Kategori: Sağlık

  • Doğal Enerji İçeceği Tarifleri

    Doğal Enerji İçeceği Tarifleri

    Kendiniz yorgun, halsiz bitkin mi hissediyorsunuz? ev yapımı enerji içecekleri tariflerimizi deneyebilirsiniz. Bu tariflerle kimyasalın verdiği zararlardan bedeninizi koruyabilirsiniz.

    Malzemeler
    1 büyük pancar
    2 büyük havuç
    1 elma
    Yarım limon
    Zencefil(2,5 cm uzunluğunda)

    Yapılışı
    Pancar, havuç ve elmayı yıkayın, parçalar halinde doğrayın.
    Limonun kabuğunu soyun çekirdeklerini çıkarın.
    Zencefili soyup küçük parçalar halinde kesin.
    Hepsini robottan geçirin.
    Dilerseniz içine biraz yoğurt ekleyebilirsiniz.

    En Lezzetli Detoks İçecekleri Tarifleri İçin Tıklayınız

    MALZEMELER:
    1 diş sarımsak
    Brokoli
    5 havuç
    Ispanak
    elma sirkesi
    zeytinyağı
    Yapılışı
    Tüm malzemeyi karıştırın, dilerseniz içine biraz elma sirkesi ve zeytinyağı ekleyin.

    Malzemeler
    4 domates
    Yarım salatalık
    Yarım yeşil biber
    1 diş sarımsak
    Yapılışı
    Sebzeleri yıkayıp, doğrayın ve robottan geçin.
    Dilerseniz içine limon suyu ve bal ekleyebilirsiniz.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Göz Altı ve Çevresi  Kırışıklık Sorunlarına “ Işık Dolgusu”

    Göz Altı ve Çevresi  Kırışıklık Sorunlarına “ Işık Dolgusu”

    Gözaltı ya da göz çevresinde oluşan estetiğinizi bozan çukurluklar, yüzünüzü kötü gösterir. Sadece kötü göstermekle kalmaz, cildinizde sanki bir çökmüşlük hissiyatı oluşturur. Hal böyle olunca da belli başlı dolgu maddeleri ile birlikte belli tedavilerden geçerek sizlerde ışık dolgusu sayesinde bu çökük ya da çukurluk olarak adlandırdığımız kısımların doldurulmasını sağlayabilirsiniz.

    Gözaltında oluşan morluklar ya da çöküntü problemi, ışık dolgusu sayesinde çözülebilir. Yenilenen ve her geçen gün büyüyen, gelişen bir teknoloji olan sağlık dünyası içerisinde cildinizle ilgili bir problem yaşadığınızda direkt olarak yardım, destek alabilir ve cilt sorunlarınızı doğru doktorlar ile çalışarak sizlerde çözebilirsiniz.

    Göz altı ışık dolgusu ile morluk ve kırışıklarınızdan uzun bir süre kurtulabilir ve ışıl ışıl gözlere sahip olabilirsiniz.

    Cildinizde memnun olmadığınız bir sorun olduğunda, gözaltı morluğu oluştuğunda v.b. sorunlarla karşı karşıya kaldığınızda direkt olarak cildinizde ki bu sorununuzu çözmek adına ışık dolgusu yaptırabilir ve en iyi şekilde ışığın etkisiyle göz çevresinde ki çöküklük sorununu giderebilirsiniz.

    Basit bir uygulama olarak tanımlanabilen bu uygulama, ortalama 3 hafta sürmekte olup toplamda ise 3 seans ile birlikte tamamlanır. Siz de 3 hafta aralıklarla yapılan 3 seanslık bu uygulamadan faydalanarak göz altı ya da göz çevresinde ki sorunlarınızı giderebilirsiniz. İlk haftada gözle görülür sonuçlar ortaya çıksa da ilerleyen haftalar boyunca daha iyi bir hal alacak olan göz çevrenizde ki sorununuzu en iyi şekilde halledebilir, gözaltı morluk ya da gözaltı çöküklüğü sizlerde giderebilirsiniz.

    Dr. Mehmet Akgün

  • Başarısız tüp bebek denemeleri

    Başarısız tüp bebek denemeleri

    Ankara Centrum Tüp Bebek Merkezi Direktörü Prof. Dr. Recai Pabuccu başarısız tüp bebek denemeleri hakkında bilgi verdi.

    Tüp bebek tedavisi çocuk özlemi olan, doğal yöntemler ve diğer üreme yöntemleriyle gebelik elde edememiş olan çiftlerin belki de son umut ışığıdır. Bu tedavi zorlu aşamaları içerdiği gibi, çiftlerin tedavi sürecinde stresli olduğu bir yöntemdir. Çünkü tedavinin sonucu çiftlerin özlem duyduğu bebeğe sahip olmalarını sağlayacaktır. Bu tedavinin yapılan 3 denemeye rağmen başarısızlıkla sonuçlanması haline tüp bebek başarısızlığı gündeme gelir. Bu başarısız denemelerin sebepleri kesin olarak bilinmese de, bunun hakkında bazı değerlendirmeler yapılabilir.

