Blog

  • Bu öneriler tansiyon hastaları için!

    Bu öneriler tansiyon hastaları için!

    Tansiyon hastaları dikkat bu yazımızı sizi yakından ilgilendiriyor. Tansiyon hakkında bilmedikleriniz yazımızda..

    Hipertansiyon yani yüksek tansiyon kan damarlarındaki basıncın normalden fazla olmasıdır. Günümüzde hipertansiyonun görülme yaşı gittikçe düşüyor. Bu oranlara bakacak olursak hipertansiyonun görülme sıklığı 18 yaş ve üstünde %30-35 değerindedir.  Yaş ilerledikçe sıklığı da artmaktadır.

    Hipertansiyon bu özellikteki kişilerde daha fazla risk taşıyor:

    -Yaşa bağlı

    -Aşırı kilolu olmak

    -Diyabet

    -Fazla tuzlu beslenme

    -Düzenli egzersiz yapmama

    -Alkol ve sigara kullanımı

    -Aşırı stres

    Bunların dışında rol oynaya iki durum daha vardır bunlar ise: cinsiyet ve kalıtımdır.

    50 yaş altındaki erkeklerde hipertansiyon görülme sıklığı yüksektir. 50-55 yaş kadın ve erkeklerde aynı oranda gitmekte fakat 55 yaş üstünde erkeğe göre kadında görülme sıklığı daha fazladır.

    Yüksek tansiyon sadece yukarıda belirtilen özelliktekilerde bulunmuyor. Bazı hastalıklara bağlı olarak ta yüksek tansiyon hastalığı ortaya çıkmaktadır.

    Ailede hipertansiyon hastası olan bir bireyde hipertansiyon görülme sıklığı %60’tır. Bunların dışında hipertansiyon aşağıdaki hastalıklara bağlı olarak ta ortaya çıkmaktadır:

    -Böbrek rahatsızlığı olanlar

    -Böbrek üstü bezinde oluşan hastalıklar

    -Aortta oluşan darlıklar

    -Tiroid bezinde yavaş ve hızlı çalışmaya bağlı olan rahatsızlıklar

    yuksek-tansiyon-1

    HİPERTANSİYON BELİRTİLERİ

    Hipertansiyonunuzun çok yükselmesi halinde görülen belirtiler arasında:

    Baş dönmesi

    Baş ağrısı

    Kalp ağrısı

    Kulak çınlaması

    Nefes darlığı

    Çift veya bulanık görme

    Burun kanamaları ve

    Düzensiz kalp atışları sayılabilir. Yüksek tansiyon normalde herhangi bir belirti vermediğinden, düzenli olarak tansiyonunuzu kontrol ettirmeniz önemlidir. Yüksek tansiyon vücudunuza siz farkına varmadan zarar verebilir.

    HİPERTANSİYON TEDAVİSİ

    Hipertansiyon hastaları tedavi sürecinde kilolu ise mutlaka kilolarından kurtulmaları gerekmektedir. Vücut ağırlığını dengelemek için düzenli egzersiz yapmaları gerekmektedir. Tuz tüketimi olabildiğince azaltılmalıdır.

    Alkol tüketimiz minimum seviyede olmalıdır. Yeşil yapraklı sebzeler tüketmelidirler ve hazır gıdalardan uzak durmalıdırlar. Hazır gıdalarda tuz tüketimi fazla olduğu için hipertansiyon hastalarını olumsuz etkilemektedirler.

    BUNLARDAN UZAK DURUN

    Tuzlu ve şekerli besinler, çay ve kahve, kolalı içecekler, tereyağ çeşitleri ve alkol yüksek tansiyonu çıkaran gıdalardır. Tansiyon hastaları bu tür gıdalardan uzak durmaları gerekmektedir.

     

  • Grip Olan Anne Emzirebilir mi?

    Grip Olan Anne Emzirebilir mi?

    Sonbaharın iyiden iyiye kendini göstermeye başlamasıyla grip sezonu da açıldı. Peki, emziren anneler grip salgınına yakalandıklarında ne yapmalılar? Emzirmek hem anne hem de bebek için çok önemli bir süreç. Bu süreçte annenin kendi sağlığını koruması bebeğin sağlığını korumak kadar önemli. Anne sütünün, bebeği her türlü hastalıktan koruduğu ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen bir gerçekken annelerin grip olduklarında bebeği emzirmeye devam edip etmemesi, akıllarda bir soru işareti bırakabiliyor.

