Blog

  • Doktorlar da hastalarına bu formülü öneriyor…

    Doktorlar da hastalarına bu formülü öneriyor…

    Özellikle Rus doktorların tavsiye ettiği kalp ve damar hastalıkları reçetesi mucizevi sonuçlar veriyor. Bitkilerle doğal tedavi yöntemine son derece önem veren Rus tıp dünyası, bu formülü yüzlerce yıldır kullanıyor ve son derece başarılı sonuçlar elde ediyor. Limon suyu ve sarımsakla yapılan karışım, damar sertlikleri, damar yağlanması, damar tıkanıklıkları ve tansiyon gibi sorunları kalıcı olarak ortadan kaldırıyor.

    Türkiye’deki bazı doktorlar da hastalarına bu formülü öneriyor.

    EVİNİZDE KENDİNİZ YAPABİLİRSİNİZ!

    – 2 Litre hiç su katılmamış sıkılmış saf limon suyu

    – 40 diş soyulmuş ve ezilmiş sarımsak (Mümkünse Anadolu’da yetiştirilmiş ithal olmayan sarımsaklardan)

    – Ağzı sıkı kapanan 2 litrelik kavanoz (2 litrelik pet şişeler de kullanılabilir)güneş ve gün ışığı görmemesi için dışına alüminyum folyo kapatın.

    HAZIRLANIŞI

    2 Litrelik kavanoz ya da pet şişeyi dolduracak kadar limon satın alın. Limonların suyunu iyice sıkıp şişeye doldurun. Soyulmuş 40 diş orta boy sarımsağı yıkamadan ve ezerek limonun içine atıp şişenin kapağını sıkıca kapatın. 25 gün boyunca normal ılık bir yerde tutun ve her gün birkaç kez çalkalayın. Yaklaşık 25 gün sonra sarımsakların limon suyunun içinde eridiğini göreceksiniz.

    25 gün sonra hazır hale gelen karışımdan her sabah kahvaltıdan yarım saat önce yarım çay bardağı için. Bunu hergün düzenli olarak ve mümkünse aynı saatte yapın. Bu karışımın içine asla başka bir madde (şeker, tuz, tatlandırıcı vs. katmayın)

    YÜZDE 100 KANITLANMIŞ FAYDALARI

    1- Tüm damar iltihaplarını (vasküler) tedavi ediyor, tıkanan damarları açıyor, damar sertliklerini ve hipertansiyonu
    önlüyor.

    2- Kolesterol ve lipidi düşürüyor, zararlı yağların yakılmasını sağlıyor, kilo verdiriyor (bazal metabolizmayı hızlandırıp yağların yakılmasını sağladığı için iştahı açıyor.), vücuttaki şeker oranını dengeliyor, pankreasin yenilemesini sağlıyor.

    3- Böbrek ve safra taşlarını eritiyor, idrar söktürüyor, vücuttaki şişkinliği yok ediyor ve dokularda ödem oluşmasını engelliyor.

    4- Helycobeacter pylori adlı ülser mikrobunu öldürerek mide ve oniki parmak bağırsağı ülserinin kesin tedavisini
    yapıyor.

    5- Tüm romatizmal iltihabi önleyor, her tür romatizmal ağrıları dindiriyor, kireçlenmeyi önlüyor, eklem yüzeylerinin
    yenilenmesini sağlıyor ve her türlü ağrıyı kesiyor.

    6- Beyin hücreleri ve tüm sinir sistemlerini yeniliyor, sinirdeki aksiyon potansiyelini düzenleyip ileri-refleks hızını artırıyor, felç ve inme riskini azaltıyor.

    7- Vücudun bağışıklık sistemini son derece mükemmel hale getiriyor ve her türlü alerjiyi, özellikle de damarsal kökenli ve strese bağlı cilt alerjilerini kökünden engelliyor. Kanser oluşumlarına karşı tüm vücudu koruyor.

