vegas’ı kapsayan. Çok eğlenceli, modern ve özgürlükler ülkesi olarak deneyimledim. Tabii bizi özel araçlar aldı, otobüse, metro binmedim hiç, kenar mahallelerde gezmedik. Avm, sahil ve eğlence parklarına gittik. En yakın arkadaşımda Berkeley’de Master ve doktora yaptı. O da dönünce kötü bir şey anlatmadı. Bir tek evsizler çok yoğundu. Ondan rahatsız olmuştum. Kimse umursamıyor. Bizde sokakta evsiz birini belediyeye haber verseniz hemen bakım evine yerleştirirler.
Evsiz konusu çok üzücü. Çoğu Vietnam gazisi psikolojileri bozulmuş, ya da uyuşturucuya girip çıkamamış insanlar. Eyaletlere göre kanunlar değişir, mesela bazılarında bu insanları bir eve yerleştirmiyorlar. Hem imkan yok hem eve gitmek istemiyor o kişiler, sokakta arkadaşlarıyla yaşamak istiyor. Çünkü ev denilen aslında küçük küçük odalar, çok kurallı, alkol uyuşturucu yasak, köpek genelde yasak ki evsizlerinin çoğunun köpeği var. Yani durum içler acısı. Alkol uyuşturucu bağımlılığından çıkamıyorlar çünkü sigortaları yok.
 
Almanya’da ki akrabalarım da sürekli dert yanıyor Almanya eskisi gibi değil zor şartlar galan diyorum Türkiye’de en iyi otellere tatillere gidiyorsunuz biz orada gidemiyoruz nedir bu almanyadakilerin Almanya’yı kötülemesi
ahaha şu ki
euro'ya geçmeden önce 1 mark olan kahve 0.50 euro olmuştu mesela
ama şimdi 1 euro oldu, böyle minik şeylerde yukarıya yuvarladılar.

bizimkiler 200 marka işçi yurtlarında oda kiralardı... çünkü almanların kalmayacağı ortak banyolu ortak mutfaklı yerlerde bizim o ilk göçmenler ayıla bayıla kalırdı. adam köyden gelmiş tepesinde dam bulsa şükrediyor. oysa almanlar tüm evleri yavaş yavaş değiştirdiler ve öyle eskisi gibi damı kiraya vermiyorlar artık. dünya değişti
şimdi 100 euro'ya kiralayabileceği bir yer var mı ? yok

eskiden fabrikada çalışırdı 3000 mark alırdı, üstüne 3-4 evin kapıcılığı yapardı, üstüne kamyon sürerdi, üstüne düğün salonu temizlerdi, maydanoz toplar, çilek kasalardı, günde 100 mark verirlerdi. gece işiyse daha fazla alırdı.

zibil gibi iş vardı çok aferdesiniz b.k gibi para kazanıyorlardı üstüne harcama yoktu. üstün ne kadar sosyal yardım vasa yolunu bulur alırlardı.
çoluk çocuk bir şey bilmiyordu. eşleri çarşı pazara bile çıkmazdı çoğunun

şimdi çocuklara diyemezsin ki çıkma, harcama, kahve içme, sevgili edinme...diyemiyorlar. çocukları zaten gidip tarla işi filan asla yapmaz. (aynı tr'deki çocuklar gibi)

ilkokul mezunu o mahmut amcanın fabrikada 3bin üstüne dışarıda 2-3 bin daha kazanıp yemeyip içmeyip bununla senede 50 bin mark biriktirmesi gibi bir durum yok artık bitti

o çilek toplama işlerini vietnamlılar yapıyor
inşaat işleri kürtlere kaldı tamamen, almanyada devlet uyandı çoğu haksız yardımı vermez oldu. zaten son sosyal yardım düzenlemeleri çoğunun gelirini kıstı.

