haklısın pınarcım bakalım artık bende denemeye başlıcam ayrı yatma işine
dün öyle olunca içim gitti valla uyuyanıyorum bidaha ona bişey yapıcam diye
resim konusunda ben daha dikkatli olucam artık
kk ya hiç koymuyorum zaten
valla inş. tatlım ya hiç böyle yapmazdı dün resmen faciaydı inş. 1günlük bişeydi tekrarlamaz
sizin bebişler nasıl uslumu bi yere gittiklerinde
sanada geçmiş olsun misafirler çok ayıp etmiş valla
çocuklu kadını yoruyolar hasta hasta
Sibel Arnanın bir yazısı. Emziren anneler için
Emzirmek dediğin nedir kardeş?
9 ay önce anne oldum ben. Sizlere annelik ile ilgili yazı yazmak için ikinci bir hamilelik dönemi geçirdim yani. Artık hazırım. Bugüne kadar moda yazarı olarak bildiğiniz ya da bilmediğiniz kadının annelik sayıklamalarını okuyacaksınız bundan böyle. İşte başlıyorum.
Hamile kaldığım ilk günden beri normal doğum yapmayı istedim. Öteki türlüsünü doğurmak saymadım içten içe. Sezaryenin kesiğinden korktum. Karnıyarık olmayacağım diye tutturdum. Ama Ajdanın şarkısında benim gibilere dediği gibi Hayatta her şey senin istediğin gibi olmuyor, bu yüzden nice aşklar mutlu sonla bitmiyor...
Tam 42 hafta bekledim. Koca göbeğimle Ağustos sıcağında yanıp kavrulmama rağmen inat ettim. 41. haftanın sonunda gün aşırı doktora gidip yarım saat bebeğimin kalp atışlarını dinledim. Sancılanmak için bildiğim bütün duaları defalarca ettim. Her gün 40 kere Ben hazırım, senin gelmeni bekliyorum oğlum dedim. 42. haftanın sonunda doktorum Murat Çarak, anatomin müsait değil bebeğin kafası kanala girmiyor, girmeyecek dedi ve sezaryen için gün verdi.
Epidural sezaryenle doğum yaptım. Oğlumla ana rahmine düştükten 9 ay 20 gün sonra tanıştım.
Ben Rüzgarı kucağıma verdikleri anı ilk buluşmadan saymıyorum bilesiniz. Bence biz ağzını açıp memeye saldırdığı anda buluştuk. Birbirimize ilk merhabayı o zaman dedik. Benim Allahın varlığına bir kez daha inandığım andır o an. Daha iki saniye önce karnımdan çıkan bebeğimin nasıl bir mekanizmayla emmeyi, memeyi, sütü, yutkunmayı bildiğine şaşırıp kalmamdır. Emzirmek konusunda pes etmemeye ant içtiğim zamandır.
9 aydır emiyor Rüzgar. Yakında bırakmayı düşünüyorum ama düşünmesi bile kötü. Çünkü emzirmek yoga, meditasyon, çakra açma, enerji yenileme gibi işlerin nirvanasıdır bence.
Benim için 30 yıl taşıdığım, ergenlikte şişirdiğim memelerimin anlam, şekil, şemal, ehemmiyet değiştirmesidir emzirmek.
Anne olana kadar seksle ilişkilendirdiğin memelerinin birden bir canlıya hayat veren kutsala dönüşmesidir.
İneklerle empati kurmaktır. Her türlü bayat inek esprisine tahammül etmeye çalışmaktır.
6 ay boyunca su bile içmeden yalnızca senin göğüslerinden akan sıvı ile doymasına her gün tekrar tekrar şaşırmaktır. Sütün artısın diye 40 takla atmaktır. Nefret etsen bile süt yapıyor diye dereotu, tahin helvası, ceviz, üzüm yemek, günde altı litre su içip damacana gibi dolaşmaktır.
Bana göre hamilelikte aldığın kiloların jet hızıyla gitmesidir emzirmek. Hatta eksiye düşmektir. Profiterol, fırın sütlaç ve dondurmayı üst üste yeme özgürlüğüdür.
