Blog

  • Mafiş tatlı tarifi

    Mafiş tatlı tarifi

    Mafiş tatlı nasıl yapılır ? Mafiş tatlı malzemeleri nelerdir ? Mafiş tatlı tarifi…

    Mafiş tatlısı için gerekli malzemeler:

    2 su bardağı un
    2 adet yumurta
    1 bardak küllü su
    1 paket karbonat
    1 kase nişasta
    1 yemek kaşığı tarçın
    ¼ limon
    Şerbeti için:
    3 su bardağı şeker
    2 bardak su
    6 adet karanfil
    ¼ limon

    Yapılışı: 

    2 su bardağı una 2 yumurta kırılır. 1 bardak küllü su un ve yumurtanın üzerine dökülür. Karbonat eklenerek hamur karıştırılıp yoğurulur. 3 su bardağı seker ve 2 bardak su kaynatılır. İçine 6-7 dal karanfil atılır ve çeyrek limon sıkılır. Kaynayan şerbet soğutulur. Yoğrulup dinlenen hamur bezelere bölünüp, nişasta ve un serpilerek açılır. Küçük dikdörtgen şeklinde dilimlenen hamur parçaları ortasından büzülerek fiyonk şekli verilir. İstenirse hamur farklı şekillerde de hazırlanabilir. Hazırlanan hamurlar cızırdayan sıvı yağda nar gibi kızartılıp soğutulan şerbete atılır. Şerbetini çeken tatlılar servis tabağına alınır ve üzerine tarçın serpilir.
    Mafiş sunuma hazırdır.

    Afiyet olsun…

  • Kilo vermenin 8 etkili yolu

    Kilo vermenin 8 etkili yolu

    Uzmanlar günlük hayatta kolayca uygulanacak yöntemleri anlattı…

    1-Kilo vermenizi destekleyecek, sizi motive edecek bir arkadaşınızı olması diyetinizi yarıda bırakmanızın önüne geçecektir.

    2-Bir hedefiniz olduğu için böylelikle diyetiniz daha etkili ve azimli olacaktır.

    3-Gün içerisinde tükettiğiniz asitli ve kafeinli içecekleri en aza indirin ve mümkün olduğunca tüketmemeye özen gösterin.

    4-Yediğiniz besinlerin kalorisine dikkat edin. Gün içerisinde kalorisi yüksek bir besin tüketecekseniz, gündüz saatlerinde yemeği tercih edin.

    Diyet yapanların 30 hatası için tıklayın !

    5-Özellikle bir alışveriş merkezine gidecekseniz tok karına çıkmayı seçin.

    6-Aksi taktirde alışveriş sonrası bol kalorili fast food kurbanı olabilirsiniz.

    7-Hızlı ve etkili kilo vermek için gün boyu 8-10 bardak su tüketmeyi ihmal etmemelisiniz.

    8-Buzdolabına kilolu halinizle olan bir fotoğrafınızı asmak, dolabı her abur cubur tüketmek için açmaya yöneldiğinizde sizi durduracak ve psikolojik açıdan kilo vermenizi kolaylaştıracaktır.

    9- Diyetinize başladığınız zaman kendinize muhakkak bir hedef kilo belirleyin.

    10-Diyetinize ek olarak haftada bir gün vücudunuzdaki zararlı toksinlerden kurtulmak için detoks uygulayın.

    Habertürk

  • Sevgili İle İzlenecek Aşk Filmleri

    Sevgili İle İzlenecek Aşk Filmleri

    Romantik bir gece geçirdiniz ve sonunu filmle tamamlamak istiyorsunuz. İşte size 5 aşk filmi önerimiz. Yalnız bir uyarı, sakın başkarakteri sevgilinizle karşılaştırmayın. Onlar tamamen hayali karakterler, maalesef aşklar filmlerdeki gibi değil. Bu gerçeği de kabullendiyseniz başlayalım size önereceğimiz filmlere…

    1. Aşk ve Gurur (Pride And Prejudice)

    Bir roman uyarlaması olan bu film, bir kadının ön yargılarla dolu olmasına rağmen bir erkeğe nasıl aşık olabileceğini anlatıyor. Kadının ve erkeğin o imkansız ve çarpık ilişkiler yumağında birbirlerine dokunamamalarına rağmen buldukları huzur içinize işliyor. Sevgilinizle izlerken içinizi ısıtacak bu film, tarifi olmayan duygularınızı da açığa çıkaracak. Huzurlu bir aşk filmi için, o güzel manzaralar için ve eski dönemlerin ihtişamı için ısrarla tavsiye ederiz.

