Blog

  • Yumurtaların aşırı uyarılma hastalığı OHSS

    Yumurtaların aşırı uyarılma hastalığı OHSS

    İfertilite yani istedikleri halde çocuk sahibi olamama hallerinde yapılan tedavide ilk seçenek yumurtalıkların uyarılması ve probleme yönelik diğer yöntemlerin buna eklenmesidir.

    Yumurtaların aşırı uyarılma hastalığı OHSS

    Yumurtalıkların uyarılmasında çeşitli ilaçlar kullanılır. Bu yolla her iki yumurtadan birden fazla yumurta elde edilerek gebelik şansı artırılmaya çalışılır. Ana prensip şansı artırmaktır. Bu, tüp bebek veya aşılama denen IUI, veya tabii yoldan vaginal ilişki gebelikleri içinde geçerlidir.

    Bazen kullanılan bu ilaçların yumurtalıklar üzerindeki etkisi tahmin edilenden fazla olur. Özellikle PCO denen yumurtalıkların poli kistik hastalığında bu risk belirgin biçimde artar.

    Bu durumdan kaçınmak çoğu kere mümkündür ancak her zaman başarılı olamayabiliriz. Kullanılan ilaçlardan klomifen denen haplarla bu aşırı uyarılma genellikle çok nadirdir. Ancak enjeksiyon yolu ile kullanılan ilaçlarda nadir olmayarak görülebilir.

    Sık sık yapılan ultrasonların bir amacı yumurta gelişimini takip etmek, diğer amacı da aşırı yumurta gelişimi varsa bunu hiperstimulasyon denen duruma yol açmadan tedaviyi durdurarak engellemektir. Eğer yapılan ultrasonda çok sayıda folikül denen yumurta varsa ve bunlar sırt sırta bal peteğine benzer şekilde duruyorsa bu durumda ohss riski vardır. Uyarıcı enjeksiyonları durdurmak gerekir. Ayrıca oluşan yumurtaları olgunlaştırmak için yapılan HCG denen ilacıda yapmamak veya düşük doz yapmak daha uygun olur.

    Tüm bu tedbirlere rağmen bu uyarı olabilir. Bu hafif, orta ve ağır ohss diye sınıflandırılabilir.

    Hafif formda yumurtalıklar 5 cm kadar büyür ve hafif ağrı dışında başka bir bulgu yoktur.

    Orta formda ise yumurtalıklar 5 cm den büyük, ancak 10 cm den küçüktür. Ağrı hissi daha belirgin olup damar dışına sıvı çıkışı minimal ve hayatı tehdit eder seviyede değildir.

    Ağır formda ise yumurtalıklar 10 cm den büyük olabilir ve damar dışına sıvı kaçağı olduğu için batında bol serbest sıvı vardır. Aynı şekilde akciğer boşluklarına da sıvı sızmaları olabilir. Bu durum, hayati risk taşır.

    Hafif ve orta ohss ayaktan takip ile hastaneye yatırılmadan tedavi edilebilir. Ağır ohss ise mutlaka hastaneye yatırılmalıdır. Hastane seçiminde mutlaka erişkin yoğun bakım ünitesi olanlar tercih edilmelidir. Esasen bu durumun tedavisi kadın doğum hekiminden çok yoğun bakım hastalarıyla ilgilenen reanimasyon ve dahiliye hekimlerinin işidir.

    Op. Dr. Turgay KARAKAYA tarafından yazılmıştır

  • Anne Böreği nasıl yapılır?

    Anne Böreği nasıl yapılır?

    Çağ saatinin vazgeçilmezi “Anne Böreği” ile sofralarınıza renk katın. İşte lezzetli Anne Böreği tarifi…

    ANNE BÖREĞİ TARİFİ İÇİN MALZEMELER

    – 4 adet yufka
    – Yarım kilo dana kıyma
    – 3 adet kuru soğan
    – Bir tutam maydanoz
    – 3 yemek kaşığı sıvı yağ
    – Karabiber
    – Tuz

    BEŞAMEL SOSU İÇİN

    – 1 yemek kaşığı tereyağı
    – 1 yemek kaşığı un
    – 1 su bardağı süt
    – Karabiber
    – Tuz