    Emzirmeye Devam

    Bilinenin aksine birçok uzman, annelerin gribe yakalandığında önlemlerini alıp emzirmeye devam etmeleri gerektiğini savunuyor. Anne sütü, içerisinde barındırdığı zengin anti-viral ve anti-bakteriyel maddeler sayesinde bebeği hastalıklardan korumaya yardımcı oluyor. Grip gibi salgın hastalıklar, anne sütünden ziyade havadan damlacık yolu ve yakın temasla bulaşıyor. Bu noktada annelerin önlemlerini alarak bebeği emzirmeye devam etmeleri, ancak yakın temas kurmaktan kaçınmaları şiddetle tavsiye ediliyor. Üstelik annesi grip olduğu halde emzirilmeye devam edilen bebeklerin, üst solunum yollarında oluşan bulaşıcı hastalıklardan korunma şansları da yükseliyor.

    grip_emzirmek

    Alınabilecek Önlemler

    Anneler grip olduklarında hastalığı bebeğe bulaştırmamak için maske kullanabilirler. Özellikle emzirirken maske kullanmaya özen göstermeli ve yarım saatte bir bu maskeyi değiştirmeliler. Göğüs ucunun temiz olduğundan mutlaka emin olmalılar. Maske kullanmadıkları esnada nefeslerini bebekten uzak tutmaları, bebeğin yüzüne hapşırıp öksürmemeleri çok önemli. Aynı zamanda annelerin sık sık ellerini yıkamaları ve içine hapşırıp öksürdükleri mendilleri hemen o an çöpe atmaları gerekiyor. Bu süreçte anne dahil bebeği kimsenin öpmemesi çok önemli. Aynı zamanda hava koşulları ne olursa olsun bebeğin odası dâhil tüm ev, gün içinde birkaç kez havalandırılmalı.

    İlaç Kullanımı

    Emziren annelerin doktorlarına danışmadan ilaç kullanmamaları gerekir. Eğer doktor öneriyorsa bazı ilaçların kullanımı mümkündür. Şayet anne emziremeyecek kadar hasta durumdaysa sütünün göğüs pompası ile biberona sağılması ve bebeğe verilmesi, bebeği hastalıktan korumak için son derece önemli ve gereklidir.

    Annenin Beslenmesi

    Gribe yakalanan anneler, beslenmelerine de çok dikkat etmeli. Emzirdiği için hali hazırda çok fazla sıvı tüketmeye, vitamin ve minerale ihtiyaç duyan anneler bu süreçte gribe yakalandıklarında normal beslenmelerine daha fazla sıvı, bitki çayı ve vitamin eklemeliler. Protein tüketimi süt kalitesi için önem arz ettiğinden asla unutulmamalı. Aynı zamanda anne, bebeği emzirmediği zamanlarda dinleniyor olmalı. Eğer anneler bu süreçte dinlenmezlerse hastalığın süresi uzayabilir ve bu da bebeğe hava yoluyla bulaşma ihtimalini arttırabilir. Kendi sağlığına dikkat eden ve bebeğini emzirmeye devam eden anneler, grip sürecini bebeklerine bulaştırmadan kolayca atlatabilirler.

  • 2017 İlkbahar-Yaz Trendleri

    2017 İlkbahar-Yaz Trendleri

    Ekim ayının ilk günlerinde Paris Moda Haftası ile sona eren 2017 İlkbahar-Yaz defilelerinde, önümüzdeki sezonunun koleksiyonları gün yüzüne çıktı. New York, Londra, Milano ve Paris podyumlarında boy gösteren tasarımların işaret ettiği sezon trendleri arasından en çok dikkat çekenleri bir araya getirdik.

    2017_moda_trendleri

    Philosophy, Bottega Veneta, Versace

    1. Etek kesimlerinde simetri yerine her tür asimetri oyunuyla karşılaşmaya hazırlanın.

    2. Sütyen-atlet karışımı bralet, kâh gömlek ve ince bluzlarla, kâh tek başına karşımıza çıkıyor.

    3. Rahat spor stil bu kez yırtmaç, çiçek deseni ve kristal süsleme gibi detaylarla ekstra feminen.

    2017_ilkbahar_yaz_trendleri

    Givenchy, Jil Sander, Cedric Charlier

    4. İster safari, ister militer stilde kullanın; haki önümüzdeki yazın da hit trendlerinden.

