Uzun bir iç çekiş,iç döküş.

-Bibliosmia

Kauai kuşu yalnızlığı
Kayıtlı Üye
31 Mart 2022
3.756
9.783
Gece yarısı yaşlı gözlerle telefonu elime aldırıp beni bdv'ye getiren iç sıkıntısından geçmiş özleminden selamlar.🤚Sorum yok.Hikayem uzun olacak baştan söyleyim😊içimi dökmek istedim diyelim başarabilirsem...

Yaralı yanım ailem...
Anne baba sevgisinden mahrum kalmadım hiç.Ailece çok sınandık diyebilirim.Nirvana boyutundaki maddi sıkıntılar arasında doğmuş,soğuktan sabaha çıkmaz bu bebek denilen,bu sebeptendir ki hala her zor gecesinde bu sözü hatırlayıp her sabah güneşi daha sıcak selamlayan biriyim. Ekmek kovalayışı 3 şehir gezdirdi bize.

Babamın iş için yurt dışına gidişi,o gelene kadar konuşmayışım,geldikten sonra başkalarına baba deyişim,tası tarağı toplayıp memlekete seneler sonra geri dönüşüm ile travmatik hayatımıza merhaba demişiz bilmeden.

Memlekete geldik gelmesine ama işsizdik. Ben ortaokuldaydım. Eve geldiğimde icra memurları vardı. Eşyalarımızın gidişini bilmem kaçıncı kez izledik.(Çocuk çizgi film izliyor abi ya tv dursa mı?dediklerini de hatırlarım) Baş dönmesi ataklarım sonucu yanlış doz ile ilaca başlatıldım. (Vertigoymuş esasen)ilaçların aldırdığı kilolar hala benimle ama barıştım onlarla da.😊

Bundan sonrası ani olan her şeyden korkmam ve tabiki panik atak getirdi bana.(burdan sonrasını karışık yazıyorum) Ani bir telefon ile nişan alışverişimde iken baban kalp krizi geçirdi,ani bir telefon ile baban ikinci kalp krizini geçirdi,ani bir telefon ile babana bir şeyler oldu koş!sonuç;bronş ca...

Babamın kanserle,benim ailemi dik ve bir arada tutma savaşım tam gaz devam😊

Film sahnelerini yaşadım soğuk yoğun bakım kapısında. Koşturan drlar,yerlerde yuvarlanan annem,hazırlıklı olun işimiz çok zor diyen hemşireler...Zamandan kopuyor,mekandan soyutlanıyormuş insan. Şu hayatın gerçeğini kim bilir deseniz bana sevdiğini yoğun bakımda bekleyenler derim.

Babamın kemoterapiler,radyoterapileriyle geçen birkaç sene.Tıraşını ben yaptım kemoterapi öncesi.🥰 Hani ağlamaman gerektir ama tutamazsın da boğazın cayır cayır yanar ya. Gık diyemedim. Ben onun kızıydım çünkü,kara kuzusu...

Dr kontrolünde geçmiş olsun kanseri yendi babanız dedi doktor. O an ki sevinçle ne yaptığımı çok hatırlamıyorum. Onu kaybetme korkusu ile yüzleştiğim,dertlerimin küçüklüğü altında ezildiğim ve ona sımsıkı sarılabileceğim bir sürenin daha olduğu bilincine ererek yaşamaya devam ettim,ettik.

Evlendim.(Şükür ki gözlerimi dolduran bir adamı sevdim,mutluyum)Babamın rutin kontrolü sırasında metastaz öğrendik. 1.evrede biten illet oldu mu sana 4.evre.Eşimle şehirdeki nerdeyse tüm profları gezdik zar zor görüşme talep edip pet çekimlerini ve tüm sürecin belgesini gezdirdik, neredeyse hepsi şunu dedi"4.evre kurtulma değil,ağrıyı azaltma evresidir,hazırlanın"


Bir gün yine ani bir telefon. Kızım iş çıkışı buraya gel istersen baban pek iyi değil. İçime oturan o acıyı o düğümü tarif edemem,imkansız. Sakince tamam deyip kapattım telefonu alıştırılmaya çalışıldığım en zor gerçeğin uyuşturduğu zihnimi uyandırmaya çalışarak başlık attım tahtaya.

Kötüydü,her geçen dakika daha kötü. Yiyemiyordu serum takıldı,oksijen verildi. Duyuyor ama konuşamıyordu.Nöbetleşe durduk baş ucunda.

Nöbet sırası eşimle bendeydi o gece.Eşim uyudu bir ara. Baba beni duyuyor musun dedim. Gözlerini yumdu açtı.Baba seni çok seviyorum dedim yüreğinden bir damla gözyaşı aktı. Son iletişimimiz buydu.


Ev kalabalıktı bir sürü akbaba birikti. Eşim gel hava alalım dedi çıkarttı beni,bir telefon geldi yine. "Eve gel" arka fonda çığlıklar.Orayı hatırlayamıyorum pek. Odasının kapısında yere yığıldığımı hatırlıyorum sadece.His sıfır,acı yok,yüzde yüz şok,duruma ve mekana yabancılaşma vardı sadece.Zaten çok da hatırlamıyorum.

Gasilhanede iken yağmur bastırdı babam üşür mü hava soğudu demişim.İsmini aldılar önce benden,artık ona cenaze diyorlardı.Sonra kahramanımı koydular toprağın altına. Ben o gün kız çocuğu değildim artık.Büyüdüm...