Çalışan bir anne için emzirmek biberonu delicesine kıskanırken, muhtaç olduğun için kulu kölesi olmaktır.
Emzirmek ne kadar içtiğini görebilmek için yavrunun ağzının içine kameralı bir tartı takmayı istemektir.
Cubic centimeter (cc), mililitre gibi hacim birimlerinin sorgu malzemesi olduğunu öğrenmektir. Çünkü işten evi her aradığında sorduğun soru fikstir: Sağdığım sütün kaç ccsini içti?
Alttan üstten fark etmez, emdikten sonra her çıkardığı gazla sana oh dedirten bir seanstır emzirmek.
Uykularının gecede belki sekiz, belki seksen kez bölünmesidir. Bazen yirmi dakikada bir, iyi günündeysen iki saatte bir uyanıp meme istemesidir. İnsanın kadeh kadeh içkiler olmadan da sarhoş olabileceğinin idrakıdır bu durum.
Emzirmek süt sağma pompası denilen aletin çocuğundan sonra en yakının olmasıdır. Çocuğunu ne kadar seviyorsan o iğrenç sesli aletten o kadar nefret edersin? Ama eğer benim gibi işe hiç ara vermeyen bir anneysen o işi de eğlenceli hale getirmeyi bilirsin.
Ne mi yapıyorum? Bir kere utanmam sıkılmam yok. Arkadaşlarımla dedikodu yaparken bile süt sağıyorum. Memeleri halka açtım, rahat takılıyorum.
Kaçırdığım (her zaman kaçırıyorum aslında) dizileri internet üzerinden izliyorum. Behlül Bihteri tekrar öperken de süt sağıyorum, Ezel Ali Abisine aslında kim olduğunu açıklarken de.
Kısacası emziriyorum ve Rüzgarın çıkardığı her yutkunma sesinden sonra şükrediyorum.
Diğer taraftan yaz geldi zorlanıyorum. İkitelli-Nişantaşı neyse de Bodrum-İstanbul hattında gidip gelirken emzirmeye devam edemeyeceğimi biliyorum.
Bir yaşından sonra çocuk da anne de emzirme bağımlısı olur diyorlar, tırsıyorum. Bu aralar konudan uzaklaşmayı deniyorum. Bakalım becerebilecek miyim?
Günaydın kızlar. Neden bilmiyorum ama acaip uykum var. Yarına kadar uyuyabilirim sanırım.
öle canım çok zor seninde ailen başka şehirdemi..saol inşallah ii olur yavrum..günaydıııııııın
fatoşcum gözün aydın canımm
valla çok zor gurbetlik
bnde gidecektim iptal oldu
nası özledim bi bilsen arasda iyi olur inş.
elifcim kolay gelsin
kalabalıkmış baya
zeynep allah yatdım etsin
ev taşımak zor iş vallla
ipemize dikkat et..
sibelcim insan hiç kıyamıyo evet ya...
bide anneannemiz görse şu hallerinii
içim gidio
canım günaydıngünaydın kızlarr
canımya tekrar geçmiş olsun...yaptıkları gerçekten ayıp yabanada bugün bebek görmeye misafirler gelecekti.
griptim zaten dün iyice kötü oldum mecburen antibiyotiğe başladım yağızda arada öksürüp hapşuruyor.ıhlamur içirdim csnım oğlumada yanında maskeyle geziyorum.hasta halimle kalktım evi temizledim yemek yaptım akşam arıyorlar c.tesi düğünümüz var pazar gelicez diye.
ya insan bunu önceden arayıp haber vermezmi ben hasta hasta kalktım o kadar iş yaptım yatar dinlenirdim bugüne daha iyi olur hazırlığımı yapardım. bu insanları anlamak çok zor.