    Tüp bebek tedavisinde başarının sağlanması için en önemli etken anne adayının yaşıdır. Buna rağmen çok iyi hazırlanan tedavi programında kadının yaşı 35’ten daha küçük olsa da, herhangi bir sorun tespit edilmemesine rağmen tüp bebek denemesinde başarı sağlanamayabilir. Bunun sebepleri arasında pek çok etken bulunabilir. Yeni bir denemeye başlamadan önce bunların değerlendirilmesi tavsiye edilir. Bknz:  Önceki başarısız tüp bebek uygulamaları

    700_Basarısız_Tup_Bebek_icerik1

    Başarısız tüp bebek denemesinden sonra yeniden deneme yapılır mı?

    Tüp bebek tedavisinde her zaman başarılı olmak mümkün değildir. Tedavide başarı oranlarını belirleyebilmek için, öncelikle anne adayının yaşı dikkate alınmalıdır. Çünkü yaş ilerledikçe başarı elde edilme oranı düşer. Bu doğal yolla elde edilecek gebeliklerde bile böyledir. Bu etkenle birlikte yumurtalıklarda olan genetik bozukluklarda başarısızlık sebebi olabilir. Genç yaştaki çiftlerde bile başarısız denemeler olabilir. Bu durumda başarısızlığın nedeni açıklanamamaktadır. Çiftlerde yeni bir deneme yapılmasının sakıncası yoktur. Ancak ilk denemede başarısızlığın sebepleri araştırılarak, ikinci bir denemeye girişilmelidir.

    Tüp bebek tedavisinde başarısızlık olasılığı nedir?

    Tüp bebek tedavisinde başarısızlık olasılığı yine öncelikli olarak kadının yaşıyla bağlantılı bir şekilde değerlendirilir. 35 yaşına kadar olan kadınlarda sorun bulunmasa bile başarı oranı % 60 olarak kabul edilir. Çünkü bu yaşlarda uygulanan tedavilerde nedeni açıklanamayan şekilde gebelik elde edilemeyebilir. Anne adayları 35-37 yaşlarında olursa, bu başarı oranı % 45 seviyesine düşer. 38-40 yaşlarında olan kadınlarda bu oran % 30 seviyelerinde, 40 yaşından fazla olanlarda ise % 10- 20 seviyelerine iner. Tüp bebekte başarısızlık olasılığına kadının yaşıyla birlikte erkeğin spermlerinin sayısı, hareketliliği, yumurtlama bozukluğu, rahimden kaynaklanan sorunlar gibi etkenler etkili olabilir.

    Tüp bebek denemesi kaç kez yapılabilir, deneme sayısında kısıtlama var mıdır?

    Başarısız tüp bebek denemelerinin adından yeni denemelerin yapılma sayısı tamamen çiftlerin isteği ve maddi yeterliliğine göre değişkenlik gösterir. Genç yaştaki çiftlerin ilk denemede olmasa bile, daha sonraki denemelerde gebelik elde etme şansı daha yüksek görülür. Bu nedenle çiftlerin umutsuzluk içinde olmaması gerekir. İleri yaştaki çiftlerde ise, başarısızlık yaşa bağlı yükseldiğinden deneme sayıları arttırılabilir. Normalde 6 defa başarısız olmuş çiftlere yeni bir tüp bebek tedavisi tavsiye edilmese de, bunun için bir kısıtlama da bulunmamaktadır.

    Başarısız tüp bebek denemeleri çiftleri psikolojik olarak etkiler mi?

    Tüp bebek tedavisinde her denemenin çiftler üzerinde bir etkisi olur. Bu denemelerde beklenen, arzu edilen tedavinin başarılı bir şekilde sonuçlanarak, anne adayında gebelik elde etme ve eve canlı bebek götürmelerini sağlamaktır. Tedavinin başarısız olmasından en fazla etkilenen anne adayıdır. Çiftler psikolojik olarak etkilendikleri gibi, başarısızlık durumunda maddi ve fiziksel açıdan da etkilenirler.

    Başarısız tüp bebek denemelerinde her denemenin arasında ne kadar süre olmalıdır?

    Tüp bebek tedavisinin başarısızlıkla sonuçlanması halinde, çiftlerin yeni bir denemeye başlaması için en az 1-2 ay süre olmalıdır. Bu sürede anne adayının kendisini ruhsal açıdan toparlaması sağlanmış olur. Ancak anne adayının yaşının ilerlemesi, özellikle 40 yaşını geçmiş kişilerde zaman kaybetmemek daha uygun olur. Çiftler kendilerini hazır hissediyorsa, tedaviden yıpranmayacaklarını düşünüyorsa sık aralıklarla denemeler yapılabilir.

    Başarısız tüp bebek denemeleri

    Tüp bebek tedavisinde başarısızlıkları önlemek için neler yapılabilir?

    Paternal lenfosit aşısı: Başarısız tüp bebek denemelerinde etkili olabilen bağışıklık sistemi sorunlarında bu yöntem kullanılabilir. Erkekten alınan kan örneğinde lenfosit hücreleri ayrıştırılarak, bu anne adayının koluna dört yerden enjeksiyonla verilir. Bu uygulama tüp bebekten önce 3 kez, daha sonra 2 kez yapılır. Bu uygulamanın amacı rahimde gelişen bebeğin bağışıklık hücreleri nedeniyle zarar görmesinin önlenmesidir. Bebeğe ve anneye zarar vermeyen bir uygulama olduğundan, başarısız denemelerin sebebi uygun olduğunda bu yöntem uygulanmalıdır.