    5. Daha çok erkek takımlarından aşina olduğumuz ince dikey çizgiler gömlekten tuluma her yerde.

    6. Yaz klasiği fırfır, yeni sezon koleksiyonlarında romantikten çok modern tasarımları süslüyor.

    ilkbahar_yaz_2017_trendler

    Rosie Assoulin, Banana Republic, Lacoste

    7. Plaj şemsiyeleri ve şezlongların rengarenk çizgilerine ilkbahar-yaz gardırobunuzda yer açın.

    8. Gömlek elbiselere yatırım yapmak için doğru sezon. Özellikle de beyaz olanlara.

    9. Geçtiğimiz yazın sabahlık stili uzun ceketlerinin yerini 2017’de bornoz ceketler alıyor.

    2017_trend

    Bottega Veneta, Cedric Charlier, Lacoste

    10. Sarıdan turuncuya güneşin en parlak renkleri arasından ten renginize en çok yakışanı seçin!

    Fotoğraf: Louis Vuitton 2017 İlkbahar-Yaz

     

    Kaynak: blog.gittigidiyor.com

  • Estetik ile doğal görünme yolları

    Estetik ile doğal görünme yolları

    Son zamanlarda estetik ameliyatlara ve işlemlere daha sıcak bakan kadınların hedefi, hem estetik yaptırmak hem de yaptırmamış gibi doğal görünmek. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik cerrahi uzmanı Op. Dr. C. Özerk Demiralp, estetik ameliyatla bile doğal görünmenin püf noktalarını anlattı.

    Sözcü’de yer alan habere göre estetik yaptıran bazı kadınlarda abartılı duran dudaklar, kaşlar ve aşırı gergin yüzler, aynı işlemi yaptıranları korkutuyor.

    Doğal görüntünün kaybolmaması adına bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiğini belirten Op. Dr. C. Özerk Demiralp, önemli bilgiler verdi.

    “Magazin dergilerine baktığımızda birtakım estetik işlemlerden sonra doğallıktan uzak, abartılı görünüşlere rastlayabiliyoruz. Kliniğimize gelen hastalar özellikle minimal invazif uygulamalar adını verdiğimiz dolgu, botoks, prp gibi işlemlerden ya da yüz germe, göz kapağı gibi estetik operasyonlardan önce ‘’Acaba bende böyle olur muyum?” korkusunu bizimle paylaşıyorlar. Aslında buradaki en büyük sorun kişinin bir başka kişide gördüğü işlemi yaptırmak istemesi. Yüz ve vücut oranlarına uygun olmayan uygulamalar istenilen sonuçların alınmasını engelliyor, doğallıktan uzaklaştırabiliyor.

    Son yıllarda botoks, kadınların günlük makyaj yapması gibi hayatın rutin işlemleri arasına girdi. Özellikle alın, kaş arası ve kaz ayağı adını verdiğimiz bölgelerde uygun dozlarda ve doğru anatomik noktalara botoksu uyguladığımız zaman doğal görünüme çok rahat ulaşabiliyoruz. Aynı şekilde dolgu uygulamaları da çöküklüklerin çok olduğu dudak ve yanak arasında oluşan oluklarda, gözaltı çukurlarında ve dudak kalınlaştırma da çok başarılı. Kış aylarına girerken güneşin meydana getirdiği sorunları ortadan kaldırmak, ince kırışıkları gidermek ve yüzün nem ve renk dengesini sağlamak amacıyla hastanın kendi kanından elde edilen kök hücrelerin verilme işlemi olan ‘’Prp” doğal gençleşmenin bir anahtarı. Cerrahi tekniklerin ve teknolojinin ilerlemesi, dokulara karşı daha hassas olmak, agresif ameliyatlardan uzaklaşmak, ikincil ameliyatlara daha az ihtiyaç olması, istediğimiz sonuçlara daha rahat ulaşmamızı sağlamakta.

    Günümüz yaşam koşullarında genç ve güzel görünme isteği, kişileri psikolojik olarak motive eden önemli bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu işlemlerden sonra doğal sonuca ulaşmak için en önemli yaklaşım doktorunuzla olan iletişimdir. İsteklerinizi net bir şekilde ifade etmeniz, doktorunuz ile ortak bir noktada buluşmanızı sağlayacak ve doktorunuz da kendi önerileri doğrultusunda size en uygun planlamayı yapabilecektir.“

  • Diyet evde mi kolay, işte mi?

    Diyet evde mi kolay, işte mi?

    Söz konusu diyet yapmak olduğunda üretilen çok fazla bahane var. Kimi evde diyet yapamadığını söylüyor, kimi işte! Peki hangisi daha kolay?

