Popüler Konu 40 yasından sonra anne olmaya cabalayanlar


Burası başka bir dünya. Daha bir coşkulu oluyoruz buraya gelince.
Bu durumun bilimsel açıklaması da varmış üstelik. Malum Japonlar teknoloji konusunda aldı başını gidiyor. Yaşam arkadaşı olacak robotlar üzerinde çalışan birkaç Japon bilim insanıyla görüşmeler yapılmış, çalışmaları izlenmiş. Bazı modelleri insandan ayırmak farksız. Neyse. Robot eğitmeni bir bayan ve robot davranışlarını araştıran bir erkek vardı ama açıklama hangisinin unuttum. Diyor ki, "Aynı amaç için uğraşan insanlar bir araya geldiklerinde, daha yaratıcı ve girişken oluyorlar. Günümüz yaşam biçiminin insanları yalnızlığa ittiğini gözönüne alınca, robot bir yaşam arkadaşı ile insanların sosyalliğini artırmayı hedefliyoruz" Sanırım burada yakaladığımız şey bu açıklamaya giriyor.
Maydonoz, dereotu, nane gibi ıtırlı gıdaların, aşırı tüketilmesinin öyle bir etkisi var malesef. Karanfil de vardı listede. Yaz başında konusu geçmişti. İltihap eritici etkisinden dolayı.
 
maydanozun düşüğe sebeb olduğunu bende bu tedavimde öğrendim hemşireler söyledi ama dereotu için bişey demediler ben şimdi dereotunu çok yiyorum nasılsa hamile değilim diye

Transfere kadar, yine de çok abartmadan tüket. Tedavi sırasında yine araştırır yasaklar listesi yaparız sana özel. :)
 
Faceden çaldım

Üzüm Çekirdeği’nin Faydaları

Üzüm’ün Besin Değerleri

Bir kap üzüm’de:

100 Kalori
1 gram protein,
1,4 gram lif
bazı ek vitamin ve mineraller içerir.
Üzümün içerisinde C ve B vitaminleri, potasyum, fosfor, magnezyum, selenyum, manganez, bakır ve çinko bulunur.



Üzüm çekirdeği güçlü antioksidan ve serbest radikal temizleyicisi özellikleri ile faydalı bir doğal besindir.

Üzüm çekirdeği birçok hastalığı iyileştirebilir, ama kan damarlarını güçlendirme de ve damarlarda varis oluşumuyla mücadele de bir benzeri yoktur. Aspirinden daha etkili kanı sulandırdığı kanıtlanmıştır. İçindeki yüksek orandaki liften daolyı bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar.

uzun1 Üzüm Çekirdeğinin FaydalarıÜzüm çekirdeği bir antioksidan olduğundan, araştırmacılar onun atar damar duvarlarında lipit birikiminin oluşmasını önleyerek, kolesterolle mücadele ettiğini göstermektedir. Üzüm çekirdeğini kırcal damarlardaki kan akışkanlığını hızlandırarak cinsel isteği müthiş derecede arttırır. En ince kılcal damar duvarını onararak cilt kırışıklıklarını giderir. ve cildin daha genç ve canlı görünmesini sağlar.

Yaşlılıktaki en önemli etken damar duvarlarının zayıflaması ve kandaki tombosit miktarının artarak kanın pıhtılaşmasından dolayı hareketler zayıflar ve refleksler zayıflar. Üzüm çekirdeği kandaki tombosit miktarını azaltarak yaşlılıkta yaşanan bu sorunları büyük ölçüde giderilmesini sağlar.

Üzüm çekirdeği’nin yangıyı önleyici faaliyeti artrit, alerjiler, bronşit ve astım gibi yangılı hastalıkları geçirmeye yardımcı olabilir. Üzüm çekirdeği ayrıca kalp krizlerinin ve felçleri tetikleyen tehlikeli kan pıhtılaşması eğilimlerini de düzeltir.
uzum31 Üzüm Çekirdeğinin FaydalarıÜzün Çekirdeği Neye İyi Gelir?

