2008 Kasım Anneleri

Sekreter çok geçmiş olsun allah kolaylik versin canim. Zor bi hamilellik geçiriyosun anlaşilan .sonunda gülersin allahin izniyle inş.benimde şeker düşüklüğü problemim var . Olur olmadik zamanlarda özlellikle öğleye doğru birden elim ayağim titremeye başliyo halsizleşiyorum . çok kötü bişey korkutuyo beni. Kesme şeker yiyorum hemen ama fayda edene kadar biraz geçiyo tabi.sonrasinda da halsizlik yapiyoo off yaa. Böyle olan varmi başka.
 
geçmiş olsun derincim
böyle bir problemim yok ama halsizlik herkeste oluyordur herhalde
Allah sağlıkla kucağımıza alacağımız günleri de gösterir inşallah
annelik gerçekten çok kutsal
 
hepinize teşekkür ederim arkadaşlar
gecer mi bu günler bilmiyorum valla ban şimdilik hiç gecmeyecekmiş gibi geliyor cevremde ki bazı hamileleri o kadar kıskanmaya başladım ki ne güzel rahat rahat geziyorlar hiç bi sorun yaşamadıklarını söylüyorlar benim neden böyle oluyo diye sinir oluyorum bu agrıları cektikce gözüm iyice korkuyo artık dogumdan anlattım ya sizede hele gecen gün 5 dakkada bi giren sancıyı bi daha yaşamak düşüncesi beni iyice geriyo cok feci bi agrıydı kızlar ya..anlaşılan bu agrıları oglumu kucagıma alana kadar cekecegim ama onu kucagıma bi alayım poposunu ayaklarını her yerini ısıracagım valla
anne olmak zormuş hemde cok zormuş o kadar agrı cekiyoruz ama onları sevmekten asla vazgecmiyoruz...annemi daha iii anlıyorum artık
 
canım bu günlerde geçer seneye sadece 2008 kasım anneleri
diye başlık açar ve bebişlerimizi konuşuruz inşallah
 
İnşallah canım hepimiz o güzel günleri görür keyif içinde yaşarız

Ben bir soru sormuştum ama arkada kaldı tekrar buraya taşıyayım.


 
canım suda doğum yapmamız nerdeyse imkansız çünkü koca türkiyede tek bir hastane yapıyor ve çok pahalı.ayrıca da suda doğum düşünen anneler hamileliğin ilk aylarından itibaren o hastaneye gitmek zorunda sırf doğum için o hastaneye almıyorlar.ayrıca ilk doğum yapanlara doktorlar suda doğumu tavsiye etmiyolar.tv de bu işi türkiyede yapan tek hastanenin doktorunu izlemiştim ordan biliyorum
 
bende suda doğumu hiç düşünmem
neden bilmiyorum ama beni korkutuyor
Allah nasip ederse normal doğum istiyorum ve mümkünse epidural
epidural hakkında da çekincelerim var ama sanırım dr.uma güvenicem bu konuda
henüz konuşmadık ne tavsiye edecek bilmiyorum
ve ben o gün geldiğinde herşeyin ancak o zaman netlik kazanacağına inanıyorum
 
ben bir kere televizyonda izledim bu suda doğumu bebek çıkarken küvette ki sudan
yuttu o da midemi bulandırdı ya ne bilim hiç cazip gelmedi bana açıkcası düşünmemde
 
kızlar özellikle sağ tarafımda arada bişeyler hareket ediyor gibi pıtır pıtır bişey geziyor sanki bu yoksa benim kızımın ilk kıpırdanışlarımı:uhm:
 
Hmm evet benimde bir sürü çekincem var bu konuda. Çok soru işareti içeren bir durum sanırım epidural daha iyi bir tercih olacak ama ben yinede bu konuyu konuşmalıyım doktorumla en azından konuyla ilgili bir fikrim olur, bilgi paylaşımınız için teşekkürler kızlar.
 
epidural nasıl canım sezeryan mı normalde mi

Canım bak detaylıca her bilgi var bu yazıda biraz uzun ama olsun soracak bir soru kalmıyor :1hug:

EPİDURAL ANESTEZİ

Ağrı vücutta stres reaksiyonu oluşturur. Bu da sempatik sistemin devreye girmesine, adrenalin ve noradrenalin gibi hormonların salgılanmasına neden olur. Doğum eylemi esnasında bu maddelerin salgılanması bebeğin katlanabileceği nisbi oksijensizlik durumunun üst sınırının aşılmasına ve bebekle ilgili istenmeyen durumların oluşmasına neden olabilir. Bu yüzden doğum eyleminde anne adayının duyduğu ağrının dindirilmesi önemlidir.

Doğum eyleminin birinci evresinde uterus kasılmaları ve serviksin açılması, eylemin ikinci evresinde ise bebeğin önde gelen kısmının doğum kanalında ilerlemesi ve etraf dokularda gerilme yaratması, epizyotomi açılması anne adayının ağrı duymasına yolaçar. Bu ağrının algılanması bireylerarası önemli farklılıklar gösterir: Ağrı eşiği yüksek olan anne adayları bu ağrıları çok şiddetli olarak algılamazken, ağrı eşiği düşük olanlar ağrıyı "dayanılmaz" olarak tanımlayabilirler.

