Kategori: Güzellik

  • Kanser izleri kalıcı makyajla siliniyor

    Kanser izleri kalıcı makyajla siliniyor

    Kozmetik sektöründe yaygın olarak kullanılan kalıcı makyaj teknikleri, sağlık alanında tıbbikamuflaj adıyla kendini gösteriyor. Bu yöntemle ameliyat ve yara izleri hafifletildiğini söyleyen Kalıcı Makyaj ve Tıbbı Kamuflaj Uzmanı Demet Tecir, meme kanseri cerrahisi sonrası kaybedilen alanın restore edildiğini belirtti.

    Mikropigmentasyon olarak bilinen yarı kalıcı işlemlerin medikal alanda da kullanılmaktadır. Kalıcı makyaj, genellikle güzellik sektöründe kaş ve dudak renklendirme işlemi şeklinde kullanılıyor. Güzellik dışında yara ve ameliyat izi kapatma ve kişinin sosyal alanda kendine olan güvenine katkı sağlama amacı güden bu teknikler ne yazık ki pek bilinmiyor. Oysa tıbbikamuflaj, kanser dahil birçok izi hafifletiyor.

    Kalıcı işlemlerin, kanser tedavisi sonrasında meme başısimülasyonu ve yara izi onarımında etkili sonuçlar yarattığına dikkat çeken Tecir, “Tıbbı kamuflajın Türkiye’de yeterince bilinmediği ve hak ettiği yeri almadığını düşünüyorum. Kanser tedavilerinin çoğunda bilindiği gibi kaş, saç ve kirpikler dökülüyor. Hastalıkla mücadele sırasında hayata sıkı sıkı tutunan kişilere gerek moral gerekse motivasyon açışından kalıcı işlemler uyguluyoruz. Meme başı onarımı başta olmak üzere kişinin hayat boyu taşımak zorunda olduğu izleri olabildiğince kapatıyoruz. İşlem sonrası gördüğümüz her gülümseme, işimize olan inancımızı artırıyor” diye konuştu.

    Yapılan işlemlerin ve işlemde kullanılan boyaların son derece güvenilir olduğunu ifade eden Demet Tecir, şunları kaydetti: “Kök boyadan elde edilen pigmentler kullanıyoruz. Bu boyalar, deri altında renk değiştirmiyor. Zaten dövmede olduğu gibi cilt katmanının altına inilmiyor.

    İzleri yok denecek kadar kapatan bu yöntemler, dışardan kolayca fark edilmiyor. Sağlığa hiçbir olumsuz etkisi olmayan yarı kalıcı işlemler, sadece meme kanseri sonrası kaybedilen meme ucu areolasını yerine koymakla kalmıyor, vitiligo lekelerinin kapatılmasında, yanık sonrası oluşan hasarın minimum seviyeye indirilmesinde ve ameliyat sonrası dikiş izlerinden kaynaklanan dokudaki renk farklılığını düzeltilmesinde de etkili sonuçlar ortaya çıkarıyor.”

  • Saçların Çabuk Yağlanma Nedeni

    Saçların Çabuk Yağlanma Nedeni

    Saçlarımı daha yeni yıkadım neden çabuk yağlanıyor? diyorsanız nedenleri bunlar olabilir.

    Çabuk yağlanan saçlar kadın erkek herkesi rahatsız eder. Yıkanmamış ve bakımsız bir görünümde olmayı kimse istemez sanırım.

    Saçlarınızın üstünde kocaman bir yağ tabakası varmış hissi sizi çıldırtmaya yeter. Saçlarınız kalınsa yağlı saçlar bir nebze daha iyi şekle sokulur ancak saç telleriniz ince yapılıysa vay halinize. Yağlanan saçları doğal olarak şekillendirmek kolay olmaz.

    Peki ya saçlar neden çabuk yağlanır ve çözüm önerileriniz neler diyorsanız işte açıklıyoruz..

    Yağlı saç derisi

    Eğer saç deriniz yağlı yapıdaysa saçlarınızın yağlanması kaçınılmaz olur. Saçlarınızda aşırı bir yağlanma oluşturduğunda kepek oluşumu başlar. Saç derinizdeki yağlanmadan kurtulmak için özel olarak yağlı saçlar için üretilen özel şampuanları deneyebilirsiniz.

