- Konu Sahibi greengirll
-
- #21
Geçen yaz Almanya'dayken ilk defa huzursuz hissettim. Ben başka ülkede yaşıyorum ama arkadaşımın düğünü için gitmiştim. Almanya için daha ucuz uçak bileti olduğu için genelde bileti Münih ya da Stuttgart üzerinden alırız, trenle de İsviçre'ye geçeriz. İstasyonda bilet alırken hemen arkamdaki mülteci beni korkutmuştu. Nakit bilet alınca makineye düşen bozuk paraları topluyorlarmış. Vermedim tabi duymazdan geldim ama eskiden böyle bir şey olmazdı değil olamazdı. Adam el kol hareketi yaptı. İstasyonda devamlı devriye gezen polisler falan görürdük. Yani kimse kimseye böyle şeyler yapmazdı.Benim doğup büyüdüğüm yer benim çocukluğumda nezih diye tabir edilecek bir yerdi. Küçük, sakin bir yer. Yabancılar tek tüktü ve bir şekilde Almanların kurallarına ve yaşam düzenine ayak uydurulmuş bir şekilde yaşanıyordu. Şimdi dışarı çıkıyorum mülteci kaynıyor. Bizdeki gibi Suriye’li değil. Aklınıza gelen gelmeyen her milletten insan var. Almanca bilmiyorlar. Medeniyette uzak bir yaşam sürüyorlar. Bugün çocukları büyük bir parka götürdüm. Başımı nereye çevirsem akıl almaz şeyler gördüm. Üstelik çalışmadıkları için devlet bakıyor. Emekli olmak için ömrünü tüketen babama ve anneme geçenlerde maaşlarına komik bir miktar zam geldi. Sığınmacılar her türlü haklardan faydalanıyorlar. Devletten her türlü yardımı alıyorlar.
Enflasyon burada da var. Fiyatlar gerçekten fırlamış. Kiralar çok yüksek. Birikimim yoksa emekli aylığı ile burada çok fakir bir hayat yaşarsın.
Sağlık sistemi berbat. Doktorlar aylar sonrasına randevu veriyorlar. Bir çok ilaç vs cebinden ödüyorsun. Doktorların da ilgili ve tecrübeli olduğunu söyleyemem. Kendi ailemde bir şeyler yaşadık kötü tecrübeler edindik.
Eğitim sistemi kötü. Ortalık o kadar karışık ki Almanlar bile Almanca konuşamıyor artık.
(Bunu da işimle ilgili yaptığım bir kaç projede tecrübe ettim.)
Abarttığımı düşünenler olacaktır tabi. Ama fırsatı olan bence göç etmeyi düşünmeden önce vize alsın bir görsün. Benim anlattığım Almanya’nın güneyinde küçük bir şehir. Frankfurt, Berlin gibi büyük şehirlere bir gidin sokak sokak gezin. Anlarsınız.
İnşallah deneme fırsatı bulursunuzNasıl yani? Hangi çocuğa dayanamadi? Ayrı kalmaya mi dayanamadı. Valla bence bir fark yoksa ki bence var ben giderdim, hak hukuk adalet ...
Geçen yaz Almanya'dayken ilk defa huzursuz hissettim. Ben başka ülkede yaşıyorum ama arkadaşımın düğünü için gitmiştim. Almanya için daha ucuz uçak bileti olduğu için genelde bileti Münih ya da Stuttgart üzerinden alırız, trenle de İsviçre'ye geçeriz. İstasyonda bilet alırken hemen arkamdaki mülteci beni korkutmuştu. Nakit bilet alınca makineye düşen bozuk paraları topluyorlarmış. Vermedim tabi duymazdan geldim ama eskiden böyle bir şey olmazdı değil olamazdı. Adam el kol hareketi yaptı. İstasyonda devamlı devriye gezen polisler falan görürdük. Yani kimse kimseye böyle şeyler yapmazdı.