    Habertürk gazetesinin Güneş Aksüs ün yazısı sizlerle Diyet evde mi kolay, işte mi?

    “Benim diyet yapmam için evde oturmam gerekiyor!”
    “Evde olmasam, çalışıyor olsam kesin daha rahat diyet yaparım. Evde çok zor!”
    Sizce hangisi? Çok fazla diyet bahanesi var ve arada bir bu konulara da değinmek gerekiyor. Benim en sık duyduklarım bu ikisi. Evde olan da memnun değil, çalışan da… Ben fikrimi yazının sonunda söyleyeceğim ama gelin bu iki diyet bahanesini bir karşılaştıralım…

    diyet

    YUKARIDAKİ liste uzayabilir. Burada duyduğum tüm hikâyeleri yazsam gerçekten uzun bir liste olabilir ama benim bildiğim ve gördüğüm şu: Diyet yapacak moral ve motivasyonun yoksa, evde de tatilde de işyerinde de olsan diyet yapmak zor. Eğer gerçekten buna kendinizi hazır hissediyorsanız her yerde diyet yapabilirsiniz. İki tarafta da zorluklar ve kolaylıklar var. Çok yoğun çalışan ama istediği gibi yemekleri bulanlar da var, mutfakta kendilerine salata hazırlayanlar da. Öte yandan bütün gün evde olduğu halde dışarıdan yemek siparişi verenler de var. Sizce hangisi daha kolay?

    KÜÇÜK DOKUNUŞLARLA BAŞARABİLİRSİNİZ
    Biraz ne istediğimize bakalım. Diyet yapmak zor ya da kolay diyemem, bu size bağlı. Hayatınızda yapacağınız küçük dokunuşlarla tüm kilolarınızı verebilir ve hatta “Sağlıklı yaşıyorum” diyebilirsiniz. Fark etmeden gün içinde kendinize neler yapıyorsunuz kimbilir?
    Bir danışanımdan bir gününü yazmasını rica ettim. Diyete başlamadan önceki bir gününü ve yaptığımız sadece birkaç değişikliğin sonucunda olanları yazıyor. Siz de kendinizi bu örneğin yerine koyun. Diyelim ki çok yoğun şartlarda çalışıyorsunuz ve dışarıda yemekten başka şansınız yok. Hatta şartları iyice zorlaştıralım, tüm öğünleri dışarıda yediğinizi ve evden hiçbir şey götüremediğinizi düşünelim. Bu örneğe göre hayatınızda değişiklikler yapın ve nasıl zayıfladığınızı siz de bana yazın.

    diyet_listesi

    ‘Bu diyet değil ki!’

    BEN liste verdiğimde “Eee.. Bu diyet değil ki! Güzel bu liste” diyenler oluyor. Bu kişiler genellikle ya daha önce hiç diyet yapmamış olanlar ya da açlık diyetleri yapmış kişiler.
    Yapacağınız değişikliklerle sürekli kilo verebilirsiniz. Tabii sıkılıp bırakmazsanız. Üstelik bu süreçte aç kalmazsınız, hayattan kopmazsınız. Yukarıda bir liste verdim. Bu liste sadece bir örnek, bu sebeple porsiyonları yazmadım. Porsiyon yani miktarlar kişiden kişiye değişebilir.

     

    Diyetisyenler modayla değil sağlıkla ilgilenir!

    Her gün gazetelerde diyetisyenlerle ilgili haberler görüyorsunuz. Geçenlerde eski bir ünlünün tekrar adını duyurma çabalarıyla diyetisyenleri kötüleyen bir konuşma yaptığını gördüm. Haberde “Diyetisyenlere inanmayın” derken, yanda da Canan Karatay’ın fotoğrafı vardı.
    Her fırsatta halkı bilinçlendirmek adına yazıyorum. Öncelikle yeni bir işe başlıyorsanız; spor salonu açmak ya da yeni detoks merkezi kurmak gibi ticari bir işten bahsediyorum; bir meslek grubunu kötüleyerek bir yere varamazsınız. Ekip çalışması ve uzmanların kendi işini yapması gerektiğini bilmek, buna göre işi şekillendirmek sizi başarıya götürebilir. “Kimse bilmiyor, ben biliyorum” demek sizi sadece komik duruma düşürürür.
    İkincisi de Canan Karatay diyetisyen değil, kardiyologdur. Hâlâ kendi mesleğini yapıyor mu bilmiyorum ama gerçek uzmanlarla karıştırılmamasını özellikle rica ediyorum! Çünkü biz diyetisyenler insanların sağlıklı beslenmesi ve hastalıklardan korunabilmesi adına eğitim görüyor, bu iş üzerine çalışıyoruz. Hastanelerde, danışma merkezlerinde, spor kulüplerinde, kliniklerde, diyaliz merkezlerinde, kurumlarda, gıda sanayiinde… Amacımız çıkıp popüler bir iş yapmak değil, işi olması gerektiği gibi yapmak ve halk sağlığına katkıda bulunmak. Bu işlere sırf popüler diye giren varsa da, onlara kolay gelsin!

