8 yıllık evliliğimi bitirsem mi devam ettirsem mi bilemedim

ben oyun oynayamıyorum, yapamam, yalan söylerken bile belli ederim...
kişiliğime ters ve gereksiz yere fazla düşünceliyim, birine zorla iş yaptırınca kendimi kötü hissederim, yani adama istemediği bi işi yaptırdım deyip yine üzülürüm,zaten benim söylememle yapınca yüzü de farklı oluyor ya da illa off deyip isteksizce yapar.

Alışır zamanla sen bu kadar iyi davrandığın için üzülüyorsun. Yalan söyle demek istemedim ki.
Başka biri de olsa erkekler evlilikte nasıl alşırsa öyle gidermiş. Büyükler öyle der. Kadınlar akıllı olursa erkeği yola getirir derler.
Hem kaçmakla ancak sorumluluklarından kaçarsan.. ve tek başına bir çocuğu büyütmek Çok zor olsa gerek.

senin eşin seni aldatmamış biraz tembel ve düşüncesiz çok kolay yola gelebilir. Herşey senin elinde.. Azıcık oyun diyorum sen nasıl anlarsan artık :)))
 
Annem her zamna odanı topla der ve ben her zaman oflarım uflarım. ama alıştım :))))

Birde şu burçları iyi araştır çok yardımcı oluyor..

Sizin burçlarınız ne? Siz taminen Aslan - başak- yengeç ?
 
Son düzenleme:
Çok büyük sıkıntılar yok gibi görünüyor.
Yaşayan bilir tabi, kimine göre küçük kimine göre büyük.
Siz aslında kendi içinizde cebelleşiyorsunuz.
Yasak koyuyorsunuz diye neden üzülüyorsunuz ki.
Gerekiyorsa koyacaksınız, bunun içinde üzülmeyeceksiniz.
Evli bir insanın, çocuğu olan bir insanın, devamlı bilgisayar başında zaman öldürmesi bana da ters.
Bu konuda yasak koyarken, onu zorluyorum, sıkıyorum diye düşünmeyin.
Biraz kendinizi, çocuğunuzu düşünün.
Hep karşı tarafı düşünmekten oluyor bunlar heralde.
Biraz kendinizi düşünün, kendi isteklerinizi düşünün.
Hep eşinize uyum sağlamaktan, kendinizi unutmuş ve sıkışmışsınız sanırım.
Eşinizin ailesiyle günde 4 kere telefonla, 2 kere yüzyüze görüşmesi bana da fazla geldi.
Bu konuda rahatsızlığınızı dile getirdiğiniz mi bilmiyorum ama, getirmediyseniz,
azar azar azaltmasını isteyebilirsiniz.
Siz nasıl bir çok konuda fedakarlıklar yapıyorsanız, eşiniz de yapacak tabi.
O da size uyum sağlayacak, hoşlanmadığınız şeyleri, yasakla ya da başka şekilde yapacak.
Açık açık kendinize dert ettiğiniz şeyleri eşiniz biliyor mu, çünkü bana sadece siz içinizde sıkıntı yapıyorsunuz gibi me geldi.
Açık açık konuşmakta fayda var, boşanma konusunda acele etmeyin bence.
Ayrıca daha sağlıklı düşünmeniz açısından, bir yardım almanız faydalı olabilir.
 
Çok büyük sıkıntılar yok gibi görünüyor.
Yaşayan bilir tabi, kimine göre küçük kimine göre büyük.
Siz aslında kendi içinizde cebelleşiyorsunuz.
Yasak koyuyorsunuz diye neden üzülüyorsunuz ki.
Gerekiyorsa koyacaksınız, bunun içinde üzülmeyeceksiniz.
Evli bir insanın, çocuğu olan bir insanın, devamlı bilgisayar başında zaman öldürmesi bana da ters.
Bu konuda yasak koyarken, onu zorluyorum, sıkıyorum diye düşünmeyin.
Biraz kendinizi, çocuğunuzu düşünün.
Hep karşı tarafı düşünmekten oluyor bunlar heralde.
Biraz kendinizi düşünün, kendi isteklerinizi düşünün.
Hep eşinize uyum sağlamaktan, kendinizi unutmuş ve sıkışmışsınız sanırım.
Eşinizin ailesiyle günde 4 kere telefonla, 2 kere yüzyüze görüşmesi bana da fazla geldi.
Bu konuda rahatsızlığınızı dile getirdiğiniz mi bilmiyorum ama, getirmediyseniz,
azar azar azaltmasını isteyebilirsiniz.
Siz nasıl bir çok konuda fedakarlıklar yapıyorsanız, eşiniz de yapacak tabi.
O da size uyum sağlayacak, hoşlanmadığınız şeyleri, yasakla ya da başka şekilde yapacak.
Açık açık kendinize dert ettiğiniz şeyleri eşiniz biliyor mu, çünkü bana sadece siz içinizde sıkıntı yapıyorsunuz gibi me geldi.
Açık açık konuşmakta fayda var, boşanma konusunda acele etmeyin bence.
Ayrıca daha sağlıklı düşünmeniz açısından, bir yardım almanız faydalı olabilir.