En sevdiği kitaplarını Tolstoylarını bizi ısıtmak için sobada yaktığını,galerisindeki son fotonun benim fotoğrafımın ekran görüntüsü olduğunu,baş sağlığı için "kahvaltıya"gelenlerin yumurta yok mu yııaaa?deyişini,duyduğunu bildikleri halde "kefeni hazır mı?"dediklerini ve babamın gözünden süzülen yaşları, çıkarttığım kavgaları,kovduğum insanları,babamın son nefesinde bile Bibli'nin migreni geçti mi?deyişini,evlendiğim günün sabahı bana sen benim kamelya çiçeğimsin,sen benim umudumsun çok mutlu ol içini bir kırıklık kaplarsa hissederim,ben aramadan gel,mutlaka ilk bana gel deyişini, daha bir çok şeyini hiçbir zerresini unutmak istemiyorum,unutmaktan çok korkuyorum.

Bilmiyorum en yakınlarıma bile çok açmam kendimi kolay bir hayatım olmadı,bir çoğunuz gibi. Bu sadece babamla ilgili kısım. Birçok sıkıntıyı,travmayı iç içe yaşadık. Ama bu gece ayrı özledim. Çok özledim... Bir söz okudum diyor ki bir gün en sevdiğim öldü,ben neye üzülsem onun ölümüne ağladım. Çok doğru inanın. Parmağımı kessem baba diyecek haldeyim.


Buraya özellikle küçük yaşlarda konu açan kardeşlerim var. Klişe gelecek belki ama vakit varken sevdiklerinizin değerini bilin,hemen gidin sarılın. İçinden çıkamadığınız bir konuda en iyisi babama sorayım deyip elinize telefonu aldığınızda o artık yok şoku ağır geliyor.Sarılın.Mezar taşları çok soğuk...
 
Son düzenleme:
Gece yarısı yaşlı gözlerle telefonu elime aldırıp beni bdv'ye getiren iç sıkıntısından geçmiş özleminden selamlar.🤚Sorum yok.Hikayem uzun olacak baştan söyleyim😊içimi dökmek istedim diyelim başarabilirsem...

Yaralı yanım ailem...
Anne baba sevgisinden mahrum kalmadım hiç.Ailece çok sınandık diyebilirim.Nirvana boyutundaki maddi sıkıntılar arasında doğmuş,soğuktan sabaha çıkmaz bu bebek denilen,bu sebeptendir ki hala her zor gecesinde bu sözü hatırlayıp her sabah güneşi daha sıcak selamlayan biriyim. Ekmek kovalayışı 3 şehir gezdirdi bize.

Babamın iş için yurt dışına gidişi,o gelene kadar konuşmayışım,geldikten sonra başkalarına baba deyişim,tası tarağı toplayıp memlekete seneler sonra geri dönüşüm ile travmatik hayatımıza merhaba demişiz bilmeden.

Memlekete geldik gelmesine ama işsizdik. Ben ortaokuldaydım. Eve geldiğimde icra memurları vardı. Eşyalarımızın gidişini bilmem kaçıncı kez izledik.(Çocuk çizgi film izliyor abi ya tv dursa mı?dediklerini de hatırlarım) Baş dönmesi ataklarım sonucu yanlış doz ile ilaca başlatıldım. (Vertigoymuş esasen)ilaçların aldırdığı kilolar hala benimle ama barıştım onlarla da.😊

Bundan sonrası ani olan her şeyden korkmam ve tabiki panik atak getirdi bana.(burdan sonrasını karışık yazıyorum) Ani bir telefon ile nişan alışverişimde iken baban kalp krizi geçirdi,ani bir telefon ile baban ikinci kalp krizini geçirdi,ani bir telefon ile babana bir şeyler oldu koş!sonuç;bronş ca...

Babamın kanserle,benim ailemi dik ve bir arada tutma savaşım tam gaz devam😊

Film sahnelerini yaşadım soğuk yoğun bakım kapısında. Koşturan drlar,yerlerde yuvarlanan annem,hazırlıklı olun işimiz çok zor diyen hemşireler...Zamandan kopuyor,mekandan soyutlanıyormuş insan. Şu hayatın gerçeğini kim bilir deseniz bana sevdiğini yoğun bakımda bekleyenler derim.

Babamın kemoterapiler,radyoterapileriyle geçen birkaç sene.Tıraşını ben yaptım kemoterapi öncesi.🥰 Hani ağlamaman gerektir ama tutamazsın da boğazın cayır cayır yanar ya. Gık diyemedim. Ben onun kızıydım çünkü,kara kuzusu...

Dr kontrolünde geçmiş olsun kanseri yendi babanız dedi doktor. O an ki sevinçle ne yaptığımı çok hatırlamıyorum. Onu kaybetme korkusu ile yüzleştiğim,dertlerimin küçüklüğü altında ezildiğim ve ona sımsıkı sarılabileceğim bir sürenin daha olduğu bilincine ererek yaşamaya devam ettim,ettik.

Evlendim.(Şükür ki gözlerimi dolduran bir adamı sevdim,mutluyum)Babamın rutin kontrolü sırasında metastaz öğrendik. 1.evrede biten illet oldu mu sana 4.evre.Eşimle şehirdeki nerdeyse tüm profları gezdik zar zor görüşme talep edip pet çekimlerini ve tüm sürecin belgesini gezdirdik, neredeyse hepsi şunu dedi"4.evre kurtulma değil,ağrıyı azaltma evresidir,hazırlanın"


Bir gün yine ani bir telefon. Kızım iş çıkışı buraya gel istersen baban pek iyi değil. İçime oturan o acıyı o düğümü tarif edemem,imkansız. Sakince tamam deyip kapattım telefonu alıştırılmaya çalışıldığım en zor gerçeğin uyuşturduğu zihnimi uyandırmaya çalışarak başlık attım tahtaya.

Kötüydü,her geçen dakika daha kötü. Yiyemiyordu serum takıldı,oksijen verildi. Duyuyor ama konuşamıyordu.Nöbetleşe durduk baş ucunda.

