Çok Yorulmuş Ve kendimi Kullanılmış Hissediyorum Sevgili Arkadaşlar

beyzamfeyzam

Üye
Kayıtlı Üye
30 Nisan 2013
23
1
Merhaba tüm KK üyeleri. Bugün üye oldum. Aranızda olmaktan mutluyum. Almanca öğretmeniyim ama mesleğimi yapmadım ev hanımıyım şimdilik. Nerden başlasam, nasıl anlatsa bilemiyorum...
14 yıllık evliyim. Ailem oldukça nezaketli ve empatik yaklaşan bir karakter olgunluğuna sahipti. Bende ailemde bu terbiye ile yetiştim. Güler yüzün sadaka hükmünde olduğu bilinç, ile büyüdüm. Gel gelelim ki kayınvalidem tam benim tersi karakterimde. Hakimiyet kursun, eline ipleri alsın, hüküm etsin ve ne dediyse o kayıtsız-şartsız kabullenilsin. Konuşamazsınız, iletişime kapalıdır. Eğer o bir şey dediyse o ayet hükmündedir. Şeksiz-koşulsuz uygulanmak zorundadır çevresinde kim varsa. Her şeyi o bilir. Kimse onun kadar donanıma sahip değildir. Doğuştan üstün insandır sanki. İstemeye geldiklerinde gördüm ilk kez, bakışları ile beni yedi. Ailem ve anneannem bu kadın seni yer yapamazsın dedi ama ben sevmiştim eşimi:KK43: Annesi nede olsa baş edebilirim sevgi olduktan sonra diye düşündüm. Ama ilk günden daha başladı. Hatta düğünden önce anladım ne olduğunu. Alış verişe çıkmamız için aradı bizi annemle. Bizde sandık ki normal bir ev düzme alışverişi. Ne yaptı dersiniz? Kendisi akşamı gezmiş ve nerde ucuz, kalitesiz basit takımlar varsa o mağazaya götürdü bizi. Benim seçme hakkım hiç olmadı. Nişanlıma (o en öyleydi ) beğenmedim dediğimde annesinin baskınlığından oda bunalıp arada kalıyordu. Annesine belli etmeye çalıştıysam da o ne dediyse o olsun istediğinden hiç dikkate bile almadı beni. Oturacak bendim ama seçen kendisi. İğrendiğim, nefret ettiğim, hiç içime sinmeyen bir takım aldı, gördükçe tiksiniyordum. Şöyle tarif edeyim, kaliteli bir takımın fiyatıyla bizim aldığımız koltuk takımından 10 tane alabiliyordunuz aynı parayla. (Mesela 1 milyarsa annesi 100 milyona almıştı.) Her genç kızın rüyasıdır istediği gibi bir ev düzmek, kendi evinde içine sine sine oturmak... Sadece takım değil, beyaz eşyada en ucuzlarından alındı ve her biri ilk yıl içinde bozuldu. Vitrin ben almam siz alın dedi anneme. Annemde yatak odasını alacağımızdan ona göre para almıştı yanına. Dünürüne bizde yatak odası alınır bende ona göre hazırlık yaptım dediğinde, o halde bende almayacağım diyerek restini koyuyordu. Buzdolabı 3 ay sonra bozuldu ve ben çok sıkıntı yaşadım yemeklerim bozuluyor sürekli servis çağırmaktan bıkmıştık ve çözümde olmuyordu.
Halı beğendim, ''ben o halıyı almam, eğer alırsan ayağımı bile basmam'' dedi. O kadar cenderede hissettim ki kendimi. Tatsızlığı da sevmiyorum, ilk defa karşılaşmışım böyle bencil bir insanla arada tatsızlık olmasın diye birde yumuşak ılıman yaklaştım. Şu an çok üzülüyorum değmeyen birine neden bu kadar ılıman yaklaştım diye. Ama cevabını da biliyorum aslında, insan olamadığını kabullenmek istemedim, düzelir diye ümit ettim. Bunu daha başlangıç olacağını nerden bilirdim?:KK43:
Annesi farklı bir yerde bizden uzaktalar ve o yüzden düğün olduğunda ablasında kaldılar. Neyse düğünümüzde, annem ağlıyor, annesine ''aldınız kızımızı'' diye ağlıyordu Her kız annesi gibi teselli ye ihtiyacı vardı diye içgüdüsel bir üzüntüydü bu. Kayınvalidem; sizde oğlumu aldınız'' dedi. Annem şok oldu, en azından'' üzülme yine gelirler, görürsünüz'' demesini beklerdi doğal olarak. O zaman anladık aslıda kimlerle muhatabız diye...
Gelin eve bırakılmasını bilirsiniz. Konvoy halinde gelin düğün evine bırakılır. Düğün evi de ablasında kalıyordu kayınvalidem demiştim orasıydı. Neyse konvoy geldi evin önünde durdu. Eve çıkıp beni bırakacaklar normalde böyledir. Onlar ne yaptı biliyor musunuz? Gelin konvoyunu görünce hemen aşağı inip; ''kimse yukarı çıkmasın sadece gelin gelecek'' dediler. Sadece birer bardan meyve suyu verip gönderebileceklerken bunu yaptılar. Ben dahil herkes şok oldu. Benim rengim bembeyaz oldu. İlk kez evleniyorum. Hiç karşılaşılmış bir olgu değil tek gelin eve çıksın, dul alsalar yine yapmazlar bildiğim. İnsanlıkları eksilerde diyeceğim o bile mükafat kalır:KK43: İnanamadım ama gerçekti. Arkadaşlarımda ben üzülmeyeyim diye; '' boş ver demek ki adetleri böyle'' diyerek teselli ettiler. Böyle adet mi olur? Böyle insanlıksızlık mı görülmüş. Ben tek başıma garip, besleme, öksüz gibi çıktım düğün evine ve ağlama krizleri geçirdim. Başıma gelene inanamıyordum. Onlarda gelinim diye ağladığımı düşündüler herhalde. bu esnada yemek hazırlıyorlar bende yardıma kalktığımda ''sen otur sonra yaparsın'' dediler. O insanlara bide üzerimde gelinlik varken özverime bakın... O psikoloji ile otele gittik, yanımızda ablasının kızı vardı. ''Adetleriniz nasıldır, ne zaman gelelim el öpmeye'' dedim. ''Yarın akşama gelin'' dedi. Sabahı otelin süresi dolduğundan bizde kuzenim çalışıyordu evde müsait diye oraya gittik nasılsa akşam gideceğiz diye. Neyse akşama doğru gittik kapıyı çaldım, daha bir günlük evliyiz nasıl karşılanır sizce gelin-oğul? kapıyı kayınpeder açtı ve açtığıyla kayınvalidemin haykırışları, bağırmaları, dizlerini dövmeleri, kafasına duvarlara