sevgilim 4 yıllık öğretmen, van'da. bende istanbul üniversitesinde doktora öğrencisiyim. bu senenin yarısını prag'da geçirdim. biz lise aşıklarıyız. yani ben onun ilk aşkıyım. memleketimiz aynı. liseden sonra ben istanbul'da okudum o da kıbrıs'ta. 10 yıllık bi mazimiz var ama 4 senedir birlikteyiz. ondan önce birkaç ilişkim oldu. biri çok ciddiydi mesela. evlenmeyi düşünüyorduk. 4 ay birlikte yaşadık ama muhafazakar olduğunu zanneden(ki mutaasıp hallerini severdim) bir pasikopattı, bana tokat atmasıyla her şeyi bitirdim ve hayatımda en ufak izi kalmayacak şekilde onu sildim. feminist bir yanım vardır benim, ve bununla çok gurur duyuyorum. o tokadı görmezden gelseydim bir psikopatla yaşıyor olurdum korku içinde. şimdiyse kalbim sıcacık, çok mutluyum. şimdiki sevgilim, 10 yıllık mazimiz olan.. yanıma işte o kötü zamanlarda geldi ve beni sevdiğin, benimle yaşamak istediğini söyledi. benim halim ve mecalim yoktu açıkçası. anlattım, dertleştik. "olsun, dedi. ben seni çok iyi tanıyorum. ben seni çocukluğumdan beri seviyorum, sen benim hayalimsin ve bana fırsat verirsen kendimize yeni bir dünya yaratacağız. ve çok mutlu olcaksın sana söz veriyorum" dedi. bende çok gereksiz hatalar yaptığımı düşündüm, yorgundum ama bu yorgunluğumun onunla ilgisi yoktu. gerçekten seviyordu, elleri titrerdi ne zaman tutsa elimi. gözleri dolardı bana dalıp gittiğinde. o da çok şey yaşamıştı. beni onlarda bulabileceğini zannettiği kadınlarda istediğini bulamamıştı. beni özlemişti.. evet bende onu özlemiştim aslında. evet erkeklere inancım kalmadığı bir dönemde bana uzattığı eli tuttum, iyi ki de tutmuşum.
o yeni atanmıştı bende tam belli değildi ama yüksek ihtimalle yurtdışına gidicektim. bunları bilerek, mesafeleri göze alarak başladık ve bazen kötü ama çoğu zaman mutlu, bol mesafeli ama ruhen birlikte yaşadık. ben van'a gittim 1 ay yanında kaldım okulu erteleyip. o da 2 ayda 1 istanbul'a geldi. prag'da kaldığım 1 sene boyunca yanyana gelemedik ama sürekli görüştük, bana süprizler yaptı bol bol. tam bu sene zordu ama atlattık sayılır diyorduk ki....
şimdi askerlik mevzusu çıktı ortaya. benim doktoram bir aya bitiyor. o da dün karneleri verdi ve temmuzda semineri bitiyor. kpss'ye girme kararı aldığım için ağustosa kadar istanbul'dayım. o ise ağustos'un 2. haftasından sonra askere gidecek, yaşını doldurduğu için mazerette kullanamıyor.
oysa biz bu sene nişanı ve düğünü yapıp toplumsal normlara uyduktan sonra yaşayamadığımız yılların,gerçekleştiremediğimiz hayallerimizin acısını çıkarmayı düşünüyorduk. dün konuşurken telefonda ağladı. sevgilimin kalbi yoruldu, sadece yanımda olmanı istiyorum diyor, tek istediğim bu. ama çok yoruldum. artık ayrı düşmek istemiyorum senden diyor. bende çok ağladım, çok yoruldum kızlar. bazen herşeyi bi kenara bırakıp günlerce aylarca uyumak istiyorum. erkeğimi seviyorum ama bazen öyle usanıyor ki insan..
hayatınızda saçmasapan şeyler yaşarsınız, saçmasapan insanlarla bir sürü zaman geçirirsiniz ama "onu" bulduğunuz anda, doğru adamı bulduğunuz anda hayat yapacağını yapar size. yine biz hayal kurmaya devam ediyoruz ve yan yana geldiğimiz zamanlarda bol bol seviyoruz birbirimizi. 4 yıldır olduğu gibi içimizde biraz kırılmış, dökülmüş, çatlamış bir sabır ile..
turgut uyar'ın çok sevdiğim bi sözü vardır: özlem iyice arsızlaştı, tahammül gerek. =))
anlaşılan bu sözü daha çook söylicem kendi kendime =))