Konularınızı okudum sizin..
Yaşlarımız yakın, "gelin bir kahve içelim" demek geldi içimden.. Inanın çok samimi söylüyorum bunu.. Buradan yazmaktansa, karşılıklı iki lafın belini kırabilsek.. Hatta siz anlatsanız ve ben de dinlesem.. Bana değil belki ama güvenebileceğiniz birine uzun uzun anlatmanız gerek.. Belki her şeyi.. en baştan.. Hayatınızın kırılma noktalarını siz kendiniz zaten biliyorsunuz, ancak anlattığınız kişi de dinlese.. Gerçekten güvenerek bir şeyleri anlatabileceğiniz bir dostunuz, bir insan var mı hayatınızda.. Sadece kişinin kendisine değil, hayat tecrübesine ve ufkuna da güvenerek.. Böyle bir eksiklik varsa ilk olarak bu doldurulsa ne kadar güzel olur..
Evlilik meselesine gelince.. Evlendiğiniz kişi sizin hayatınızın yarısını ve belki daha fazlasını sizden satın alan bir tüccar gibi.. Sizde keza.. onun size satabileceği şeylerin arasında "Huzur", "Mutluluk" ve kesinlikle "Dostluk" yoksa, bu ilişkiye hiç girmeyin... Cinsellik için ten uyumu şart evet.. belki ilk sırada bu var gibi.. Ama "Şefkat" varsa bir adamda, yaşanan en tutkulu ten uyumundan daha fazla etkileyip sarar mesela sizi... Listenizde bunlar yoksa, evlilik kendi başınıza ördüğünüz bir çoraptan başkası değildir.. Üstelik sizi hasta eder.. Düşüncelerinizi satın alır.. Kendi alanınız darlaştıkça başka psikolojik hapishanelerde bulursunuz kendinizi... Bazen liste mecburen daralabilir... ama bu listede "Huzur" olmazsa olmaz tek değişmez.. Bunu hissediyorsanız, kendi listenizin diğer olmazsa olmazlarına bakıp karar verirsiniz...
Evlenmemek de bir seçim bazen.. bazen evlenememek kader... Hangisinin olumsuzluklarına dayanabileceğinize göre de tercih yapmak sizin elinizde..
İnşaallah en kısa zamanda güzel yüreğinize layık bir insan çıkar karşınıza.. Çok güzel, serçe gibi bir yüreğiniz var, Allah'a emanet olsun,
Selamlar,