    2. Aşka Yolculuk (Leap Year)

    Yanlış adama mı aşıksınız? Gerçek hayallerinizi idealler uğruna kayıp mı ettiniz? Şimdi sirkilme zamanı. Bu filmle işte aynen bu duygular içerisinde olacaksınız. Aynı zamanda İrlanda’nın doğal güzelliklerine gitmek de cabası. Bu romantik komedi filmi erkek arkadaşı ile evlenmek isteyen bir kadının ona evlilik teklifi etmek için ülkeler arası seyahatini konu alıyor. Eğlenceli bu filmi çok ilişkinize empoze etmeden izlemenizi tavsiye ederiz. Hem belki beraber bir aydınlanma yaşayıp, hayattaki önceliklerinize bir bakış atarsınız.

    3. Boş Ev (Bin Jip)

    Bu muhteşem Kim-Ki Duk filmi çok sessiz ama çok derinden. Biraz farklı bir film izlemek istiyorsanız, Uzak Doğu sinemasının incilerinden “Boş Ev”i ısrarla tavsiye ederiz. Bu ilginç aşk hikayesi içinize işleyecek ve sevgilinizle beraber ortak bir huzuru paylaşacaksınız. Film başkalarının evlerinde gizlice yaşayan bir adamın, bir kadına olan ilginç aşkını anlatıyor. Kahramanlarımız şiirsel ve görsel bir aşk yaşıyor. Bu aşk içinize huzur verecek.

    4. Sil Baştan (Eternal Sunshine Of The Spotless Mind)

    Bir adamı veya kadını çok seversiniz ve her şey güzeldir. Ama bir süre sonra çıkan sorunlar sizi birbirinize düşürür. Ne kadar çok sevseniz de keşke onu hiç tanımasaydım dediğiniz zamanlar olur. Ne kadar acı verirse aşk, kurtulma isteği de o kadar büyük olur. İşte bundan yola çıkan film, erkeğin hafızasını sildirme işlemini konu alıyor. Tabii ki biraz absürt bir film olsa da klasikler arasında yerini sağlamlaştırmış. Bu modern klasiği sevgilinizle izlerken geçmişinizin muhasebesini yapıp, ilişkiye bakış açınızı yenileyebilir ve ilişkide yaptığınız hatalardan ders çıkarma zamanınızı başlatabilirsiniz.

    5. Küçük Gün Işığım (Little Miss Sunshine)

    Size son film olarak Cesaretin Var mı Aşka? ya da Not Defteri gibi kült romantik filmleriönerebilirdim ancak bunun yerine, bir aile filmi önermek istiyorum. Bu benim en favorifilmlerimden. Bir ailenin yol hikayesi, bir ailenin dış yolculuğu kadar iç yolculuğuna da olan hikayesi. Sevgilinizle bu filmi izlerseniz, aile olmanın önemi hakkında mutlak bir fikrekavuşabilir, bu anlamda duygularınızı paylaşabilirsiniz.

    Diziler için KKwebTV

  • Renklerle Gelen Şık Çözümler

    Renklerle Gelen Şık Çözümler

    Firmaların gerek küçük alanlar gerekse sıkıcı mekânlara bulduğu çözümler renklerle birleşince ortalık şenlik yerine dönüyor

    İş hayatıyla birlikte sıkışan şehirler ve şehirlerin artan nüfusuna yetişmeye çalışan konutlar gittikçe küçülüyor. Durum böyle olunca da az yer kaplayan ürünler önem kazanıyor. Duvara monte edilebilen bu ürün açıldığında çalışma masası olarak kullanılabiliyor.

    Bazı insanlar kitaplarını elektronik ortamlarda depolamayı tercih eder. Ama kitaplara dokunmayı tercih edenler için dizayn edilen kitaplık zaman ve yer kavramına da karşı çıkıyor. Sallie Trout tarafından tasarlanan kitaplık kumandayla kontrol edilen asansörüyle en üstteki kitaba bile kolayca ulaşım sağlıyor. Havalar ısındıkça bahçe ve terasta daha fazla zaman geçiriyoruz. Buradan yola çıkarak bahar desenleri ve renklerinden yapılan hamak koltuk dış mekanlar için ideal. Sıcağa ve yağışa karşı da resistanslı ürün konfor da garanti ediyor.

    Ahşap lamba Barend Hemmes tasarımı. Hem iç hem de dış mekanda kullanılabilen ürün, laser kesim tekniğiyle ışığı farklı şekillerde yansıtıyor. Mekana farklı bir ambians katıyor. Dalga efekti verilen bambuların üzerine yerleştirilen minderlerden ortaya çıkan bu tasarım etkileyici…

    Lucas Rise tarafından tasarlanan bu renkli gardroblar, tamamen eski mobilyaların onarımının yapılıp artistik desenlerle boyanmasından meydana getirildi. Eski gardroblarını atmak yerine güne yeniden kazandırmak için iyi bir model.

