- 27 Eylül 2013
- 4.237
- 8.119
- 248
- Konu Sahibi pigme pofuduk
-
- #2.281
o anlamda söylememiştim ben onu aslında. kayınvalideme ne zaman gitsem illa ki bi teyze orda oluyor mesela en azından, boğuluyordum bazen. biz o kadınla bi tek o konuştuğumuz gün başbaşa kahve içebildik, vıcık vıcıklık derken bunu kastediyordum. bağlılıktan, bütünlükten eskisi kadar dem vurulmaz diye düşünmüştüm. olmuyor mu o? yine mi her gün toplaşılacak?
Kendimi suan sizin yerinize koyuyorum da.. bayginlik sinir stres geldi bana resmen.
Baslarim onun ailesine de evlerine de..9 yil sevdigim adamla birliktelik yasamisim evlilik ile taclandirmaya düsünmüsüz..
Konusurum sevdicegimle evlilik icin tarih belirleriz..salon belirleriz ..ev bakariz. Geri kalan herkese de buna uymak düser.
Aileler en fazla kendi fikirlerini sunar ve bizde o fikiri ya uygulariz ya uygulamayiz..
Ama sizin durumunuza bakiyorum ..ne sevdiginle konusuyorsunuz ne de nerde oturcaginizdan haberiniz var vs.. arka plana kakilmis sizin adiniza baskalarinin (onun ailesinin) karar vermesini bekliyorsunuz. Bir de ciddi ciddi buna kafa patlatiyorsunuz. Allah askina bi silkelenin bu sözlünüzle konusun.. size ne dayisinin borcundan bilmem nesinden..sizinle ne alakasi var.. sözlünüze sinir oldum resmen. Size de ne diyecegimi bilmiyorum basiretiniz mi baglandi yoksa olaylarin icindesiniz diye mi göremiyorsunuz gercekleri..belki kendinizi kandiriyorsunuz..bana bile sikinti basti bekleye bekleye..peygamber sabri var sizde. Belki de sevdiginize direk böyle böyle yapmak istiyorum varmisin deseniz adam karsi cikacak tamamen kopacak diye korkuyorsunuz.. bilemicem. Ama korkuyorsaniz yapin söyleyin.. ya olsun ya olmasin artik yeter yani.
Kendinize biraz deger veriyorsaniz oturun sözlünüz ile ikinizin gelecegi, evliligi, oturacaginiz ev vs hakkinda konusun anlasin lütfen. Ona da anlatin sizin bir aile olacaginizi artik kendiniz karar vermek sorumluluk almak zorunda oldugunuzu.
Bu hayati siz yasayacaginizi o yüzden her karari anca sizin vermesi önemli oldugunu. Sonra da ailelerinize karar verdiginiz hersey hakkinda bildirim verin bukadar basit. Bu kadar tantayana ne gerek var anlamiyorum..
Anneannemin vefatından sonra kardeşler hiç olmadığı kadar yakınlaştılar mesafe var ama telefon diye bir şey de var. Babaanneminkinden sonra da her fırsatta bir araya gelinmesi için sebep bulmaya başladılar. Benim sülale özelinde durum bu. Annem somut/soyut mesafeleri bilmem kaç sene önceden koyduğu için kendi adına problem yok ama, diğer dipdibe gelinlerin hali benim tanık olduğum 15 senedir değişmedi. Eltilerlen, görümcelerlerlen her daim saadet yumağı. Kapımızı kapattıktan sonra evimiz ayrı olur boş lafı, birinin el işini alıp zili çalmasıyla her gün yeniden yanlışlanıyor.
ha öyle olmuyor yani. anladım.
valla bence de aynen dediğiniz gibi olması gerekiyor ama biz daha "biz böyle düşündük" demeden "şöyle yaparız" diye plan yaptıkları için ben mal gibi kaldım resmen. "noluyo ya, tamam anne baba da yani onlara ne ki, niye bu kadar karışıyorlar ki, ama biz böyle konuşmamıştık ki, neden böyle oldu ki, bunlar neden benim başıma geliyor ki" diye saf saf bakmaktan "teyze az geri basın" diyemedim. ne zaman ciddi bi sıkıntımız olsa ordan başka bi sıkıntı patladığı için ben kendi derdimi şey edemedim. ama artık gerçekten çok sıkıldım.
Bakın size gerçekten bir şey sormak istiyorum.
Sevgilinizin ve ailesinin keyfini beklerken sinirlenmiyor musunuz? Ortada sizin hayatınızla ilgili planlar var. Konuşulup konuşulmayacağı, ne zaman konuşulacağı, ne hakkında konuşulacağı hakkında hiçbir şekilde fikriniz yok.
Sürekli o evden çıkan haberleri bekliyorsunuz. Sevgilinize nasıl patlamıyorsunuz?
O yüzden sevdiceginizin elinden tutacaksiniz. Öyle aile olunmaz böyle böyle aile olunur yuva kurulur diye anlatsaniz iyi olur artik. Cunku anlamiyor.. sizde sanirim konusursam tam konusurum ortalik dagilmasin diye korkuyorsunuz geri cekilip olaylarin kendiliginden yerine oturmasini bekliyorsunuz. Ama birseyin oldugu yok görüldügü üzere..
Ve sizin hayatiniz olduguna göre artik ipleri elinize alsaniz iyi olur. Yoksa 9 yil daha beklersiniz veya size sunulan evliligi yasarken bulursunuz kendinizi..
Bazen bu konu fakeeeeee, böyle sacmalik mümkün olamaz yook yok olamaz diye ciglik atasim geliyor.