    ÜZERİ İÇİN

    – Galete unu
    – 2 yumurta
    – Yarım çay bardağı su

    ANNE BÖREĞİ HAZIRLANIŞI

    Beşamel sosu için tereyağını bir tencereye koyun. Üzerine unu da ekleyip kavurun. Biraz kavrulduktan sonra sütü de ekleyip pişirin. Piştikten sonra ocağın altını kapatıp tuz ve karabiberini ekleyip karıştırın. İç harcı için soğanları doğrayın. Bir tavaya sıvı yağ koyup doğradığınız soğanları ekleyerek kavurun. Soğanlar biraz kavrulunca kıymayı da ekleyip ikisini birlikte kavurun. Bu sırada maydanozları ince ince doğrayın. Doğradığınız maydanozları tuz ve karabiberle birlikte iç harca ekleyip ocağın altını kapatarak soğumaya bırakın. Bu sırada yufkanın tekini açıp yaptığınız beşamel sosu üzerine sürün. Sonrasında diğer yufkayı da üzerine kapatın. Daha sonra pizza dilimi gibi 12 parçaya kesin. Üzerine iç harçtan koyup sigara böreği gibi sarın. Üzeri için yumurtaları bir kaba kırıp üzerine suyu ekleyin. Yaptığınız börekleri önce yumurtaya ardından galeta ununa bulayıp yağlı kâğıt serili tepsiye dizin. Önceden ısıtılmış fırına vererek 180 derecede pişirin.

    Kaynak: haberturk.com/yemek-tarifleri

  • Hızlı saç uzatmak için bunları yapın

    Hızlı saç uzatmak için bunları yapın

    Kısa sürede uzun saçlara sahip olmak için bunlara dikkat. Hızlı saç uzatmak için bunları yapın… Uzun saçlara sahip olmak pek çok kadının hayali. Peki hem sağlıklı hem de uzun saçlara kısa sürede sahip olmanın yolu ne dersiniz? İşte cevabı…

    Hızlı saç uzatmak için bunları yapın

    Saçlarınızı yıkarken çok sıcak ya da çok soğuk sulardan uzak durun. Saç köklerinize zarar vermemek için ılık su ile yıkamayı tercih edin.

    Saçlarınızın kısa sürede uzaması için saç diplerinize düzenli olarak masaj yapmayı ihmal etmeyin. Bu, saç köklerinizin canlanmasına yardımcı olacaktır.

    hizli_sac_uzatma

    Bol miktarda su tüketmek, saçlarınızı besler ve kısa sürede uzamasını sağlar.

    Çok miktarda alkol ve kafein tüketiyorsanız, bir süre bunu azaltmanızda fayda var. Çünkü kafein ve alkol saçların yıpranmasına neden oluyor.

    Kısa sürede uzamasını istediğiniz saçlara sahipseniz, saç köklerinizin tıkanmasını önlemek için bir süre jöle, sprey gibi saç şekillendiricilerden uzak durmanız gerekiyor.

    Kaynak: sozcu.com.tr/hayatim

  • Emzik Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

    Emzik Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

    Emzik Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler..! Bebeklere meme emerken yaşadıkları hissin aynısını yaşatıp güven veren emzikler, meme bırakma aşamasında veya uyku öncesinde en sık başvurulan aparatlardır. Emziğin diş ve damak yapısını bozacağına dair yaygın bir inanış olduğu doğrudur. Ancak bunu engellemek için emzik seçimi ve kullanımında dikkat ederek önlem alabilir, aklınızda hiçbir kuşku oluşmamasını sağlayarak bebeğinize emzik verebilirsiniz.

    Emzik Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

     

    Emzik seçiminde öncelikle dikkat edilmesi gereken konulardan biri, emziğin formu ve yapımında kullanılan materyaller. Anne memesini andıran damaksız emzikler, bebeklerin en sevdikleri emzikler olsa da uzun süreli kullanımlarda damakta problemlere yol açabilirler. Bu tür emziklerin 1 yaşına kadar kullanılmasının ardından yassı uçlu emziklere geçilmesi önerilir. Ayrıca emziğin taban kısmına da dikkat etmekte fayda var. Plastik olan bu kısmın burun deliklerini kapatmayacak şekilde olması ve yutmayı engelleyecek büyüklükte olması önemlidir.