çarpmalarıyla karşılaştık. Ben öyle görünce içeri girmeden daha kapıda şok yaşadım. Kesin dedim biri öldü. Dilim tutuldu sandım:KK43: ''Ne oluyor'' dedik? ''Siz nasıl otelden çıkarken bizi aramazsınız nasıl olduğunu söylemezsiniz, neredesiniz? Sizin de inş. evladınız olur oda size bunu yapar'' dedi. Şok üstüne şok...Daha dün düğün olmuş, ne yapmalıydık? Devresi günü gitmişiz el öpmeye, normalde en az üç- dört günden sonra gidilir. Biz devresi günü gittik minnet duyacağına böyle yaptılar. İlk günüm ve sonrası hep bu psikoloji içinde geçti. El öpmeye mi cenaze evine mi gittim bilemedim:KK43:( O moral bozukluğu ile ilk günlerimizi geçirdik. Eşime ''uyu'' derdim sabahlara kadar ağlar ne yapmaya çalıştıklarını düşünürdüm. Daha üç- dört günlük evliyken... Beraber olacağın en mutlu günlerde ben cinselliği bu şartlarda yaşamış ve yıllarca cinselliğe bakış açımı bu temeldeki yaşanmışlıklar belirlemişti... O ortamda af edersiniz beraber olmak kimin canı ister? Hiç düşünmediler ki bunların yeni düğünü oldu, bilinçaltına olumsuz kaydederler, bu tüm hayatlarını etkiler... İki gün sonra biz evimize gidecektik farklı bir şehre ve eşyalarımızı bırakması için kuzenim geldi bizi otogara götürmek için; kayınvalidem çıktı kapıya; '2biz sizi yalnız bırakacaktık niye aldın getirdin onları'' dedi. Eşim de; 'bizi bırakacaklar'' dedi. Sanki o kadar moralimizi bozmuşlar ki yalnız kalınca beraber mi olabilirdik o psikolojiyle?:KK43: Annesi; ''olsun 1 saat de olsa otobüse geri gönder biz taksiyle göndeririz'' dedi. Yine almadı onları. Benim psikolojimi düşünebiliyor musunuz? ''gelmeyin'' nasıl denir? Yine onlara uygun dille gönderdim:KK43: Bu artlarda evlilik günlerim başladı. Hamile kaldım müjdelemek için aradı oğlu; ''aceleniz neydi, beceremediniz mi korunmayı, kovalıyorlar mıydı arkanızdan, masraflarınız artacak'' dedi. İlk bebeğimiz daha ve ben ilk heyacanımı bu sözlerle yaşadım:KK43: Dokuz ay boyunca hep üzüldüm. Gözyaşlarım, baş ağrım hiç dinmedi. ''Hayırlı olsun, sevindim'' der benim bildiğim babaanneler. Ama o kadar maddiyatçıki bebek olması için çok çok zengin olmalı. Çünkü bebek= masraftır ona göre. Ne düğünümden, ne hamileliğimden bir şey anlamadım.Hep mutlu olacağım zamanlarda soğuk duş etkisi yaşattı bana. Cevap veremez miydim? Pek ala fazlasıyla ama o kadar seviyesiz insanla çukura düşmem lazımdı. Konuşsan anlayacak liyakatta değil. Konuşmasam içime ata ata uyuyamama, m,gren problemleri başladı. Yaklaşık 10 yıl kayıp bir zaman ve yaşanmamış yıllarım var... Bu yıllarımı geri verebilecek mi? Hayır... Eşimle beraber olamıyordum sürekli annesi ve bize etkileri yüzünden yatmak canım istemiyordu. Biz bize baş başa kalamadık. Kafamız hep ''nedenlerle, niçinlerle'' meşguldü. Biz eşimle o kadar yıl kendimizi yaşayamadık. Eşim binlerce , milyonlarca kez konuştu ama annesi anlamadı, beton yarılırdı hislenirdi o etkilenmiyordu. Bu kadar mı bencillik, ucuz ego olabilir? bir gün normal konuştuysa on gün hep surat asardı bana. Zaten bakışları böyle süzer, yan yan bakar, normal bakmaz, sanki bir yerinizde bir şey varda inceliyor gibi kendinizden kuşku duyarsınız... Oğluna saygısı olsa bize bu kadar müdahale etmezdi. Oğlu ne kadar konuştuysa bir anne en azından merhamet eder, anlamamıştır belki ama uyarılınca aklını başına toplar, düşünür. Anne orta yolu bulur, ılıman olur. Olayları örter, kollar... Ki ben zaten ılımlı, uyumlu biriyim. Eleştiriye açığım. Ama hep yıkıcıydı eleştirileri. Samimi değildi. Samimi olsa bilmediğim bir şeyi bana iyi niyetle öğretse zaten minnet duyardım ben o kadarda hatır şinasım ki yıllarca hep özveriyle yaklaşmışım. Hep ''düzelebilir'' umuduyla kendimi yemiş, bitirmişim... Daha bir yıllık evli iken kaynım bizim şehrimizde ünv. kazandı ve bize hiç sormadan fikrimizi almadan ''sizde kalsın'' dendi. İki yıl bende kaldı ama bana sorun nasıl sıkıntılı yaşadığımızı. Ev küçük kaynım yan odamızda kalıyor hamileyim, onun yanında örtülü gezmem lazım evimde ben örtü ile durmazdım. Sürekli tetik haldesiniz. Banyo yapamazsın anlaşılır. Tuvalete gidemezsin. Yemek seçer. Kocamı düşünmezdim onu düşündüğüm kadar ne yer ne yapsam diye. Yemeğini yapardım okuldan gelince masasını hazırlar öyle alış verişe giderdim gideceksem. Önüne koyardım. Yenge değil, ablası gibi davranırdım ki kendini ezik hissetmesin. O kadar bunalırdım ki hiç ama hiç dışarı çıkmazdı yarım saat bile. Sürekli evde eşimle baş başa kalamazdık. Düşünüp te demezdi ki ''yengem hamile rahat edemiyor, en azından günde yarım saat de olsa çıkayım dışarı abimle rahat rahat otursunlar. Saçını kestirecek olsa boş ara dersinde giderdi hemen eve gelsin diye. öğlen 12 de gelirdi eşim ,ise akşam 6 gibi. Tüm gün evde. Televizyon salonda oda orda sürekli, odasına gitse bende nefes alıcam. Geriye yatak odası kalıyor bütün gün nasıl oturayım yatak odamızda? Çıksa en azından tv açacağım. Kumanda onda. Bu kadar sıkıntı yaşadığım halde dersleri iyi olmadığından tüm bunalımını bize yansıtıyordu. Tüm gün annesi gibi surat asıp oturuyordu. İçimiz bunalıyordu onu izleye izleye. Abisi şakalar yapıyordu ki muhabbet açılsın ters cevaplar veriyordu. Sanki biz onun evinde sığıntı gibiydik. Yemeğini yer direk kalkardı tek kelime etmeden sanki ben otel görevlisiyim hizmet ediyorum. İyice daralmıştım... Annesi geldi, teşekkür edeceğine ''zayıflatmışsın oğlumu'' dedi ya ben kahrın en büyüğünü yaşadım:KK43: O kadar özveri, iyi niyetime rağmen...