Eşim bilgisayarın başına, ben oğlumu uyutmaya çalışırken, oturuyor, yani oğlum uyanıkken değil...
Eşime anneni daha az ara dersem bana sert bir karşılık vereceğini düşünüyorum çünkü annesine laf söyletmez, "istediğim kadar ararım, annem yalnız" der. Eşime kalsa birlikte yaşardık, yalnız başına napıyo acaba diye üstüne çok düşüyor annesinin...ama annesinin izlediği programları bile takip etmesi beni artık sıkıyor. Öğlen aralarında zaten hep annesinde yemek yiyor, kayınvalidem de sadece oğlunu ve kendi kızını düşünür, onların huysuzluklarını kabul etmiş, napiim çocuklarım huysuz der onlara karışmaz. Eşim benim nelerden huzursuz olduğumu biliyor aslında ama ilk başta dikkat etse de zamanla yine unutuyor, yani sürekli ona hatırlatmam gerekiyor. Yardım almayı çok istiyorum aslında, sizin bana yazılar yazmanız bile bana terapi gibi geliyor.
 
Annem her zamna odanı topla der ve ben her zaman oflarım uflarım. ama alıştım :))))

Birde şu burçları iyi araştır çok yardımcı oluyor..

Sizin burçlarınız ne? Siz taminen Aslan - başak- yengeç ?

Ben Koç, eşim yengeç. O hem melek hem şeytan olur, ortası yok...zaten kafamı karıştıran da hep bu olmuştur, iyi bir insan mı kötü mü ona bile karar veremedim.
 
Son düzenleme:
senin yazdıklarını okuyunca aklıma mükemmel kadın kimliği geldi. ve okuduğum yazıyı hemen bulup paylaşayım dedim.

Mükemmel Kadın Olmayın!

“Mükemmel kadın” denildiğinde aklınıza ne gelir? Toplumun ve yaşamın üstüne yapıştırdığı tüm sıfatları eksiksiz yerine getiren kadın!

"Mükemmel Kadın Olmayın!

İyi bir eş, anne, dişi, seksi, ev hanımı, iş kadını, dost, evlat, sevgili ve daha birçok şey olan mükemmel kadın, neden mutsuz olur? Çünkü bu kadınlar başkaları için yaşarlar!

Bir ilişkide kadın, eşinin hayatını gereğinden fazla kolaylaştırdığında, iyi bir iş yapmış olmaz. Her sorunu çözebilen, sorumlulukları üstünde taşıyan, düzeni koruyan ve bunun için insanüstü çaba gösteren kadın, karşısındaki erkeğin genetiğini bozar.

İnsan doğası almaya, tüketmeye eğilimlidir ve rahata çabuk alışır. Mükemmel kadın, her konuda başarılı olduğundan, karşısındakine yapacak bir şey bırakmaz. Armut piş, ağzıma düş! İlişkiler, paylaşım olmadan büyümez. Kadın ve erkeğin gelişimi, yaşamın getirdiği sorumluluklar, dersler ve çaba ile doğru orantılıdır. Çocuğunun okul ödevlerini kendisi yapan bir anne, evladının öğrenmesini ve yeteneklerini geliştirmesini engellediğinin farkında değildir. Aynı durum ilişkilerde de geçerlidir. Eşinin işlerini üstlenen, yapması gerekenleri onun yerine yapan, beceremediklerini bir şekilde halleden mükemmel kadın, mutsuz olmaya mahkumdur.