Gidecekseniz büyük şehir seçmeyin, mecbur orada iş bulduysanız da süper güvenli bir şey olmaz demeyin, temkinli olun. eskidendi o. Eşimin anne babası Almanya'dan emekliler, aldıkları kuş kadar emekli maaşının 2-3 katını bir mülteci için harcıyor hükümet. Kayınpeder Türk gazetelerinden çok Almanya haberlerini takip eder. Ben de ondan biliyorum.
İsviçre daha güvenlidir ama Almanya'dan daha pahalıdır. Kira yiyecek içecek fark barizdir. Şöyle örnek vereyim sınırda Almanya tarafında aynı hamburger 1€, İsviçre tarafında 2,5 Frank. Yani arabayla kilometrelerce değil, yürüyerek geçiyorsun sınırı üstelik. Ortalama %30-40 daha pahalıdır İsviçre. O yüzden herkes trene biner Almanya'ya gider alış veriş yapar.
Vize konusuna gelince, evlendikten sonra eşiniz iş bulup çalışma izni çıkartacak, sonra da sizin için aile birleşim vizesi başvurusu yapacak. Turist olarak gideyim orada başvurayım vizeyi hallederim demeyin. Çoğu ülke bunu kabul etmiyor. İşveren zaten hemen soruyor çalışma izniniz var mı diye. Bankacıymışsınız ama orada bu işi yapabileceğinizi sanmıyorum. Şanslısınız hem İngilizce hem Almanca biliyorsunuz. Adaptasyon sorunu yaşamazsınız. Şunu söyleyeyim oralarda her iş kutsaldır. Süper manken gibi kızlar işçi tulumu giyer inşaatta çalışır, boya sıva yapar. Aynı şekilde erkekler de. Herkesin işine saygısı vardır. Mesai bitince de şıkır şıkır giyinir yemeye eğlenmeye giderler.
Yok zorla değil, bazıları bileti aldıktan sonra bozuk parayı unutuyor. Bu tipler de herkesin arkasında bekliyor, paranın üstünü alana sövüp sayıyor kendi dilinde. Parayı makinede bırakacaksın bunlara göre. Dokunamaz, çok iyi biliyor başına geleceği de sözle taciz ediyor. Mesela bu dediğim Münih ana tren istasyonunda oldu. Dilenci falan bile görmezdik eskiden şimdi şehir merkezi tren istasyonları bunların yuvası olmuş. Gece sabaha karşı çok rahat trene otobüse biner eve dönerdim şimdi yapamam. Sağda solda tek tek görüyorsunuz gece karanlık çökünce gruplaşıveriyorlar.Nasıl zorlami alıyor bozuk paralarıalahala ne münasebet. Eg mültecilere para odeniyorda, bu mültecilerin ülkenin kaçta kaçına isabet ediyor ,oran ne ordaki nüfusa oranı.tr gibi deniliyor ama onlar acaba orda azinlikmi ,biz çünkü tr de azınlık oluyoruz olduk Güneydoğu'da resmen azınlık olduk. Ve en önemlisi bunlar kafalarına göre davranabilir mu orda,en klasiktir ya denize sahillere her yere kafalarına göre gidip yatıp kalkıp sapıklık vs yapabiliyor mu.( Siz orda deilmisiniz ama yazarken öle birden aktı yazdım,genel bir şikayet söz konusu olunca)
Yok zorla değil, bazıları bileti aldıktan sonra bozuk parayı unutuyor. Bu tipler de herkesin arkasında bekliyor, paranın üstünü alana sövüp sayıyor kendi dilinde. Parayı makinede bırakacaksın bunlara göre. Dokunamaz, çok iyi biliyor başına geleceği de sözle taciz ediyor. Mesela bu dediğim Münih ana tren istasyonunda oldu. Dilenci falan bile görmezdik eskiden şimdi şehir merkezi tren istasyonları bunların yuvası olmuş. Gece sabaha karşı çok rahat trene otobüse biner eve dönerdim şimdi yapamam. Sağda solda tek tek görüyorsunuz gece karanlık çökünce gruplaşıveriyorlar.