    Dipnot: Kan inceltici kullananlar “dr danışmadan” denemesin,düşük tansiyon problemi olanlar çok dikkat etmeli…

  • Dünyanın en iyi diyetleri

    Dünyanın en iyi diyetleri

    ABD’nin önde gelen dergilerinden “US News and World Report” 2014 için en iyi diyetleri açıkladı.

    Beslenme uzmanlarından oluşan bir jüri, 32 popüler diyeti değerlendirdi. Listenin ilk sırasında yüksek tansiyonla mücadele diyeti ya da yaygın adıyla DASH diyeti yer alıyor.

    Dört yıldır listedeki birinciliğini koruyan DASH diyeti ABD Sağlık Bakanlığı’na bağlı Milli Sağlık Enstitüsü tarafından geliştirildi. DASH diyeti, benzerlerinin aksine, yeme-içmeyi kesmek ya da sadece belli gıdaların tüketimini tavsiye etmek yerine günlük sodyum alımını sınırlamayı amaçlıyor.

    DASH’in beslenme planında, günde 3 adet tam tahıllı gıda tüketimi, 4 ila 6 porsiyon sebze, 4 ila 6 porsiyon meyve, 2 ila 4 porsiyon süt ürünleri ve birkaç porsiyon beyaz ve kırmızı et, fındık, ceviz ve baklagillerin tüketimi yer alıyor.

    Bu diyeti değerlendiren uzmanlara göre, DASH’in dezavantajları, devam ettirilmesinin bireyler için çok zor olması ve yüksek maliyeti. Yüksek tansiyon şikayeti olanlar için geliştirilen diyet, kolesterolü ve kalp hastalıkları, inme, böbrek taşı ve diyabet riskini düşürmede etkili.

    Listenin ikinci sırasında ise yine Milli Sağlık Enstitüsü’nün geliştirdiği Terapatik Yaşam Şekli diyeti bulunuyor. Kısaca TLC olarak bilinen bu diyetin ana noktası ise doymuş yağ tüketimini kesmek. Bu diyette, günlük kolesterol alımı kısıtlanıyor ve lifli yiyecekler daha fazla tüketiliyor.

    Listenin üçüncü sırasını, Mayo Clinic diyeti, Akdeniz diyeti ve Weight Watchers diyeti paylaşıyor.
    Diyet listesinin en alt sırasında, Taş Devri diyeti ve Dukan diyeti bulunuyor. Taş Devri’nde yaşayan insanlar beslenme alışkanlıklarına benzer bir beslenme tavsiye eden diyet, özellikle geçtiğimiz yıl popülerdi.

    Hayvansal proteinin bol miktarda alınması ve şeker, tahıl, baklagiller ve süt ürünlerinden kaçınılmasını salık veren diyetin faydası, bilimsel yönden henüz kanıtlanmadı. Dukan diyeti de, yüksek protein ve düşük karbonhidrat alımını öneren bir beslenme planı sunuyor.

  • Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Koleksiyonu

    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Koleksiyonu

    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Koleksiyonu muhteşem ve göz kamaştırıcı tasarımlar galerimizde sizlerle…

    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Koleksiyonu

    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Koleksiyonu
    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Koleksiyonu
    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Koleksiyonu
    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Koleksiyonu
    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Koleksiyonu
    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Koleksiyonu
    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Modelleri
    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Modelleri
    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Kıyafet Modelleri
    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Kıyafet Modelleri
    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Elbise Modelleri
    Hoss Intropia İlkbahar / Yaz 2014 Elbise Modelleri
    Hoss Intropia İlkbahar 2014 Koleksiyonu
    Hoss Intropia İlkbahar 2014 Koleksiyonu
    Hoss Intropia Yaz 2014 Koleksiyonu
    Hoss Intropia Yaz 2014 Koleksiyonu
    2014 Hoss Intropia
    2014 Hoss Intropia
    Hoss Intropia 2014
    Hoss Intropia 2014
    Hoss Intropia 2014 Elbise Modelleri
    Hoss Intropia 2014 Elbise Modelleri
    Hoss Intropia 2014 Elbise Modelleri
    Hoss Intropia 2014 Elbise Modelleri
    Hoss Intropia 2014 Elbise Modelleri
    Hoss Intropia 2014 Elbise Modelleri
    Hoss Intropia 2014 Elbise Modelleri
    Hoss Intropia 2014 Elbise Modelleri

