2008 Kasım Anneleri

benim tosun suanda baabsiyla yanyana oturmus erik yiyor..

10.30a dogru yatiriyorum ben daha 1 saatimiz var.

güzel konusu sarar bence.
 
ıyı aksamlar kızlar
bende pek sevemedım yenı versıyonu aslında ben ozgun namalı pek sevmıyorum belkıde ondan hoslanmadım.ama ılk hanımın cıftlıgı daha guzeldı sanırım.eee ne demısler herseyın ılkı daha tatlıdır ))
 

canım geçmiş olsun aman çok dikkat edin

bizde iğneden geldik şu hanımın çiftliğini çözmeye çalışıyom

kıyamam ben kuzuya sabah akşam mı iğneleri inşallah çok çabuk düzelirde bi dahada hastalanmaz kocaman öpüyorum canım
 
bende biraz dinlenmeye çalıştım 5 te yattığım altıbuçuğa kadar uyumuşum oğluş kalkmış ama bakmış ben çok kötüyüm babası ilgilenmiş iyi geldi ama hala dinlenmiş hissetmiyorum bide çok hassasım çok çabuk sinirleniyor çok çabuk ağlıyorum bu aralar kızımada çok kızmaya başladım çocukcağız bir şey yapmıyor ama birazcık ortalığı dağıtsa hemen kızıyorum çünkü artık yapacak gücüm kalmamış sonrada üzülüyorum içime veriyor ağlıyorum
neyse eşim iftardan sonra biraz dolaşalım dedi sofrayı topladığım gibi çıktık oğluşu arabasına koyduk pek keyifliydi kocişte bana bir spor ayakkabı aldı birbuçuk iki saate yakın dolaştık eve geldik oğluşu doyurdum ve uyuttum bu gün hiç doğru dürüst uyumadı gece inşallah iyi uyur şimdi bir yandan meyve yiyorum bir yandan kkda dolaşıyorum bi yandanda kocişe laf yetiştiriyorum gerçi kimseciklerde yok ben ne zaman gelsem kimse olmuyor zaten ...
 
günaydın kızlar
tükkanı açmak bugün bana kısmetmiş
meyram hoşgeldin canım
ecemim çok sağol umarım bu son olur bizde sizi öpüyoruz salyalı salyalı
 
günaydın , gülizim buralardasın sanırım , naptın barıştın mı kocanla?

daha geçmişe bakmadım bi bakinim neler olmuş
günaydın canımcım..malesef bugün işteyim..bakanlık müfettiişlerini bekliyoz...inşallah gelecekler..koca ben akşam eve varıncaya kadar unutmuş bile..baktım o unutmuş bende uzatmadım canım..sen ne yaptın nasıl geçti dün oturmanız..
 
pek güzeldi , çocuklar çok güzel oyun oynadı , benim dünür pek bi marifetliymiş valla bi kısır yapmış ayıptır söylemesi 2 tabak yedim kaydirigubbakcemile3 gitti benim rejim gülizim , ama çok güzel şeyler yapmıştı yazmim burda en iyisi...resimleri ekliyorum şimdi ekim/kasım minikleri topiğine
 
gunaydın kızlar
meyram hısgeldın
sabah gozlukcuye gıttım ve gozlugumu aldım ama hıc gusel olmamıs camı kalın
adama oyledım nıye kalın ıste ınceltme olcakmıs bunu bılemesmız o bıraz pahalı olurmus falan dedı
e boyle olucagını onceden soyleseydınız dedım aldıgım yere gotururdum dedım nese sınırlı bısekılde parayı verdım ustunu aldım cıktım hıcbırsey demedım

bende bır huy var bırı bana bırsey soyleyınce kal gelıyor susuyorum kavgacı degılım hep alttan alıyorum nıye boyleyım ya nıye hakkımı arıyamıyorum
 
Çocuklarınızla konuşun...

Bir gün susmayı öğrendim. Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı. Babam akşamları eve yorgun dönerdi.
Ben bütün gün evde sıkılır, onun gelişini iple çekerdim. Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla oynamak isterdim. Babam sarılır, öper sonra da, hadi odana git, derdi. Yemek hazırlanınca annem çağırır bu defa VİRÜS!masada VİRÜS!bir araya gelirdik babamla. Onlar annemle konuşurken ben araya girer, sesimi duyuramayınca da bağırırdım. Babam sinirlenir, 'Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan bunaldım, bir de sen kafamı ütüleme!' derdi. Annem de 'Bütün gün zaten seninle uğraştım, bir çift laf da mı konuşturtmayacaksın babanla?' diye çıkışır, beni odama gönderirdi.
Çaresiz bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme doğru yol VİRÜS!alırdım. Babam arkamdan, 'Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip, hâlâ ne istiyor anlamadım.' diye bağırmaya devam ederdi. 'Keşke benim de
bir odam olmasaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da hep birlikte otursaydık' derdim içimden; ama yüksek sesle söylemeye cesaret edemezdim.
Yemekten sonra babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon seyrederdi. Beni yanına çağırır biraz severdi. Onun izleyeceği önemli birşey varsa beni adeta yerimden bile kıpırdatmazdı. Azıcık hareket edip koşup oynamaya çalışsam oda hapsim yeniden başlardı. Bir gün anladım
ki susunca babamla daha iyi anlaşıyoruz. Bu defa susarak yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım.
Önce resim yaparak başladım işe. Babam çizdiğim resimleri çok beğeniyor; 'Bak, böyle uslu uslu oyna işte.' diyordu. Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam afallıyordu. Ama bana kızarak beni artık odama göndermiyordu. 'Son günlerde ne de akıllandı benim oğlum.' diye komşulara anlatıyordu annem halimi.
Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı. Annem 'Odanı topla!'diye odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyordum. Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama odamı toparlamayı beceremiyordum.
Annem odama gelip 'Bak sana resim yapmayı yasaklayacağım. ' dedi bir gün. Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim yapmayı da elimden
alırsa ben ne yapacaktım?
Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım. Babam eve gelince uygun zamanı kolladım. Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi. Babam oturur oturmaz çizdiğim resmi getirdim. Babam baktı. Hım, dedi 'Çok güzel olmuş. Bu adam benim herhalde.' dedi. Ben 'Hayır o adam değil, bu çocuk sensin.'dedim. O 'Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu küçük kız da arkadaşın.'dedi. Ben yine 'Hayır, o büyük adam benim, bu küçük adam sensin, bu küçük kız da annem.' dedim. Babam benimle uğraşmaktan vazgeçip: 'Peki neden bizi küçük çizdin?' dedi. Heyecanla başladım anlatmaya. Ben büyüyüp adam olacağım. İş bulup çalışacağım. Siz yaşlanıp küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek, komşumuz Ahmet amca ile Ayşe teyze gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten geldiğimde yorgun olacağım.
Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde kafam şişmiş olacağından sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler paylaşmak istediğinizde 'Hadi odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.' diyeceğim. Ve bir de bağıracağım 'Her şeylerini alıyorum. Sıcacık odaları da var, daha ne istiyorlar' diye.
Annemle babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
Duyduklarına inanamıyorlardı .. Bana sarılıp beni öyle içten bir okşayışları vardı ki sonsuza kadar konuşsam hiç bıkmadan dinleyecekler gibiydi.

Farkında' Olmalı İnsan...
Kendisinin, Hayatın Olayların,
Gidişatın Farkında Olmalı.
Ömür Dediğin Üç Gündür, Dün Geldi Geçti Yarın
Meçhuldür, O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür, O Da Bugündür.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…