Bazı anne adayları normal doğum sancılarını çekmeyi doğal olarak kabul ederler ve anne olma gibi kutsal bir amaca hizmet ettiğinden katlanmaya çalışırlar. Doğal doğum adı verilen bu durumda anne adaylarına kendileri talep etmedikçe ağrılarını hafifletmek için herhangi bir müdahalede bulunulmaz.

Ancak anne adaylarının önemli bir kısmı doğum eyleminin vereceği sancılardan doğal olarak korkarlar ve tıbbın sunduğu olanaklardan yararlanmak isterler. İşte epidural anestezi bu amaçla geliştirilmiş ve yaygın olarak kullanılan güvenli bir yöntemdir. Amacı doğum eyleminin verdiği ağrıları tamamen dindirmek ya da en azından dayanılabilir bir seviyeye indirmektir.

Günümüzde bu kadar etkili ağrı dindirme yöntemleri varken anne adayının doğum sancılarına "katlanmasını" beklemek barbarca ve tıp dışı bir yaklaşımdır.

Epidural anestezi nedir?

Epidural (peridural) anestezi ya da sık bilinen adıyla "ağrısız doğum", doğum eyleminde veya sezaryan operasyonunda ağrı hissini ortadan kaldırmak için kullanılan özel bir bölgesel anestezi şeklidir. Genel anesteziden farkı anne adayının işlem esnasında uyanık olması ve etrafında olup bitenleri tümüyle algılamasıdır. İstenmeyen etkiler açısından genel anesteziye göre oldukça güvenli bir yöntemdir.

Epidural anestezi en basit anlatımla omurilik etrafını dıştan saran dura tabakası etrafına (yani epidural sahaya) uygun bir lokal (bölgesel) anestezik ilaç ve beraberinde narkotik analjezik (narkotik analjezikler klasik ağrı kesicilerden çok daha fazla ağrı kesici özelliğe sahip morfin türevi ilaçlardır) verilmesidir.
Epidural aralık (saha) yağ dokusu, lenfatik kanallar ve damarsal yapılardan oluşan ve kafatası tabanında omuriliğin başladığı yerden belin bitiminde sakrum kemiğinin sonuna kadar devam eden gözenekli bir boşluktur. Epidural aralığa giriş ya bel bölgesinde omurlararası bir boşluktan (lomber epidural anestezi), ya da daha aşağıda sakral kanaldan (kaudal anestezi) olur.


Anne adayı yan yatar ya da oturur durumdayken belde iğnenin girileceği bölge antiseptik ("mikrop öldürücü") maddeyle silinir. Daha sonra oldukça ince bir iğneyle epidural aralığa girilerek anestezik ve analjezik ilaçlar verilir. İlaçlar tek dozda verilebileceği gibi genellikle kalıcı bir kateter yerleştirilerek gerekli durumlarda anestezik madde takviyesi yapılır. Takviye için geliştirilmiş ve belli aralıklarla kateterden ilaç verilmesini sağlayan otomatik pompalar mevcuttur. Bazı durumlarda anestezi doktoru bu ilaçları belli aralıklarla kendisi vermeyi tercih edebilir.


Epidural kateter. Bu kateterin bir ucu epidural sahada sabit bir şekilde durur. Diğer ucu ise ya belli aralıklarla manuel olarak anestezik madde takviyesi yapmak için bir enjektöre bağlıdır, ya da sağ yanda görülen ve belli aralıklarla otomatik olarak ilaç veren infuzyon pompasına bağlıdır.

Nasıl etki eder?

Vücudun tüm organlarında ağrı reseptörleri (ağrı algılayıcılar) adı verilen yapılar vardır. Bunların amacı vücuda zararlı olabilecek bir etkeni (sıcak, soğuk, yaralanma, organların iltihaplanması gibi) ağrı hissi uyandırma yoluyla beyne haber vermektir. Beynin ağrı merkezi ağrıyı algıladığında otomatik olarak zararlı etkenden kurtulmak için önlem alır (ateşe dokunulduğunda elin refleks olarak çekilmesi, vücudun bir yerinde ağrı duyulduğunda doktora başvurulması gibi).

Ağrı reseptörleri ağrılı uyaranı algıladıklarında ilk önce sinir lifleri yardımıyla omuriliğe, buradan da beynin ağrı merkezlerine haber ulaşır ve ağrı hissi oluşur. Epidural anestezi uygulandığında ağrılı uyaran omuriliğe ulaşır, ancak iletiyi daha yukarılara götüren lifler "uyuşarak" iletme özelliklerini geçici olarak yitirdiklerinden ağrı hissi oluşmaz. Bu ise doğum eyleminin birinci evresinde uterus kasılmalarının verdiği ağrıyı, ikinci evresinde de bebek doğum kanalında ilerlerken ve doğarken etraf dokularda gerilme ve baskı sonucu oluşan ağrıyı ve nihayet epizyotomi açılan durumlarda epizyotominin açılması ve tamiri esnasında duyulan ağrıyı gidermede oldukça etkilidir.

