güzel bir hikaye ayca, güle güle büyüt bebeğini, o doğumhanenin soğuğu ve içerideki tanımadığın insan kalabalığı bana da çok tanıdık geldi, ben üç kez girdim ameliyathaneye ve artık fobi oluştu, ama insan doğumdan en çok birkaç gün sonra bütün sıkıntıları unutuyor, hamilelikteki hisleri bile unutup direkt bebeğe odaklanıyor, adeta bebeğine aşık oluyor, insan beyninin müthiş özelliği, acıları sil, güzellikler aklında kalsın ne güzel değil mi...
kedi maşallah ne güzel anlatmışsın
kedi ne guzel bir hikaye..maşallah sümeyye kızımıza inş.adına layık bir bir insan olur.bahtıda tahtıda güzel olsun inş.
çok güzel bir doğum olmuş kedi, Allah inşaallah hayırlı bir kul yapar onu da, bizim bebeklerimizi de, bizleri de, güle güle büyüt kızını...
çok guzel anlatmıssın kedı...bende normal dogurdum.yazdıgın herkelımede yasadıklarım aklıma geldı...
benım dogumum cok zordu.bebegımın boynuna 2kez kordon dolsanmıstı dogdugunda.allaha sukur rabbım onu bıze bagısladı....
sümeyye
ne guzel ısım
bahtı kaderı guzel olur ınsallah...
hayırlı evlat olsun kızın...
2003 yılında evlendik hiç korunmamamıza rağmen çocuğumu olmuyordu ilk zamanlar fazla önemsemedik ve 3 yıl geçti.. üç yılın sonunda doktora giderek tetkiklerimizi yaptırdık... en son aşamada normal yolla ve aşılamayla olmayacağını tek seçeneğin tüp bebk olduğunu söyledi tüm doktorlar.... ve biz zorlu bir okadarda yıpratıcı bir tedavi dönemine girmiş olduk... tüp bebek merkezindaki doktorumuz %80 şans veriyordu ilk denememizi 2008 aralık ayında yaptık ve ocak ayında koskoca bir negatif sonuç alarak bir kez daha yıkıldık hiç beklemeden 3 ay sonra 2. denememizi yaptık bu sefer o kadar umutluydumki tutacağından hiç olumsuz sonucu düşünmemiştim... ve elimide 17 nisanda alınan koskoca bir negatif sonuç daha....
yıkıldım hayat bitti o an için hiç bir sorun yokken bende niye anne olamıyorum diyordum artık... nefes alamıyordum aldığım nefes canımı acıtıyordu mafoldumben artık herşey bitmişti benim için artık asla anne olamıyacağıma karar vermiştim... :sinifsinif:
mayıs ayının ilk haftası ankara ya annemin yanına gittim 1-2 ay kalma düşüncesiyle kafamı toplayım herşeyden uzaklaşıyım istedim....
regli tarihim geldi hatta farkına vardığımda 3 gün gecikmişti bile. ama ben hamile olabileceğime hiç inanmıyordum aklımın ucundan bile geçmiıordu bu ihtimal. her ay günü gününe olmasına rağmen bu sefer 3 gün gecikmişti ve ben bunu sıkıntı,hava değişimi tedavi sırasında kullandığım ilaçlara bağlıyordum....
17 mayısta regli olmam gereiyordu ve ben test yapmadan 26 mayısa kadar bekledim test yapmayada korkuyordum negatif sonucu görmemek için... ama çiftçizgi HAMİLEYİM.... 10 gün hamile olduğumu öğrenmek için beklemişm....
her yerim titriyor ağlıyordum annem bile ağlıyordu... eşimi aradım oda inanamadı.... ilk kontrollerim ankarada yapıldı evet hamileydim inanamıyordum ve 9 aylık sürece başlamıştık...
hamileliğimin tadı kuruntularımdan dolayı tam çıkaramadım sanırım...
hep içimde bebeğimi kaybetme korkusu taşıdım ona bişey olmasından korktum hep....
korkularla hamileliğimin sonuna gelmiştim doktorum usg ye göre doğum tarihimi 27 ocak diyordu ama benim SAt a göre 24 ocaktı....
son kontrolümüzde doktorum ayın 25ine kadar rahat olabileceğimi 25inde son kontrolümüzü yapacağımızı söyledi... bende bu yüzden rahattım daha günüm var diye...
ilk sancılar 23.01.2010 cumartesi saat 22 civarında başladı ama ben pek önemsemedim nasıl.... gece 3 civarı artık sancıların sıklaştığını fark ettim ama hala doğum sancısı olduğunu düşünmüyorum nasıl olsa günüm var diye bilmiyorumkismile annem eşim hadi gidelim diyor ben sabah olsun öyle gideriz bişey yok diyorum. (halbuki 1 hafta önceden başlamıştı sancılarım acile gittiğimde 2cm açılma vardı)
en sonunda gece 4.30 civarı hastaneye gittik ve ilk muayne ardından hemen yatış işlemim yapıldı kimseyle konuşamadan apar topar doğumhaneye aldılar beni....