Damar duvarlarını onararak kalp ritmini düzenler ve kalp krizi riskini azaltır.
Beyin damarlarını güçlendirerek unutkanlık ve konsantrasyon bozukluğunu giderir.
Yaşlılık belirtilerini azaltır, yaşlanmayı geçiktirir.
Cilde canlı ve taze bir görünüm kazandırır.
Erkeklerde cinsel isteği arttırıcı afrodizyak etkisi yapar.
Vücutta biriken kimyasal zehir atıklarını temizler.
İçerdiği yüksek orandaki lif sayesinde bağırsakların düzenli sindirim yapmasını sağlar.
E vitamininden 50 kat daha güçlü antioksidandır.
Hemoroid ve basurda damar sarkmasını önler.
Romatizmal ağrılara faydalıdır.
Şeker hastalığına ve yaşlanma ile görülen göz sorunlarında olumlu etkileri vardır.

Üzün Çekirdeği Günde Ne Kadar Tüketilmeli?

Üzüm çekirdeğinin tavsiye edilen miktarı 150 ile 300 mg arasında değişir. Damar sağlığının korunması gereken kullanım dozu ise 5-10 gramdır.
Üzüm Çekirdeği Hangi Sorunlara Çare Sunar?

Damar tıkanıklığı, sertliği, çatlaması ve tahribatına karşı
Diyabetli ve varisli kişilere
Göz problemlerine
DNA hasarlarını azaltarak kanser oluşumu riskini azaltır.
Cilt sorunlarına, kırışıklıklara
Cinsel performans sorunları
Dikkat dağınıklığı
Kolestrol, Trigliserid
Polen alerjisi ve saman alerjisine

Üzüm Çekirdeği’nin Kanser Üzerindeki Etkisi

Üzüm çekirdeği, fareleri böbrek cilt ve karaciğer kanserinden korumuştur. Bu arada Üzüm çekirdeği kanserli hücrelerin değil, sağlıklı hücreleri güçlendirerek kanser hücrelerinin gelişip, çoğalmasını engeller geleneksel tıbbın kendilerine sunabileceği pek birşey kalmayan hastalar üzüm çekirdeği tavsiye edilmektedir.
 

Mevlana'nın bir kıssasını getirdi aklıma anlattıkların..
Bilirsiniz hikayeyi, topal kuşun hikayesi.. Özü; aynı Özellikleri taşıyanlar değil aynı acıları yaşayan, paylaşanlar iyi anlaşır..
 
Merhaba Herkese;
Aranıza '''ceee''' deyip kayboldum.
Bu sefer izninizle hikayemi paylaşmaya geldim aranıza....

Şuan ben 35 eşim 36 yaşında Kocaelide yaşıyoruz.
2010 evlendik.1,5 yıl bebek istemedik.ben sürekli adet sancısı çektiğim için hem bekarken hemde evlendikten sonra hep kadın doğum uzmanına 6 ay arayla gidiyordum.
hep benden bir sorun çıkacak sanıyorum.
geçen gün saydık eşimle tam 7 tane kadın doğumcu gezmişim herşey normal diyen.

son gittiğimiz doktor eşiminde sperme testi vermesini istedi.
azospermi olduğunu öğrendik eşimin.bayağa bir şok tabiki.
Bu dönemde babam kronik kalp ve ciğer rahatsızıydı.Aniden rahatsızlanıp hastanaye kaldırıldı.
bundan sonra ki dönemde 2 yıl boyunca babam hastaneye yatıp çıktı sürekli.
Asker emeklisiydi babam.kendine hiç bakmadı malesef.
abimler uzakta olup ben yakınlarında olunca hastane kalmaya ben işe ben eve ben olunca hemen araştıramadık gidemedik.

bir süre bekleyip öyle araştırmaya başladık ve bahçecide Emre Bey e gitmeye karar verdik.
orda da testler yapıldı.
Meğer test yanlış ölçülmüş.Sprem var çok düşük sayı morfoloji yok hareket yok.
ileri derece varikosel var.ameliyat olması lazım.