     

    Farklı malzemelerle üretilen emziklerde, dayanıklılık için kauçuk modelleri tercih edebilirsiniz. Silikon emzikler ise diş darbelerine karşı dayanıklı olmadıklarından diş çıkarmamış bebekler için idealdir. Ayrıca bebekler için üretilen emziklerin elbette ki kanserojen ve alerjen madde içermemesi gerekir. Bu nedenle bilinen markalara ait sertifikalı ürünleri tercih etmek en doğrusu.

    Emzik Kullanımında Hijyen

    Emzik kullanımında hijyen için çocuk sağlığına dikkat etmek ve buna göre önlemler almak gerekir. Öncelikle emziğin temizliği konusunda, yapıldığı materyale göre hareket etmek gerekir. Silikon emzikler sıcak su ile temizlenebilirken kauçuk temizleyicilerin soğuk su ile dezenfekte edilmesi önerilir. Yere düşen emziklerin hemen temizlenmesi gerekirken bu durumlar için yedek emzik bulundurmanızda da fayda var. Tabii yere düşme riskini en aza indirmek için bebeğin giyeceklerine monte edilecek bir emzik askısı da kullanışlı olabilir. Ayrıca yıpranmış emziklerin hemen atılması da önemli bir hijyen kuralıdır.

    Emzik Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler
    Emzik Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

     

    Bilinçli Emzik Kullanımı

    Gece, uyku öncesi emziğin en çok kullanılacağı zamanlardır. Ancak bebeğiniz uykuya daldıktan hemen sonra emziği ağzından çıkarmak, emziği her ağzından düştüğünde bebeğin uyanmasını önleyecektir. Bu yüzden en başında önlem almak yararlı olabilir.

    Emzik kullanımında yapılan büyük hatalardan biri de emziği bal, reçel gibi şekerli yiyeceklerle tatlandırmaktır. Bu durum ilerleyen zamanlarda çürüklere yol açabildiği gibi emziği bırakmayı da zorlaştırır. Ayrıca bebeği tatlı ile olabildiğince geç tanıştırmak da en doğrusudur.

    Emziği Bırakırken

    Bebek gelişiminde en zorlayıcı dönemlerden biri de emzik bırakma zamanıdır. Bunun için birkaç caydırıcı yöntemden faydalanabilirsiniz.

    Emzik emmenin artık bebeklere özgü bir davranış olduğunu ve emziği bırakarak onun bebeklikten çocukluğa geçeceğini belirtebilirsiniz. Ancak bu tavrı çevredeki diğer çocuklarla kıyaslayarak değil, yeni bir deneyim gibi ifade etmek önemlidir. Hatta çocuğunuza emziğini çöpe attırıp bu anda bir kutlama da yapabilirsiniz.

    Bebeklerin stres anlarında emziğe sığınmaları, bu dönemde yapılabilecek en büyük hatalardan biridir. Burada emziğe dönmek, şimdiye kadar yaptığınız tüm uğraşların boşa gitmesi demektir. Bunun yerine çocuğunuz bu durumu emziksiz atlattığı için onu ödüllendirmek daha etkili bir davranıştır.

    kaynak: blog.gittigidiyor.com/bebek-anne

  • 2016 Yazının En İyi Mayoları

    2016 Yazının En İyi Mayoları

    Mayo artık büyük bedenler için zorunlu bir seçenek olmaktan çıkıyor, farklı modelleriyle her bedende tarzını konuşturuyor. 2016 yazıyla birlikte tatil çantalarının vazgeçilmezine dönüşen tek parça mayoları mercek altına aldık. Sezonun öne çıkan trendleri, favori modelleri, hit renkleri, vücut tipinize ve tatil seçiminize göre tasarım ve kombin önerileri, hepsi bu rehberde!

    Marks & Spencer
    Marks & Spencer

    Sezonun En İyi 9 Trendi

    Mayonun kiloları kamufle etmek için kullanıldığı günler geçmişte kaldı. Şimdilerde o kadar popüler ki, bikininin pabucunu dama attığı bile söylenebilir. Zira moda tasarımcılarının elinden çıkma yepyeni modelleriyle, şans verildiğinde ne kadar şık ve etkileyici olabileceğini kanıtlamış durumda. Haliyle bu yazın plaj trendleri arasında başı çekmesine şaşırmamak gerek…

    Michael Kors, Tommy Hilfiger, Acacia
    Michael Kors,                                             Tommy Hilfiger,                             Acacia

    Tek omuzlu: Abartıyı sevmiyor ama sıradan görünmek de istemiyorsanız bu asimetrik kesim tam size göre. İddiası da, şıklığı da kararında.

