dimi ama yaaa bilmiyorumkismile
daha o erkekten hayır gelmez kızım diye sevdim ben :roflol::roflol::roflol:
fatih ürek gibi bişi olurmuş mazallah :1shok:
-
Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
2010 Ağustos Anneleri
- Konu Sahibi hallisna
- Başlangıç Tarihi
dimi ama yaaa bilmiyorumkismile
daha o erkekten hayır gelmez kızım diye sevdim ben :roflol::roflol::roflol:
fatih ürek gibi bişi olurmuş mazallah :1shok:
- 19 Aralık 2008
- 3.583
- 85
- 358
aynne varya aynen.... bende ılk hamıle kaldıgım gunden berı kızım dıye sevıyorum konusuyorum... eşim diyo dur bı kesın bellı olsun cınsıyetı... sonra oglan olur... nası oglan olur anla ıste falan dıyodu kaydirigubbakcemile3 o yuzden gıdıp hemen ogrenmek ıstıyorum.... bazen catlıcak gıbı oluyom ınan ya
- 2 Aralık 2009
- 852
- 175
- 133
Bana da ikiili testimde kız gibi gözüküyor ama kesin bişe demem demişti gerçi doktoru değiştirdim ama bugün erkek gözüktü hihoyyyt şok olmayınnnn
sırnaşık şeysırnaşık şey
sabretcez artıkın canım
ben yavaştan müsade istiyorum canım
kocişim gelcek birazdan
yarın görüşürüz tekrardan olur mu?
öpüyoruz kızmla sizi opuyorumnanaktan
- 19 Aralık 2008
- 3.583
- 85
- 358
gercekten mı... yok hanı oglum olsada cok sevınırımde... hep kız kız dedım... baya sok olurum herhalde... canım ben bı garıp oldum sımdı :bbo: :bbo:
hadı canım gorusuruz... banada musade.... yemegım yok daha yemek yapcam...ınsallah yarın gorusuruz... bende opuyorum sızlerı.. .missgrafik senıde oglusunuda opuyorum... ayyy ne guzel ogrendın ya cınsıyetını... masallah...
- 2 Aralık 2009
- 852
- 175
- 133
açık açık isim -verip buraya girdiğim için doktor kızdı- diye bir cümle kurmuşsun.. evet bu özel.. evet bu site ile ilgili bir konu.. ve ben editörüm..siteyi koruma-yaşatma adına görevlerim var..
senin yazdıklarından sonra,diğer üyelerinde 'evet bende buradan kötü etkileniyorum sanırım ' gibi bir düşünceye girmeyeceğini nereden bilebilirsin?
ve seni düşüncelerinden dolayı kim yargılıyor ki???
burada birçok konu var.. bunların arasında da geyik topiği de var.. amacın kafa dağıtmak ise seni direk oraya yönlendireyim..
burası anne adaylarının bilgi-tecrübelerini paylaşıp tanıştıkları sohbet ettikleri bir topik..
senin kadar basite alamayacağım.. 1000küsur sayfadır her satırı tek tek okudum..bilgiler alıp verdim.. ve alınıp geri durması gereken kişinin ben olmadığımı anladım.. (arkadaşlarda anlattılar saolsunlar) tüm arkadaşlarıma da desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum.. seviyorum ben sizi yaa..:)
işin diğer yanınıda söyleyeyim.. madem olumsuz etkileniyorsun buradan,ozaman yaşadığın kötü durumları da paylaşmayacaksın ki kimse senin durumuna düşmesin.. senin durumunu okuyup kendi durumlarıyla mukayese etmesin..
çok hoşuma giden sağlık köşesinden alıntı yaptığım yazıyı da okumanı tavsiye ediyorum.. doktorunun dediği gibi '...kötü şeyler düşünürsen hamileyken kötü bi anne olursun dedi kendini birazda anneliğe hazırlamak gebelik dedi..
ileride bunların olmaması için..
Aynı olayı, bir kısım insanların negatif, diğerlerinin pozitif görmesinin nedeni o kişilerin düşünce tarzından kaynaklanmaktadır. Örneğin negatif olanlar bardağın boş tarafını görürken pozitif olanlar dolu tarafını görür. Bu düşünce tarzı insanların bütün hayatlarına yansır. Olaylara negatif açıdan bakanlar kendi yaşamlarını bu düşünce ile kararttıkları için her zaman endişe, korku ve umutsuzluk içindedirler, olaylara pozitif yaklaşanlar ise umutlu, neşeli ve yapıcı bir tutum içinde olurlar. ınsanların yaşam şekline yansıyan düşünceleri onların sağlığı üzerinde de etkilidir. Pozitif düşüncenin insan hayatına yaptığı olumlu katkı onun sağlığını da olumlu yönde etkiler. Çevremizdeki güzelliklerin farkına varıp, insanlara hoşgörü ile yaklaşırsak bu olumlu davranışın hayatımıza getireceği faydaları kısa sürede görebiliriz. Ruh ve beden sağlığının bir bütün olduğunu gözönüne alırsak olumlu ruh halinin sağlığımız üzerinde olumlu etki yaratacağı tabiidir.