bilerek eziyet ediyorlar sanırımlmaz:
öle deme canım sonra hem alışması zor olur yatağına benim kardeşim 2 yaşında hala yanında yatıyo ki havale geçirdi sıksık ateşleniyo diye yanında yatırmaya başlamıştı korkudan şimdide ayıramıyo yatmıuyo çocuk yerine bende senin gibi atrıyomuşum gibi hissediyodum ama yanımda yatar uyku haline olur ne olmaz diye hep beşiğine yatırdım...şimdi o da bende alıştım sen de alışırısn tatlım...iyi yapmışın ben nazara çok inanıyorum...pınarcım valla iyi alıştık birbirimize doğduğundan beri yanımda beşiğine falan
yatırdım mı sanki onu atmışım gibi hissediyorum alıyorum gene yanıma :asigim:
kızarıklıkta geçti çok şükür bişeycik kalmadı yüüznde
ama nazar oldu kuzum ya dün face den de tüm resimlerini kaldırdım
yıldızı çok düşükmüş çok etkileniyo :ecrin_bebek:
inş. sizle buluştuğumuz zaman da yapmaz böyle yabani olmuş cimcimem
Sibel Arnanın bir yazısı. Emziren anneler için
Emzirmek dediğin nedir kardeş?
9 ay önce anne oldum ben. Sizlere annelik ile ilgili yazı yazmak için ikinci bir hamilelik dönemi geçirdim yani. Artık hazırım. Bugüne kadar moda yazarı olarak bildiğiniz ya da bilmediğiniz kadının annelik sayıklamalarını okuyacaksınız bundan böyle. İşte başlıyorum.
Hamile kaldığım ilk günden beri normal doğum yapmayı istedim. Öteki türlüsünü “doğurmak” saymadım içten içe. Sezaryenin kesiğinden korktum. Karnıyarık olmayacağım diye tutturdum. Ama Ajda’nın şarkısında benim gibilere dediği gibi “Hayatta her şey senin istediğin gibi olmuyor, bu yüzden nice aşklar mutlu sonla bitmiyor”...
Tam 42 hafta bekledim. Koca göbeğimle Ağustos sıcağında yanıp kavrulmama rağmen inat ettim. 41. haftanın sonunda gün aşırı doktora gidip yarım saat bebeğimin kalp atışlarını dinledim. Sancılanmak için bildiğim bütün duaları defalarca ettim. Her gün 40 kere “Ben hazırım, senin gelmeni bekliyorum oğlum” dedim. 42. haftanın sonunda doktorum Murat Çarak, anatomin müsait değil bebeğin kafası kanala girmiyor, girmeyecek dedi ve sezaryen için gün verdi.
Epidural sezaryenle doğum yaptım. Oğlumla ana rahmine düştükten 9 ay 20 gün sonra tanıştım.
Ben Rüzgar’ı kucağıma verdikleri anı ilk buluşmadan saymıyorum bilesiniz. Bence biz ağzını açıp memeye saldırdığı anda buluştuk. Birbirimize ilk merhabayı o zaman dedik. Benim Allah’ın varlığına bir kez daha inandığım andır o an. Daha iki saniye önce karnımdan çıkan bebeğimin nasıl bir mekanizmayla emmeyi, memeyi, sütü, yutkunmayı bildiğine şaşırıp kalmamdır. Emzirmek konusunda pes etmemeye ant içtiğim zamandır.
9 aydır emiyor Rüzgar. Yakında bırakmayı düşünüyorum ama düşünmesi bile kötü. Çünkü emzirmek yoga, meditasyon, çakra açma, enerji yenileme gibi işlerin nirvanasıdır bence.
Benim için 30 yıl taşıdığım, ergenlikte şişirdiğim memelerimin anlam, şekil, şemal, ehemmiyet değiştirmesidir emzirmek.
Anne olana kadar seksle ilişkilendirdiğin memelerinin birden bir canlıya hayat veren kutsala dönüşmesidir.
İneklerle empati kurmaktır. Her türlü bayat inek esprisine tahammül etmeye çalışmaktır.
6 ay boyunca su bile içmeden yalnızca senin göğüslerinden akan sıvı ile doymasına her gün tekrar tekrar şaşırmaktır. Sütün artısın diye 40 takla atmaktır. Nefret etsen bile süt yapıyor diye dereotu, tahin helvası, ceviz, üzüm yemek, günde altı litre su içip damacana gibi dolaşmaktır.