    Yardımcı tomurcuklanma laserle: Tüp bebeğin başarısını sağlayan en önemli bir unsur döllenen embriyonun rahimde tutunmasıdır. Bunun için embriyoyu çevreleyen dış tabakanın incelerek kaybolması gerekir. Bu laboratuvar koşullarında sağlanarak, tüp bebek tedavisinin başarılı olması sağlanabilir.

    Blastosit transferi: Rahme tutunmadan önceki embriyo yani blastosit aşamasında rahme tutunma olasılığı fazla olduğundan, gebelik elde edilmesi daha kolay olabilir. Bu yüzden embriyo transferi 5-6 günde yapılabilir.

    Yapay rahim içi uygulaması: Tedaviden önce biyopsiyle rahim içinden endometriyal hücreler toplanır. Bunlara laboratuvar ortamında üretilerek, embriyoların gelişimini sağlamak için doğal bir ortam oluşturulur. Başarısız tüp bebek denemelerinde bu yöntem kullanılabilir.

    Akupunktur: Bu uygulama çiftlerde strese karşı dayanıklılık sağlayacağından, tüp bebek tedavisinde başarıya yardımcı olabilir.

  • Vajinismus Hakkında Herşey

    Vajinismus Hakkında Herşey

    Vajinismus günümüzde kadınlarda sık rastlanabilen bir sağlık sorunudur. Vajinismus hakkında herşey makalemizde vajinismus nedir? vajinismusun nedenleri ve belirtileri nelerdir? Vajinismus tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdik. Vajinismus ilişki sırasında kadının pelvis kaslarının kasılması, acı ve ağrıya neden olması yüzünden cinsel birleşmenin olamaması olarak tanımlanabilir.
    Ağrılı seks vajinismusun ilk belirilerindendir. Ağrı penetrasyon (penis vajina birlikteliğini içeren cinsel birleşme) sırasında olur.

    Vajinismus Belirtileri
    Vajinaya penis girişinin ağrılı ve güç olması
    Cinsel birleşmenin rahatsız edici olması veya hiç olmaması
    İlişki sırasında korku, gerginlik, yanma batma.
    Cinsel ağrılar.
    Jinekolojik muaynede zorlanma
    Cinsel ilişki sırasında acıdan dolayı cinsellikten soğuma
    Cinsel birleşme esnasında bacaklarını kapama, eşini itme vb.

    Vajinismusun Psikolojik Nedenleri
    Korku( cinsellikten, seksten korkma)
    Anksiyete or stres
    Eşi sevmeme, beğenmeme
    Çocuklukta yaşanılan travmalar(taciz, tecavüz vb)
    Nedensiz(bazı vajinismuslarda ise hiç bir neden tespit edilememiştir)

    Vajinismusun Fiziksel Nedenleri
    Anatonik, vajina yapısı ile ilgili sorunlar
    Vajinal mantarlar
    Pelvik kastları hastalıkları
    Yaşla ilgili sorunlar, rahimin tam gelişmemiş olması vb
    Kist
    Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri
    Vulva sendromu

    Vajinismus Tedavi Yöntemleri
    Ameliyatla kızlık zarını aldırma(maalesef pek sonuç vermiyor)
    Vajinaya penis yerine eşinizin veya kendinizi parmağınızı sokma, böylece birleşme için antreman yapma.
    Vajina genişletme ameliyatı
    Vibratör kullanımı
    Narkozla birleşme
    Botoks
    Hipnoz
    Hayal terapisi tedavileri
    Kegel egzersizleri

    Doktorlar vajinismusun tam nedenini bilmiyorlar. Fakat seks korkusuna bağlantılı olarak ortaya çıktığı düşünülüyor. İdrar yaparken idrar akışını dilediğimizde durdurmak için kullandığımız vajina kaslarıyla kegel egzersizleri yapmak vajinismustan kurtulmanın etkili yollarındandır.
    pelvis kaslarınızı sıkın, 2 saniye tutup bırakın.
    Kegel egzersizlerinin amacı yıpranmış ve güçsüz düşmüş olan bu kas gruplarının güçlenmesini ve işlevlerini daha iyi yerine getirmesini sağlamaktır, bu egzersizler halter kaldırmaya benzer, ağırlık kaldırdıkça kol kasları nasıl güçlenirse bu egzersizleri uyguladıkça pelvis tabanı kasları güçlenir ve vajinismusu yenmenize yardımcı olur.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Diş Ağrısı İçin Bitkisel Çözüm Yolları

    Diş Ağrısı İçin Bitkisel Çözüm Yolları

    Ağızdaki bakteriler yemeklerle aldığımız şekerli gıdaları aside dönüştürür, asitte diş çürüklerine ve diş ağrılarına neden olur.Diş ağrısı bitkisel çözüm yolları makalemizde
    diş ağrısı evde nasıl geçer? diş ağrısının geçmesi için neler yapmalı?diş ağrını geçiren doğal yöntemlere yer verdik.
    Diş ağrısının nedenleri sık sık kola, kek, şekerleme gibi karbonhidrat bakımından zengin gıdalarla beslenmek.
    Çok sıcak veya çok soğuk yiyecekleri tüketmek
    Kırık diş
    Diş eti hastalıkları
    Dişler arasındaki boşluklar

    Diş Ağrısı Nasıl Geçer?
    1.Kür

    1 tatlı kaşığı ılık hardal yağına 1 tutam zerdeçal tozu ekleyin ve iyice karıştırın.
    Ağrıyan dişe uygulayıp, 5 dakika bırakın, ardından su ile gargara yapın.