     

    Kaynak: haberturk.com / Güneş Aksüs

  • Kaş yaparken göz çıkarmayın…!

    Kaş yaparken göz çıkarmayın…!

    Şekli nasıl olursa olsun kaşlar, yüzün ifadesinde oldukça önemlidir. Bunun için kaşlarınıza doğru yani ifadenize en yakışan şekli vermeniz gerekir. Aksi halde kaşlarınız tüm yüz ifadenizi bozabilir.

    İşte gür kaşlara sahip olabilmek için yapılan 6 hata:

    1- Kaşlara kozmetik ürün sürmek

    Kaş alanının çevresine herhangi losyon, jel, güneş kremi, fondöten veya nemlendirici sürmekten kaçının. Çünkü bu ürünler kaşlarınızın aralarına ve diplerine sızarak büyümelerine engel olur. Saç derisinin üzerine nasıl bir şey sürmüyorsak, kaşlarınıza da sürmemeniz gerekir.

    2- Büyüteçli ayna kullanmak

    Kaşları alırken daha iyi görmek için genellikle büyüteçli ayna kullanılır. Ancak bu aynalar sadece bir bölgeyi gösterdiği için bütünlüğü kaybedebilirsiniz. Bunun için normal boy gösteren aynaları tercih edin. Bu şekilde kaşınızın bütünlüğünü her zaman görebilirsiniz.

    3- Kaşları makasla kesmek

    Kaşlarda bazen düzensiz uzamalar olabilir. Bu gibi durumlarda kadınlar genellikle kaşlarını aynı boya getirmek için
    makasla keser. Oysa makasla kesmek bu tüylerin daha hızlı bir şekilde uzamasına neden olur. Makasla kesmek aynı zamanda kaşların daha seyrek görünmesine neden olur. Kaşlarınızı tarayarak uzun tüyleri diğerlerinin arasında saklayabilirsiniz.

    4- Kaşların başlangıç noktasını yanlış belirlemek

    Genel bir kanı olarak kaşların burun deliklerinin hizasında başlaması gerektiği bilinir. Oysa bu doğru değildir. Kaşlar
    burun üst köprüsüyle aynı hizada olmalıdır. Kaşları birbirinden çok ayırmak güzün daha geniş görünmesine neden olur.

    5- Kaşları dikkatsiz boyamak

    Herkes kaşlarının dolgun görünmesini ister. Ancak herkesin kaşları dolgun ve gür değildir. Bu durumda boyama ile kaşlarınızı kalınlaştırmak isterseniz çok dikkatli olun. Kaş kalemi, farı ya da rimelinizi sürerken hep aynı ve kaşların çıktığı yöe doğru sürün. Kullanacağınız ürünü özenle seçin. Pahalı olabilir ama kaşlarınıza zarar vermeyecek ürünleri tercih edin.

    6- Kaş alımında yanlış yöntem kulllanmak

    Kaşları alırken farklı yöntemler kullanılabilir. Cımbız, ağda veya iplik gibi. Ancak en iyi yöntem cımbızdır. Ağda bir süre sonra göz kapaklarınızın sarkmasına neden olacaktır. Ayrıca yanlışlık olması büyük bir olasılıktır.

  • Tırnak batmasına dikkat!

    Tırnak batmasına dikkat!

    Tırnak batması nedir? Dikkat edilmesi gereken şeyler nelerdir?

    Tırnak batması tırnağın dış kısımlarının içe doğru gömülmesi sonucu oluşturduğu yara ve enfeksiyondur. Tırnak batması en çok ayak parmaklarında görülür. Batık tırnak yaşam kalitesini bozan bir rahatsızlıktır.

    Bu nedenle tırnak batmasını hafife almayın. Çünkü batık tırnak rahatsızlığı sizi bir kere esir aldı mı bırakması kolay olmuyor. Tırnak batması hemen kurtulabileceğiniz türden bir rahatsızlık değildir tekrarlayabilir.

