- 21 Mart 2018
- 6.113
- 16.133
- 248
Mucizeme Kavuşma Hikayem…
Uzun yazmamaya çalışacağım, umarım birilerine umut olurum.
2019 yılında evlendik ve hemen bebek sahibi olmak istedik. İlk 3 ay denedikten sonra, ben çok takıntılı biri olduğum için hemen jinekologuma danıştım. O da bana, “Çok erken, kendinizi kasmayın,” dedi.
Ama içimde tuhaf bir his vardı. Sanki bir savaşın içine gireceğimi biliyor gibiydim ve bu savaşa erkenden başlamak istiyordum.
Evliliğimizin 6. ayında Türkiye’ye tatile geldiğimizde, kendim için bir kadın doğum uzmanından randevu aldım. Kontrollerimi yaptı, “Her şey yolunda,” dedi. Ben de eşim için sperm testi istedim. (Yaptıklarını bildiğim için orayı tercih etmiştim.) Doktor bana gülerek, “Aaa ne alaka, gencecik adam… Ne sperm testi, sen takıntı yapmışsın,” dedi. Bunu söyleyen de bir kadın doktordu.
Her neyse, eşim sperm testini verdi (perhizdeydik). Aynı gün öğlen saatlerinde bir telefon geldi. Sonuçlar çok kötüydü. Sperm sayısı doğal yolla gebelik için uygun değildi. Bize, “Kendinize iyi bir ürolog ve tüp bebek merkezi bulun,” denildi.
Aslında tahmin ettiğim ama adlandıramadığım o şeyi yaşıyordum.
Türkiye’deyken hemen bir ürologla iletişime geçtik. Hiçbir bilgimiz yoktu; kim iyidir, kim değildir… Şoku atlatmaya çalışıyorduk. Ürolog da kontrollerin normal olduğunu, ama doğal yolla çocuk sahibi olamayacağımızı tekrar söyledi.
O sıralar Instagram’da sürekli karşıma çıkan bir videoyla Dr. Cem Çelik’i tanımıştım. Tatilin son günlerinde Bahçeci Tüp Bebek Merkezi’ni aradım. Cem Bey’in çok yoğun olduğunu, ön görüşme için bile 2 ay beklemem gerektiğini söylediler.
“Yurt dışına dönmem gerekiyor,” deyince, “Şöyle yapalım, Sabri Hocamız var. Ön görüşmeyi onunla yapın, sonra Cem Bey’le devam edersiniz,” dediler. (İyi ki öyle söylemişler…)
Kabul ettik, görüşmemizi yaptık ve süreç başladı.
Bir sonraki Türkiye’ye gelişim rahim filmi içindi, sonuç temiz çıktı. Sonrasında 1. OPU işlemi yapıldı, 1 adet 5BC embriyo transfer edildi ama sonuç negatifti.
Tüp bebeğe başlayınca hemen olacak sanıyor insan… Eşim de ben de yıkıldık.
Pandemi dönemi olduğu için Türkiye’ye gelip gitmek çok zordu.
Almanya’da 2. OPU
Bu süreç için yola çıktık. Evraklar, hastane derken özel bir tüp bebek kliniği seçtik. Bu kez embriyoları 5 güne bekletmek istemedim; 3. gün embriyosu transferi istedim.
OPU yapıldı ve iki kez 2’şer adet 3. gün embriyosu transfer edildi. İkisi de kocaman bir negatif.
Yine yıkıldık… Ama tuhaf bir şekilde pes etmek ya da beklemek yerine, deli gibi başka hastaneler araştırıyordum.
Bu kez Almanya’da bir üniversite hastanesini seçtik. Daha detaycıydılar. Bu sırada bana Hashimoto teşhisi kondu. Ben 1 gün bile beklemek istemezken, tam 1 yıl ara vermek zorunda kaldım. Doktorlar, bu şekilde OPU ya da transfer yapmak istemediler.
O bir yıl da geçti… Zorladı, acıttı, ağlattı ama geçti…
3. OPU – Üniversite Hastanesi
Bu kez çok detaycı çalıştılar. İçime sindi, “Bu kez olacak,” diyordum.
İlk transfer negatif oldu. 1 ay sonraki adetle hemen ikinci transferi istedim.