Nöbet sırası eşimle bendeydi o gece.Eşim uyudu bir ara. Baba beni duyuyor musun dedim. Gözlerini yumdu açtı.Baba seni çok seviyorum dedim yüreğinden bir damla gözyaşı aktı. Son iletişimimiz buydu.


Ev kalabalıktı bir sürü akbaba birikti. Eşim gel hava alalım dedi çıkarttı beni,bir telefon geldi yine. "Eve gel" arka fonda çığlıklar.Orayı hatırlayamıyorum pek. Odasının kapısında yere yığıldığımı hatırlıyorum sadece.His sıfır,acı yok,yüzde yüz şok,duruma ve mekana yabancılaşma vardı sadece.Zaten çok da hatırlamıyorum.

Gasilhanede iken yağmur bastırdı babam üşür mü hava soğudu demişim.İsmini aldılar önce benden,artık ona cenaze diyorlardı.Sonra kahramanımı koydular toprağın altına. Ben o gün kız çocuğu değildim artık.Büyüdüm...

En sevdiği kitaplarını Tolstoylarını bizi ısıtmak için sobada yaktığını,galerisindeki son fotonun benim fotoğrafımın ekran görüntüsü olduğunu,baş sağlığı için "kahvaltıya"gelenlerin yumurta yok mu yııaaa?deyişini,duyduğunu bildikleri halde "kefeni hazır mı?"dediklerini ve babamın gözünden süzülen yaşları, çıkarttığım kavgaları,kovduğum insanları,babamın son nefesinde bile Bibli'nin migreni geçti mi?deyişini,evlendiğim günün sabahı bana sen benim kamelya çiçeğimsin,sen benim umudumsun çok mutlu ol içini bir kırıklık kaplarsa hissederim,ben aramadan gel,mutlaka ilk bana gel deyişini, daha bir çok şeyini hiçbir zerresini unutmak istemiyorum,unutmaktan çok korkuyorum.

Bilmiyorum en yakınlarıma bile çok açmam kendimi kolay bir hayatım olmadı,bir çoğunuz gibi. Bu sadece babamla ilgili kısım. Birçok sıkıntıyı,travmayı iç içe yaşadık. Ama bu gece ayrı özledim. Çok özledim... Bir söz okudum diyor ki bir gün en sevdiğim öldü,ben neye üzülsem onun ölümüne ağladım. Çok doğru inanın. Parmağımı kessem baba diyecek haldeyim.


Buraya özellikle küçük yaşlarda konu açan kardeşlerim var. Klişe gelecek belki ama vakit varken sevdiklerinizin değerini bilin,hemen gidin sarılın. İçinden çıkamadığınız bir konuda en iyisi babama sorayım deyip elinize telefonu aldığınızda o artık yok şoku ağır geliyor.Sarılın.Mezar taşları çok soğuk...
Haklısınız ben de babamı çok seviyorum her dediği doğru çıktı belki onun istediği tarzda bir kız olmadım ama en azından çabaladım
 
İçimi parçaladın😥😥
Allah rahmet eylesin, Mekanı cennet olsun inşallah Cennette kavuşursunuz.
Ne iyi babaymış ki ardında ona hayran kalan, onun sözlerini izlerini unutmaktan korkan bir kız evladı bırakmış.
Allah hepimize hayırlı evlatlar nasip etsin inşallah. Babalarımızın Annelerimizin ömürleri uzun olsun🙏
 
Gece yarısı yaşlı gözlerle telefonu elime aldırıp beni bdv'ye getiren iç sıkıntısından geçmiş özleminden selamlar.🤚Sorum yok.Hikayem uzun olacak baştan söyleyim😊içimi dökmek istedim diyelim başarabilirsem...

Yaralı yanım ailem...
Anne baba sevgisinden mahrum kalmadım hiç.Ailece çok sınandık diyebilirim.Nirvana boyutundaki maddi sıkıntılar arasında doğmuş,soğuktan sabaha çıkmaz bu bebek denilen,bu sebeptendir ki hala her zor gecesinde bu sözü hatırlayıp her sabah güneşi daha sıcak selamlayan biriyim. Ekmek kovalayışı 3 şehir gezdirdi bize.

Babamın iş için yurt dışına gidişi,o gelene kadar konuşmayışım,geldikten sonra başkalarına baba deyişim,tası tarağı toplayıp memlekete seneler sonra geri dönüşüm ile travmatik hayatımıza merhaba demişiz bilmeden.

Memlekete geldik gelmesine ama işsizdik. Ben ortaokuldaydım. Eve geldiğimde icra memurları vardı. Eşyalarımızın gidişini bilmem kaçıncı kez izledik.(Çocuk çizgi film izliyor abi ya tv dursa mı?dediklerini de hatırlarım) Baş dönmesi ataklarım sonucu yanlış doz ile ilaca başlatıldım. (Vertigoymuş esasen)ilaçların aldırdığı kilolar hala benimle ama barıştım onlarla da.😊

Bundan sonrası ani olan her şeyden korkmam ve tabiki panik atak getirdi bana.(burdan sonrasını karışık yazıyorum) Ani bir telefon ile nişan alışverişimde iken baban kalp krizi geçirdi,ani bir telefon ile baban ikinci kalp krizini geçirdi,ani bir telefon ile babana bir şeyler oldu koş!sonuç;bronş ca...

Babamın kanserle,benim ailemi dik ve bir arada tutma savaşım tam gaz devam😊

Film sahnelerini yaşadım soğuk yoğun bakım kapısında. Koşturan drlar,yerlerde yuvarlanan annem,hazırlıklı olun işimiz çok zor diyen hemşireler...Zamandan kopuyor,mekandan soyutlanıyormuş insan. Şu hayatın gerçeğini kim bilir deseniz bana sevdiğini yoğun bakımda bekleyenler derim.

