- 22 Ocak 2011
- 808
- 23
- 318
hm geçti yani değil mi? gecmezse diye çok korkuyorum valla. bu ağrı yüzünden 7 yıldır beklediğim hamileliğimin tadını çıkaramıyorum. progestanı ben vajinal jel olarak kullanıyorum. ama ne alakası var ki?
-
-
Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
2014 Ocak Anneleri Paylaşım Alanı
- Konu Sahibi pufpuff
- Başlangıç Tarihi
hm geçti yani değil mi? gecmezse diye çok korkuyorum valla. bu ağrı yüzünden 7 yıldır beklediğim hamileliğimin tadını çıkaramıyorum. progestanı ben vajinal jel olarak kullanıyorum. ama ne alakası var ki?
- 29 Nisan 2013
- 252
- 9
- 296
- 21 Aralık 2012
- 10.875
- 5.412
- 448
- 37
hayırlı günler kızlar.aranıza katılabilir miyim bende
tabikiiii katılabilirsin.. buyur gel gir içeri
- 18 Şubat 2013
- 976
- 71
- 118
- 22 Ocak 2011
- 808
- 23
- 318
evet canım iğne, kapsül, fitil ve jel şeklinde olabilir hepsi progestoron içeriyor.
- 21 Temmuz 2011
- 1.354
- 39
- 158
canımm, ağrı sürekl mi oluo, yoksa ara ara mı, progestan cok faydalı diye biliorum.. birde risk her hamişte oluo, canını sıkma, tadını çıkar, meleğin senınle olmak istemiş, gelmiş çok şükür.. hem bende bazen endişleniorum , kendımı dinliorum sürekli uykum geldimi iyi,midem bulanıo mu iyi,herşey kokuo mu iyi, die :)
- 21 Aralık 2012
- 10.875
- 5.412
- 448
- 37
ERKEK ANNESİ OLMAK...
Bir kere en başta çocuğunun fiziken sana benzemeyeceği gerçeğini kabullenebilmek demektir.
Daha ‘anne’ demeyi öğrenmeden ‘araba’ demesine gülmek,*
Temizlik yaparken çektiğin her koltuğun altından çıkan arabalar ve toplar sayesinde eglenmek,
Hayatta bilmediğin bazı seyleri ona öğretmek, örnegin ayakta işemek:))
Çocukluğunda hiç oynamadığın oyun ve oyuncakları ona öğretmek; birlikte araba sürmek, otoparklar insa etmek, hatta araba marka ve modellerini onunla öğrenmek demektir.
Oğlunun hayatındaki ilk kadınken, büyüdükçe baskalarının da olacağını bilip o günlerin hayallerini kurmak,
Seni çok sevip örnek alırken ona bazı şeyleri neden senin gibi yapamayacağını anlatabilmek,
Daha 2,5 yaşındayken sorduğu “Anne senin pipin nerde?” sorusuna, akla yatkın, makul ve anlayabileceği dilde cevap verebilmek (“annelerin pipisi olmaz”:) demektir.
Oğlunla yapışık ikiz gibi dolaşmak, onun yanında kocana sarılamamak, iş yaparken, telefonla konuşurken, oje sürerken, bilgisayarla birşeyler yaparken, yemek yaparken, gazete-kitap okurken, birileriyle sohbet ederken… Yani onunla birebir ilgilenmediğinde veya onun istemediği birseyle ilgilenirken sırtından kafandan kucağından kolundan bacağından dolanip durmasına alışıp herşeyi bırakıp ona kocaman sımsıkı sarılıverrmektir…
Filmlerde gördüğü bütün kadin-erkek karakterlerin iliskişini anne-oğul olarak yorumlayan tatlı masumiyetine gülmektir:)
Eşin için, hayatında bu kadar çok sevebileceğin başka bir erkek yok diye düşünürken, sana aksini ispatlarcasına çıkıp gelen bu küçük prense deliler gibi aşık olmak, sevgini icinde taşıyamayıp durmadan hüngür şakır ağlamak, koklamaya öpmeye doyamamak, dokunmaya kıyamamak demektir.
Erkek annesi olmak…
İçindeki erkeği keşfetmektir onunla.
Bunca yıldır ‘kadın’ken ve daha yeni ‘anne’ olmaya alışırken, bir de ‘erkek’ olmak… ona en iyi dost, en iyi öğretmen, en delikanlı arkadaş, en sert koruma olmak…
Erkek muhabbetleri yapmak, erkek oyunları oynamak, erkek jargonunu anlamaktır.