22 kasım 2013 eşim ameliyat oldu.o gün eşimin ameliyattan çıkmasını bekliyorum.
Annem rutin tetik yapmayım diye devlet hastanesinegitmişti mamogrofi ve ultrasyon çektirmiş.
onlaarın sonuçlarını almış.
beni aradı meme kanseriymişim dedi.bundna şüphe ediyorlar.
gene babamı yeni hastaneden çıkardığımız bir dönemdi.
eşim ameliyattan çıktı ama aklm annemde.
bu sfer annemle ilgili yoğun bir süreç başladı.Gerçekten meme kanseri başka hastanede tetikleri yeniledik.
130 kilo annem nasıl ameliyat olur.

1 sene boyunca onun peşine koşturduk ameliyat kapanmayan yaraları..
kemoterapi, radyoterapi...doktor ve hastane çileleri...

umutta Ulun Bey e gittim o ara...İşten izi almıştım 2 ay ücretsiz izin.Varikosel ameliyatından sonra bekledik olmadı.
amh değerim 1.3 çıktı.diğerleri normaldi.Ve ilk defa Ulun bey le öğrendim ki çikolota kistim varmış.
rahim filmi çekin gel dedi.

hastane anneme babama evime evlerine derken yok zaman bulamadım birde hep tüp bebek olcak çalışmam para biriktirmem lazımı düşünüyorum.

rahim filmi çektirdim.Ulun Beyden randevu aldım.
Babam fenalaştı gene hastaneye kaldırıldı.Randevu iptal.

30 Eylül 2014 işi bıraktım artık.Koşturamıyorum hiçbiryere yetişemiyorum.
Doktora gidemiyorum.
Babam iyi olur olmaz hastaneden çıkar çıkmaz.
08 ekimde gene Ulun beye randevu aldım.
bayramdam sonraya.
03 Ekim arefe günü ani birşekilde kalp durması sonucu babamı kaybettim.
2 yıl hastanelerde geçsede insan bir gideceğine hiç alışamıyormuş.
hastada olsa ölümle sonuçlanacağını bilemiyormuş.
ve gelmeyeceğini bilsede özlem duygusu asla bitmiyormuş asla.
çok özlüyorum....

Babamın 40 günü oldu tüp bebeğe başlayamaya karar vermek için psikologla görüşmek istedim.
Bu sürece başlamama onay verdi.Babamla çok sağlam bir bağım olduğu içialışamadım ve hala psikolog sürecim devam ediyor.
gene randevu alıcaktım ama . Ulun Bey in ayrıldığını öğrendim.

yeniden bir süreç gene bahçeciye ama bu sefer fulya ya karar verdik.
Güvenç Bey in hastası oldum.
Muayene etti.ped ve iğne verdi.Adetinin 2.günü gel dedi.çükolota kistni o da gördü.7 doktorun göremediği.
gene ilaçlar iğne yazdı hap yazdı.
Yaklaşık 7.günü gene çağırdı.
Bugün gittik eşimle.
Eşimde ameliyat olduğundan beri hiç sperme testi vermedi onu verdi bugün.
Doktor beni muayene etti.
Biraz suratı düştü.
Sadece 1 tane yumurtam gelişmiş diğerleri küçükmüş.
Tüp bebeğe tek yumurtayla gitmek mantıklı değil tedaviyi sonlanrıyoruz dedi.
Kaldım.
2 seneden beri hayat hep ters köşe yapıyor.
Neye kendimi hazırlasam yönümü değişsem başka birşey çıkıyor.
Bu kadar ilaç kullandım.
Tüp bebeği bile yapmadım.
Aşılama yapılması daha uygun dedi.eğer sizde isterseniz gerçi eşimin testlerinden halen çıkmayan sonuçlar vardır.
2 günlük daha ilaç verdi bana.
Perşembe günü duruma göre karar vereceğiz.