    Saçların Çabuk Yağlanma Nedeni | 1

    Ağır kremler

    Saçlarınıza duş esnasında ya da duştan sonra bakım amaçlı sürdüğünüz ağır kremler saçlarınızın çabuk yağlanmasına neden olur. Saçlarınız aşırı yağlanmaya başladığında bu tür kremleri bir süre kullanmayın. İlla da kullanacaksanız eğer hafif ürünleri kullanın.

    Saç spreyleri, jöle ve köpükler

    Ağrı kremler gibi bu saydıklarımızda saçların aşırı yağlanmasına neden olur. Saç deriniz yağlanmaya çok müsaitse bu ürünleri sık tercih etmeyin.

    Saçlarınızda oluşan fazla yağı arındırmak için saçlarınızı sık sık yıkayın. Ancak yıkama esnasında saçınızdan çok saç derinize yoğunlaşın. Bunun için pratik bir öneri istiyorsanız saçlarını şampuanlarken saçlarınızı avuçlarınızla değil parmaklarınızla ovalayın.

    Saç yağlarından kurtulmak için saçlarınızı ne sıklıkla yıkayacağına artık siz karar vereceksiniz. Çünkü herkesin saç yapısı aynı değil. Bu nedenle belirttiğimiz sıklık sizin saçınızın daha çok yağlanmasına neden olabilir ya da yağlanmayı gidermeyebilir. En mantıklısı deneme-yanılma uygulaması ile uygun olan saç yıkama sıklığını bulmanız.

    Saçlarınızı yıkadıktan sonra yumuşatmak amacıyla bile saç kremi kullanmayın. Saçların iyice matlaşmasına neden olur.

    Evet bizim önerilerimiz bu kadardı ya sizin önerileriniz neler? :)

     

  • Sigarayı bırak 5 yaş gençleş!

    Sigarayı bırak 5 yaş gençleş!

    Sigara cildin de en büyük düşmanı… Sigarayı bırak 5 yaş gençleş!

    Takvim’de yer alan habere göre sağlıklı ve ışıltılı bir cilde sahip olmak isteyenlere estetik, plastik cerrahi uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur şu önerilerde bulundu: “Sigara, güneşin zararlı ışınları, hakaretsiz bir yaşam, elektromanyetik kirlilik, katkı maddesi dolu, ambalajlı besinleri hayatınızdan uzak tutun… Sigara cildin en büyük düşmanıdır. Ayrıca güneşten kaçmanın mümkünatı yok ama koruyucu ürünler kullanabilirsiniz. Cep telefonlarını kulaklıkla kullanın ve mevsiminde taze sebze-meyvelerle beslenin ayrıca spor yapın, hareket edin! Tüm bunları 2017 senesi boyunca yapanlar, en az 5 yaş gençleşerek hayatlarına devam edeceklerdir…”

  • Pratik Parti Makyajı

    Pratik Parti Makyajı

    Pratik Parti Makyajı Ayakkabıların topuklu ayakkabılara dönüştüğü, çantaların rolünü clutch’lara devrettiği yılbaşı partilerinin bu ışıltılı değişimine elbette pratik bir şekilde uygulayabileceğiniz harika bir gece makyajı yakışır. İşte karşınızda günlük stilinizi neredeyse 5 dakikada parti stiline dönüştürme gücüne sahip pratik makyaj uygulamaları!

    Pratik Parti Makyajı

    parti makyajı
    parti makyajı

     

    1- Dayanıklı ciltler

    Parti ve davetlerde makyajın birinci kuralı dayanıklılık. Cildinizi doğru bir şekilde makyaja hazırladığınızda ve gece boyunca maruz kalınacak ışık ve ısı değişimlerinden minimumda etkilenecek hale getirdiğinizde işin en önemli kısmını başarmışsınız demektir. Cildinizi iyice temizledikten sonra, teninizde ağır durmayacak formüle sahip su bazlı nemlendiriciler ile uygulamanın birinci adımını atın.

    Pratik Parti Makyajı | 2

    2- Kusursuz kapatma

    Gece sonunda alanını terk edip çizgilerinizi doldurarak akacak bir maskara ve eyeliner, herhalde parti makyajında en son istenecek görüntülerdir. Dolayısıyla uygulamanızı yaparken bu konuyu en baştan düşünmeli ve önleminizi almalısınız. Kulak temizleme çubuğu yardımıyla fondöteninizi veya concealer’ınızı yüzünüzdeki tüm izleri kusursuz bir şekilde yapamak için uygulayın.