  • Vücuttaki çatlaklar için kür

    Vücuttaki çatlaklar için kür

    Ne zaman kilo alıp veririz işte ondan sonra vücudumuzun çeşitli yerlerinde çatlaklar oluşur oluşan bu çatlaklar için Suna Dumankaya bitkisel bir karışım hazırlamış. Vücudunuzdaki çatlakları önlemek için bu formülü denemeniz yeterli…

    Malzemeler:

    1 çorba kaşığı kakao yağı

    1 çorba kaşığı badem yağı

    Yapılışı:

    1 çorba kaşığı kayısı yağı

    1 çorba kaşığı çilek yağı 1 çorba kaşığı limon suyu

    1 çorba kaşığı portakal suyu

    Tüm malzemeleri karıştırın. Bu karışım, özellikle hamile­lerde çatlak oluşmasını engeller. Yukarıdan aşağıya doğru dairesel hareketlerle masaj yapılarak sürülür.

    Vücudunuza tonik olarak, portakal, kara üzüm, elma ve limon sularını karıştırarak sürün.

  • Kadın ve erkeklerin ilişkiden beklentileri

    Kadın ve erkeklerin ilişkiden beklentileri

    Kadın ve erkeklerin duygusal birlikteliklerde öncelikleri ve zayıf noktaları neler? İşte cinsleri anlamanın yolları…

    İyi niyetli davranışlar kimi zaman eşler tarafından neden yanlış anlaşılır? Ego doyumunda sınır ne olmalı? Kadın-erkek ilişkilerinde mutlu bir yaşam için çok önemli tüyolar veren Prof. Dr. Nevzat Tarhan kadınlara en büyük armağanın güven olduğunu belirtiyor.

    Kadın önce paylaşmak ve yakınlık istiyor.

    Kadınların erkekler konusunda en çok dile getirdikleri yakınma; erkeklerin onları dinlemediği ve anlamadığı yönünde, peki erkeklerin önceliği nedir?

    Erkekler; yetenekli, yeterli ve güçlü hissetmek istiyor.

    Erkekler doyumu başarıda ve sonuç almada bulurken, kadınlar paylaşma, değer verilme ve önemseme de yaşıyor.

    Bir kadın eşini sevdiğinde onun gelişmesine yardımcı olmayı, erkeğinin eksiklerini gidermeyi ve düzeltmeyi görev bilir ve bunun için çalışır, bu doğrultuda hareket ederken eşini koruduğunu düşünür.

    Güçsüz hissettirmeyin!

    Bu süreçte erkek duruma farklı açıdan bakarak, karısı tarafından yönetildiğini düşünmeye başlayabilir. Kadının erkeğine yardım ederken erkeğini güçsüzlük ve beceriksizlik hissettirmemesi oldukça önemli.

    Ne yapacağını bilememek duygusu uyandırmayın!

    Bir erkekte ne yapacağını bilemediği duygusunu uyandıran bir kadın, erkeği anlamıyor demektir. Bir kadın erkeğe kendisini iyi ve yeterli hissettirir, ‘kontrol bende’ duygusunu yaşatırsa o erkeğe çok şey yaptırabilir.

    Kadının egosunu destek, paylaşmak doyurur…

    Kadının ego doyumunu destek görmek ve destek vermek, paylaşmak, yardımcı olmak hisleri sağlar. Kadın erkekten çok daha fazla estetik kaygılara, sevgiye, iletişime, güzelliğe değer verir. Sevgi ve uyum onlar için daha önemlidir. Bir erkeğin yarışı kazanmaktan veya tuttuğu futbol takımının attığı golden aldığı zevki kadın yakınlaşma ve paylaşma anında hisseder.