    Karim Rashid ve Alexandra Von Furstenberg’in Pembe Kuğu projesi göğüs kanserine dikkat çekiyor. Satışlardan elde edilen tüm gelirlerin Göğüs Kanseri Araştırma Kurumu’na aktarılacağı projede sergilenen koltuk, pembe kurdeleleriyle ortamı hareketlendiriyor.

  • Sura tarifi

    Sura tarifi

    Sura nasıl yapılır ? Sura malzemeleri neledir ? Sura tarifi…

    Sura için gerekli malzemeler:
    1 adet kuzu kol
    3 su bardağı pirinç
    300 gram kuzu ciğeri
    300 gram kestane
    2 adet soğan
    500 gram arpacık soğan
    3 yemek kaşığı badem
    3 yemek kaşığı dolmalık fıstık
    6 tatlı kaşığı kuş üzümü
    2 tatlı kaşığı karabiber
    2 yemek kaşığı toz biber
    1 tatlı kaşığı nane
    1 çay bardağı sıvı yağ

    Yapılışı:

    2 adet soyulur ve zeytinyağında kavurulmaya başlanır. Dolmalık fıstık, badem ayrı ayrı tavalarda kavurulur.. 300 gram ciğer soğanla kavurulur. Kavurulan tüm malzemeler buluşturulur ve haşlanmış kestane eklenir. Yıkanan pirinç ve eklenir ve kısık ateşte kavurulurken, kuş üzümü eklenir. Az su koyulup tuz ve karabiber serpilen iç pilav karıştırılarak pişirilir. Kuzu kola iç pilav doldurulur ve malzemelerin dökülmemesi için dikilir. Kuzu kolun dışı toz biber ve sıvı yağ sürülerek ovulur. Kuzu kol fırın tepsisine alınır ve iki bardak su koyulur. Etin üzerine yağlı kağıt serilir ve tepsinin üzeri alimünyum folyo ile kaplanır. Hazırlanan sura önceden ısıtılan fırına koyulur. Pişmesine yakın kuzu kolun yanına arpacık soğanlar koyulur ve etle pişirilir. Servis tabağına alınan kuzu kolun yanına arpacık soğanlar koyulur ve etin üzerine tepsideki suyu dökülür.
    Sura sunuma hazırdır.

  • Kafein bağımlısı mısınız?

    Kafein bağımlısı mısınız?

    Uzmanların araştırmalarına göre, kafein bırakıldığında iş düzeni aksıyor, sosyal fonksiyonlar engelleniyor ve grip olmuş hissi yaşanıyor.

    National Geographic Dergisi’nin ‘Kafein’ isimli makalede, kafein bağımlılarının kahve, alkolsüz içki, enerji içeceği veya çay içmeyince kendilerini neden uyuşuk ve kötü hissettiklerine açıklık getirildi.

    Johns Hopkins Tıp Fakültesi’nden davranışsal biyoloji ve nöroloji profesörü Roland Griffiths, vücutta kafeinin azalmasının yol açtığı bu etkilerin, kesinlikle psikolojik bir rahatsızlık olduğunu iddia ediyor.

    Semptomların tetikçileri

    Ayrıntılı bir ‘kafein azalması’ çalışması yapan Prof. Griffiths’e göre, yapılan araştırmalar, günde sadece yarım fincan kahveye denk 100 miligram kafein tüketen kişilerin, kafein azalmasını tetikleyecek fiziksel bir bağımlılık kazandıklarını kanıtlıyor. Düzenli kafein kullanıcıları kafeinin iyi huylu (hafif) bir uyarıcı olduğunu bilseler de, çoğu kafein kullanımına ani bir ara vermenin bazen rahatsız edici belirtiler vereceğinden habersizler.

    Araştırmaların sonucuna göre, kafein azalması semptomları 5 gruba ayrılıyor:

    – Baş ağrısı
    – Aşırı yorgunluk veya uyuklama
    – Depresyon veya aşırı alınganlık
    – Konsantrasyon bozukluğu
    – Mide bulantısı, kas ağrısı ve tutukluğu da içeren grip benzeri belirtiler.

