2011 gelin adayları buyrun sohbete

kızlar dün konu takma kirpikten açıldı pandomincim yaptırmışsın güzel oldu mu gerçekten ben buralarda hiç yaptıran görmedim ya nasıl olacak alıp kuaföre taktırsak olur mu acaba
 

bilmemmi yassı kadayıfı..cokacimcoook

kaydirigubbakcemile3kaydirigubbakcemile3
günaydııııııııııııııııın :ecrin_bebek:

günaydın h.geldin fatma
günaydın kızlar akşam bende tatlı olarak şekerpare yedim :))

günaydın canım a.olsun
 
kızlar dün konu takma kirpikten açıldı pandomincim yaptırmışsın güzel oldu mu gerçekten ben buralarda hiç yaptıran görmedim ya nasıl olacak alıp kuaföre taktırsak olur mu acaba

Canım ben yaptırdım evet.
benim aklımda yoktu önceden gidip kuaförümle konuşmuştum.
nasıl bi makyaj yapıcaz ne renkler falan filan diye.
işte kadında dediki takma kirpik kullanalım doğal duruyo dedi.
benim kirpiklerimin uçları daha açık gibi ve uzun değiller.
tamam dedim.
bana taktığı tek tek olanlardan.
gerçektende çok doğal duruyodu ve çok güzel olmuştu.
iyiki taktırmışım diyorum.
kuaförlerde takma kirpik vardır canım senin almana gerek yok.
ama yinede önceden konuşursun kuaförünle.
bide önceden takmış bu işi anlayan biri olsun.
sonra kirpiklerin düşmesin yada yapay durmasın.
 
Evliler iyi okusun,Bekarlar ders alsın.CAN DÜNDAR

Evlilik , inanmadığım halde içerisinde 17seneyi bitirdiğim bir kurum benim
için..... 17 senede (abartmıyorum) 40 çift arkadaşımın son verdiği kurum ayni
zamanda da...
Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belki de kuruma inanmamaktan
geçiyor.
Evliliği toplumun dayattığı şekilde yasamamaktan...
Nedir bu dayatmalar?
Erkeğin muhakkak kadından yasça büyük olması , eğitim seviyesinin erkeğin
lehine yada en azından eşit olması bunların sadece ikisi...
Olmaz,yürümez diyor toplum...
Erkek yaşça büyük olmalı ki, kadına 'höt' dediğinde oturmalı kadın...
Ya da yumuşatıyorlar;
Efendim kadın erkekten önce çöktüğ ü için (hani doğum felan) küçük olmalıymış
yaşı...
Eğitimde de böyle..
Kadının çok okumuşu bilmiş olurmuş,evde kalmakmış layıkı ....
EŞiM BENDEN 2 YAŞ BÜYÜK; ne 'höt' dememe gerek kaldı 17 senede, ne de
benden önce çöktü...
Yıllar içinde ben yaşlandıkça o gençleşti,
-'Ooo Can bey kapmışsınız çıtırı 'esprilerine muhatap dahi oldum.
EŞiM 3 ÜNiVERSiTE BiTiRDi; ben bi taneyi 9 senede bitirdim..
Ne o bana bilmişlik tasladı , ne ben ona ezik baktım...

Kulağa gelen müzik tekse de, onu oluşturan notalar farklıdır der
Halil Cibran...

Bunu unutmadık biz.
Ben konuşurken o dinledi,ben dinlerken o konuştu 17 sene. O öfkeliyken
ben, ben öfkeliyken o 'haklısın bitanem...'dedik,
Öfke bitip fırtına durulduğunda 'ama bi de böyle düşün' de dedik fikrimizi
savunurken.
Farklı insanlar olarak görmedik birbirimizi, aynı amaç için savaşan
neferlerdik bu hayatta...
Asla bilmedik ne kadar para kazandığımızı, ortak cüzdanımızdan gerektiği
kadar aldık..
Ne kadar çalarsa çalsın masanın üstünde telefon, kim bu saatte arayan karşı
cins diye sorgulamadık da ama...
Sevginin en büyük dostuydu bizim için 'güven'... Ve güvenin ardına
saklanmış bir 'saygı' vardı daima...
Ne kavgalar, ne badireler atlattık 17 senede...
Eee ülkeler neler gördü, biz çekirdek aile mi sütliman yaşayacaktık...
Bir gün öyle bir girdik ki birbirimiz e, ben ilk kez odamın
dışında yattım bi gece, misafir odasında...