Kaynım evlendi baktım o gelinine bana yaptığının tam tersi o zaman bir kez daha anladım ki bu kadın işine gelene böyle. Bana böyle. O zaman iyice ''boşuna eşimle aşkımızı bile yaşayamadığımız on yıl heba olup, gitmiş koca on yıl''... diye kahr oldum. Ona neden öyleydi? Çünkü od nabza göre şerbet veren, riyakar, gösteriş meraklısı biri. Ben örtülüyüm. Kayınvalidemde sözde örtülü ama dar giyer benim gibi değil. Ben normal pardesülü biriyim. O istedi ki dar gömlek giyeyim göğüslerim belli olsun v.s Eşim zaten beni bu halimle tercih etmiş isteseydi o kriterde biri ile evlenirdi. Eşimin yanında tabi ki şort ve rahat kıyafetlerleyim ama sadece evde. Annesinin benim giyimimden tutunda rengine kadar, hatta evime gelen misafirime ikramıma kadar karışırdı.'' O tabağa değil de, buna koy'' diye. Koymazsan olay çıkar. Bu kadar ergren ve şımarıkça. Cevap versen kendini kitler bir odaya çıkmaz tüm gün. Evi başına toplar, ne huzur bırakır ne keyif konuşabilecek. Sürekli acaba'' ne diyecek'' diye tetikte beklersiniz. Konuşsanız huzurunuz kalmaz. Aslında bağırıp, çağırıp susturabilirdiniz belki ama o kadındaki hırs var ya benim hiç şahit olmadığım bir boyutta. Bende sevmediğimden kavga- gürültü hep üzüldüm, hep kendimi yedim. O zaman işte giden yıllarıma, uyumlu yaklaşımımın sonucunu alamadığıma yandım... Kime dedim. Bir gün bizdeydiler, annesi eltime; ''hadi gidelim gezelim'' dedi. Bende ynlarındayım bana tek kelime teklif etmedi. Ha etseydi ben anlayışlıyım zaten siz gidin derdim. Ama mesele tavrı. Beni insan yerine koymaması. Neyse gittiler eşim geldi ''nerdeler'' dedi. Bende demek istemedim. Annesinin bakışlarını görmek istemediğimden.Artık şerrine bulaşmamk için:KK43: Neyse eltim evine gitmiş annesi geldi bize eşim; ''neden eşime teklif etmedin'' dedi.Annesi başladı kendince bir şeyler anlatmaya aöma saçmalıyor. Uzun oldu çok farkındayım.Daha anlatsam sayfalar yetmez. O an işte eşime olmadık yakışsıksı şeyler dedi. Yok kapıda şu var yok makinede bu var. Yok koltukların arkasını inclemiş evde kaç paket çayım var onları anlatıyor.En sonunda bebeğimiz olduğunda bir kez ayağında bile sallamayan annesi o eltimin çocuğunu sürekli sallarken görünce eşim patkladı.Neden benim kzımı hiç sallamadın da şimdi mi ayakların ağrımıyor'' diye. O kadar ayrımcılık yaptı ki? Bir kez badisini değiştirmeyen babaanne nerdeyse her şeyi ile ilgilenince yeğeni ile eşimde artık dayanamadı.'' Ne istiyorsunuz bizden? Hayatımızı mahf ettin. Eşimi sevmeme rağmen bir gün kendimizi yaşayamadık yaptıklarını düşünüp üzülmekten, sonuçlarını bize yaşattın egolarının. Hep ne der, ne yapar endişesi yaşattın. bizi bize bırakmadın. Annesi yatıştıracağına hala bağırıyor, üstünlük kurmayı istiyordu. Ben ağlamaya başladım sinirlerim boşalmıştı... Sevmesen de saygılı ol en azından dediğimde. '' saygı istenmez istersem duyarım diyecek kadarda küstahlık yaptı. Eşim annesine'' şimdiye kadar ne dediysem anlamadın, ne yapayım annesin atamam, vuramam, evlatlık reddi mi isteyeyim'' dedi. O noktaya kadar getirdiler bizi. Ne kadar insanlık yaptıysak, insanca davrandıysak yazık ki değmedi hiç:KK43: Artık bunalıma girmiştim ne uyku ne cinsellik sıfıra yakındı. Bu son patlak veren olaydan sonra eşim ''artık sen istesen de ben görüştürmeyeceğim'' dedi. Şu an o kadar gayret ve özverime rağmen yaşanmamış yıllarım için kahr oluyorum. Eşim gitmek istemiyor annesinin yaptıkları için, yine benim vicdanım el vermiyor git annen ölürse üzülürsün'' diyorum. Bu kadına değer mi? Değmez. Allah görsün... Hayatta üç yaşında bir çocuğa yanlış yapsam özür dilerim hiç kompleksim yok o kadar merhametim var. Hatta beni öldürmeye çalışsa biri sonradan pişman olsa onu bile affedebilirim. Ama annesini mezarıma dahi gelmesin diye vasiyet ettim... Ve zerre haksız olsam vicdanımdan uyuyamayan ben hiç bir şekilde vicdanımda azap, sıkıntı hissetmiyorum.
Sizlerle paylaşmak istedim arkadaşlar... Dört sen önce hayatımızda çıkarttı eşim tüm gayret ve yaklaşımlarımız sonuç vermeyince. Dört senedir kendi irademle nefes aldığımı hissettim. Sanki ben evimi yeni hissettim. Hep annesi-eşim ve ben üç kişi idik. Psikolojik baskısı vardı. Yeni yeni eşimle evlendiğimizi anlıyoruz. On yıl boyunca doğru düzgün beraberlik yaşayamadım eşimle. ''Yine hamile kalırsam aynı sözleri der'' endişesini içimde büyüttüm. Bilinç altıma nasıl işlemişse:KK43: Anlattıklarım sadece birer parçasıydı bütünün. Bütünün daha çok eksik parçası var anlatamadığım. Bu sayfa yetemezdi...
Şimdi yaralarımız onarmaya çalışıyorum. Eşim hep destekçim ama ne zaman bir düğün görsem, yeni doğmuş bebek görsem, nişanlık görsem hatta yaşadıklarım aklıma geliyor ve izleri çabuk gidemiyor. Bana lütfen fikir verir misiniz? Buna çok ihtiyacım var
 