Bana göre hamilelikte aldığın kiloların jet hızıyla gitmesidir emzirmek. Hatta eksiye düşmektir. Profiterol, fırın sütlaç ve dondurmayı üst üste yeme özgürlüğüdür.
Çalışan bir anne için emzirmek biberonu delicesine kıskanırken, muhtaç olduğun için kulu kölesi olmaktır.
Emzirmek ne kadar içtiğini görebilmek için yavrunun ağzının içine kameralı bir tartı takmayı istemektir.
Cubic centimeter (cc), mililitre gibi hacim birimlerinin sorgu malzemesi olduğunu öğrenmektir. Çünkü işten evi her aradığında sorduğun soru fikstir: “Sağdığım sütün kaç cc’sini içti?”
Alttan üstten fark etmez, emdikten sonra her çıkardığı gazla sana oh dedirten bir seanstır emzirmek.
Uykularının gecede belki sekiz, belki seksen kez bölünmesidir. Bazen yirmi dakikada bir, iyi günündeysen iki saatte bir uyanıp meme istemesidir. İnsanın kadeh kadeh içkiler olmadan da sarhoş olabileceğinin idrakıdır bu durum.
Emzirmek süt sağma pompası denilen aletin çocuğundan sonra en yakının olmasıdır. Çocuğunu ne kadar seviyorsan o iğrenç sesli aletten o kadar nefret edersin? Ama eğer benim gibi işe hiç ara vermeyen bir anneysen o işi de eğlenceli hale getirmeyi bilirsin.
Ne mi yapıyorum? Bir kere utanmam sıkılmam yok. Arkadaşlarımla dedikodu yaparken bile süt sağıyorum. Memeleri halka açtım, rahat takılıyorum.
Kaçırdığım (her zaman kaçırıyorum aslında) dizileri internet üzerinden izliyorum. Behlül Bihter’i tekrar öperken de süt sağıyorum, Ezel Ali Abisi’ne aslında kim olduğunu açıklarken de.
Kısacası emziriyorum ve Rüzgar’ın çıkardığı her yutkunma sesinden sonra şükrediyorum.
Diğer taraftan yaz geldi zorlanıyorum. İkitelli-Nişantaşı neyse de Bodrum-İstanbul hattında gidip gelirken emzirmeye devam edemeyeceğimi biliyorum.
Bir yaşından sonra çocuk da anne de emzirme bağımlısı olur diyorlar, tırsıyorum. Bu aralar konudan uzaklaşmayı deniyorum. Bakalım becerebilecek miyim?
Günaydın kızlar. Neden bilmiyorum ama acaip uykum var. Yarına kadar uyuyabilirim sanırım.
bu hafta sonu hedıyenı alacam canım ıstedıgım bır sey varsa onu alayım
Canım teşekkür ederim. İstediğim özel bişey yok. Maksat paylaşım olsun güzellik olsun değil mi? Ben çıktım bi ara ama Eflal durmadı geri geldim eve. Çok korktu mağaza ışıklarından. Nasıl ağladı. Dışarı çıkıyorum susuyor içeri giriyorum ağlıyor. Almam gereken bir sürü şey vardı ama eve geri dönmek durumunda kaldım. Hastahaneye girince de ağlıyor anlamadım gitti. Hele doktorun odasına girince çığlık çığlığa.. Psikolojik belli ama ne anlamadım. Doktor ona iğne miğne aşı falan da yapmadı ki onu hatırlıyor diyeyimm:uhm:
dr u haıtrlaması oradan korkması için henüz erken değilmi :uhm:
Son iki gittiğimizde de aynısını yaptı.ıçeri girdik, dudağını büzdü büzdü ve çığlık çığlığa ağlamaya başladı.