İstediği zamanlarda kadın ruh haline geri dönüp ona kadınları anlatmaktır
Erkek annesi olmak…
Güzeldir işte, onunla büyümek onunla güzelleşmektir,
Ve fakat olgunluk, ergenlik, ‘erkeklik’ evresinde sarılıp öpememek, uzaktan sevmektir.
Çapkınlıklarıyla, erkeklikleriyle, güçleriyle, sünnetleriyle, askerlikleriyle ve hatta pipileriyle gurur duyulan erkek egemen toplumlarda çoğu zaman prestij, ölüm-kalım meselesidir maalesef
Erkek annesi olmak…
Kadına iyi gelir, cildi gençleştirir, güzelleştirir, boyu uzatır, saçı uzatır, yanakları pembeleştirir, seksapeli arttırır, 10 kilo verdirir, üç göbek attırır
demek isterdim ama tamamen uyduruyorum şu an:)
Sadece böyle bir şehir efsanesi olduğu doğrudur, ‘erkek çocuk anneyi güzelleştirir’ derler ki, geçenlerde hamile bir arkadaşımın verdigi bilgiye göre, tamamen bebeğin annedeki erkek hormonlarını almasına dayanan bilimsel ve fizyolojik bir durumdan ibarettir, fazla büyütmemek gerekir!
KIZ ANNESİ OLMAK....
Anne olmak AŞK’sa eğer, kız annesi olmak ROMANTİK-KOMEDİ bir AŞK filmidir bence. Hem güldürüp hem duygulandıran, pembenin her tonunu barındıran, en güzel repliklere sahip, sürprizlerle dolu, sıcacık, biraz komik, biraz ironik, ama herşeyden önemlisi çok romantik bir film izlemek gibidir kız annesi olmak.
Henüz bir buçuk yaşındayken çekmecenizdeki rengarenk kolyeleri kaçırıp bir bir boynuna takmasıdır belki ilk etapta sizi güldüren. Ya da yürümeyi yeni sökmüşken kocaman topuklu ayakkabılarla yürümeye çalışmasını izlemek tek başına yeter size kocaman bir kahkaha attırmaya…Onun için yapılan alışverişlerde yüzünde beliren o güzel neşeli gülümsemeyle kendi boyuna bakmadan kocaman alışveriş torbasını kapıp sürükleyerek tüm alışveriş merkezini en havalı edalarla dolaşması öyle şirin gelir ki bunu görüp gülümsememek mümkün değildir.
Pembe tonlarında bir filmdir ama sadece pembe değildir. Aynı zamanda mordur, eflatundur, kırmızıdır, turkuaz mavidir, fıstık yeşilidir… Rengarenktir. Kızları için alışveriş yapmakta zorlanmaz hiç kız anneleri. Her gidilen yerde alınacak bir şey mutlaka vardır. Alışveriş perisinin cinsiyeti dişi diye sanırım; tüm çocuk mağazalarında kız çocuk reyonu hep daha geniş, daha renkli, daha çeşitli tutulur. Kız annesi olmak yapılan her alışverişten, alınan her hediyeden sonra mutluluk gülücükleri saçan bir meleğe bakmak, tüm bu neşeli renklerin içinde kılıktan kılığa giren bir kelebeğin dansını izlemektir.
Repliklere gelince; öyle şeyler duyarsınız ki kulaklarınıza inanamazsınız. İki yaşına geldiğinde yeni ojelerinizi farkedip “Çok hoş olmuş” demesi sizi hayretle gülümsetir. Detaycılık hat safhadadır. Her kurduğu cümleye bayılır, her kelimeyi telafuz edişine aşık olursunuz. Ve tatlı dilleri size herşeyi yaptırabilir. Daha minicikken kelimelerin gücünü keşfedip doğru yerde doğru cümleleri en vurucu şekilde kurarak buna biraz da şirinlik katıp istediklerini alabilirler. Ve bu cümleler filmlerin en etkili replik alıntıları gibi kafanıza kazınır her defasında.
Evet, romantizm hat safhadadır. “Canım annem, sen benim bitanemsin” deyişi içinizi eritir. Durup dururken gelip öpmesi, sarılması, okşaması öyle zarif ve öyle naiftir ki… Sevgi kelebeğidir kız çocukları, sevgiyi göstermekten çekinmezler. Ve sevilmekten de hiç bıkmazlar. Bazen istemiyor gibi gözükseler de sevdikleri kişiler tarafından mıncıklanmak, öpülmek, okşanmak en büyük hobileridir.
