Popüler Konu 40 yasından sonra anne olmaya cabalayanlar

Canım nolur burcu boşver, ben de burca takmıştım bir ara.. Boğa, yengeç veya kova istiyordum. Tutmadı.. Ben eşlerin enerjisine uygun burçta bir bebeğe sahip olduklarına inanıyorum artık. Benimkisi de Başak olacak, demek bize başak lazımmış. Ben de balık burcuyum ve Başak benim tam karşımda yer alan burç zodyakda.. Ne demekse artık bu, bilmiyorum ama karşıt olmak da beni ürkütmüyor değil. Kendini sakin, dingin hissettiğin anda transferini yaptır bence canım, burcu boşver, zaten bir süre sonra aman olsun da ne burcu olursa olsun noktasına geliyorsun. Üzülerek bildiriyorum. Dilerim gönlüne göre olur tatlım.
 

kirpimirpi hoşgeldin bende yeniyim dün üye oldum ama o kadar iyi geldiki burası anlatamam çok iyi dostlar var çok umutsuzdum şimdi umutluyum

Çok hoşuma giden bi yazıydı bu;
" Senin çocuğun aslında senin değil. Onlar, kendisine
özlem duyan yaşamın oğulları, kızları. Senin aracılığınla bu Dünya'ya geldiler ama
senden gelmediler. Ve belki seninle Bir'likteler ama sana ait değiller.. "

Dün anlatmak istediğim buydu aslında.. Bunu bildikten ve benimsedikten sonra daha güçlü oluyor insan...
Dilerim sizlerde bu güzel anların vesilesi olursunuz en kısa zamanda..
 

Amannn burç dediğin şeyy palavra :)) Yıldızlar, enerji insanları ayrı ayrı etkiler bi gruba sokmaz kesinlikle:))
İstedikleri burç olsun diye sezaryanlearını ayarlayan insanlar biliyorum.. Bana biraz saçma geliyor..
 
alpcemre çok haklısın şimdiden yaşımı unuttum bile
İnşallah herşey gönlüne göre olur, her işin yolunda gider tedavinde ve bebeğine kavuşursun canım. Hamile duası bak..
Bu arada.. Eşinin tahlilleri yapıldı mı? Onda bir sorun yok değil mi? Gerçi hamile kalıp düşük yaptığına göre sorun yoktur gibi ama..
 
Ya ben de pek inanmazdım ama en sevdiğim arkadaşlarımın yengeç ve akrep olduğunu görünce Alla Alla didim. Evrenin bir enerjisi var ama yaa.. ne bilem şimdi.. Bazen düşününce saçma gibi ama istatistiğe vurunca yaşadıklarından doğru da gibi..
Bu arada kızlar.. Evren filan diyince.. Herşeyin teorisine gittim geçen gün tek başcağızıma, çok güzeldi. Stephen Hawkingin yaşamını anlatıyor. Sonra didim ki.. Ne hayatlar var, vayy beeaaa.. Ben de kendiminkinden dolayı bazen dibe vurup teslim bayrağını çekiyorum ama neler yaşayanlar var.. Muhtemelen ben onun yerinde olsam depresyonun dibine vurur ötenazi isterdim falan yani.. 2 sene ömrün var demişler adama 21 yaşındayken, şu an 72 yaşındaymış. Bana deseler ben o 2 yılı da tamamlayamaz daha erken ölürdüm sanırım. Gerçi adamın da etrafında her daim destekçileri de vardı da.. Belki beni de o kadar seven destekleyen olsa ben de tutunurdum yaşama.. Görüldüğü üzere hala kimse beni sevmiyor modundayım.
 
Hormonlardandır kesin seni sevmeyen ölsün beya
 

Aaaaaa niye sevmesinnn yaaa biz çok çok seviyoruz ve kocan seviyor. Bebeğin seviyor dahaaa ne olsunnn :))
Gerisi boş vızz cızz...
Evrene sevgisiz mesajlar göndermeyelim :))
Bende öyle oluyorumm ne tuhaftır insan bi dibe çöküyor sonra hoppp ayağa kalkıyor..
Hayat işte in çık merdiven misali....
Filmi izleyeyim bende unutmaz isem:)
 

Hormonlardandır kesin seni sevmeyen ölsün beya
 
İclal Aydın yazmış;
"...