Açıkçası ne düşüneceğimi şaşırdım.sadece hayırlısı diyorum.
Çok uzun oldu kusura bakmayın.
 
transferin 12. günü 82.91 da canım 14. ünde 186 - 18.inde 490 ve 20 sinde 686
Aslında arkadaşım değerlerin 19 uncu güne kadar çok dengeli artmış hep 1.5 kat katlamis bi tek 20 de çok az artmış inşallah bir sıkıntı yoktur sen içini rahat tut ... görelim Mevlam ney ler neyler se güzel eyler... hakkımızda herseyin hayırlısı inşallah dua ile ... Bu aksam Meryem süresini okumaya çalış istersen
 
Bendede hashimato var. Tutunmaya engelmis endokrin öyle demişti . İki ay kadar bekletip TSH değeri düşüp öyle tüp e başladık . Tuz konusunda aslında hashimato hastaları iyotsuz tuz yelekleri gerekiyormuş fakat sen bebek planladığın için iyot lu temelinin demişti bana. Şuanda ayda bir gidiyorum gebelik oluşunu değerler tekrar yükseldi şimdi ilaç doz ları arttı . Yüksek olursa bebek düşebilir dedi
 
geçmiş olsun bende tiroidlerimin az çalıştığını öğrendim ve bu bebeğin tutunmasına engel bir durummuş ilaç kullanıyorum şimdi ama doktorum tuz konusunda bişey demedi

Yeni

Bendede hashimato var. Tutunmaya engelmis endokrin öyle demişti . İki ay kadar bekletip TSH değeri düşüp öyle tüp e başladık . Tuz konusunda aslında hashimato hastaları iyotsuz tuz yelekleri gerekiyormuş fakat sen bebek planladığın için iyot lu temelinin demişti bana.Şuanda ayda bir gidiyorum gebelik oluşunu değerler tekrar yükseldi şimdi ilaç doz ları arttı . Yüksek olursa bebek düşebilir dedi
 

Kusurluk bir şey yok ki bunda arkadaşım. İçimizi dökmek, sevinçlerimiz kadar hüzünlerimizi de paylaşıp dengemizi bulmak için buradayız.
Babana Allah' tan rahmet, sizlere sabır diliyorum öncelikle. Mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın inşallah.
Çikolata kistinin görünür hale gelmesi zaman alabiliyor. doğuştan gelen bir şey değil çoğunlukla, stresle de oluşabiliyor. O yüzden önceki doktorlarını yüreğinde affet ve koy kenara.
Tek yumurta tüp bebek tedavisi için yetersiz değil aslında, çünkü bize gereken zaten bir yumurta, bir sperm. Ancak sanırım senin yaşından dolayı daha fazla folikül beklemiş doktorun. Ayrıca çikolata kisti folikül gelişimi için tek başına bir engel. Belki önlem almak istediği noktalar vardır.
Ve aslında nasibimiz neyse onu yaşıyoruz. Hep engellenmiş gibi hissediyorsun ya kendini. Bazı şeylerin zamanı gelmemiştir daha. O engeller onun içindir. Zaman içinde hepsinin birer ikişer ortadan kalktığını da göreceksin inşallah.
Aslında nacizane tavsiyem, psikolog sürecini tamamladıktan sonra tüp bebeğe başlaman. Çünkü hem sürecin kendisi, hem kullandığımız ilaçlar zaten değişik çaplarda sarsıyor hepimizi. Bir de yaraların bu kadar derin ve tazeyken, daha zor olabilir. Bu dönemi, hem ruhsal hem fiziksel sağlığını toparlamak için değerlendirebilirsin. Belki bir süre dinlenip tedavi başlangıcına kadar tekrar çalışmak iyi gelebilir. Kendimi düşünerek söylüyorum bunu. Çalışsaydım, bir çok şey benim için daha kolay olabilirdi. Kendini, dolayısıyla sana neyin iyi geleceğini en iyi sen bilirsin. Dediğim gibi benimki nacizane tavsiye.
Dilerim her şeyi en kısa zamanda alt eder, hayatına yeni bir anlam katacak olan evladına bir an önce sağlıkla kavuşursun.
Bu arada, küçük teyzemde vardı çikolata kisti. Uzun süre tedavi görmesine rağmen sonuç alamamıştı. Artık sakallarının çıktığı, kilo sorunuyla başedemez hale geldiği bir dönemde İzmir' de bir doktor, ameliyat önerdi. Ameliyattan sonra doktoru, bir yıl içinde çocuk doğurmazsa bir daha anne olma şansının olmayacağını söylemiş. Daha bekardı o zamanlar. Üstelik parmakları olmadığı için özürlü muamelesi görüyordu her yerde. Bırak evliliği, talibi bile yoktu ve 28 yaşına gelmişti. Ameliyattan 4 yıl sonra evlendi ve evlendiği gece hamile kaldı. Şimdi maşallah 20 yaşında delikanlı bir oğlu var.
Zor bir rahatsızlık olsa da anne olan çok örnek var. O yüzden ümidini kaybetme. Sabırla, adım adım ilerlediğinde aslında hayatın sana akmak için hazır olduğunu göreceksin.
İzin verdiğin sürece bizlerde hem buradan kelimelerimizle, hem yüreklerimizde senin için okuduğumuz dualarımızla yanında olmaya çalışacağız...
 

