Blog

  • Oruç tutanlar tüp bebek tedavisi yaptırabilir mi ?

    Oruç tutanlar tüp bebek tedavisi yaptırabilir mi ?

    Oruç tutanlar tüp bebek tedavisi yaptırabilir mi sorusu, dini ibadetlerini yerine getirmek isterken bir yandan da bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin aklındaki sorulardan bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar bu sorunun cevabı yaptırabilirler olsa da, dikkat edilmesi gereken bazı hususlara kesinlikle değinmeden geçmemek gerekiyor.

    Tüp Bebek Tedavisinde Oruç

    Tüp bebek tedavisinde en ideal durum, anne ve baba adaylarının mükemmel bir beslenme ve hayat düzenini devam ettirmesidir. Bilhassa annenin bedeni için gerekli olan tüm besinleri ve sıvıları alması, düzenli uyku uyuması, stresten uzak durması gibi beklentiler, oruç halinde tüp bebek tedavisinin biraz etkilenmesine neden olabiliyor.

    Lakin iftar ile sahur arasındaki saatlerde beslenmenin serbest olması nedeniyle, bu aralıktaki beslenme düzenini olabildiğince iyi bir şekilde uygulamak ve her gün için gerekli olan su miktarını almak, tüp bebek tedavisinde sorunlar yaşanmasına engel olacaktır.

    Fakat orucun bilhassa yaz aylarında oldukça zorlu olması, hormon iğnelerinin ise ruh halinde çeşitli dengesizliklere sebep olmaları, oruç süresince psikolojik olarak kendinizi kötü hissetmenize neden olabilir. Hem açlıkla mücadele etmek hem de hormonların yarattığı bu instabiliteleri atlatmak, bazı anne adayları için fazla zorlayıcı olabilmektedir.

    Tedavi sırasında her gün tüp bebek merkezine giderek ultrasonla yumurtalık kontrolü yaptırmanın gerekli olması ise, yine zorlayıcı durumlar arasında.

    oruc_tutmak_tup_bebek_tedavisine_engel_mi

    Orucu Etkileyen Durumlar

    Tüp bebek tedavisi sırasında uygulanan hormon iğnelerini iftar saatlerinden sonra yaptırırsanız, oruç konusunda herhangi bir sıkıntı kalmayacaktır. Zira tedavinin en uzun ve zahmetli süreci aslında yumurtaların üretilmesi için uygulanan bu ilaçlar.

    Ultrason kontrolleri sırasında da vücuda herhangi bir şey girmediği ve çıkmadığı için, ultrason uygulamasının orucu etkilemesi mümkün olmayacaktır.

    Fakat maalesef embriyo transferi aşamasında anestezi ile transferin yapılması, o gün için orucu imkansız hale getiriyor. Orucunuzun bozulmaması için ya bu günü doktorunuzla Ramazan dışına denk getirebilir, ya da o gün için orucu atlayarak daha sonra kaza edebilirsiniz.

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

    Eğer bu dönemde oruç tutup tutmamanız gerektiği konusunda şüpheye düşüyorsanız, bu konu hakkında bilgili diyanet uzmanlarından gerekli bilgileri edinebilirsiniz.

    Kaynak: http://tupbebektedavisi.org/oruc-tutmak-tup-bebek-tedavisine-engel-mi

  • Oruç tutarken kilo verme

    Oruç tutarken kilo verme

    Oruç tutarken kilo verme… Oruç tutarken nasıl kilo verilir? Sahurda tahıl ve lif ağırlıklı, iftarda ise mideyi dolduracak ama yormayacak, su içeriği yüksek besinler tüketmek, kilo vermenizi sağlar. İftar sonrası yapılacak yürüyüş de zayıflamanıza yardım eder

    Ramazan ayı kişilerin kilolarını koruyabilmekte en çok zorlandıkları dönemdir. Oruç tutanlar için bu durum büyük sıkıntı yaratırken, farkında olmadan aynı ailenin içerisinde olup oruç tutmayanlar da bu durumdan nasiplerini alırlar. Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Kaya, “Zengin iftar sofraları, Ramazan ayının getirdiği birliktelikler, düzenli sofralar, akşam geç saatlerde ve bol miktarlarda yenen yemekler ne yazık ki bir ay içerisinde kişilerde kilo artışına sebep olur” diyerek uyarıyor. İşte Ramazan ayını kilo almadan geçirmenin, hatta bu süreçte kilo vermenin yolları…

    YAĞSIZ YEMEKLER
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Son senelerde Ramazan ayının yaz dönemine denk gelmesi, günlerin çok uzun olması, sahur saatinden iftar vaktine kadar geçen yaklaşık 17 saatlik süre; oruç tutanları zorlar ya da zorlayacağı düşünülür. Çok uzun süre aç kalacağını düşünen kişiler, sahur vaktinde olabildiğince fazla yiyerek, gün boyunca sadece bu şekilde idare edebilir.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Fazla çeşit ve miktardaki sahur öğünlerinden sonra, tekrar uykuya geçilmesi kilo alınması için birinci sebeptir. Uzun saatler aç kalındıktan sonra yüksek miktarda ve kalorilerde tüketilen, çeşidin bol olduğu iftar sofraları da; iftar saatinden sonra hareketin sınırlı olması sebebi ile yine kilo artışına neden olabilir.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Yaz mevsiminin olumlu tarafı ise; tercih edebileceğimiz besinlerin, genellikle daha hafif, daha yağsız olmasıdır. Seçenekler ağırlıklı olarak sebze ve meyvelerdir.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 İnanılanın aksine; oruç tutarken midemizi ağırlıklardan arındırarak daha hafif, daha sağlıklı hale getirebilir, bedenimizi arındırabilir, üstelik fazla kilolarımızdan da rahatlıkla kurtulabiliriz. Önemli olan doğru yeme davranışları ile bir aylık dönemi geçirebilmektir.