    Tırnak batması ilk oluşumu sırasında kızarmaya başlar ve acı veren bir şişlik oluşturur.

    Tırnak batmasının nedenlerini sizler için sıraladık göz atmanızda fayda var.

    tirnak-batmasini-hafife-almayin-1

    TIRNAK BATMASI NEDEN OLUR?

    Tırnak batmasının birçok nedeni olabilir. Hiç ummadığınız bir takım şeyler bile tırnak batmasına sebebiyet verebilir.

    -Yanlış tercih edilen ayakkabılar: Yüksek topuklu ayakkabıları çok sık kullanıyorsanız batık tırnak sorunu yaşayacaksınız demektir. Bu rahatsızlığa ortam oluşturmamak için yüksek topuklu ayakkabıdan kaçının.
    -Ayağınızı bir yere çarpmanız: Ayağınızı bir yere çarpmamaya özen gösterin.
    -Yanlış kesilen tırnaklar: Yanlış şekilde kestiğiniz tırnaklar uzamaya başladığında derinize doğru batmaya başlar ve zamanla sizi rahatsız eder.
    -Kilolu olmak: Aşırı kilolu olmak ağırlığınızı ayakalara verdiğinden ayakta batığa neden olacaktır.
    -Hijyenik ortamlarda yapılan pedikürler: Siz siz olun her yerde pedikür yaptırmayın. Hijyenik olmayan yerlerde yapılan pedikürler batık tırnak oluşumuna zemin hazırlar.

    Yukarıda tırnak batmasına neden olan en sık etkenleri sıraladık. Tırnak batmasında tedavi çeşitleri durumun ciddiyetine göre değişiklik gösterir. Tırnak batmasında uygulanan en yaygın tedavi şekilleri şu şekilde.

    TIRNAK TELİ YÖNTEMİ

    Tırnağın yan katlantıları tırnak kökünden itibaren 0.5- 0.8 cm’yi geçmeyecek kadar çıkarılıp kesilir. Bu bölgeye özel aparatlar yardımı ile sürülen ilaçlar ile “kimyasal matrisektomi” denilen işlem gerçekleştirilir. Tırnak teli tedavi yöntemi kesin çözüm olup maliyetli bir tedavi şeklidir. Son yıllarda sık yapılmaya başlanmıştır.

    BATIK TIRNAK AMELİYATI

    Tırnak batmasının ileri seviyelerinde tırnak batması ameliyatı gerçekleştirilir. Maalesef ameliyat bazen kesin çözüm olmayabiliyor. Yani batık tırnak ameliyatı da olsanız bu süreç hep tekrarlayacaktır.

    TIRNAK BATMASINA DOĞAL YÖNTEMLER

    Eğer tırnak batmasını yeni yaşıyorsanız çok şanslısınız. Erken çözümler bularak cerrahi müdahale olmadan sağlığınıza kavuşabilirsiniz.

    -Ayağınızı günde 4 kez sıcak suda bekletin. Suya hiçbirşey eklemenize gerek yoktur. İltihaplı bölgeyi günde iki kez yıkayın.

    -Ayakkabı seçimize dikkat edin. Yüksek topuklu ayakkabılardan kaçının.Rahatsızlığınız gidene kadar rahat ayakkabılar giyin.

    -Deriye batmakta olan tırnağı altına bir pamuk koyarak havaya kaldırın. Bunları düzenli halde yapmanıza rağmen hiç bir etki olmadıysa mutlaka bir doktora görünün.

  • Yumurta haşlamanın püf noktaları!

    Yumurta haşlamanın püf noktaları!

    Kimi az pişmiş sever kimisi rafadan kimisi çok pişmiş sever.. Peki bu pişirme şekli nasıl yapılır püf noktalarını biliyor musunuz?

    Yumurta haşlamak belki çok kolay bir işlem ancak damak zevkinize göre sevdiğiniz lezzette haşlamak itiraf edelim kolay olmayabilir. Eşiniz sizden rafadan yumurta isteyebilir ve sizin yumurtalarınız taş gibi olmuştur ve sonuç hüsran. Üzülmeyin işte sizlere ideal yumurta haşlamanın püf noktalarını açıklayacağız.

    Yumurta hem protein değerleriyle hem de ekonomik oluşu nedeniyle sevdiğimiz gıdaların başında gelir. Kahvaltıda yumurta haşlamayı genelde ihmal etmeyiz. Yumurta haşlamanın da kendine göre bir adabı vardır.  Mükemmel bir yumurta haşlamak için bunlara dikkat edin. İdeal yumurta haşlama kolay olmayabilir ancak bu püf noktalarıyla artık kolay olacak.