şu yanlış anlaşılmasın:

düzgün çalışıp düzgün yaşayan insanlar da elbette vardı, hala var
zaten onlar diyor ki" bizin çocuklarımız burada, sistem burada daha düzgün, çocuk çocuğu neden riske atalım, zaten dön desek de dönmezler"
vs.
gelir giderler. ama şikayet etmezler.

Almanya kötü diyenler o yukarıda anlattıklarım.
 
Kızlar, şunu da eklemek isterim
Ben, oraya yüksek lisansa gidip gelmeden önce değerli bir hocam aynen şöyle söylemişti: Yurt dışında kurabileceğin ortalama bir hayat, Türkiye'deki iyi hayattan kat kat daha iyidir.
Ben bu cümlenin ne kadar doğru olduğunu gidince gördüm. Zorlanıyorsunuz, mızmızlanıyorsunuz, yalnız ve uzakta hissediyorsunuz ama belirli bir yıldan sonra kafanız o kadar rahat ki...

İlk sene hiç Japon arkadaşım olmamıştı. Okuldaki kulüplere gidip aktivitelere katılarak arkadaş edindim. Hokkaido'da dağ bisikleti sürdük, beraber gemi yolculuğu yaptık, Tapınak(jinja) ziyaretlerine gittik ve daha neler neler. Alışması zordu ama alışınca bedenen ve ruhen ne kadar mutlu olduğumu fark ettim. Hayatı gerçekten yaşadığımı hissetmiştim. Türkiye'de böyle hissedemiyorum, herkes çok gergin ve toplum çok boğucu.

Evet, son derece haklısınız. Benimde genel gözlemim buydu. Gerek Avrupa olsun, gerek Amerika, gerek Japonya toplumlar düzenli, kurallara uyumlu. Bizde herkes patlamaya hazır bomba gibi. İnsanlar mutsuz, evleniyorsun kayınvalidesi, görümcesi, eltisi.. kimse bir başkasının mahremine, sınırlarına saygı duymuyor. Trafikte yol kavgası yüzünden hiç tanımadığın insan tarafından tacize, şiddete maruz kalabiliyorsunuz. Ekonomi zaten rezil. Türkiye çok geri kalmış bir ülke.

Maalesef Türkiye'deki eğitim seviyesi yerlerde. Buna bağlı olarak da ahlaki ve toplumsal açıdan da bir çöküş var. İnsanlar gayet kolay yalan söylüyor, kimsenin dürüst olma derdi yok.

Eğitime bunca para harcanıyor ama eğitim seviyesi neden bu halde fikrim yok. Almanya'daki eğitim seviyesi gayet homojen diyebilirim, düşükgelirli mahalleyle, zenginlerin mahallesinin okulu gayet aynı eğitimi veriyor. Sokaktaki insanlar gelirleri ne olursa olsun benzer eğitim seviyesine sahip, kibar ve saygılı. Bu çoğu AB ülkesi için de geçerl,. Bir örnek vereyim, ben mühendisim. Bizim ofise benimle yaşıt Hırvat bir kız temizliğe geliyordu, adı Ivana. Ara verdiğinde gayet oturup muhabbet ediyorduk kahve içiyorduk. Eğitim gelire göre dağılmıyor kesinlikle, yüksek gelirli biri daha az gelirli biriyle konuşacak bir şeyler buluyor mutlaka, muhabbet edebiliyor.

İkinci olarak - Türkiye'de insanlar paraya göre sınıflanıyor ve saygı görüyor. Türkiye'de beni en çok rahatsız eden şey bu. Gelir dağılımı adil değil zaten, ama üstüne toplum dargelirli insanlara tepeden bakıyor sonuç olarak dargelirli insanlar da ezilip büzülüyor. Sokakta gerçekten parana ya da kılığına değil, insan olmana saygı var. Bu da büyük rahatlık getiriyor. Almanya'nın en takdir ettiğim yanı burası. İnsanlar gerçekten demokrasi ve insan haklarını beyinlerinde taşıyor.