    Pratik Parti Makyajı | 3

    3- Capcanlı yanaklar

    Cildinize tazelik katmak için yapabileceğiniz en iyi uygulama krem allık kullanmaktır. Krem formülleri uyguladığınız esnada parmaklarınızda oluşacak ısı, allığın cildinize çok daha iyi nüfuz etmesine yardımcı olacak ve ortaya çok daha canlı bir sonuç çıkacaktır. Makyaj uzmanları, ışıltılı dudak parlatıcılarınızı yanaklarınızda uygulayarak harika bir parti makyajı yaratabileceğinizin de tüyosunu veriyor.

    Işıltıyı cildinize daha fazla katmak için ise elmacık kemiklerinize, burun kemerinizin altına ve gözlerinizin iç köşelerine aydınlatıcı sürmeyi unutmayın!

    Pratik Parti Makyajı | 4

    4- Cesur dudaklar

    Gelelim parti makyajının en iddialı detaylarına. Elbise seçiminize göre rengini belirleyeceğiniz rujunuzda dikkat etmeniz gereken iki nokta, dayanıklılığı ve dikkat çekici olması. Gece boyunca sürekli tazelemek zorunda kalmamak adına neredeyse 24 saat kalıcılık vaat eden ruj ve dudak parlatıcıları kurtarıcınız olabilir. Taşma sorununun önüne geçmek için ise rujunuzu sürmeden önce dudak kalemi ile şekillendirmeyi yapmayı unutmayın.

    Pratik Parti Makyajı | 5

    5- Metalik bakışlar

    Ve sıra son dokunuşta! Hazır gündelik makyajınızdan uzaklaşmak üzere ‘parti’ gibi harika bir bahaneniz varken, cesaretin tadını çıkarın. Sıcak metalik tonlarda krem farlar tam da ihtiyacınız olan ürün. Özellikle kırmızı rujunuzla harika bir uyum sağlayacak dore tonlarını gözleriniza taşımayı deneyin. Ya da göz farı yerine ışıltılı eyeliner ’ları kirpik diplerinize uygulayın ve parmak uçlarınızla göz kapaklarınıza dağıtın. Daha renk ağırlıklı bir göz makyajı için ise Trend: Kaleydoskop Göz Makyajı yazımıza göz atın.

    Pratik Parti Makyajı | 6

    BONUS: Ya da dudaklar yerine kirpiklere odaklanın

    Kıyafet seçiminiz dore ve gümüş gibi metalik yansımalara ya da iddialı dudaklara uyum sağlamayacaksa, tüm dikkatleri kirpiklerinize çekmeyi deneyin. Takma kirpikler ile çarpıcı bakışlar yaratmak için parti makyajından daha iyi bir bahane olamaz!

    Fotoğraflar: Dior, Balmain, Ferretti, Rodarte, Gareth Pugh, Carmen Marc Valvo

    Kaynak: blog.gittigidiyor.com

  • Makyaj yaparken gözünüzü bozmayın

    Makyaj yaparken gözünüzü bozmayın

    Güzelliğine düşkün kadınlar dikkat! Makyaj yaparken göz sağlığınızı bozabilirsiniz…

    Takvim’de yer alan habere göre Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Şermin Ünal İpçioğlu, göz makyajının doğru yapılmasının önemine dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Yanlış ve bilinçsiz kozmetik kullanımı ile makyajı yeterince temizlemeden uyumak göz sağlığının en büyük düşmanıdır. Makyaj malzemenizi başkasıyla paylaşmayın. Aldığınız ürünü açıldıktan 3-4 ay sonra yenileyin. Kirpik diplerini, yani göz sınırlarını belirgin hale getirmek için eye-liner veya göz kalemi kullanırken, kirpiklerin göze yakın olan iç değil, dış kısmına sürmeye dikkat edin. Çünkü kirpiklerin göze yakın olan iç kenar kısmında gözyaşına katkıda bulunan meibomean yağ bezleri vardır. Bu bezler makyaj yapılırken tıkanırsa gözyaşı kalitesizleşir ve gözde batma, yanma, kızarma gibi rahatsızlıklara sebep olabilir…”

  • Akne vulgaris nedir ve nasıl oluşur?

    Akne vulgaris nedir ve nasıl oluşur?