    Grip olmuş hissi yaşanıyor

    Prof. Griffiths, düzenli kafein kullanıcılarının en azından yarısının, kafein kullanımını bırakma veya ara verme halinde bu belirtilerle karşılaşacaklarını söylüyor ve ne tip bir kafein ürünü kullanılırsa kullanılsın, semptomların ortaya çıkacağını sözlerine ekliyor. Kafein bırakıldığında bırakanların yüzde 13′ünde önemli klinik sıkıntılar ortaya çıkıyor. İş düzeni aksıyor, sosyal fonksiyonlar engelleniyor ve yatağa giderken grip olmuş hissi yaşanıyor.

  • Metropol Diyeti

    Metropol Diyeti

    Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Ferin Batman, Ankara merkezli bir diyet olan ‘Metropol Diyeti’nde de şeker, kola ve meyve sularının yasak olduğunu söyleyerek söze başlıyor. ‘Metropol Diyeti’ isimli kitabın yazarı olan Batman’a, siyaset dünyasından da sıkı takipçileri olan diyetin püf noktalarını sormaya başlıyoruz. Yazıdizimizin 4’üncü gününde sağlıklı bir beslenmeyle nasıl formumuzu koruyacağımızın ayrıntılarını Batman cevaplıyor…

    diyet yaparken ya da başlamadan önce yapılan en büyük hatalar neler? 

    En büyük hata kısa sürede kilo vermek için mucize beklemek. Özellikle yaz yaklaşırken, zayıflama paniğine kapılanların daha çok hata yaptığını gözlemliyorum.

    1 haftada 10 kilo vermeyi, tığ gibi bir bedene sahip olmayı vaat eden diyetler işe yarasaydı sanırım buna en çok zaman darlığından yakınan metropol insanı sevinirdi. Kısa sürede kilo vermek uğruna içilen bitki çayları, kutu kutu yutulan zayıflama hapları ve içecekleri kilo kaybı sağlamak yerine vücuda zarar veriyor, hormonların dengesini bozuyor.

    Yediklerinin kalorisini öğrenen, her gün tartılan ama kilo veremediği için motivasyonunu kaybeden kişiler, kendisini daha fazla yemek yerken buluyor. Ve bu kısır döngü sonucunda diyet başarısızlıkla sonuçlanırken, verilen 5 kilo da 10 kilo olarak geri dönüyor. Ben kitabımda tek bir diyet listesi vermiyorum. Diyeti kolaylaştırmanın tüyolarını ve diyette motivasyonu artırmanın yollarını madde madde veriyorum.

    Metropol diyetini diğer diyetlerden ayıran temel fark nedir?

    Temel fark, bir dönem uygulanıp sonra da bırakılan diyet listeleri vermek yerine, ömür boyu sağlıklı beslenmeyi, zayıflamayı, kilo korumayı kolaylaştıran, motive edici bir sistem olması. Formüller veren, zamanla beslenme alışkanlıklarını doğru bir şekilde yapılandırmayı amaçlayan bir sistem.

    Diyetinizin dayandığı mantık nedir? 

    Bilimsel olarak doğruluğu ispatlanmış diyetleri bir arada kullanıyorum. Benim yöntemim kime hangisinin ne zaman uygulanması gerektiğini planlamak. En önem verdiğim, kişinin ihtiyacı olan spefik besinleri bularak diyetini o yönde desteklemek ve zenginleştirmek, zayıf ve güçlü noktalarını tesbit ederek, mutsuz hissetmeden rahatlıkla uygulayabileceğini göstermek. Sürekli yüksek motivasyon sağlamak.

    “ÖĞÜNLER ATLANIYOR AKŞAM YEMEĞİNE YÜKLENİLİYOR”

    Sizce de metropol insanının diyet yapması daha mı zor? Başarısızlığa giden yolda en büyük etken neler?

    Metropol insanının önünde farklı pek çok seçenek olması diyette kafayı karıştıran önemli bir unsur. Birbirinden gösterişli ambalajlarının içerisinde o yiyecek ve içeceklerin gerçek yüzlerini bilmiyoruz. Bu yüzden metropol insanı hatalara düşüyor. Sağlıklı beslenmek ve zayıflamak alışverişte başlar.

    diyet yapmayı zorlaştıran diğer bir etken ise zamansızlık. Zamandan tasarruf sağlamak için yeme vakitleri kısaltılıyor, fast food tüketimi, hazır ambalajlı ürünlere yönelim artıyor, öğünler atlanıyor, akşam öğününe yükleniliyor. Tüm bunların sonucunda metabolizma yavaşlıyor, tatlı krizleri başlıyor.

    diyet yapmak ve kilo alıp-vermek de sıradanlaşıp imkansız gibi görünüyor. zayıflama diyetlerinde başarısızlığın temel nedeni diyet listelerinin kişinin yaşantısına, sosyal hayatına, yeme alışkanlıklarına uygun olmamasıdır.