Babamın kemoterapiler,radyoterapileriyle geçen birkaç sene.Tıraşını ben yaptım kemoterapi öncesi.🥰 Hani ağlamaman gerektir ama tutamazsın da boğazın cayır cayır yanar ya. Gık diyemedim. Ben onun kızıydım çünkü,kara kuzusu...

Dr kontrolünde geçmiş olsun kanseri yendi babanız dedi doktor. O an ki sevinçle ne yaptığımı çok hatırlamıyorum. Onu kaybetme korkusu ile yüzleştiğim,dertlerimin küçüklüğü altında ezildiğim ve ona sımsıkı sarılabileceğim bir sürenin daha olduğu bilincine ererek yaşamaya devam ettim,ettik.

Evlendim.(Şükür ki gözlerimi dolduran bir adamı sevdim,mutluyum)Babamın rutin kontrolü sırasında metastaz öğrendik. 1.evrede biten illet oldu mu sana 4.evre.Eşimle şehirdeki nerdeyse tüm profları gezdik zar zor görüşme talep edip pet çekimlerini ve tüm sürecin belgesini gezdirdik, neredeyse hepsi şunu dedi"4.evre kurtulma değil,ağrıyı azaltma evresidir,hazırlanın"


Bir gün yine ani bir telefon. Kızım iş çıkışı buraya gel istersen baban pek iyi değil. İçime oturan o acıyı o düğümü tarif edemem,imkansız. Sakince tamam deyip kapattım telefonu alıştırılmaya çalışıldığım en zor gerçeğin uyuşturduğu zihnimi uyandırmaya çalışarak başlık attım tahtaya.

Kötüydü,her geçen dakika daha kötü. Yiyemiyordu serum takıldı,oksijen verildi. Duyuyor ama konuşamıyordu.Nöbetleşe durduk baş ucunda.

Nöbet sırası eşimle bendeydi o gece.Eşim uyudu bir ara. Baba beni duyuyor musun dedim. Gözlerini yumdu açtı.Baba seni çok seviyorum dedim yüreğinden bir damla gözyaşı aktı. Son iletişimimiz buydu.


Ev kalabalıktı bir sürü akbaba birikti. Eşim gel hava alalım dedi çıkarttı beni,bir telefon geldi yine. "Eve gel" arka fonda çığlıklar.Orayı hatırlayamıyorum pek. Odasının kapısında yere yığıldığımı hatırlıyorum sadece.His sıfır,acı yok,yüzde yüz şok,duruma ve mekana yabancılaşma vardı sadece.Zaten çok da hatırlamıyorum.

Gasilhanede iken yağmur bastırdı babam üşür mü hava soğudu demişim.İsmini aldılar önce benden,artık ona cenaze diyorlardı.Sonra kahramanımı koydular toprağın altına. Ben o gün kız çocuğu değildim artık.Büyüdüm...

En sevdiği kitaplarını Tolstoylarını bizi ısıtmak için sobada yaktığını,galerisindeki son fotonun benim fotoğrafımın ekran görüntüsü olduğunu,baş sağlığı için "kahvaltıya"gelenlerin yumurta yok mu yııaaa?deyişini,duyduğunu bildikleri halde "kefeni hazır mı?"dediklerini ve babamın gözünden süzülen yaşları, çıkarttığım kavgaları,kovduğum insanları,babamın son nefesinde bile Bibli'nin migreni geçti mi?deyişini,evlendiğim günün sabahı bana sen benim kamelya çiçeğimsin,sen benim umudumsun çok mutlu ol içini bir kırıklık kaplarsa hissederim,ben aramadan gel,mutlaka ilk bana gel deyişini, daha bir çok şeyini hiçbir zerresini unutmak istemiyorum,unutmaktan çok korkuyorum.

Bilmiyorum en yakınlarıma bile çok açmam kendimi kolay bir hayatım olmadı,bir çoğunuz gibi. Bu sadece babamla ilgili kısım. Birçok sıkıntıyı,travmayı iç içe yaşadık. Ama bu gece ayrı özledim. Çok özledim... Bir söz okudum diyor ki bir gün en sevdiğim öldü,ben neye üzülsem onun ölümüne ağladım. Çok doğru inanın. Parmağımı kessem baba diyecek haldeyim.


Buraya özellikle küçük yaşlarda konu açan kardeşlerim var. Klişe gelecek belki ama vakit varken sevdiklerinizin değerini bilin,hemen gidin sarılın. İçinden çıkamadığınız bir konuda en iyisi babama sorayım deyip elinize telefonu aldığınızda o artık yok şoku ağır geliyor.Sarılın.Mezar taşları çok soğuk...
Allah rahmet eylesin.Mekani cennet olsun.Bende annemi şeker hastaligindan dolayı 2 sene önce kaybettim.O zaman değilde şimdi koyuyor yokluğu
 
Gece yarısı yaşlı gözlerle telefonu elime aldırıp beni bdv'ye getiren iç sıkıntısından geçmiş özleminden selamlar.🤚Sorum yok.Hikayem uzun olacak baştan söyleyim😊içimi dökmek istedim diyelim başarabilirsem...

Yaralı yanım ailem...
Anne baba sevgisinden mahrum kalmadım hiç.Ailece çok sınandık diyebilirim.Nirvana boyutundaki maddi sıkıntılar arasında doğmuş,soğuktan sabaha çıkmaz bu bebek denilen,bu sebeptendir ki hala her zor gecesinde bu sözü hatırlayıp her sabah güneşi daha sıcak selamlayan biriyim. Ekmek kovalayışı 3 şehir gezdirdi bize.

Babamın iş için yurt dışına gidişi,o gelene kadar konuşmayışım,geldikten sonra başkalarına baba deyişim,tası tarağı toplayıp memlekete seneler sonra geri dönüşüm ile travmatik hayatımıza merhaba demişiz bilmeden.

