- 14 Eylül 2010
- 5.771
- 4.993
- 448
- Konu Sahibi akideciknane
-
- #33.441
Korkunun ecele faydası yok demişler ya eksik mi kalmış sanki... Korkunun ecele faydası yok ama her gün öldürebilir.
Bunca şeyin içinde sana en çok onlar iyi geliyorlar, ama en çok onlar kanatır gibi acıtıyorlar...
Melek patilerin kaçıncısı olduÇok üzüldüm. Ben üzüldüm bu kadar, sen ne haldesin.
Bunun önlemini alman lazım. Böyle her gün yeni bir kalp çarpıntısı yaşamamak için harekete geçmelisin.
Dışarıya çıkmalarını önleyecek bir aksiyonu alman lazım.
Nasıl bir güç sendeki! Hep böyle bir ihtimali öngörerek nasıl duruyorsun. Olunca nasıl baş ediyorsun.
Nasıl kaldırıyor yüreğin... Nasıl kaldırsın...
Biliyorum siz de biliyorsunuz ama; kontrollü dış mekan yaratamıyorsanız mutlaka bir iç mekan yaratmanız lazım... Dışarıya salmadan bakabileceğin bir yöntem olmalı... Yoksa bu gidişle melek patiler artacak, onlar arttıkça senin yüreğinin gücü yok olacak... Yapma bunu kendine, hele şimdi şu sıralar...
Ve uykusuz da kalsan uzak kalma, kalmamalısın ne yani hep iyi hallerimizi mi yazışacağız biz! Önceki mesajların hepsini okuyamadım ama arada baktıklarımda gördüm yazdıklarından bazılarını... Ulu manitu olabilirsin tamam ama bizim adımıza bunaldınız, içinizi karattım gibi kararlar veremezsin arkadaşım :)
Kendine saklama hiçbir şeyi. Ne ağır gelirsin ne de bunaltırsın, sadece uzaklığınla üzersin haberin olsun.
Silkin acilen, güzellik uykunu mu alıyorsun ne alıyorsun al gel çabukk :)
Çok üzüldüm canım, kıştan ötürü bağışılıkları zayıflamış olabilir yavruların. İmuneks şurup verebilirsin 1cc hergün. Gerçi eşin veteriner tereciye tere sattım pardon:)Sağol arkadaşım. Yazarken, hatırlarken ben bile daralıyorum. Hepimizin kendine göre üzüntüleri var. O kadar ağırlaşmak bana da iyi gelmedi. Okuyanlar ne yapsın?
Pati kaybım, 2 ayda 4 kedi, 1 köpek. Köpek kaçırıldı. Kedilerim melek oldu. Ama bu defa evde kapalı kalmaktan oldu. Ben her gün kapı pencere açıyorum diye yetiyor sanıyordum. Temizlik yaparken farkettim ki ev aslında hiç hava almıyor. Dışarıda fırtına varken ve bütün camlar kapılar açıkken bile evin içinde ısı değişmiyor. Deterjanlar da kokularıyla aldatıcı oluyor. Ne yaptıysak iyileşmedi yavrular. İshali atlatamadılar. Gözümün önünde eridiler... Hafta sonundan beri kalan ufaklıkları da çıkarıyorum bahçeye. Gözlerine renk geldi, iştahları açıldı, oyun oynamaya başladılar. Geç anladım ne olduğunu. Ötekileri kurtaramadım... Gerçi hala hem sıvı hem besin kayıpları o kadar çok ki... Umarım başka üzüntü yaşatmazlar...
Ne kadar iyi korusam da olacağı varsa oluyor. Kazadan sonra hepsini eve tıkmıştım, evde de hasta oldular. Yine ben üzüldüm...
Uykusuzluğum gece düzenimin bozulmasından. Mecburen fırsat bulduğumda gündüz telafi etmeye çalışıyorum ama artık beden de isyan ediyor. Hani şöyle üzüntümü umutsuzluğumu doya doya yaşayıp atsam üzerimden, iki günde geleceğim kendime. Böyle uzadı da uzadı... Neyse. Geçiyor yavaş yavaş. Yakında şakımaya başlarım yine.
ZONAK canim kedilerine üzüldüm sabir canim sen cok güclü bir kadinsin bunlarida atlatacaksin Karinagrilarin insallah mühüm bir nedeni yoktur ayaklarini sicak tut canim seni seviyorum iyice moral topla canim konusmak istersende bizler burdayiz sevgiyle kucakliyorum seni
Çok üzüldüm canım, kıştan ötürü bağışılıkları zayıflamış olabilir yavruların. İmuneks şurup verebilirsin 1cc hergün. Gerçi eşin veteriner tereciye tere sattım pardon:)
Ama bulmakta zorlandığınız herhangi bir ilaç olursa buradan temin eder yollarım hemen.
Benim de 24 Aralık ta kedimin biri kayboldu. Hala yok, üstelik 3 bacaklı olan. Heryere ilan astım. Arayan soran yok. Çok ağladım hala da arada aklıma geldikçe ağlıyorum. Yaşasa mutlaka gelirdi diye düşünüyorum. Ya da inşallah haline acıyıp biri almıştır. Ama elden birşey gelmiyor. Hep hayatımızda olacaklar ve maalesef büyük ihtimalle bizden önce gidecekler bu dünyadan.
Şakımanı özledik, fazla bekletme bizi:)
Yanlış hatırlamıyorum değil mi burada bir ara bahsi geçmiş (ti)...
"Erkek gibi.." olmak mevzusu... Güçlü kadınlardan başlayıp, erkek gibi hareket etmeye dair..
Hayata karşı erkek gibiyim :)))))))) Ama ruhum kadınnnnnnnnnnn :)
Buna dair bazı detaylar, kendiniz için bakmak isterseniz:
1. Beyninizin cinsiyeti? (Az fark olsa da Erkek çıktı)
Yapılan araştırmaya göre yüzük parmağı işaret parmağından uzun ise beyin cinsiyeti ERKEK. Kısa veya eşit ise beyin cinsiyeti KADIN. İlgili araştırma: http://www.haberturk.com/saglik/haber/948181-beynin-de-cinsiyeti-var
2. Düşüncenizin cinsiyeti ? (%60 Erkek-%30 Kadın çıktım)
http://memorado.tv/male_female_brain
3. Sol Beyin - Sağ Beyin, hangisi? (Dengeli çıkmadı bu da :) Sol Beyinli çıktım)
http://fwmail.net/beyin-testi#beyin-testi
Harikaydi yaa varsa böyle testler yola canim cok zevkliydi % 60 Erkek% 40 KadinYanlış hatırlamıyorum değil mi burada bir ara bahsi geçmiş (ti)...
"Erkek gibi.." olmak mevzusu... Güçlü kadınlardan başlayıp, erkek gibi hareket etmeye dair..