    Şehir insanı diyet yaparken neleri dikkate almalı?

    Sağlıklı beslenme alışverişle başlar. Aldığımız besinlerin içerikleri hakkında bilgi sahibi olmamız gerek. Ancak ambalaj ve etiket okuma alışkanlığımız çok yok. Yağı azaltılmış, az yağlı, şekersiz, fırınlanmış, diyabetik gibi pekçok etiket bilgisi görüyoruz ama ne ifade ettiğini bilerek alışveriş yapmalıyız. Bunları bilerek alışveriş yaparsak, eve daha az kalori daha çok sağlık sokmuş oluruz.

    Metropol insanının en büyük sorunu evde yemek yapmaya zaman bulamamak ve hazır besinlere yönelmek. Ama çözüm o kadar zor değil. Örneğin; yeşil mercimek, nohut, fasulye haşlanarak dolapta dondurulup saklanabilir, sonrasında yemeklerde, salatalarda kullanılabilir ve zaman kaybını önler. Öğün atlamak büyük sorun ve en çok atlanan öğünse kahvaltı. Gün boyunca aç kalmamak ve vücudun dinç olmasını sağlamak için sağlıklı bir kahvaltıya ihtiyaç var.

    Uzun süre aç kalmak zayıflatmaz, aksine metabolizmayı yavaşlatır. Kişiye özel değişmekle birlikte 4 saat arayla beslenmeyi öneriyorum. Özellikle sihirli 17.00 dediğim akşamüstü öğününe çok önem veriyorum.

    diyet yapan metropol insanı şehir hayatının yarattığı strese karşı antioksidan besinleri hayatına mutlaka katmalıdır. Stres savar besinleri öğrenmeli, ruh halini düzeltecek yiyeceklerle diyet yapmalıdır.

    Nelerden uzak durmalı?

    Bazı besinlerin mutfağa girmemesinde fayda var. Özellikle de rafine gıdalar, katkı maddesi içeren yiyecek ve içecekler, işlenmiş ürünler.

    Kaynak : Habertürk

  • Cilt sorunlarına doğal tedavi

    Cilt sorunlarına doğal tedavi

    Tariflerin etkileri cilt tipine göre farklılıklar göstermektedir.
    Cilt sorunlarınız için öncelikle Doktora başvurmanız gerektiğini bir kez daha hatırlatalım.

    Elma Sirkesi : 
    Aynı miktarlarda Su ve Elma sirkesini bir kapda kaynatın
    Daha sonra bu karışım ile yüzünüze buhar banyosu yapın.

    Ayrıca gene Aynı miktarlarda Su ve Elma sirkesini ile yüzünüzü 3-4 günde bir silerek de cilt lekelerinizden kurtulabilirsiniz.

    Anason Tohumu : 
    Anason tohumları bir kaba konarak üstünü kapatıncaya kadar su eklenir ve kaynatılır. Tohumlar süzülerek atılır ve elde edilen su soğuduktan sonra cilde masaj yapılarak sürülmesi haline cilt lekelerin önlenmesi ve canlılık kazanması sağlanır.
    Arpa Unu :
    Arpa unu hamur haline getirilerek yüze maske halinde sürülür ve 2 saat süresince bekletilir. Bu işlem sonucunda yüzdeki lekeler yok olur.

    Aşk Otu :
    Aşk otu kökü kaynatılarak elde edilen sıvı, yüzdeki lekeleri yok eder.

    Biberiye : 
    Biberiye, merhem haline getirilerek vücuda sürülerse cildi güzelleştirir, kırışıklıkları giderir. 2 gram kurutulmuş biberiye yaprağı ve çiçeği bir tas içinde 20 dakika kaynatılarak, vücut yıkandığında güzelleştirir, pürüzsüz hale getirir.

    Maske : 
    Haftada bir gün bir tatlı kaşığı süzme yoğurt ve bir çay kaşığı karbonatı karıştırın. Cildinizde bir saat bekletip ovarak çıkarın. Bir çorba kaşığı eşit miktarda mısır unu , ıslatılmış kil, el kremi ve suyu karıştırın ve cildinize sürün. 5 dakika ovarak peeling yapın.

    Bu, cildinizdeki ölü deriyi çıkarır ve porselen gibi cilde sahip olursunuz

    Kudretnarı : Kabakgiller familyasından, tırmanıcı, ince gövdeli, bir yıllık bir bitkidir. Yaprakları saplı ve el gibi parçalıdır. Meyvesi olgunlaşınca, birbirinden ayrılır. Meyveleri 10-15 cm boyunda şişkin ve iki uçta incelmiş şeklindedir. Üzerinde kabarcıklar vardır. Turuncu – sarı renktedir. Ev ilaçlarında, zeytinyağı ile karıştırılarak kullanılır.