    Erkeğe öğüt verirken dikkat!

    Bir kadının da erkeğe istemeden öğüt vermesi tenkit şeklinde anlaşılır. Erkeğin kendisini sorunlu, arızalı, yetersiz hissetmesine meydan vermeden ona öğüt vermenin yolunu bulan kadın kendini aşmış demektir. Erkekler bu açıdan çocuk gibidirler. Kabullenip sonra yönlendirilirlerse düşünce yanılgısına düşmezler.

    En büyük armağan güven!

    Eşlerin birbirlerine verecekleri en önemli armağan güvenlerini hissettirmeleridir. Bu aynı zamanda karşımızdakini onurlandırma yoludur. Bir kadın, erkeğin giydiği gömleğin pantolonuna uymadığını gördüğünde “Bu olmamış” derse erkek kendisini beceriksiz hisseder. Bu olmamış yerine “Bence böyle olsa sana daha çok yakışır” demek olumsuz duyguları bertaraf edecektir.

    Ancak diğer taraftan kadın fikrini söylemediğinde kendisini işe yaramaz gibi zannedebilir. Bu noktada erkek kadının fikrine saygı duymayı bilmelidir. Farklı görüşü yapıcı olarak paylaşmayı becerebilmek bir erkeğin kendisini aşmasıdır. Sorunun püf noktası “Önce kabul et” düşüncesini alışkanlık haline getirmektir.

  • Cinsellik hakkında bilmediklerimiz

    Cinsellik hakkında bilmediklerimiz

    Küçük Yüzücüler: Ortalama bir çay kaşığı insan menisinde yaklaşık 300 milyon sperm vardır ve bunlardan sadece bir tanesi yumurtayı döllemek için yeterlidir!

    Vibratörler: İlk vibratörün 19. Yüzyılda histeri hastalığını dindirmek için bulunduğunu biliyor muydunuz?

    İlişki Sonrası: Cinsel ilişki sonrası sarılıp uyumayı unutun! Yapılan bir ankete göre artık 35 yaşın altındaki insanların %36’sı sigara eşliğinde facebook ve twitter hesaplarını kontrol ediyorlar!

    Orgazm: Her ne kadar bütün oklar erkekleri gösterse de, orgazm sırasında son gülen taraf kadınlar oluyor! Kadınların ortalama orgazmı 20 saniye sürerken, erkeklerinki 6 saniye sürüyor!

    Kızlar: Siz de mi erkeklerin kadınlardan daha çok seks düşkünü olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yanlış! Kadınlar erkeklerden %17 daha fazla seks düşünüyor!

    Orgazm Yararlı: Orgazmın kadın sağlığına yararlı olduğunu biliyor muydunuz? Orgazm olarak; kalp rahatsızlığı, inme, meme kanseri ve hatta depresyon riskini azaltabileceğinizi biliyor muydunuz? Yani seks yapın ve mutlu olun!

    Sexersiz: Seksin bir egzersiz sayıldığını biliyor muydunuz? 30 dakika seks yaptığınızda yaklaşık 200 kalori yakarsınız!

    O kadar da kötü değil: Tahrik olduğunuz sırada iğrenç bulduğunuz bir şeyi düşünmenizin mümkün olmadığını biliyor muydunuz?

    Vücudunuzu Sevin: Vücudunu beğenen kadınların diğerlerine nazaran sekste daha iyi olduğunu biliyor muydunuz?

    Seksin Yaşı: Araştırmalara göre Amerika’da 19 yaşına gelmiş gençler çoktan seks yapmış oluyorlar!

    Telefon: Yapılan bir araştırmaya göre kadınların %12’si seks esnasında çalan telefonları yanıtlamaktan çekinmiyorlar!