Hayata karşı erkek gibiyim :)))))))) Ama ruhum kadınnnnnnnnnnn :)
Buna dair bazı detaylar, kendiniz için bakmak isterseniz:
1. Beyninizin cinsiyeti? (Az fark olsa da Erkek çıktı)
Yapılan araştırmaya göre yüzük parmağı işaret parmağından uzun ise beyin cinsiyeti ERKEK. Kısa veya eşit ise beyin cinsiyeti KADIN. İlgili araştırma: http://www.haberturk.com/saglik/haber/948181-beynin-de-cinsiyeti-var
2. Düşüncenizin cinsiyeti ? (%60 Erkek-%30 Kadın çıktım)
http://memorado.tv/male_female_brain
3. Sol Beyin - Sağ Beyin, hangisi? (Dengeli çıkmadı bu da :) Sol Beyinli çıktım)
http://fwmail.net/beyin-testi#beyin-testi
Çok güzel yazmışsın bende aynı duygulara sahibimSelam kızlar, umarım hepiniz iyisinizdir.
Bugün biraz dertleşmek istedim sizlerle, vaktinizi çalacağım belki ama farklı fikirlere belkide biraz ikna edilmeye ihtiyacım var.
Nerden başlıyım, içimden geçenleri doğru şekilde nasıl anlatayım tam bilemiyorum gerçi, deneyeceğim işte.
Şimdi ben yarın tam 39 yaşıma giriyorum ve ister istemez 39 senenin yaşanmışlıkları sayesinde edindiğim tüm tecrübelerin etkisinde olduğumu fark ediyorum. Yani demeye çalıştığım şu ki 20'li yaşlardayken her şey ne kadar da kolaymış. Tecrübe ve yaşanmışlıklar yokken yani daha bilinçsizken ne kadar da gözü karaymışız. Yıllar geçtikçe daha çok fark ettiğim şey git gide daha korkak olduğum. Çünkü artık hayatın tehlikelerinin, zorluklarının, sıkıntılarının (pek çoğunu yaşayarak ve pek çoğunu da gözlemleyerek) bilincindeyim. Artık yaptığım yada yapacağım her şeyi 2 kere düşünüp tartıp yapar oldum sanki. Geriye dönüp baktığımda ne kadar güzel ve ne kadar zor bir hayatım olmuş diyorum. Çoğumuz gibi bende ne elde ettiysem bu hayatta tırnaklarımla kazıdığımdan elde ettim. Elimi attığım hiç bir iş tek seferde olmadı hep büyük uğraşlarla hak ettim. İyi ki öyle olmuş belki de, çünkü böylelikle ulaşılanın tadı çok daha güzel geldi sonuçta. Üstelik hep güçlü kalmamı, hep ayaklarım üzerinde durmamı sağlayan da bu sanırım. Gerçi güçlü olmak her ne kadar hayat için iyi olsa da bi o kadar da yorucu, bizim gibi olan kadınlar bilir neyden bahsettiğimi o yüzden çok detaylara girmiyorum.
Şimdi giriş kısmını hallettim sayarsak, gelişme kısmında bunları neden düşündüğümü anlatmaya geçebilirim sanırım.
Ben 5 yıllık mutlu bir evliliği olan ve eşini Allahın bir hediyesi olarak gören biriyim. Çok şükür ki benim için en doğru adamı bulduğuma inanıyorum. Evliliğimizin ilk seneleri aklımızdan çocuk fikri geçmedi hiç, sonra yaş geçiyor dedik, evde bizden bir parça olsa güzel olur dedik, tüm arkadaşlarımız baktık ürüyor, e aileler cevre es dost sorar oldu, bizimde aklımıza düştü bir kurt tabi. Gittik doktora test vs derken geldik bu günlere. Tabi bu sürecin de ne kadar zor olduğunu yaşayınca gördüm. Al sana bir tecrübe daha :) Her türlü etkileniyor insan. En önemlisi ve zor olanı da psikolojimizi sağlam tutmak. İşte benim de bu süreçte aklımda binbir deli soru!
1.) Herkes çocuk sahibi olmalı mı?
2.) Ben çocuk sahibi olmayı gerçekten istiyor muyum?
3.) Neden çocuk sahibi olmak istiyorum?
4.) Bu hayatın zorluklarını bile bile bunu o çocuğa yaşatmayı göze alabiliyor muyum?
5.) Yoksa kendi rahatımdan mı vazgeçmek istemiyorum?
6.) Düşündükçe daha çok Korkuyorum! ama tam olarak neden?
İşte zaman zaman kafama takılıp duruyor tüm bunlar. Benim cevaplarım şunlar;
1.) Hayır, çocuğunu çöpe atan, istismar eden vs. gördükçe umarım hak etmeyen kimse çocuk sahibi olmaz diyorum. (buna bende dahilim, gerçekten hak ediyorsam olsun)
2.) Evet, sadece daha gözü kara olmalı, çok detaylı düşünmeyi bir kenara bırakmalıyım galiba.
3.) Bize yeten, mutlu eden bir evliliğimiz var. Çocuğumuz olursa onu sonsuz sevip, koruyup, mutlu bir insan olması için elimizden geleni yapabiliriz. Bizim bir parçamız olur vs ama bunun çok net bir cevabı yok aslında. İç güdüsel işte!
4.) Bak işte bu konuda çok kararsızım. Hayatın bizlere ne getireceğini bilmiyoruz elbette ama olabilecekleri tahmin ediyoruz artık (bknz. giriş bölümü)
5.) Yalan yok, çoook rahatım evimde kendimle ve eşimle. Dilediğimi dilediğim kadar ve zaman yapıyorum çünkü. Sorumluluğum "biz" kadar. Çocuk olursa kocamaaaan bir "Onun" kadar olacak en basiti. Yinede diyorum ki 39 yıllık rahat bana yeter, onun için kaldır poponu artık :)
6.) Korkuyorum! Galiba çocuğumla çok vakit gecirememekten. Bana ihtiyacı olduğunda yanında olamamaktan. Ya da onun başına gelebilecek kötülükleri engelleyememekten. Say say bitmez..
Çok mu negatifim sizce? Galiba bu sıralar bazen öyleyim. Ama buna engel olamıyorum. Daha dün akşam eşimin çalıştığı iş yerinde yaşanan bir kazada neredeyse 20 yaşında gencecik bir çocuk yanarak ölüyordu. Şimdi hastanede tedavi görüyor. Eşim yetiştirmiş hastaneye, başında beklemiş. Eve geldiğinde göz yaşlarını ben sildim öpe koklaya gözlerinden. Oturup beraber ağladık çocuk için. Hala ağlıyorum. İçim acıdı haline. Yüreğim tutuştu tanımadığım birine. Annesi yokmuş çocugun, babası başka biriyle evliymiş. Gelmemişler bile hastaneye. Allahım acil şifalar versin, çektiği tüm acıları tez vakitte unuttursun dilerim. İşte tüm bunlarında var olduğunu bilince hayatta bir adım geri atıyorum hep.