    Egzama ve diğer cilt hastalıklarında faydalıdır. Yaraların çabuk kapanmasını sağlar.

    Kayınağacı : Kayıngiller familyasından; kış aylarında yapraklarını döken güzel görünüşlü bir orman ağacıdır. Dalları salkım gibidir. Kabukları halka halkadır. Kabuk ve dallarının kuru distilasyonundan kayınağacı katranı elde edilir.

    Kabuklarının suda kaynatılmasıyla elde edilen suyla yüz lekeleri, çiller giderilir. Kıllar temizlenir.

  • Her On Kadından Biri Evli ve Bakire

    Her On Kadından Biri Evli ve Bakire

    Türkiye’de kadınlar cinsellikten çok korkuyor… Türkiye’deki her 10 kadından biri için, evlendiği gece hayatının en kötü gecesi oluyor. Çünkü kadınlar eşleriyle seks yapmaktan korkuyor. İstese de, sevse de cinselliği yaşayamıyor. Vajinismus adı verilen bu durum aylarca hatta yıllarca sürebiliyor. Bazı evliliklerde seks hiç yaşanmıyor…

    Vajinismus nedir?

    Vajinismus tıpkı deprem gibidir. Kişi umutsuz olduğuna yürekten inanır, ‘Ya canım acırsa’ diye cinsellikten korkar ve vajina kasları öyle bir kasılır ki, asla ilişkiye giremez. Bu, en önemli cinsel fobilerden biridir. Vajinismusun en temel belirtisi o an geldiğinde kişinin panik atak benzeri bir durum yaşamasıdır. Yani kişi eşini iter, kasılır, endişe, korku ve kaygı duyar. O kadar açık bir kaygı duyar ki, bilinci açık olsa bile kontrolünü yitirir. Bundan utanır, suçluluk duyar, kendinden nefret eder, hayal kırıklığına uğrar. Zamanla cinsel isteksizlik ve çocuk sahibi olamama kaygıları buna eklenir. Bu, kadın için de erkek için de zor bir durumdur. Bazı evlilikler buna sadece 5–10 yıl dayanır. Ancak bu korkular 30 yıl bile devam edebilir.

    ANİDEN ORTAYA ÇIKABİLİR!
    Tedavi edildikten sonra vajinismus tekrarlar mı?

    Vajinismusun tipleri vardır. Genelde ilk gece ortaya çıkar ve doğru tedaviden sonra geçer. Bazen cinsel hayatı olan kişilerde birden ortaya çıkar. Doğum yırtıkları, düşükler, kürtaj, kötü ve sert yapılan bir cinsel muayene bile buna neden olabilir. Bu kadınlar fiziksel problemler ortadan kalksa bile cinsel birleşme yaşayamaz. Daha önce tedavi olmuş kişilerde bu hastalık tekrarlayabilir.

    Kolay tedavi edilebilir mi?

    Geçmişte yaşanan bir cinsel travma yoksa ya da muayene edilebiliyorsa, bu basit vajinismustur. Nispeten tedavisi kolaydır. Bazılarında geçmişte yaşanmış cinsel bir travma öyküsü vardır ve derinlerde bastırılmıştır. Bu, ağır vajinismustur. Tedavisi zor ama mümkündür. Bazı kadınlar ise partneri ile olan diğer problemleri nedeniyle istemli olarak ağrı, yanma, acı ve kanama olacağından korkarak cinsel birleşme sırasında kendilerini kasarlar ve cinsel ilişkiye izin vermezler. Buna da durumsal vajinismus denir.

    Vajinismus, anne-baba olmaya engel teşkil eder mi?

    Hayır, vajinismus yalnızca sağlıklı ve mutlu bir cinsel birleşmeye engeldir. Normale göre gebelik şansının az olmasına rağmen, vajenden kayan spermler nedeniyle gebelik oluşabilir. Son yıllarda tüp bebek yöntemiyle anne-baba olan birçok çift var. Sorunlarını çözmek yerine aşılama yöntemi ile anne-baba oluyorlar. Halbuki bu durumda tüp bebek ve aşılama gibi yöntemler sadece zaman ve para kaybıdır. Normal doğumdan sonra bu sorundan kurtulacaklarını düşünenler yanılırlar. Bazı jinekologlar bile doğum sırasında bu konunun kendiliğinden çözülebileceğini düşünür. Ama genellikle sorun devam eder. Zaten bu çiftler genellikle sezaryeni tercih ederler.