    oruc_diyeti
    Oruç tutarken kilo verme

    KONTROLÜ KAÇIRMAYIN
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Öncelikle bu dönem içerisinde doğru bir beslenme planı oluşturulması için bir beslenme ve diyet uzmanına başvurulmalıdır. En azından 15 günlük süreçler ile görüşmeler yaparak, beslenmenizi kontrol altında tutarak daha kolay kilo kaybedebilirsiniz. Eğer bir beslenme uzmanı ile görüşmüyorsanız, aşağıdaki önerilere dikkat etmenizde fayda var:
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Öncelikle sahurda yapacağınız öğün olabildiğince hafif olmalı, fakat sizi gün boyunca tok tutabilecek doğru besinlerden oluşmalı. Tahıl ve lif oranı yüksek besinler tercih edilmeli, basit şekerlerden uzak durulmalı (beyaz işlenmiş şeker, beyaz ekmek, makarna, pilav çeşitleri, meyve şekeri, meyve suları vs). Sahurda kahvaltılık malzemelerin tercih edilmesi daha doğru bir davranış olur.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 İftar vaktinde ise; uzun süre açlık sonrasına denk geleceği için yine hafif, mideyi dolduracak ama yormayacak, düşük kalorili, su ve lif oranı yüksek besinler tercih edilmeli.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta da; özellikle tansiyon, şeker, kalp, böbrek gibi beslenmeyle ilişkili rahatsızlıkları bulunanların bu dönemde oruç tutmaktan kaçınmaları veya doktor kontrolünde ve sağlıklarını riske atmayacakları durumlarda oruç tutmalarıdır.

    İFTARDAN İKİ SAAT SONRA EGZERSİZ YAPIN
    Aile Hekimi Dr. Gönül Ateşsaçan, Ramazan ayında egzersiz konusunda dikkat edilmesi gerekenleri anlattı:
    Oruç tutarken kilo verme | 1 İftarda yemeği yer yemez hemen televizyon başına geçmeyin.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 İftardan iki saat sonra yapacağınız 30 dakikalık yürüyüş; hem iyi hissettirir, hem de metabolizmanızın çalışmasını sağlar.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Oruçluyken asla spor yapmayın çünkü aksi takdirde vücutta yıkım artar, kortisol yükselir, kaslar azalır, yağlar artar, kas gücünde yüzde 3-12 oranında azalma olur; yani spor yarardan çok zarar verir.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 En iyi spor zamanı teravih namazından sonraki saatlerdir. Çünkü spordan önce bir-iki öğün bir şeyler yiyip yeterli sıvı almaya yetecek kadar zaman vardır. Bu sürede kaslar artar ve yağlarda azalma olur. İftardan 1-1.5 saat sonra 30 dakikalık hızlı bir egzersiz yapılabilir.

     

    ÖRNEK İFTAR MÖNÜSÜ
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Orucunuzu bir-iki adet zeytin veya bir adet hurma ve bir su bardağı su ile açtıktan sonra birkaç dakika bekleyin.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Bir kepçe kadar, yağ oranı düşük, az baharatlı bir çorba ile yemeğe başladıktan sonra yine birkaç dakika bekleyin.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Gün aşırı; bir gün et grubundan (200 gram et/tavuk/balık), bir diğer gün sebze grubundan (sekiz kaşık etsiz sebze yemekleri) yemeyi tercih edin.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Ana yemeklerin yanında pilav ve makarna çeşitleri tüketmeyin.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Yemekte soğuk cacık veya ayran tercih edin. Bu sayede midede doygunluk hissi artırılabilir, ayrıca gün boyunca kaybedilen elektrolitler yerine konabilir.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Yeşilliklerden oluşan salatalar tüketerek midede hafif şekilde doygunluk sağlayın; fakat salatalarda yağ kullanmayın.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Hazır meşrubatlardan, meyve sularından ve şerbetlerden uzak durun.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Tatlı ihtiyacınızı hamur işi ve şerbetli tatlılarla değil, sütlü soğuk tatlılarla giderin.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Tatlı ve meyveyi aynı gün içinde tüketmeyin, ayrıca bunları hemen yemekten sonra değil, en az 1.5 saat sonra yiyin.
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Tüm akşam boyunca, uyku saatine kadar en azından 1.5 litre su içmeye özen gösterin.

    Oruç tutarken kilo verme
    Oruç tutarken kilo verme

    ÖRNEK SAHUR MÖNÜSÜ
    Oruç tutarken kilo verme | 1 1-2 kibrit kutusu büyüklüğünde tam yağlı beyaz peynir
    Oruç tutarken kilo verme | 1 1 adet yumurta (haşlanmış olmalı)
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Söğüş sebzeler (tuz ilave edilmemeli)
    Oruç tutarken kilo verme | 1 1 küçük boy meyve
    Oruç tutarken kilo verme | 1 1-2 ceviz içi veya 4-5 adet zeytin
    Oruç tutarken kilo verme | 1 1-2 fincan şekersiz, açık çay
    Oruç tutarken kilo verme | 1 1-2 dilim (50 gr.) tam tahıllı buğday veya çavdar ekmeği
    Oruç tutarken kilo verme | 1 Yarım su bardağı kadar tam yağlı süt veya bir su bardağı ayran
    Oruç tutarken kilo verme | 1 En az dört su bardağı su

    Kaynak: sabah.com.tr/saglik

  • Migren hastaları asla yemeyin çünkü

    Migren hastaları asla yemeyin çünkü

    Migreni olan çocukların kanlarında, D ve B2 vitaminleriyle CoQ10’un eksik olduğu tespit edildi.

