Popüler Konu 40 yasından sonra anne olmaya cabalayanlar

evet her şeyin bir bedeli varmış ya geç evlenip iyi eşleri beklememizin bedeli çocuksuzluk olmasın inşallah.
 
Sağol canım benim. O iyi eşleri seçtik ama zamanlama hatası yaptık.
 
Ahanda bu yaa, işte bu
 
Hiçbir kız çocuğu GÜÇLÜ KADIN olmak için doğmaz..
Hepsi masum hayaller kuran şımarık birer PRENSES’e benzerler..
Kaderdir onları CADI, FETTAN ya da GÜÇLÜ KADIN yapan..
Tutulmamış sözler, yaşanmamış mutluluklar, çaresiz hastalıklar, ölümler ve ayrılıklar güç verir onlara..!

Kurulan hayaller iskambil kağıtlarından kule gibi yıkıldığında;
… EZİLMEMEK için enkaz altında GÜÇLÜ OLMAK zorundadırlar…

Bazı kadınlar vardır ki; güçlüdür, dayanıklıdır, savaşçıdır..Bu güç maddesel ya da görsel bağlamda bir güç değildir. Sanki seçilmişlerdir..Kah istem dışı, kah kendi istekleri doğrultusunda dayanma mekanizmalarını devamlı açık ve faal duruma getirmişlerdir…

Hayatın; iniş çıkışlarında, yolların engebe ve yokuşlarında ,olaylara ve insanlara dayanma çabalarında dirençli ve dayanıklıdırlar. Savaşçıdırlar, yapıcıdırlar, olmazları bile zaman zaman olur yaparlar…

Dış görünüşleri ve bazı anaç edilgen davranışları ile DOMİNANT yaftasını alırlar…Kolaydır onları yargılamak çünkü kökenlerindeki düşünce ve duygularını asla kimseyle paylaşmaz ve paylaşamazlar.Onları tanımak ve özümsemek çok ayrı bir yeti ister…Çünkü kadınlıkları bile rutin dışıdır.Anlaşılmazlar, aslında anlaşılmakta istemezler…

Onlarda kadındırlar, anadırlar, sevdadırlar, yardırlar ama ciddi bağlamda rutin dahilindeki hemcinslerinden farklılıkları vardır… Akılları almaz sigorta tamiri için kocasını bekleyen kadını, akılları almaz erkek işidir deyip toplumsal sorunlardan kaçmayı…Yardım mekanizmaları hep hazırdır…Kendilerinin ihtiyacı olduğundamı ?? Tabiiki kimse yoktur yanlarında onlar başaran güçlü kadınlardır..:))

Yokmudur duyguları ??? Yokmudur sevdaları??? Olmazmı ,vardır elbette..kendilerine has ve özel yaşarlar herşeyi…Kırılgan değillermidir?? Belki de herkezden çok kırılganlardır..Asla kırılganlıklarını dillemezler ama aldıkları darbeleride unutmazlar..En ufak bir söz, bir bakış onların sessiz ve güçlü gidişlerine yeterlidir…Acıları içlerin de,yaraları ceplerinde, gözyaşları gecelerin zifirindedir…
Neticede onlarda kadındır…Ama yorgun, ama kırgın, ama bıkkın, amaaaaaa neticede herşeye rağmen genede her zaman seçilmiş güçlü kadınlardır…

Çalıntı :)
 
Evet siz şanslı gruptansınız.zaten insanların enerjisinden belli oluyor
Sağol arkadaşım valla hepimiz şanslıyız öyle düşünelim. Bak geçen gün kaza yaşadım resmen kafam yarılabilirdi. Böyle düşünüp şükredip ayakta duruyorum hepimize Allahım sağlık güç versin
 
Aynen arkadaşım işte budur, bir gün buradan hepimiz sıramız geşdikçe güzel haberler vereceğiz
 