Bu dediklerim büyük şehirlerde oluyor çünkü nüfus karışık ve kalabalık. Küçük şehirlere veya köylere kırsala gidemezler barındırmazlar oralarda. Şimdilik halk tam uyanmış sayılmaz. Kiralar yeme içme sağlık her şeyin fiyatı yükseldi azıcık söylenmeye başladılar. Almanlar malesef geçmişlerinden dolayı çok sert aksiyon alamıyorlar. Sığınmacılara karşı ciddi tedbirler almak isteseler nazisiniz diyen hümanist tayfa çıkıveriyor ortaya. Onlar sığınmacı, ülkeleri yok oldu, fırsat eşitsizliği, gelir adaletsizliği... Yakında kendileri kiraları ödeyemeyip sokaklara düşünce anlayacaklar neyin ne olduğunu. Onlar da azınlığa düşecek çünkü çocuk yardımı diye bir şey var. Adamlar çalışacağına 5-6 çocuk yapıp çocuk yardımı parası + sosyal yardım parası alıyor. Avrupalı'da ikinci çocuğu yapsam mı yapmasam mı diye düşünüyor.
Aslında aynı bizim gibi olmaya başladı Avrupalılar.
Ben Almanya’da doğdum büyüdüm. 12 senedir Türkiye’de yaşıyorum.
Şu an Almanya’da ailemi ziyarete geldi. Almanya eski Almanya değil. Yurtdışı düşünüyorsanız Almanya’yı tavsiye etmem. Sebeplerini gerçekten say say bitiremem.
Geçen yaz Almanya'dayken ilk defa huzursuz hissettim. Ben başka ülkede yaşıyorum ama arkadaşımın düğünü için gitmiştim. Almanya için daha ucuz uçak bileti olduğu için genelde bileti Münih ya da Stuttgart üzerinden alırız, trenle de İsviçre'ye geçeriz. İstasyonda bilet alırken hemen arkamdaki mülteci beni korkutmuştu. Nakit bilet alınca makineye düşen bozuk paraları topluyorlarmış. Vermedim tabi duymazdan geldim ama eskiden böyle bir şey olmazdı değil olamazdı. Adam el kol hareketi yaptı. İstasyonda devamlı devriye gezen polisler falan görürdük. Yani kimse kimseye böyle şeyler yapmazdı.
Gidecekseniz büyük şehir seçmeyin, mecbur orada iş bulduysanız da süper güvenli bir şey olmaz demeyin, temkinli olun. eskidendi o. Eşimin anne babası Almanya'dan emekliler, aldıkları kuş kadar emekli maaşının 2-3 katını bir mülteci için harcıyor hükümet. Kayınpeder Türk gazetelerinden çok Almanya haberlerini takip eder. Ben de ondan biliyorum.
İsviçre daha güvenlidir ama Almanya'dan daha pahalıdır. Kira yiyecek içecek fark barizdir. Şöyle örnek vereyim sınırda Almanya tarafında aynı hamburger 1€, İsviçre tarafında 2,5 Frank. Yani arabayla kilometrelerce değil, yürüyerek geçiyorsun sınırı üstelik. Ortalama %30-40 daha pahalıdır İsviçre. O yüzden herkes trene biner Almanya'ya gider alış veriş yapar.
Vize konusuna gelince, evlendikten sonra eşiniz iş bulup çalışma izni çıkartacak, sonra da sizin için aile birleşim vizesi başvurusu yapacak. Turist olarak gideyim orada başvurayım vizeyi hallederim demeyin. Çoğu ülke bunu kabul etmiyor. İşveren zaten hemen soruyor çalışma izniniz var mı diye. Bankacıymışsınız ama orada bu işi yapabileceğinizi sanmıyorum. Şanslısınız hem İngilizce hem Almanca biliyorsunuz. Adaptasyon sorunu yaşamazsınız. Şunu söyleyeyim oralarda her iş kutsaldır. Süper manken gibi kızlar işçi tulumu giyer inşaatta çalışır, boya sıva yapar. Aynı şekilde erkekler de. Herkesin işine saygısı vardır. Mesai bitince de şıkır şıkır giyinir yemeye eğlenmeye giderler.