Neyse artık Sonuca gelirsek;
Çocuk istiyorum, bazen içim titriyor aklımdan geçince bazen duvardan farksızım. Çocuk istiyor olmam hormonlarımın bir oyunu belkide çünkü yeri geliyor "olmasa da olur" diyorken buluyorum kendimi. Sonra sizleri düşünüyorum aranızda bitmek tükenmek bilmeden, bıkmadan usanmadan, pes etmeden defalarca kere tedavi olanları düşünüp onların bu çabalarından sonra belkide ben yeterince hak etmiyorumdur diyorum. Zaten oldum olası Bebek hayatımın odağında olmadı hiç önceliklerim başkaydı hep, böyle böyle bu yaşa geldik işte. Kısaca şimdiki aklımla 25 yaşımda olsaydım farklı yapacağım pek çok şey olabilirdi belki de. fakat şimdi bu yaşımda içine girdiğim bu durum beni baskı altında hissettiriyor, bu da çoğunlukla bağırarak arkama bile bakmadan koşma isteği uyandırıyor bende :) Ah "Kova" pis "Kova" bütün kabahat zaten hep burcumda
Sonuçta bu günlerde daha sık sorgular oldum kendimi çünkü 2. deneme için güç toplamaya, kendimi ikna etmeye uğraşıyorum. Baktım tek başıma çok pozitif olamıyorum sizlerin konu hakkında ki fikirlerine de baş vurayım dedim. Kim bilir belki bu yazıyı okuyan birileri daha kendini sorgulamaya başlarken, birilerinden de gelecek bir kaç küçük laf sayesinde bende bir aydınlanma yaşayabilirim. Umut işte nerden çıkacağı belli olmaz öyle değil mi?
Hepinizin gönlünden geçen dilekleri en kısa zamanda gerçekleşsin umarım. Bitmek tükenmek bilmeyen mutluluklar bizlerin olsun. Bu arada sürç-i lisan ettiysem ve kafanızı şişirdiysem affola!
Sevgilerimle, Medusa76
Selam kızlar, umarım hepiniz iyisinizdir.
Bugün biraz dertleşmek istedim sizlerle, vaktinizi çalacağım belki ama farklı fikirlere belkide biraz ikna edilmeye ihtiyacım var.
Nerden başlıyım, içimden geçenleri doğru şekilde nasıl anlatayım tam bilemiyorum gerçi, deneyeceğim işte.
Şimdi ben yarın tam 39 yaşıma giriyorum ve ister istemez 39 senenin yaşanmışlıkları sayesinde edindiğim tüm tecrübelerin etkisinde olduğumu fark ediyorum. Yani demeye çalıştığım şu ki 20'li yaşlardayken her şey ne kadar da kolaymış. Tecrübe ve yaşanmışlıklar yokken yani daha bilinçsizken ne kadar da gözü karaymışız. Yıllar geçtikçe daha çok fark ettiğim şey git gide daha korkak olduğum. Çünkü artık hayatın tehlikelerinin, zorluklarının, sıkıntılarının (pek çoğunu yaşayarak ve pek çoğunu da gözlemleyerek) bilincindeyim. Artık yaptığım yada yapacağım her şeyi 2 kere düşünüp tartıp yapar oldum sanki. Geriye dönüp baktığımda ne kadar güzel ve ne kadar zor bir hayatım olmuş diyorum. Çoğumuz gibi bende ne elde ettiysem bu hayatta tırnaklarımla kazıdığımdan elde ettim. Elimi attığım hiç bir iş tek seferde olmadı hep büyük uğraşlarla hak ettim. İyi ki öyle olmuş belki de, çünkü böylelikle ulaşılanın tadı çok daha güzel geldi sonuçta. Üstelik hep güçlü kalmamı, hep ayaklarım üzerinde durmamı sağlayan da bu sanırım. Gerçi güçlü olmak her ne kadar hayat için iyi olsa da bi o kadar da yorucu, bizim gibi olan kadınlar bilir neyden bahsettiğimi o yüzden çok detaylara girmiyorum.
Şimdi giriş kısmını hallettim sayarsak, gelişme kısmında bunları neden düşündüğümü anlatmaya geçebilirim sanırım.
Ben 5 yıllık mutlu bir evliliği olan ve eşini Allahın bir hediyesi olarak gören biriyim. Çok şükür ki benim için en doğru adamı bulduğuma inanıyorum. Evliliğimizin ilk seneleri aklımızdan çocuk fikri geçmedi hiç, sonra yaş geçiyor dedik, evde bizden bir parça olsa güzel olur dedik, tüm arkadaşlarımız baktık ürüyor, e aileler cevre es dost sorar oldu, bizimde aklımıza düştü bir kurt tabi. Gittik doktora test vs derken geldik bu günlere. Tabi bu sürecin de ne kadar zor olduğunu yaşayınca gördüm. Al sana bir tecrübe daha :) Her türlü etkileniyor insan. En önemlisi ve zor olanı da psikolojimizi sağlam tutmak. İşte benim de bu süreçte aklımda binbir deli soru!
1.) Herkes çocuk sahibi olmalı mı?
2.) Ben çocuk sahibi olmayı gerçekten istiyor muyum?
3.) Neden çocuk sahibi olmak istiyorum?
4.) Bu hayatın zorluklarını bile bile bunu o çocuğa yaşatmayı göze alabiliyor muyum?
5.) Yoksa kendi rahatımdan mı vazgeçmek istemiyorum?
6.) Düşündükçe daha çok Korkuyorum! ama tam olarak neden?
İşte zaman zaman kafama takılıp duruyor tüm bunlar. Benim cevaplarım şunlar;
1.) Hayır, çocuğunu çöpe atan, istismar eden vs. gördükçe umarım hak etmeyen kimse çocuk sahibi olmaz diyorum. (buna bende dahilim, gerçekten hak ediyorsam olsun)
2.) Evet, sadece daha gözü kara olmalı, çok detaylı düşünmeyi bir kenara bırakmalıyım galiba.
3.) Bize yeten, mutlu eden bir evliliğimiz var. Çocuğumuz olursa onu sonsuz sevip, koruyup, mutlu bir insan olması için elimizden geleni yapabiliriz. Bizim bir parçamız olur vs ama bunun çok net bir cevabı yok aslında. İç güdüsel işte!
4.) Bak işte bu konuda çok kararsızım. Hayatın bizlere ne getireceğini bilmiyoruz elbette ama olabilecekleri tahmin ediyoruz artık (bknz. giriş bölümü)
5.) Yalan yok, çoook rahatım evimde kendimle ve eşimle. Dilediğimi dilediğim kadar ve zaman yapıyorum çünkü. Sorumluluğum "biz" kadar. Çocuk olursa kocamaaaan bir "Onun" kadar olacak en basiti. Yinede diyorum ki 39 yıllık rahat bana yeter, onun için kaldır poponu artık :)
6.) Korkuyorum!