    Diş Ağrısından Kurtulmanın Doğal Yolları İçin Tıklayınız

    2. Kür
    1 tatlı kaşığı limona 1 tatlı kaşığı şeytan tersi tozu ekleyip güzelce karıştırın.
    Bunu dişinizde 5 dakika tutup ağzınızı yıkayın.

    3. Kür
    Bir tavaya 1 tatlı kaşığı hindistan cevizi yağı atıp kızdırın, içine 3 adet kuru karanfil atın.
    Soğumaya bırakın. Macun kıvamına geldiğinde dişlerinize 10 dakika bırakın.
    Su ile durulayın.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Midedeki Asit Nasıl Azaltılır?

    Midedeki Asit Nasıl Azaltılır?

    Midenizde yanma, geğirme, şişkinlik gibi sağlıklar sorunlarınız mı var? midedeki asit nasıl azaltılır? midedeki yanmaya ne iyi gelir? makalemizde mide hastalığına iyi gelen bitkilere yer verdik.midedeki_asit_nasil_azaltilir (1)
    Yulaf
    Yulaf geğirme ve midedeki fazla asitle savaşan mükemmel bir gıdadır.
    Mineral, sağlıklı yağlar, lif ve karbonhidrat açısından zengindir.
    Yulaf yavaş sindirilen bir gıda olduğundan sindirim sistemini tedavi eder ve iyi bir enerji kaynağıdır.

    midedeki_asit_nasil_azaltilir (2)
    Zencefil
    Zencefil mide hastalıklarına karşı özellikle midedeki asidi yok etmekte çok etkilidir.
    Bu süper gıdayı çorbalarınıza, salatalarınıza hatta içeceklerine katabilirsiniz.
    Zencefilin tedavi edici özelliği pek çok araştırmaya konu olmuştur.

    midedeki_asit_nasil_azaltilir (4)
    Baklagiller
    Fasulye, bakla, bezelye gibi tüm baklagiller kolay sindirilen minerallerden olan karbonhidrat ve lif deposudur. Kan şekerinizi stabilize etme özellikleri vardır.
    Yapılan araştırmalar bezeleyenin kanser riskini azalttığı, midedeki fazla asidi dengelediği ve geğirme sorununa çözüm olabildiğini gösteriyor.

    midedeki_asit_nasil_azaltilir (3)
    Elma
    Elma, bedeni serbest radikallerin zararlarından koruyan, sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlayan antioksidan kaynağı süper meyvelerdendir.
    Elmanın sindirim sistemini koruduğu, geğirmeyi durduğu bilinen bir gerçektir.

    Mide Asidi Nasıl Giderilir?
    Yemeğe salata, meyve gibi hafif gıdalarla başlayın.
    Yiyecekleri yavaş yiyin ve iyi çiğneyin.
    Sofradan doymadan kalkın.
    Yemekleri çok sıcak veya soğuk yemeyin.
    Yemek saatleriniz düzenli olsun.
    Yemekten hemen spor, egzersiz gibi şeyler yapmayın.
    Stresten uzak durun.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Çikolata Kisti

    Çikolata Kisti

    Rahimde her adet döneminde iç yüzeydeki kalınlaşmayla birlikte embriyonun yerleşmesi için uygun bir ortam oluşturulur. Yumurtalıklardan salgılanan yumurtanın döllenmemesi halinde, kalınlaşan iç tabaka adet kanaması şeklinde dışarıya atılır. Bu süreçte kanama olağan dışı bir şekilde geriye akarsa, karın boşluğuna bir miktar kan taşınır. Sadece rahim içinde olan endometrium hücrelerinin başka bir bölgede olması durumunda burada yine her ay yaptığı gibi kalınlaşma yaparak, yine kanmayla dökülme yaşanır. Bu zamanla birikim yapar ve bu alanda iltihabik reaksiyonlar, yapışıklıklar ya da burada kitle oluşumuna neden olur.

    Bu şekilde endometrium hücreleri yumurtalıklara yerleşirse, içi erimiş çikolataya benzer bir sıvıyla dolu olan ve bu yüzden çikolata kisti olarak adlandırılan yapılar oluşur. Çikolata kisti kadında genellikle pelvik ağrısı, cinsel ilişkide derinde hissedilen ağrı, adet kanamasında ağrı gibi etkilerle kendini belli edebilir. Bu ağrılar adet ağrılarına benzese de, ağrı kesici ilaçlarla giderilemeyecek kadar şiddetli olması karakteristik özelliktedir.