    Kroşe örgü: Sezonun en çok konuşulan trendlerinden. Giymek cesaret istiyor ama yarattığı nostaljik ve bohem etki de hayranlık uyandırıcı.

    Uzun kollu: Sörfçü mayolarını andıran bu model iki şeyi garantiliyor; güneşte yanmamayı ve dikkat çekmeyi.

    Dsquared, Jeremy Scott, Luli Fama
    Dsquared,                                                Jeremy Scott,                                           Luli Fama

    Cut-out: Mayokinilerden farklı olarak, bu modellerde mayonun belli noktalarında vücudun doğal kıvrımlarını vurgulayacak şekilde, daireler halinde oyuklar yer alıyor. Hem havalı, hem rahatlar.

    Çizgili: Her sezonun vazgeçilmezi klasik siyah-beyaz çizgileri saymazsak, bu yaz en çok gökkuşağı renklerinde olanlar popüler.

    Püsküllü: Son birkaç sezondur giyim trendleri arasında yerini koruyan püskül mayolara da sıçradı. Uzun püsküller fazlalıkları kamufle etmek için de ideal.

    Missoni, Moschino, Hervé Léger
    Missoni,                                                   Moschino,                                            Hervé Léger

    Derin V: Derin yaka dekolteli mayolarla basit görünmemenin yolu, göğüsleri bastırarak taşırmayan bir model seçmekten geçiyor.

    Atletik: Sahil Güvenlik’in mayolarını hatırlar mısınız? 90’ların meşhur dizisinde ne kadar sportif mayo varsa hepsi moda. Fermuarlı, yüksek yakalı, kalın askılı ve illa ki sade. Tabii, Moschino’daki gibi işin içine biraz eğlence katmanın da sakıncası yok.

    İpli: Büyük bölümü bir dizi ipten oluşan mayoların fazla cesur ve seksi olduğu kesin, daha ılımlı alternatifleri ise yanları ya da sırtları bantlı olanlar.

    Bonus:

    Sezonun Hit Renkleri

    Bu sezon plaj modasında başı çekenler turkuaz, turunçgil (limon yeşilinden portakal turuncusuna bütün tonlar) ve tüm zamanların klasiği siyah-beyaz. Üçünün de yaz ve bronz tenle uyumu tartışılmaz.

    Debenhams, John Lewis, Jets
    Debenhams,                                                       John Lewis,                                            Jets

     

    Kaynak: blog.gittigidiyor.com/moda

  • Göbek eriten diyetler

    Göbek eriten diyetler

    Özellikle göbek bölgenizdeki yağları eritmenize yardımcı olacak besinlerden oluşan bu diyetlerle kısa sürede fazlalıklarınızdan kurtulabilirsiniz. Yaz sezonuna yaklaştığımız bu dönemlerde göbeğinizdeki fazlalıklar gözünüze mi batıyor?

    Göbek eriten diyetler

    1- Sebze Diyeti

    1/2 simit, çay ya da kahveden oluşan kahvaltının ardından, öğlen yiyeceğiniz sebze salatası, akşam ise yağsız beyaz et ve1 kase salata, göbeğinizdeki fazlalıkların azalmasını sağlıyor.

    2- Yağsız Yoğurt Diyeti

    Her gün yenilen 4 su bardağı yağsız yoğurt, göbek bölgesindeki yağları yüzde 81 oranında azaltıyor. Yaptığınız diyete uygun olarak 4 su bardağı yağsız yoğurt da yiyebilirsiniz.

    3- Düz Karın Diyeti

    Güne iyi bir kahvaltı yaparak başlayacağınız bu diyette günde 3 öğün, bol protein içeren yemekler yemelisiniz. Tavuk, kahverengi pirinç gibi tam tahıllar, bol sebze ve salatadan oluşan öğünlerin yanında gün içinde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmek de gerekiyor. Güne başlarken bir bardak sıcak suya sıkılmış limon suyu ve gün içinde en az 6-8 bardak su içmek de göbeğinizin erimesine yardımcı oluyor.

    4- Kuru Meyve Diyeti

    Kahvaltıda, 4 adet kayısı, bir adet C vitamini içeren meyve; ara öğünde, 3 adet diyet bisküvi ile yapacağınız bu diyette öğle yemeklerinde ise ızgara tavuk ya da balık yanında bol bol yeşillikli salata tüketebilirsiniz.

