aynen canım ya benim etrafımda da öyle dağılan evlilikler oldu. mesela benden önce evlenen en yakın arkadaşlarımdan biri lise terk olup, kendi işi olan, oldukça varlıklı biriyle evlendi. zamanla adamın işleri tepe taklak oldu. bütün parası pulu battı, sonra her açtığı işi de batırdı. tabi eğitimi olmadığı için dışarıda da doğru dürüst iş bulamadı. adam bir gün bunalıma girip, arkasında bir mektup bırakıp, arkadaşımı 7 aylık bebeğiyle terk edip gitti. bir kaç ay sonra da tek celsede boşandılar. arkadaşım zaten öğretmendi, dönüp mesleğini yapmaya başladı ama çook zor zamanlar geçirdi çookk. o çocuğu babadan hiç bir maddi manevi yardım görmeden yetiştimek zorunda kaldı. o yüzden benim kulağıma çok küpe olmuştur. erkekte eğitime mesleğe hep önem vermişimdir.
benim eşim trt'de mühendis. işinin biraz gecesi gündüzü yok, mesela canlı yayın varsa ta gece 2lere kadar çalışır ama şükür onun kazandığı fazlasıyla evimizi döndürüyor. kendim hukuk üstüne dış ticaret ve işletme çift dal y.lisans yaptım. avukatlığı oldum olası sevemedim, başarılı olmak için biraz ağzı kalabalık, müvekkillere yalan da olsa hep duymak istediğini söyleyen biri olmak gerekiyor. bense çok doğrucu davutumdur hiç öyle yapamam. o yüzden öğretim görevlisi oldum. fakat istanbula taşınınca kadro bulamadım. ancak özel üniversitelerde part time olarak çalışma imkanım vardı. baktım olmuyor ne doğru dürüst kazanıyorum, ne sgkm işliyor özel şirketlerde orta kademe yönetici olarak çalışmaya başladım. en son çok uluslu bir şirkette çalışıyordum. bu sene birden şirket el değiştirdi. yeni sahipleri küçülmeye gidip,bazı departmanları olduğu gibi kapatmaya karar verdi. hemen hemen 1 yıllık net maaşlarımızı teklif edip istifa etmemizi istediler. o zaman zk'e gidip gelmelerim zaten başlamıştı. her defasında ayrı bir sorun çıkıyordu, işyerimde izin konusu hep bir dertti. ben de nasıl olsa öyle de çıkaracaklar böyle de çıkaracaklar, en azından raporumla rahat rahat uğraşırım, hazır toplu para da veriyorlar çocuğumu da bu parayla doğururum deyip tazminatı alıp çıktım. rapor işi uzadıkça dönüp yine bir iş bulayım dedim. fakat bugün yarın hamile kalmayı bekleyen birini kim işe alır ki? mülakatlarda kalkıp yalan söylemek, yok ben hiç çocuk düşünmüyorum demek de etik gelmedi bir daha vazgeçtim. bakalım şimdilik yeniden çalışmak için hamile kalıp doğurmayı bekliyorum, çok uzamaz inşallah. bir de senelerdir çalış çalış,hep bir telaş,böyle evde olmak pek hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim:)))
o merkezlerin adını burada alenen söylemeyeyim. bu sitede oralara giden sürüyle insan var, şimdi kalkıp demediklerini bırakmazlar. herkes kendi gittiği yeri en iyisi görüyor tabi bir de dünya kadar para verince daha bir güzel görmek istiyor. ama ben sana "bence" en iyileri söyleyeyim. mesela bahçeci ve umut, memorial, eurofertil, fertijin (seval taşdemir) ve brüksel(yücel karaman) bir çırpıda aklıma gelenler. bunlar hakikaten başarılı merkezler. hem haklarında hep iyi şeyler duydum hem de etrafımdan en olmayacak insanlar buralarda hamile kaldı.