Popüler Konu 40 yasından sonra anne olmaya cabalayanlar


bizimde zamanı gelince olacak ensucum ben inanıyorum
 
canimm ya yarin insallah guzel haberlerin gelecek.. cok tuhaf bundan once rahim filmi cektirmismiydin. onceki doktorun filme bakip bir sorun goruyorum dememismiydi. hersey memorialdami ortaya cikti. acil sifalar diliyorum guzel arkadasim..
 
cnm arada yazarsin yinede ozletme kendini.. bebisinin sureclerini dogumunu haberdar edersin.. daha gelmeyecek gibi yazmissin( cok opuyorumm
 

O kol kanat yerine gelecek... Geçecek ve geçmiş olacak Allah'ın izni ile...
 
KEŞKE

Teypte eski bir Cohen şarkısı:

“Yolumu gözleyen bir kadını terk ettim / karşılaştık bir süre sonra /
‘Gözlerinin feri sönmüş’ dedi bana: / ‘Aşkım, ne oldu sana?’/
Böyle gerçeği söyleyince / ben de doğru söylemeye çalıştım ona /
‘Senin güzelliğine ne olduysa’ dedim,/ ‘benim gözlerime de o oldu’.

8-10 dizeye sıkışmış hazin bir aşk hikayesi…

Buruk; kırılmış oyuncaklar kadar…

Ve yenik; “keşke”li cümleler gibi…

Bu sözcüğü kaç konuşmanızın başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır hayatı…

Dört mevsimlik bir sene olsa ömür, “keşke”, onun güzüne denk gelir.

Hepten vazgeçmek için erkendir, telafi etmek için geç…

Mağlubiyetin takısıdır “keşke”...

Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır.

Çarpılıp çıkılmış bir kapıda, yazılıp yollanmamış bir mektupta, gözyumulmuş bir haksızlıkta, vakit varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir sözdedir.

Feri sönmüş bir çift gözde ya da yitip gitmiş bir güzelliğin ardından iç çekişte…

“Yolunu gözlemeseydim”, “öyle demeseydim”, “terk edip gitmeseydim”, “en güzel yıllarımı vermeseydim” diye diye sızlanır gider.


* * *

“Keşke”nin panzehiri “İyi ki”dir.

İlki ne kadar pısırıksa, ikinci o denli yiğittir.

“Keşke”, çoğunlukla bir “ahh”la kopup gelir ciğerden… esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden…

“İyi ki” ise, muzaffer bir “ohh”la büyür; cüretiyle öğünür.

“Keşke”li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, “iyi ki”lilerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar.

Okulu hiç kırmamışsınızdır, sinemada öpüşmemişsinizdir; dokundurtmamışsınızdır kendinize, bir kez olsun gemileri yakmamışsınızdır.

Konuşmanız gerektiğinde susmuş, koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur.

Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır.

O insanın, o işin, o davanın, bunu hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır “keşke”...

“Şimdiki aklım olsaydı” dövünmesindedir.

Geriye dönüp baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda edilmiş, “Ne derler” e kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz, bilinçaltından el sallar.

“Keşke” cilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır.

“İyi ki” öyle mi ya…!

Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır.


* * *

“İyi ki”lerinizi toplayın bugün ve “keşke”lerinizden çıkartın.

Fazlaysa kardasınız demektir.

Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara… Rüzgarlarla koştunuz ya…

“Keşke”leriniz, “İyi ki”lerden çoksa…

Telafi için elinizi çabuk tutun.

Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz “keşke” diye nemlenmesin...

Can Dündar

Alıntıdır.
 
HERŞEY SENDE GİZLİ

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...


Can Yücel

Alıntıdır.
 

Yukarıdakini alıntıladım ama yazdıklarının hepsini okudum..

Benim bu konudaki fikrim farklı aslında.. Insanlara kendi hakkında yorum yapma konusunda ne kadar çok fırsat verirsen, bunu o kadar çok kullanırlar.
Çoğu zaman niyetleri karşıdakini üzmek de olmaz üstelik.. Tam tersi iyi niyetle yaptıkları kabul edilir..
Kendimiz de yaparız bu tip Şeyler, farkında olmadan..
Mesela bilmeden, çocuğu olmayan birinin yanında çocuksuzluktan bahsetmek gibi..
Ya da annesi hayatta olmayan birinin yanında, anne hakkında Konuşmak gibi..

Her şey biz de bitiyor Ensu.. Sen ne kadar izin verirsen, seni o kadar incitebilir hayat..
Sen ne kadar izin verirsen, o kadar çok laf söyleyebilirler.. Ya da dönüş yoksa bırak söylesinler.. Sen etkilenmemeyi Öğrenmeye çalış.. Her şey sende Başlıyor ve bitiyor..
Şunu her zaman kendimize hatırlatalım;

'ben dünya da tekim, Eşsizim ve değerliyim. Herşeyin en güzeline layığım, olursa olur olmazsa ben elimdekinin kıymetini bilirim. Kimse için kendimi üzmem, eksik hissetmem. Ben kendimle gurur duyuyorum, Allah ne isterse o olur. Ben kendimi daha iyi yapabilmek için uğraşıyorum, kendimden başka kimseye birşey kanıtlamak zorunda Değilim. '

Şimdi aklıma gelenleri yazdım, genişletilebilir. ensu ne olur izin verme seni incitmelerine.. Hissettiklerini çok iyi anlıyorum, sen umursamazsan onlarda bir süre sonra yapmazlar.. Ya da en Güzeli yapabilirsen; bu konu beni üzüyor. Diyebilirsin kısaca.. Kendini ifade etmek bazen işe yarar. Ya çok yazdım daha da yaşadım var sana ... Üzme kendini yeter.. O güzel ve hassas yüreğine selam ederim:)
 