erinmeden okudum birazcik uzun olmus:) arkadasim sende peygamber sabri mi var , nasil dayandin katlandin , ay ben olsam o kadini varya beter ederdim beter , vallaha melekler sana seytanlarda bana imrenirdi , :KK53: kendinin degerini bil kimseye ezdirme kendini, ezilmek icin gelmedik bu dunyaya , kizin varmis kizina yansitma bari böyle susmayi , iyi hos evliligin icin ama insan bu ya hakkini savunmalisin ki cevrendekiler bilmeli cürret bile edememelli, .................yok yok vallahi sinir sistemini kiskandim :KK14:
 
yine rabbimin sevgili kuyumuşsunki eşin en azından senin yanında olmuş sana destek olmuş ya oda annesinin tarafında olsaydı sen bunları bu şekilde de atlatamazdın. eşin seni kurtarmış... ne diyim allaha havale etmekten başka diyecek bir söz bulamıyorum.
 
Son düzenleme:
Valla bravo size.Allah size peygamber sabrı vermiş.Bu iş siz sabretseniz de sabretmeseniz de bu sonuca varırdı zaten size kalan en güzel şey vicdan rahatlığı olmuş.Evet yıllarınızı kaybetmişsiniz yaşanması gereken şeyleri yaşayamamışsınız ama bir de şu açıdan bakın.Eğer siz kayınvalide ile atışıp tutuşsaydınız,sürekli kavga gürültü etseydiniz belki şu anda evden giden kayınvalideniz değil siz olurdunuz onca yılla beraber eşinizi de kaybetmiş olurdunuz.Sizin sabrınız eşinizin gözünü açmasına vesile oldu belki de.Herşeyi kendisi idrak etmiş.Ne güzel.Sizinle aynı durumda olupta eşinden de destek göremeyen insanlar var.
Giden yıllar geri gelmiyor malesef ama en azından eşinizin sizinle beraber olduğuna şükredin ve yavrunuzla beraber bundan sonrası için yaşamaya bakın.Allah'ım size yaşayamadığınız güzellikleri kat kat yaşatsın inşallah.
 
peygamber sabrı dedikleri bu olsa gerek ama hep içinize atıp üzülmüşsünüz anladığım kadarıyla eşinizde sizin gibi sabırlı birisiymiş ... insan belli bi noktaya kadar dayanır eşiniz görmüş hissedip anlAMIŞ sizi bu yönden şanslısınız hiç kimse sizden daha kıymetli deil üzülüp kendinizi hasta etmeyin allah mükafatını verecektir bu kadar sabrın bundan sonra kv nizi hayatınızdan çıkarın mutluluğunuza bakın oğlu görüsmek isterse görüssün ama siz bence muhattap bile olmayın...
 
Üşenmeden tek tek okudum yazdıklarınızı, Allah size bir sınav vermiş sizde sınavınızı vermiş ve sonunda hakkı ile yollarınızı ayırmışsınız. Bundan sonra geriye bakmak yerine çocuğunuzla, eşinizle mutlu günlerinize bakın. Geçmiş değişmiyor ve geride kaldı, malesef geri dönüşü yok bu yüzden onları bir kenara koymayı deneyin... Evde kalan size onu hatırlatan eşyaları da yavaş yavaş maddi durumunuza göre değiştirin ama üzmeyin kendinizi.. Ne mutlu ki sizi anlayan, yanınızda olan destekleyen bir eşiniz var..

Allah sizi iki mekanda da ayırmasın..
 
başka konulara yönel ugraş bul.kafanı dagıt.boşver.inan boşvermek zor ama senin yılların gidiyo ve onun umru duymuyo.ve bu yaşa birdaha gelemiyorsun.en azından eşin senin kıymetini biliyo.bu durumda olupta hala annem haklı annem ne derse o dogru diyen birçok erkek var.şükret ve artık her anın tadını çıkar derim
 
ben hep şunu göruyorum. ne kadar çok ezdırırsenız o kadar ezmeye devam ederler. yahu nıye bukadar uysalsınız bu kaynanalara karşı. şukur benım hıç sorunum olmadı ama bılırler eğer ufak bı laf carpıtmalarını anlarsam hıç çekınmem bozar atarım. ne elın oğlu üzsün diye nede elin anası üzsün dıye doğurmadı benı anam:KK47:. kımse ezemez benı. bilirler bunu ezmeye kalkarlarsa hiç kımse ne onların nede eşimin yanında tutamaz benı
valla hayret şu yaşadıklarınıza. inş eşiniz annesıyle hıç barışmaz. o kadın haketmış bunları
 