Aynen Hayırlısı demen yeterli..
Allah bir yol çizmiştir elbette. Zor zamanlar geçirmişsin, geçmiş gitmiş olsunlar; güzel günler gelsin inşallah. Babana Allah'tan rahmet dilerim..
Herkesin farklı ama zor zamanları oluyor. Imtihan Dünya'sı. Sabırlı olmaya çalış ve vaktini bekle ve biraz rahat bırak kendini.. Herşeyin bir vakti zamanı var çünkü..
Inan herşey o kadar intizamla yaratılmış ki, Herşeyin bir sebebi var..
 
Tiroid Hastalıkları
Tiroid küçük bir organ olup 20-30 gramdır ve gırtlağın hemen altındadır. Tiroid, sağlı sollu iki ana loptan ve ortada ince bir loptan oluşur. Beze ne dışarıdan fark edilir, nede dokununca hissedilebilecek kadar büyüktür, Burada iyotlu tiroid hormonları salgılanır. Bu hormonlar çok hayati olup vücudun enerjisini artırır. Çocukların büyümesi, kas, sinir ve bezelerin gelişmesi ve büyüklerdeki metabolik değişimleri sağlar. Kandaki tiroid hormonunun azalması halinde beyin tiroidi uyararak hormon salgılanmasını sağlar. Soğuk, psikolojik ve bedeni zorlamalar hormon salgılanmasını artırır, dinlenme ve sıcakta ise hormon salgılanması azalır.

Tiroid (kalkan bezi) hastalıklarını iki ana başlıkta ele alabiliriz. Bunlar hipotiroid (tiroid bezinin yetersiz çalışması) ve hipertroidizmi (tiroid bezinin aşırı çalışması) sayabiliriz. Bir kişinin günlük iyot ihtiyacı 150-200 mikrogramdır, şayet bundan az alınırsa tiroid yeterince hormon salgılayamaz ve hipotirod ortaya çıkar. Tiroidin aşırı T3 ve T4 hormonları salgılaması sonucu ise hipertirod (hipertiroidizm) ortaya çıkar. Ayrıca tiroid bezinin hormon salgılaması beyindeki hipofiz ve hipotalamusla düzenli bir birini uyararak hormon salgılanmasını düzenlerler.