    Akşam yemeği yemeden önce tüketeceğiniz iki ara öğününüzde ise 4 adet badem ve 1 adet yeşil elmaya yer verebilirsiniz.Akşamları ıspanak yemeği ve 3 dilim tam buğday ekmek yiyebilirsiniz. Yatmadan önce ılık su içine sıkılmış yarım limonlu su ile 4 adet badem, 4 adet fındık içi sizi bölgesel fazlalıklarınızdan kurtaracaktır.

    5- Enginar Diyeti

    3 adet enginar, 2 avuç marul, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, 2 yemek kaşığı portakal suyu, 1 yemek kaşığı elma sirkesi, 2 yemek kaşığı enginar suyu sosunun katılması ile yapılan enginar salatası göbeğini eritmek isteyenler için iyi bir alternatif oluyor. Enginar salatası ile besleyeceğiniz öğünler lezzetli ve kilo verdiren bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.

    6- Diyet Listesi

    Göbek eriten diyetlerde yapmanız gereken en önemli şey kahvaltı öğününü aksatmamak ve yağ oranı düşük yoğurt tüketmektir. Tam tahıllı yulaf ekmeği, peynir, domates, haşlanmış yumurta gibi karbonhidrat ve protein bakımından zengin bir menü ile kahvaltınızı yapın. Siyah çay yerine yeşil çayı tercih etmeniz ve şekersiz olarak tüketmeniz antioksidan özelliği gösterecektir. Aynı zamanda kahvaltınıza salatalık, biber gibi sebzeleri de dahil edebilirsiniz.

    Kaynak: hthayat.com

  • Yalancı baklava tarifi

    Yalancı baklava tarifi

    Fındık, fıstık, ceviz… Yufkaların içinde ne görmek istiyorsanız ona yer verin.

    Yalancı baklava tarifi

    Malzemeler:

    20 adet hazır baklava yufkası
    150 gram tereyağı
    200 gramince çekilmiş ceviz içi
    1/2 tatlı kaşığı tarçın

    Şerbeti için:

    2 su bardağı toz şeker
    2 su bardağı su
    1 tatlı kaşığı limon suyu

    Püf Noktası

    Ceviz içiyle hazırlanan kat kat açılmış hazır baklava yufkalarından hazırlanan baklavalara, oklava etrafında sararak da rulo şeklini verebilir, oklavayı aradan çekerek sıkıştırdığınız tatlıları fırın tepsisine yerleştirebilirsiniz.Eritilmiş tereyağı üzerinde bulunan kazein denilen süt köpüklerini temizlediğiniz ve kullanmadığınız (sade yağ) hazırladığınız zaman yufkalar çıtır çıtır kızarır ve üzerinde yanıklar oluşmaz.

    Pişirme Önerisi

    Yalancı baklavayı, toz Antep fıstığı ya da fındık içiyle de hazırlayabilirsiniz.

    Yapılışı:

    Baklava yufkası açamasanız da üzülmeyin. İncecik açılmış, dolapta sakladığınız hazır baklava yufkalarını tek tek açın.

    Baklavaların muntazam gözükmesi için hazır yufkaların kenar kısımlarını keskin bir bıçak yardımıyla keserek düzeltin.

    Tereyağını küçük bir sos tenceresinde, kısık ateşte eritin. Fırında pişecek olan tatlıların üzerinde küçük yanıklar oluşmaması için eritilmiş tereyağının beyaz süt köpüklerini bir kaşık yardımıyla alın.

    İnce çekilmiş ceviz içini küçük bir kapta tarçınla harmanlayın.

    Dikdörtgen şeklinde olan hazır baklava yufkalarının üzerini eritilmiş tereyağına batırdığınız bir yumurta fırçasıyla yağlayıp, on adetini üst üste dizin.

    Tarçınlı, ince çekilmiş ceviz içini yufkaların üzerine serpiştirdikten sonra kalan yufkaların üzerini yağlayıp üst üste dizin.

    Rulo haline getirdiğiniz içi ceviz dolgulu baklava yufkalarını küçük dikdörtgenler halinde dilimledikten sonra dikkatli bir şekilde tabanını yağladığınız fırın tepsisine dizin.