    Kadında gebe kalamama, kısırlık ya da adet düzensizliği gibi sorunların bir nedeni de çikolata kistleri olabilir. Kanama yüzünden oluşan atıklar yapışıklıklara neden olup, fallop tüplerinde tıkanıklığa ya da tüplerin saçaklarındaki işlev bozukluğuna sebep olabilir. Yumurtalıklardan salınan yumurta hücreleri tüplere geçemediğinden ya da burada ilerleyemediğinden kısırlık sorunu yaşanabilir.

    Çikolata kistinin evreleri

    Çikolata kistleri yerleşimlerine, boyutuna, bulunduğu yerdeki derinliğine ve miktarlarına göre değerlendirilip, dört farklı evrede incelenir.

    1 Evre ( Minimal endometriosis ): Bu evrenin henüz hastalığın başlangıç aşaması olduğu ve bu aşamada kistlerin rahatça gözlenemediği söylenebilir. Bu yüzden tanı konulması oldukça güçtür.

    2 Evre ( Hafif endometriosis ): Bu evreye gelmiş olan rahatsızlığın ilerleme gösterdiği, ancak birinci ve ikinci evrede henüz cerrahi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı söylenebilir. Bu evredeki kistler cinsel ilişkide ya da adet döneminde ağrıya neden oluyorsa, laparoskopiyle kistlerin yakılması gündeme gelebilir. Bu evrede henüz ağrıların dayanılabilir nitelikte olması yüzünden, çikolata kistlerinin tedavisi ihmal edilebilir.

    3 Evre ( Orta endometriosis ): Bu evrede ilerleyen kistler, artık rahatlıkla ultrasonda görünebilir hale gelir. Bu kistlerin büyüklüğü bu aşamada yaklaşık 3-4 cm kadar olur. Bu aşamada hastalar rahatsızlıkları daha belirgin şekilde hissederler.

    4 Evre ( Şiddetli endometriosis ): Bu evredeki kistlerin vajinal ultrasonla belirlenmesi mümkündür. Bu evrede yumurtalıklardaki yapışma nedeniyle kistler, bağırsağın farklı alanlarında sonunda, ortasında ya da rahim duvarının arkasında yapışmış şekilde olabilir. Bu aşama çikolata kistlerinin son evresidir. Kadınlar bu evrede çok fazla sorun yaşarlar.

    Vücutta Ca-125 adındaki tümör belirteci çikolata kistinin olması halinde yükselir. Normale Ca-125 değeri sadece yumurtalık kanseri olduğunda yüksek çıkar. Kanserde değeri 700-1000 olurken, endometriozis varlığında değerler 50-100 arasında seyreder. Nadiren bu değer çikolata kistinde, tıpkı yumurtalık kanserlerinde olduğu gibi yüksek çıkabilir.

    Çikolata kistinde en riskli olan evre hangisidir?

    Hastalarda adet ağrıları, cinsel ilişki sırasında oluşan ağrılar, tedavilere yanıt alınamaması halinde yapılacak vajinal ultrasonla rahatlıkla görüntülenen kistler, adet kanaması olduğunda kahverengi kanla kendini gösterebilir. Çikolata kistlerin ilk 2 aşaması fazla şikayete neden olmayan, tehlikesiz evrelerdir. Son 2 evre ise en tehlikeli kabul edilen aşamalardır. Üçüncü evrede başlayan ağrılar oldukça belirgindir. Son aşamaya gelen kistler oluşumlarını tamamladığından, mutlaka cerrahiyle alınmalıdır. Bu evrede oldukça şiddetli ağrılar olmaya başlar. Kistlerin cerrahiyle alınması halinde tüm şikâyetler sona erer. Yeniden oluşmaları nadir olsa da, hastaların düzenli olarak takip edilmesi gerekir.

    Çikolata kisti teşhisi ve boyutları nasıl belirlenmektedir?

    Çikolata kistleri adet döneminde ve cinsel ilişkide ağrıya neden olurlar. Bunun dışında kasıklarda ve karnın alt kısmında da ağrılara neden olabilirler. Bu ağrıların özelliği çok şiddetli olmaları ve ilaçlarla geçmeyecek düzeyde olmasıdır. Kistlerin son iki evresi özellikle ağrıların daha şiddetli olduğu dönemlerdir. Endometriozis yani çikolata kisti rahim içinde olan dokunun rahim dışına yerleşip, burada dokunun aynı davranışını taklit etmesiyle olur. Bu dokular genital organlarda, batın içinde farklı lezyonlara sebep olurlar. Çikolata kistinin hangi evrede olduğu ve boyutları lezyonların yaygınlığına göre belirlenir.

    Bu şekilde tam olarak belirlenmemiş lezyonlar, bulunduğu yer, boyutları, invazyon derinliği, yumurtalıklarda ve fallop tüplerindeki yapışıklıkların oranı değerlendirilerek dört evreye ayrılır. Ayrıca lezyonlar renklerine uygun olarak, beyaz, siyah ya da kırmızı olarak sınıflandırmaya tabi tutulur. Son iki evreye geldiklerinde karında olan yapışıklıklar ileri seviyelere geldiğinden, çikolata kistleri rahatlıkla izlenebilir. Yumurtalıklarda endometriozis olması çikolata kistinin oluşmasını sağlar. Genellikle peritoneal lezyonlarla birlikte izlenen çikolata kistleri, bazen izole olarak görülür. Çikolata kistlerinin çapı 3 cm ya da daha fazla olursa 3 ve üzeri evrede olduğu belirlenir. Kistlerin son evreye geldiğinde ise, yumurtalıkların birbiriyle yapışması ve bağırsakta rektumun orta hatta uterusun arkasına yapışmasıyla tespit edilebilir. Bu aşamada çikolata kistinin hangi evrede olduğu ve boyutları vajinal ultrason yapılarak kolaylıkla belirlenebilir. Kistlere kesin tanı koyulması için, ameliyatın ardından yapılacak patolojik incelemenin sonucunun alınması gerekir.