Toplumumuz genel olarak çok kutuplu, insanlar gelire, eğitime, görüşe her şeye göre ayrılıyor. Gruplar birbirlerine tepeden bakıyor veya nefret ediyor. Böyle bir toplumda huzurla yaşamak mümkün değil ki.

Bazı insanlarımız ayrıca çok kaba ve saygısız. Bakıyorum toplumda her kesim birbirine hakaret etme hakkını kendinde görüyor. Beriki farklı görüşte olduğu parti seçmenine çomar yazıyor, hakaret ediyor. Erkekler kadın düşmanlığı yapıyor, kadınlara hakaret etmeyi hak sanıyor. Hakaret etmek gayet kolay.

@Nihal Prime 'a üzülerek katılıyorum, eğitim seviyesinin az olması insanlarımızın şiddet dolu olmasını da getiriyor. İnsanlar birbirine şiddet uyguluyor, tecavüz var, darp var, hayvanlara şiddet var. Ağzı dili olmayan sokak hayvanının kolunu bacağını kestiler geçende kanım dondu. İnsan bunu niye yapar?? İnsanlar maddi koşulların da zorlaşması üzerine sinir küpü oldu iyice trafikte tartıştığın kişinin öldürmeyeceği veya komaya sokmayacağı belli değil. Herkes her an herkese şiddet uygulayabiliyor.

Almanya'nın başka güzelliği de dog friendly olması, köpekler mağazaya, kafeye, toplu taşımaya her yere girebiliyor. Sokağa çıktığımda köpek sahibi tonla insan görüyorum.

Sonuç olarak Türk toplumunun derdi para değil bence, ekonomi kolaylasa bile bizim toplum değişmez. Ciddi şekilde eğitim seviyesi ve gelir dağılımı düzenlemesi gerekli.
 
ben de su mesaji okuyunca acaba ben uzayda mi yasiyorum dedim :KK70:

saydiginiz okullardan birinde undergrad yaptim birinde de master yapiyorum su an ama o eglenceli, modern, kimse kimseyi yargilamiyor isleri bence biraz abarti. yani tabi sizin turistik geziniz suresince gordukleriniz farkli olabilir ama ben su an gece okuldan tek basima donemiyorum, denedigimde ise surekli tacize ugruyorum. cogu arkadasim da ayni sekilde. bir kez kolumdan tutup goturmeye calisan birine son anda sevgilim yetisti. turkiyedeyken bilkentte gece saat 3te tek basima arabami tepeye cekip icer sonra basar evime giderdim kimse bir sey demezdi.

markette sirada onune gecen birine hey ne yapiyorsun benim siram dediginde cevap verme tenezzulunde bile bulunmuyor, cevap vermek yerine siddet uygulamayi seciyor. yine universitede dunyanin farkli yerlerinden insanlar oldugu icin durum daha duzgun ama daha cahil kesim gercekten korkunc. belki de ben turkiyede cok elit bir kesimde bulundugum icin su an yadirgiyorum ama neredeyse 4 yildir amerikada yasiyorum insanlar cok nezaketsiz, siddete meyilli. dogru durust olanlar da zaten avrupali.

konu sahibine tavsiyem ise ingiltereye gidebiliyorsaniz gidin, yoksa ben turkiyeden ayrilmanin biraz abartildigini dusunuyorum. master bitince kendim turkiyeye kesin donus yapacagim, eger tekrar ayrilirsam da kesinlikle ingiltereye giderim.
İngiltere’de de yaşadım, kültür olarak bana daha yakındı. Kibar, her şeye bulaşmayan ama ihtiyacınız olunca yardım eden sizi görünce selam vermekten korkmayan kişilerdi. Dünya görüşleri çok daha gelişmişti, eski bir uygarlık olmanın etkisi vardı üzerlerinde.
 