Merhaba, soruların, çekincelerin bizim yaş grubu için yabancı değil sanırım. Yazını okurken kendime sorduğum sorular bunlar dedim. Cevabını gönlün verecek. Birinci soruya, eşinin çocuğunun babası olmasını gerçekten istiyor musun? Eşinden bir parça yansıtacak insan istiyor musun? Kendini seviyor musun? Kendinden bir parça istiyor musun? Bu sorulara evet diyorsan, diğer soruların için de herşeyin üstesinden gelinir. Herkes kaderini yaşar, çocuğumuz olsa dahi onun yaşamında tam etkili olamayız. İşin doğasına aykırı, Yaradan nasip ederse milyonlarca insandan biri olarak dünyaya gelir bizde onun nitelikli mutlu insan olması için elimizden geleni yaparız. Mutlu olacağın kararları almanı dilerim.
Düşunvelerin ve dile getirme uslübuna hayran oldum.bazen kendi kendimizi teselli eder bazen de tam tersi durduk yere mutsuz ederiz.3 çocuğum var normal dogum ve hepsi yetişkin rabbim uzun sağlıklı hayırlı ömür versin.ilk tüp bebekSelam kızlar, umarım hepiniz iyisinizdir.
Bugün biraz dertleşmek istedim sizlerle, vaktinizi çalacağım belki ama farklı fikirlere belkide biraz ikna edilmeye ihtiyacım var.
Nerden başlıyım, içimden geçenleri doğru şekilde nasıl anlatayım tam bilemiyorum gerçi, deneyeceğim işte.
Şimdi ben yarın tam 39 yaşıma giriyorum ve ister istemez 39 senenin yaşanmışlıkları sayesinde edindiğim tüm tecrübelerin etkisinde olduğumu fark ediyorum. Yani demeye çalıştığım şu ki 20'li yaşlardayken her şey ne kadar da kolaymış. Tecrübe ve yaşanmışlıklar yokken yani daha bilinçsizken ne kadar da gözü karaymışız. Yıllar geçtikçe daha çok fark ettiğim şey git gide daha korkak olduğum. Çünkü artık hayatın tehlikelerinin, zorluklarının, sıkıntılarının (pek çoğunu yaşayarak ve pek çoğunu da gözlemleyerek) bilincindeyim. Artık yaptığım yada yapacağım her şeyi 2 kere düşünüp tartıp yapar oldum sanki. Geriye dönüp baktığımda ne kadar güzel ve ne kadar zor bir hayatım olmuş diyorum. Çoğumuz gibi bende ne elde ettiysem bu hayatta tırnaklarımla kazıdığımdan elde ettim. Elimi attığım hiç bir iş tek seferde olmadı hep büyük uğraşlarla hak ettim. İyi ki öyle olmuş belki de, çünkü böylelikle ulaşılanın tadı çok daha güzel geldi sonuçta. Üstelik hep güçlü kalmamı, hep ayaklarım üzerinde durmamı sağlayan da bu sanırım. Gerçi güçlü olmak her ne kadar hayat için iyi olsa da bi o kadar da yorucu, bizim gibi olan kadınlar bilir neyden bahsettiğimi o yüzden çok detaylara girmiyorum.
Şimdi giriş kısmını hallettim sayarsak, gelişme kısmında bunları neden düşündüğümü anlatmaya geçebilirim sanırım.
Ben 5 yıllık mutlu bir evliliği olan ve eşini Allahın bir hediyesi olarak gören biriyim. Çok şükür ki benim için en doğru adamı bulduğuma inanıyorum. Evliliğimizin ilk seneleri aklımızdan çocuk fikri geçmedi hiç, sonra yaş geçiyor dedik, evde bizden bir parça olsa güzel olur dedik, tüm arkadaşlarımız baktık ürüyor, e aileler cevre es dost sorar oldu, bizimde aklımıza düştü bir kurt tabi. Gittik doktora test vs derken geldik bu günlere. Tabi bu sürecin de ne kadar zor olduğunu yaşayınca gördüm. Al sana bir tecrübe daha :) Her türlü etkileniyor insan. En önemlisi ve zor olanı da psikolojimizi sağlam tutmak. İşte benim de bu süreçte aklımda binbir deli soru!
1.) Herkes çocuk sahibi olmalı mı?
2.) Ben çocuk sahibi olmayı gerçekten istiyor muyum?
3.) Neden çocuk sahibi olmak istiyorum?
4.) Bu hayatın zorluklarını bile bile bunu o çocuğa yaşatmayı göze alabiliyor muyum?
5.) Yoksa kendi rahatımdan mı vazgeçmek istemiyorum?
6.) Düşündükçe daha çok Korkuyorum! ama tam olarak neden?
İşte zaman zaman kafama takılıp duruyor tüm bunlar. Benim cevaplarım şunlar;
1.) Hayır, çocuğunu çöpe atan, istismar eden vs. gördükçe umarım hak etmeyen kimse çocuk sahibi olmaz diyorum. (buna bende dahilim, gerçekten hak ediyorsam olsun)
2.) Evet, sadece daha gözü kara olmalı, çok detaylı düşünmeyi bir kenara bırakmalıyım galiba.
3.) Bize yeten, mutlu eden bir evliliğimiz var. Çocuğumuz olursa onu sonsuz sevip, koruyup, mutlu bir insan olması için elimizden geleni yapabiliriz. Bizim bir parçamız olur vs ama bunun çok net bir cevabı yok aslında. İç güdüsel işte!
4.) Bak işte bu konuda çok kararsızım. Hayatın bizlere ne getireceğini bilmiyoruz elbette ama olabilecekleri tahmin ediyoruz artık (bknz. giriş bölümü)
5.) Yalan yok, çoook rahatım evimde kendimle ve eşimle. Dilediğimi dilediğim kadar ve zaman yapıyorum çünkü. Sorumluluğum "biz" kadar. Çocuk olursa kocamaaaan bir "Onun" kadar olacak en basiti. Yinede diyorum ki 39 yıllık rahat bana yeter, onun için kaldır poponu artık :)
6.) Korkuyorum! Galiba çocuğumla çok vakit gecirememekten. Bana ihtiyacı olduğunda yanında olamamaktan. Ya da onun başına gelebilecek kötülükleri engelleyememekten. Say say bitmez..
Çok mu negatifim sizce? Galiba bu sıralar bazen öyleyim. Ama buna engel olamıyorum. Daha dün akşam eşimin çalıştığı iş yerinde yaşanan bir kazada neredeyse 20 yaşında gencecik bir çocuk yanarak ölüyordu. Şimdi hastanede tedavi görüyor. Eşim yetiştirmiş hastaneye, başında beklemiş. Eve geldiğinde göz yaşlarını ben sildim öpe koklaya gözlerinden. Oturup beraber ağladık çocuk için. Hala ağlıyorum. İçim acıdı haline. Yüreğim tutuştu tanımadığım birine. Annesi yokmuş çocugun, babası başka biriyle evliymiş. Gelmemişler bile hastaneye. Allahım acil şifalar versin, çektiği tüm acıları tez vakitte unuttursun dilerim. İşte tüm bunlarında var olduğunu bilince hayatta bir adım geri atıyorum hep.
