KIZLAR ÇOK BEĞENDİM PAYLAŞMAK İSTEDİM;
Anne Olmanın Karşılığı
* daha ilk ''merhaba'' dediğinde, en sevdiğin yemeklerden soğumak, hiç yemediklerini yemektir.
* en hassas dönemleri karşılamaktır. olabildiğince duygusal olmak, mendil cebinde dolaşmaktır.
* kimi zaman yüzünde güllerin açması demektir. herşeye umut dolu bakmaktır, hayatı çok sevmektir.
* araştırmacı ruhunun meydana çıkmasıdır, annelik. en iyi mobilyalar, en sağlam pişik kremleri, en iyi beslenme kitabı, en iyi sızdırmayan bezler...hepsi annenin araştırmacı ruhuna yenik düşer.
* annelik, sütüm olsun diye sünger gibi sıvı çekmektir vücuda. çorba, komposto, günlük süt tüketimini hakkıyla vermektir.
* alış-verişte son moda etekleri, yaldızlı bluzları terketmektir. artık büyük çantalar bebeğin malzemelerini taşıma kapasitesiyle seçilir.
* araç denince ilk olarak akla, bebek arabasının gelmesidir. üstü açık, tekerleri kuvvetli, bagajı geniş olanı makmuldür.
* altın günlerinin yerinin ''annelerin dayanışma günleri''nin almasıdır. kek, börek, kızartma konmaycaktır sofraya. soya özlü gıdalar, bol bol meyveler dayanışma günlerinin aziz dostlarıdır.
* anne ve kayınvalide kuşağını eşşiz birleştiren süper güçle tanışmaktır. ne de olsa, dil aynıdır. ruhlar sağlam bir koalisyonla bütünleşecektir.
* isim savaşına girmektir. anlamı, çağrışımı, tarihteki yeri sorgulanacaktır annenin bebeğine koyacağı isimle ilgili olarak.
* pazar kahvaltılarının uzun ve tempolu yürüyüşlere dönüşmesidir.
* en sevdiğin diziden vazgeçmektir, en çok sevdiğin şarkıyı sonuna kadar dinleyememektedir. okuduğun kitabın içindeki ayracın aylardır aynı yerde takılmasıdır.
* biberonları ustaca kaynatma tekniğini kavramaktır. diş kayışıcılarını seçmekteki yetenekte dillere destandır.
* renkli renkli emzikler ve babanın da gönlü olsun diye fanatik tulum koleksiyonuna başlamaktır.
* düzenli sindirim sistemi için dua etmektir. kabız, en büyük kabusudur anne yüreğinin.
* saat, gün, hafta takvimdeki yerini kaybetmiştir. önemli olan bebeğin yaşam standartlarını yakalayabilmektir.
* işteyken gün boyu telefonla yaşamaktır. aradıklarının senden bıkmasıdır, ahizeye anlatmaktır tüm hüsnü kuruntuları.
* bebeğin ateşi çıktığında hem tıptan, hem de koca karı ilaçlarından vazgeçememektir. otlar kaynarken, antibiyotiklerin saati takip edilir.
* aşı takvimi yıl içindeki zamanları böler. her kontrol için bir hafta öncesinden ayarlamalara başlamaktır annelik.
* kar yağdığında bebeğini evin içinde kar oynamaya ikna etmektir. balkondan alınan karlar bir kovanın içine konulacak, salonda halının üstünde oynanması için sevimli melodiler eşliğinde çaktırmamaya çalışmaktır.
* bebeği uyutmaya çabalarken, uykudan ninninin söz ve bestesini kaçırmaktır. o uyumasa da, ısrarla aynı ritmi tutturmayı denemek, anlam bütünlüğü sağlamaya uğraş vermektir.
* saçlarına bebeğinin şekil vermesini sevgi dolu karşılamaktır. zaten kuaför yolu kapanalı çok uzun zaman olmuştur. en azından sevgiyle ilgilenen birilerini bulmak oldukça ruh okşayıcı bir durumdur.
* tatil planlarını onun sağlığına ve zevkine göre programlamaktır. güneşin zararlı ışınlarından bebeğini korumak, asla uyku saatinden ödün vermemek, çocuk havuzunda suya alışan diğer adaylarla sevimli olmaya özen göstermektir.
* tabağındaki yemeği, büyük bir iştahla kopardığın ekmeğinle sıyıramamaktır. soğumuş yemek beslenme alışkanlığın olmuştur artık.
* gece yarısı en güzel uykundan çığlıkla sıçramaktır. rotanı gözünü açmadan belirlemek ve asla kafa göz patlatmamak anneliğin şanındandır.
* son dönemlerin güzellik reçeteleri şişmiş gözlere çay poşeti koymak, çatlamış ellere vazelin sürmek, kırılmış saçlara zeytinyağı-yumurta maskesi ile bakım yapmak olmuştur. annelik doğal olmaktır çünkü.
* arkadaşının sana özenle yurtdışından getirdiği vazonun büyük bir çoşkuyla gözünün önünde kırıldığını, sevgi dolu seyretmektir.
* oyun hamurlarını halıdan bıkıp usanmadan kazımaya çalışmaktır.
* çizilen duvarların her daim hazır şekilde elindeki süngerle silinmesidir.
* koltukta sızıp kalmanın sancılarını ertesi sabah sırt ağrılarıyla kucaklamaktır.
* daha öksürmesin, diye gece boyu dua etmektir.
* vedalaşırken, azimle o görmese de el sallayabilmektir.
* dinlemeyeceğini bile bile endişe mektubunu satır atlamadan okuyabilmektir her an. yüzünde kararlı, yüreğinde korkuyla; rutine dönen nutkunu kürsünden seslendirmektir, annelik...
* bebeğinin iştahını açmak için kolu komşudan teori dinlemek; ne kadar lokma girerse midesine diye akrobat hareketlerini atraksiyon yaratarak, komik olduğunu farketmeden yapabilmektir.
* tay tay dururken düşerse diye etrafına yastık korumalarını yerleştirmektir.
* ayağından çıkardığı çorapları koklamak, parmak arasına giren pamukçuları parmaklarının arasından sevgiyle temizlemektir anne yüreği.
* anne olmak;
çok şey demektir. dünyanın en fedakarlık gerektiren hiç bitmeyen işini üslenmektir. düşünülmeyi beklemeden düşünmeye devam etmektir. nefesini bebeğine adamaktır. onun hayallerinin gerçekleşmesi için kendi gerçeklerinden vazgeçmektir. ''hayır'' demeyi tüm kararlılığına rağmen becerememektir. o üzüldüğünde ondan önce ağlamaktır. daha çok sevinsin diye, paniğe kapılmaktır duyguları karıştırarak. ''saçını süpürge etmek''tir doğuştan. 9 ay 10 gün büyük bir sunuma hazırlanmaktır. hayat boyu endişelenerek güçlü olmayı dengeye oturtabilme yetisine sahip olmaktır. dağları delecek cesaretle, serçe ürkekliği arasında gidip gelmeler yaşamaktır. sünnetinde hüngür ağlamak, kına gecesinde daha örtü örtünmeden gözyaşlarına hakim olamamaktır. anneler gününde daha özel uyanmaktır. kendi doğum günlerini bebeğine adamaktır, şükretmektir yaradana. anne olmak kocaman yürekle kafa tutmaktır hayata. anne olmak tek başına pilot koltuğunda hayatı yürütmektir. anne olmak kelimelerinin yetersiz kalmasından; boğazına düğümlenen hıçkırıkla sukünete sığınmaktır,