    Hadi Biraz Seksten Bahsedelim: Gene yapılan araştırmalara göre seks hakkında konuşmaktan çekinmeyen insanlar çoğunlukla seks hayatında mutlu olan insanlarmış

  • Grip Aşısı Olmak İçin Geç mi?

    Grip Aşısı Olmak İçin Geç mi?

    Türkiye genelinde bir süredir etkili olan grip salgınından korunmak için özellikle risk grubunda yer alanların aşılanması gerektiği bildirildi.

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yılla kıyaslandığında ciddi grip salgını yaşandığını, özellikle son 15-20 gündür vaka sayısında büyük artış gözlendiğini söyledi.

    Grip virüsünün yol açtığı salgının giderek artacağını, çünkü her gün polikliniklere gelen vaka sayısının arttığını ifade eden Köksal, “H3N2 virüsü, geçen yıllar çok korkulan H1N1, yani domuz gribinden biraz farklı. Bu, domuz gribinin majör, yani küçük bir değişime uğramış variant hali ama inanın geçen seneki griplere göre, hatta domuz gribinden bile daha ağır ve uzamış klinik seyir izliyor” dedi.

    Köksal, grip virüslerinin insanları hastalandırma kapasitesinin çok yüksek olduğunu ve solunum yolu hücrelerine tutunduklarını, sonra da hastalık yapıcı maddelerini aktararak solunum yollarında ciddi hastalıklara yol açtığını anlatarak, şunları söyledi: “H3N2 virüsü oldukça ağır klinik tablo ortaya çıkarmaktadır. Özellikle çocuklar ve yaşlıları etkileyen hastalık, başlangıç olarak diğer grip türlerinden pek farklı değil.

    Halsizlik, yüksek ateş ve boğazda yanma ilk belirtiler

    Hastalık etkeni virüsün kolayca alt solunum yollarına inerek akciğerleri etkilediğini vurgulayan Köksal, şöyle devam etti:

    “Özellikle de risk grubunda olan yaşlılar, şeker, kalp, akciğer ve kanser hastaları ile çocuklar, gebeler, sigara içenler ve aşırı alkol tüketenlerde hastalık biraz daha ağır seyrediyor. En korktuğumuz nokta akciğerlerin etkilenmesi çünkü grip çok ağır seyirli zatürredir ve ölüme kadar gidebilir. Bunun için uzamış belirtileri olan hastaların kendi kendilerine ilaç almaksızın mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekir.”

    Hastaneye müracaatta yüzde 20-30 oranında artış yaşandı

    Köksal, gribin tedavisi olan ve korunulabilen hastalık olduğuna dikkati çekerek, “Tedavide kesinlikle antibiyotik kullanılmaması gerekiyor. Antibiyotiklerin bir etkisi olmadığı gibi ileride gelişebilecek komplikasyonlarda direnç gelişmiş olacağı için tercih edebileceğimiz antibiyotik kalmayacak. İlk 48 saat içinde antiviral ilaçların alınması, hastalığın klinik seyrini ciddi oranda etkilemekte ve iyileştirmektedir” diye konuştu. Gribin bu kadar yaygın görülmemesi gerektiğine işaret eden Köksal, şunları kaydetti:

    “Geçen seneki aşılama oranları ile bu sene ki oranlara baktığımda yüzde yüze yakın düşüş olduğunu görüyorum. Bu çok önemli bir nokta. Geçen yıl domuz gribinden korkulduğu için büyük bir kesimi rahatlıkla aşıladık ama bu sene sanki domuz gribi bitti başka da grip olmayacak gibi, bırakın normal insanları risk grubunu oluşturan, beraberinde de altta yatan başka hastalığı olan kişilerin dahi öykülerini aldığımızda aşılanmadıklarını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Hala geç değil, aşılanmamış, özellikle risk grubunu oluşturan grupların mutlaka aşılarını yaptırması gerekiyor.”