İşin garip tarafı, bu yapıdaki kadınların ilişkileri genellikle hayal kırıklığı ile biter. En çok aldatılan, terk edilen kadınlar, kusursuz kadınlardır. Neden aldatıldıklarını anlayamazlar. Üstelik, eşlerinin seçtikleri kadınlar, kendilerinden çok daha vasıfsız olanlardır. “Benim neyim eksikti?” Bu cümlenin cevabı havada kalacaktır, hatta şok etkisi bile yaratabilir ama eksik olan kusurdur.

İlişkiler paylaşım üzerine kuruludur. Mükemmel kadın, eşinin yapacaklarını üstüne aldığında, zaferlerini de elinden almış olur. Çaba göstermek, uğraşmak için ortada sebep bırakmaz. Heyecanı, hevesi kalmayan bir eş, doğal olarak gidip, kendini göstereceği, yaratacağı başka ortamlar arar.

Çevrenizdeki insanları bir düşünün. İçlerinde, mükemmel olduğuna inandığınız ama hala neden evlenemediğini ya da mutsuz bir ilişkisi olduğunu anlayamadığınız kişiler yok mu? Dışarıdan bakıp, dört dörtlük kadın dediklerinizle birlikte yaşadığınızı hayal edin. Hazır bir hayat. İlk başlarda çok keyifli gelse de, zaman içinde son derece sıkıcı, tek düze ve boş bir yaşam şeklini alır. İnsani egonuz zarar görür.

Mükemmellik, kendinden vazgeçmek demektir. Sürekli başkaları için yaşamak, onların ihtiyaçlarını gidermek, onların sevdiklerini seçmek ve hazırlamak, hep başkalarını düşünmek, mükemmel kadını kişiliksiz kılar. Kendi hayatından vazgeçmek, saçının her telini süpürge etmek, gereksiz özveri ve fedakarlık göstermek, karşı taraftan alkış ve takdir almaz. Düzenli olarak bunlar yapıldığı için, görevmiş gibi algılanır ve kıymet bilinmez.

Kusursuz ve mükemmel olmak, sadece zarar verir. Eşini, çocuğunu, kendini hatta dostlarını bile zor bir psikolojik sürece sokar. İlişkiler paylaştıkça değer kazanır ve keyif verir. Mükemmel kadın mutlu olamaz. Başkalarının hayatını düzenlerken, kendine ait bir yaşamı unutur.

İnsan dediğin kusurlu olur. Hataları, yanlışları ile var olur. Mükemmellik, insana ait değildir. Kusursuz veya mükemmel kadın olmayın. Bu sizi ancak, ruhsal köle ve yaşam hizmetçisi yapar. " Alıntıdır.

Sizde bu nedenle mutsuzsunuz gibime geldi.
 
mükemmeliyetçiyimdir ama mükemmel de değilim, aslında çok becerikli değilim, hatta eşim yapar bazı işleri evde, ama en az zamanı kendime ayırdığımı itiraf ediyorum...oğlumu gece sallarken kitap okuyorum, yoksa başka türlü zaman bulamazdım, arkadaşlarımla oğlum olmadan görüşmüyorum, ben çalıştığım için zaten çocukcağız az zaman geçiriyor benimle, bi de işten kalan zamanlarda onsuz mu zaman geçiricem deyip yine suçluluk duygusundan kurtulamayıp başka bir hobime zaman ayıramıyorum. Çalışan kadının sıkıntıları bunlar aslında daha çok, hep eksik hissediyorsun kendini, hiç bir şeye yetemiyorsun yetişemiyorsun, evini istediğin gibi çekip çeviremiyosun...
 