Sizin direk mesleginizi yapmasaniz bile bir meslek edinebilmeniz onemli. Sonucta calisan birisiniz. Birden yabanci bir ulkede esiniz de olsa baska birine bagimli olmak sizi uzecektir.
Sosyal hayat onemli.
Dil ogrenme sureci minimum 5 yil, o 3 5 ayda ogrendim diyenlere bakma, tarzancadan bahsetmiyorum, bir tiyatroya gidip bir sinemaya gidip keyif alabiliyor olmaktan bahsediyorum. Bunlar bence yetiskin bir insan icin gereklilik.
Velhasili surec zor.
Ama keyifli de, yeni bir kulture adapte olmak, yeni bil dil ogrenmek, yeni sosyal cevrelere girmek gayet keyifli.
Dil biliyorum, tabi konuşma dili zaman alır ama kısa sürede hallederim.
Önemli olan burdan gidip hayat standardımı yükseltmek. Yoksa bunca sıkıntıya niye değsin.
Daha gideceginiz ulke belli degil diye okudum, tum dilleri biliyor musunuz
Neyse saka bir yana ingilizce tabi ki buyuk kurtarici.
Iste demek sitedigim o, tabi ki daha gelismis ulkeleri hedefliyorsunuzdur. Ama o gelismisligi sizin yasayabilmeniz ve faydalanabilmeniz icin yol uzun. Bu bilincle yola cikmak onemli.
Yoksa burada bir arkadas vardi, isranbuldan bursaya tasindim, alisamiyorum diyip her gun aglayan
İngilizce ve Almanca biliyorum sadece :) Ama diğer dillerin konuşulduğu ülkeleri düşünmüyorum açıkçası, çünkü kardeşimle de görüştük, dünyanın bir çok yerine gitti, arkadaşları vb de var , bana tavsiye ettiği bir kaç ülke oldu, oralarda da İngilizce ya da Almanca konuşuluyor.
Bırakın ülkeyi, gidip gidemeyeceğimiz bile belli değilŞu an sadece araştırma yapıyorum. Yani düzen bozmaya değer mi diye. Valla bende Ankara'ya taşındım alışmak zaman alıyor :)
Ya da Katar Dubai ye 1-2 sene gidip para biriktirmek mi mesela ?
Dur konu açayım :)
Bence gidecekseniz yasamaya gidin, gezin tozun.
2 yil sonra alisamazaaniz donersiniz. Hem acele karar vermezsiniz. Memurlukta 2 yil izin hakki var dimi, kullanin o hakki, duruma gore bakin.
Ama para biriktirmeyi bosverip cocuk falan yokken bol bol gezmeli
Eşinizin mesleği nedir ? Yani kamuda memur onu okudum asıl merak ettiğim müdihendis falan mı?Memur değilim ben sözleşmeliyim, erkek arkadaşım memur. Ama aynı kurumdayız. Benim normalde izin hakkım yok, savaş vermem gerekecek yada istifa ya da çocuk :)
Çocuk içinde artık yaş 35, daha da ertelemek istemiyorum çünkü eskisi kadar dinç ve enerjik değilim ,25 yaşındaki halim gibi değilim mesela
Eşinizin mesleği nedir ? Yani kamuda memur onu okudum asıl merak ettiğim müdihendis falan mı?
Bu ara herkesin hayali buradan gitmek. Umarım hakkınızda hayırlısı olurArkadaşlar, her şeyi bırakıp yurtdışına yerleşenlerden fikir almak istiyorum, neler yaşadınız değdi mi zorluklara ? Erkek arkadaşım mühendis, o iş bulursa gidelim diyoruz ama ben ne yapabilirim hiç bir fikrim yok ? Ben kamuda sözleşmeliyim gidersek muhtemelen işimden de ayrılacağım ve mesela yurtdışında doğum yapmayı tavsiye eder misiniz ? Özellikle Almanya, Hollanda, Belçika vb gibi ülkeleri merak ediyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?