a-) Hipotiroid:

Tiroidin salgıladığı iki önemli hormona T3 (triiyottironin, trijodtironin) ve T4’ün (tiroksin) yeterince salgılanmaması nedeniyle hipotiroid ortaya çıkar. Hipotiroid yani yetersiz hormon salgılanması sonucu vücudun bütün metabolik değişimlerinde azalma görülür ve organların (sindirim, sinir vb.) hareketlerinde buna bağlı olarak yavaşlama görülür. Hipotiroid bayanlarda % 2, erkeklerde ise sadece % 0,1 oranında görülür. Hipotiroid genelikle 40-60 yaşları arasındaki yetişkinlerde daha çok görülür ve yeni doğan bebeklerin 3000-4000’inde görülür.


Hipotiroid nasıl oluşur?

Hipotiroid genellikle tiroid bezinin iltihaplanması (tiroidit) nedeniyle ortaya çıkar. Antikorlar tiroid dokularını tahrip eder ve böylece bezeler yeterince hormon salgılayamaz. Hormon salgılamasının azalmasından tiroid ameliyatı ve hipertiroide (tiroidin aşırı çalışması) karşı kullanılan ilaçlar bezenin yetersiz hormon salgılamasına neden olur. Hipotiroidin oluşmasında bir diğer önemli sebepte hipofiz bezesinin yeterince yönlendirme hormonu salgılamaması da aynı şekilde hipotiroide sebep olur.


Hipotiroid Belirtileri:

Hormon yetersizliği sonucu bütün organların çalışması yavaşlar.

1-) Konsantrasyon zafiyeti,

2-) Yorgunluk,

3-) Üşütme,

4-) Kabızlık,

5-) Derinin kuru ve soğuk olması,

6-) İştahsızlık,

7-) Kilo alma,

Kalbin büyümesi ve kalp atışlarının yavaşlaması,

9-) Saçlar kırılgan ve kuru olur.

10-) Damar sertliği,

11-) Sesin derinden ve kısık gelmesi,

12-) Adet anormallikleri


Hipotiroid Teşhisi:

Kandaki T3 ve T4 hormonlarının oranı muayene ile ölçülür. Tiroidit (tiroid bezesinin iltihaplanması) halinde dokular antikorlar tarafından tahrip edilip edilmediği muayene ile araştırılır. Bebeklerde hipotiroid olup olmadığının bilinmesi hayat kurtarıcı olabilir.


Hipotiroid Tedavisi:

Hipotiroid teşhisi konduktan sonra sentetik ilaçlarla tedaviye başlanır ve ilaçların dozajını doktoru belirler. Şayet hasta hipotiroid nedeniyle komaya girmişse o zaman injeksiyonla L-Tiroksin (L-Thyroxin) verilir. Bunun oranını doktor belirler ve bu genellikle 800 mikro gramdır. Tiroid bezi hem hipertiroide hemde hipertiroid’de şişer. Şayet şişlik sert, soğuk ve derimsi yumru şeklinde ise bu hipotiroid nedeniyle ortaya çıkar ve genellikle dağlık bölgelerde yaşayan ve iyot eksikliği olan yörelerde görülür.Guatr yumuşak, sıcak ve kanlı ise buda hipertiroid nedeniyle olur. Ve genellikle denize yakın yörelerde görülür. Bunun sebebi basedow hastalığıdır.


b-) Hipertirod, hipertirodizm, tiroidin aşırı çalışması:

Tiroid bezesinin aşırı çalışmasına kısaca hipertiroid veya hipertiroidizmdenir. Hastalığın tipik belirtileri iç huzursuzluk, ateş basması, kalp çarpıntısı, zayıflama (çok iştahlı olmasına rağmen), uyku rahatsızlıkları, dermansızlık ve ishal görülür. Hipertirodizmin sebebi tirodin konturolsüz T3 ve T4 (triiyottironin ve tiroksin) salgılamasıdır. Bazı insanlarda aşırı metabolik değişimler nedeniyle tiroid büyür ve bildiğimizguatr ortaya çıkar. Hipertiroidizm guatr oluşmadan da oluşur.