Neyse artık Sonuca gelirsek;
Çocuk istiyorum, bazen içim titriyor aklımdan geçince bazen duvardan farksızım. Çocuk istiyor olmam hormonlarımın bir oyunu belkide çünkü yeri geliyor "olmasa da olur" diyorken buluyorum kendimi. Sonra sizleri düşünüyorum aranızda bitmek tükenmek bilmeden, bıkmadan usanmadan, pes etmeden defalarca kere tedavi olanları düşünüp onların bu çabalarından sonra belkide ben yeterince hak etmiyorumdur diyorum. Zaten oldum olası Bebek hayatımın odağında olmadı hiç önceliklerim başkaydı hep, böyle böyle bu yaşa geldik işte. Kısaca şimdiki aklımla 25 yaşımda olsaydım farklı yapacağım pek çok şey olabilirdi belki de. fakat şimdi bu yaşımda içine girdiğim bu durum beni baskı altında hissettiriyor, bu da çoğunlukla bağırarak arkama bile bakmadan koşma isteği uyandırıyor bende :) Ah "Kova" pis "Kova" bütün kabahat zaten hep burcumda
Sonuçta bu günlerde daha sık sorgular oldum kendimi çünkü 2. deneme için güç toplamaya, kendimi ikna etmeye uğraşıyorum. Baktım tek başıma çok pozitif olamıyorum sizlerin konu hakkında ki fikirlerine de baş vurayım dedim. Kim bilir belki bu yazıyı okuyan birileri daha kendini sorgulamaya başlarken, birilerinden de gelecek bir kaç küçük laf sayesinde bende bir aydınlanma yaşayabilirim. Umut işte nerden çıkacağı belli olmaz öyle değil mi?
Hepinizin gönlünden geçen dilekleri en kısa zamanda gerçekleşsin umarım. Bitmek tükenmek bilmeyen mutluluklar bizlerin olsun. Bu arada sürç-i lisan ettiysem ve kafanızı şişirdiysem affola!
Sevgilerimle, Medusa76
Hoşgeldin, geçmiş olsun. Sen elinden geleni yapıyorsun, sakınan göze budak girer misali üstlerine düştükçe aksilikler çıkıyor. Kendine iyi bak, harap etme arkadaşım, diğer 2 ayaklı minnakcıkların da seni bekliyor.Sağol arkadaşım. Bir şekilde yoluna giriyor herşey. Zorlamıyorum kendimi. Nasıl olsa geçecek. Ama öyle üstüste geldi ki...
Karın ağrımın sebebini çözemedim. Dün gece mide kanaması diye düşündüm ama ağrıdan başka bir belirti olmadı. Sanırım psikolojik etkilerle kramp giriyor. Çıbanlarım da patlama yaptı bu ara...
Hala sızlanıyorum. Daha olmamışım ben
Fırsat buldukça buralardayım. Nickimi "Yangında İlk Kurtarılacak" olarak değiştirip kendimi demirbaş listesine eklemeliyim
Selam kızlar, umarım hepiniz iyisinizdir.
Bugün biraz dertleşmek istedim sizlerle, vaktinizi çalacağım belki ama farklı fikirlere belkide biraz ikna edilmeye ihtiyacım var.
Nerden başlıyım, içimden geçenleri doğru şekilde nasıl anlatayım tam bilemiyorum gerçi, deneyeceğim işte.
Şimdi ben yarın tam 39 yaşıma giriyorum ve ister istemez 39 senenin yaşanmışlıkları sayesinde edindiğim tüm tecrübelerin etkisinde olduğumu fark ediyorum. Yani demeye çalıştığım şu ki 20'li yaşlardayken her şey ne kadar da kolaymış. Tecrübe ve yaşanmışlıklar yokken yani daha bilinçsizken ne kadar da gözü karaymışız. Yıllar geçtikçe daha çok fark ettiğim şey git gide daha korkak olduğum. Çünkü artık hayatın tehlikelerinin, zorluklarının, sıkıntılarının (pek çoğunu yaşayarak ve pek çoğunu da gözlemleyerek) bilincindeyim. Artık yaptığım yada yapacağım her şeyi 2 kere düşünüp tartıp yapar oldum sanki. Geriye dönüp baktığımda ne kadar güzel ve ne kadar zor bir hayatım olmuş diyorum. Çoğumuz gibi bende ne elde ettiysem bu hayatta tırnaklarımla kazıdığımdan elde ettim. Elimi attığım hiç bir iş tek seferde olmadı hep büyük uğraşlarla hak ettim. İyi ki öyle olmuş belki de, çünkü böylelikle ulaşılanın tadı çok daha güzel geldi sonuçta. Üstelik hep güçlü kalmamı, hep ayaklarım üzerinde durmamı sağlayan da bu sanırım. Gerçi güçlü olmak her ne kadar hayat için iyi olsa da bi o kadar da yorucu, bizim gibi olan kadınlar bilir neyden bahsettiğimi o yüzden çok detaylara girmiyorum.
Şimdi giriş kısmını hallettim sayarsak, gelişme kısmında bunları neden düşündüğümü anlatmaya geçebilirim sanırım.
Ben 5 yıllık mutlu bir evliliği olan ve eşini Allahın bir hediyesi olarak gören biriyim. Çok şükür ki benim için en doğru adamı bulduğuma inanıyorum. Evliliğimizin ilk seneleri aklımızdan çocuk fikri geçmedi hiç, sonra yaş geçiyor dedik, evde bizden bir parça olsa güzel olur dedik, tüm arkadaşlarımız baktık ürüyor, e aileler cevre es dost sorar oldu, bizimde aklımıza düştü bir kurt tabi. Gittik doktora test vs derken geldik bu günlere. Tabi bu sürecin de ne kadar zor olduğunu yaşayınca gördüm. Al sana bir tecrübe daha :) Her türlü etkileniyor insan. En önemlisi ve zor olanı da psikolojimizi sağlam tutmak. İşte benim de bu süreçte aklımda binbir deli soru!
1.) Herkes çocuk sahibi olmalı mı?
2.) Ben çocuk sahibi olmayı gerçekten istiyor muyum?
3.) Neden çocuk sahibi olmak istiyorum?
4.) Bu hayatın zorluklarını bile bile bunu o çocuğa yaşatmayı göze alabiliyor muyum?
5.) Yoksa kendi rahatımdan mı vazgeçmek istemiyorum?
6.) Düşündükçe daha çok Korkuyorum! ama tam olarak neden?
İşte zaman zaman kafama takılıp duruyor tüm bunlar. Benim cevaplarım şunlar;
1.) Hayır, çocuğunu çöpe atan, istismar eden vs. gördükçe umarım hak etmeyen kimse çocuk sahibi olmaz diyorum. (buna bende dahilim, gerçekten hak ediyorsam olsun)
2.) Evet, sadece daha gözü kara olmalı, çok detaylı düşünmeyi bir kenara bırakmalıyım galiba.