    Yumurtanın haşlanma süresi, pişirme yöntemine göre değişir. 3 çeşit yumurta pişirme yöntemi vardır bunlar; rafadan, kayısı ve katı yumurtadır. Pişirme yöntemine göre sürelerine bakacak olursak:

    Yumurtanın kaynama sürelerine dikkat etmek gerekir.  Hangi yumurta nasıl yapılır gelin birlikte görelim..

    367755-650-1457540034-1083210_650

    Rafadan yumurta yapımı

    Rafadan yumurta sevenler dikkat. Yumurtanızı rafadan istiyorsanız kaynadıktan sonra 3 dakika daha kaynatmanız yeterli.  Eğer bu süreyi ayarlayamıyorsanız içinizden 100 e kadar sayın ocağı öyle kapatın. Böylece yumurtanız rafadan olacaktır.

    Kayısı yumurta yapımı

    Kayısı gibi yumurta sevenlerimiz de az değildir. Orta hallidir ne çok pişmiş ne az pişmiştir. Kayısı yumurta pişirmek için kaynamaya başladıktan sonra 5-6 dakika daha fazla kaynatın ve ocağı kapatın.

    Katı yumurta yapımı

    Katı yumurta sevenler buraya. Katı yumurta elde etmek için kaynadıktan sonra 12 dakika daha beklediğiniz taktirde yumurtanız istediğiniz katılıkta olacaktır.

    Yumurta haşlama süreleri çok önemlidir. Aşırı kaynatılan yumurtanın vitamin değerleri düşer. Bu nedenle bir yumurta en fazla 15 dakika kadar haşlanmalıdır.

    Yumurta haşlarken çatlamaması için: Buzdolabından alınıp diğer soğuk suya atılıp haşlanmaya alınan yumurtalar genelde çatlar. Bunun için haşlanacak yumurtalar oda sıcaklığında olmalıdır.

  • Ameliyatsız Basit Burun Estetiği

    Ameliyatsız Basit Burun Estetiği

    Ameliyatsız burun estetiği hakkında öğrenmek istediğiniz her şey Op. Dr. Güncel Öztürk’ün bilgilerinden derlediğimiz yazımızda saklı!

    Her geçen gün gelişen teknoloji sayesinde ameliyatsız burun estetiği mümkün… Üstelik yalnızca 15 dakikada!

    Botoks ve dolgu enjeksiyonu estetik cerrahiye özellikle son 10 yılda hızlı bir giriş yaptı. Ve teknolojik olarak da çok hızlı gelişti. Sadece kırışık tedavisinde değil artık burun estetiğinde de non invaziv yani ameliyatsız tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır.

    Rinoplastide dolgu ve botoks gibi ameliyatsız tekniklerin kullanılmaya başlanmasıyla burun estetiği sorunlarında daha hızlı ve daha etkili sonuçlar alınabiliyor. Üstelik burun küçültme estetiği hariç burundaki bütün estetik sorunlar yaklaşık 15-20 dakika içinde düzeltilebiliyor.

    Anestezi korkusuna son…

    Özellikle ameliyat ya da anestezi korkusu olan, rinoplasti sonrası iyileşme süreci için yeterli vakti olmayan, çok kısa süre içinde burnundaki estetik sorunlardan kurtulması gereken için çok daha uygun bir operasyondur.

    15-dakikada-ameliyatsiz-burun-estetigi-3

    Bu estetik operasyon sürecinde de uygulamadan önce:

    • 3D simülasyon cihazı ile operasyon sonrası burnunuzun nasıl görüneceğini görebilirsiniz.
    • 3D simülasyon cihazı uygulamasında kişinin gerçek fotoğrafları üzerinden özel yazılım programlar ile modellenen kişinin 3 boyutlu görüntüleri üzerinden operasyon planlanabilir.
    • Böylece operasyon sonrası kişiler herhangi bir kötü sürprizle karşılaşmadan istediği sonuçlarla karşılaşabilir.

    Peki, dolgu ve botoks işlemi ile burun estetiği nasıl yapılıyor?

    Dolgu enjeksiyonunda hyalüronik asit dolgusu botoks enjeksiyonunda ise botulinum toksini kullanılır. Burun kemeri, burun eğriliği, burun ucu düşüklüğü, burun deliği asimetrisi gibi sorunlar ameliyatsız bir şekilde tedavi edilebilir. Dolgu ile botoks farklı sorunlar için kullanılır. Örneğin burun ucu düşüklüğünde botoks kullanılırken, burun kemerinde ise dolgu enjeksiyonu kullanılır.