şu an yeni bir hayal kırıklığı yaşadığım için belkide böyleyim. Aslında çok ta takmıyordum ama...
Evet, transfer sonrası zor bir süreç, anlıyorum seni. Ben de geçen hafta aynı durumdaydım, kötü bir psikolojodeydim. Bu hafta daha iyiyim derken işle ilgili olumsuz bir durum yaşadım. Hafta pek iyi başlamadı yani. Ama söylemek istediğim şu: Geçiyor merak etme, yine yeni umutlarla devam ediyorsun. Zor bir süreç ama faydalı aynı zamanda da. Biliyorsun aydınlanmalar ya da farkındalıklar zor süreçlerden sonra olur. Bu süreç değişik noktalara da ulaştırabilir seni.
 
işinle ilgili olumsuzluk düzelir inşallah canım. Bir de onun stresini yaşamazsın inşallah. Olmazsa da napalım. Allah bir kapıyı kapatıp diğerini açıyor çok şükür. İnşallah sana da bir çıkış yolu sunacaktır.
haftamız aylarımız güzel devam etsin inşallah bundan sonra.
 
çok duygulandım sanki beni anlatmışsın , benim duygularımi allahım hepimize tez zamanda hayirlisindan nasip etsin inşallah ( emeklerimizi boşa çıkarmasın inşallah , ben de bu aralar bu ruh halindeyim
, çocuksuz bir evliliğe daha fazla nasıl dayanır yüreğim bilemiyorum .
Toplum içine çıkmak istemiyorum dediğin gibi hele ki çocuklu ailelerin yanina (
 
sen 63? Urfa ile bir bağ var mı?
ay ya ben kendimi anlatayım derken herkesi karamsarlığa mı ittim ne düzelecek inşallah. Denemeye devam edeceğiz.
 
sen 63? Urfa ile bir bağ var mı?
ay ya ben kendimi anlatayım derken herkesi karamsarlığa mı ittim ne düzelecek inşallah. Denemeye devam edeceğiz.
evet ilcesindeyim :)) valla fena bunalımdayım hele ki bu tatilde oturup düşünüyorum , boş baktım fazla kafayı yiyecem nerdeyse , dua edelim düşürmeyelim dilimizden ümidim var olacak , bizim de sınavımız bu ve elbette ki bitecek hayırlısıyla mutlu sonla.
 
Canım benim geçmiş olsun umuyorum kötü birşey yoktur. İnşallah hafta daha iyi geçer. Konuşuruz
 
Amin arkadaşım.
 
Uzüldüm islerin rast gitsin poppy73 . Bende istegim dısinda verildigim subedeydim aralık ayından beri.neyseki bugün baska bir yere gecebildim.cok iyi bir yer degil ama istedigim dısında yapılan hareketlere cevap olarak subeden cıkabildim
 
Dinç, işçi arıların sadece larva dönemlerinde 6 gün arı sütüyle beslenirken, kraliçe arıların sürekli olarak arı sütüyle beslendiği bilgisini vererek, şunları aktardı:

"TÜBİTAK tarafından da tespit edildiğine göre kraliçe arıların kendi ağırlıklarınca yumurtlamalarının sebebi beslenme kaynakları olan arı sütüdür. Arı sütü bünyesinde, A, C, D ve E vitaminlerini, B vitamin komplex, pekçok amino asidi, fosfor, selenyum, çinko, manganez, magnezyum gibi birçok önemli minerali, çeşitli hormon ve enzimleri aynı anda bulundurmaktadır. Buna rağmen bilim adamları tarafından arı sütünün yüzde 3'lük kısmı hala bulunamamıştır. Bu komplex yapısıyla arı sütü, bağışıklıktan gelişime, kısırlıktan antioksidan etkiye, şekerden unutkanlığa kadar pek çok problemde destek olarak kullanılmaktadır. Arı sütü eskiden sadece çocuklar için kullanılırken bugün7'den 70'e herkesin kullandığı bir besin haline gelmiştir. Arı sütü üzerinde birçok bilimsel araştırma yapılmaktadır. Yumurtalık ve sperm kalitesini arttırmak için en birincil besin kaynaklarından biri olan arı sütü günlük vücut enerjisi için de önemlidir. Aynı zamanda içerdiği antioksidan bileşimlerle vücuttaki serbest radikalleri bloke etmeye yardımcı olabilir. Genetik olarak kanser riski taşıyanlar için doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir."