3.) Bize yeten, mutlu eden bir evliliğimiz var. Çocuğumuz olursa onu sonsuz sevip, koruyup, mutlu bir insan olması için elimizden geleni yapabiliriz. Bizim bir parçamız olur vs ama bunun çok net bir cevabı yok aslında. İç güdüsel işte!
4.) Bak işte bu konuda çok kararsızım. Hayatın bizlere ne getireceğini bilmiyoruz elbette ama olabilecekleri tahmin ediyoruz artık (bknz. giriş bölümü)
5.) Yalan yok, çoook rahatım evimde kendimle ve eşimle. Dilediğimi dilediğim kadar ve zaman yapıyorum çünkü. Sorumluluğum "biz" kadar. Çocuk olursa kocamaaaan bir "Onun" kadar olacak en basiti. Yinede diyorum ki 39 yıllık rahat bana yeter, onun için kaldır poponu artık :)
6.) Korkuyorum! Galiba çocuğumla çok vakit gecirememekten. Bana ihtiyacı olduğunda yanında olamamaktan. Ya da onun başına gelebilecek kötülükleri engelleyememekten. Say say bitmez..
Çok mu negatifim sizce? Galiba bu sıralar bazen öyleyim. Ama buna engel olamıyorum. Daha dün akşam eşimin çalıştığı iş yerinde yaşanan bir kazada neredeyse 20 yaşında gencecik bir çocuk yanarak ölüyordu. Şimdi hastanede tedavi görüyor. Eşim yetiştirmiş hastaneye, başında beklemiş. Eve geldiğinde göz yaşlarını ben sildim öpe koklaya gözlerinden. Oturup beraber ağladık çocuk için. Hala ağlıyorum. İçim acıdı haline. Yüreğim tutuştu tanımadığım birine. Annesi yokmuş çocugun, babası başka biriyle evliymiş. Gelmemişler bile hastaneye. Allahım acil şifalar versin, çektiği tüm acıları tez vakitte unuttursun dilerim. İşte tüm bunlarında var olduğunu bilince hayatta bir adım geri atıyorum hep.
Neyse artık Sonuca gelirsek;
Çocuk istiyorum, bazen içim titriyor aklımdan geçince bazen duvardan farksızım. Çocuk istiyor olmam hormonlarımın bir oyunu belkide çünkü yeri geliyor "olmasa da olur" diyorken buluyorum kendimi. Sonra sizleri düşünüyorum aranızda bitmek tükenmek bilmeden, bıkmadan usanmadan, pes etmeden defalarca kere tedavi olanları düşünüp onların bu çabalarından sonra belkide ben yeterince hak etmiyorumdur diyorum. Zaten oldum olası Bebek hayatımın odağında olmadı hiç önceliklerim başkaydı hep, böyle böyle bu yaşa geldik işte. Kısaca şimdiki aklımla 25 yaşımda olsaydım farklı yapacağım pek çok şey olabilirdi belki de. fakat şimdi bu yaşımda içine girdiğim bu durum beni baskı altında hissettiriyor, bu da çoğunlukla bağırarak arkama bile bakmadan koşma isteği uyandırıyor bende :) Ah "Kova" pis "Kova" bütün kabahat zaten hep burcumda
Sonuçta bu günlerde daha sık sorgular oldum kendimi çünkü 2. deneme için güç toplamaya, kendimi ikna etmeye uğraşıyorum. Baktım tek başıma çok pozitif olamıyorum sizlerin konu hakkında ki fikirlerine de baş vurayım dedim. Kim bilir belki bu yazıyı okuyan birileri daha kendini sorgulamaya başlarken, birilerinden de gelecek bir kaç küçük laf sayesinde bende bir aydınlanma yaşayabilirim. Umut işte nerden çıkacağı belli olmaz öyle değil mi?
Hepinizin gönlünden geçen dilekleri en kısa zamanda gerçekleşsin umarım. Bitmek tükenmek bilmeyen mutluluklar bizlerin olsun. Bu arada sürç-i lisan ettiysem ve kafanızı şişirdiysem affola!
Sevgilerimle, Medusa76
Selam kızlar, umarım hepiniz iyisinizdir.
Bugün biraz dertleşmek istedim sizlerle, vaktinizi çalacağım belki ama farklı fikirlere belkide biraz ikna edilmeye ihtiyacım var.
Nerden başlıyım, içimden geçenleri doğru şekilde nasıl anlatayım tam bilemiyorum gerçi, deneyeceğim işte.
Şimdi ben yarın tam 39 yaşıma giriyorum ve ister istemez 39 senenin yaşanmışlıkları sayesinde edindiğim tüm tecrübelerin etkisinde olduğumu fark ediyorum. Yani demeye çalıştığım şu ki 20'li yaşlardayken her şey ne kadar da kolaymış. Tecrübe ve yaşanmışlıklar yokken yani daha bilinçsizken ne kadar da gözü karaymışız. Yıllar geçtikçe daha çok fark ettiğim şey git gide daha korkak olduğum. Çünkü artık hayatın tehlikelerinin, zorluklarının, sıkıntılarının (pek çoğunu yaşayarak ve pek çoğunu da gözlemleyerek) bilincindeyim. Artık yaptığım yada yapacağım her şeyi 2 kere düşünüp tartıp yapar oldum sanki. Geriye dönüp baktığımda ne kadar güzel ve ne kadar zor bir hayatım olmuş diyorum. Çoğumuz gibi bende ne elde ettiysem bu hayatta tırnaklarımla kazıdığımdan elde ettim. Elimi attığım hiç bir iş tek seferde olmadı hep büyük uğraşlarla hak ettim. İyi ki öyle olmuş belki de, çünkü böylelikle ulaşılanın tadı çok daha güzel geldi sonuçta. Üstelik hep güçlü kalmamı, hep ayaklarım üzerinde durmamı sağlayan da bu sanırım. Gerçi güçlü olmak her ne kadar hayat için iyi olsa da bi o kadar da yorucu, bizim gibi olan kadınlar bilir neyden bahsettiğimi o yüzden çok detaylara girmiyorum.
Şimdi giriş kısmını hallettim sayarsak, gelişme kısmında bunları neden düşündüğümü anlatmaya geçebilirim sanırım.
Ben 5 yıllık mutlu bir evliliği olan ve eşini Allahın bir hediyesi olarak gören biriyim. Çok şükür ki benim için en doğru adamı bulduğuma inanıyorum. Evliliğimizin ilk seneleri aklımızdan çocuk fikri geçmedi hiç, sonra yaş geçiyor dedik, evde bizden bir parça olsa güzel olur dedik, tüm arkadaşlarımız baktık ürüyor, e aileler cevre es dost sorar oldu, bizimde aklımıza düştü bir kurt tabi. Gittik doktora test vs derken geldik bu günlere. Tabi bu sürecin de ne kadar zor olduğunu yaşayınca gördüm. Al sana bir tecrübe daha :) Her türlü etkileniyor insan. En önemlisi ve zor olanı da psikolojimizi sağlam tutmak. İşte benim de bu süreçte aklımda binbir deli soru!
