Adetlerim çok düzenli olduğu için, yaşım ilerlese de bebeğim olmayacağını hiç düşünmemiştim, zaten 30’lu yaşlarda olmama rağmen bebek sahibi olmayı da henüz geçirmemiştim kafamdan. Bir gün bir doktora gittim, dedi ki ‘senin çocuğunun olma ihtimali çok düşük, tüp bebekle dahi çok düşük ihtimal’ . Duvara çarptım o gün, çıktım muayenehaneden..tek başıma ağlayarak yürüdüm sokakta..tam bebeğimin olmasını çok istediğim dönemde bir kabus yaşamaya başladım. Gitmediğim doktor kalmadı.. arada beslenme uzmanları..akupunktur vs.. yumurta takipleri..olur diyenler..olmaz diyenler..sonra çok zorlu bir süreç yaşadık.. Almanya, Prag, Kıbrıs, İstanbul.. bir sürü merkeze gittik..makaleler okuduk. ‘Önce sen,sonra çocuk’ diyen eşim bana müthiş bir destek verdi. Yüzlerce iğne yedim, tonlarca hayal kırıklığı yaşadım.6. denememizde tek embriyomuz 3. Gün transfer edildiğinde çok ta ümitli değildim, çünkü bir önceki denemede Kıbrıs’ta 4 tane çok iyi kalitede embriyo transfer edilmişti ve hamilelik oluşmamıştı. Ama bir mucize oldu ve canım oğlum geldi. O geldiğinde ertelediğimiz hayatımıza dönerek çok mutlu olacağız zanneden ben, yine duvara çarptım..çünkü ‘dünya bir yana o bir yana’ dediğim, bu hayatta en çok güvendiğim insan olan eşim, bizi oğlumuz doğar doğmaz terk etti başka bir kadın için. Hayat. Hep güçlü olmak gerekiyor. Hayatın içinde her şey var, dilerim herkes hep güzelliklerle karşılaşsın.