    Akne vulgaris nedir ve nasıl oluşur? Akne vulgaris , kıl folikülü ve buna bağlı yağ bezlerinin iltihabı bir hastalığıdır.Hastalık kendini komedonlar,(siyah nokta şeklinde açık veya beyaz nokta şeklinde kapalı )papül,püstül ve nodül denen iltihabi süreçler şeklinde gösterir.Hastalık en çok yüz,boyun,omuzlar,sırt,göğüs gibi seboreik alanlarda yani yağ salınımının yüksek olduğu alanlarda yerleşir.

    Aknenin oluşumunda pek çok faktör rol oynamaktadır.Hormonal aktivasyon ,yağ bezi salgısı artışı,kıl diplerindeki mikroorganizmalar (Propionibacterium acnes )ve kıl diplerindeki kalınlaşma bu faktörlerin en önemlileridir.Bunun yanında genetik yatkınlık,çevresel etkenler ( kötü hijyen gibi )bazen de besinler akne oluşumunu tetikler.

    Akne vulgaris nedir ve nasıl oluşur?
    Akne vulgaris

    Akne,başlıca ergenlik çağında görülmekle birlikte her yaşta olabilir.Lezyonlar genellikle 12-14 yaş arasında başlar ve en yoğun olarak 16-19 yaş arasında görülür.Bazen 10 yaş civarında da başlayabilir.İnsanların hemen hepsinde yaşamı boyunca az veya çok sayıda akne vulgaris lezyonları çıkar .Hastalık bazen kadınlarda hormonal etkilere bağlı olarak 20-30 yaşları arasında ve sonrasında da devam edebilir.

    Akne çoğu kişi tarafından fizyolojik bir süreç olarak algılansa da tedavi edilmez ve kontrolü yapılmazsa ciddi kalıcı izler bırakabilir. Oluşturduğu klinik görüntüler ,gençlerde dismorfobik reaksiyonlara (görsel kusurlarını abartma hastalığı) ve kalıcı psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir.

    Akne, yukarıdaki faktörler yanında başka nedenlerle de oluşabilir.Bazı ilaçlar akneye yol açabilir.Lokal veya sistemik kortizon tedavileri,tüberküloz tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar,epilepside kullanılan kimi ilaçlar ,hormonal ilaçlar,iyod ve bromür gibi halojen ilaçlar akneye yol açabilir.

    Günümüzde sık görülmeye başlayan diğer akne de kozmetik aknedir.Yağ salınımı artıran ,kıl foliküllerini tıkayan ve bilinçsizce kullanılan kozmetik ajanlar akneye yol açabilmektedir. Akne ekskoriye denen form ise genellikle psikolojik sorunlu gençlerde görülür.Akne lezyonları kişi tarafından oluşturulur.Akne ekskoriye tedavisinde dermatolojik ajanların yanında psikolojik yaklaşım gerektirir.

    Mesleki akne ise ,kimi ajanlara maruz kalan meslek gruplarında görülür.İşi sırasında klorinize hidro karbonlar.endüstriyel çözücüler ,kömür katran türevleri ,vazelin ve yağlar gibi maddelerle temas edenlerde akne leyzonları sık görülür. Cushing hastalığı,polikistik over sendromu gibi endokrin bozukluğu olan kişilerde de endokrin aknesi dediğimiz akne varyantı oluşur.

    Akne Vulgaris bir hastalıktan çok yaşamın bir evresinde geçirilen klinik bir süreçtir.Bu süreç hafif,orta,ağır şekilde geçirilebilir.Yapılacak şey bu süreci en hasarsız iz bırakmadan geçirebilmektir.Bu süreç bazen uzun sürebilir ve sabır gerektirebilir. Her bireyin akne lezyonları farklı olduğu gibi,her bireyin tedavi si de farklıdır.Mutlaka bir dermatolog ile bağlantı kurulmalıdır.

    Uzm. Dr. Birsen ERGUS

  • Kepekli Saçlara Doğal Çözümler

    Kepekli Saçlara Doğal Çözümler

    Güzelim saçlarınızda beyaz beyaz o kepekler nasıl da kötü görünüyor değil mi? İşte sizler için hazırladığımız kepekli saçlara doğal çözümlerle saçlarınızdaki kepeklerden kurtulun.

    Kepek sorunu saçlarda kalıcı bir durum olmasa da çoğu zaman sinir bozucu olur. Böyle zamanlarda koyu renkler giymek neredeyse imkansızlaşır.