Bölgeye verilen anestezik maddenin cinsi, yoğunluğu, iğnenin batırıldığı yer ve anne adayının pozisyonu (baş aşağı doğru eğilmiş, yatay, baş yukarıda gibi) verilen maddenin dağılmasını ve vücutta uyuşan bölgenin genişliğini önemli oranda etkiler.
Epidural anestezide "uyuşan" (ağrı hissi ortadan kalkan) bölgeler T10 (onuncu göğüs kafesi (Thoracal) omuru)-L2 (ikinci bel (Lumbar) omuru) arasında kalan dermatom (vücudun "coğrafi" ağrı bölgelerine verilen isim) bölgelerdir. Uygun dozlarda kullanıldığında motor lifler (yani kasların çalışmasını sağlayan sinir lifleri) "uyuşmadığından" anne adayı kendini "felç olmuş" gibi hissetmez ve bacaklarını bir kısıtlama olmaksızın hareket ettirebilir.

İğne girildikten sonra önce bir test dozu uygulanarak ilaca duyarlılık ve allerji belirtileri aranır, damariçi ya da subaraknoid bölgeye (beyinomurilik sıvısının (spinal sıvının) bulunduğu bölge) girilmediğinin garanti altına alınması için tam doz vermeden önce bunlara ait belirtiler aranır. İğnenin doğru yerde (epidural alanda) olduğundan emin olunduktan sonra tam doz verilerek enjeksiyon işlemi tamamlanır. Bölgeye yerleştirilen kateter yardımıyla belli aralıklarla manuel olarak ya da otomatik infuzyon pompası yardımıyla ilaç takviyesi yapılır.
 
Polipe muhtemelen kızın oynuyordur canım :) Benim de ilk günlerde öyle küçük pıt pıt lar şeklindeydi ama şimdi koca koca tekmeler savuruyor kızım. Yine dün bi tane babaya savurdu, baba mest oldu :)

Pelish ben de suda doğum yapmak isterdim yani uzaktan bakınca hoş görünüyor sanki hiç zorlanmıyormuşsun gibi. Ama ben bir yerde duramam heralde diyorum kalkıp, dolaşmak isterim. Siz hiç duydunuz mu sancı odalarında pilates topuna benzer bir top var ve hamileler onun üzerinde zıplıyor. Geçen duydum hatta fotosunu gördüm de çok ilginçti :) Annem de mesela ben doğarken hastanenin koridorunda dolaştığını, o sırada bir kalorifer borusuna tutunup kendini aşağı ittiğini ve ardından doğumun başladığını söylüyor. Bu arada 7. ayda doğum egzersizlerine gitmeyi düşünen var mı? Ben normal doğumu düşünmeye başladığımdan beri yani sadece 15 gündür böyle şeylerle ilgileniyorum.
 
bence akışına bırakın suda havada farketmez normal doğum yapalımda.Böyle çok titizlenilen şeylerde hep ters giden bişeyler olur o yüzden çokda araştırıp kafa yormuyorum ben yinede herkezin kendi bileceği şey
 
Tabii ki herkesin kendi tercih edeceği bir konu bu. Fakat en azından ne isterseniz, ne düşünürseniz düşünün, bizi neyin beklediğini bilmemiz lazım. Ben araştırmadan önce sezeryan istiyordum örneğin. Fakat bilimsel olarak bize sunulanları, tıbbi bilgileri okuyunca normal doğum da yapabileceğimi hissettim. O yüzden polipecim araştırmaktan ve öğrenmekten kimseye zarar gelmez. Aksine insan bilmediği, karanlıkta kalan şeyden korkar. Tabii ki birçok şey okuyup, en sonunda kafan karışık oturmak da var ama bu durumda en önemlisi telaş yapmadan sakince bunları araştırmak.
 

evet canim ben iki dogumdada topa oturdum cok faydasi var ona oturdummu acilma oluyo yoksa tik yok bende bundada öyle yapacam ama ziplama degil ya kalcani daire seklinde kiviriyon sanci aninda cok gevsek birakiyon kendini alt tarafda bisey olmuyo ben ciplak durmamak icin genis bi etek giymistim alta ic camasiri olmuyacak yani cünkü temas etmesi lazimmis canim topa oturmadan önce iki santimidi bir saat oturdum 10 santim oldu yani dogumyerimseniben
 

Evet canım hoş görünüyor ve çekici geliyor ama epey bi araştırdım birçok yan etkisi var olası sorunlar çok fazla ve bu sorunlar çok kötü sonuçlanabiliyor. Ben bariz bir risk varsa sırf daha az acı çekeceğim diye canım prensesimi riske atamam kimse atamaz :1hug: O yüzden ben bunu seçenekler arasından çıkarmanın daha uygun olacağı kanısındayım.

Bende bu aralar araştırmaya başladım herşeyi doğum videoları falan izliyoruz, yerli yabancı kitaplar okuyoruz. Doğum türüne karar verdikten sonra bunu hepimiz yapsak iyi olacak. Başlayınca deneyimlerimizi paylaşırız yerimseniben
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…