    ABD’de yapılan araştırmada migrenağrısıyla hastaneye başvuran 7 bin 800 çocuk, ergen ve genç yetişkinlerden alınan kan örnekleri 1 buçuk yıl süresince incelendi.Migren ağrısı çeken çocuk ve ergenlerin kanlarındaki değerler, sağlıklı çocuklarınkilerle karşılaştırıldığında D vitamini, riboflavin (B2 vitamini), Koenzim Q10 (CoQ10) eksikliği olduğu ortaya çıktı.

    Çalışma, migren hastası çocukların yüzde 42’sinde riboflavin, yüzde 71’inde de CoQ10 seviyesinin sınırda veya altında olduğu gösterdi. Migren ağrısı çeken çocukların yüzde 91’inde de D vitamini sınırın altında çıktı.

    Kronik veya sık migren ağrısı olan çocuklarda riboflavin ve CoQ10 eksikliği, episodik veya daha az migren ağrısı çeken çocuklara nazaran daha sık görülüyor. Bu iki antioksidanın eksikliği migrene benzer baş ağrısı görülen kızlarda erkeklere oranla daha çok görülüyor. Araştırmanın sonuçları, ABD’nin California eyaletinde San Diego kentinde Amerikan Baş Ağrısı Araştırmaları Derneğinin geçen hafta düzenlenen yıllık zirvesinde paylaşıldı.

    Migren hastaları bu yiyeceklere dikkat

    Vücutta üretilen vitamin benzeri bir madde olan CoQ10, hücre içinde enerji üretimi için kullanılıyor.Vücut güneş ışığına doğrudan maruz kaldığında deri tabakalarında üretime başlayan D vitamini temel olarak vücutta kalsiyum emilimine yardımcı olarak kas ve kemik kütlesinin artmasını sağlıyor. Riboflavinin de gıdaları enerjiye dönüştüren bir vitamin olduğu biliniyor.

    Uykusuzluk tetikliyor

    Bulantı, kusma, ışıktan, kokudan ve sesten rahatsız olmanın eşlik ettiği şiddetli baş ağrısıyla ortaya çıkan migren ağrılarını, hastaların bir kısmında aşırı yorgunluk ve uykusuzluk tetikleyebiliyor. Bunun yanı sıra domates, portakal, çikolata, beyaz peynir, salam ve sosisgibi gıdalar ve aşırı kafein tüketiminin de migren üzerinde etkisi olduğu belirtiliyor.

    Kaynak: sabah.com.tr/saglik/2016/06/16/migren-hastalari-asla-yemeyin-cunku

  • Sivilce 1 gecede nasıl geçer?

    Sivilce 1 gecede nasıl geçer?

    Sivilce bir gecede nasıl geçer ? Sivilce 1 gecede nasıl geçer? işte çözümü Güzellik vloggerı Farah Dhukai, sivilcelere karşı en etkili yöntemin ikiye kesilmiş sarımsağı sivilce üzerine sürmek olduğunu iddia etti.

    Farah, özellikle deri altındaki büyük sivilcelere uygulandığında sarımsağın çok etkili olduğunu ve sivilcelerin büyümesini önlediği belirtti.

    Gece yatmadan önce sivilceye sarımsak uygulandığında sabaha kadar sivilcenin iyileşeceğini iddia eden Farah, sarımsağın doğal antibiyotik ve antiviral etkisi sayesinde sivilcelerden kurtulabileceğinizi belirtti. Sivilce Kızarıklığı 1 Günde Nasıl Geçer? Makalemiz için Tıklayın…!

    sivilceyi-1-gecede-geciren-yontem-6896383
    sivilceyi-1-gecede-geciren-yontem-6896381
    sivilceyi-1-gecede-geciren-yontem-6896382
    sivilceyi-1-gecede-geciren-yontem-6896385
    sivilceyi-1-gecede-geciren-yontem-6896379
    sivilceyi-1-gecede-geciren-yontem-6896384
    sivilceyi-1-gecede-geciren-yontem-6896380
    sivilceyi-1-gecede-geciren-yontem-6896377
  • Saç dökülmesi çözümleri

    Saç dökülmesi çözümleri

    Stres, mevsimsel değişiklikler, demir eksikliği, tiroid hormon bozukluklar…

    Akşam’da yer alan habere göre bunlar saç dökülmesinin nedenlerinden yalnızca birkaçı. Sebebi ne olursa olsun saç dökülmesi önlenebilir!

    Her elinizi attığınızda 3-4 tel geliyorsa dikkat!

    Her zamankinden farklı bir dökülmenin kaynağında bazı hastalıklar olabilir. Bunlar arasında bağışıklık sisteminin hatası ile oluşan hastalıklar, tiroid bezi hastalıkları, demir eksikliği, stres ve genetik hastalıklar, kadınlarda hormonal düzensizlikler, beslenme yetersizliği, uzun süre yapılan düşük kalorili diyetler yer alıyor.