sancı odasında bekle bekle zaten korkuyorum ne zaman nasıl doğurcam telaşı başladı...
saat kaç oldu bilmiyorum sancılarım iyice sıklaştı dayanamıyorum artık ebe 5 dk bir gelip bakıyor az kalmış diyip diyip gidiyor ne kadar sürdü bu böyle onuda bilmiyorum...
sancı odasında yatarken doğumum tam olarak başladı ıkınıyorum ıkınıyorum olmuyor ebe diyor kafası gözüktü biraz daha ıkın tam olacak benim gücüm bitiyor... o an daha çok korku kapladı içimi ıkınamıyorum doğuramıycam bebeğime bişey olacak diye... ebe beni o halde bırakıp gitmesinmi eyvahedigeldismile meğerse seum almaya gitmiş... hemen serumu taktı ve yataktan alıp çatala götürdüler beni....
ıkınıyorum ebe hadi az kaldı diyor orda kesiliyorum ben bir yandan korkuyor bir yandan dua ediyor bir yandan yapamıyorum diye kızıyorum kendime... derken bu son deneme oldu oldu olmadı bayılıyorum artık dedim ve son bir gayretle ıkındım bir baktım kapkara saçlı küçücük bebeğimi gördüm ebenin kollarında.... o an herşey bitti gözlerimden akan yaşları tutamıyorum bebeğimin ağlamasıyla ben daha çok ağlıyorum... daha sonra yapılan işlerin (eş doğması dikiş işler vs...) farkında değilim bebeğimi ısınması için sarıp karşımdaki yere yatırdılar....
o bana bakıyor ben ona inanamıyorum hala benim olduğuna... sürekli ebeye iyimi niye ağlamıyor niye sesi çıkmıyor diye dakikada soruyorum en az 10 defa soruyorum Allah razı olsun ebemde sabırlıymış her seferinde cevap verdi...
iananın duygularımı dile getiremiyorum o mis kokulu meleğimin hala kollarımda olduğuna inanamıyorum.... hala rüya gibi geliyor....
doğum anımı bile hep korkularla geçirdiğim için o güzelliği anlatabilmek için yaşanmışlığa koymaya fırsat vermemişim kendime.... şimdiki aklım olsa hamileliğiminde doğumumunda tadı çıkarmak isterdim....
inanın doğum hikayemi daha özel ve güzel bir şekilde anlatmak isterdim.... ama ben sadece son dakikayı yaşamışım
dün görmüştüm bu topiği ama fırsat olmadı yazmaya şimdi ben siftah yapayım bari.
baştan söyliyim deli gibi normal doğum isteyip sezaryen olan biriyim.
ve bu yazı feci derecede spinal-epidural sezaryanı övmektedir.
uzuuuuun bir yazıya hazırlıklı olun..
bilenler bilir zaten ben gebeliğimin son 1 ayını çok sorunlarla geçirdim. 2 hafta hastanede yattım çıktım ve evdeyken çok ağır grip oldum. ateşim 40 dereceye çıktı ve bir hafta boyunca hiiiç düşmedi. soğuk kompresler falan hiçbirşey fayda etmedi. her gece acillere gittim tek bir ilaç vermediler. en son artık bilincim bulanmaya ve havale sınırına gelmeye başlamıştım. söylenenleri ve kendi konutuklarımı algılayamıyordum ki tanıdığımız eczacının verdiği gebelikte kullanılan bir antibiyotiğe başladım, birazcık gözüm açıldı.
ama bu sürede 1 hafta boyunca bebeğimin hareketlerini hiç ama hiç hissedemiyordum. başından beri takibimi yapan doktor kalp atışlarında sorun gördü ertesi gün tekrar çağırdı.
ertesi gün kalp atışları iyice kötüleşince acilen çapa tıp'a 2.kez yattım.
14.11.2009'da 2.kez yattığım çapa tıpta 3 gün boyunca günde 2 kez nst'ye girdim, ultrasonla bakıldı. ve ben bu sürede hala hareket hissetmiyordum. vücudumda çıkan gebelik lekeleri de 2 gün içinde kaybolmuştu. yani gebelik belirtilerim artık bitmişti benim.
16.11.2009 akşam 19:30 civarı 15-10 tansiyonla gözetim altına alınıp nst'ye bağlandım. ara ara kalp atışları gidip geliyor ve çok yavaş atıyordu. suyum tamamen bitmiş, tansiyonum düşürülemiyordu.
preeklampsiye girmiştim ve bebek de artık ciddi tehlikedeydi.