1.) Herkes çocuk sahibi olmalı mı?
2.) Ben çocuk sahibi olmayı gerçekten istiyor muyum?
3.) Neden çocuk sahibi olmak istiyorum?
4.) Bu hayatın zorluklarını bile bile bunu o çocuğa yaşatmayı göze alabiliyor muyum?
5.) Yoksa kendi rahatımdan mı vazgeçmek istemiyorum?
6.) Düşündükçe daha çok Korkuyorum! ama tam olarak neden?
İşte zaman zaman kafama takılıp duruyor tüm bunlar. Benim cevaplarım şunlar;
1.) Hayır, çocuğunu çöpe atan, istismar eden vs. gördükçe umarım hak etmeyen kimse çocuk sahibi olmaz diyorum. (buna bende dahilim, gerçekten hak ediyorsam olsun)
2.) Evet, sadece daha gözü kara olmalı, çok detaylı düşünmeyi bir kenara bırakmalıyım galiba.
3.) Bize yeten, mutlu eden bir evliliğimiz var. Çocuğumuz olursa onu sonsuz sevip, koruyup, mutlu bir insan olması için elimizden geleni yapabiliriz. Bizim bir parçamız olur vs ama bunun çok net bir cevabı yok aslında. İç güdüsel işte!
4.) Bak işte bu konuda çok kararsızım. Hayatın bizlere ne getireceğini bilmiyoruz elbette ama olabilecekleri tahmin ediyoruz artık (bknz. giriş bölümü)
5.) Yalan yok, çoook rahatım evimde kendimle ve eşimle. Dilediğimi dilediğim kadar ve zaman yapıyorum çünkü. Sorumluluğum "biz" kadar. Çocuk olursa kocamaaaan bir "Onun" kadar olacak en basiti. Yinede diyorum ki 39 yıllık rahat bana yeter, onun için kaldır poponu artık :)
6.) Korkuyorum! Galiba çocuğumla çok vakit gecirememekten. Bana ihtiyacı olduğunda yanında olamamaktan. Ya da onun başına gelebilecek kötülükleri engelleyememekten. Say say bitmez..
Çok mu negatifim sizce? Galiba bu sıralar bazen öyleyim. Ama buna engel olamıyorum. Daha dün akşam eşimin çalıştığı iş yerinde yaşanan bir kazada neredeyse 20 yaşında gencecik bir çocuk yanarak ölüyordu. Şimdi hastanede tedavi görüyor. Eşim yetiştirmiş hastaneye, başında beklemiş. Eve geldiğinde göz yaşlarını ben sildim öpe koklaya gözlerinden. Oturup beraber ağladık çocuk için. Hala ağlıyorum. İçim acıdı haline. Yüreğim tutuştu tanımadığım birine. Annesi yokmuş çocugun, babası başka biriyle evliymiş. Gelmemişler bile hastaneye. Allahım acil şifalar versin, çektiği tüm acıları tez vakitte unuttursun dilerim. İşte tüm bunlarında var olduğunu bilince hayatta bir adım geri atıyorum hep.
Neyse artık Sonuca gelirsek;
Çocuk istiyorum, bazen içim titriyor aklımdan geçince bazen duvardan farksızım. Çocuk istiyor olmam hormonlarımın bir oyunu belkide çünkü yeri geliyor "olmasa da olur" diyorken buluyorum kendimi. Sonra sizleri düşünüyorum aranızda bitmek tükenmek bilmeden, bıkmadan usanmadan, pes etmeden defalarca kere tedavi olanları düşünüp onların bu çabalarından sonra belkide ben yeterince hak etmiyorumdur diyorum. Zaten oldum olası Bebek hayatımın odağında olmadı hiç önceliklerim başkaydı hep, böyle böyle bu yaşa geldik işte. Kısaca şimdiki aklımla 25 yaşımda olsaydım farklı yapacağım pek çok şey olabilirdi belki de. fakat şimdi bu yaşımda içine girdiğim bu durum beni baskı altında hissettiriyor, bu da çoğunlukla bağırarak arkama bile bakmadan koşma isteği uyandırıyor bende :) Ah "Kova" pis "Kova" bütün kabahat zaten hep burcumda
Sonuçta bu günlerde daha sık sorgular oldum kendimi çünkü 2. deneme için güç toplamaya, kendimi ikna etmeye uğraşıyorum. Baktım tek başıma çok pozitif olamıyorum sizlerin konu hakkında ki fikirlerine de baş vurayım dedim. Kim bilir belki bu yazıyı okuyan birileri daha kendini sorgulamaya başlarken, birilerinden de gelecek bir kaç küçük laf sayesinde bende bir aydınlanma yaşayabilirim. Umut işte nerden çıkacağı belli olmaz öyle değil mi?
Hepinizin gönlünden geçen dilekleri en kısa zamanda gerçekleşsin umarım. Bitmek tükenmek bilmeyen mutluluklar bizlerin olsun. Bu arada sürç-i lisan ettiysem ve kafanızı şişirdiysem affola!
Sevgilerimle, Medusa76
Ben 41 yasindayim senin yasinda evlendim guzel ve 10yas gencSelam kızlar, umarım hepiniz iyisinizdir.
Bugün biraz dertleşmek istedim sizlerle, vaktinizi çalacağım belki ama farklı fikirlere belkide biraz ikna edilmeye ihtiyacım var.
Nerden başlıyım, içimden geçenleri doğru şekilde nasıl anlatayım tam bilemiyorum gerçi, deneyeceğim işte.
Şimdi ben yarın tam 39 yaşıma giriyorum ve ister istemez 39 senenin yaşanmışlıkları sayesinde edindiğim tüm tecrübelerin etkisinde olduğumu fark ediyorum. Yani demeye çalıştığım şu ki 20'li yaşlardayken her şey ne kadar da kolaymış. Tecrübe ve yaşanmışlıklar yokken yani daha bilinçsizken ne kadar da gözü karaymışız. Yıllar geçtikçe daha çok fark ettiğim şey git gide daha korkak olduğum. Çünkü artık hayatın tehlikelerinin, zorluklarının, sıkıntılarının (pek çoğunu yaşayarak ve pek çoğunu da gözlemleyerek) bilincindeyim. Artık yaptığım yada yapacağım her şeyi 2 kere düşünüp tartıp yapar oldum sanki. Geriye dönüp baktığımda ne kadar güzel ve ne kadar zor bir hayatım olmuş diyorum. Çoğumuz gibi bende ne elde ettiysem bu hayatta tırnaklarımla kazıdığımdan elde ettim. Elimi attığım hiç bir iş tek seferde olmadı hep büyük uğraşlarla hak ettim. İyi ki öyle olmuş belki de, çünkü böylelikle ulaşılanın tadı çok daha güzel geldi sonuçta. Üstelik hep güçlü kalmamı, hep ayaklarım üzerinde durmamı sağlayan da bu sanırım. Gerçi güçlü olmak her ne kadar hayat için iyi olsa da bi o kadar da yorucu, bizim gibi olan kadınlar bilir neyden bahsettiğimi o yüzden çok detaylara girmiyorum.