    Saç dökülmesi, nedeni ne olursa olsun önlenebilir, ancak kaybedilen saçı geri kazanma her zaman mümkün değil. Örneğin vücuttaki demir yetersizliği veya kansızlıktan kaynaklanan saç dökülmesinin durdurulması kolay, bu tür durumda geri kazanılma da mümkün. Tiroid ve saç derisi mantar enfeksiyonu gibi nedenlerle dökülmeler de önlenerek geri kazanılabilir. Ancak saç köklerini tahrip eden bazı deri hastalıklarında geri kazanım olmaz.

    Eğer saç dökülmesi normalden farklı bir şekilde sadece belli bölgelerde yoğunlaşıyorsa, banyoda, yastıkta dökülen saçların miktarında bir artış varsa, bu dökülme de 3 ayı geçiyorsa ve her elimizi attığımızda 3-4 tel saç geliyorsa mutlaka doktora gidilmeli. Birde mevsimsel dökülme denilen ritmik dökülmeler var. Kuzey Yarım Küre ülkelerinde bu dökülmeler sonbaharda yaşanır. Genellikle 2-3 ayda biter. Eğer bu süre uzuyorsa doktora danışmakta fayda var.

    sac_dokulmesine_Cozumler

    Çok sık fön çektirmeyin!

    –  Yumurta akları, zeytinyağı, badem yağı gibi karışımlardan mucizevi çözümler beklemeyin. Bunlar tıpkı kozmetik ürünleri gibi saçı parlatmak veya saçın dış yüzeyindeki hasarları azaltması dışında saça olumlu bir etki sağlamaz.

    –  Her saç dökülmesi için sarımsağın iyi olduğu yönündeki yaygın görüşe inanmayın. Sarımsak yaralar oluşması gibi daha sağlıksız sonuçlar doğurabilir.

    –  Yıkama ve tarama sırasındaki dökülmeler normal. Durup dururken dökülüyor ve elinizi attığınızda tutam tutam geliyorsa doktora başvurun.

    –  Yeterli uyuyun.

    –  İyi beslenin. Kırmızı et ve tahılların önemini unutmayın.

    –  Çok sık yapılmaması koşuluyla boya saça zarar vermez. Ancak sık uygulanan perma veya fön kökte hasar meydana getirebilir. Saçı çok sıkı toplamak da saç derisini yıpratarak kalıcı kayıplara neden olabilir.

    sac_dokulmesi

    Saç dökülmesi çözümleri

    1.  ADIM: Saçlarımızın ortalama ömrü 2-6 yıldır. Bu süre sonunda yaşamsal döngülerini tamamlar ve dökülürler. Aksi bir durum söz konusu değilse yeniden çıkarlar. Dökülme normal bireylerde günlük 100-150 saç teli olarak kabul edilir. Saçlarınızda olağandışı bir dökülme fark ederseniz nedenini ortaya çıkarmak için dermatoloji uzmanına başvurun. Saç dökülme sorununuzun altında demir eksikliğinden tiroid hormon bozukluklarına kadar pek çok hastalık yatıyor olabilir.

    2.  ADIM: Saçlı derinin ve saçların yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için kısa ve orta vadede iyi sonuçlar ortaya çıkaran PRP, saç mezoterapisi gibi bazı yöntemlerden yararlanın.

    PRP: Bu yöntemde kandaki büyüme faktör bileşenleri belirli yöntemlerle saflaştırılır. Ardından saçlı deriye zerk edilir. Amaç saçlı deride kan dolaşımını artırmak, daha fazla oksijen sağlamak, kıl köklerinin gelişmesi ve saç tellerinin büyümesini sağlamaktır. Uygulama insanın kendi kanından elde edilen bir serumla yapıldığı için son derece güvenlidir, yan etkisi yoktur.

    MEZOTERAPİ: Neredeyse bir kıl teli kalınlığındaki ince uçlu iğnelerle saçlı deri ve saç köklerine vitaminler, mineral ve doğal ekstreleri zerk etme yöntemidir. Kısa süreli masajın ardından uygulanır. 2-3 seans sonra saçlı deride canlanma ve saçlarda belirgin bir artış sağlar. Özellikle yanlış kullanılan kozmetikler, uzun süre ve yoğun güneş ışınları, yetersiz beslenme, çeşitli vitamin ve mineral eksikliklerinde meydana gelen saç kayıplarında fayda sağlar. Haftada 1 kez olmak üzere 10 seans olarak planlanır. Tedavinin süresi kişiden kişiye değişebilir. Kullanılan iğneler çok ince ve özel olduğu için iğne girişi dışında bir ağrı hissedilmez.

    3. ADIM: Tedavi yöntemlerine uygun olmayan veya dökülmesi tamamlanmış hastalara saç ekimi öneriyoruz. Kadınlardaki erkek tipi kalıcı saç dökülmelerinin birçoğu saç ekimiyle kalıcı bir şekilde ortadan kaldırılabilir. 2 kulak arasında ki donör bölgesinde yeterli ve kaliteli saç kökleri olan herkese saç ekimi uygulanabilir. Ağrısız, doğal ve izsiz bir yöntemdir.

  • İlişkinizin artık bitmesi gerektiğini gösteren işaretler

    İlişkinizin artık bitmesi gerektiğini gösteren işaretler

    Birçok kişi artık bitmesi gereken zehirli/negatif bir ilişki yaşadığını dahi kabul etmez. Oysa zehirlenmiş bir ilişki biçimi insan sağlığı için son derece zararlıdır. Böyle bir ilişki kişilerde depresyon, anksiyete, stres ve zayıflamış bir bağışıklık sistemine yol açar.