    Kalan eritilmiş tereyağıyla üzerlerini yağladığınız yalancı baklavaları, önceden ısıtılmış 180 derece fırında renk alana kadar pişirin.

    Tatlının şerbeti için; su ve toz şekeri küçük bir tencerede karıştırdıktan sonra orta ateşte kaynamaya bırakın.

    Kaynamaya başlayan şerbet karışımına limon suyunu kattıktan sonra 2-3 dakika daha kaynatıp ocaktan alın. Ilınması için oda sıcaklığında bekletin.

    Fırından çıkan sıcak tatlıların üzerine soğumakta olan ılık şerbeti gezdirip, şerbetini içine çektikten sonra toz Antep fıstığı ilavesiyle servis edin. Sevdiklerinizle paylaşın.

     

    Kaynak: Haber7.com

  • Mutsuz evlilikler

    Mutsuz evlilikler

    Mutsuz evlilikler… Evliliğinizin mutlu mu mutsuz mu olduğunu her düşündüğünüzde kendinize bazı sorular sorun ve bu soruları cevapsız bırakmayın. Sizce mutlu evlilik var mı? Size mutlu görünen evliliklerde dört duvar arasında, kimsenin bilmediği neler yaşanıyor olabilir? Peki her şeye rağmen örnek gördüğünüz kişiler, evliliklerini nasıl mutlu yürütüyor olabilirler? Eğer kendi sorularınıza yanıtlar bulmakta zorlanıyorsanız “görmemek”, “duymamak” ve “çok düşünmemek” üzerine biraz kafa yorabilirsiniz.

    mutsuz_evlilik

    Görmemek veya görüp unutmak

    Varsın sigarayı tabakta söndürsün, klozetin kapağını kaldırıp öyle unutsun, az yıkansın, burnunu karıştırsın. Bunlar küçük hatalardır ve muhtemelen sinir olduğunuz bu davranışlar sonradan zuhur etmedi, ilişkinizin başında da vardı ama siz sonradan görmeye başladınız. İnsan isterse her şeyi görür, ama isterse sadece bazı şeyleri görür. Nasıl ki her gün hayatta karşınıza çıkan birçok kötülüğü, acıyı görmüyorsunuz, gazete ve televizyon haberlerini unutuyorsunuz, eşinizin bazı davranışlarını da görün ve unutun!

    Duymamak veya duyup unutmak

    Her gün neleri duymazlıktan geliyorsunuz? Duyun ve unutun! Sizin yanınızda övdüğü kadınları, hep aynı askerlik anılarını anlatmasını, hep aynı fikirleri öne sürmesini duymayın. Muhtemelen onun da sizin bazı cümlelerinizi duymayaya ihtiyacı var. Her gün eleştirmenizi mesela, ondan bıktığınızı söylemenizi. İki seçeneğiniz var: Ya duyup tartışacaksınız ya da duymayıp idare edeceksiniz.

    Mutsuz evlilikler
    Mutsuz evlilikler

    Çok düşünmemek

    Olan biten üzerine çok düşünürseniz, sizi rahatsız eden durumları tekrar tekrar yaşarsınız üzerinizdeki etkileri derinleşir. Üzüntülerinizi, acılarınızı derinelştirmeye gerçekten ihtiyacınız var mı?

    Olduğu gibi kabul etmek

    Eğer görmemeyi, duymamayı ve kendi kendinize kurmamayı becerebilirseniz, eşinizi olduğu gibi kabul edeceksiniz. Ve evlilik hayatınızda hiç değişmeyeceğini düşündüğünüz bazı şeylerin yoluna girdiğini göreceksiniz.

    Kaynak: hthayat.com

  • Kilo verdiren bitki çayları

    Kilo verdiren bitki çayları

    Kilo verdiren çaylar ve tarifleri haberimizde! Diyet çayları sizlerle. Sağlıklı kilo vermeler dileriz…

    Kilo verdiren bitki çayları

    Yağ yaktıran çay

    1 yemek kaşığı kırmızı çay

    1 yemek kaşığı mate çayı

    1 tatlı kaşığı yasemin çayı

    1 çubuk tarçın

    4 top karabiber

    1 litre su

    Portakal dilimleri

    Nane yaprakları

    Yapılışı:

    Malzemelerinizi bir kaba koyun, üzerine yavaş yavaş sıcak su dökün, koyduğunuz kabın ağzı kapatın. 5 dakika bekleyin ve 5 dakikanın ardından çayınızı süzün. Afiyet olsun.