Merhaba tüm KK üyeleri. Bugün üye oldum. Aranızda olmaktan mutluyum. Almanca öğretmeniyim ama mesleğimi yapmadım ev hanımıyım şimdilik. Nerden başlasam, nasıl anlatsa bilemiyorum...
14 yıllık evliyim. Ailem oldukça nezaketli ve empatik yaklaşan bir karakter olgunluğuna sahipti. Bende ailemde bu terbiye ile yetiştim. Güler yüzün sadaka hükmünde olduğu bilinç, ile büyüdüm. Gel gelelim ki kayınvalidem tam benim tersi karakterimde. Hakimiyet kursun, eline ipleri alsın, hüküm etsin ve ne dediyse o kayıtsız-şartsız kabullenilsin. Konuşamazsınız, iletişime kapalıdır. Eğer o bir şey dediyse o ayet hükmündedir. Şeksiz-koşulsuz uygulanmak zorundadır çevresinde kim varsa. Her şeyi o bilir. Kimse onun kadar donanıma sahip değildir. Doğuştan üstün insandır sanki. İstemeye geldiklerinde gördüm ilk kez, bakışları ile beni yedi. Ailem ve anneannem bu kadın seni yer yapamazsın dedi ama ben sevmiştim eşimi:KK43: Annesi nede olsa baş edebilirim sevgi olduktan sonra diye düşündüm. Ama ilk günden daha başladı. Hatta düğünden önce anladım ne olduğunu. Alış verişe çıkmamız için aradı bizi annemle. Bizde sandık ki normal bir ev düzme alışverişi. Ne yaptı dersiniz? Kendisi akşamı gezmiş ve nerde ucuz, kalitesiz basit takımlar varsa o mağazaya götürdü bizi. Benim seçme hakkım hiç olmadı. Nişanlıma (o en öyleydi ) beğenmedim dediğimde annesinin baskınlığından oda bunalıp arada kalıyordu. Annesine belli etmeye çalıştıysam da o ne dediyse o olsun istediğinden hiç dikkate bile almadı beni. Oturacak bendim ama seçen kendisi. İğrendiğim, nefret ettiğim, hiç içime sinmeyen bir takım aldı, gördükçe tiksiniyordum. Şöyle tarif edeyim, kaliteli bir takımın fiyatıyla bizim aldığımız koltuk takımından 10 tane alabiliyordunuz aynı parayla. (Mesela 1 milyarsa annesi 100 milyona almıştı.) Her genç kızın rüyasıdır istediği gibi bir ev düzmek, kendi evinde içine sine sine oturmak... Sadece takım değil, beyaz eşyada en ucuzlarından alındı ve her biri ilk yıl içinde bozuldu. Vitrin ben almam siz alın dedi anneme. Annemde yatak odasını alacağımızdan ona göre para almıştı yanına. Dünürüne bizde yatak odası alınır bende ona göre hazırlık yaptım dediğinde, o halde bende almayacağım diyerek restini koyuyordu. Buzdolabı 3 ay sonra bozuldu ve ben çok sıkıntı yaşadım yemeklerim bozuluyor sürekli servis çağırmaktan bıkmıştık ve çözümde olmuyordu.
Halı beğendim, ''ben o halıyı almam, eğer alırsan ayağımı bile basmam'' dedi. O kadar cenderede hissettim ki kendimi. Tatsızlığı da sevmiyorum, ilk defa karşılaşmışım böyle bencil bir insanla arada tatsızlık olmasın diye birde yumuşak ılıman yaklaştım. Şu an çok üzülüyorum değmeyen birine neden bu kadar ılıman yaklaştım diye. Ama cevabını da biliyorum aslında, insan olamadığını kabullenmek istemedim, düzelir diye ümit ettim. Bunu daha başlangıç olacağını nerden bilirdim?:KK43:
Annesi farklı bir yerde bizden uzaktalar ve o yüzden düğün olduğunda ablasında kaldılar. Neyse düğünümüzde, annem ağlıyor, annesine ''aldınız kızımızı'' diye ağlıyordu Her kız annesi gibi teselli ye ihtiyacı vardı diye içgüdüsel bir üzüntüydü bu. Kayınvalidem; sizde oğlumu aldınız'' dedi. Annem şok oldu, en azından'' üzülme yine gelirler, görürsünüz'' demesini beklerdi doğal olarak. O zaman anladık aslıda kimlerle muhatabız diye...
Gelin eve bırakılmasını bilirsiniz. Konvoy halinde gelin düğün evine bırakılır. Düğün evi de ablasında kalıyordu kayınvalidem demiştim orasıydı. Neyse konvoy geldi evin önünde durdu. Eve çıkıp beni bırakacaklar normalde böyledir. Onlar ne yaptı biliyor musunuz? Gelin konvoyunu görünce hemen aşağı inip; ''kimse yukarı çıkmasın sadece gelin gelecek'' dediler. Sadece birer bardan meyve suyu verip gönderebileceklerken bunu yaptılar. Ben dahil herkes şok oldu. Benim rengim bembeyaz oldu. İlk kez evleniyorum. Hiç karşılaşılmış bir olgu değil tek gelin eve çıksın, dul alsalar yine yapmazlar bildiğim. İnsanlıkları eksilerde diyeceğim o bile mükafat kalır:KK43: İnanamadım ama gerçekti. Arkadaşlarımda ben üzülmeyeyim diye; '' boş ver demek ki adetleri böyle'' diyerek teselli ettiler. Böyle adet mi olur? Böyle insanlıksızlık mı görülmüş. Ben tek başıma garip, besleme, öksüz gibi çıktım düğün evine ve ağlama krizleri geçirdim. Başıma gelene inanamıyordum. Onlarda gelinim diye ağladığımı düşündüler herhalde. bu esnada yemek hazırlıyorlar bende yardıma kalktığımda ''sen otur sonra yaparsın'' dediler. O insanlara bide üzerimde gelinlik varken özverime bakın... O psikoloji ile otele gittik, yanımızda ablasının kızı vardı. ''Adetleriniz nasıldır, ne zaman gelelim el öpmeye'' dedim. ''Yarın akşama gelin'' dedi. Sabahı otelin süresi dolduğundan bizde kuzenim çalışıyordu evde müsait diye oraya gittik nasılsa akşam gideceğiz diye. Neyse akşama doğru gittik kapıyı çaldım, daha bir günlük evliyiz nasıl karşılanır sizce gelin-oğul? kapıyı kayınpeder açtı ve açtığıyla kayınvalidemin haykırışları, bağırmaları, dizlerini dövmeleri, kafasına duvarlara çarpmalarıyla karşılaştık. Ben öyle görünce içeri girmeden daha kapıda şok yaşadım. Kesin dedim biri öldü. Dilim tutuldu sandım:KK43: ''Ne oluyor'' dedik? ''Siz nasıl otelden çıkarken bizi aramazsınız nasıl olduğunu söylemezsiniz, neredesiniz? Sizin de inş. evladınız olur oda size bunu yapar'' dedi. Şok üstüne şok...Daha dün düğün olmuş, ne yapmalıydık? Devresi günü gitmişiz el öpmeye, normalde en az üç- dört günden sonra gidilir. Biz devresi günü gittik minnet duyacağına böyle yaptılar. İlk günüm ve sonrası hep bu psikoloji içinde geçti. El öpmeye mi cenaze evine mi gittim bilemedim:KK43:( O moral bozukluğu ile ilk günlerimizi geçirdik. Eşime ''uyu'' derdim sabahlara kadar ağlar ne yapmaya çalıştıklarını düşünürdüm. Daha üç- dört günlük evliyken... Beraber olacağın en mutlu günlerde ben cinselliği bu şartlarda yaşamış ve yıllarca cinselliğe bakış açımı bu temeldeki yaşanmışlıklar belirlemişti... O ortamda af edersiniz beraber olmak kimin canı ister? Hiç düşünmediler ki bunların yeni düğünü oldu, bilinçaltına olumsuz kaydederler, bu tüm hayatlarını etkiler... İki gün sonra biz evimize gidecektik farklı bir şehre ve eşyalarımızı bırakması için kuzenim geldi bizi otogara götürmek için; kayınvalidem çıktı kapıya; '2biz sizi yalnız bırakacaktık niye aldın getirdin onları'' dedi. Eşim de; 'bizi bırakacaklar'' dedi. Sanki o kadar moralimizi bozmuşlar ki yalnız kalınca beraber mi olabilirdik o psikolojiyle?:KK43: Annesi; ''olsun 1 saat de olsa otobüse geri gönder biz taksiyle göndeririz'' dedi. Yine almadı onları. Benim psikolojimi düşünebiliyor musunuz? ''gelmeyin'' nasıl denir? Yine onlara uygun dille gönderdim:KK43: Bu artlarda evlilik günlerim başladı. Hamile kaldım müjdelemek için aradı oğlu; ''aceleniz neydi, beceremediniz mi korunmayı, kovalıyorlar mıydı arkanızdan, masraflarınız artacak'' dedi. İlk bebeğimiz daha ve ben ilk heyacanımı bu sözlerle yaşadım:KK43: Dokuz ay boyunca hep üzüldüm. Gözyaşlarım, baş ağrım hiç dinmedi. ''Hayırlı olsun, sevindim'' der benim bildiğim babaanneler. Ama o kadar maddiyatçıki bebek olması için çok çok zengin olmalı. Çünkü bebek= masraftır ona göre. Ne düğünümden, ne hamileliğimden bir şey anlamadım.Hep mutlu olacağım zamanlarda soğuk duş etkisi yaşattı bana. Cevap veremez miydim? Pek ala fazlasıyla ama o kadar seviyesiz insanla çukura düşmem lazımdı. Konuşsan anlayacak liyakatta değil. Konuşmasam içime ata ata uyuyamama, m,gren problemleri başladı. Yaklaşık 10 yıl kayıp bir zaman ve yaşanmamış yıllarım var... Bu yıllarımı geri verebilecek mi? Hayır... Eşimle beraber olamıyordum sürekli