Ablamın birçok ülkeyi gezen bir arkadaşı vardı. Amerika'nın cahili hiçbir yerdekine benzemiyor, ilkel insan gibi konuşmaktan aciz ve şiddete meyilli demişti. Ben çok şaşırmıştım sonuçta özgürlükler ülkesi olarak biliyoruz, herkesi havalı ve akıllı tipler olarak düşünüyordum. Hatta abarttığını düşünmüştüm açıkçası ama sizin dediğiniz de onaylar nitelikte.

+++
Redneck denen kesim, Türk cahilinden de AB ırkçısından da kötü.
 
Burda bir tek benim ailem var sitede oturuyoruz kimse kimseyi tanımıyor komşuluk yok akraba desen pek görüşmüyoruz artık insanlar birbirinden uzaklaşıyor
 
kızınız büyüyene kadar ne olur bilmiyorum ama ben eğitimimin bir kısmını Paris'te aldım

paris korkunç pahalı, merkezi çok kalabalık (o kadar ki taaa o senelerde her apartmanda şifreli giriş olan tek başkent orasıydı) çok güvenlik sorunu vardı...her mahalle birinin mahallesi mesela tunus mahallesi, arap mahallesi, türk mahallesi ermeni mahallesi. yani ben gece 3'te tek başıma gezen kadınım avrupada, bi pariste arkadaşlarım "olmaz öyle gidemezsin keserler burada" dedi, düşünün yani.

o filmlerdeki romantik paris sacede beyaz fransız mahallesinde belli insanların yaşadığı bir elit rüyadır..belki bebek-etilerdir. şahsen ben öyle bir hayat görmedim duymadım... tüm paris öyle değil. yani biliyorum hep denir klişedir, seine nehri çamur akar paris sidik kokar diye, hakikaten öyle ama yani. bir kere fransızca bilmeyene çöp muamelesi yapan arogan garson ben bir tek paris'te gördüm. o soğuk denilen alman garsonlar fakir denilen balkan veya doğu blokunun hizmet sektörü bile 55'e katlar fransız hizmet sektörünü.

bir de bizim üniversite yüzyıllardır aynı binaydı, çok tatlıydı ama pozitif bilim için çok uygun değildi. (sosyal bilim sanat filan için çok hoş olabilir benim alanım elektron mikroskopu vs. kullanımı gerektiren bir alan, bize 200 yıllık bina çok uymuyor).

ama çok paranız varsa. kızınız saint josef'te okuyorsa, beyaz fransız gibi takılırım ben zaten tüm şarap çeşitlerini gözüm kapalı biliyorum degüstatörüm diyorsa tüm bunlar mevzu olmaz elbette.
O filmler yok mu, aslında sadece fragman onlar. Gerçekler dediğiniz gibi çok başka.
 
ben de su mesaji okuyunca acaba ben uzayda mi yasiyorum dedim :KK70:

saydiginiz okullardan birinde undergrad yaptim birinde de master yapiyorum su an ama o eglenceli, modern, kimse kimseyi yargilamiyor isleri bence biraz abarti. yani tabi sizin turistik geziniz suresince gordukleriniz farkli olabilir ama ben su an gece okuldan tek basima donemiyorum, denedigimde ise surekli tacize ugruyorum. cogu arkadasim da ayni sekilde. bir kez kolumdan tutup goturmeye calisan birine son anda sevgilim yetisti. turkiyedeyken bilkentte gece saat 3te tek basima arabami tepeye cekip icer sonra basar evime giderdim kimse bir sey demezdi.

markette sirada onune gecen birine hey ne yapiyorsun benim siram dediginde cevap verme tenezzulunde bile bulunmuyor, cevap vermek yerine siddet uygulamayi seciyor. yine universitede dunyanin farkli yerlerinden insanlar oldugu icin durum daha duzgun ama daha cahil kesim gercekten korkunc. belki de ben turkiyede cok elit bir kesimde bulundugum icin su an yadirgiyorum ama neredeyse 4 yildir amerikada yasiyorum insanlar cok nezaketsiz, siddete meyilli. dogru durust olanlar da zaten avrupali.

konu sahibine tavsiyem ise ingiltereye gidebiliyorsaniz gidin, yoksa ben turkiyeden ayrilmanin biraz abartildigini dusunuyorum. master bitince kendim turkiyeye kesin donus yapacagim, eger tekrar ayrilirsam da kesinlikle ingiltereye giderim.