Kader hep şimdi.... Hava nasıl sıcaktı. Saçlarım, avuçlarım ter içindeydi ama ben elimde kalem hiçbir kelime kaçırmamaya gayret ederek hocamı dinliyordum. “Kader dediğimiz “hep şimdi” aslında. Senin seçimlerin şekillendiriyor. Yani sen bir yol seçiyorsun, seçtiğin yolun önünde üç tane yeni yol çıkıyor. Bir başkasını seçiyorsun hoop diğer ikisi kayboluyor ama bir başka yeni üç tanesi çıkıyor.” Hocamın anlattıkları aklımda eve dönerken. Uzun bir orman yolu var önümde. Binlerce ağacın arasından geçerken düşünüyorum.

Ağaç aynı mı? Aynı! Kök aynı mı? Aynı! Bu dalların, yolların varmaya çalıştığı yer aynı mı? Aynı!

Kader bu işte. Sen, sana ayrılan ağacın dalları arasında seçim yapıp duruyorsun hepsi bu. Varacağın, olacağın, duracağın belli zaten. Sen hoplasan da zıplasan da sadece şekli şemali değiştiriyorsun o kadar.

Öyle ya adam gibi heybetli, köklü gövdeli bir ağaç olup hakkını vermek de var, sürekli budanmaya ihtiyaç duyarak, arsızca eğri büğrü yükselip sonunda bir kütük olarak kalmak da… *** İşte artık nasıl seçimler yaptıysam bir gün fark ettim ki fena halde budanmaya ihtiyacım var benim. Kader ağacımın bir yanı çolak kalmış bir yanı tutturukça birbirine girmişti. O kadar karışmıştı ki dallarım birbirine aydınlığı göremez olmuştum. Aslında burada yazdıklarım hep bu budama süreciyle ilgili.. Yazdıkça bana da iyi geliyor biliyormusunuz. Bir günlük değil de bir anı defteri olduğunu görüyorum. Yaşanları derleyip topluyorum. Arkamda kalan “Hayat İzleri” nihayetinde bugün size anlattıklarım. (Yazımın devamı elmaelma.com 'da)
 
Merhaba, ben de "hayırlısıyla hayatına eşlik edebileceğim emanetini - meleğini istiyorum, bekliyorum," diye dua etmiştim, ediyorum. Zülfi LİVANELİ'nin de "çocuklar anne babalarının değildir, dünyanın bir varlığıdır" gibi bir sözü vardı. Gelirlerse mutlu oluruz gelmezlerse çok mutsuz olmayalım. Sevgiler.
 

Senin bu güzel konuşmalarının sonunda sevgiye bağlamalarına bayılıyorumm..
O sevgiyi alıp böyle tam kalbimin köşesine koyuyorumm.. Çok yaşa sen bebeğinle:)
Senin gibi kibar ve sevgi dolu olsun:)
 
yazının devamini okuyunca belki onuda bilmek istersiniz diye şimdi tamamını kopyalıyorumm:))

"İclal Aydın

Hava nasıl sıcaktı. Saçlarım, avuçlarım ter içindeydi ama ben elimde kalem hiçbir kelime kaçırmamaya gayret ederek hocamı dinliyordum.

Kader dediğimiz “hep şimdi” aslında. Senin seçimlerin şekillendiriyor.Yani sen bir yol seçiyorsun, seçtiğin yolun önünde üç tane yeni yol çıkıyor. Bir başkasını seçiyorsun hoop diğer ikisi kayboluyor ama bir başka yeni üç tanesi çıkıyor.”