çok üzüldüm gerçekten işin çok zor bu saatten sonra değişiceğini sanmam ya böyle kabul ediceksin ya da güle güle diyeceksin
yengeç koç hiç anlaşamaz
 
böyle mutsuz hayat geçirip de ölmek istemiyorum...ama oğlumuz var arada, onu düşünüyorum sadece, onun yanında tartışmıyoruz ama aramızdaki sorunu büyüdükçe o da farkedecektir.
neyin doğru olduğuna karar verebilmek için şimdilk beklemedeyim ama başıma ağrı giriyor düşünmekten...
 
böyle mutsuz hayat geçirip de ölmek istemiyorum...ama oğlumuz var arada, onu düşünüyorum sadece, onun yanında tartışmıyoruz ama aramızdaki sorunu büyüdükçe o da farkedecektir.
neyin doğru olduğuna karar verebilmek için şimdilk beklemedeyim ama başıma ağrı giriyor düşünmekten...
 
bence siz oğlunuzu uyuttuktan sonra eşinizi karşınıza alıp şöyle uzun uzun konuşun ...
bütün derdinii anlatın ..
gerekirse bu işin artık böyle yürümeyeceğini ,ikinizin de birbirinizi sevdiğinizi , başkaları yüzünden bu güzel evliliini ve sevginin bitmesini istemediğiniz söyleyin..
bu işin ortak yolunu bulalım...ikimiz de ailelerimle olan ilşkilerimize biraz ara verip birbirmize vakit ayıralım yoksa bu gidişat ii bir gidişat değil arada çocuğumuz var deyin..
bu sorunu bugün halledemezsek hiçbir zaman halledemeyeceğiz ,ya bugün bu konuyu konuşup halledelim ya da bu iş boşanmaya kadar gdecek galiba deyin açık açık ..
eğer gerçekten bu işin yürümediğine inancınız varsa tabi..
bakalım eşiniz bu açık ve net konuşmadan sonra size neler söyleyecek..
aslında çözülmeyecek şeyler yok ortada ama eşinizin ısrarla anlamak istemeyişi büyük bir sorun tabi...
böyle durumlarda kesin bir karar vermeli ve bu karara göre dediğim gibi karşınıza alıp son konuşmaları yapmazsınız..
baktınız ki değişen bir şey yok .
ozaman bu evliliği devam ettirmenin de pek bir anlamı yok gibi ..
tabi yaşanılanları biz bilemeyz..
anlattıklarınızdan yola çıkarak tahminlerde bulunuyoruz..
evliliklerde bazen iletişim sorunu olabiiyor...
eşler birbirlerini anlayamayabiliyor ...
ama ayrıldıklarında hatalarını anlıyorlar ve iş işten geçmiş oluyor..
umarım eşinizin hatalarını anlaması da ayrıldıktan sonraya kadar uzamaz da bu evliliği kurtarma imkanınız olur...
ALLAH yardımcınız olsun
 
Yazdıklarınızı okudum yorum yapmakla yapmamak arasında gidip geldim ve işte yazıyorum.Bence evliliğinizin gidişatı ile ilgili karar vermek için yanlış bir zaman biraz bekleyin; eşinizi düşünmek yerine kendinize dönün hatta psikolog yada psikiyatriden yardım alın.İnanın ben evliliğim için şuan bunu yapıyorum düşünmeyi bıraktım zamana bıraktım herşeyi mutlumuyum hayırr.Ama huzursuz değilim hiç değilse.Eşinizin anne sevdası asla bitmez konuşmakla çözülecek mesele değil bu konuda yapılacak bişey yok üzgünüm.Ortak zevkler konusuna gelince;elbette insan her konuda olmasada bazı konularda aynı şeylerden zevk almalı aksini iddaa eden arkadaşlara katılmıyorum aynı şeylerden zevk almak hayatı sıkıcı kılmaz aksine güzelleştirir.Ailelerin anlaşması ve denk olması ne kadar önemliymiş bende evlenince anladım annem hep derdide aldırmazdım;büyük hataymış.:1no2:Arada oğlunuzun olması diye bişey yok bence ;karar alırken oğlunuzu kararlarınızın dışında tutun huzursuz bir ailede mutsuz anne ve babayla büyümekdense ayrı ama mutlu ve ilgili ebeveynlerle hayat geçirmek inanın çok daha iyi.Önce kendinizi düşünün sonra oğlunuz gelsin.
Ama acele etmeyin aslında size söyleyebileceğim yegane şey bu acele etmeyin.
 
Mutsuzsunuz.
Şikayetlerle evlilik yürümez. Herseyi biriktirmişsiniz.
Çalısan bir bayansınız oglunuzla ikinize güzel bir hayat saglayabilirsiniz.
 
