- Konu Sahibi papatya3459
-
- #23.501
meltemmmmm canım çok çok teşekkür ederim çok güzel bir yazı süperrrrr nagiş canım benim doğum günün kutlu olsun sağlıkla sıhatle sevdiklerinle nice güzel senelere inş.
ne demek canım hosuma gıden yazıları paylasıyorum ıste :)meltemmmmm canım çok çok teşekkür ederim çok güzel bir yazı süperrrrr nagiş canım benim doğum günün kutlu olsun sağlıkla sıhatle sevdiklerinle nice güzel senelere inş.
daha nice mutlu yıllara sevdiklerin ailenle canımmgünaydın kızlarr2 gündür nasıl yoruldummm günüm vardı dün akşam,bir gün önceden annem geldi alışveriş yaptık, dünde bir temizlik yaptık ki doğuma kadar bir daha derin temizlik yapmayız heralde ama çoookkk yorumdum börek poğaça derken akşam yatağa attım kendimi...ama neyse sonuçta bayaa para toplandı onlarda bebişimin alışveriş parası olacak :))) veee bugünde doğum günüm kızçem le beraber başbaşa geçiriyorum,akşamada kocişim gelir ailecek kutlarız..bakalım güzel bir hediye gelecekmiii :))
cook güzell olmuşş elllrine sağlık becerikli hatunkızçeler bakın neler yaptık kızımla :) Eki Görüntüle 548703 Eki Görüntüle 548704 Eki Görüntüle 548705
bende daha çok mide ağrısı oluyo canımm..ilaç kullanmak zorunda kalıyorumm..ve çok fazla baharatlı yememeye, sık sık az az yemeğe dikkat ediyorumm..cok iğrenç bir durum midemi bulandırıyo iştahımı kapatıyo bu ekşime ve acı su.sizlerdede oluyor mu?bu durumda gayet az kilo almısım demekki:).gerci doktorum kiloma takılmıyo sadece bebegn gelişimine bakıo okadar
doğum gününüz kutlu olsun..sevdiklerinizle birlikte nice mutlu yıllaraaa..günaydın kızlarr2 gündür nasıl yoruldummm günüm vardı dün akşam,bir gün önceden annem geldi alışveriş yaptık, dünde bir temizlik yaptık ki doğuma kadar bir daha derin temizlik yapmayız heralde ama çoookkk yorumdum börek poğaça derken akşam yatağa attım kendimi...ama neyse sonuçta bayaa para toplandı onlarda bebişimin alışveriş parası olacak :))) veee bugünde doğum günüm kızçem le beraber başbaşa geçiriyorum,akşamada kocişim gelir ailecek kutlarız..bakalım güzel bir hediye gelecekmiii :))
kızlar dogum ucretlerını konustunuzmu fıyatlar bellı mı?
bu arada ocak ayında dogum yaoacagımız ıcın yada subatta zamlı tarıfeden odeme yapacagız malesef
[h=2]Devlet Hastanesinden Doğum Hikayesi II[/h]Bugün yine ilginç bir doğuma şahit oldum.
Dün gece eve İstanbul seyahatimden eve geç dönmüştüm. Kanal 1 ve TV8 canlı yayınlar için Laurence ve ailesi ile birlikte beni de İstanbul'a davet etmişlerdi. Yayınlar doğal doğum felsefemizi anlatmak için bir fırsat oldu. Gösterdikleri o güzel ilgi ve misafirperverlikten ötürü kendilerine teşekkür ediyorum.
Her şey güzel olmasına rağmen gerek yolculuk gerekse yayın heyecanları bizi yordu.24 günlük bebeğimiz Selim bu koşturmacaya doğrusu çok iyi ayak uydurdu. Yayından problem çıkmaması için tüm alt değiştirme ve emzirme programlarını Laurence çok iyi başardı.
Şöyle 8 saatlik bir uyku hayaliyle yattım ancak gece 03:00'den itibaren telefonlarım susmadı, 2 kere de hastaneye gitmek zorunda kaldım. Cumartesi olmasına ve uykusuz bir geceye rağmen gündüz de hareketliydi. Bir sezaryen, bir düşük derken akşamı bulduk.
Akşam 20:00, eve gelmişim, yemeğin ardından uyumayı planlarken acı acı çalan hastane telefonu kimbilir neler söyleyecekti. Arayan ebe hanımdı. Az önce bana danıştığı ve serum taktığımız gebede bebek kalp atışlarının çok düştüğünü söyleyince, derhal sezaryene hazırlamalarını söyledim. Yorgundum ve açtım. Açıkçası bu saatte sezaryen duymak isteyeceğim en son kelimeydi. İstemeye istemeye hastaneye gittim.