Hocamın anlattıkları aklımda eve dönerken. Uzun bir orman yolu var önümde. Binlerce ağacın arasından geçerken düşünüyorum.
Ağaç aynı mı? Aynı! Kök aynı mı? Aynı! Bu dalların, yolların varmaya çalıştığı yer aynı mı? Aynı!
Kader bu işte. Sen sana ayrılan ağacın dalları arasında seçim yapıp duruyorsun hepsi bu.Varacağın, olacağın, duracağın belli zaten. Sen hoplasan da zıplasan da sadece şekli şemali değiştiriyorsun o kadar.
Öyle ya adam gibi heybetli, köklü gövdeli bir ağaç olup hakkını vermek de var, sürekli budanmaya ihtiyaç duyarak, arsızca eğri büğrü yükselip sonunda bir kütük olarak kalmak da…
***
İşte artık nasıl seçimler yaptıysam bir gün fark ettim ki fena halde budanmaya ihtiyacım var benim. Kader ağacımın bir yanı çolak kalmış bir yanı tutturukça birbirine girmişti. O kadar karışmıştı ki dallarım birbirine aydınlığı göremez olmuştum. Aslında burada yazdıklarım hep bu budama süreciyle ilgili..
Yazdıkça bana da iyi geliyor biliyormusunuz. Bir günlük değil de bir anı defteri olduğunu görüyorum. Yaşanları derleyip topluyorum. Arkamda kalan “Hayat İzleri” nihayetinde bugün size anlattıklarım. Bu nedenle bu yazıları Sevgili Günlük değil de “Hayat izleri” başlığı altında sizlerle paylaşmanın daha doğru olduğunu düşündüm.
O canımı besleyen geri dönüşleriniz, yüreklendirmeniz, kendi hikayelerinizi kattığınız yorumlarınızla bir ağaç büyütüyoruz birlikte. İzlerimiz birbirine karışıyor ne güzel.
***
Ne diyorduk? Ah, evet! Kader…
Birkaç hafta önce uçaktan inerken ekip arkadaşlarımızdan biri kendisine hediye edilen bir tatlı sepetini uçağa binerken alanda unuttuğunu fark etti. O kadar üzüldü ki, defalarca “tüh, çok üzüldüm” dedi durdu. “Tamam yahu üzülme artık, kim bilir gerçek kısmetlisi kimdi o tatlıların. Şifa olsun bulana de geç. Senin için de bir küçük mutluluğun, korumanın bedelidir bu belki” dedim.
“Ah, senin bu kaderci yaklaşımların” dedi gülerek…
Kaderci mi?
Kelimeleri gerçek anlamlarını bilerek kullansak aslında ne kadar az iletişim kazası olur. Her kelime neredeyse herkes için farklı alt anlamlar taşıyor. Ben bu durumda böyle bir yorum yapmazdım.
***
Zira önümüzdeki iki seçenekten biri arkadaşımınki diğeri benimkiydi.
Arkadaşımınki:
“Neden kaybettim, benim olmalıydı. Çok üzgünüm. Ben yemeliydim. Gün boyu da üzülmeye ve çevremdekileri bu konuda haberdar etmeye devam edeceğim. O kadar sürecek ki bu can sıkıntım o meyve sepetinin yerini tutabilecek hatta ondan çok daha güzel ikramları göremeyeceğim bile”
Benimki:
“Nasıl unuttuğumu anlamadım bile. Elimden de hiç bırakmamıştım. Demek ki benim hakkım değilmiş. Allahım, her kim bulduysa inşallah kıymete geçer. Bu kaybımın hayrını görmek ve idrak etmek nasip olsun dilerim.”

Akışa teslim olun dedikleri bu değil mi sizce de?
İkram sahibinin her ikramını bütün bir kalple kabul edebilmek…"
 
Cnm benimde 11.hafta ama gören 5-6aylık hamile sanıyo.gaz problemi zirvede.midem kaynayan kazan sanki.iyi ki tüp bebek olduğunu biliyo herkes yoksa evlilikten önce hamile kaldıda ondan evlendi diye dedimkodum yapılacaktı :)
 
Cnm benimde 11.hafta ama gören 5-6aylık hamile sanıyo.gaz problemi zirvede.midem kaynayan kazan sanki.iyi ki tüp bebek olduğunu biliyo herkes yoksa evlilikten önce hamile kaldıda ondan evlendi diye dedimkodum yapılacaktı :)
Düşündüğün şeye bak, salla yaaa kim ne düşünürse düşünsün. Bebiş iyiyimiş canım, çok sevindim senin adına.. Pıt pıtları duymuşsun.. Allah tamamına erdirsin.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…