Hipertiroidizm Türleri

a-) Morbus Basedow

Basedow hastalığı genellikle 20-40 yaşlar arasında görülür. Vücudun salgıladığı antikor tiroidi sürekli uyarması nedeniyle tiroid aşırı hormon salgılar. Basedow genellikle hafif ve orantılı büyüme vardır. Bu tür hipertiroidizm’de hastaların üçte birinde göz rahatsızlıkları görülebilir. Göz rahatsızlıkları gözün hafif tahriş olması, kuruması, çift görme ve ağır hallerde göz dışarı doğru hafif çıkar.


b-) Düğümlü Guatr:

Düğüm guatrı genellikle iyot minerallerin az olduğu dağlık yörelerde görülür. Tiroid gelişi güzel büyüdüğü için ve düğüm gibi gözüktüğünden düğüm guatrı denir. Burada tiroidin bazı hücreleri bazı organlarla bağlantılı olarak aşırı hormon salgılarlar ve bu nedenle de düzensiz, yani düğüm gibi şişkinlikler oluşur. Bazen tiroidin şişmesine bezedeki bir nokta sebep olur ve buna otojenik şişkinlik (otojenik adenom) denir. Bu türde göz rahatsızlıkları ortaya çıkmaz.


Subakut Tiroid:

Subakut akutla kronik arası bir durumdur, hastalığın seyir ve şiddet bakımından akut durumu geçmiş, fakat henüz kronikleşmemiş durumdur. Subakut tiroidit genellikle bir virüs enfeksiyonundan sonra ortaya çıkar. Aşırı metabolik değişimlerde bu çok nadir görülen bir durumdur. Metabolik değişimlerin yükselmesi, yani tiroidin aşırı hormon salgılaması nadir görülen bir durumdur. Bu rahatsızlığın tipik belirtileri çok yoğun ağrı, ateşlenme ve ağır hastalık duygusudur.


Hipertiroidizm neden ortaya çıkar?

Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Hastalığın irsi olabileceği gibi çevre faktörlerinden dolayı da olabilir. Çevre kirliliği, besinlerdeki kimyasal maddeler veya sürekli alınan kimyasal ilaçlar veyahut da iyot yetersizliği olan bir çevrede yaşama gibi faktörler en önemlileridir.


Hipertiroidizm belirtileri:

1-) Sinirlilik, uyuyamama, iç huzursuzluk, duygu dengesizlikleri, ağlamaklı, saldırgan ve aşırı heyecanlı olma durumu,

2-) Ellerin titremesi,

3-) Hemen yorulma,

4-) Kalp çarpıntısı, nabzın aniden düşmesi ve düzensiz nabız,

5-) Kas zafiyeti,

6-) Kas ağrıları ve kontrol edilmeyen kas titremesi,

7-) Sıkça tuvalette gitme ve su gibi feces,

Adet anormallikleri,

9-) Ateş basması, sıcağa karşı aşırı duyarlılık ve aşırı terleme,

10-) Bazı durumlarda göz ağrısı,

11-) Sıcak ve nemli deri, saç dökülmesi, kuru ve kırılgan saç,

12-) Çok yemesine rağmen zayıflama


Hipertiroidizm Teşhisi:

Metabolik değişimler olur olmaz, yani vücut fazla kalori yakmaya başlayınca , hemen tiroide bir şişme yani guatr olup olmadığı gözlemlenmelidir. Kan muayenesi ile kandaki hormonun durumu tespit edilmeli, antikor ve iltihapların durumu tespit edilmelidir. Ultrasonla yapılacak muayenelerde tiroidin büyüyüp büyümediği anlaşılır. Tiroid rahatsızlıklarının birçoğu Szintigrafi (izotop muayenesi) ile teşhis edilir.