    Selahattin Dönmez Diyet Çayı

    1 su bardağı demlenmiş yeşil çay
    Birkaç dal taze nane
    1 rulo kabuk tarçın
    2 adet limon
    750 ml su

    Hazırlanışı:

    1 su bardağı demlenmiş yeşil çayı geniş bir sürahiye dökün. Daha sonra üzerine az nane yaprağı, 1 det rulo kabuk tarçın ve 2 adet limonun suyunu ekleyin. Son olarak 750 ml su ilave edin ve karıştırın. Çayınız hazır!

    Metabolizmayı hızlandıran çay

    1 tatlı kaşığı dağ kekiği

    1 tatlı kaşığı biberiye

    1 tatlı kaşığı yeşil çay

    1 tatlı kaşığı mate çayı

    1 tatlı kaşığı funda yaprağı

    Yapılışı:

    Bütün malzemeleri, sıcak suda yarım saat bekletin. Üzerine yarım litre soğuk su ilave ederek limon dilimleriyle karıştırın. Metabolizmanızı hızlandıran çayınız hazır!

    Greyfurt çayı

    1 tatlı kaşığı tarçın

    1 greyfurt

    2 çorba kaşığı maydanoz tohumu

    2 çorba kaşığı rezene

    1 tatlı kaşığı bal

    1 litre kaynamış su

    Yapılışı:

    1 litre kaynamış suya malzemelerinizi ekleyin ve 10 dakika demlenmesini bekleyin. 10 dakikanın ardından çayınızı içebilirsiniz.

    Oolong Çayı

    Siyah ve yeşil çay gibi “camellia sinesis” bitkisinin yapraklarından elde edilen oolong çayı metabolizmayı hızlandırıyor ve yağın sindirimini kolaylaştırıyor.

    Nane Çayı

    Nane çayı, metabolizma veya yağ yakma üzerinde direk etkili bir çay değil ancak gazı ve şişliği aldığı için diyet yapanlara önerilen çaylar arasında yer alıyor.

    Yeşil Çay

    Hemen her bitkisel çay listesinde yer alan yeşil çay doğal olarak bitkisel zayıflama çayları listesinde de yer alıyor. Uzmanların açıklamalarına göre yeşil çayın zayıflamaya etkisi metabolizmayı hızlandırmasından kaynaklanıyor.

    Maydanoz Çayı

    Maydanoz çayı kilo verdirmiyor ancak vücutta biriken su fazlasının atılmasına yardımcı oluyor.

    Mate Çayı

    Mate bitkisi metabolizmayı hızlandırıyor. Zayıflama çaylarının hemen hemen hepsinde Mate bitkisi kullanılıyor.

    Kaynak: Thayat.com

  • Bebekler anne karnında ne öğreniyor?

    Bebekler anne karnında ne öğreniyor?

    Bilimsel araştırmalar bebeklerin doğmadan önce tat tercihlerinin geliştiğini gösteriyor. Anne karnında öğrenme tatla sınırlı olmadığı gibi sadece insana özgü de değil.

    Yapılan deneyler annesi hamilelikte çokça sarımsak tüketen bebeklerin doğduktan sonra da sarımsak yemeye daha yatkın olduğunu ortaya koyuyor.

    Peki bebekler anne karnındayken nasıl tat alıyor? Bunun amniyotik sıvı yoluyla olabileceğine inanılıyor. Bebek 10 haftadan sonra anne karnında su yutmaya başlıyor. Bazı tatların bu sıvıdan alınabileceği düşünülüyor.

    Ayrıca bazı tatlar doğrudan annenin ağzından kana karışıp oradan da bebeğin kanına geçebilir. Özellikle sarımsak gibi keskin tatlar için geçerlidir bu. Ama daha hafif tatlar için de söz konusu olabilir.

    Yapılan deneyler, hamileliğinin son üç aylık döneminde ve ilk emzirme aylarında suyla birlikte havuç suyu da içen annelerin bebeklerinin, sadece su içen annelerin bebeklerine kıyasla havuç içeren yiyeceklere çok daha yatkın olduğunu gösteriyordu.

    Sarımsak gibi keskin tatlar anne karnında ya da anne sütünde tadılabiliyor.
    Sarımsak gibi keskin tatlar anne karnında ya da anne sütünde tadılabiliyor.

