Avukat ne ki, benim çok yakın arkadaşım psikolog, kendine Hayri yok, elalem ne der diye korkusundan hayatını yaşayamıyor, eski sevgilisinin hayatında biri var diye apar topar yeni tanidigi biriyle nişanlandı falan. Bir de seansına 400 liradan akıl danisiyorlar

Kisinin hukuk okuması ayrı, ilişkilerinde saf olması ayrı.
Bir baska avukat arkadaşım var , daha yaşı 25 değilken evde kaldım diye ağlıyordu,en son görücü morucu birini buldu. Adamın tek artısı yok, güzel sözü yok. Ama kızın da adamı bırakmaya niyeti yok,evlilik hazırlığı yapıyor.
Benim gozlemim; asıl hayatı ders çalışmakla, sınavlara hazırlanmakla geçen insanların sosyal becerileri biraz geri kalmış oluyor. Şöyle düşünün, düz lisede sözel,eşit ağırlık okuyan liseli gencin boş zamanı gezmelerle, flörtlerle , kizkiza eğlencelerle geçer ama aynı yaslarda derece yapmaya niyetlenen fen lisesi öğrencisi odasında ders çalışıyordur,muhtemelen stresten vücudu sivilce üretir, karsi cinsle lunaparka gidecek boş zamanı yoktur. Aynı şekilde üniversitede, isletme vs rahat bölüm okuyan kuluplerde,konserlerde yolunu bulur, sevgilisiyle seyahatler eder, este dostta sabahlar. Ama zor bir mühendislik, tıp okuyan vs tam da finallerden önceye gelen bahar şenliğinde bile rahat rahat takılmaz, sevgili bulayım, şehir şehir gezeyim falan ayakları olmaz.
olanlar da var elbet ama büyük bir kesim için söylüyorum.
Sonra mezun olurlar, iş hayatına atılırlar, bu sefer de ikili ilişkilerde deneyimsiz oldukları için , o treni kaçırmış gibi olurlar biraz. 25 yaşında hala üstlerinde toyluk olur. Çünkü o flört süreçlerinden gecmemislerdir ki...
Benim çevremde boyle çok kişi var. Bir sevgilim tubitakta çalışırdı, yaşı vardı ama ilk sevgilisi bendim. Adam en başta opusmeyi bile bilmezdi. Bi kızın gönlü nasıl alınır , eve nasil davet edilir falan,yoktu adamda. Elimi sertçe çarptığımda dudaklarımi büzer ona uzatirdim, öpeceğini bile anlamaz boooyle bakardı yüzüme

o da demişti; "ortaokulda lisede çok çalışırdım, üniversitede güzel hayatım olacak diye kendimi motive ederdim, ama üniversitede de çok çalıştım. Bir kiza nasıl yaklasacagimi öğrenemedim" diye.
Yani konu sahibi avukat, evet ama okulda ne okuduguyla sevgilisine katlanmasınin bir alakası yok, mesleğinden vurmak yersiz.
Konu sahibi; sevgilinin sözlerine çok inanma. Muhtemelen seni saf bulduğu için böyle akildisi açıklamalar yapıyor.
"Ben beğenmedim fotosunu" falan gibi.
Hani çok takipçili birini farkına varmadan takip eder, beğenir,der ki 'aaa takipçi satın almış heralde' . Buna inanılır. Ama eski fakbadisi foto atmış,hem de bir değil birden çok. Adam diyor ki; "ben beğenmedim, yanlışlıkla olmuştur".
İnanıyor musun gerçekten?
Benim dünyada en tahammül edemediğim şey aptal yerine konulmak. Ve bu adam bu cümleyi kurarak seni aptal yerine koymuş.
Belli ki iletişimleri devam ediyor. Sana 'bir kere görüştük' falan demiş ama bence işin ayağı öyle değil. Zaten fakbadilik muessesi de öyle bir muessese değil, bos oldukça ziyaret ediyorlardir birbirlerini. Ya da böyle yokladigina göre yedeğe atmış,uygun bir anda ziyaret edecek olabilir.
Ben yerinde olsaydım dedektiflik yapacağım, başka başka kızların gönderilerini geri geri gidip açığını arayacağım , onu bunu sildirecegim , yüreğime öküz oturtan biriyle hayatıma devam etmezdim. Sevgili dediğin insanı mutlu etmeye var , endişe içinde dedektiflik yapmak icin degil.