Bağırsak Florası Ve Kılcal Kan Dolaşımı

Sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb. besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır. Tabii doğru beslenirseniz tedavi süreci de o oranda kısalır.


Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur. Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.


Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb. artı uzun süre bira içilirse cinsel iktidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.


Sucuk, salam, sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır. Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır. Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.


Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur. Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur. Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır. Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler. Tatlı deyince akla baklava, çikolata, dondurma vs. gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içerirler.
 
Hipotiroidide nasıl beslenilmeli?

İyot eksikliği hipotiroidizme neden olmaktadır, bu nedenle iyotlu tuz kullanımı önemlidir.

Bazen iyotlu tuz kullanımı da yeterli olmayabilir, eğer kişi guatrojen besin öğelerini fazla alıyorsa iyot emilimi engellenmektedir. Özellikle lahana, brokoli, brüksel lahanası, turp, karnabahar, şalgam, soya fasulyesi, hardal, yer fıstığını çok fazla çiğ tüketmemekte fayda var. Pişirerek tüketmeniz guatrojen madde miktarını azaltacağından daha sağlıklı olacaktır.

Kafein içeren besinlerden uzak durun, özellikle kahve, çay, kola, çikolata.

Selenyumundan yetersiz beslenildiğinde tiroit fonksiyonları düzensizleşir. Selenyum seviyesinin düşmemesi için balık, dana karaciğeri, hindi ve dana eti, mercimek, mantar, susam, ceviz, ay çekirdeği ile tam tahıllar yeterli ölçüde tüketilmelidir.

Çikolata ayrıca kadmiyum içermesinden dolayı tiroid hastalarının dikkatli tüketmesi gerekmektedir. Fazla alınan kadmiyum selenyumu vücuttan atar.

Omega-3’ün tiroit fonksiyonlarını düzenleyici özelliği vardır, haftada 2 kez balık tüketin.

Tam tahıl ürünlerini ve kurubaklagilleri tüketmeye çalışın. Kuru baklagiller iyi birer bitkisel protein kaynağıdırlar ve haftada 2 kez tüketilmelidir. Diyetisyen Özlem Sert Aydın

Sigara içiyorsanız bırakmaya çalışın, sigara tiroit fonksiyonlarını azaltır.

Tiroidde en fazla görülen problem ödemdir. Bu nedenle su tüketiminizi asla ihmal etmeyin, günde 2-2,5 lt su içmeye çalışın.
 

tatlım hiçte uzun değil burada hep sevinçlerimizi değil üzüntülerimizde paylaşıyoruz yaşanmışlıklarımızda
babana Allahtan rahmet diliyorum mekanı cennet olsun nur içinde yatsın
annenede geçmiş olsun Allah şifa versin canım
sende psikoloğunla tedavini bitirmeden tedaviye başlama derim naçizane çünkü zor zamanlardan geçmişsin ve tüp bebek tedaviside maddi manevi zor bir süreç daha fazla yıpratmasın seni
ve herşey gönlünce olsun hayatına güzellikler gelsin ve seni hiç bırakmasın mutlu kal canım
 

geçmiş olsun canım



şu yazdıkların için çok teşekkür ederim okudukça bende bunlarda vardı ve ben sebebini bilmiyordum tiroiddenmiş demekki dedim yorgunluk halsizlik bitkinlik gibi sadece benim anlamadığım hipotiroidide kalp yavaş atar deniyor ama benim zaman zaman kalbim çarpıyor bu ilginç değilmi

sigara alkol kullanmıyorum ama çay içiyorum ama çok sık değil günden bi kaç bardak ve canım bu ara hiç peynir yemek istemiyor demekki zaten yememem gerekliymiş bazen vücudumu dinlemem gerekiyor ama nerdeeeee

herneyse paylaşımların için sağol canım seni öpüyorum çok mutlu kal
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…