annesi ve bize etkileri yüzünden yatmak canım istemiyordu. Biz bize baş başa kalamadık. Kafamız hep ''nedenlerle, niçinlerle'' meşguldü. Biz eşimle o kadar yıl kendimizi yaşayamadık. Eşim binlerce , milyonlarca kez konuştu ama annesi anlamadı, beton yarılırdı hislenirdi o etkilenmiyordu. Bu kadar mı bencillik, ucuz ego olabilir? bir gün normal konuştuysa on gün hep surat asardı bana. Zaten bakışları böyle süzer, yan yan bakar, normal bakmaz, sanki bir yerinizde bir şey varda inceliyor gibi kendinizden kuşku duyarsınız... Oğluna saygısı olsa bize bu kadar müdahale etmezdi. Oğlu ne kadar konuştuysa bir anne en azından merhamet eder, anlamamıştır belki ama uyarılınca aklını başına toplar, düşünür. Anne orta yolu bulur, ılıman olur. Olayları örter, kollar... Ki ben zaten ılımlı, uyumlu biriyim. Eleştiriye açığım. Ama hep yıkıcıydı eleştirileri. Samimi değildi. Samimi olsa bilmediğim bir şeyi bana iyi niyetle öğretse zaten minnet duyardım ben o kadarda hatır şinasım ki yıllarca hep özveriyle yaklaşmışım. Hep ''düzelebilir'' umuduyla kendimi yemiş, bitirmişim... Daha bir yıllık evli iken kaynım bizim şehrimizde ünv. kazandı ve bize hiç sormadan fikrimizi almadan ''sizde kalsın'' dendi. İki yıl bende kaldı ama bana sorun nasıl sıkıntılı yaşadığımızı. Ev küçük kaynım yan odamızda kalıyor hamileyim, onun yanında örtülü gezmem lazım evimde ben örtü ile durmazdım. Sürekli tetik haldesiniz. Banyo yapamazsın anlaşılır. Tuvalete gidemezsin. Yemek seçer. Kocamı düşünmezdim onu düşündüğüm kadar ne yer ne yapsam diye. Yemeğini yapardım okuldan gelince masasını hazırlar öyle alış verişe giderdim gideceksem. Önüne koyardım. Yenge değil, ablası gibi davranırdım ki kendini ezik hissetmesin. O kadar bunalırdım ki hiç ama hiç dışarı çıkmazdı yarım saat bile. Sürekli evde eşimle baş başa kalamazdık. Düşünüp te demezdi ki ''yengem hamile rahat edemiyor, en azından günde yarım saat de olsa çıkayım dışarı abimle rahat rahat otursunlar. Saçını kestirecek olsa boş ara dersinde giderdi hemen eve gelsin diye. öğlen 12 de gelirdi eşim ,ise akşam 6 gibi. Tüm gün evde. Televizyon salonda oda orda sürekli, odasına gitse bende nefes alıcam. Geriye yatak odası kalıyor bütün gün nasıl oturayım yatak odamızda? Çıksa en azından tv açacağım. Kumanda onda. Bu kadar sıkıntı yaşadığım halde dersleri iyi olmadığından tüm bunalımını bize yansıtıyordu. Tüm gün annesi gibi surat asıp oturuyordu. İçimiz bunalıyordu onu izleye izleye. Abisi şakalar yapıyordu ki muhabbet açılsın ters cevaplar veriyordu. Sanki biz onun evinde sığıntı gibiydik. Yemeğini yer direk kalkardı tek kelime etmeden sanki ben otel görevlisiyim hizmet ediyorum. İyice daralmıştım... Annesi geldi, teşekkür edeceğine ''zayıflatmışsın oğlumu'' dedi ya ben kahrın en büyüğünü yaşadım:KK43: O kadar özveri, iyi niyetime rağmen...
Kaynım evlendi baktım o gelinine bana yaptığının tam tersi o zaman bir kez daha anladım ki bu kadın işine gelene böyle. Bana böyle. O zaman iyice ''boşuna eşimle aşkımızı bile yaşayamadığımız on yıl heba olup, gitmiş koca on yıl''... diye kahr oldum. Ona neden öyleydi? Çünkü od nabza göre şerbet veren, riyakar, gösteriş meraklısı biri. Ben örtülüyüm. Kayınvalidemde sözde örtülü ama dar giyer benim gibi değil. Ben normal pardesülü biriyim. O istedi ki dar gömlek giyeyim göğüslerim belli olsun v.s Eşim zaten beni bu halimle tercih etmiş isteseydi o kriterde biri ile evlenirdi. Eşimin yanında tabi ki şort ve rahat kıyafetlerleyim ama sadece evde. Annesinin benim giyimimden tutunda rengine kadar, hatta evime gelen misafirime ikramıma kadar karışırdı.'' O tabağa değil de, buna koy'' diye. Koymazsan olay çıkar. Bu kadar ergren ve şımarıkça. Cevap versen kendini kitler bir odaya çıkmaz tüm gün. Evi başına toplar, ne huzur bırakır ne keyif konuşabilecek. Sürekli acaba'' ne diyecek'' diye tetikte beklersiniz. Konuşsanız huzurunuz kalmaz. Aslında bağırıp, çağırıp susturabilirdiniz belki ama o kadındaki hırs var ya benim hiç şahit olmadığım bir boyutta. Bende sevmediğimden kavga- gürültü hep üzüldüm, hep kendimi yedim. O zaman işte giden yıllarıma, uyumlu yaklaşımımın sonucunu alamadığıma yandım... Kime dedim. Bir gün bizdeydiler, annesi eltime; ''hadi gidelim gezelim'' dedi. Bende ynlarındayım bana tek kelime teklif etmedi. Ha etseydi ben anlayışlıyım zaten siz gidin derdim. Ama mesele tavrı. Beni insan yerine koymaması. Neyse gittiler eşim geldi ''nerdeler'' dedi. Bende demek istemedim. Annesinin bakışlarını görmek istemediğimden.Artık şerrine bulaşmamk için:KK43: Neyse eltim evine gitmiş annesi geldi bize eşim; ''neden eşime teklif etmedin'' dedi.Annesi başladı kendince bir şeyler anlatmaya aöma saçmalıyor. Uzun oldu çok farkındayım.Daha anlatsam sayfalar yetmez. O an işte eşime olmadık yakışsıksı şeyler dedi. Yok kapıda şu var yok makinede bu var. Yok koltukların arkasını inclemiş evde kaç paket çayım var onları anlatıyor.En sonunda bebeğimiz olduğunda bir kez ayağında bile sallamayan annesi o eltimin çocuğunu sürekli sallarken görünce eşim patkladı.Neden benim kzımı hiç sallamadın da şimdi mi ayakların ağrımıyor'' diye. O kadar ayrımcılık yaptı ki? Bir kez badisini değiştirmeyen babaanne nerdeyse her şeyi ile ilgilenince yeğeni ile eşimde artık dayanamadı.'' Ne istiyorsunuz bizden? Hayatımızı mahf ettin. Eşimi sevmeme rağmen bir gün kendimizi yaşayamadık yaptıklarını düşünüp üzülmekten, sonuçlarını bize yaşattın egolarının. Hep ne der, ne yapar endişesi yaşattın. bizi bize bırakmadın. Annesi yatıştıracağına hala bağırıyor, üstünlük kurmayı istiyordu. Ben ağlamaya başladım sinirlerim boşalmıştı... Sevmesen de saygılı ol en azından dediğimde. '' saygı istenmez istersem duyarım diyecek kadarda küstahlık yaptı. Eşim annesine'' şimdiye kadar ne dediysem anlamadın, ne yapayım annesin atamam, vuramam, evlatlık reddi mi isteyeyim'' dedi. O noktaya kadar getirdiler bizi. Ne kadar insanlık yaptıysak, insanca davrandıysak yazık ki değmedi hiç:KK43: Artık bunalıma girmiştim ne uyku ne cinsellik sıfıra yakındı. Bu son patlak veren olaydan sonra eşim ''artık sen istesen de ben görüştürmeyeceğim'' dedi. Şu an o kadar gayret ve özverime rağmen yaşanmamış yıllarım için kahr oluyorum. Eşim gitmek istemiyor annesinin yaptıkları için, yine benim vicdanım el vermiyor git annen ölürse üzülürsün'' diyorum. Bu kadına değer mi? Değmez. Allah görsün... Hayatta üç yaşında bir çocuğa yanlış yapsam özür dilerim hiç kompleksim yok o kadar merhametim var. Hatta beni öldürmeye çalışsa biri sonradan pişman olsa onu bile affedebilirim. Ama annesini mezarıma dahi gelmesin diye vasiyet ettim... Ve zerre haksız olsam vicdanımdan uyuyamayan ben hiç bir şekilde vicdanımda azap, sıkıntı hissetmiyorum.
Sizlerle paylaşmak istedim arkadaşlar... Dört sen önce hayatımızda çıkarttı eşim tüm gayret ve yaklaşımlarımız sonuç vermeyince. Dört senedir kendi irademle nefes aldığımı hissettim. Sanki ben evimi yeni hissettim. Hep annesi-eşim ve ben üç kişi idik. Psikolojik baskısı vardı. Yeni yeni eşimle evlendiğimizi anlıyoruz. On yıl boyunca doğru düzgün beraberlik yaşayamadım eşimle. ''Yine hamile kalırsam aynı sözleri der'' endişesini içimde büyüttüm. Bilinç altıma nasıl işlemişse:KK43: Anlattıklarım sadece birer parçasıydı bütünün. Bütünün daha çok eksik parçası var anlatamadığım. Bu sayfa yetemezdi...
Şimdi yaralarımız onarmaya çalışıyorum. Eşim hep destekçim ama ne zaman bir düğün görsem, yeni doğmuş bebek görsem, nişanlık görsem hatta yaşadıklarım aklıma geliyor ve izleri çabuk gidemiyor. Bana lütfen fikir verir misiniz? Buna çok ihtiyacım var