Yaşadığımız dünyadan zevk almak, sağlıklı ve dinç kalmak için olaylara iyi yönden bakmayı öğrenmemiz ve bu olumlu düşünceyi bütün hayatımıza yansıtmamız gerekmektedir.
sevgiyle kal..
Son düzenleme:
merhaba hanımlar bende ikili test yaptırdım ama doktorum hiç bana kız veya erkek gibi görünüyor demedi
çok merak ediyorum diğer kontrolüm martın 5 i şimdi sizin yazdıklarınızı okuyunca üzüldüm dr sordum ama bişey söyleyemem dedi hepimizin hakkında hayırlısı Allah herkezin gönlüne göre versin ...
çok merak ediyorum diğer kontrolüm martın 5 i şimdi sizin yazdıklarınızı okuyunca üzüldüm dr sordum ama bişey söyleyemem dedi hepimizin hakkında hayırlısı Allah herkezin gönlüne göre versin ...
- 3 Mart 2009
- 1.923
- 700
- 373
Sekerim sizinkileri gorunce benim aldigim 2 parca sey gozume basit geldi yahuuu :)) bisiler daha alayim da ole ekleyeyim diye dusundum ben de :) cunku ben daha sadece tek bisey aldim :) onu da pc ye bile atamadim ya henuz o ayri baska bisiler daha alayim eklicem :)) cok optmm
slm canım.. merakla bekliyoruz..merhaba kızlar bu gün çok uğrayamadım öğleden sonra hep dışarıdaydım anca geldim eve oğluşuma bir kazak birde küçüçük bir gömlek aldım çok şeker şeyler yaa şu resim ekleme işini öğreneyim bir kaç güne yeni topiğe eklerim inşallah
http://www.kadinlarkulubu.com/agustos-anneleri/347059-2010-agustos-bebislerinin-cicileri.html
olurmu hiç şeker.. ekle yinede minik bir patik bile olsa.. zamanla çoğalacak zaten.. cinsiyetinin belli olmasını bekliyorsundur:) belli olsun da annesi ne ciciler alır ona..:)
...
Çoğunlukla, ilk, bebeğini dünyaya getirmeye hazırlanan bir anne adayı, kendine olan sevgisinden ödün vermeye başlar. Vücudu değişir, hareketleri kısıtlanır, kendini güzel bulmamaya yani artık aynaya baktığı zaman kendini sevmemeye başlar. Bu sevgisizlik içinde kendine olan güvenini kaybeder ve türlü korkular üretmeye başlar.
“Ben bu bebeğe nasıl bakacağım, ya sakat doğarsa, ay niye bugün kıpırdamadı bir sorun mu var, ya düşük yaparsam, ya doğuramazsam, ya eşim artık beğenmezse” gibi düşüncelerden oluşan korkularla, huzursuz geçecek bir hamileliğin temelleri atılmış olur. Bu hamilelik döneminin ilk aylarında, zaten geldiği yeri anlama ve alışma telaşında olan bebeğin karmaşık duygularına, bir de annenin, mutsuz ruh hali eklenince, bebek tümüyle rahatsız olur ve bunu da annesini rahatsız ederek göstermeye başlar. Anne adayı ise, bebek tarafından verilen bu tepkileri fiziksel problemler olarak hisseder.
Anne tüm duygu yoğunluklarını tek başına yaşadığını düşünürken, aslında onunla beraber yol alan, her yiyip içtiğinden olduğu kadar her yaşadığı duygudan da beslenen bebek, tüm bunlardan etkilenir ve anneye sinyaller göndermeye başlar. Anne, ne kadar bu sinyalleri algılayamazsa, bebeğin bu dünyada kalma isteği de aynı oranda azalır.
ışte ilk korkular bu devrede oluşur çünkü bebek, annenin mutsuzluğunun kendisinden kaynaklandığını düşünerek, anneyi üzüyor olmaktan korkmaya başlar. Bu da bebekte geldiği yere geri dönme isteği uyandırır ve sağlıksal olarak zayıflar ve bundan doğal olarak etkilenen anne adayı, sorunlar yaşamaya başlar. Ben tüm hamileliği boyunca, karın ağrıları, kramplar, kusmalar, yaşayan hatta doğuma kadar ki olan tüm zamanını hiç hareket etmeden yatarak geçirmek
zorunda olan birçok anne adayı tanıdım. Eğer ki anne; bu bebeği tam anlamıyla kabul eder ve onu hayatına müdahale etme potansiyeli olan bir varlık olarak görmeyi bırakırsa, bebek rahatlar, sevildiğini hisseder ve hayata sıkı sıkı tutunduğu için bu korkusunu atlatır ve anneyi de rahat bırakır.