Tüm ekip toplanmıştı ama nedense Seher Ebe'nin yüzü gülüyordu. Bebeğin kalp atışları düzelmiş, ayrıca gebe de doğurmak üzereydi. Yaptığım muayene ebe hanımı doğruluyordu, risk azalmıştı ve gebe doğurabilirdi. Ona az sonra doğum yapacağını, ıkınma dönemini ister yatakta, ister ayakta, isterse de doğum masasında geçirebileceğini söyledim.
Filiz 21 yaşındaydı, Denizli'den yeni gelmişti ve ilk doğumunu yapacaktı. Biraz sonra baktım ki ayağa kalkmış ve bedeninin yönlendirmelerini izleyerek çok güzel ıkınıyor. Yüzünde güleç bir ifade vardı ve ebe hanım doğumun başından beri böyle olduğunu söyledi. Az sonra eşini de aldım odaya ve birlikte ıkınmaya başladılar. Her şey çok güzel gidiyordu. Heyecanlı değildiler ve sanki ne yaptıklarını biliyorlardı. Merak edip gebeye daha önce hastanedeki hamile eğitimine katılıp katılmadığını sordum. Katılmamıştı.
"Çok güzel ıkınıyorsun, aferin Filiz" deyince bana verdiği cevap her şeyi açıklıyordu;
"Ben çok inek doğurttum doktor bey, oradan biliyorum. Köyde inekleri en iyi ben doğurturdum. Ve onlar hiç bağırmazdı."
Bu kadar mı doğal bir cevap olur ? Doğumlarla haşır neşir büyüyen Filiz doğumlardan da korkmuyordu. Doğum onun için doğal bir olaydı.
"Peki" dedim, "Ne hissediyorsun Filiz? Acıdığını söylüyorlar. Ne hissediyorsun her kasılmada ? Acı mı? Baskı mı?"
"Acı kesinlikle yok." dedi, "Ama baskıyı hissediyorum, bazen az bazen de çok."
Bu ve benzeri cevapları bazı gebelerimizden alıyorum. Onlara baktığımda çok rahat ve sakin doğum yaptıklarını izliyorum. Doğumun bütün aşamalarında kendilerine ve bedenlerine olan güveni yüzlerinden okunuyor. Ve bunlar eğitim almayan, doğal davranışları ile bunu başaran gebeler.
Uzun bir süre bu gebelerde, diğer bağıran gebelerle kıyaslandığında neyin fazla olduğunu araştırdım. Bu gebelerde onların kasılmalarını rahat atlatmalarını sağlayan, diğerlerinde olmayan fazladan bir şey olmalıydı. Daha mı güçlüler ?
Ancak daha sonra onlarda bir fazlalığın olmadığını, tam tersine bir eksikliğin olduğunu keşfetmem uzun sürmedi.
Onlarda eksik olan "KORKU"ydu. Doğumdan korkmuyorlardı ve bu sayede Filiz'de olduğu gibi doğumları rahat geçiyordu.
Filiz'e ne mi oldu?
Doğum sırasında "Hadi çeksenize"dedi.Ben de ona "Çekmek doğru değil, siz ineklere böyle mi yapıyorsunuz?" deyince, bizim doğum sırasındaki -inek nasıl doğurtulur- dersimiz başladı.
Hocamız Filiz'di." Tabii, biz çekiyoruz. Önce ön ayakları gelir, tutar koltuk altına doğru çekersin."
"Peki, başı takılmaz mı Filiz?"
"Hayır, doğru çekersen takılmaz, ama yanlış çekersen takılır ve buzağı ölür."
"Biz de zorunlu olmadıkça çekilmez Filiz.Hadi bakalım son defa güçlü bir ıkınma ile bebeğini bize kavuştur."
Ve biraz sonra sakin ıkınmalarla bebeğini dünyaya getirdi. Hem de kesi yapılmadan. Hem de tamamen kendi çabalarıyla. Hem de zamana saygı duyarak. Hem de tüm varlığıyla orada bebeğine yardım ederek.
En büyük korkusu kesi yapılmasıydı. Onun sakin ve uyumlu ıkınmaları sayesinde kesi yapmaya gerek duyulmadan doğumu gerçekleştirmeyi başardık.
Ancak bebeği tarttığımızda hepimiz şaşırdık. Tam 4100 gramdı. Ne zaman dikişsiz bir doğum yaptırmaya karar versem hep bana iri bebekler denk geliyor. Ancak 4100 gr bebeğe rağmen Filiz sorunsuz bir doğum yaptı. Çünkü panik yapmadı ve bedenini izleyerek güçlü ıkınmalarla bebeğini ilerletti. Doğar doğmaz da bebeğini kollarına almanın mutluluğunu yaşadı.