arkadaşım sabırla yazdıklarını okumaya çalıştım bayağı uzun olmuş belliki çok içlenmiş ve dertlenmişsin valla bence eşin senle iyi ise neyapalım eskiyi unut eşinle geçmiş yılların acısını çıkar boşver otarafı kim ne yaparsa kendine yapar önemli olan eşinin seni ezdirmemesi artık kendinize bakın onları gündeme her defasında getirip hayatınızı daha çok çıkmaza sokmayın derim evt genede allaha havale et o engüzelini verecektir.canını sıkma ve eşne ve çocuğuna bak tabiki akıl vrmek kolay gibi görünür yaşadığını yaşamayan bilemez .allah yardımcınız olsun şimdiden sonra ,mutluluklar peşinizi bırakmasın inşallah
 
Sadece bu konu için demiyorum.
Bu sorunlu kadınları, adamları yetiştiren anneler, babalar ne yapıyorlar da sonuç böyle "yetişkinler" oluyor bilmek isterdim.
Yani bir çok konuda görüyorum dünyaya evlat getirmişsin, kayınvalide olmuşsun, orta yaşlarına sağlıkla gelmişsin, torun torba sahibisin niye insanlıktan çıkmaya çalışıyorsun diye sormak istiyorum. İnsan olarak yaratılmışsın öyle kal demek istiyorum.


Siz sürekli olmamışları düşünürseniz, bugün oldurabilme imkanınız olan güzellikleri kaçıracaksınız.
Hep böyle bakın.
Bugün gidin alın örneğin o istediğiniz nevresimi, güzel bir fincan takımını.
Neye inanıyorsanız ona sımsıkı sarılın.
Bol bol açık havada yürüyüş yapın, ablam depresyona girdiğinde doktorunun en önemli tavsiyesi buydu.
Allah gönlünüze göre versin inşallah.
 
Son düzenleme:
Geçmiş olsun diyorum ki sende bunu düşün geçmiş gitmiş artık gözümde bir kaç gündür ciddi bir rahatsızlık var o yüzden tamamını okuyamadım kusura bakma ama okuduğum bir kaç satır yetti zaten konuyu anlamama. Allah sabrını vermiş ve seni sürekli yanında olacak bir kocayla destek olacak bir eş ile ödüllendirmiş. 14 yıl dile kolay bundan sonra geçmişi hatırlama ve ne olursa olsun aklına getirme, geldiği anda kızının eşinin resmine bak yanında oldukları için bunca zaman güçüklere rağmen mutluluğu yakalayabilmiş olduğunu düşünüp şükrederek birlikte geçirdiğiniz huzurlu 4 seneolsa da o anları düşünüp eskiyi hemen savuştur aklından. İnşallah bundan sonra bu mutluluk hiçbozulmadan nice nice mutlu 14 seneler geçirirsiniz arkadaşım.
 