    Çikolata kisti en şiddetli belirtileri hangi evrede verir?

    Çikolata kistlerinin gelişimi dört evre halinde olur. Bu evrelerin içinde en fazla sorun yaratan dördüncü evredir. Hastalar bu evrede oldukça şiddetli ağrılar hissederler. 35 yaşının üzerinde olan ve gebelik elde edilme sırasında tespit edilebilen kistler, jinekolojik muayeneyle belirlenir ve patolojik inceleme sonucunda kesin tanı koyulabilir. Dördüncü evreye gelen kistlerde boyutlar 3-4 cm olup, karın bölgesinde olan yapışıklıklar en yüksek düzeyde olur.

    Çikolata kistinin belirtileri nedir?

    Çikolata kistlerinin en belirgin belirtileri arasında adet kanamasının aşırı miktarda artması ve adet kanamalarının giderek birbirine yakınlaşması gelir. Bunların dışında adet sırasında idrar yaparken ağrının olması, kabızlık ve ishal gibi sorunların yaşanması, adet kanmalarından önce ve adet kanaması sırasında ağrının olması, kısırlık sorunu yaşanması, cinsel ilişkide derinden ağrı duyulması, dışkılamada ağrı, bağırsak hareketlerinde artış gibi belirtiler meydana gelir.

    Çikolata kistleri tedavi edilmezse neler olabilir?

    Kistlerin tedavi edilmemesi halinde embriyo gelişimi olumsuz etkilenmekte ve embriyonun rahim içine tutunması engellenebilir. Ayrıca spermlerin canlılığını yitirmesine, yumurtalık fonksiyonlarının bozulmasına neden olarak, kısırlığa neden olabilir. Yumurtalık içinde gelişen kistler tedavi edilmediğinde burada işlev bozukluğuna neden olmakta ve yumurtalık rezervine olumsuz etkiler yapmaktadır. Yumurtalık içinden kistler temizlenemediğinde, yumurtalıkların alınması gündeme gelebilir. İlk iki evredeki kistler ilaçlarla ve doğum kontrol hapları sayesinde tedavi edilebilir. Bu tedaviler hormonları baskıladığından, lezyonların gerilemesine neden olur ve kistlerin küçülmesini sağlar.

    Çikolata kisti açısından kimler risklidir?

    Kadınların en fazla etkilendiği sorunlarda olan çikolata kistleri, doğurganlık çağındaki kadınlarda % 5 kadar etkili olur. Ağrılı adet gören ve tedaviye yanıt vermeyen 30-40 yaşları arasındaki kadınlarda % 20-25 oranında etkili olur. Kısırlık sorunu olan kadınların % 40 ı bu kistlerden etkilenir. Ailede annesinde çikolata kisti olan kadınlar bu açıdan diğerlerine göre 6-7 kat daha fazla risklidir. Adet ağrılarını şiddetli yaşayan kadınlar ise, 4-6 kat daha fazla risklidir.

    Tüp Bebek Tedavisi Prof. Dr. Bülent Tıraş Sorularınız için Tıklayınız!

  • Griple savaşan gıdalar

    Griple savaşan gıdalar

    Kış aylarında küçük-büyük herkesin baş belası griple savaşta bazı gıdalar yardımcı oluyor. Yoğurt, tavuk çorbası ve zencefil gibi besinler bağışıklığı güçlendirerek bu rahatsızlığa karşı koruyor…

    Soğuk kış günlerinde bağışıklığın zayıflamasıyla hastalıklar kendini göstermeye başlıyor. Grip, nezle ile soğuk algınlığı bu hastalıkların başını çekiyor.

    Uzmanlar dengeli, doğru ve düzenli beslenmenin önemine değinerek, “Kışın gribe karşı savunmasız değilsiniz. 10 muhteşem gıdayla bu hastalığın üstesinden gelebilirsiniz” diyor. İşte can sıkan gribe karşı tüketilecek hastalık savar gıdalar şöyle sıralanıyor…

    1 Yoğurt: Bu besin bağışıklığı güçlendirecek probiyotik bakteri içerir. Bunlar gribe karşı vücudun savunma sistemini güçlendirir.
    Uzmanlar yoğurt ve kefir gibi gıdaların beslenme programına mutlaka eklenmesi gerektiğini belirtiyor.

    2 Tavuk çorbası: Anti-inflamuar etki gösterir. Mukoza zarının iltihap ve şişmesine neden olan beyaz kan hücrelerini bloke eder. Ayrıca tavuk birçok vitamin, çinko ve demir içerir.