Ve büyüdüklerinde yuvadan uçsalar da, çok uzaklara gitseler de kız çocuklarının kalplerinin bir parçası mutlaka baba evinde kalır. İşte bu yüzden, onların da sonu her romantik komedi filmi gibi duygu yüklü bir mutlu sondur. Hep o evin küçük kızı olmaya devam ederler ne olursa olsun. Hep yakın, hep birlikte, hep sevgiyle…
Bir kere en başta çocuğunun fiziken sana benzemeyeceği gerçeğini kabullenebilmek demektir.
Daha ‘anne’ demeyi öğrenmeden ‘araba’ demesine gülmek,*
Temizlik yaparken çektiğin her koltuğun altından çıkan arabalar ve toplar sayesinde eglenmek,
Hayatta bilmediğin bazı seyleri ona öğretmek, örnegin ayakta işemek:))
Çocukluğunda hiç oynamadığın oyun ve oyuncakları ona öğretmek; birlikte araba sürmek, otoparklar insa etmek, hatta araba marka ve modellerini onunla öğrenmek demektir.
Oğlunun hayatındaki ilk kadınken, büyüdükçe baskalarının da olacağını bilip o günlerin hayallerini kurmak,
Seni çok sevip örnek alırken ona bazı şeyleri neden senin gibi yapamayacağını anlatabilmek,
Daha 2,5 yaşındayken sorduğu “Anne senin pipin nerde?” sorusuna, akla yatkın, makul ve anlayabileceği dilde cevap verebilmek (“annelerin pipisi olmaz”:) demektir.
Oğlunla yapışık ikiz gibi dolaşmak, onun yanında kocana sarılamamak, iş yaparken, telefonla konuşurken, oje sürerken, bilgisayarla birşeyler yaparken, yemek yaparken, gazete-kitap okurken, birileriyle sohbet ederken… Yani onunla birebir ilgilenmediğinde veya onun istemediği birseyle ilgilenirken sırtından kafandan kucağından kolundan bacağından dolanip durmasına alışıp herşeyi bırakıp ona kocaman sımsıkı sarılıverrmektir…
Filmlerde gördüğü bütün kadin-erkek karakterlerin iliskişini anne-oğul olarak yorumlayan tatlı masumiyetine gülmektir:)
Eşin için, hayatında bu kadar çok sevebileceğin başka bir erkek yok diye düşünürken, sana aksini ispatlarcasına çıkıp gelen bu küçük prense deliler gibi aşık olmak, sevgini icinde taşıyamayıp durmadan hüngür şakır ağlamak, koklamaya öpmeye doyamamak, dokunmaya kıyamamak demektir.
Erkek annesi olmak…
İçindeki erkeği keşfetmektir onunla.
Bunca yıldır ‘kadın’ken ve daha yeni ‘anne’ olmaya alışırken, bir de ‘erkek’ olmak… ona en iyi dost, en iyi öğretmen, en delikanlı arkadaş, en sert koruma olmak…
Erkek muhabbetleri yapmak, erkek oyunları oynamak, erkek jargonunu anlamaktır.
İstediği zamanlarda kadın ruh haline geri dönüp ona kadınları anlatmaktır
Erkek annesi olmak…
Güzeldir işte, onunla büyümek onunla güzelleşmektir,
Ve fakat olgunluk, ergenlik, ‘erkeklik’ evresinde sarılıp öpememek, uzaktan sevmektir.
Çapkınlıklarıyla, erkeklikleriyle, güçleriyle, sünnetleriyle, askerlikleriyle ve hatta pipileriyle gurur duyulan erkek egemen toplumlarda çoğu zaman prestij, ölüm-kalım meselesidir maalesef
Erkek annesi olmak…
Kadına iyi gelir, cildi gençleştirir, güzelleştirir, boyu uzatır, saçı uzatır, yanakları pembeleştirir, seksapeli arttırır, 10 kilo verdirir, üç göbek attırır
demek isterdim ama tamamen uyduruyorum şu an:)Sadece böyle bir şehir efsanesi olduğu doğrudur, ‘erkek çocuk anneyi güzelleştirir’ derler ki, geçenlerde hamile bir arkadaşımın verdigi bilgiye göre, tamamen bebeğin annedeki erkek hormonlarını almasına dayanan bilimsel ve fizyolojik bir durumdan ibarettir, fazla büyütmemek gerekir!
KIZ ANNESİ OLMAK....
Anne olmak AŞK’sa eğer, kız annesi olmak ROMANTİK-KOMEDİ bir AŞK filmidir bence. Hem güldürüp hem duygulandıran, pembenin her tonunu barındıran, en güzel repliklere sahip, sürprizlerle dolu, sıcacık, biraz komik, biraz ironik, ama herşeyden önemlisi çok romantik bir film izlemek gibidir kız annesi olmak.