(alıntıdır)
 
Toplumda her 100 kadından biri yumurta kapasitesinin azalmasına bağlı olarak erken menopoz riski taşıyor. Kanser tedavisi ve toplumda sık görülen genetik hastalıklarla ve bağışıklık sistemi hastalıkları bu oranı artırıyor. Yeni tedavi metodu erken menopoza girmiş kadınlara da anne olma şansı tanıyor.

Kısırlık tedavisindeki baş döndürücü gelişmeler, bir dönem “kesinlikle çocuk sahibi olamayacak” denilen çiftlere anne baba olma şansı sunuyor. Japon bilim adamı Dr. Kazuhiro Kawamura’nın geliştirdiği tedavi yöntemi kullanılarak erken menopoza girmiş ve yumurta üretimi durmuş kadınlar üzerinde yapılan çalışma sonucunda 5 kadın hamile kaldı. Kadınlardan 2’si sağlıklı bebekler dünyaya getirdi. Üçünün hamileliği devam ediyor. Bilim dünyasında çok önemli bir gelişme olarak nitelendirilen bu tedavi yöntemi, kanser tedavisi, genetik hastalıklar ve bağışıklık sistemi hastalıkları yüzünden erken menopoza giren ya da geç yaşta evlenerek anne olma şansı azalan milyonlarca kadın için umut ışığı olarak gösteriliyor.

Kıbrıs’ta düzenlenen “EXPERMED-Kişiselleştirilmiş Üreme Tıbbı Tedavileri” kongresi tüp bebek tedavisinde devrim niteliğindeki tedaviler açıklandı. Bir kısmı yeni uygulanmaya başlayan bir kısmı ise henüz araştırma aşamasında olan bu tedaviler önümüzdeki günler için çocuğu olmayan çiftlere büyük umutlar vaad ediyor.

İKİ BEBEK DÜNYAYA GELDİ
Geliştirdiği İVA (In Vitro Activation) adlı tedavi yöntemi ile ilgili bilgi veren Japonya’daki St. Marianna University Üreme ve İnfertilite Merkezi Direktörü Dr. Kazuhiro Kawamura, toplumda her yüz kadından birinin 1 görülen yumurta kapasitesindeki azalmaya bağlı olarak gelişen erken menopozun artık anneliğe engel olmadığını söyledi. İVA yönteminde, yumurta üretimi biten ve doğal yollarla gebe kalma ihtimali kalmayan kadınların yumurtalıklarından alınan bir parça laboratuvar ortamında zenginleştirilerek tekrar geri veriliyor ve bu şekilde yumurtalıklara yeniden yumurta üretme kabiliyeti kazandırılıyor. 24 hastada denen bu yöntem sonucunda 5 gebelik elde edildi. Menopozdaki 2 kadının bu tedavi ile çocuk sahibi olması bilim dünyasında büyük heyecana sebep oldu.

GENÇLERDE DAHA BAŞARILI
Bu metodun erken yaştaki kadınlarda başarı oranının daha yüksek olduğunu anlatan Dr. Kawamura, “Gebelik başarısı bu yöntemde de anne yaşı ile çok ilişkili. Erken menopozun sebebi genetik hastalıklar veya bağışıklık sistemi hastalıkları değilse, bu yöntem menopoza girmiş genç kadınlarda daha başarılı oluyor. Bizim çalışmalarımıza 45 yaş ve altı kadınları aldık. IVA kullanarak, menopozlu kadınlarından yumurta elde etmek mümkün. Ancak IVA kötü yumurta kalitesini artırabilir Eğer IVA’yı yumurta kalitesini geliştirme metoduyla birleştirebilirsek, menopozdaki kadınlar gebelik imkânı yakalayacaktır” dedi.
Alıntıdır.


Kızlar üstteki yazıyı okudunuz mu? Ben doktoruma sordum oda ne yapacaksın Japonya'ya gidecek halin yok dimi dedi. Ben de çare olacaksa giderim dedim ama yanıt alamadım.
 

Sen de inşallah Allah'ın izniyle çok güzel bir yuva kurarsın ve yumurtalarını dondurur evlat sahibi olursun. Doktorlar hep olmaz diyor zaten. Onlara en az 10 yumurta veren hasta olacak ancak onlarla uğraşmak onların işine geliyor.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…