Zaman ilerledikçe, anneyi olduğu kadar çevresindeki tüm olan biteni ve hatta konuşulanları bile iyice anlamaya başlayan anne karnındaki bebek, annenin hangi durumlardan iyi ya da kötü etkilendiğini, bu durumların ne olduğunu ve annenin bunlara nasıl bir tepki verdiğini ezberler. Fiziksel olarak gelişen bebek, duygularını da oluşturmaya başladığından, annenin tüm mutlu ve mutsuz olduğu durumları kendine mal etmeye, yani, bunu kendine bir yaşam biçimi olarak seçmeye başlar ve bunu kaydeder. Dolayısıyla, ne zaman aynı tip bir olayla karşılaşsa, otomatik olarak öğrendikleri devreye girer, bunları kendi yaşıyormuş gibi algılamaya ve anneden bağımsız olarak, kendine has tepkiler vermeye başlar. Örneğin; eğer ki bir anne adayının düşük yapma gibi bir korkusu varsa ve başına gelen her olayda bebeğini kaybetme korkusu yaşıyorsa, bebek bunu kaydeder, saklar ve anne adayının başına gelen en ufak bir kazada kendisi düşme korkusu yani ölüm korkusu yaşamaya başlar. ışte bu kaydettiği korkuyla hayata merhaba der ve eğer bunun farkına varmazsa, hayatı boyunca kaza geçirme ya da ölme korkusuyla yaşar. Bir başka örnek daha. Eğer ki anne adayı, hamileliği boyunca kendisiyle yüksek sesle konuşulmasına tepki veriyor ve bundan hoşlanmıyorsa, hatta bundan korkuyorsa; bunu algılayan bebek, duyduğu her yüksek sesten etkilenmeye yani korkmaya başlıyor, bunu kaydediyor ve bu korkuyla dünyaya merhaba diyor. Yine bu bunun farkına varmazsa, kendisiyle yüksek sesle konuşulmasından hoşlanmıyor, biri yüksek sesle konuştuğu zaman da korkup, bir kenara siniyor. Çünkü tüm bunları anne karnındayken öğrendi, kaydetti, kendine mal etti ve yaşamaya başladı.
Anne karnında öğrenilen tüm duygular gelecekteki yaşam kalitemizi belirleyen ana kıstaslardır. Sevgisizlikten doğan korkular başka korkuları da kendine çeker ve yeni korkular oluşturur. Anne adaylarının öğrettiği tüm korkular,
bilinçsizce, çocuğuna aktardıklarıdır.
alıntı;Anne Karnında Öğrenilmiş Korkular..
Çoğunlukla, ilk, bebeğini dünyaya getirmeye hazırlanan bir anne adayı, kendine olan sevgisinden ödün vermeye başlar. Vücudu değişir, hareketleri kısıtlanır, kendini güzel bulmamaya yani artık aynaya baktığı zaman kendini sevmemeye başlar. Bu sevgisizlik içinde kendine olan güvenini kaybeder ve türlü korkular üretmeye başlar.
“Ben bu bebeğe nasıl bakacağım, ya sakat doğarsa, ay niye bugün kıpırdamadı bir sorun mu var, ya düşük yaparsam, ya doğuramazsam, ya eşim artık beğenmezse” gibi düşüncelerden oluşan korkularla, huzursuz geçecek bir hamileliğin temelleri atılmış olur. Bu hamilelik döneminin ilk aylarında, zaten geldiği yeri anlama ve alışma telaşında olan bebeğin karmaşık duygularına, bir de annenin, mutsuz ruh hali eklenince, bebek tümüyle rahatsız olur ve bunu da annesini rahatsız ederek göstermeye başlar. Anne adayı ise, bebek tarafından verilen bu tepkileri fiziksel problemler olarak hisseder.
Anne tüm duygu yoğunluklarını tek başına yaşadığını düşünürken, aslında onunla beraber yol alan, her yiyip içtiğinden olduğu kadar her yaşadığı duygudan da beslenen bebek, tüm bunlardan etkilenir ve anneye sinyaller göndermeye başlar. Anne, ne kadar bu sinyalleri algılayamazsa, bebeğin bu dünyada kalma isteği de aynı oranda azalır.