    Kepeklenme sorunu saç derisindeki pullaşmış ölü derinin saç tellerinde kötü bir halde gözükmesi. Peki durumdan nasıl kurtuluruz diyorsanız yazımıza göz atın deriz.

    Saçlarda görülen kepeklenmenin nedenleri:

    -Saçların çok ya da az yıkanması

    -Jöle ve saç spreylerinin sık kullanılması

    -Kuru bir cilde sahip olmak

    -Yeterli su tüketmemek

    -Aşırı stres ve kaygı durumunda olmak

    -Genel mevsimsel değişimler

    Saçlarda oluşan kepek sorununa karşı etkili şampuanlar işinizi görür ancak şampuansız da kepekli saçlarınıza son verebilirsiniz.

    Kepekli Saçlara Doğal Çözümler | 7

    İşte kepekli saçlara doğal çözümler:

    Kepeğe karşı kabarma tozu uygulaması

    -1 kabartma tozunu alın ve biraz ıslak olan saç diplerinize iyice sürün. Biraz ovuşturduktan sonra iyice durulayın. Saçlarınızdaki kepekler kaybolana kadar bu işlemi her duşta tekrarlayın. Ancak kabartma tozu kullanırken asla şampuan kullanmayın. İlk zamanlar saçlarınızda biraz kuruma yaşanabilir ama bu durum geçici. Sonraki haftalarda saçlarınız doğal yağ üreterek saçlarınızdaki pullanmayı giderecek.

    Kepeğe karşı aspirin uygulaması

    -2 aspirini toz haline getirin ve şampuanınıza ekleyin. Saçlarınız bu karışımla 2 dakika kadar bekletip durulayın. Ardından normal şampuanla tekrar yıkayıp durulayın.

    Kepeğe karşı limon uygulaması

    -Bir fincan dolusu suya 1 çay kaşığı limon ekleyin ve bu karışımla saç diplerinize masaj yapın. Ve bu uygulamayı kepekleriniz kaybolana kadar tekrarlayın.

    Kepeğe karşı tuz ve sirke uygulaması

    -Saçlarınızda eğer yoğun bir kepek varsa saçlarınızı şampuanla düzenli olarak yıkayın. Durulamak için ağız gargaraları kullanın. Bu işlemden sonra da saçlarınıza arıtıcı kremler kullanabilirsiniz.

    -Saçlarınız kuru haldeyken biraz tuz dökün ve masaj yapın. Ardından şampuanla tekrar yıkayın. Bu işlemi aynı şekilde sirkeyle de yapabilirsiniz. Saçlarınıza sirkeli suyla masaj yapın biraz bekletin ve iyice durulayın.

    Kepeğe karşı hindistan cevizi yağı uygulaması

    -Kepeğe karşı en etkili doğal yöntemlerden biri de Hindistan cevizi yağıdır. Hindistan cevizi yağını duştan önce saç diplerinize masaj yaparak sürün ve havlu sarıp 1 saat bekletin. Daha sonra saçlarınızı ılık su ve şampuanla iyice yıkayın.

    Sizin kepekli saçlara karşı önerileriniz nelerdir?

  • Ameliyat ve yara izlerinden kurtulmak mümkün mü?

    Ameliyat ve yara izlerinden kurtulmak mümkün mü?

    Kimimiz yaramaz bir çocuktuk, düştük yaralandık, kimimiz kaza geçirdik, kimimiz ise ameliyat olduk. Nedeni ne olursa olsun çoğumuzda küçük veya büyük bir iz bedenimizde bize eşlik ediyor. Görünmeyen yerlerdekiler bizi çok üzmese de daha görünen yerlerde bulunan izlerimizden kurtulmayı pek çoğumuz ister.

    Ameliyat izi ile Yara veya kaza izi arasında fark var mı?

    Yaralanmalar veya kazalarda sıklıkla düzensiz parçalı bir hasar meydana gelir. Bu tip yaralanmalar kontrolsüz meydana geldiği için geride bıraktığı izlerde daha fazladır. Ameliyat kesileri ise çok keskin özel steril ameliyat bıçakları ile gerçekleştirildiği için daha düzenli bir yapıya sahiptir. Ameliyat kesileri bu nedenle genel olarak kaza ve yaralanma bölgelerine göre daha kaliteli iyileşir ve daha az iz bırakırlar.

    Herkes aynı kalitede iyileşir mi?