Transfer gerçekleşti ve bu kez, ilk kez test yapmadan bekledim.
Sonunda test günü geldi çattı. Kan verdim ve bir saat sonra telefon geldi:
“Testiniz pozitif. Beta hCG 39 ama sınırda. Takip etmemiz lazım…”
İlk kez, 5. transferimde beta hCG pozitifti. Nasıl seviniyorum… Herkesi aradım ama içimde bir gariplik vardı. Çok iyi biliyordum; bu değer 10. gün için düşük.
Biyokimyasal gebelik olma olasılığı çok yüksek.
2 gün sonra test tekrarlanacaktı ama aynı gece ağrım başladı. Hastaneye gittik. Beta değerleri düşüyordu.
“Takip etmemiz lazım, tamamen düşmesi gerek,” dediler.
Hastaneden çıkınca direkt Sabri Hocam’ı aradım. Durumu anlattım:
“Ne zaman gelin derseniz, o zaman geleceğim,” dedim.
O da bana, “3 ay… 3 ay vücudun toparlansın,” dedi.
3 Ay Sonra – 4. OPU
Bu kez sabırsızım ama artık umutsuzluk da başlamıştı. 5 yıl geçmişti ve başladığımız noktadan ileri gidememiştik.
Bu arada aklınıza gelebilecek her testi yaptırdık: kromozom, genetik, embriyoskop… Yine de bir sorun bulunamıyordu.
Artık kendimde bir sorun olduğuna inanmaya başlamıştım.
Türkiye’de 4. OPU
Bu kez Sabri Hoca başka bir klinikteydi: Brüksel Tüp Bebek Merkezi.
İyi ki yollarımız kesişmiş.
Sabri Hoca, “Bu kez yavaş ilerleyeceğiz. Bolca sabır lazım,” dedi.
Ama bende sabır kalmamıştı. 5 yılda bitmişti artık…
Brüksel’in üroloji doktoru Bülent Hoca, eşim için 3 ay iğne kullanması gerektiğini söyledi.
Ama öncesinde bir örnek alındı. 3 ay sonra tekrar örnek verdi, sonra 2 gün perhizle bir daha verdi.
Biz Almanya’ya döndük. Ardından OPU için tekrar Türkiye’ye geldik.
OPU günü eşim iki kez örnek verdi. İlk kez, 3. gün arrest olmamış embriyolar elde edildi.
Normalde 5. güne 1, en fazla 2 embriyo kalırken, bu kez 4 embriyo 5. güne geldi.
Hemen NGS testine gönderdik, 2 embriyo temiz çıktı.
Ama duygularım çok karışıktı… Sevinsem mi, üzülsem mi bilemiyordum.
6. Transfer
İlk transfer yapıldı, yine negatif.
Bu filmi 5 kez izlemiştim, bu da 6. kezdi.
Hemen diğerini transfer etmek istedim ama Sabri Hoca,
“2 ay toparlan, histeroskopi yapacağım,” dedi.
Transfer öncesi histeroskopi yapıldı, rahim genişletildi.
Bu kez transfer süreci adetin 14. gününe alındı. “Çok erken değil mi?” dedim.
“Sen korkma, ben ayarladım,” dedi.
Sabri Hocama güveniyordum, bu kez kendimi bıraktım.
7. Transfer – Sonunda!
5gün test yapayım mı yapmayayım mı derken, sabah 6 gibi bir test yaptım.
Bir şey çıkmadı, attım. Ağlamadım bu kez… Sadece dondum kaldım.
Arkadaşlarıma (Kadınlar Kulübü’nün bana kazandırdığı iki yol arkadaşı) fotoğrafı attım.
Biraz zaman geçince, onlar silik çizgiyi gördü.
7. transferde ilk kez silik çizgi görüyordum.
Sonrasında beta hCG, kese, embriyo, kalp atışı derken…
01.10.2025 sabahı bebeğimi kucağıma alacağım saatleri sayıyorum.
Ve hep demiştim; “Bir gün olursa yazacağım, umut olsun…”
Oldu arkadaşlar.
Doktorumun sözüyle bitireyim:
“Pes etmeyenlerin kazandığı bir savaştasın Lady. Pes etme!”
