Bu dediklerinizi ben de yaşıyorum boşanmış bir anne olarak
Ben kötü polis, babaları iyi polis
Ben evde sürekli hadi yemek zamanı diyen, ayağına çorap giy diyen, istemediği halde banyo yaptıran, istemediği halde yatıran, ödevini yap diyen, istediği oyuncağı yeteri kadar var diyerek almayan, yemek öncesi abur cubur yemesine izin vermeyen ANNE
Diğer tarafta bunların hepsini yapan BABA, ama sadece haftasonu gören, ödevlerini "boşver kızım annenin evinde yaparsın" diyen, istedikleri her oyuncağı, kırtasiye malzemesini alan, tırnaklarını bile kesmeyen, bana geri getireceği zaman pijamaları ile getiren stresten uzak, eğlenceli baba.
Bundan 2 sene önce büyük kızım bana tavırlı idi, çünkü babaları boşanma sebebi olarak ve ailemizin yıkılması sebebi olarak sürekli beni gösteriyordu. Boşanma davasını ben açtığım için ve geri adım atmadığım için. Ayrıca onunla boşandıktan sonra da barışmaya (yeniden evlenmeye) yanaşmadığım için 2. kez suçluydum. Kızlarıma sürekli benim onları babalarından ayırdığımı, uzaklaştırdığımı, aynı evde yaşama hakkından mahrum ettiğimi söylüyordu.
O dönemde ben de psikolog önerisi ile sömestr tatilinin sadece ilk haftası değil tamamında babalarına yolladım. Vermek istediğim mesaj şuydu: Bakın sizi babanızdan ayırmıyorum. Tüm tatilde kalabilirsiniz. Bu şekilde ayrıca uzun dönem sorumluluklarla da tanışıp hayatın lay lay lom olmadığını göreceklerdi. 2 hafta yetti açıkçası, çünkü neticede bir erkek, 2 çocuğum sorumluluğu ile başa çıkması zordu. Çocuklar da bunu gördü. Daha sonraları da ne zaman babalarına gidip kalmak isteseler kabul ettim.
Benim kendi çocuklarıma verdiğim kesin mesajlardan biri şuydu: Küçük çocuklar anneleri ile yaşar. O yüzden ben sizi bırakamam. Ama büyüyüp babanızla yaşamak isterseniz elbette gidebilirsiniz, ama şimdi küçüksünüz, size benden daha iyi kimse bakamaz, sizi benden daha çok kimse sevemez.
4 yaşındaki çocuğu bırakın biz bile kötü polisle yaşamaktansa hiç bir kuralın olmadığı ve serbestçe yaşayabildiğimiz bir ortamı seçeriz. Çocuğunuzun bunu dile getirmesi çok normal. Ama 4 yaşındaki çocuğun sözü ile hareket etmek hiç normal değil. Mahkemeler bile belli bir yaştan sonra çocuklara soruyor kiminle yaşamak istediğini, 4 yaşındakini direkt anneye veriyor. Çocuğunuzu babaya vermeniz hem çocuğunuz için hem sizin için hata olur.
Aklıma gelen başka bir şey de çocuğunuzun sizin sevginizi test etmeye çalışması. Bu yaşta çocuklar bunu çok sık yapıyor. Yaramazlık yapsam bile annem beni sever mi konusunu çooooooooooooookkkkkkkk sık test ediyor. Bu gibi durumlarda annelere düşen görev:
Sen ne kadar yaramaz olursan ol, ne kadar ....... (olumsuz herhangi birşey) olursan ol, sen yine de benim çocuğumsun ve ben seni sonsuza kadar çok seveceğim. Ben büyük kızımla bu şekilde tekrar yakınlaştım ve beni suçlamasından kurtulabildim.
E
EBRU 72
'ye katılıyorum, kesinlikle çocuğunuza yalan söylemeyin. Kesinlikle ama kesinlikle. Çocuğunuzun şu anda en az sevgi kadar ihtiyaç duyduğu ikinci bir şey de GÜVENMEK. Sakın güvenini sarsmayın.
Babanı arayalım dediyseniz arayın. Aramayacaksanız ararız demeyin.
Ben sizde kararsızlık ve güvensizlik sezdim sanki. Bence siz kararlı olursanız oğlunuz da bu söyleminden vazgeçecek. Kararlı olacağınız nokta şu: Ben seni asla bırakmam.
Oğlunuzu ikna etmek için de şimdi kreşe gitmesi gerektiğini ama kreş tatil olur olmaz babasına gidebileceğini, yazın kooooskoca bir ay onda kalabileceklerini, bayram gelince gidebileceğini, ayrıca babası ne zaman isterse (haftasonu) ona gidebileceklerini, ama herkesin bir evi olduğunu, onun evinin de sizin olduğunuz yer olduğunu söyleyebilirsiniz. Ben öyle yaptım, zaten babaları bir süre sonra bıkıp bu savaştan vazgeçti.