    Bu durum önemsiz gibi görünse de aslında değil. Memelilerde genel olarak tat ve koku duyuları bebeklerin emme güdüsünü harekete geçirmeden önce aradıkları özellikler arasında yer alıyor.

    Uzmanlar, bebek emmeye başladığında, doğumdan önceki 30 haftadır tattığı tadı bularak sütü benimsediğini, farklı bir tatla karşılaşırsa sorun çıkacağını söylüyor.

    Bu nedenle bütün memelilerde anne karnındaki öğrenme süreci önem taşıyor. Bu özelliğin, yavrunun güvenli besine yönelmesini ve annesini tanımasını sağlamak amacıyla evrimsel olarak geliştiği tahmin ediliyor.

    Örneğin bazı kuşlar yavrularının doğru bir şekilde yemek istemesini sağlamak için yumurta içindeyken onlara bazı “parolalar” öğretiyor olabilir mi? Yapılan deneyler, yavruların yumurtadan çıkmadan önce farklı sesleri birbirinden ayırt edebildiğini gösteriyor.

    İnsanda ise ses konusundaki alışkanlık biraz içgüdü biraz da eğitim gerektiriyor. New York Üniversitesi’nden psikolog Athena Vouloumanos, insanların ne kadar erken dil öğrenmeye başladığını anlamaya çalışıyor.

    Bebek anne karnında iken dil öğrenme becerisini tespit etmek zor olduğundan çalışmalar yeni doğanlar üzerinde yoğunlaşıyor. Bu bebeklerin konuşulan kelimelere ve bir anlam ifade etmeyen seslere nasıl tepki gösterdiğine bakıldı.

    Bebeklere basınç sensörleri içeren emzikler verildi. Bebekler kuvvetle emdiklerinde konuşma kelimeleri duyuyor, yavaşladıklarında anlamsız sesler işitiyordu. Onların kelime duymayı tercih ettiği, bunun için emziklerini daha kuvvetli emdikleri görüldü. Bunun ise doğuştan geldiği, öğrenilen bir özellik olmadığı sonucuna varıldı.

    Fakat aynı zamanda bebeklerin kendi ebeveynlerinin konuştuğu dili tercih ettiği görüldü. Bu ise öğrenilen bir şey olmalıydı.

    Vouloumanos “İngilizce işiten bebekler Fransızca değil de bu dili duyduğunda daha sert emmeye başlıyor, aynı şekilde Fransız bebekler Fransızca kelimeler duymak için daha kuvvetli emiyor” diyor. Yani bebekler kendi ana dillerini tanıyor.

    İki dilli annelerin bebekleri ise her iki dili duyduğunda aynı şekilde tepki veriyordu. Peki müzik konusunda ne biliniyor? Bebekler doğmadan önce bazı melodileri öğrenebilir mi?

    Bebekler anne karnındaki amniyotik sıvıdan ilk tatları alabiliyor.
    Bebekler anne karnındaki amniyotik sıvıdan ilk tatları alabiliyor.

    Finlandiya’da yapılan bir deneyde bir grup hamile kadına hamileliklerinin son döneminde her gün “Daha Dün Annemizin Kollarında Yaşarken” şarkısının melodisi dinletildi. İkinci grup ise bunu dinlemedi. Bebekler doğduktan sonra, melodideki ufak değişikliklere tepki verip vermediklerine bakıldı.

    Bebekler uyurken kafalarına bağlı elektrotlarla beyinlerinin farklı bölgelerinden gelen sinyaller ölçüldü. Melodi doğru da olsa yanlış da olsa onu anne karnında duymuş olan bebeklerin daha güçlü tepki verdiği görüldü.

    Fakat uzmanlar anne karnındaki bebeklere bir şeyler öğretmek amacıyla piyasada satılan çeşitli cihazlar konusunda temkinli davranılmasını öneriyor.

    İnsanın yanı sıra diğer memelilerde, hatta kuş, balık, kurbağa, semender gibi canlılarda da dünyaya gelmeden önce bazı duyuların gelişmiş olması önem taşıyor. Böylece anneyi tanıma, güvenli besine yönelme, güvenli bir ortamda olduğuna dikkat etme gibi hayatta kalmasını sağlayacak özellikler geliştirmiş oluyor.

    Kaynak: bbc.com/turkce/dergi