    3 Yeşil çay: Bu çay yüksek C vitamini içeriğiyle virüslere karşı bağışıklık sistemini destekler. Anti-bakteriyel, anti-viral ve anti-enflamuar özelliktedir. Günde en az 1 bardak tüketmek hastalıkla savaşta etkili bir silahtır.

    4 Zencefil: Sıcak bir zencefil çayı ya da çorbası soğuk algınlığından etkilenen mukoza zarının iyileşmesini sağlar. Öksürük ve boğaz hastalıkları için iyi bir balgam söktürücüdür.

    5 Narenciye: Yapılan araştırmalarda günlük 100 mg. narenciye tüketiminin hastalığın süresini azalttığı bildirilmiştir. Bunlara ek olarak biber, kivi, ananas ve brokoli de tüketerek hastalıklara karşı koyabilirsiniz.

    6 Sardalya: Özellikle kış mevsiminde D vitamini eksikiği had safaya çıkıyor.
    Bunun eksikliği ise kış hastalıklarını beraberinde getiriyor. Sardalya ise içerdiği vitaminler ile bu eksikliği gideren muhteşem gıdalar arasında yer alıyor. Sığır eti: Sığır etinde bulunan çinko virüs kaynaklı hastalıklara ilaç gibi geliyor. Anti-inflamatuar bir etkiye sahip olan sığır eti griple savaşmada oldukça etkilidir. Ancak kalpdamar hastalıkları gibi kronik rahatsızlıklara sahip kişilerin tüketilen miktarı sınırlamaları gerekiyor.

    7 Bal: Üst boğaz enfeksiyonunda etkilidir. Düzenli tüketildiği takdirde bağışıklığı güçlendirir. Vitamin ve mineral açısından zengindir.
    Yiyecek ve içeceklere katarak tüketebilirsiniz. Sarımsak: Sindirim sistemini rahatlatan sarımsak, bakterilere karşı oldukça etkilidir. Bağışıklık sistemini uyarır.
    Halk arasında doğal antibiyotik olarak da bilinir.

    8 Deniz topalağı: C vitamini zengini bu meyve, sindirime yardımcı oluyor. Öte yandan içerdiği bir dizi lif ve maddelerle griple savaşıyor.

  • Sağlıklı Sindirim Sistemi İçin Neler Yemeliyiz?

    Sağlıklı Sindirim Sistemi İçin Neler Yemeliyiz?

    Bugünkü sağlık köşemizde sindirim sisteminin sağlığı için neler yapmalı? sağlıklı sindirim sistemi için neler yemeli? konusuna yer verdik.
    Sindirim sistemi bedenin sağlıklı olmasında büyük rol oynar. Sindirim sistemi yiyeceklerin alınımı, besinlerin emilimi ve onların sindirilmesi işlevini görer.
    Ayrıca zararlı atıkları idrar ve dışkı yolu ile atımına yardımcı olur.
    Yanlış beslenme sindirim sistemine zarar verir ve beden sağlığı yavaş yavaş bozulmaya başlar.İyi işleyen bir sindirim sistemi için bu gıdaları tüketin;

    saglikli_sindirim_sistemi (1)Tam Tahıllı Gıdalar
    Tam tahıllı gıdalarla beslenin işlenmiş gıdalardan uzak durun.
    Günlük beslenmenizde arpa, mısır, esmer pirinç, darı, buğday gibi besinler mutlaka olsun.Bu yiyecekler sindirim sistemini temizlemekte etkili lifli gıdalardır.
    Sağlıklı bir sindirim için en önemli yöntem işte budur; meyve, sebze ve tahıl gibi bol lifli gıdalar tüketmek.

    saglikli_sindirim_sistemi (8)Gluten Hasassiyeti
    Her yiyecek herkes için faydalı olacak diye bir kural yoktur.
    Bazı gıdalar bazı kişilere dokunur, rahatsız eder. Bu nedenle kendinizi tecrübe
    edin ne yediğinizde sizde kabızlık yapıyor veya midenizi bozuyor bunları belirleyin ve
    bu gıdalardan kaçının.
    Buğday, çavdari arpa, gibi tahıllarda glüten mevcuttur ve alerjiye neden olabilirler.

    saglikli_sindirim_sistemi (3)Süt ve Süt Ürünleri
    Süt ürünler bağırsakta gaz yapabilen gıdalardandır.
    Bazı kişilerin mideleri laktoz içeren süt ürünlerine karşı hassastır ve sık sık ishal
    gibi çeşitli sindirim sorunu yaşarlar.
    Şayet sizde bu dertten muzdaripseniz, size önerimiz süt ve süt ürünü alınımı kısıtlayıp, kalsiyum oranı yüksek sebze ve meyvelerden kalsiyum açığınızı kapatmanız.

    saglikli_sindirim_sistemi (7)Meyveleri kabukları ile tüketin.
    Meyvelerin kabukları lif ve selüloz açısından zengindirler.
    Bu maddeler sağlıklı sindirim ve kabızlığı önleme de çok etkili yiyeceklerdir.

    saglikli_sindirim_sistemi (4)Su İçin
    Günde 2-2,5 litre su içmek sağlıklı bir sindirim sistemine kavuşmanıza yardımcı olacaktır. Su bedendeki toksinleri atar, kabızlığı önler ve kilo vermenizi kolaylaştırır.
    Japonyada yapılan bir araştırma, sabah aç karına su içen kişilerin sağlıklı bir sindirim sistemine sahip olduğunu gösteriyor.