    Zehirli ya da sağlıksız sayılabilecek bir ilişkinin evliler, flört eden çiftler ve hatta birbirlerinden ayrılmış eski çiftler arasında bile mümkün olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, bu aşamaya gelmiş bir ilişkinin artık bitirilmesi gerektiğini söylüyor.

    Zehirli bir ilişkiyi sonsuza kadar sürdürmek zorunda değilsiniz. İlişkinizde belli sınırlar çizmeniz ve önceliği kendinize vermeniz önemlidir. Sağlıklı ilişkiler karşılıklı sevgi, saygı, birbirine cesaret ve güven verme üzerine kuruludur. İlişkinizde bunlar yoksa, o zaman hayatınızı değiştirecek bir karar vermenin vakti gelmiştir.

    “Ama onu seviyorum” cümlesini iyi  analiz etmek gerekiyor. Bazen bu cümle içi boşalmış bir birliktelik alışkanlığını ifade ediyor olabilir.

    Peki ilişkimizin zehirlenip zehirlenmediğini nasıl anlayacağız? Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, zehirli ilişkinin beş işaretini anlattı.

    İlişkinizin artık bitmesi gerektiğini gösteren işaretler

    1-Sürekli kavga ve tartışma hali

    Her zaman haklı olması gereken biri vardır. Bu durum genellikle narsisizm ve egoist davranışlardan ileri gelir. Bu kişi partnerine karşı çok az empati ve anlayış gösterir ve bu kişi bir tartışmada her zaman en son sözü söyleyen kişi olması gerektiğini düşünür. Eğer zehirli bir ilişkide olup olmadığınızdan  emin olamıyorsanız, şu soruları kendinize sorun: Birbirinizle sonuç alacağınız tartışmalar mı yapıyorsunuz? Yoksa, tartışmalarınız tek taraflı ve sonuçsuz mu kalıyor? Tartıştığınızda hep bir kişi mi tartışmaya hükmediyor?

    bitmesi_gereken_iliskiler

    2-Duygusal olarak eziliyorsunuz

    Bazen tam olarak ne olup bittiğini anlayamasanız da bir şeylerin ters gittiğini fark edersiniz. Partneriniz tarafından sürekli baskı altına alındığınızı mı hissediyorsunuz? Partneriniz başkalarının yanında sizi küçük mü düşürüyor? Ya da pasif saldırgan davranışlarla bir şey söyleyip başka bir şey mi yapıyor? Bu davranış şekillerinin hepsinde öfke hakimdir. Zehirli ilişkiler sözlü olarak bazen de fiili olarak kötü muamele içerir. Bir kere böyle bir ilişkiye kendinizi teslim ettiğiniz zaman, partneriniz korkularınız ve güvensizliklerinizi kullanarak, sizi aşağılayan davranışlar sergilemeye devam eder.

     

    3-Birbirinize bağımlısınız

    Partnerlerin birbirlerini sevdiği ve birbirlerine destek olduğu bir ilişkiyle birbirlerine sahip olma üzerine kurulu bir ilişki arasında fark vardır. Partneriniz kıskanç biriyse ve sizi sürekli onu aldatmakla suçluyorsa, bu tahammül gösterilmemesi gereken yıkıcı bir davranış olarak kabul edilir. Sağlıklı olan partnerlerin birbirine sevgi ve saygıyla yaklaşmasıdır. Partnerlerin birbirlerine bağımlı olduğu bir ilişki sağlıklı bir ilişki değildir. Kendi hayallerinizi partnerinizin hayallerinden ayırabiliyor musunuz? Kendi arkadaşlarınız var mı? Birbirinizden ayrı vakit geçiriyor musunuz? Kendi hedefleriniz var mı? Partnerlerin birbirlerine bağımlı olduğu ilişkiler partnerler arasında sağlıklı sınırlar olmasına imkan tanımaz.

     

    4-Hatalarınız sıklıkla büyütülüyor

    Neredeyse her gün hatalarınız ya da eksik yanlarınız partneriniz tarafından yüzünüze vuruluyorsa, zehirli bir ilişki içinde olduğunuz söylenebilir. Böyle bir ilişkiyi bitirmediğiniz takdirde, zaman uzadıkça,  bu durum bir alışkanlığa dönüşür ve özgüveniniz ve kendinize duyduğunuz saygı derin yaralar alır. Kendinize şu soruları sormaya başlayabilirsiniz:  Bu kişiyle yaşadığım ilişkide kendimi fiziki ve ruhsal yönden sağlıklı hissedebiliyor muyum? Partnerimin yanındayken kendimi çok iyi hissediyor muyum? Bu kişiyle birbirimize güç verebiliyor muyuz? Partnerim benim neşe kaynağım mı?