Henüz bir buçuk yaşındayken çekmecenizdeki rengarenk kolyeleri kaçırıp bir bir boynuna takmasıdır belki ilk etapta sizi güldüren. Ya da yürümeyi yeni sökmüşken kocaman topuklu ayakkabılarla yürümeye çalışmasını izlemek tek başına yeter size kocaman bir kahkaha attırmaya…Onun için yapılan alışverişlerde yüzünde beliren o güzel neşeli gülümsemeyle kendi boyuna bakmadan kocaman alışveriş torbasını kapıp sürükleyerek tüm alışveriş merkezini en havalı edalarla dolaşması öyle şirin gelir ki bunu görüp gülümsememek mümkün değildir.
Pembe tonlarında bir filmdir ama sadece pembe değildir. Aynı zamanda mordur, eflatundur, kırmızıdır, turkuaz mavidir, fıstık yeşilidir… Rengarenktir. Kızları için alışveriş yapmakta zorlanmaz hiç kız anneleri. Her gidilen yerde alınacak bir şey mutlaka vardır. Alışveriş perisinin cinsiyeti dişi diye sanırım; tüm çocuk mağazalarında kız çocuk reyonu hep daha geniş, daha renkli, daha çeşitli tutulur. Kız annesi olmak yapılan her alışverişten, alınan her hediyeden sonra mutluluk gülücükleri saçan bir meleğe bakmak, tüm bu neşeli renklerin içinde kılıktan kılığa giren bir kelebeğin dansını izlemektir.
Repliklere gelince; öyle şeyler duyarsınız ki kulaklarınıza inanamazsınız. İki yaşına geldiğinde yeni ojelerinizi farkedip “Çok hoş olmuş” demesi sizi hayretle gülümsetir. Detaycılık hat safhadadır. Her kurduğu cümleye bayılır, her kelimeyi telafuz edişine aşık olursunuz. Ve tatlı dilleri size herşeyi yaptırabilir. Daha minicikken kelimelerin gücünü keşfedip doğru yerde doğru cümleleri en vurucu şekilde kurarak buna biraz da şirinlik katıp istediklerini alabilirler. Ve bu cümleler filmlerin en etkili replik alıntıları gibi kafanıza kazınır her defasında.
Evet, romantizm hat safhadadır. “Canım annem, sen benim bitanemsin” deyişi içinizi eritir. Durup dururken gelip öpmesi, sarılması, okşaması öyle zarif ve öyle naiftir ki… Sevgi kelebeğidir kız çocukları, sevgiyi göstermekten çekinmezler. Ve sevilmekten de hiç bıkmazlar. Bazen istemiyor gibi gözükseler de sevdikleri kişiler tarafından mıncıklanmak, öpülmek, okşanmak en büyük hobileridir.
Ve büyüdüklerinde yuvadan uçsalar da, çok uzaklara gitseler de kız çocuklarının kalplerinin bir parçası mutlaka baba evinde kalır. İşte bu yüzden, onların da sonu her romantik komedi filmi gibi duygu yüklü bir mutlu sondur. Hep o evin küçük kızı olmaya devam ederler ne olursa olsun. Hep yakın, hep birlikte, hep sevgiyle…
Son düzenleme:
- 22 Ocak 2011
- 808
- 23
- 318
ben önlem için kullanıyorum çok şükür kanama falan olmadı. bende bir yan etkisi olmadı. ama geçen sene tüp bebek yaptırmıştım o zaman kullanan arkadaşlar kaşıntı yaptığını söylüyorlardı. bende olmadı allaha şükür.
- 22 Ocak 2011
- 808
- 23
- 318
bebeğim tüp bebek değil. ikinci kez tüp bbek yapmaya karar vermiştik ki kendiliğinden geldi. :)
- 29 Nisan 2013
- 252
- 9
- 296
- 22 Ocak 2011
- 808
- 23
- 318
sevindim. inşallah benimki de geçer en kısa zamanda..
- 22 Ocak 2011
- 808
- 23
- 318
teşekkür ederim. haberi alan herkes hava uçuyor sevinçten. bu günü gösteren rabbime şükürler olsun. :)
- 6 Haziran 2012
- 266
- 30
- 68
Amin inş canım.evet BDT lerimiz aynı seninle:)
Benzer Konular
- Sabit
- Anket
Popüler Konu
2026 Ocak Anneleri Paylaşım Alanı