    saglikli_sindirim_sistemi (6)Rezene Çayı
    Rezene bolca lif içeren bir yiyecektir.
    Rezene kabızlığı önlemeye yardımcı olur ve sağlıklı bir sindirim sistemi için önemlidir.
    Rezene ayrıca karbonhidrat ve proteinlerin bölünüp glikoz ve amino asite dönüştüren B-6 açısından zengindir.

    saglikli_sindirim_sistemi (10)Ceviz
    Ceviz sindirim sisteminizi koruyan omega 3’ü yüksek miktarda içerir.

    saglikli_sindirim_sistemi (2)Kızartılmış Yiyecekler
    Kızarmış yiyeceklerden uzak durun, bunun yerine ızgara, haşlama veya fırınlanmış
    gıdalarla beslenin. Kızartılmış yiyecekler sindirime zarar verdiği gibi, yiyecekler kızartılınca önemli ölçüde besin değerlerini yitiriyorlar.

    saglikli_sindirim_sistemi (9)Beslenmenizde probiyotiklere yer açın.
    Probiyotiklerde normade sindirim sisteminde olan yararlı bakterilerdir.
    Probiyotikler bağışıklığı güçlendirir, laktozu yakarak besin emilimini sağlar ve irritabl bağırsak sendromu tedavisine yardımcı olur.
    Probiyotik içeren yoğurtlar yiyebilir, probiyotik oranı yüksek gıdaları tercih edebilirsiniz.

    sindirim_sistemi_sagligi_2

    Düzenli Spor Yapın
    Egzersiz yapmak bağırsak hareketlerini düzenleyerek, besinleri daha iyi sindirmenizi sağlar.
    Spor ile her zaman fit kalıp, sindirim sistemini rahatlatırsınız.

    Stresle Savaşın!
    Stres midenizde fazla asidin salgılanmasına neden olarak mide bağırsak
    problemleri yaşamanıza zemin hazırlar.
    Sevdiğiniz kişilerle vakit geçirerek, hobi edinerek veya sizi mutlu eden
    aktivitelere katılarak stresten uzak durun.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

     

    sindirim_sistemi_sagligi_1

  • Kan Yapıcı Besinler Nelerdir?

    Kan Yapıcı Besinler Nelerdir?

    Kansızlıktan muzdaripseniz kan yapıcı besinler nelerdir? makalemizdeki gıdaları yiyerek bu derdinize deva bulabilirsiniz. Kan sayımı sağlıklı ve fit bir beden için çok önemlidir. Yetersiz kan sayımı anemi gibi çeşitli hastalıklara neden olur. Vücudunuzdaki demir oranı düşükse ilaç kullanmak yerine bu rahatsızlığı kan yapıcı besinleri tüketerek atlatabilirsiniz. Peki, Kan yapan besinler nelerdir? bugünkü sağlık köşemizde bu konuya yer verdik.

    kan_yapici_besinler (1)
    Pancar
    Pancar kan hücrelerini artırmak ve kan akışını sağlamak için gerekli olan protein ve demir açısından zengindir.
    Doğal detoks yiyeceğidir. Kanı temizler.
    Bu nedenle günlük diyetinizde pancara yer açmanız sizin yararınıza olacaktır.
    Pancar yaprakları A vitami açısından iyi birer kaynaktır ve pancar kökleri C vitamini deposudur.

    Kansızlığa İyi Gelen 5 Yiyecek Tıklayınız

    kan_yapici_besinler (5)
    Yeşil Yapraklı Sebzeler
    Ispanak, kereviz, brokoli, lahana, şalgam, karnabahar, lahana, marul ve tatlı patates gibi sebzeler vücut için oldukça sağlıklıdır.
    Bu sebzeler sayesinde kilonuzu kontrol altına alabilir, kan sayımını artırabilirsiniz.
    Yeşil yapraklı sebzeler yüksek lif içerikleri ile sindirim sorunlarınıza da birebirdirler.
    Demir
    Demir vücut tarafından gerekli önemli bir mineraldir. Demir kemiklerinizi güçlendirmekle kalmaz bedeninde oksijen emilimine de yardımcı olur.
    Demir eksikliği anemiye yol açabilir. Kırmızı et, çemen, kuşkonmaz,badem, patates, incir ve kuru üzüm demir zengini besinlerdir.

    kan_yapici_besinler (4)
    Badem
    Badem demir açısından zengin ve bedenin kan akışını artıran bir yiyecektir.
    30 gram baden günlük demir ihtiyacınızın %6’sını karşılar.

    kan_yapici_besinler (3)
    Meyveler
    Anemi olan kişilere bol meyve ve sebze tüketmesi tavsiye edilir.
    Bu yiyecekler besleyici özelliklerinin yanı sıra kan yapan da gıdalardır.
    Vücutta kan akışını artırmak için kayısı, karpuz, elma, üzüm, kuru üzüm, kuru erik ve kuru inciri bolca tüketmelisiniz.
    Doğru bir beslenme programı ile kısa sürede anemiyi yenebilirsiniz.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

    demir_oranlari