    Grip mevsimi boyunca aşı yapılabilir

    Köksal, hastaneye müracaatta yüzde 20-30 oranında artış yaşandığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Grip solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Sosyal öpüşme, tokalaşma gibi davranışlar bulaşmaya yol açabilir. Onun için ellerin sık sık yıkanması, hasta olanların mümkünse maske takarak iş yerine ya da okula gitmeleri basit korunma yollarıdır. Ellere değil de bükülen kolun iç kısmına hapşırılması, ellerin temiz kalması açısından bir parça önem arz etmektedir. Ellerini sık yıkama şansı olmayanlar, dezenfektan ürünleri kullanabilirler. Yarıyıl tatilinin geliyor olması, hastalığın yayılma hızını biraz düşürecektir ama şu anda hastalık pik noktasına gelmedi, artarak devam ediyor.”

    Kimler grip aşısı yaptırmalı?
    6 ay-18 yaş arası çocuklar ve gençler
    Kronik akciğer hastalığı olanlar ( Kronik bronşit, Astım vb.)
    Bütün kalp damar hastaları (Yalnızca Hipertansiyonu olan hastalaarda mutlak zorunlu değildir)
    Kronik böbrek, karaciğer hastalığı ve şeker gibi metabolik hastalığı olanlar
    Vücudu savunma sistemini zayıflatan kortizon veya immunsupresif denilen ilaçları kullananlar
    AIDS, kanser gibi vücudu direncini düşüren hastalığı olanlar
    Solunum sistemi çalışmasını bozan akciğer dışı hastalığı olanlar (Omurilik felçlileri, kas ve sinir sistemi hastalığı olanlar)
    Huzurevi ve bakımevinde kalanlar
    Hamileliğinde 3 ayı tamamlayan tüm hamileler
    Grip sezonu (sonbahar ve kış) hamile kalma olasılığı olanlar
    50 yaş üstü erişkinler
    Sağlık personeli ve itfaiye polis gibi önemli, yaygın kamu hizmeti yapanlar

    Gri aşısını kimler yaptıramaz?

    Piyasada ölü virüslerle yapılan ‘Split inaktif’ denilen aşı yaygındır ve güvenle yapılabilir. Zayıflatılmış virüslerle yapılan ve burundan sprey şeklinde verilen canlı aşılar ise doktora danışılmadan yapılmamalıdır. Bu aşılar bazı gruplara yapılmamaktadır. Bu gruplar şu şekilde sıralanabilir:
    Yumurtaya ciddi alerjisi olanlar
    Daha önce grip aşısına alerjik reaksiyon gösterenler
    Grip aşısından 6 ay sonraya kadar olan dönemde Guillan Barre denilen kas hastalığı geçirmiş olanlar
    6 aydan küçük çocuklar
    Ateşli hastalık geçirenler (Ateşli hastalık tamamen düzelene kadar aşı yapılmaz)

  • Sultan Revanisi Tarifi

    Sultan Revanisi Tarifi

    Sultan Revanisi nasıl yapılır ? Sultan Revanisi malzemeleri nelerdir ? Sultan Revanisi tarifi…

    Malzemeler

    5 adet yumurta
    Bir tutam tuz
    Yarım su bardağı tozşeker
    Bir buçuk kahve fincanı un
    Bir buçuk kahve fincanı irmik
    1 paket kabartma tozu
    Şerbeti için:
    İki buçuk su bardağı tozşeker
    2 su bardağı su
    3-4 damla limon suyu
    Üzeri için:
    200 gram + 1 çorba kaşığı yerfıstığı
    Bir tutam toz karanfil
    1 adet yumurtanın akı
    Yarım su bardağı tozşeker