**Kızlar, pes etmeyin. Minik mucizeniz için… Allah isteyen herkese nasip etsin
Uzun yazmamaya çalışacağım, umarım birilerine umut olurum.
2019 yılında evlendik ve hemen bebek sahibi olmak istedik. İlk 3 ay denedikten sonra, ben çok takıntılı biri olduğum için hemen jinekologuma danıştım. O da bana, “Çok erken, kendinizi kasmayın,” dedi.
Ama içimde tuhaf bir his vardı. Sanki bir savaşın içine gireceğimi biliyor gibiydim ve bu savaşa erkenden başlamak istiyordum.
Evliliğimizin 6. ayında Türkiye’ye tatile geldiğimizde, kendim için bir kadın doğum uzmanından randevu aldım. Kontrollerimi yaptı, “Her şey yolunda,” dedi. Ben de eşim için sperm testi istedim. (Yaptıklarını bildiğim için orayı tercih etmiştim.) Doktor bana gülerek, “Aaa ne alaka, gencecik adam… Ne sperm testi, sen takıntı yapmışsın,” dedi. Bunu söyleyen de bir kadın doktordu.
Her neyse, eşim sperm testini verdi (perhizdeydik). Aynı gün öğlen saatlerinde bir telefon geldi. Sonuçlar çok kötüydü. Sperm sayısı doğal yolla gebelik için uygun değildi. Bize, “Kendinize iyi bir ürolog ve tüp bebek merkezi bulun,” denildi.
Aslında tahmin ettiğim ama adlandıramadığım o şeyi yaşıyordum.
Türkiye’deyken hemen bir ürologla iletişime geçtik. Hiçbir bilgimiz yoktu; kim iyidir, kim değildir… Şoku atlatmaya çalışıyorduk. Ürolog da kontrollerin normal olduğunu, ama doğal yolla çocuk sahibi olamayacağımızı tekrar söyledi.
O sıralar Instagram’da sürekli karşıma çıkan bir videoyla Dr. Cem Çelik’i tanımıştım. Tatilin son günlerinde Bahçeci Tüp Bebek Merkezi’ni aradım. Cem Bey’in çok yoğun olduğunu, ön görüşme için bile 2 ay beklemem gerektiğini söylediler.
“Yurt dışına dönmem gerekiyor,” deyince, “Şöyle yapalım, Sabri Hocamız var. Ön görüşmeyi onunla yapın, sonra Cem Bey’le devam edersiniz,” dediler. (İyi ki öyle söylemişler…)
Kabul ettik, görüşmemizi yaptık ve süreç başladı.
Bir sonraki Türkiye’ye gelişim rahim filmi içindi, sonuç temiz çıktı. Sonrasında 1. OPU işlemi yapıldı, 1 adet 5BC embriyo transfer edildi ama sonuç negatifti.
Tüp bebeğe başlayınca hemen olacak sanıyor insan… Eşim de ben de yıkıldık.
Pandemi dönemi olduğu için Türkiye’ye gelip gitmek çok zordu.
Almanya’da 2. OPU
Bu süreç için yola çıktık. Evraklar, hastane derken özel bir tüp bebek kliniği seçtik. Bu kez embriyoları 5 güne bekletmek istemedim; 3. gün embriyosu transferi istedim.
OPU yapıldı ve iki kez 2’şer adet 3. gün embriyosu transfer edildi. İkisi de kocaman bir negatif.
Yine yıkıldık… Ama tuhaf bir şekilde pes etmek ya da beklemek yerine, deli gibi başka hastaneler araştırıyordum.
Bu kez Almanya’da bir üniversite hastanesini seçtik. Daha detaycıydılar. Bu sırada bana Hashimoto teşhisi kondu. Ben 1 gün bile beklemek istemezken, tam 1 yıl ara vermek zorunda kaldım. Doktorlar, bu şekilde OPU ya da transfer yapmak istemediler.
O bir yıl da geçti… Zorladı, acıttı, ağlattı ama geçti…
3. OPU – Üniversite Hastanesi
Bu kez çok detaycı çalıştılar. İçime sindi, “Bu kez olacak,” diyordum.
İlk transfer negatif oldu. 1 ay sonraki adetle hemen ikinci transferi istedim.