    Eşi vajinismus olan erkekler ne yapıyor?

    Bu önemli bir boşanma sebebi mi? Sanılanın aksine vajinismusun yol açtığı boşanma oranları düşüktür. Çünkü cinsel korkular çifti birbirine yakınlaştırır. Devamlı reddedilme ve tatminkar olmayan bir ilişki nedeniyle erkekler pasifize olur. Vajinismuslu kadınlar eğer görücü usulüyle evlendirilmemişlerse, eş veya sevgililerini otoriter ve baskıcı babalarının aksi özellikteki erkeklerden seçerler. Evlilik öncesi başka kadınlarla yaşadıkları cinsel deneyimleri sınırlı olan eşleri, çoğunlukla aşırı nazik, pasif, girişken olmayan ve edilgin erkeklerdir. Tencere ve kapak misali karı-koca birbirlerini kırmaktan aşırı derecede korkar. Vajinismuslu kadınlar nasıl birer ‘iyi kız’ ise, eşleri de aynı şekilde ‘iyi çocuk’lardır.

    Vajinismus deneyimleri için tıklayın !

    ISRAR SORUNU BÜYÜTÜR!
    Vajinismusu olan bir kadına kocasının cinsel ilişki için ısrar etmesi normal midir?

    Eğer erkek kadının korkusunu anlamaya çalışıp ona destek olmak yerine, bir an önce cinsel ilişkiyi gerçekleştirip hem kendisine, hem eşine, hem de ailesine erkekliğini ispatlama gayreti içinde hareket ederse sorun daha da büyür. Maalesef genellikle süreç bu şekilde işler. İlk geceden sonra aile büyüklerine hesap veren çiftler, sorunun büyümesine neden olur. Vajinismuslu kadınların eşleri istenmedikleri, reddedildikleri, yeteri kadar sevilmedikleri korkusuna kapılabilirler. Ne yapacaklarını bilemezler, ki bu çok normaldir. Hayatlarının cinsel ilişkiye girmeden geçeceğini düşünerek, bu sorundan kurtulmak için kendilerini tamamen işlerine adamayı denerler.

  • Boşandınız.. Peki ya sonra?

    Boşandınız.. Peki ya sonra?

    Boşanmayı isteyen taraf olsanız da olmasanız da , bu süreci sağlıklı bir şekilde geçirmek çok kolay olmayabilir.

    Yaşam biçiminiz, evlilik kararı aldığınız zaman nasıl hızla değiştiyse bitirme kararı verildiğinde de hızla değişmeye başlar. Bu değişime duygusal olarak uyum sağlamak , boşanmayı , artık hayatların ayrı devam edeceğini , birlikte birşeyler paylaşılamayacağını bilmek içinizde bir boşluk veya acı hissi yaşamanıza neden olabilir.

    Bu zorlu duygular içerisindeyken boşanma aşamasında çok güçlü olmak ve herşeyin mükemmelce üstesinden gelmek gibi yorucu bir davranış süreci içerinde olmaya çalışmamalı, kendinize ve zarar görmüş olan duygularınıza biraz daha zaman ayırmalısınız.

    Psikolog Eda Gökduman

    Zaman ilerledikçe güçlü olmanız gerektiğini , kendiniz için , daha iyi hissetmek için yeni şeyler planlamanız gerektiğini düşünmelisiniz tabi ki ama bu düşünce sürecine geçene kadar biraz dinlenmeniz gerektiğinin farkında olmalısınız . Sonuçta olumlu duygularla başladığınız bir şey sonlanıyor ve yaşadıklarınız sizi bir süre etkisi altına aldı.

    Bir işe girseniz, bir süre orada çalışsanız , zamanla o tempoya alıştıktan sonra işten çıkarılsanız veya kendi isteğinizle ayrılsanız duygusal olarak az da olsa etkilenmenizi , beklenilen bir tepki olarak değerlendirirken evlilik gibi yaşamda daha büyük anlamlar ve paylaşımlar içeren bir sürecin sonlanmasında duygusal olarak etkilenmeniz normal bir süreç olarak değerlendirilir.

    Duygusal etkilenme dereceniz , ilk zamanlarda biraz yüksekken zamanın iyileştirici gücü, kabullenme süreçleri ve ufak ufak oluşturulan yeni yaşam planlarıyla yavaş yavaş azalmaya başlayacaktır. Paylaşılan iyi ve kötü anılara, geçmişte yaşananların derecesine , evliliğinizin süresine ve kişilik yapınıza bağlı olarak bu süre değişkenlik gösterebilir.