Bu şiirdekileri anlatmaya çalışıyordum şimdi :)) çok iyi denk geldi
 
canim ne guzel yazmissin..
eskiden hickimseyi hicbirseyi onemsemezdim.. belkide is hayatimda cok yogundum.. yada bukadar tedavi gormemistim.. yada daha umutluydum..
cevremde herkez tedavi gordugumu ilk gunden bu yana biliyor.. hic saklamadim.. onceden daha gucluymusum belkide..
artik yorgun hissediyorum kendimi.. yapmacik olmaktan bile yoruldum cunku aslinda bebek ziyaretlerinde baskasinin bebegi oldugu icin cokda mutlu olmadigimi tam tersi kendi bebegim olmadigi icin eksik oldugumu hissetmeye basladim.. sanirim bu sureclerde cok yoruldum..
 

Evet Haklısın, zaman içinde direncimiz Düşüyor.. Direncimiz düşünce daha fazla üstümüze geliyorlar ya da bize öyle geliyor..
Ben böyle konularda, beni üzeceği muhtemel insanlardan uzak durarak çözmeye çalışıyorum. Bu bilinçli yaptığım bişey değil, konuşacağım insanları kendim seçiyorum. Diğerlerine fırsat vermiyorum. Bu benim küçükken geliştirdiğim bir silah sanırım.

Böyle anlatınca dışarıda soğuk biri sanma beni, tam tersi herkes Söyler çok sıcak kanlı ve iletişimi iyi biriyim. Ama öyle birşey geliştirmişim ki ( farkında olmadan) istemediğim kişiyle konuşmam, bana müdahele edilmesine müsade etmem ve netimdir. Söyle bir sorunum var ki, bunu belki senin de işine yarayabilir. Ben çok sıcak kanlı ve hanım hanımcık gibi göründüğümden insanlar beni kafasına vur Ekmeğini al cinsinden sanar, ilk tanıştıklarım.. Sonra bişeylerine hayır dediğimde anlarlar, benim saf salak olmadığımı.. Hayır de mesela.. Kendin seç mesela nerede ziyaret edeceğini.. Çekinme arkandan konuşmalarından mesela.. Bırak herkes ne düşünürse düşünsün mesela.. Sen kendi huzurunu önemse mesela...
Tamam toplum içinde yaşıyoruz ve bir takım kurallarına da uymak Lazım ama bu Kuralları kendine göre Düzenle mesela...

Ben bunları sana yazıyorum ama kendime de hatırlatıyorum.. Ben seni
Hissedebiliyorum biliyor musun.. Çok ilginç ama sana seninde bildiğin bu şeyleri ondan yazdım.. Bildiklerini duymaya ihtiyacı vardır bazen insanın.. Mesela benim..
 
canımcığım seni çook umutsuz gördüm bugün sen çok güçlü bir kadınsın bence hiç üstüne alınma sevdiklerimiz bizim için dualar ediyorlar bence..biz çok hasasız bebek konusunda kıskançlık asla değil bizim düşüncelerimiz..senin yaşadıkların hiç kolay değil canım ama hepsi geçecek inş Allahında izniyle bizde mücadelemizin sabrımızın mükafatını alıcaz..Allahım dermansız dert vermesin en önemlisi sağlık..bende akraba bebeğin ziyaretine gecen ay gittim kucağımda uyutum sevdim bir ay etkisnden kurtulamadım inan bir ara donasyon bile düşünmeye başlamıştım o derece yani..ama hayat devam ediyor canım gezicez görücez Allahım sabaır versin hepimize buda bizim sınavımızmış canım bizim suçumuz değilki bebeğimizin olmaması..
 
cnm arada yazarsin yinede ozletme kendini.. bebisinin sureclerini dogumunu haberdar edersin.. daha gelmeyecek gibi yazmissin( cok opuyorumm
yazarım neden yazmım
önceden ıcınde yasadıgım bu 4 duvara caresızlıkten kanatlarımı vura vura kırmıştım.careyı sızlerde aramam gerekırken kabuğuma cekıldım.sımdı o kanatlarım yenıden çıkmaya başladı .ve o kanatlar ınsaallah benı mutluluğa uçuracak.tabıkı bak hala burdayım .ben yazmasamda hep yanınızdaydım aslında.hepınızı cok ıyı tanıyorum
 

E az kalmış, ne güzel
Opudan ne çıktığı da insanı etkiliyor biliyorum. Moral inanılmaz yükseliyor. İstersen WishDuygu' ya sor, beni anlatsın sana
Yine de önemli olan, evlat olarak kucağına gelecek yumurtanın yetişmiş olması. İnşallah 20 güne kalmadan senin için de sevinç çığlıkları atarız
 
canımcığım çook geçmiş olsun sakın bir iki doktora güvenerek ameliyata girme canım gerekirse bütün doktorlarla konuş mutlaka ilaç tedavisi vardır..Allahım şifa versin tez zamanda..
 

Anneannem adına teşekkür ederim. O dönemin kadınları hep özel. Farklı bir öz var içlerinde. Dilerim bana da geçmiştir...
Oğlan dayıya, kız halaya denir ya, hala da dalgalı saçlı bizde, dayı da. İkisi de uzun boylu, fidan gibi maşallah. Bir ben varım aralarında bodur olan.
Telefon kablosu gibi olmasa da, dümdüz olmayacak büyük ihtimalle.
Gelsin de hayırlısıyla, anlarız
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…