Gece yarısı kapı açıldı eşim;
-Ne yapıyorsun burda?' diye sordu kapının eşiğinden, 'uyuyorum' dedim buz gibi bi sesle...
Gitti, gelmesi 1 dakikasını almıştı elinde yastıkla... 'kay yana' dedi
daracık yatakta. 'ne yapıyorsun?'dediğimde 'benim yerim senin yanın, sen
gelmezsen ben gelirim' dedi...
Anladım ki o gece, en uzun kavgamız yat saatine kadar sürecek...
Ve bence doğrusu da bu...Özen gösterdik o günden sonra, evin her yerinde
kavga ettik, yatak odamız hariç..
Kırsak da zaman zaman kalplerimizi, asla kin tutmadık birbirimize...
Toplum kurallarıyla oynasaydık bu oyunu belki de 41 inci
çift olacaktık o listede...
Ama oyunun kurallarını biz koyduk... Nede olsa bizim
oyunumuzdu, oynanan...
Evlilik; hesapsız içine dalınması gereken bi oyun bence...
Topluma kulaklarını tıkayarak hem de... Ne benim, ne de
bizim sözlerimizle...
Sadece gönlünüzden geçtiğince ...Dediği gibi Ataol Behramoğlu'nun ;

'...Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mi büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün
Evrene karışırcasına.Çünkü ömür dediğimiz şey,
hayata sunulmuş bir armağandır.Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana...
 

Çok güzelmiş :lepi:
inşallah hepimiz böle olabiliriz.
 
EVLİLİK- 2

Pırıl pırıl ütülü giysili, misler gibi parfüm kokulu, saçları
taralı, dişleri fırçalanmış adamı / kadını sevmek kolaydır. Aslında
aşk, aynı insanı, sabahın körü uykudan uyandırdığındaki en sinirli hali
ile de kabul edebilmek, aynı tuvaleti bir dakika arayla
kullanabilmek, diz yapmış pijamalarla kanepede yastıklara sarılıp sızmışken
bile şefkatle okşayabilmektir. Buna katlanamayanlar zaten âşık değillerdir.
Bu durumda evlilik hoşlandığın insana karşı olan duygularını
öldürüyor diyebiliriz. Zira âşıksan, aynı havayı solumak bile zevk
verir. Hep beraber olmak istersin. Banyodan gelen su sesi bile onun evde
olduğunun işaretidir ve huzur verir. Ütülediğin gömleğin ona ne kadar
çok yakışacağını düşünürsün. Pişirdiğin yemeği ne çok seveceğini
hayal edersin. Bin tane ayakkabısı varken bin birinciye sahip
olmaktan mutlu olacak diye, istediğin gömleği satın almaktan
vazgeçersin.
Zamanla almaktan çok, bir şeyler vermekten mutluluk duyduğunu

keşfedersin. Eğer kadın evlilikte ikinize yemek pişirecek,
dolabı düzenleyip ütüyü yapacak bir anne olacak görülüyorsa, o
kadının saçlarının hiç yağlanmadığı ve adamın geceleri terlemediği
düşünülüyorsa, asla kavga edilmeyecek ve lavabo tamir
edilirken dahi gülüşüp öpüşülecek zannediliyorsa zaten beklenti bir
evlilik değil, bir amerikan filmini yaşamaktır. Bu hayallerle yola
çıkıldığında, damat ilk gece gelinin saçlarından onbin firkete

sökmeye çalıştığında, gelin ise damat firketeleri çıkaramayıp

"s....m böyle kuaförü" diye söylendiğinde zaten evlilik sandıkları şey
çatırdamaya başlayacaktır. Evlilik; sadece aşk değildir.

Evlilik; ev arkadaşlığı, kankalık, sırdaşlık, ortak hesaba sahip mudilik,
ayrı kökenlerin birleşmesi, başı hatırlanmayan bir akrabalık
ilişkisidir. Aşk bu ilişkide tutkuyu sağlar ama zaten tek başına ayakta
tutamaz.
Âşıksanız ateşli sevişmeler yaşarsınız ama kış akşamları evde

konyak içip geyik yapamayabilirsiniz. Hala canınız sıkıldığında onu
değil de annenizi arıyorsanız, yalan olmuştur o evlilik.
Aşk evlilikte gider gelir. Halıya kola döktüğünde aşk biter,
ama o, halıyı temizleyebilirse gene aşık olunur. O aradaki sinir
evresini aşabilenler ellinci yıla kadeh kaldıranlardır. Tahammül
edemeyenler ise ikinci evlilikten sonra artık evliliğin yalan

olduğuna inanacaklardır.
Zafer, direnenlerin olur.

CAN DÜNDAR


bu yazıda kendimizi gördüm yaa aynen böle yaa
 


çok güzel bi hikaye daha önce de okumuştum
kavgayı yatak odasına taşımamanın doğruluğuna bende kesinlikle inanıyorum
ne olursa olsun kavgalar yatak odasının dışında kalmalı
bakalım becerebilecekmiyiz eyvahedigeldismile
 

çok güzel yaaa.... :asigim:
 
ordaki firkete mevzusu bizde de olmuştu adam bi takmış ki bin tane var belkide :) hiç off bile demedi ben saydım daha kuaföre o bişş dememişti
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…