     

    5-Kendinizi gerçekten hasta ve yorgun hissediyorsunuz

    Yapılan araştırmalara göre, zehirli ya da negatif ilişki ve kalp hastalıklarına yakalanma riski arasında doğru bir orantı var. Bu tür bir ilişkide vücudunuz  maruz kaldığınız yüksek stres seviyelerinden olumsuz etkileniyor, bu da bağışıklık sisteminizin yeterli şekilde çalışmamasına sebep olabiliyor. Ruhunuz çok büyük yara alıyor bu da vücut fonksiyonlarınızı etkiliyor. Stresin vücutta etkilediği ilk organ kalp. İkinci etkilenen ise uyku düzeniniz. Geceleri uyuyamıyor ve ilişkinizle ilgili endişelere mi dalıyorsunuz? Kilonuzda iniş çıkışlar mı var? Kendinizi sürekli yorgun ve halsiz mi hissediyorsunuz? Zehirli bir ilişki yaşıyorsanız, bunun etkilerini vücudunuzda, psikolojinizde, yaşam kalitenizde olumsuzluklarla hissedersiniz ve sağlıklı olan bitirme kararını verebilmektir.

  • Mikroplar sıcak yaz günlerini sever!

    Mikroplar sıcak yaz günlerini sever!

    Çocuklarla yapılacak tatillerde alınması gereken önlemler var. Böcek sokmaları, havuz ve denizden kapılan mikroplar, besin zehirlenmeleri, enfeksiyonlar hem çocukların hem de anne-babaların tatillerini kâbusa çevirebiliyor. İşte Anadolu Sağlık Merkezi uzmanlarından anne-babalar için ‘çocuklu ve sağlıklı tatil’ önerileri…

    ÇOCUĞUNUZU BÖCEK SOKMASINDAN KORUYUN

    Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ela Tahmaz, çocukları böcek sokmasından korumak için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:

    * Çocuğunuza kokulu sabun, sprey veya parfüm sürmeyin.

    * Sinek ve böceklerin yuvalanacağı durgun su ve bol miktarda çiçek açmış olan bahçelerden veya üzeri kapalı olmayan yemeklerin olduğu yerlerden uzak tutun.

    * Çok parlak renkli ve büyük çiçek desenli elbiselerden kaçının. (Böcekleri ve arıları çekebilir.)

    * Çocukları sinek ve böceklerden korumak için, DEET içeren ve vücudun açık yerlerine sürülen sinek kovucular en etkili yöntemdir.

    * Çocuklar için önerilen yüzde 30 konsantrasyonda DEET içeren sinek kovuculardır. Ancak 2 ayın altındaki bebeklerde kullanılmamalıdır.

    * Sinek kovucuların içerikleri üründen ürüne değişir. Mutlaka aldığınız ürünün ne içerdiğine bakın ve içinde ne olduğunu bilmediğiniz ürünleri kullanmayın.

    * Çocuğunuzu yoğun parfümlü sabun ve şampuanlarla yıkamayın.

    * Çocuğunuzun durgun sular, çöpler ve yiyeceklerin açıkta durduğu alanlar gibi böceklerin toplandığı ya da yuvalandığı yerlerde oynamasına izin vermeyin.

    * Çocuğun bilinen bir alerjisi varsa ısırıldıktan sonra hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurun. Diğer durumlardaysa doktorunuzla görüşüp bölgeye sürülen veya ağız yoluyla alınan antialerjik ilaçlar kullanın. (Yanınızda antihistaminik ilaç veya pomatlar bulundurun.)

    * Özellikle oyun çağı çocuklarının ısırılan bölgeyi aşırı kaşıması sonrası bölgeye mikrop bulaşabilir. Enfeksiyon gelişmesi halinde doktorunuzla görüşün.

    * Korunmak için tüm camları açarak yatmaktan kaçının ve camlarda tel olmasına dikkat edin.

    * Isırılan yere buz uygulanması tepkinin şiddetini azaltacaktır. Özellikle yüz bölgesinde oluşan ısırıklar, bölgenin hassas dokusu nedeniyle fazla şişer ve daha fazla ödem oluşmasına neden olabilir. Dokunup kaşımadan bir uzmana başvurun. Kaşımayı tırnakla değil ovalama şeklinde yapın.

    ÇOCUKLARDA İSHALE DİKKAT!

    Yazın gelişiyle birlikte ebeveynleri korkutan problemlerden biri de ishal. İshalin yaz aylarında görülme oranlarının artmasının 2 ayrı nedeni bulunuyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Sokullu, “Birinci neden havaların ısınması yüzünden besinlerin daha kolay bozulması, ikincisiyse artan sıvı ihtiyacı nedeniyle her durumda sıvı alma isteğinin mikrop alma riskini artırması olarak görülüyor” diyor. İshallerin ortaya çıkmasındaki bir başka önemli etkenin ise hijyen kurallarına uyulmaması olduğu belirtiliyor. İshale yol açan etkenler arasında başta virüsler, bakteri ler ve parazitler geliyor. Çocuklarda meydana gelen ishallerde sıvı kaybının yüksek olması hastane yatışlarını artırırken, sıvı kayıplarının çocukları daha fazla etkilediği belirtiliyor. Çocuklarda yüzde 10’luk sıvı kaybı bile sıvı dengesini etkileyerek genel durumun bozulmasına neden olabiliyor. Bu sorun çocukları önce halsizleştirip sonra hareketsizleştiriyor ve bilinç kaybına kadar gidebilen durumlara yol açıyor. Eğer gerekli girişim yapılmazsa ishal çocuğun yaşamını tehdit etme noktasına gelebiliyor. Doktora geç getirilen çocuklarda sıvı kaybı yerine konsa bile kaybedilen elektrolitler nedeniyle bazı bozukluklar kalabiliyor.

    DONDURMA TÜKETİRKEN BUNLARA DİKKAT!