Memlekete geldik gelmesine ama işsizdik. Ben ortaokuldaydım. Eve geldiğimde icra memurları vardı. Eşyalarımızın gidişini bilmem kaçıncı kez izledik.(Çocuk çizgi film izliyor abi ya tv dursa mı?dediklerini de hatırlarım) Baş dönmesi ataklarım sonucu yanlış doz ile ilaca başlatıldım. (Vertigoymuş esasen)ilaçların aldırdığı kilolar hala benimle ama barıştım onlarla da.😊

Bundan sonrası ani olan her şeyden korkmam ve tabiki panik atak getirdi bana.(burdan sonrasını karışık yazıyorum) Ani bir telefon ile nişan alışverişimde iken baban kalp krizi geçirdi,ani bir telefon ile baban ikinci kalp krizini geçirdi,ani bir telefon ile babana bir şeyler oldu koş!sonuç;bronş ca...

Babamın kanserle,benim ailemi dik ve bir arada tutma savaşım tam gaz devam😊

Film sahnelerini yaşadım soğuk yoğun bakım kapısında. Koşturan drlar,yerlerde yuvarlanan annem,hazırlıklı olun işimiz çok zor diyen hemşireler...Zamandan kopuyor,mekandan soyutlanıyormuş insan. Şu hayatın gerçeğini kim bilir deseniz bana sevdiğini yoğun bakımda bekleyenler derim.

Babamın kemoterapiler,radyoterapileriyle geçen birkaç sene.Tıraşını ben yaptım kemoterapi öncesi.🥰 Hani ağlamaman gerektir ama tutamazsın da boğazın cayır cayır yanar ya. Gık diyemedim. Ben onun kızıydım çünkü,kara kuzusu...

Dr kontrolünde geçmiş olsun kanseri yendi babanız dedi doktor. O an ki sevinçle ne yaptığımı çok hatırlamıyorum. Onu kaybetme korkusu ile yüzleştiğim,dertlerimin küçüklüğü altında ezildiğim ve ona sımsıkı sarılabileceğim bir sürenin daha olduğu bilincine ererek yaşamaya devam ettim,ettik.

Evlendim.(Şükür ki gözlerimi dolduran bir adamı sevdim,mutluyum)Babamın rutin kontrolü sırasında metastaz öğrendik. 1.evrede biten illet oldu mu sana 4.evre.Eşimle şehirdeki nerdeyse tüm profları gezdik zar zor görüşme talep edip pet çekimlerini ve tüm sürecin belgesini gezdirdik, neredeyse hepsi şunu dedi"4.evre kurtulma değil,ağrıyı azaltma evresidir,hazırlanın"


Bir gün yine ani bir telefon. Kızım iş çıkışı buraya gel istersen baban pek iyi değil. İçime oturan o acıyı o düğümü tarif edemem,imkansız. Sakince tamam deyip kapattım telefonu alıştırılmaya çalışıldığım en zor gerçeğin uyuşturduğu zihnimi uyandırmaya çalışarak başlık attım tahtaya.

Kötüydü,her geçen dakika daha kötü. Yiyemiyordu serum takıldı,oksijen verildi. Duyuyor ama konuşamıyordu.Nöbetleşe durduk baş ucunda.

Nöbet sırası eşimle bendeydi o gece.Eşim uyudu bir ara. Baba beni duyuyor musun dedim. Gözlerini yumdu açtı.Baba seni çok seviyorum dedim yüreğinden bir damla gözyaşı aktı. Son iletişimimiz buydu.


Ev kalabalıktı bir sürü akbaba birikti. Eşim gel hava alalım dedi çıkarttı beni,bir telefon geldi yine. "Eve gel" arka fonda çığlıklar.Orayı hatırlayamıyorum pek. Odasının kapısında yere yığıldığımı hatırlıyorum sadece.His sıfır,acı yok,yüzde yüz şok,duruma ve mekana yabancılaşma vardı sadece.Zaten çok da hatırlamıyorum.

Gasilhanede iken yağmur bastırdı babam üşür mü hava soğudu demişim.İsmini aldılar önce benden,artık ona cenaze diyorlardı.Sonra kahramanımı koydular toprağın altına. Ben o gün kız çocuğu değildim artık.Büyüdüm...

En sevdiği kitaplarını Tolstoylarını bizi ısıtmak için sobada yaktığını,galerisindeki son fotonun benim fotoğrafımın ekran görüntüsü olduğunu,baş sağlığı için "kahvaltıya"gelenlerin yumurta yok mu yııaaa?deyişini,duyduğunu bildikleri halde "kefeni hazır mı?"dediklerini ve babamın gözünden süzülen yaşları, çıkarttığım kavgaları,kovduğum insanları,babamın son nefesinde bile Bibli'nin migreni geçti mi?deyişini,evlendiğim günün sabahı bana sen benim kamelya çiçeğimsin,sen benim umudumsun çok mutlu ol içini bir kırıklık kaplarsa hissederim,ben aramadan gel,mutlaka ilk bana gel deyişini, daha bir çok şeyini hiçbir zerresini unutmak istemiyorum,unutmaktan çok korkuyorum.

Bilmiyorum en yakınlarıma bile çok açmam kendimi kolay bir hayatım olmadı,bir çoğunuz gibi. Bu sadece babamla ilgili kısım. Birçok sıkıntıyı,travmayı iç içe yaşadık. Ama bu gece ayrı özledim. Çok özledim... Bir söz okudum diyor ki bir gün en sevdiğim öldü,ben neye üzülsem onun ölümüne ağladım. Çok doğru inanın. Parmağımı kessem baba diyecek haldeyim.