Transfer gerçekleşti ve bu kez, ilk kez test yapmadan bekledim.
Sonunda test günü geldi çattı. Kan verdim ve bir saat sonra telefon geldi:
“Testiniz pozitif. Beta hCG 39 ama sınırda. Takip etmemiz lazım…”
İlk kez, 5. transferimde beta hCG pozitifti. Nasıl seviniyorum… Herkesi aradım ama içimde bir gariplik vardı. Çok iyi biliyordum; bu değer 10. gün için düşük.
Biyokimyasal gebelik olma olasılığı çok yüksek.
2 gün sonra test tekrarlanacaktı ama aynı gece ağrım başladı. Hastaneye gittik. Beta değerleri düşüyordu.
“Takip etmemiz lazım, tamamen düşmesi gerek,” dediler.
Hastaneden çıkınca direkt Sabri Hocam’ı aradım. Durumu anlattım:
“Ne zaman gelin derseniz, o zaman geleceğim,” dedim.
O da bana, “3 ay… 3 ay vücudun toparlansın,” dedi.
3 Ay Sonra – 4. OPU
Bu kez sabırsızım ama artık umutsuzluk da başlamıştı. 5 yıl geçmişti ve başladığımız noktadan ileri gidememiştik.
Bu arada aklınıza gelebilecek her testi yaptırdık: kromozom, genetik, embriyoskop… Yine de bir sorun bulunamıyordu.
Artık kendimde bir sorun olduğuna inanmaya başlamıştım.
Türkiye’de 4. OPU
Bu kez Sabri Hoca başka bir klinikteydi: Brüksel Tüp Bebek Merkezi.
İyi ki yollarımız kesişmiş.
Sabri Hoca, “Bu kez yavaş ilerleyeceğiz. Bolca sabır lazım,” dedi.
Ama bende sabır kalmamıştı. 5 yılda bitmişti artık…
Brüksel’in üroloji doktoru Bülent Hoca, eşim için 3 ay iğne kullanması gerektiğini söyledi.
Ama öncesinde bir örnek alındı. 3 ay sonra tekrar örnek verdi, sonra 2 gün perhizle bir daha verdi.
Biz Almanya’ya döndük. Ardından OPU için tekrar Türkiye’ye geldik.
OPU günü eşim iki kez örnek verdi. İlk kez, 3. gün arrest olmamış embriyolar elde edildi.
Normalde 5. güne 1, en fazla 2 embriyo kalırken, bu kez 4 embriyo 5. güne geldi.
Hemen NGS testine gönderdik, 2 embriyo temiz çıktı.
Ama duygularım çok karışıktı… Sevinsem mi, üzülsem mi bilemiyordum.
6. Transfer
İlk transfer yapıldı, yine negatif.
Bu filmi 5 kez izlemiştim, bu da 6. kezdi.
Hemen diğerini transfer etmek istedim ama Sabri Hoca,
“2 ay toparlan, histeroskopi yapacağım,” dedi.
Transfer öncesi histeroskopi yapıldı, rahim genişletildi.
Bu kez transfer süreci adetin 14. gününe alındı. “Çok erken değil mi?” dedim.
“Sen korkma, ben ayarladım,” dedi.
Sabri Hocama güveniyordum, bu kez kendimi bıraktım.
7. Transfer – Sonunda!
5gün test yapayım mı yapmayayım mı derken, sabah 6 gibi bir test yaptım.
Bir şey çıkmadı, attım. Ağlamadım bu kez… Sadece dondum kaldım.
Arkadaşlarıma (Kadınlar Kulübü’nün bana kazandırdığı iki yol arkadaşı) fotoğrafı attım.
Biraz zaman geçince, onlar silik çizgiyi gördü.
7. transferde ilk kez silik çizgi görüyordum.
Sonrasında beta hCG, kese, embriyo, kalp atışı derken…
01.10.2025 sabahı bebeğimi kucağıma alacağım saatleri sayıyorum.
Ve hep demiştim; “Bir gün olursa yazacağım, umut olsun…”
Oldu arkadaşlar.
Doktorumun sözüyle bitireyim:
“Pes etmeyenlerin kazandığı bir savaştasın Lady. Pes etme!”
**Kızlar, pes etmeyin. Minik mucizeniz için…