    İshallerin bulaşıcı olduğunu belirten Dr. Ayşe Sokullu, özellikle ortak yaşam alanlarında ve tuvaletlerde el temizliği ve hijyen kurallarında hassas olunması gerektiğini vurguluyor. Yazın özellikle ortak yaşam alanlarının kullanımının artması, havuzların ve tuvaletlerin kullanımı, açıkta satılan yiyeceklerin tüketilmesi mikrobik durumun yayılmasını kolaylaştırıcı etkenler olarak sıralanıyor. Yazın dondurma tüketiminde de çok dikkatli olmak gerekiyor. Açıkta satılan dondurmaları mümkün olduğunca tüketmemek gerekiyor. Kapalı satılan dondurmaların bulunduğu dolaplarınsa sürekli çalışır konumda olması gerekiyor.

    BUNLARI UNUTMAYIN

    * Dışarıda yiyecek bulundurmamaya çalışın.

    * Hijyeninden emin olmadığınız yerlerde yemek yemeyin.

    * El hijyenine dikkat edin.

    * Süt ve süt ürünlerini tüketirken üretim ve son kullanma tarihleri ile saklama koşullarına bakın.

    * İshal başlar başlamaz sıvı takviyesine önem verin.

    * Çocuğunuzu aşıyla korunabilen enfeksiyonlara özellikle de rota enfeksiyonlarına karşı zamanında aşılatın.

    * Yüksek ateş ve kusma durumunda doktora başvurun.

    Kaynak: Gazete Habertürk

  • Günlük burç yorumları nasıl yapılıyor?

    Günlük burç yorumları nasıl yapılıyor?

    Günlük burç yorumları nasıl yapılıyor? Burç yorumları artık elektronik ortamda da takip edilebiliyor. Özellikle uzman astrologların günlük, haftalık ve aylık burç yorumları kolaylıkla öğrenilebiliyor. En güncel burç yorumları ile artık yaşamda burçların etkileri öğrenilebiliyor.

    Günlük burç yorumları nasıl yapılıyor?

    İnsanların yaşamlarında oldukça önemli bir etkiye sahip olan burçlar, her dönem insanlar tarafından son derece yoğun şekilde ilgi görmüş ve modern yüzyılda da benzer ilgiyi görmeye devam etmektedir. İnsanlar özellikle modern yüzyılda daha modern standartlarda oluşturulan burç yorumları ile burçlarının yaşamları ile ilgili olarak beklentilerini öğrenebilmelerine yardımcı oluyor. Her geçen gün hızla gelişen teknoloji sayesinde burçların yorumlandırılması çok daha etkin ve çok daha yüksek tahmin yüzdesi ile gerçekleştirilebiliyor. Bu yüzden de modern yüzyılda oldukça yoğun ve sık bir şekilde ilgi gören ve takip edilmekte olan burç yorumları ile insanların karakter analizleri de çok daha yüksek doğruluk payı ile gerçekleştirilebiliyor.

    Günlük burç yorumları nasıl yapılıyor?
    Günlük burç yorumları nasıl yapılıyor?

    İnsanların doğumları esnasında güneşin almış olduğu pozisyon ile belirlenen burçlar, 12 adet takım yıldızdan oluşmaktadır. Yıl boyunca her günü kapsayan bir adet burç bulunduğundan toplamda 12 adet burç bulunmaktadır. Bu burçlar ile ilgili olarak uzmanlar tarafından gerçekleştirilen burç yorumları ise doğrudan gökyüzü hareketleri ve olay beklentileri çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. İnsanlar son derece pratik bir şekilde doğduğu tarihte hangi burca dahil oluyor ise o burcun belirli dönem ile ilgili olarak gerçekleştirilen yorumlarını son derece pratik bir şekilde online burç yorumları ile takip edebilme şansına sahip olabiliyor.
    Astrolojik olarak burçlar dört ana grubu ayrılmaktadır. Burçlar ateş, toprak, hava ve su olarak dört grupta toplanıyor. Her grubun kapsamı dahilinde 12 burcun 3’ü bulunmaktadır. Bu durum astrolojiye göre kişinin hangi burç grubuna dahil olup, olmadığını bilmeleri, özellikle temel kişiler özelliklerini ve tanımakta olduğu insanları çok daha iyi bir şekilde tanıyabilme ve anlayabilme imkanına sahip olunabiliyor. İnsan doğasının en önemli parçalarından birisi olan burç yorumları günümüz modern çağında sadece Türkiye’de değil aynı zamanda da dünyanın her yerinde son derece yoğun ve sık bir şekilde ilgi görüyor. Son yılarda oldukça yoğun ve sık bir şekilde ilgi görülen burç yorumları ile insanların yaşamlarının her alanında önemli etkileri bulunan burçlarının yorumlarını inceleyerek yaşamlarına yön verme durumunda dahi olabiliyor.

    Günlük burç yorumları için Tıklayınız.!!!

    Uzman ve profesyonel astrologlar tarafından yapılan burç yorumları artık internet üzerinden de son derece pratik bir şekilde incelenebiliyor. Günümüzde astrolojiye göre belirlenen burçlar ise koç, aslan ve yay ile ateş burcu, boğa, başak ve oğlak ile toprak burç grubu, ikizler, terazi ve kova hava burç grubu, yengeç, akrep ve balık su burç grubu kapsamında bulunmaktadır. Elektronik ortam üzerinde yer alan burç yorumları ile insanlar belirli zaman dilimine, günlük, haftalık, aylık ve hatta yıllık bazda aşk, iş, para, aile yaşamı, sosyal çevre ve sağlık gibi daha pek çok yaşamın alanındaki kendisini bekleyenleri ve nasıl bir duygu durumu içerisinde olacağını kolaylıkla öğrenebilme şansını yakalıyor. ( gazetevatan.com )
  • Yeni Dünya Kebabı nasıl yapılır?