Buraya özellikle küçük yaşlarda konu açan kardeşlerim var. Klişe gelecek belki ama vakit varken sevdiklerinizin değerini bilin,hemen gidin sarılın. İçinden çıkamadığınız bir konuda en iyisi babama sorayım deyip elinize telefonu aldığınızda o artık yok şoku ağır geliyor.Sarılın.Mezar taşları çok soğuk...
yazsam roman olur dedikleri bi hayat. Tek sevindiğim kocandan yana şansın
 
Bana yaşadıklarımı hatırlattınız. Benzer süreçlerde ben de babamı kaybettim. Yoğun bakım kapısında 3 ay beklememiz. Çaresizlik. 18 günlük entübe hali. Entübeden çıkış halleri. Allahım çok zor günlerdi. Arkadaşlarıma acımı anlatırken. Babam öldü ve ben büyüdüm. Artık onun küçük kız çocuğu değilim,demiştim. Babasını çok seven herkes aynı hissediyormuş meğer. Ben onun dişi aslanıydım. Öyle derdi bana. Ama onu kurtaramadım. Cenaze evi kabuslarını hatırlamak dahi istemiyorum. Ateş düştüğü yeri yakar lafının doğruluğunu o zaman anladım. Aynı sizin gibi o günden sonra tüm gözyaşlarım onun içindi. Çok özledim çok. Tarifi mümkün değil.
Canım babalarımız nur içinde yatsınlar..
 
Başınız sağ olsun, nurlar içinde yatsın babanız. Ne mutlu ki bu kadar güzel bir ilişki kurabilmişsiniz. Acınızı içimde hissettim. Allah sabrınızı arttırsın.
 
Gece yarısı yaşlı gözlerle telefonu elime aldırıp beni bdv'ye getiren iç sıkıntısından geçmiş özleminden selamlar.🤚Sorum yok.Hikayem uzun olacak baştan söyleyim😊içimi dökmek istedim diyelim başarabilirsem...

Yaralı yanım ailem...
Anne baba sevgisinden mahrum kalmadım hiç.Ailece çok sınandık diyebilirim.Nirvana boyutundaki maddi sıkıntılar arasında doğmuş,soğuktan sabaha çıkmaz bu bebek denilen,bu sebeptendir ki hala her zor gecesinde bu sözü hatırlayıp her sabah güneşi daha sıcak selamlayan biriyim. Ekmek kovalayışı 3 şehir gezdirdi bize.

Babamın iş için yurt dışına gidişi,o gelene kadar konuşmayışım,geldikten sonra başkalarına baba deyişim,tası tarağı toplayıp memlekete seneler sonra geri dönüşüm ile travmatik hayatımıza merhaba demişiz bilmeden.

Memlekete geldik gelmesine ama işsizdik. Ben ortaokuldaydım. Eve geldiğimde icra memurları vardı. Eşyalarımızın gidişini bilmem kaçıncı kez izledik.(Çocuk çizgi film izliyor abi ya tv dursa mı?dediklerini de hatırlarım) Baş dönmesi ataklarım sonucu yanlış doz ile ilaca başlatıldım. (Vertigoymuş esasen)ilaçların aldırdığı kilolar hala benimle ama barıştım onlarla da.😊

Bundan sonrası ani olan her şeyden korkmam ve tabiki panik atak getirdi bana.(burdan sonrasını karışık yazıyorum) Ani bir telefon ile nişan alışverişimde iken baban kalp krizi geçirdi,ani bir telefon ile baban ikinci kalp krizini geçirdi,ani bir telefon ile babana bir şeyler oldu koş!sonuç;bronş ca...

Babamın kanserle,benim ailemi dik ve bir arada tutma savaşım tam gaz devam😊

Film sahnelerini yaşadım soğuk yoğun bakım kapısında. Koşturan drlar,yerlerde yuvarlanan annem,hazırlıklı olun işimiz çok zor diyen hemşireler...Zamandan kopuyor,mekandan soyutlanıyormuş insan. Şu hayatın gerçeğini kim bilir deseniz bana sevdiğini yoğun bakımda bekleyenler derim.

Babamın kemoterapiler,radyoterapileriyle geçen birkaç sene.Tıraşını ben yaptım kemoterapi öncesi.🥰 Hani ağlamaman gerektir ama tutamazsın da boğazın cayır cayır yanar ya. Gık diyemedim. Ben onun kızıydım çünkü,kara kuzusu...

Dr kontrolünde geçmiş olsun kanseri yendi babanız dedi doktor. O an ki sevinçle ne yaptığımı çok hatırlamıyorum. Onu kaybetme korkusu ile yüzleştiğim,dertlerimin küçüklüğü altında ezildiğim ve ona sımsıkı sarılabileceğim bir sürenin daha olduğu bilincine ererek yaşamaya devam ettim,ettik.

Evlendim.(Şükür ki gözlerimi dolduran bir adamı sevdim,mutluyum)Babamın rutin kontrolü sırasında metastaz öğrendik. 1.evrede biten illet oldu mu sana 4.evre.Eşimle şehirdeki nerdeyse tüm profları gezdik zar zor görüşme talep edip pet çekimlerini ve tüm sürecin belgesini gezdirdik, neredeyse hepsi şunu dedi"4.evre kurtulma değil,ağrıyı azaltma evresidir,hazırlanın"


Bir gün yine ani bir telefon. Kızım iş çıkışı buraya gel istersen baban pek iyi değil. İçime oturan o acıyı o düğümü tarif edemem,imkansız. Sakince tamam deyip kapattım telefonu alıştırılmaya çalışıldığım en zor gerçeğin uyuşturduğu zihnimi uyandırmaya çalışarak başlık attım tahtaya.

Kötüydü,her geçen dakika daha kötü. Yiyemiyordu serum takıldı,oksijen verildi. Duyuyor ama konuşamıyordu.Nöbetleşe durduk baş ucunda.

Nöbet sırası eşimle bendeydi o gece.Eşim uyudu bir ara. Baba beni duyuyor musun dedim. Gözlerini yumdu açtı.Baba seni çok seviyorum dedim yüreğinden bir damla gözyaşı aktı. Son iletişimimiz buydu.