Çok büyük sıkıntılar yok gibi görünüyor.
Yaşayan bilir tabi, kimine göre küçük kimine göre büyük.
Siz aslında kendi içinizde cebelleşiyorsunuz.
Yasak koyuyorsunuz diye neden üzülüyorsunuz ki.
Gerekiyorsa koyacaksınız, bunun içinde üzülmeyeceksiniz.
Evli bir insanın, çocuğu olan bir insanın, devamlı bilgisayar başında zaman öldürmesi bana da ters.
Bu konuda yasak koyarken, onu zorluyorum, sıkıyorum diye düşünmeyin.
Biraz kendinizi, çocuğunuzu düşünün.
Hep karşı tarafı düşünmekten oluyor bunlar heralde.
Biraz kendinizi düşünün, kendi isteklerinizi düşünün.
Hep eşinize uyum sağlamaktan, kendinizi unutmuş ve sıkışmışsınız sanırım.
Eşinizin ailesiyle günde 4 kere telefonla, 2 kere yüzyüze görüşmesi bana da fazla geldi.
Bu konuda rahatsızlığınızı dile getirdiğiniz mi bilmiyorum ama, getirmediyseniz,
azar azar azaltmasını isteyebilirsiniz.
Siz nasıl bir çok konuda fedakarlıklar yapıyorsanız, eşiniz de yapacak tabi.
O da size uyum sağlayacak, hoşlanmadığınız şeyleri, yasakla ya da başka şekilde yapacak.
Açık açık kendinize dert ettiğiniz şeyleri eşiniz biliyor mu, çünkü bana sadece siz içinizde sıkıntı yapıyorsunuz gibi me geldi.
Açık açık konuşmakta fayda var, boşanma konusunda acele etmeyin bence.
Ayrıca daha sağlıklı düşünmeniz açısından, bir yardım almanız faydalı olabilir.

Yazdıklarınızı okudum yorum yapmakla yapmamak arasında gidip geldim ve işte yazıyorum.Bence evliliğinizin gidişatı ile ilgili karar vermek için yanlış bir zaman biraz bekleyin; eşinizi düşünmek yerine kendinize dönün hatta psikolog yada psikiyatriden yardım alın.İnanın ben evliliğim için şuan bunu yapıyorum düşünmeyi bıraktım zamana bıraktım herşeyi mutlumuyum hayırr.Ama huzursuz değilim hiç değilse.Eşinizin anne sevdası asla bitmez konuşmakla çözülecek mesele değil bu konuda yapılacak bişey yok üzgünüm.Ortak zevkler konusuna gelince;elbette insan her konuda olmasada bazı konularda aynı şeylerden zevk almalı aksini iddaa eden arkadaşlara katılmıyorum aynı şeylerden zevk almak hayatı sıkıcı kılmaz aksine güzelleştirir.Ailelerin anlaşması ve denk olması ne kadar önemliymiş bende evlenince anladım annem hep derdide aldırmazdım;büyük hataymış.:1no2:Arada oğlunuzun olması diye bişey yok bence ;karar alırken oğlunuzu kararlarınızın dışında tutun huzursuz bir ailede mutsuz anne ve babayla büyümekdense ayrı ama mutlu ve ilgili ebeveynlerle hayat geçirmek inanın çok daha iyi.Önce kendinizi düşünün sonra oğlunuz gelsin.Ama acele etmeyin aslında size söyleyebileceğim yegane şey bu acele etmeyin.

bence bu iki yorum çok çok önemli ve hepimizin dikkate alması gereken hususlar:

1- erkekler bağımlı yetişir (özellikle anneye) ve emir almaktan yasaklar konmasından bizim gibi rahatsızlık duymazlar.anneleri farkında olmadan bize koz verirler bugün kendilerine bağımlı yetişen erkekler eğer biz durumu iyi değerlendirebilirsek yarın bize bağımlı olurlar. ha burda ben ilkeli erkekle beraber olmak isterim vs. gibi itirazlar doğabilir.bu itirazı yapanlar ya evli değildir yada erkekleri tanıyamamıştır