ışte ilk korkular bu devrede oluşur çünkü bebek, annenin mutsuzluğunun kendisinden kaynaklandığını düşünerek, anneyi üzüyor olmaktan korkmaya başlar. Bu da bebekte geldiği yere geri dönme isteği uyandırır ve sağlıksal olarak zayıflar ve bundan doğal olarak etkilenen anne adayı, sorunlar yaşamaya başlar. Ben tüm hamileliği boyunca, karın ağrıları, kramplar, kusmalar, yaşayan hatta doğuma kadar ki olan tüm zamanını hiç hareket etmeden yatarak geçirmek
zorunda olan birçok anne adayı tanıdım. Eğer ki anne; bu bebeği tam anlamıyla kabul eder ve onu hayatına müdahale etme potansiyeli olan bir varlık olarak görmeyi bırakırsa, bebek rahatlar, sevildiğini hisseder ve hayata sıkı sıkı tutunduğu için bu korkusunu atlatır ve anneyi de rahat bırakır.
Zaman ilerledikçe, anneyi olduğu kadar çevresindeki tüm olan biteni ve hatta konuşulanları bile iyice anlamaya başlayan anne karnındaki bebek, annenin hangi durumlardan iyi ya da kötü etkilendiğini, bu durumların ne olduğunu ve annenin bunlara nasıl bir tepki verdiğini ezberler. Fiziksel olarak gelişen bebek, duygularını da oluşturmaya başladığından, annenin tüm mutlu ve mutsuz olduğu durumları kendine mal etmeye, yani, bunu kendine bir yaşam biçimi olarak seçmeye başlar ve bunu kaydeder. Dolayısıyla, ne zaman aynı tip bir olayla karşılaşsa, otomatik olarak öğrendikleri devreye girer, bunları kendi yaşıyormuş gibi algılamaya ve anneden bağımsız olarak, kendine has tepkiler vermeye başlar. Örneğin; eğer ki bir anne adayının düşük yapma gibi bir korkusu varsa ve başına gelen her olayda bebeğini kaybetme korkusu yaşıyorsa, bebek bunu kaydeder, saklar ve anne adayının başına gelen en ufak bir kazada kendisi düşme korkusu yani ölüm korkusu yaşamaya başlar. ışte bu kaydettiği korkuyla hayata merhaba der ve eğer bunun farkına varmazsa, hayatı boyunca kaza geçirme ya da ölme korkusuyla yaşar. Bir başka örnek daha. Eğer ki anne adayı, hamileliği boyunca kendisiyle yüksek sesle konuşulmasına tepki veriyor ve bundan hoşlanmıyorsa, hatta bundan korkuyorsa; bunu algılayan bebek, duyduğu her yüksek sesten etkilenmeye yani korkmaya başlıyor, bunu kaydediyor ve bu korkuyla dünyaya merhaba diyor. Yine bu bunun farkına varmazsa, kendisiyle yüksek sesle konuşulmasından hoşlanmıyor, biri yüksek sesle konuştuğu zaman da korkup, bir kenara siniyor. Çünkü tüm bunları anne karnındayken öğrendi, kaydetti, kendine mal etti ve yaşamaya başladı.
Anne karnında öğrenilen tüm duygular gelecekteki yaşam kalitemizi belirleyen ana kıstaslardır. Sevgisizlikten doğan korkular başka korkuları da kendine çeker ve yeni korkular oluşturur. Anne adaylarının öğrettiği tüm korkular,
bilinçsizce, çocuğuna aktardıklarıdır.
alıntı;Anne Karnında Öğrenilmiş Korkular..
Kızlarrrrrrrrrrrrrrrrr bugün hiç giremedim ..şimdi geçmişi okuyup geldim..Ayol Başkanım üzülmüşsün sen bugüünnnnnn ((( Canım benim sen olmazsan biz niye burada olalım ayol..sensin bizi burada toplayan..Ne olur arkadaşlar üzmeyin birbirinizi..Ne zorluklar ile geldik buralara çoğumuz..ne gerek var..Ama ben de şunu itiraf edeceğim..ben de kötü birşey okuduğumda etkileniyorum ve okumamaya çalışıyorum..Ama bu hepimiz için çok normal bir duygu diye de düşünüyorum..Cumartesi sabah 10.30 da doktor randevum var ve cinsiyet öğrenirmiyim acaba diye deliriyorum..zemuszemus
((( Canım benim sen olmazsan biz niye burada olalım ayol..sensin bizi burada toplayan..Ne olur arkadaşlar üzmeyin birbirinizi..Ne zorluklar ile geldik buralara çoğumuz..ne gerek var..Ama ben de şunu itiraf edeceğim..ben de kötü birşey okuduğumda etkileniyorum ve okumamaya çalışıyorum..Ama bu hepimiz için çok normal bir duygu diye de düşünüyorum..Cumartesi sabah 10.30 da doktor randevum var ve cinsiyet öğrenirmiyim acaba diye deliriyorum..zemuszemus