Son iki gittiğimizde de aynısını yaptı.İçeri girdik, dudağını büzdü büzdü ve çığlık çığlığa ağlamaya başladı.
bizde gittik ama ozaman pek bi küçüktü benim kız alıştı sessiz ortama çok gürültülü yerde durmak istemiyo bunu anladımYağız alışveriş merkezlerine bayılıyor.gıkı çıkmıyo etrafa bakınıyo renkler sesler hoşuna gidiyo.
ama geçen hafta güne gitmiştik orada uyuyamadı çok kalabalıktı ve kucaktan kucağa gezdi diye hiç hoşuna gitmedi ağladı durdu.
sanırım ev ortamına sessizliğe alıştı başka yerdeki patırtı ve kucağa alıp mıncıklanmak hoşuna gitmiyor eee ne de olsa delikanlı gamyoncuiremsu
sağol canım ilaçla ayakta duruyorum inanki.misafirlere sinir oldum sorma hiç pazar günü geldiklerinde benden çekecekleri var.
gerçi tanımıyorumda kayınvalidemin akrabaları ama ilk izlenimleri benim açımdan pek de iyi olmadı.
aynen bunu bi arkadaşımdan daha duydm oda ne zaman resim koysa kızı çok huysuzlanıyomuş bende kaldırdım ohh rahat etim vallahaklısın fatmacım bende taa ne zamandır kaldırdım bizde eşimle dikkat ettik ne zaman koysak bi huzursuzluk bi ağlama. hepsini kaldırmıştım bende. tamam güzel bişey paylaşmak ama bebeklere ann babasının bile nazarı değdiğine göre ötesini düşün. tamam kem gözle bakılmıyor olabilir ama daha çok masumlar insanların içi kaynıyor bakarken.
iyi yapmışsın kaldırmakla. biz aynılarını geçenlerde yaşamıştık...
süper bi yazı yazıymış insanın kendini bulması okurken her satırında çok güzel sağol canımSibel Arnanın bir yazısı. Emziren anneler için
Emzirmek dediğin nedir kardeş?
9 ay önce anne oldum ben. Sizlere annelik ile ilgili yazı yazmak için ikinci bir hamilelik dönemi geçirdim yani. Artık hazırım. Bugüne kadar moda yazarı olarak bildiğiniz ya da bilmediğiniz kadının annelik sayıklamalarını okuyacaksınız bundan böyle. İşte başlıyorum.
Hamile kaldığım ilk günden beri normal doğum yapmayı istedim. Öteki türlüsünü doğurmak saymadım içten içe. Sezaryenin kesiğinden korktum. Karnıyarık olmayacağım diye tutturdum. Ama Ajdanın şarkısında benim gibilere dediği gibi Hayatta her şey senin istediğin gibi olmuyor, bu yüzden nice aşklar mutlu sonla bitmiyor...
Tam 42 hafta bekledim. Koca göbeğimle Ağustos sıcağında yanıp kavrulmama rağmen inat ettim. 41. haftanın sonunda gün aşırı doktora gidip yarım saat bebeğimin kalp atışlarını dinledim. Sancılanmak için bildiğim bütün duaları defalarca ettim. Her gün 40 kere Ben hazırım, senin gelmeni bekliyorum oğlum dedim. 42. haftanın sonunda doktorum Murat Çarak, anatomin müsait değil bebeğin kafası kanala girmiyor, girmeyecek dedi ve sezaryen için gün verdi.
Epidural sezaryenle doğum yaptım. Oğlumla ana rahmine düştükten 9 ay 20 gün sonra tanıştım.
Ben Rüzgarı kucağıma verdikleri anı ilk buluşmadan saymıyorum bilesiniz. Bence biz ağzını açıp memeye saldırdığı anda buluştuk. Birbirimize ilk merhabayı o zaman dedik. Benim Allahın varlığına bir kez daha inandığım andır o an. Daha iki saniye önce karnımdan çıkan bebeğimin nasıl bir mekanizmayla emmeyi, memeyi, sütü, yutkunmayı bildiğine şaşırıp kalmamdır. Emzirmek konusunda pes etmemeye ant içtiğim zamandır.
9 aydır emiyor Rüzgar. Yakında bırakmayı düşünüyorum ama düşünmesi bile kötü. Çünkü emzirmek yoga, meditasyon, çakra açma, enerji yenileme gibi işlerin nirvanasıdır bence.