13 saat nst'de kaldım. tuvalete kalkmam bile yasaktı. cep telefonumu odada bırakmıştım nasılsa hemen geleceğim diye. refakatçim olan eşime ulaşabileceğim hiçbir yol yoktu ve o da sabah saat 06:30'da işe gitmeye mecburdu.
sabah 08:30 civarı artık bebeğimin kalp atışları tamamen azalıp alınamadığı ve benim tansiyonumda gittikçe yükselmeye başladığı için acilen doğuma alındım.
hastanede kimsem yoktu. eşim muhtemelen işe gitmiş, babam daha gelmemişti. annem ertesi gün gelecekti ve ben bir başıma acilen doğuma götürülüyordum.
odaya çıkıp telefonumu almaya izin yoktu. en sonunda doktor kendi cebini verdi. kocamı, annemi, babamı aradım ben doğuma alınıyorum diye; bu sırada bir yandan da giydiriliyorum zaten, tam bir zamanla yarış durumu.
hayatımda o kadar korktuğumu hiç hatırlamıyorum. dizlerim birbirine vuruyordu korkudan. ağlayıp tansiyonumu daha da yükseltmemek için dudaklarımı yarmışım ısırmaktan ama hissetmiyordum.
yanımdaki doktor elindeki telsize kaybedecek saniyemiz yok çok acil ameliyathaneyi hazırlayın dedikçe ben iyice panik oluyordum.
şu an tekerlikle sandalyeyle götürüldüğüm o yolun yarısından sonrasını hatırlamıyorum.
ameliyathaneye götürüldüm. 8 doktor 2 anestezist vardı içerde. yüzümün aşırı şiş olması ve rengimin sarılığı yüzünden uyutulmamın sakıncalığı olduğuna karar verdiler ve spinal yapılacağımı söylediler. genel anestiziyi hiç ama hiç istemediğim için benim işime geldi. (çapa tıpta doğum şekline hasta değil, doktor-anestezist karar veriyor. ne isteğe bağlı sezaryan var ne de epidural- genel seçenek tercihi).
yatağa oturup kafamı içeri çektim, sırtımı geri verdim. bildiğiniz kambur duruşu yani.
belimde çok hafif bir iğne acısı hissetmemle birlikte ayaklarımda sıcaklık başladı. hemen yatırdılar masaya, önüme bir yükselti yapıp örttüler hemen. artık hiçbirşey hissetmiyordum.
başımdaki doktorlardan biri sürekli benimle ilgileniyordu. konuşuyor, yüzümü okşuyor ve ameliyatın her anı hakkında bilgi veriyordu. herhangi bişey hissedip hissetmediğimi soruyordu.
10 dk sonra bebeğimin ağlamasını duydum. 5-6 sn'liğine yanağıma koydular.
hayatımda bundan daha huzurlu bir an daha bilmiyorum ben. dünya durdu, sanki ben evimde yatağımda bebeğimle koyun koyuna yatıyordum.
şu yaşıma kadar yaşadığım hiçbir şeyi o ana değişemem. bebeğimi ilk emzirdiğim, kuvözden çıkarıp ilk kucağıma aldığım an da dahil..
bebeğimi götürdükten sonra 15 dk falan daha sürdü ameliyat. sonra odaya çıkardılar. sondayı da anesteziden sonra takmışlar, sol tarafta sallandığını gördüm ama takıldığını hissetmemiştim çünkü.
doğum sonrasını çok rahat geçirdim ben. 4 saat sonra kalktım 15 dk yürüdüm, gidip oğlumu gördüm.
akşama doğru ağrım oldu biraz ama ağrı kesici yaptılar geçti. baş ağrısı falan da çekmedim hiç.
sadece 1 hafta süren bir öksürüğüm oldu. benimki normalden çok daha şiddetliydi çünkü hem anestezi ekisi hemde henüz bitemeyen gribim birleşmişti. 1 hafta konuşamadım desem yeridir. öksürmemek için habire su içince sanırım başağrısını engellemiş oldum.
sadece ameliyattan sonra odaya gelince yaşananlar şimdi rüya gibi geliyor bana. hatırlamakla hatırlamamak arası gibi; biraz bulanık.
2 gün sonra taburcu oldum hastaneden bebeğimi orda bırakıp. ama anladım bebeğinle kurulan temas, paylaşım arttıkça aşk da artıyor. evet o gün hastaneden çıkmak çok zor çok canımı yakan birşeydi ama bugün onu orda bırakıp çıkmak daha zor geliyor.
göğsümde kalan kokusu, elimde elinin sıcaklığıyla eve gelmek içimi acıtıyor.
ama biliyorum bunlarda bitecek ve biz kucak kucağa eve geleceğiz..
şimdi okudum da yazdığımı, şu foruma yazdığım en uzun yazı olmuş bu. akannehir
ben genelde bu kadar uzun yazıları okumam,sıkılırım. eğer şu satıra kadar okuyabildiyseniz cidden tebrikler, önünüzde eğiliyorum buyrunnnnnnnnn
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?