Şimdi giriş kısmını hallettim sayarsak, gelişme kısmında bunları neden düşündüğümü anlatmaya geçebilirim sanırım.
Ben 5 yıllık mutlu bir evliliği olan ve eşini Allahın bir hediyesi olarak gören biriyim. Çok şükür ki benim için en doğru adamı bulduğuma inanıyorum. Evliliğimizin ilk seneleri aklımızdan çocuk fikri geçmedi hiç, sonra yaş geçiyor dedik, evde bizden bir parça olsa güzel olur dedik, tüm arkadaşlarımız baktık ürüyor, e aileler cevre es dost sorar oldu, bizimde aklımıza düştü bir kurt tabi. Gittik doktora test vs derken geldik bu günlere. Tabi bu sürecin de ne kadar zor olduğunu yaşayınca gördüm. Al sana bir tecrübe daha :) Her türlü etkileniyor insan. En önemlisi ve zor olanı da psikolojimizi sağlam tutmak. İşte benim de bu süreçte aklımda binbir deli soru!
1.) Herkes çocuk sahibi olmalı mı?
2.) Ben çocuk sahibi olmayı gerçekten istiyor muyum?
3.) Neden çocuk sahibi olmak istiyorum?
4.) Bu hayatın zorluklarını bile bile bunu o çocuğa yaşatmayı göze alabiliyor muyum?
5.) Yoksa kendi rahatımdan mı vazgeçmek istemiyorum?
6.) Düşündükçe daha çok Korkuyorum! ama tam olarak neden?
İşte zaman zaman kafama takılıp duruyor tüm bunlar. Benim cevaplarım şunlar;
1.) Hayır, çocuğunu çöpe atan, istismar eden vs. gördükçe umarım hak etmeyen kimse çocuk sahibi olmaz diyorum. (buna bende dahilim, gerçekten hak ediyorsam olsun)
2.) Evet, sadece daha gözü kara olmalı, çok detaylı düşünmeyi bir kenara bırakmalıyım galiba.
3.) Bize yeten, mutlu eden bir evliliğimiz var. Çocuğumuz olursa onu sonsuz sevip, koruyup, mutlu bir insan olması için elimizden geleni yapabiliriz. Bizim bir parçamız olur vs ama bunun çok net bir cevabı yok aslında. İç güdüsel işte!
4.) Bak işte bu konuda çok kararsızım. Hayatın bizlere ne getireceğini bilmiyoruz elbette ama olabilecekleri tahmin ediyoruz artık (bknz. giriş bölümü)
5.) Yalan yok, çoook rahatım evimde kendimle ve eşimle. Dilediğimi dilediğim kadar ve zaman yapıyorum çünkü. Sorumluluğum "biz" kadar. Çocuk olursa kocamaaaan bir "Onun" kadar olacak en basiti. Yinede diyorum ki 39 yıllık rahat bana yeter, onun için kaldır poponu artık :)
6.) Korkuyorum! Galiba çocuğumla çok vakit gecirememekten. Bana ihtiyacı olduğunda yanında olamamaktan. Ya da onun başına gelebilecek kötülükleri engelleyememekten. Say say bitmez..
Çok mu negatifim sizce? Galiba bu sıralar bazen öyleyim. Ama buna engel olamıyorum. Daha dün akşam eşimin çalıştığı iş yerinde yaşanan bir kazada neredeyse 20 yaşında gencecik bir çocuk yanarak ölüyordu. Şimdi hastanede tedavi görüyor. Eşim yetiştirmiş hastaneye, başında beklemiş. Eve geldiğinde göz yaşlarını ben sildim öpe koklaya gözlerinden. Oturup beraber ağladık çocuk için. Hala ağlıyorum. İçim acıdı haline. Yüreğim tutuştu tanımadığım birine. Annesi yokmuş çocugun, babası başka biriyle evliymiş. Gelmemişler bile hastaneye. Allahım acil şifalar versin, çektiği tüm acıları tez vakitte unuttursun dilerim. İşte tüm bunlarında var olduğunu bilince hayatta bir adım geri atıyorum hep.
Neyse artık Sonuca gelirsek;
Çocuk istiyorum, bazen içim titriyor aklımdan geçince bazen duvardan farksızım. Çocuk istiyor olmam hormonlarımın bir oyunu belkide çünkü yeri geliyor "olmasa da olur" diyorken buluyorum kendimi. Sonra sizleri düşünüyorum aranızda bitmek tükenmek bilmeden, bıkmadan usanmadan, pes etmeden defalarca kere tedavi olanları düşünüp onların bu çabalarından sonra belkide ben yeterince hak etmiyorumdur diyorum. Zaten oldum olası Bebek hayatımın odağında olmadı hiç önceliklerim başkaydı hep, böyle böyle bu yaşa geldik işte. Kısaca şimdiki aklımla 25 yaşımda olsaydım farklı yapacağım pek çok şey olabilirdi belki de. fakat şimdi bu yaşımda içine girdiğim bu durum beni baskı altında hissettiriyor, bu da çoğunlukla bağırarak arkama bile bakmadan koşma isteği uyandırıyor bende :) Ah "Kova" pis "Kova" bütün kabahat zaten hep burcumda
Sonuçta bu günlerde daha sık sorgular oldum kendimi çünkü 2. deneme için güç toplamaya, kendimi ikna etmeye uğraşıyorum. Baktım tek başıma çok pozitif olamıyorum sizlerin konu hakkında ki fikirlerine de baş vurayım dedim. Kim bilir belki bu yazıyı okuyan birileri daha kendini sorgulamaya başlarken, birilerinden de gelecek bir kaç küçük laf sayesinde bende bir aydınlanma yaşayabilirim. Umut işte nerden çıkacağı belli olmaz öyle değil mi?
Hepinizin gönlünden geçen dilekleri en kısa zamanda gerçekleşsin umarım. Bitmek tükenmek bilmeyen mutluluklar bizlerin olsun. Bu arada sürç-i lisan ettiysem ve kafanızı şişirdiysem affola!
Sevgilerimle, Medusa76
Canım rabbim tamamina erdirdirsin bu sefer 9 ay seninle hep sonra kucaginda saglikla buyusun insallahGöster digimii soyler herkes yasima gore hiç bir saglik problemim yok allaha Şükür ama hamile kalıyorum devami gelmiyor cunku allahtan hayirli evlat istiyorumtipki hayirli es isteyip buldugum gibi.bence senin icinde hayirli bir evlat var nadipte ama onu haketmen lazim ve vakti saati var o vakitte sabretmeye devam et allah sana verecek dileği ni
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?