    Boşanma sonrası çok uzun süren üzüntüler ve yaşamın doğal akışından uzaklaşmalar ruh sağlığıaçısından tehlikeli olarak algılanabilir. Bu durumlarda bir uzman desteğine başvurmanız süreci daha sağlıklı atlatmanızda size yardımcı olacaktır.

    Hukuki olarak ilerleyen süreçlerde duygusal olarak zorlandığınız durumlarda avukatınızdan da destek isteyebilir, bu süreci daha zor atlatmanıza neden olacak çatışmalardan uzak durmaya çalışmalısınız.

    Çevrenizdeki kişilerin size bu süreçte vereceği duygusal destek de önemlidir. Yaşadığınız duyguları onlarla paylaşabilir, paylaşmanın verdiği rahatlıkla , yalnız olmadığınızı ve şimdi yanınızda olmalarının size verdiği güvenle kendinizi biraz daha iyi hissedebilirsiniz.

    Fakat bu paylaşımların sıklıkla yaşanması ve kafanızı karıştıracak bir nitelikte olmaya başlaması sizi duygusal olarak olumsuz etkileyebilir. Sizi seven veya yakından tanıdığını düşünen kişiler size karşı hissettiği yakın duygularla farkında olmadan süreci ve duygularınızı olumsuz etkileyebilir.

    Evliliğiniz boşanma ile sonuçlansa da çevrenizdeki kişiler yaşadıklarınızı tam olarak bilemeyebileceği için sizi yanlış yönlendirebilir.

    Eger bir çocuk sahibiyseniz eski eşinizle ilgili olarak sizin veya çevrenizdeki kişilerin yapacağı olumsuz yorumlara tanık olmamasını sağlamanız çocuğunuzun psikolojisi açısından çok önemli. Bu dönemde çok güçlü olamayacağınızı bilsek de güçlü olamadığınız zamanlara çok fazla tanık olmamasını sağlamayı başarmalısınız.

    Üzüldüğünüzü veya eski eşinizin sizi üzdüğünü görmesi ebeveynleri ile hayat boyu kuracağı duygusal ilişkiye zarar verebilir. Kişilik gelişimini olumsuz etkileyebilir.

    Tanık olacağı üzüntüleriniz , mutsuzluklarınız çocuğunuzda yaşı kaç olursa olsun sizi koruma duygusunu ortaya çıkarabilir. Bu duyguya sahip olan birçok çocuk yaşamına daha yorgun veya duygusal olarak zarar görmüş bir şekilde başlayabilir.

    Anne ve babası ayrılmış5 yaşlarında bir çocuğun annesi ile birlikteyken acaba babam şimdi ne yiyordur , çamaşırlarını nasıl yıkıyordur diye uykuya dalarken düşünmesinin duygusal olarak onu ne kadar yorduğunu tahmin edebilirsiniz. Bu durumlara sıklıkla raslayabiliyoruz.

    Çocuğunuzun sağlıklı gelişimi ve psikolojisi açısından eski eşinizle belli dönemlerde iletişim kurmanız gerekecek. Bu onun gereksinimleri ve ileride içinde bulunacağı sosyal çevredeki benlik algısı açısından çok önemli.

    Her ne kadar ayrılmışolsanız da anne baba olma rolünü kabullenerek yaşamınıza devam etmelisiniz. Bunu başarabilen aileler var. Siz de başarabilirsiniz….

    Boşanma gerçekleştikten sonra ruhunuzu ve bedeninizi dinlendirdiniz. Zamanla hayatınıza duygusal olarak sizi yeniden heyecanlandırabilecek , güven duyabileceğiniz bir kişi girebilir. Bu kişinin çocuğunuzla gerekli iletişimi kurabilecek bir olgunluğa sahip olması çok önemlidir.

    Çocuğunuzun hayatında nasıl bir yerde olmalı, onunla nasıl bir iletişim kurmalı, nerelerde durmalı bilebilmelidir. Bu dengenin nasıl kurulabileceği ile ilgili bir uzman desteğini 2. evliliğiniz gerçekleşmeden , hatta çocuğunuzla henüz tanıştırmadan önce almanız daha sağlıklı olacaktır.

    Eski eşinizin hayatına duygusal olarak bir kişinin girdiğinin haberini alırsanız çocuğunuzu duygusal olarak korumaya devam etmek için , yanında olumsuz yorumlardan kaçınmalı, bu yeni konu ile ilgili eski eşinizle çocuğunuz için dengeli bir iletişim kurmanız gerekirse gerekli olgunluğu göstermeye çalışmalısınız.