Ev kalabalıktı bir sürü akbaba birikti. Eşim gel hava alalım dedi çıkarttı beni,bir telefon geldi yine. "Eve gel" arka fonda çığlıklar.Orayı hatırlayamıyorum pek. Odasının kapısında yere yığıldığımı hatırlıyorum sadece.His sıfır,acı yok,yüzde yüz şok,duruma ve mekana yabancılaşma vardı sadece.Zaten çok da hatırlamıyorum.

Gasilhanede iken yağmur bastırdı babam üşür mü hava soğudu demişim.İsmini aldılar önce benden,artık ona cenaze diyorlardı.Sonra kahramanımı koydular toprağın altına. Ben o gün kız çocuğu değildim artık.Büyüdüm...

En sevdiği kitaplarını Tolstoylarını bizi ısıtmak için sobada yaktığını,galerisindeki son fotonun benim fotoğrafımın ekran görüntüsü olduğunu,baş sağlığı için "kahvaltıya"gelenlerin yumurta yok mu yııaaa?deyişini,duyduğunu bildikleri halde "kefeni hazır mı?"dediklerini ve babamın gözünden süzülen yaşları, çıkarttığım kavgaları,kovduğum insanları,babamın son nefesinde bile Bibli'nin migreni geçti mi?deyişini,evlendiğim günün sabahı bana sen benim kamelya çiçeğimsin,sen benim umudumsun çok mutlu ol içini bir kırıklık kaplarsa hissederim,ben aramadan gel,mutlaka ilk bana gel deyişini, daha bir çok şeyini hiçbir zerresini unutmak istemiyorum,unutmaktan çok korkuyorum.

Bilmiyorum en yakınlarıma bile çok açmam kendimi kolay bir hayatım olmadı,bir çoğunuz gibi. Bu sadece babamla ilgili kısım. Birçok sıkıntıyı,travmayı iç içe yaşadık. Ama bu gece ayrı özledim. Çok özledim... Bir söz okudum diyor ki bir gün en sevdiğim öldü,ben neye üzülsem onun ölümüne ağladım. Çok doğru inanın. Parmağımı kessem baba diyecek haldeyim.


Buraya özellikle küçük yaşlarda konu açan kardeşlerim var. Klişe gelecek belki ama vakit varken sevdiklerinizin değerini bilin,hemen gidin sarılın. İçinden çıkamadığınız bir konuda en iyisi babama sorayım deyip elinize telefonu aldığınızda o artık yok şoku ağır geliyor.Sarılın.Mezar taşları çok soğu
Çok acıttı yazdıklarınız.Fakat burada genelde anne baba şikayetleri arkalarında durmayan babalar anlatılır.Sizin babanız ne güzel babaymış.Hele evlenirken kurduğu cümleler.Bravo diyorum ona.Ne kadar güzel böyle bir iz bırakmış olması.Hayatı kısa sürmüş maddi zorluklar yanında güzel anılar biriktirmişsiniz işte.Bundan sonra onu bu güzel anıları ile hatırlayın.Bu güzellikleri ile anlatın konuşun.Atlatmakta zorlanırsanız da isterseniz bir uzman desteği alın.
Tolstoy kitapları...okuyan babaymış demek ki.Zaten kurduğu cümlelerinden belli...Sizde bundan sonra eşinize işinize güzel anılarınıza sarılın.Eminim böyle güzel babanın kızı da onun benzeridir.
 
başınız sağ olsun, Allah size bundan sonrasında güzel ve uzun bir hayat nasip etsin, ve vakti geldiğinde babanızla cennette kavuştursun. bir babanın kızına verebileceği en güzel şeyi, baba sevgisini dolu dolu vermiş size, Allah ondan razı olsun.
 
Gece yarısı yaşlı gözlerle telefonu elime aldırıp beni bdv'ye getiren iç sıkıntısından geçmiş özleminden selamlar.🤚Sorum yok.Hikayem uzun olacak baştan söyleyim😊içimi dökmek istedim diyelim başarabilirsem...

Yaralı yanım ailem...
Anne baba sevgisinden mahrum kalmadım hiç.Ailece çok sınandık diyebilirim.Nirvana boyutundaki maddi sıkıntılar arasında doğmuş,soğuktan sabaha çıkmaz bu bebek denilen,bu sebeptendir ki hala her zor gecesinde bu sözü hatırlayıp her sabah güneşi daha sıcak selamlayan biriyim. Ekmek kovalayışı 3 şehir gezdirdi bize.

Babamın iş için yurt dışına gidişi,o gelene kadar konuşmayışım,geldikten sonra başkalarına baba deyişim,tası tarağı toplayıp memlekete seneler sonra geri dönüşüm ile travmatik hayatımıza merhaba demişiz bilmeden.

Memlekete geldik gelmesine ama işsizdik. Ben ortaokuldaydım. Eve geldiğimde icra memurları vardı. Eşyalarımızın gidişini bilmem kaçıncı kez izledik.(Çocuk çizgi film izliyor abi ya tv dursa mı?dediklerini de hatırlarım) Baş dönmesi ataklarım sonucu yanlış doz ile ilaca başlatıldım. (Vertigoymuş esasen)ilaçların aldırdığı kilolar hala benimle ama barıştım onlarla da.😊

Bundan sonrası ani olan her şeyden korkmam ve tabiki panik atak getirdi bana.(burdan sonrasını karışık yazıyorum) Ani bir telefon ile nişan alışverişimde iken baban kalp krizi geçirdi,ani bir telefon ile baban ikinci kalp krizini geçirdi,ani bir telefon ile babana bir şeyler oldu koş!sonuç;bronş ca...