2- boşanma sürecinde çocuk öne sürülmemelidir.ne evliliğin devamını sağlar çocuk, nede o evliliğin kurtuluş yoludur. eğer gerçekten çocuğun mutluluğu düşünülüyorsa bu ancak çocuğun mutlu ebeveynler görmesiyle mümkün olur.ayrı ayrı yada beraber dikkat edelim mutlu ebeveynler.siz bukadar sıkıntı çekerken çocuğunuz iyi annem babam yanımda hiç değilse diyip mutlu olmayacak sizin mutsuzluğunuz çocuğunuzun karakterine göre onun ya hırçın ya içine kapanık vs.bir duruma gelmesine neden olacak
 
Koç burcu :) el şakalarına bayılır. kendi sevdiği şeyi size baskı yapara kabul ettir. Ama her zaman yapmaz. Kolay kolay fikirlerinden ödün vermezler. hareket ve ekşin severler. Bıçak ve kesci delici aletlere merakları vardır. Kanlı vurdulu kırdılı filimlere bayılırlar. Ona sevgini gösterdiğin ve sana el temasını izin verdiğin sürece yaptıramayacağın iş yok. sende el şakası yapıcan tabi :)))) sürekli temas halinde olucan onunla. O ateş burcu sen su grubusun. Çok hasassın o yüzden onun yaptuklarına çok kırılmışsındır :)))))
Koç burcu sürekli sevgi ve ilgi bekler. Kedi sever gibi sürekli sevgi göstereceksin. Aslanım paşam :)) poh poh... Kardeşin Burcu çok iyi tanırım kendilerini.

:D Doğru biraz ilkellikleri vardır ama ehlileştirmek eşlere kalmış :))
 
Son düzenleme:
Ah be canım, 8 yıllık evliymişsiniz, 4 yaşında çocuğunuz varmış. O geride kalan 4 yılda sorunlarınız yok muydu peki?
Boşan veya boşanma demek bana düşmez fakat, eşle aradaki problem genelde bi şekilde çözülebiliyor ama aileler işin içine girince bu çözüm mümkün olmuyor malesef..
 
canım bi an için ben yazdım sandım ama sonra okudukça alime şükrettim..bizimde ailemiz anlaşamaz ama bunu hiç sorun yapmayız...annesinide soğuttum iyice..bende yetiştiriliş olarak ep sokulan laflara susardım şimdi bire beş yapıştırıyorum...ailesinden nefret ediyorum tiksiniyorum...ama kocam beni seviyorsa kimseye arcatmam bu evliliği zaten ömür geçiyo bi şekilde mücadeleyle bari kaynanayla mücadele edeyim derdim o olsun..eşinde aldatma içki kumar varmı
 
Eşimde aldatma kumar yok, normalde evine bağlıdır, dışarıda bensiz vakit geçirmez pek...ama kötü bir bilgisayar bağımlısı, her gece ben oğlumu uyuturken o da bilgisayar odasına girip online oyun oynuyor, oyun oynayabilmek için farklı farklı pahalı joystickler aldı, ama bilgisayar karşısında robot gibi oturmaktan da boyun ağrıları başladı, 2 gündür viks falan sürüp havluyla yatıyor. Daha önce oyun konusunu çok konuştuk, ilk başta işe yarıyor ama ayrı da kalamıyor.

Naznurun dediği gibi acele karar vermeyeceğim,zamana bıraktım ama bu süreç çok uzadıkça huzursuzlanıyorum da...İşin içinde daha anlatmadığım ufak ufak bir sürü birikmiş kızgınlıklar var.

İlk 3,5 yıl içinde anlamadın mı diye sormuşsun "ammavelakin", anladım hatta bi ara ciddi ciddi boşanacaktık, sonra annem bizi barıştırdı - ben kararlıydım boşanacaktım ama eşim ben karımı seviyorum deyince bende yelkenler yine suya indi ve barıştık, o yüzden de çocuk yapmayı ertelemek istedim hep ama eşim çok emrivaki yaptı, bir süre sonra karşı koyamadım - dönem dönem sıkıntılarımızı aştık çünkü, ama hep başa döndük.
 
Ama mantığım beni bu işi bitirmeme zorluyor. Ben sadece bağımlılığımdan, düzenimin bozulmasından, pişman olmaktan korkuyorum galiba...bizde çok büyük olaylar olmadı belki aldatma gibi, ama ufak ufak şeyler çok birikti. Bir de ben gerçekten hep huzurdan sakinlikten yanaydım, mutlu değilim evet.
 
Back
X