    Yeni Dünya Kebabı nasıl yapılır?

    Gaziantep mutfağının ilkbahar mevsimine özgü yemeklerinden “yeni dünya kebabı” Ramazan sofralarınıza renk katacak. İşte lezzetli yeni dünya kebabı tarifi

    YENİ DÜNYA KEBABI TARİFİ İÇİN MALZEMELER

    – 2 kilo yeni dünya meyvesi
    – 500 gram kıyma
    – Tuz
    – Karabiber
    ÜZERİ İÇİN
    – Domates
    – Kırmızı biber
    – Yeşil biber

    yeni_dunya_kebabi

    YENİ DÜNYA KEBABI HAZIRLANIŞI

    Lezzetli bir yeni dünya kebabı için öncelikle kıymalarımızı tuz ve karabiber ile birlikte bir kaba alarak iyice yoğuralım. Sonra yeni dünya meyvelerimizin ön ve arka uçlarını kesip, ikiye bölerek çekirdeklerini çıkartalım. Ardından kıymaları yuvarlak şeklinde yapalım ve kestiğimiz yeni dünya meyvesinin yarısına koyup diğer yarısı ile kapatalım. Bu işlemi diğer yeni dünyalar bitene kadar yapalım. Sonra hazırlanan yeni dünyaları yağlanmış fırın tepsimize dizelim. Üzerini domates, yeşil biber ve kırmızı biberle süsleyelim. Önceden 180 derecede ısıttığımız fırınımızda pişirelim. Yeni dünya kebabı servise hazır. (Habertürk)

    Afiyet Olsun…

  • Oruçluyken diş ağrısı nasıl geçer?

    Oruçluyken diş ağrısı nasıl geçer?

    Oruçluyken diş ağrısı nasıl geçer? “Oruçluysanız ve dişiniz ağrıyorsa ağrıyan diş bölgesine soğuk kompres uygulaması geçici olarak ağrıyı hafifletir.”

    Diş ağrılarının; 20 yaş diş ağrıları, diş sinirinden kaynaklanan ağrılar, diş ve diş eti iltihabı ağrıları, eklem ağrıları gibi pek çok nedenden kaynaklandığını söyleyen Diş Hekimi Recep Eşkar, “Öncelikle diş ağrısının neden kaynaklandığı tespit edilmeli ve buna uygun bir tedavi uygulanmalıdır. Çoğu kişi diş ağrısı sırasında ağrıyı hafifletmek adına kulaktan dolma bilgilerle hareket ediyor ve dişe aspirin, kolonya, alkol yerleştiriyor. Bunlar kesinlikle doğru değildir. Diş ağrısı tespiti ve tedavisinin sadece diş hekimi tarafından yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Ancak diş hekimine gidinceye kadar ağrıyı hafifletmek için bazı çözüm önerileri de bulunmaktadır. Oruçluysanız ve dişiniz ağrıyorsa ağrıyan diş bölgesine soğuk kompres uygulaması geçici olarak ağrıyı hafifletir” dedi.

    Oruçluyken diş ağrısı nasıl geçer?
    Oruçluyken diş ağrısı nasıl geçer?

    Diş Hekimi Recep Eşkar, diş ağrısı sırasında ağrıyı hafifletmede uygulanabilecek doğal çözümleri şöyle sıraladı.
    1- Diş fırçalamak çürüğe sıkışmış ve ağrıya neden olan besinleri uzaklaştırmaya yardımcı olur. Dişlerin diş ipi ile temizlenmesi ve fırçalama ağrının azalmasına neden olur.
    2- Sirkeli su ve tuzlu su gargarası diş ağrılarını kısmen uyuşturur. Dişi bakterilerden temizler ve şişlikleri azaltır. Diş eti ve açık diş çürüklerine dezenfektan etkisi vardır.
    3- Diş hekiminizin önerisiyle ve kullanım şartlarına uyarak ağrı kesici almanız ağrınızı belirli bir süre için geçirecektir.
    4- Dişe kesinlikle aspirin, kolonya, alkol konulmamalı bunların yerine karanfil yağı tercih edilmelidir. Karanfil yağı veya kuru karanfil yüzyıllardır enfeksiyonu tedavi etmede kullanılır. Diş ağrısına iyi gelen karanfil yağı anestezik ve antiseptik özelliklere sahiptir. Eugenol denilen güçlü bir madde içerir. Bakteri öldürmeye yarayan bu madde diş macunlarında da vardır. Kuru karanfil ağrıyan bölgeye konup bekletilirse o bölgeyi uyuşturarak ağrı hissini azaltır. Ayrıca antibakteriyel özelliğinden dolayı çürük dişin çevresindeki zararlı bakterilere etki eder.
    5- Buz uygulaması; ağrıyan diş bölgesine soğuk kompres uygulaması geçici olarak ağrıyı hafifletebilir. Bu durumun tam tersi olarak ağrıyan diş bölgesine sıcak kompres uygulaması geçici olarak ağrıyı hafifletebilir.
    6- Gece diş ağrısı oluşmuşsa, yatar durumda olmak ağrıyı artıracağından yastık yükseltilebilir.
    Kaynak: trthaber.com