Babamın kanserle,benim ailemi dik ve bir arada tutma savaşım tam gaz devam😊

Film sahnelerini yaşadım soğuk yoğun bakım kapısında. Koşturan drlar,yerlerde yuvarlanan annem,hazırlıklı olun işimiz çok zor diyen hemşireler...Zamandan kopuyor,mekandan soyutlanıyormuş insan. Şu hayatın gerçeğini kim bilir deseniz bana sevdiğini yoğun bakımda bekleyenler derim.

Babamın kemoterapiler,radyoterapileriyle geçen birkaç sene.Tıraşını ben yaptım kemoterapi öncesi.🥰 Hani ağlamaman gerektir ama tutamazsın da boğazın cayır cayır yanar ya. Gık diyemedim. Ben onun kızıydım çünkü,kara kuzusu...

Dr kontrolünde geçmiş olsun kanseri yendi babanız dedi doktor. O an ki sevinçle ne yaptığımı çok hatırlamıyorum. Onu kaybetme korkusu ile yüzleştiğim,dertlerimin küçüklüğü altında ezildiğim ve ona sımsıkı sarılabileceğim bir sürenin daha olduğu bilincine ererek yaşamaya devam ettim,ettik.

Evlendim.(Şükür ki gözlerimi dolduran bir adamı sevdim,mutluyum)Babamın rutin kontrolü sırasında metastaz öğrendik. 1.evrede biten illet oldu mu sana 4.evre.Eşimle şehirdeki nerdeyse tüm profları gezdik zar zor görüşme talep edip pet çekimlerini ve tüm sürecin belgesini gezdirdik, neredeyse hepsi şunu dedi"4.evre kurtulma değil,ağrıyı azaltma evresidir,hazırlanın"


Bir gün yine ani bir telefon. Kızım iş çıkışı buraya gel istersen baban pek iyi değil. İçime oturan o acıyı o düğümü tarif edemem,imkansız. Sakince tamam deyip kapattım telefonu alıştırılmaya çalışıldığım en zor gerçeğin uyuşturduğu zihnimi uyandırmaya çalışarak başlık attım tahtaya.

Kötüydü,her geçen dakika daha kötü. Yiyemiyordu serum takıldı,oksijen verildi. Duyuyor ama konuşamıyordu.Nöbetleşe durduk baş ucunda.

Nöbet sırası eşimle bendeydi o gece.Eşim uyudu bir ara. Baba beni duyuyor musun dedim. Gözlerini yumdu açtı.Baba seni çok seviyorum dedim yüreğinden bir damla gözyaşı aktı. Son iletişimimiz buydu.


Ev kalabalıktı bir sürü akbaba birikti. Eşim gel hava alalım dedi çıkarttı beni,bir telefon geldi yine. "Eve gel" arka fonda çığlıklar.Orayı hatırlayamıyorum pek. Odasının kapısında yere yığıldığımı hatırlıyorum sadece.His sıfır,acı yok,yüzde yüz şok,duruma ve mekana yabancılaşma vardı sadece.Zaten çok da hatırlamıyorum.

Gasilhanede iken yağmur bastırdı babam üşür mü hava soğudu demişim.İsmini aldılar önce benden,artık ona cenaze diyorlardı.Sonra kahramanımı koydular toprağın altına. Ben o gün kız çocuğu değildim artık.Büyüdüm...

En sevdiği kitaplarını Tolstoylarını bizi ısıtmak için sobada yaktığını,galerisindeki son fotonun benim fotoğrafımın ekran görüntüsü olduğunu,baş sağlığı için "kahvaltıya"gelenlerin yumurta yok mu yııaaa?deyişini,duyduğunu bildikleri halde "kefeni hazır mı?"dediklerini ve babamın gözünden süzülen yaşları, çıkarttığım kavgaları,kovduğum insanları,babamın son nefesinde bile Bibli'nin migreni geçti mi?deyişini,evlendiğim günün sabahı bana sen benim kamelya çiçeğimsin,sen benim umudumsun çok mutlu ol içini bir kırıklık kaplarsa hissederim,ben aramadan gel,mutlaka ilk bana gel deyişini, daha bir çok şeyini hiçbir zerresini unutmak istemiyorum,unutmaktan çok korkuyorum.

Bilmiyorum en yakınlarıma bile çok açmam kendimi kolay bir hayatım olmadı,bir çoğunuz gibi. Bu sadece babamla ilgili kısım. Birçok sıkıntıyı,travmayı iç içe yaşadık. Ama bu gece ayrı özledim. Çok özledim... Bir söz okudum diyor ki bir gün en sevdiğim öldü,ben neye üzülsem onun ölümüne ağladım. Çok doğru inanın. Parmağımı kessem baba diyecek haldeyim.


Buraya özellikle küçük yaşlarda konu açan kardeşlerim var. Klişe gelecek belki ama vakit varken sevdiklerinizin değerini bilin,hemen gidin sarılın. İçinden çıkamadığınız bir konuda en iyisi babama sorayım deyip elinize telefonu aldığınızda o artık yok şoku ağır geliyor.Sarılın.Mezar taşları çok soğuk...
Başınız sağ olsun. Ben de öyle bir babanız kızı olarak büyüdüm son günlerinde hastanede bile hep bizi kolladı. Ne eşim ne başkası bizi ezmeye kalkamadı bile. Hala öyle çınarımız gideli 6 sene oldu acımız ilk günkü gibi ama gölgesi hep üstümde sanki
 
İçimi parçaladın😥😥
Allah rahmet eylesin, Mekanı cennet olsun inşallah Cennette kavuşursunuz.
Ne iyi babaymış ki ardında ona hayran kalan, onun sözlerini izlerini unutmaktan korkan bir kız evladı bırakmış.
Allah hepimize hayırlı evlatlar nasip etsin inşallah. Babalarımızın Annelerimizin ömürleri uzun olsun🙏
Teşekkür ederim.Amiiin amin 🙏
 
X