    Herhangi bir yaralanma veya ameliyat sonrasında vücudun iyileşme mekanizmaları çalışmaya başlar. Ameliyat izi önceleri daha kırmızı ve kabarık gözükür, bu dönem yara iyileşmesinin erken dönemidir ve 3 aya kadar devam eder. Ardından izin rengi yavaş yavaş solmaya, kabarıklığı azalmaya ve yumuşamaya başlar. Yaklaşık bir ile iki yıl arasında süren bu geç dönem iyileşme sürecinde pek çok hücre tipi ve büyüme faktörleri görev alır. Her kişinin genetik kodunda işlenmiş olan iyileşme özelliklerine ek olarak, hormonal faktörler, eşlik eden hastalıklar, kullanılan ilaçlar, beslenme ve sigara alışkanlıkları, çevresel faktörler iyileşmenin şekli ve hızı üzerine etki eder. İşte bu nedenle aynı şekilde ameliyat olmuş iki ayrı kişi farklı iyileşip farklı izlere sahip olabilirler.

    Keloid miyim?

    Her kötü iz keloid değildir. Keloid aslında toplumda nadir görülen bir iyileşme bozukluğudur. Ameliyat kesisini belirgin olarak kabararak kapatan abartılı iyileşme şekline keloid denilir. Keloid de ailesel bir yatkınlık vardır. İzinizin biraz daha belirgin veya büyük olması sadece kötü iyileşmeyi gösterir.

    Ameliyat öncesinde izim daha az kalsın diye yapabileceğim bir şey var mı?

    Gelecek ay bir ameliyat olmanız gerekiyor ve kalacak izden tedirgin oluyorsanız işte size en değerli sır: Sigarayı bırakın. Evet, yara iyileşmesi açısından sigara en zararlı faktörlerden biri. Sigara kullanıyorsanız ameliyatınızdan en az 2 hafta önce kullanmayı bırakın ve ameliyattan da 2 hafta sonrasına kadar içmeyin. Şeker hastalığınız varsa, ilaçlarınız düzgün kullanıp diyetinize dikkat ederek kan şeker düzeyinizi normal seviyelerinde tutmanız da ameliyat sonrası iyi bir iyileşme için gerekli. Vitamin ve protein eksiği olmayan bir beslenme, kan değerlerinin normal
    olması iyileşmede önemli.

    Ameliyattan sonra neler yapılabilir?

    Ameliyat sonrasında yara yerinin temiz tutulması enfeksiyonlar açısından çok önemlidir. Enfekte yaralar her zaman daha fazla iz bırakırlar. Doktorunuzun izin verdiği andan itibaren banyo yapılması iyi bir iyileşmede faydalı.  Ameliyatınızın özelliklerine göre ortalama 10-14 gün sonra cerrahınızın onayı ile yara izini azaltıcı kremler kullanılabilir. Silikon veya doğal bitkisel içerikli kremler ameliyat sonrası en çok tercih edilen iz azaltıcı tedavilerdir. Her ne kadar faydaları sınırlı da olsa, 6 aya kadar kullanımları özellikle kötü iyileşen kişilerde önerilir.

    Peki ya lazerler?

    Ameliyat izleri, yaralanma ve kaza izleri ve dövmeler için en etkin yöntemi lazerler oluşturur. Farklı dalga boylarındaki lazerlerin seanslar halinde uygulanması ile yara ve ameliyat izlerinin azaltılması mümkündür. Lazer ile iz iyileştirme tedavileri yeni izlere yapılabileceği gibi, yaralanma veya ameliyattan yıllar sonra dahi uygulanabilir. En çok karbondioksit ve erbium tercih edilen lazerdir. Uygulama ile izli alanda derin dokuda sıkılaşma ve yüzey alanda soyulma meydana gelir. Aşamalı olarak yapılan bu tedavi ile izleri soldurmak ve azaltmak mümkündür. İster ameliyat izi olsun isterse eski bir kazanın izi plastik cerrahi teknolojinin yardımı ile izleri azaltabilir.

    (PROF. DR. REHA YAVUZER / AKŞAM)

  • Badem yağı maskesi ile yaşlanma belirtilerini önleyin!

    Badem yağı maskesi ile yaşlanma belirtilerini önleyin!