İstemeye istemeye, yorgun gittiğim hastaneden, enerji dolu ve mutlu döndüm. Biz Filiz'e yardım etmenin büyüsünü yaşadık, o da bize korkusuz ve doğal bir kadının yaptığı doğumun ne kadar güzel olabileceğini bir kez daha gösterdi.Bir inek nasıl doğurtulmalu dersi de yanımıza kar kaldı.
Filiz'e bu hikayeyi sizlerle paylaşacağımı söyleyince hemen kabul etti.
Filiz'in hikayesi belki bir kişinin daha doğal doğum yolunda aklını çeler, kimbilir?
Sevgilerimle
10 Mayıs 2008
Marmaris Devlet Hastanesi
Devlet Hastanesinden Doğum Hikayesi II
Bugün yine ilginç bir doğuma şahit oldum.
Dün gece eve İstanbul seyahatimden eve geç dönmüştüm. Kanal 1 ve TV8 canlı yayınlar için Laurence ve ailesi ile birlikte beni de İstanbul'a davet etmişlerdi. Yayınlar doğal doğum felsefemizi anlatmak için bir fırsat oldu. Gösterdikleri o güzel ilgi ve misafirperverlikten ötürü kendilerine teşekkür ediyorum.
Her şey güzel olmasına rağmen gerek yolculuk gerekse yayın heyecanları bizi yordu.24 günlük bebeğimiz Selim bu koşturmacaya doğrusu çok iyi ayak uydurdu. Yayından problem çıkmaması için tüm alt değiştirme ve emzirme programlarını Laurence çok iyi başardı.
Şöyle 8 saatlik bir uyku hayaliyle yattım ancak gece 03:00'den itibaren telefonlarım susmadı, 2 kere de hastaneye gitmek zorunda kaldım. Cumartesi olmasına ve uykusuz bir geceye rağmen gündüz de hareketliydi. Bir sezaryen, bir düşük derken akşamı bulduk.
Akşam 20:00, eve gelmişim, yemeğin ardından uyumayı planlarken acı acı çalan hastane telefonu kimbilir neler söyleyecekti. Arayan ebe hanımdı. Az önce bana danıştığı ve serum taktığımız gebede bebek kalp atışlarının çok düştüğünü söyleyince, derhal sezaryene hazırlamalarını söyledim. Yorgundum ve açtım. Açıkçası bu saatte sezaryen duymak isteyeceğim en son kelimeydi. İstemeye istemeye hastaneye gittim.
Tüm ekip toplanmıştı ama nedense Seher Ebe'nin yüzü gülüyordu. Bebeğin kalp atışları düzelmiş, ayrıca gebe de doğurmak üzereydi. Yaptığım muayene ebe hanımı doğruluyordu, risk azalmıştı ve gebe doğurabilirdi. Ona az sonra doğum yapacağını, ıkınma dönemini ister yatakta, ister ayakta, isterse de doğum masasında geçirebileceğini söyledim.
Filiz 21 yaşındaydı, Denizli'den yeni gelmişti ve ilk doğumunu yapacaktı. Biraz sonra baktım ki ayağa kalkmış ve bedeninin yönlendirmelerini izleyerek çok güzel ıkınıyor. Yüzünde güleç bir ifade vardı ve ebe hanım doğumun başından beri böyle olduğunu söyledi. Az sonra eşini de aldım odaya ve birlikte ıkınmaya başladılar. Her şey çok güzel gidiyordu. Heyecanlı değildiler ve sanki ne yaptıklarını biliyorlardı. Merak edip gebeye daha önce hastanedeki hamile eğitimine katılıp katılmadığını sordum. Katılmamıştı.
"Çok güzel ıkınıyorsun, aferin Filiz" deyince bana verdiği cevap her şeyi açıklıyordu;
"Ben çok inek doğurttum doktor bey, oradan biliyorum. Köyde inekleri en iyi ben doğurturdum. Ve onlar hiç bağırmazdı."
Bu kadar mı doğal bir cevap olur ? Doğumlarla haşır neşir büyüyen Filiz doğumlardan da korkmuyordu. Doğum onun için doğal bir olaydı.
"Peki" dedim, "Ne hissediyorsun Filiz? Acıdığını söylüyorlar. Ne hissediyorsun her kasılmada ? Acı mı? Baskı mı?"
"Acı kesinlikle yok." dedi, "Ama baskıyı hissediyorum, bazen az bazen de çok."
Bu ve benzeri cevapları bazı gebelerimizden alıyorum. Onlara baktığımda çok rahat ve sakin doğum yaptıklarını izliyorum. Doğumun bütün aşamalarında kendilerine ve bedenlerine olan güveni yüzlerinden okunuyor. Ve bunlar eğitim almayan, doğal davranışları ile bunu başaran gebeler.