    Dolgu enjeksiyonunun sonuçları hemen görülür mü?

    Botoks enjeksiyonunun sonuçları için birkaç gün beklemek gerekir. Ameliyatsız estetik yöntemlerinin sonuçlarının geçici olduğunu da hatırlatmak gerekir. Dolgu enjeksiyonunun etkisi ortalama 1 yıl sürerken, botoks enjeksiyonunun ortalama 6 ay sürebilir. Bu sürelerin sonunda her iki prosedürün de tekrarlanması gerekir.

    Ameliyatsız burun estetiği güvenli bir operasyon mudur?

    Burnun da estetik sorun olan herkesin düşünebileceği pratik ve güvenilir bir operasyondur. Siz de alanında uzman bir cerrahtan destek alarak burnunuzdaki sorunlardan birkaç dakika içinde kurtulabilirsiniz. Özellikle düğün, nişan gibi özel bir güne hazırlananlar için oldukça uygun bir operasyondur.

  • ASMR Nedir

    ASMR Nedir

    ASMR Nedir ? ASMR yani Automonous Sensory Meridian Response (Otonom Duyusal Meridyen Tepki), düşük frekansa sahip seslerle tetiklenen bir his. Beynin rahatlamasını sağlayan bu sesler bazen bir fırça ile saçları tarama, bazen bir gazetenin sayfalarını çevirme, klavye ya da kalemin kağıtta çıkardığı sesler olabilir. Pek çok kişinin bir şekilde yaşadığı ancak tam anlamıyla ifade edemediği bu hisler, 2000’li yılların başında Avrupa ve ABD’de internet ortamında paylaşılmaya başlandı ve sonrasında bilim insanları bu olguya ASMR ismini verdi.

    ASMR Nedir?

    ASMR Deneyimi

    Kuaföre gittiğinizde saçlarınız taranırken göz kapaklarınızı düşürmemek için zorlanıyor ya da birileri sessiz sedasız bir şeylerle ilgilenirken örneğin resim yaparken ya da okuduğu kitabın sayfalarını çevirirken “Şuraya kıvrılıp uyusam” hissine kapılıyorsanız, ASMR’nin tam olarak nasıl bir şey olduğunu deneyimlemişsiniz demektir. Pek çok kişide saç diplerinden ya da ayak parmak uçlarından başlayarak yayılan bir his olan ASMR’de herkes farklı deneyimler yaşayabilir. Bir şeylerin tıkırdaması, sakız çiğneme sesi, kapak açıp kapama ya da hafif kısık ve düşük frekanslı bir ses tetikleyici unsurlardandır.

    asmr_videosu

    ASMR Faydaları

    Pek çok kişinin iç gıdıklaması olarak adlandırdığı ASMR, sadece hoş bir his olmasıyla değil, bazı faydalarıyla da oldukça popüler. Rahatlatıcı bir ses ile yapılan ASMR videosunu, rehber eşliğinde yapılan bir meditasyon gibi düşünebilirsiniz. ASMR sesleri de diğer meditasyon çeşitleri gibi beyni rahatlatıp stresi azaltabilir ve konsantrasyon gücünü arttırabilir. Ayrıca ASMR videoları, uykusuzluk problemi yaşayan insanlar için de bir çözüm olabilir. Özellikle bazı ASMR videolarının tamamen uykuya dalmayı tetikleyecek nitelikte olduğu bilinmekte.

    ASMR Kaynakları

    Yıllar içinde gitgide büyüyen ve geniş kitlelerce tanınmakta olan bu hissi yaşamayı sağlayacak pek çok Youtube kanalı bulunuyor. Türkçe olarak çok fazla kaynak olmamakla beraber yurtdışında, ASMR videoları yayınlayan kanallar hayli talep görmekte.

    Kanallarda, yemek tarifleri, makyaj önerileri, saç tarama, takı tasarımı, yüz masajı gibi pek çok farklı alanda ASMR videoları yayınlanıyor. ASMR vlogger’larının diğerlerinden farkı ise çok düşük bir ses tonu ile videolar hazırlamaları. Yani bu videolarda amaç yeni şeyler öğrenmek değil, rahatlamak.

    Kendiniz için en iyi ASMR videosunu bulmak içinse birbirinden farklı türlerde hazırlanmış videolara bir göz atmanızı öneririz.

     

    Kaynak: blog.gittigidiyor.com