    Cildinize başka şekillerde de faydası olabilecek bir makyaj temizleyicisine mi ihtiyacınız var? Badem yağını hiç düşündünüz mü? Bildiğiniz gibi bu harika meyvenin sağlık, cilt ve saç gibi birçok şeye faydası var. Cildinize birden fazla şekilde yardımcı olur; hemen hemen her kozmetik ürününün içerisinde de bulunur. Güneş hasarı ve yaşlanma belirtilerini azaltan şaşırtıcı bir antioksidandır. Badem yağı harika bir makyaj temizleyicisidir. Cilt üzerinde yağlı ve ağır kalıntılar bırakmaz. Badem yağını cilt üzerinde kullanmaya başladığınızda, cildinizdeki makyaj kalıntılarının yüzünüzden nasıl kolayca gittiğini fark edeceksiniz. Cildiniz kuruysa badem yağı en iyi seçenek olabilir. Cildin nemlenmesine, daha parlak ve pürüzsüz olmasına yardımcı olur. Özellikle soğuk havalarda dış etkenlerden kolayca etkilenen cildimizin özel bakıma ihtiyacı vardır. Hava soğudukça cilt daha da çok kurur. Ciltteki bu etkenleri yok etmek için kullanılan en güzel bakım badem yağıyla yapabileceğiniz bakımdır. Badem yağını kış aylarında dudak çatlamalarında rahatlıkla kullanabilirsiniz.

    BADEM YAĞI MASKESİ

    – 1 yemek kaşığı zeytinyağı
    – 1 yemek kaşığı badem yağı
    – 1 yemek kaşığı hint yağı

    Tüm malzemeleri karıştırıp saçınıza masaj yaparak uygulayın. 30 dakika beklettikten sonra saçınızı durulayın. Haftada 1 kere saçınıza yapacağınız bu maskeyle saçınızın daha parlak olmasına sağlarsınız.

    – Badem yağı içerdiği A,B,K vitaminleriyle tüm cilt tipleri için nemlendirici etkisi olan yağdır.
    – Yumuşak ve pürüzsüz bir cilt elde etmenizi sağlar.

    (YASEMİN MİRAS / AKŞAM)

  • Makyaj malzemelerindeki kimyasallar hasta ediyor

    Makyaj malzemelerindeki kimyasallar hasta ediyor

    Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Safiye Küçükgül, zehirli kimyasallar içeren kozmetiklerle yapılan göz makyajının sadece gözleri değil, genel sağlığı da tehdit ettiğini söyledi.

    Asır’da yer alan habere göre İzmir Kent Hastanesi’nden Op. Dr. Küçükgül, “Göz makyajı nedeniyle en sık gördüğümüz tablolar; alerjik konjonktivit ve göz enfeksiyonu. Ancak makyaj malzemelerinden oluştuğunu hiç tahmin edemeyeceğiniz başka riskler de var” diyerek, ‘toksik kimyasal’lara dikkat çekti.

    “Ciltten vücuda giriyor”

    Op. Dr. Küçükgül, şunları söyledi: “Makyaj malzemesinin raf ömrünü ve kullanım süresini uzatmak için kullanılan koruyucular ve topaklanmayı önleyen katkı maddeleri, sağlık açısından ciddi riskler barındırıyor. Özellikle bağışıklık ve üreme sistemini olumsuz etkiliyorlar. Zararlı etkisi en çok bilinenlerden biri paraben grubudur, kozmetiklerin içine bakteri ve mantarları yok etmesi için ilave edilir. Paraben grubu kimyasalların ciltten emilerek vücut dokularına geçip, östrojen hormonu benzeri etki gösterdiği tespit edilmiştir. Paraben meme dokusunda ve meme kanseri materyallerinde de gösterilmiştir. Fenoksietanol, kurşun, fitalat, PEG (Polietilen glikol) de, hormonal bozukluklar yaratan, üreme sisteminin fonksiyonlarını bozan diğer toksik kimyasallardır.”

    NE YAPMALI?

    Op. Dr. Safiye Can Küçükgül, toksik kimyasallardan korunmak için ne yapılması gerektiği konusunda da şunları söyledi: “Kozmetik ürünler ‘doğal’, ‘organik’ gibi bazı tanımlamalarla pazarlanıyor. Ancak bu tanımlar ölçülebilir kriterlerle belirlenmiş olmadığından ürünlerin riskli olmadığını göstermez. Bu nedenle, kullanacağınız kozmetiğin içeriğini detaylıca araştırın. Sentetik kimyasal barındıran ürünlerden uzak durun.”