Uzun bir süre bu gebelerde, diğer bağıran gebelerle kıyaslandığında neyin fazla olduğunu araştırdım. Bu gebelerde onların kasılmalarını rahat atlatmalarını sağlayan, diğerlerinde olmayan fazladan bir şey olmalıydı. Daha mı güçlüler ?
Ancak daha sonra onlarda bir fazlalığın olmadığını, tam tersine bir eksikliğin olduğunu keşfetmem uzun sürmedi.
Onlarda eksik olan "KORKU"ydu. Doğumdan korkmuyorlardı ve bu sayede Filiz'de olduğu gibi doğumları rahat geçiyordu.
Filiz'e ne mi oldu?
Doğum sırasında "Hadi çeksenize"dedi.Ben de ona "Çekmek doğru değil, siz ineklere böyle mi yapıyorsunuz?" deyince, bizim doğum sırasındaki -inek nasıl doğurtulur- dersimiz başladı.
Hocamız Filiz'di." Tabii, biz çekiyoruz. Önce ön ayakları gelir, tutar koltuk altına doğru çekersin."
"Peki, başı takılmaz mı Filiz?"
"Hayır, doğru çekersen takılmaz, ama yanlış çekersen takılır ve buzağı ölür."
"Biz de zorunlu olmadıkça çekilmez Filiz.Hadi bakalım son defa güçlü bir ıkınma ile bebeğini bize kavuştur."
Ve biraz sonra sakin ıkınmalarla bebeğini dünyaya getirdi. Hem de kesi yapılmadan. Hem de tamamen kendi çabalarıyla. Hem de zamana saygı duyarak. Hem de tüm varlığıyla orada bebeğine yardım ederek.
En büyük korkusu kesi yapılmasıydı. Onun sakin ve uyumlu ıkınmaları sayesinde kesi yapmaya gerek duyulmadan doğumu gerçekleştirmeyi başardık.
Ancak bebeği tarttığımızda hepimiz şaşırdık. Tam 4100 gramdı. Ne zaman dikişsiz bir doğum yaptırmaya karar versem hep bana iri bebekler denk geliyor. Ancak 4100 gr bebeğe rağmen Filiz sorunsuz bir doğum yaptı. Çünkü panik yapmadı ve bedenini izleyerek güçlü ıkınmalarla bebeğini ilerletti. Doğar doğmaz da bebeğini kollarına almanın mutluluğunu yaşadı.
İstemeye istemeye, yorgun gittiğim hastaneden, enerji dolu ve mutlu döndüm. Biz Filiz'e yardım etmenin büyüsünü yaşadık, o da bize korkusuz ve doğal bir kadının yaptığı doğumun ne kadar güzel olabileceğini bir kez daha gösterdi.Bir inek nasıl doğurtulmalu dersi de yanımıza kar kaldı.
Filiz'e bu hikayeyi sizlerle paylaşacağımı söyleyince hemen kabul etti.
Filiz'in hikayesi belki bir kişinin daha doğal doğum yolunda aklını çeler, kimbilir?
Sevgilerimle
10 Mayıs 2008
Marmaris Devlet Hastanesi
Herkese merhaba,
Forumda gezinirken aşağıdaki konuya rastladım.Bebekte gaz sorunu olmaması için yeni doğduğunda anne sütünden önce bir iki damla nar suyu içirin diyor.Normalde hiç inanmam böyle şeylere ama hamilelik hormonlarından mıdır nedir, acaba mı diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz :)
http://www.kadinlarkulubu.com/dogum...u-olmasin-istiyorsanizdogar-dogmaz-yapin.html
selam kızlar ben geldim açlık şekerim iyi çıktı ama yüklemeden sonraki 200 çıktı pazartesi iki haftalık diyet uygulaması yapıcak doktor iki hafta sonra tekrar açlık şekerime bakıcam dedi sizce çokmu yüksek normali 180 miş ama yinede endişe ediyorum
evt canım bana da zaten pazartesi diyetisyenin yolu göründü iki haftalık diyet vericek bakalım inş iyi çıkar sonuçlargeçmiş olsun canım ama diyeti sakın ihmal etme bu arada bendede çıktı açlık 90 tokluk 167 falandı galiba yanlış hatırlamıyorsam 2. saatte 142 ydi diye hatırlıyorum diyetle devam ediyorum şuan için açlık 70-90 tokluk ise 110-140 olması gerekiyormuş öyle demişti benim doktorum dikkat et yediklerine
ne kadar tuhaf bir duygu kızımın içeride gezindiğini döndüğünü ellerimi ayaklamı anlayamıyorum ama bir yerlerinin sürtünüp dolaştığını hissediyorum Rabbim isteyen bekleyen herkese bu güzel duyguyu nasip eylesin banada bu güzel kutsal bir duyguyu yaşattığı için binlerce kez şükürler olsun
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?