İlk önce neden vücudumuzda kilo artışı oluyor onu anlamamız lazım. Normalde yetişkin bir insanın sonradan ağırlığının artmaması gerekir. Boyumuz uzamıyor, organlarımız büyümüyor, kemiklerimizde veya kas dokumuzda bir artış olmuyor, o zaman neden kilomuzda bir artış oluyor. Kilo artışımızın tek nedeni vücudumuzda bulunan yağ hücrelerinin içlerinde daha fazla yağ tutmasıdır.
Kısaca sadece yağ dokumuzda bir artış oluyor aslında , tabii ki bu yağ hücrelerinin büyümesine bağlı olarak bu dokunun sarkmaması için çevresinde bir de destek doku artışı oluyor . Bu destek dokular, içinde büyük oranda su ihtiva eder. Yani kilo artışımızın nedeni yağ ve su dokumuzdaki artışa bağlıdır diyebiliriz.Pekala bu yağ ve su dokusundaki artışın nedeni ne olabilir, şimdi de bunu açıklayalım ki bu güne kadar zayıflama adına yaptığımız çabaların aslında ne kadar yanlış ve anlamsız olduğunu daha iyi anlayabilelim ve yanlışın neresinden dönersek kardır diye hiç suçu olmayan vücudumuza daha sevecen yaklaşabilelim.
Aslında şişmanlama veya kilo artışı yavaş yavaş ve sürekli artarak seyretmez. Vücudumuz çok farklı düşünüyor. Biraz sonra anlatacağım hataları yaptığımızda, direnebildiği kadar direniyor ve sonrasında ağırlığını 8 ila 10 kilo arasında değişen bir miktarda arttırıyor, bunu basamak diye de adlandırabiliriz.
Bu artışın anlamı bundan sonra vücudun ideal ağırlığını, yani hayatını devam ettirmek için sabit tutmak zorunda olan ağırlığını, bu kilomuza göre ayarladığı anlamına geliyor. Başka bir açıklamaya göre eğer biz onu ikna edemezsek hayatımızı bu kiloda devam ettirmek zorunda olduğumuz anlamını taşıyor ki, bunu kabullenmekten başka yapabileceğimiz birşey kalmıyor.
Yaptığımız yanlışlara devam edersek bu basamak bir daha artıyor ve biz 50 kilodayken 60, sonrasında 70 olup bakıyoruz ki bütün çabalarımız boşa gitmiş. Vücudumuzla didişmek yerine hayata devam kararı alıyoruz ve kilolarım ile mutluyum demeye başlıyoruz. Biliyoruz ki eğer kilo vermeye çalışmazsak bu kiloda mutlu mesut yaşayabiliriz. Fakat hırsa kapılıp el mi yaman bey mi yaman diyerek tekrar gücümüzü topladığımızı düşünüp diyet yapmaya çalışarak veya ağır spor yaparak, onun aldığı enerjiyi günlük ihtiyacının altında tutmaya çalışarak, bir maceraya daha atıldığımızda bir süreliğine gayet rahat kilo verebiliyoruz. Fakat sonrasında normal hayata geçtiğimizde, sporu biraz azalttığımızda, hafif kaçamaklarımız olduğunda yavaş yavaş diyet öncesi kilomuza dönmeye başlıyoruz.
Çünkü vücudumuz bizim ideal kilomuzu artık öyle görüyor. Bunu lipo suction yaptıran hastalarda dahi görüyoruz. Depo görevi gören yağ hücrelerimizi ameliyat ile vücut dışına liposuction yöntemi ile alsak bile, vücudumuz ideal kilosuna dönmek için başka bölgelerimizdeki yağ hücrelerini depo olarak kullanıp veya aynı bölgemizde kalan yağ hücrelerini 40 katına kadara büyüterek sizi tekrar aynı kiloya getirebiliyor. Başka bölgelerde depo yaptığında yani göbek veya basende değilde üst bölgede depoladığında üçgen vücutlu hanımlar, memeli erkekler olabiliyoruz. Daha kötüsü aynı bölgede yani cerrahi olarak çıkarılamayan ve kalan yağ hücrelerini büyüttüğünde, girintili çıkıntılı bir göbeğe veya çok daha kötü görünümlü basenlere, bacaklara sahip olabiliyoruz.
Nasıl bir dijital fotoğrafın kalitesi mevcut piksel sayısı ile ölçülüyorsa, vücudumuzun da dış görünüşünün mükemmelliği mevcut yağ hücre sayısı ile ölçülür, halbuki kilo aldığımızda hücre sayımızda artış olmaz sadece hücrelerimiz büyür. Bunun tedavisi için bu hücreleri azaltmak değil boyutlarını küçültmemiz gerekir. Demek ki vücudumuz bizi o kiloda görmek istiyor, bunun önüne geçmemiz mümkün değil.
Mevcut zayıflama yöntemlerinde sonuç hep eski kilomuza dönerek sonuçlanıyor, bu bazen çok hızlı olabiliyor , bazen yıllar sonra bir bakıyoruz tekrar eski kilomuzdayız. Buna aslında sevinmeliyiz. Aslında çok diyet yapıp bu sistemi çok zorlamışsak bazen vücudumuz bir basamak daha çıkıp sizi 80 kiloda da görmeye başlayabilirdi, bu da sıklıkla en kötü sonuç olarak karşımıza çıkabiliyor.
Hayatınıza şöyle bir baktığınızda eğer 20-30 kilo fazlanız varsa veya çok daha fazlası, mutlaka bu anlattığım olaylar başınıza gelmiştir veya geriye kilo almasanız bile cildiniz gevşek, hala selülitiniz ve hafif te olsa bir göbeğiniz vardır ve siz hala yemekten korkuyor ve sürekli spor yapmak zorunda kalıyorsunuz yani vücudunuz hala o yüksek kiloyu istiyor ama siz ona direniyorsunuz demektir.
Yanınızda hiç spor yapmayan, hatta sizden daha çok yiyen, tatlısını da yiyerek hiç kilo problemi yaşamayan çok kıskandığınız arkadaşlarınız da olabilir. Onların metabolizması daha iyi çalışıyor veya genetik olarak farklılar, onlar şanslı kişiler diye düşünebilirsiniz ama YANILIYORSUNUZ. Onlar ne şanslılar , ne genetikleri farklı , ne de metabolizmaları daha iyi çalışıyor. Sadece biraz sonra yazacağım gibi onlar içgüdüleri ile beslenen kişiler. Bunu doğal olarak yapıyorlar ve vücudunuz nasıl sizi yüksek kiloda sabitledi, onları da ideal kilolarında sabitledi bu kadar basit
Dr. Fevzi ÖZGÖNÜL
alintidir