Benim için 30 yıl taşıdığım, ergenlikte şişirdiğim memelerimin anlam, şekil, şemal, ehemmiyet değiştirmesidir emzirmek.
Anne olana kadar seksle ilişkilendirdiğin memelerinin birden bir canlıya hayat veren kutsala dönüşmesidir.
İneklerle empati kurmaktır. Her türlü bayat inek esprisine tahammül etmeye çalışmaktır.
6 ay boyunca su bile içmeden yalnızca senin göğüslerinden akan sıvı ile doymasına her gün tekrar tekrar şaşırmaktır. Sütün artısın diye 40 takla atmaktır. Nefret etsen bile süt yapıyor diye dereotu, tahin helvası, ceviz, üzüm yemek, günde altı litre su içip damacana gibi dolaşmaktır.
Bana göre hamilelikte aldığın kiloların jet hızıyla gitmesidir emzirmek. Hatta eksiye düşmektir. Profiterol, fırın sütlaç ve dondurmayı üst üste yeme özgürlüğüdür.
Çalışan bir anne için emzirmek biberonu delicesine kıskanırken, muhtaç olduğun için kulu kölesi olmaktır.
Emzirmek ne kadar içtiğini görebilmek için yavrunun ağzının içine kameralı bir tartı takmayı istemektir.
Cubic centimeter (cc), mililitre gibi hacim birimlerinin sorgu malzemesi olduğunu öğrenmektir. Çünkü işten evi her aradığında sorduğun soru fikstir: Sağdığım sütün kaç ccsini içti?
Alttan üstten fark etmez, emdikten sonra her çıkardığı gazla sana oh dedirten bir seanstır emzirmek.
Uykularının gecede belki sekiz, belki seksen kez bölünmesidir. Bazen yirmi dakikada bir, iyi günündeysen iki saatte bir uyanıp meme istemesidir. İnsanın kadeh kadeh içkiler olmadan da sarhoş olabileceğinin idrakıdır bu durum.
Emzirmek süt sağma pompası denilen aletin çocuğundan sonra en yakının olmasıdır. Çocuğunu ne kadar seviyorsan o iğrenç sesli aletten o kadar nefret edersin? Ama eğer benim gibi işe hiç ara vermeyen bir anneysen o işi de eğlenceli hale getirmeyi bilirsin.
Ne mi yapıyorum? Bir kere utanmam sıkılmam yok. Arkadaşlarımla dedikodu yaparken bile süt sağıyorum. Memeleri halka açtım, rahat takılıyorum.
Kaçırdığım (her zaman kaçırıyorum aslında) dizileri internet üzerinden izliyorum. Behlül Bihteri tekrar öperken de süt sağıyorum, Ezel Ali Abisine aslında kim olduğunu açıklarken de.
Kısacası emziriyorum ve Rüzgarın çıkardığı her yutkunma sesinden sonra şükrediyorum.
Diğer taraftan yaz geldi zorlanıyorum. İkitelli-Nişantaşı neyse de Bodrum-İstanbul hattında gidip gelirken emzirmeye devam edemeyeceğimi biliyorum.
Bir yaşından sonra çocuk da anne de emzirme bağımlısı olur diyorlar, tırsıyorum. Bu aralar konudan uzaklaşmayı deniyorum. Bakalım becerebilecek miyim?
öle deme canım sonra hem alışması zor olur yatağına benim kardeşim 2 yaşında hala yanında yatıyo ki havale geçirdi sıksık ateşleniyo diye yanında yatırmaya başlamıştı korkudan şimdide ayıramıyo yatmıuyo çocuk yerine bende senin gibi atrıyomuşum gibi hissediyodum ama yanımda yatar uyku haline olur ne olmaz diye hep beşiğine yatırdım...şimdi o da bende alıştım sen de alışırısn tatlım...iyi yapmışın ben nazara çok inanıyorum...
ya canım zaten yatıcakları ne kadar ki bugünlerin tadını çıkarıyorum
zaten onu izlemekten zor uyuyorum
babayıda attık yataktan 1aydır ayrıldık sempatiksalakcinni
kızımla koyun koyuna yatıyorum
.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?