Ben bu mesaja katılıyorum.

Türkiye küçük ABD bence. ABD Türkiye'nin zengin versiyonu.
ABDde kapitalizm ve materyalizm Türkiye'yi sollar geçer. Eğitim seviyesi veya gelir dağılımı hiç homojen değil, SFde milyoner de vardı evsiz de.

ABD gayet suç oranı yüksek, toplumun kafa milyon... ABD ultra zenginsen güzel bence. Ultra zengin olup topluma çok karışmayacaksan olur bence.
Onun dışında insanları ben çok acaip bulmuştum, ilişkiler zaten yüzeysel, suç oranı çok yüksek, kim ne belli değil ... bana göre değil. İlişkilerin yüzeysel olma sebebi bence insanların birbirinden korkuyor olması, komşun gayet manyak çıkıp seni mahzene kelepçeleyip işkence yapabiliyor. İnsanların tepkisizliği, davranışları çok tuhaf gerçekten ben bu insanları çözememiştim.
 
Son düzenleme:
Amerikada tatil ve gerçek hayat çok çok farklı. Kitaplara sığmaz. Çok küçük bir örnek, ben üniversiteye gittiğimde Türkiyedeki kampüs ortamını hayal etmiştim bilenler bilir. Çok sosyaldik, beraber tiyatro sinemaya gider, sohbet eder dert paylaşırdık. Amerikada 4 yıl beraber okuduğum sınıf arkadaşlarım selamımı almıyordu. Sadece benimle değil birbirleriyle de aynı. Sanki sınıfa robotlar girmiş insani tepkiler veremiyorlar gibi bir görüntüydü, hala aklımdadır. Bir gün gelir konuşurkar, aa arkadaş olduk dersin. Ertesi gün seni görmezden gelir selam vermezler, acaba ven kafayı mı yşyorum dün sohbet etmemiş miydik dersin. En iyi anlaşıp hala görüştüğüm insanlar ya Akdeni insanıydı yani Yunanlı, İtalyan, İspanyol gibi ya da Güney Amerikalıydı. Onlar da çok şikayetçi idiler aynı durumlardan, bu tuhaflıktan.
amerika gercekten homesick durumunun en cok yasandigi yer bence. hele de bizim gibi sicakkanli milletler icin. yani selamlasiyorsun, her gun small talk yapiyorsun mesela ama bir konuda yardim istediginde arkadasim diyebilecegin biri yok. ben buraya sevgilimle birlikte geldim, acikcasi sevgilim olmasaydi herhalde hic sosyallesemezdim cunku oyle bir dunya yok. bilkentteyken (hep buradan ornek veriyorum cunku kendi okulum) tek bir ortak dersimin bile olmasi yeterliydi biriyle arkadas olmak icin. en azindan selamlasirdik.

bir de hatta sunu anlatayim, biz amerikaya ilk yerlesmeye gittigimizde sevgilimle sadece 5 dakika ile kampuse girisi kacirdik. guvenlik bizi iceri almadi cuma gunuydu. pazartesi sabahini beklemeniz gerek dedi. abi okulun parasini odedik, gelmeden once flat tuttuk yani izin ver girelim 5 dakika icin ne laf yapiyorsun virt zirt dedik yok hayir dedi almadi. ve o bolgede de konaklayacak hicbir yer yoktu yakinda zaten kucucuk bir yer. o gece okulun girisindeki bankta uyuduk ikimiz biskuvi yiyerek. :D telefonlarimiz calismadi, iki kisiden rica ettik ikisi de vermedi. korkunctu ya gercekten yani alistik ama bir de bize sorun. ki ben dunyada 50den fazla ulke gezmis biriyim, amerikada yasadigim boklugu hicbir yerde yasamadim.
 