Ne kadar geçmişte kalsa da bazı şeyler unutulmuyor maalesef.

Size haddim olmayarak bir öneride bulunmak isterim : Yeniden hamile kalın:)
Çok ciddi söylüyorum.Size çok iyi gelecek.Çok farklı bir hamilelik ve lohusalık yaşayacaksınız.
İçinizde kalan herşeyi doya doya tadacaksınız.
Unutmayın,ancak iyi anılar,kötüleri silebilir.

O olaylardan sonra ev değiştirmediyseniz,mutlaka taşınmanızı da öneririm.
Tebdili mekanda ferahlık vardır ve her duvar sinema perdesi gibidir.
Oturduğunuz yer size kederinizi hatırlatır.
O yüzden imkan varsa taşının.İmkan yoksa,imkanları zorlayın.

Bir de öğretmenlik yapamasanız bile,en azından özel ders verebilirsiniz.
Veya dil kurslarında öğretmenlik yapabilirsiniz.
 
sabırlıymışsınız , umarım bundan sonraki yıllarınız geçmişte yaşayamadığınız 10 yılınızı unutturacak güzellikte olur....
 
üşenmeden bıkmadan okudum hatta gözlerim şaşı oldu biara okurken okadar kaptırdım kendimi yani...
valla helal olsun sizi nekadarda sabırlıymışsınız,bana o hareketlerden biri yapılsa ortalığı birbirine katardım heralde...
kayınvalidenizin bazı hareketleri ablamın kayınvalidesine benziyor ablamda sessiz içine atan birisi...
mesela en basit benzerlik ablaın 20 gün sonra düğünü var onun kayınvalideside ben yukarı çıkmam gelin almaya dedi kadının derdi kapı parası sanırım oğluda kuşak bağlamayın sakın ben sevmem demiş...

bende bunlara cevaben yukarı gelin almaya çıkmayana kız verilmez ozaman düğün günü aşağıda kapının önünde kendiniz çalıp kendiniz oynarsınız madem öyle dedim...
ve eminim düğün günü sizinkine benzer şeyler yaşıycak ablam bende kararlıyım benim ablamın annemin yüzünün gülmediği düğünde onlarınkide gülmiycek güldürmiycem...

kayınvalideniz oğlunu kıskanmış desem kadının oğlunada merhameti yokmuş sanırım...
çok çekmişsiniz bundan sonrası için insanlara hakkınızı yedirmeyin...
hep mutlu olun inşallah...
 
Kayınvalideniz için sadece insan müsfettesi diyeceğim kusura bakmayın. Allah korkusu da mı yok bu insanda? Allah yaptıklarını ondan çıkarır. Neyse ki sonunda kurtulmuşsunuz ondan.

Yalnız bir şey rica edeceğim sizden. Ne olur bunları yazarak anlatırken paragraf yapın, arada boşluk bırakın. Okumak istiyoruz ama çok zor oluyor bu şekilde.


Allah eşinizle içinize sıcaklık versin, ağız tadınızı bozmasın.
 
Bir hayır sever konuyu özetleyebilir mi? Hiç mi nefes almadın arkadaş? Yani uzun yazınca bence okuma konusunda caydırıcı oluyor. benceee
 
sabrınıza hayran kaldım ama keşke başta ezdirmeseydiniz kendinizi ama Allahtan eşiniz doğru bi karar vermiş
 
Yazı amada úzundu. Okuduğumuza göre bizdede peygamber sabrı. Var kaynanan hakiki cadıymış bence görüşmeyi hak etmiyor
 
üşenmeden bıkmadan okudum hatta gözlerim şaşı oldu biara okurken okadar kaptırdım kendimi yani...
valla helal olsun sizi nekadarda sabırlıymışsınız,bana o hareketlerden biri yapılsa ortalığı birbirine katardım heralde...
kayınvalidenizin bazı hareketleri ablamın kayınvalidesine benziyor ablamda sessiz içine atan birisi...
mesela en basit benzerlik ablaın 20 gün sonra düğünü var onun kayınvalideside ben yukarı çıkmam gelin almaya dedi kadının derdi kapı parası sanırım oğluda kuşak bağlamayın sakın ben sevmem demiş...

bende bunlara cevaben yukarı gelin almaya çıkmayana kız verilmez ozaman düğün günü aşağıda kapının önünde kendiniz çalıp kendiniz oynarsınız madem öyle dedim...
ve eminim düğün günü sizinkine benzer şeyler yaşıycak ablam bende kararlıyım benim ablamın annemin yüzünün gülmediği düğünde onlarınkide gülmiycek güldürmiycem...

kayınvalideniz oğlunu kıskanmış desem kadının oğlunada merhameti yokmuş sanırım...
çok çekmişsiniz bundan sonrası için insanlara hakkınızı yedirmeyin...
hep mutlu olun inşallah...

blue canım sen ne yaptın?bulabildin mi dişine göre bir kurs?
 
çok zor bir kayın valideye sahip olardansınız sizde. Allah kolaylık versin.

Ama herşeye rağmen, saygısızlık yapmadığınız ve iyiliğinizde devam ettiğiniz için bunlar Sizi Siz yapan güzel karakteriniz.
MaşAllah.

Değinmek istediğim diğer konu da, herşeye rağmen aslında çok şükür etmelisiniz. Çünki herşeyinizle birbirinizi sevip sahip çıktığınız bir evliliğiniz var. Ve Sizin yanınıza olan size destek olan bir eşiniz var.
Lütfen bu açıdan konuya bakarak üzülmek yerine mutlu olun.
Çünki böylesi bir evlilik nadir oluyor sanırım...Bu acıdan nasiplisiniz hamdolsun.

Kendinizi yorulmus hissetmeniz normal inşAllah bu yorgunluğunuzu Rabbimiz alsın sizden. Ama kendinizi asla kullanılmış hissetmeyin.
Herkezin ettiği kendine. Sağımızda bir melek solumuzda bir melek herşeyi kayıt altına alıyor.
Siz kendi davraışlarınızda kusur işlememişiniz, ne mutlu size...

Kayınvalidenizin kötülüğü kendine. Ölümlü dünya ne alıp veremediği var ki insanların anlamam...
Kötü düşünceli insanların uzak durmaları bazen ruh sağlığı açısından daha iyi olabiliyor.

İnşAllah eşinile birlikte istediğiniz gibi bir eviniz olur. Ve çocuklarınızla birlikte nice mutlu hayırlı ömür geçirirsiniz
 
Son düzenleme:
X