    Sultan Revanisi Yapılışı
    Şerbeti için tozşeker ve suyu bir tencerede kaynatın. İçine limon suyu ilave edin ve bir taşım daha kaynattıktan sonra ocaktan alıp, soğutun. Hamur için yumurtaların akını ve sarısını ayırın. Aklarının içine bir tutam tuz ekleyip, kar haline gelene kadar çırpın. Sarılarına tozşeker katıp, iyice çırpın. Daha sonra un, irmik ve kabartma tozu ilave edip, karıştırın. Yumurta akını da yavaşça ekleyip, sonra şöyle bir karıştırdıktan sonra yağlanmış 30×30 cm’lik kelepçeli bir kalıba boşaltın. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında hafif pembeleşene kadar pişirin. Ilık tatlının üzerine soğuk şerbeti gezdirin. Tatlının üzeri için 200 gram yerfıstığını iri kalacak şekilde robottan geçirin. Yumurta akını tozşeker ile çırpın. İçine yerfıstığı ve karanfili katıp, karıştırın. Revaniyi pişirdiğiniz kelepçeli kalıbın dibini yağlayın ve üzerine yağlı kağıt serin. Yağlı kağıdın da üzerini yağlayın ve hazırladığınız karışımı dökün. Üzerine kalan 1 çorba kaşığı yerfıstığını aralıklarla yerleştirin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında kızarana kadar pişirin. Soğuduktan sonra yağlı kağıdı
    çıkarıp, revaninin üzerine yerleştirin.

  • 2014 kırlent modelleri

    2014 kırlent modelleri

    2014 kırlent modelleri galerimizde sizlerle…

    2014 kırlent modelleri

    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri
    2014 kırlent modelleri

  • 2014 moda hataları

    2014 moda hataları

    Trendleri yanlış anlamak hata yapmanıza neden olabilir. Komik gözükmek istemiyorsanız işte size en sık yapılan hatalar…

    İş kıyafetleri

    Hepimizin dolabında iş için ayırdığımız renkli parçalar var. Fakat her renkli parça iş yerine uygun değildir. Bu kıyafetlerin ayrımını dikkatli yapın.

    Sivri burunlar

    Bir zaman sanki sonsuzluğa uzanırmışçasına uzun olan sivri burun ayakkabılar çok modaydı. Modacılar ipin ucunu kaçırdıklarını fark ettiklerinde uzunluklarını daha makul oranlara çektiler. Eğer o günlerden bir ayakkabınız varsa, giymemeye özen gösterin. Çünkü gerçekten kötü durduklarını bilmenizi isteriz.

    Geçmişte kalmak

    Vintage, yani eskiye vurgu yapan parçalar çok moda. Ama bunu günümüze uydurmamız çok önemli. Annelerimiz hatta anneannelerimizin dolaplarını karıştırıp, eski parçalardan yararlanmak sizi şık ve farklı kılar fakat tüm üzerinizdekilerin o dönemlerden kalmışsınız gibi olmaması için özellikle dikkat edin.

    Üzerinize olmayan kıyafetlerHer dönem dar ve bol kıyafetler moda olur. Önemli olan üzerinizde babanızın gömleği ya da küçük kardeşinizin pantolonu gibi durmamasına dikkat etmelisiniz.

    Kalitesiz parçalar

    Yarı değerli yapay taşlardan yapılan kıyafetler çok revaçta. Bunlara verecek param yok, taklitleri ile idare ediyorum diyorsanız özellikle dikkatli olmalısınız. Çünkü kötü taklitler çok güzel giyinmiş olsanız bile üzerinizde sırıtır.

    Takılar

    Kıyafetlerinizi tamamlayan önemli parçalardan biri kesinlikle takılardır. Fakat takı işini abartıp üzerinizde bir takı dükkânından fırlamış gibi durmamalarına özen göstermelisiniz.

    Taytlar

    80’lerin modası geri döndü. Önceleri siyah, kahverengi, gri ve beyazı çıkan taytların şimdi istediğiniz her rengini bulmak mümkün. Fakat yaptığınız kombinasyonlara çok dikkat edin. Özellikle renkli bir tayt seçimi yaptıysanız üzerinizde onlarca renk olmamasına dikkat edin.