kızınız büyüyene kadar ne olur bilmiyorum ama ben eğitimimin bir kısmını Paris'te aldım

paris korkunç pahalı, merkezi çok kalabalık (o kadar ki taaa o senelerde her apartmanda şifreli giriş olan tek başkent orasıydı) çok güvenlik sorunu vardı...her mahalle birinin mahallesi mesela tunus mahallesi, arap mahallesi, türk mahallesi ermeni mahallesi. yani ben gece 3'te tek başıma gezen kadınım avrupada, bi pariste arkadaşlarım "olmaz öyle gidemezsin keserler burada" dedi, düşünün yani.

o filmlerdeki romantik paris sacede beyaz fransız mahallesinde belli insanların yaşadığı bir elit rüyadır..belki bebek-etilerdir. şahsen ben öyle bir hayat görmedim duymadım... tüm paris öyle değil. yani biliyorum hep denir klişedir, seine nehri çamur akar paris sidik kokar diye, hakikaten öyle ama yani. bir kere fransızca bilmeyene çöp muamelesi yapan arogan garson ben bir tek paris'te gördüm. o soğuk denilen alman garsonlar fakir denilen balkan veya doğu blokunun hizmet sektörü bile 55'e katlar fransız hizmet sektörünü.

bir de bizim üniversite yüzyıllardır aynı binaydı, çok tatlıydı ama pozitif bilim için çok uygun değildi. (sosyal bilim sanat filan için çok hoş olabilir benim alanım elektron mikroskopu vs. kullanımı gerektiren bir alan, bize 200 yıllık bina çok uymuyor).

ama çok paranız varsa. kızınız saint josef'te okuyorsa, beyaz fransız gibi takılırım ben zaten tüm şarap çeşitlerini gözüm kapalı biliyorum degüstatörüm diyorsa tüm bunlar mevzu olmaz elbette.

Paris b.k gibi gerçekten. Millet neresini beğeniyor anlamıyorum. Her köşesi kokuyor, suç oranı yüksek, her şey çok pahalı, Fransızlar bir halt olmadıkları halde herkese tepeden bakıyor .. turistler kazıklanmayı seviyor başka açıklama bulamıyorum :bicak:Ben gittim 3 gün boyunca yağmur yağdı, tek Louvre müzesini beğendim onun dışında restorana gittim garson acaip davranışlarda ... parayla rezil olmak isteyen turistler için ideal.
 
Ablamın birçok ülkeyi gezen bir arkadaşı vardı. Amerika'nın cahili hiçbir yerdekine benzemiyor, ilkel insan gibi konuşmaktan aciz ve şiddete meyilli demişti. Ben çok şaşırmıştım sonuçta özgürlükler ülkesi olarak biliyoruz, herkesi havalı ve akıllı tipler olarak düşünüyordum. Hatta abarttığını düşünmüştüm açıkçası ama sizin dediğiniz de onaylar nitelikte.
Aman uyarıyorum çok ciddi hayal kırıklığı yaşarsınız. Amerika sadece bir New York City, San Francisco, Chicago, Miami değil. Mormonluk inancında olanların yoğun bulunduğu bir yerde yaşayan doktor arkadaşım delirmek üzere, mormon olmadığı için konuşmuyorlar onunla. Aynı arkadaşım daha önce amişlerle yaşamıştı, amiş kavramı yeni olabilir internetten bakabilirsiniz. Onlarla bir sorunu yoktu ama kesinlikle arkadaşlık etmek falan söz konudu değildi. O uçsuz bucaksız kıtada çok çeşitli insan var, evinde pul koleksiyonu yapar gibi silah biriktirenler var bazı eyaletlerde. Korona çıkınca silah satışı patladı, ailemi korumam gerekirse diye düşünen tipler var çünkü.
 
Back
X