Veya pofuduk yazacagin kitap icin burdan fikirler bekliyorsun diye düsünüyorum
Kendin bile sonuca odakli degilsin ki cok rahatsin sanki.. incik cincik ettik burda adamin sülalesini cidden
Bazen bu konu fakeeeeee, böyle sacmalik mümkün olamaz yook yok olamaz diye ciglik atasim geliyor.
Veya pofuduk yazacagin kitap icin burdan fikirler bekliyorsun diye düsünüyorum
Kendin bile sonuca odakli degilsin ki cok rahatsin sanki.. incik cincik ettik burda adamin sülalesini cidden
konuşursam tam konuşurum ve nasıl desem, sevgilim hariç, herhangi bi insana kırıldığımda çok zor affederim. işlerin o raddeye gelmesini istemiyorum.
cenazeden sonra böyle olacağını biliyordum bi de. bütün düzenleri bozulmuştu zaten, o tarafta yeniden düzen kuruluyor ve bu zaman alıyor. üstüne başka sıkıntıları da var. hani zaten her şey alt üst olmuştu bi de üstüne pofuduk böyle yaptı densin istemiyorum.
benim öyle sıkıntılarım varken biri bana gelse kendi derdini patlasa ben de çok tınlamam üstüne bi de terslerim zaten. valla şu an onların yerinde ben olsam "babam ölmüş, biz babamla uğraşırken kardeşim bize yetirmek için yığınla borç yapmış, şimdi o nasıl ödenecek onu düşünüyoruz, sen ev derdinde misin, sanki ev boşaldı da hemen evlenip içine giriyorsun, bekleyemedin mi" derim. ama bunu öyle bi zamanda dile getiririm ki "bekleyemedin mi" diyecek durumları olmaz.
çünkü bana "istersen ev alalım" dendi, ama şu an gidip de "ev alalım" desem kabul etme ihtimalleri çok az. almayacakları için değil, bunu istemenin sırası olmadığı için.
koca namzedimle de az önce konuştum, o iş olacak gibi. birkaç güne netleşir. fena yerden vurdum.
bi de biz güya dün konuşacaktık, evdeki sorunun ne olduğunu öğrenmek için zorladım, öğrenince de ev konusu önemsiz kaldı. yani diğerinin detayları daha mühim bence. ve o yüzden benim uzakta oturmam da şart gibi.
Evdeki sorun dayının borçları değil mi?
Bir de iyi günde kötü gündenin anlamını bilmeniz güzel de, size pek iyi günler yaşatmıyorlar. Yani keşke sevgiliniz de gelse konu açsa, sevgilim şöyle şöyle yapıyor dese de sizin yaptığınız ağır haksızlıkları görüp adalet anlayışıma bir ferahlık gelse.
işte sabretme sebebim tam olarak bu. adalet terazisi dengelenmesin. bi şey istediğimde veya bi şey istemediğimde, gerçekten ne demek istediğim anlaşılsın. "bu kız buna buna buna anlayış gösterdi, buna göstermiyor, demek ki gerçekten sıkıntı var" densin. valla okuyoruz burda, duyuyoruz etrafta, sürekli sorun çıkaran kadınlar var, ve bir yerden sonra gerçekten ciddiye alınmıyorlar. onlara dönmek istemiyorum.
sevgilim uzun zamandır durumun da farkında, toparlarız sanırım yakında. yani evet orda oturalım dedi, biraz diretti ama istemediğimi anladığında, beni zorlamayacak. olurunu olmazını konuşuyoruz şu an biz. yani herkes farklı evet, bazılarına göre bunu teklif etmemeliydi, ben reddettiğimde konuyu kapatmalıydı, babasına karşı çıkmalıydı, veya benim bunu reddetme hakkım yok, herkese babası ev vermiyor ben burnumla kakıyorum falan filan uzar gider. herkes kendi ilişkisini, kendi sevgilisini bilir. benimki orda oturmak istiyor evet, ısrar edecek evet, ama beni istemediğim halde orda oturmak zorunda bırakmayacak. bunun da ayrımındayım. tamamen beni ezip geçmez. tartışıyoruz şu an, olması gereken de bu. fikir ayrılıklarında tartışılmalı. bi taraf diğerine görüşünü dikte etmemeli. ben tartışmayı her zaman destekledim zaten. kimisi kabullenir küser, asla tarzım değil, kırılırım çünkü o zaman. tartışıyoruz, sebeplerimi de gerçekten dinliyor ve ben orda oturacağımızı düşünmüyorum şu an.
evdeki sorun dayının borçları evet ama sorun para değil. sorumluluk.
Dikte etmek sağlıksız, küsüp gitmek de, bu konuda aynı fikirdeyiz.
Ama sanki her şey yolundaymış ve bu sevgilinizin normal bir isteğiymiş gibi düşünemiyorum ben. Mahcup olmayı becerebilen insanları her zaman sevmişimdir, çünkü hatalarının bilincinde olduklarını düşünüyorum.
Yani mahcup olsun derken el pençe divan dursun anlamında değil tabi. Ama hakkınızı versin, yaptıklarını görsün ve kendi isteklerine bu alanda biraz set çeksin, ancak bu şekilde anlayabilirsiniz gerçekten hatalarının farkında olup olmadığını.
Bu bana daha çok geçiştirmek gibi geliyor. Özür dilerim, bir daha olmayacak, peki tamam. Ama daha sonra aynı minvalde bir istekle karşınıza çıkmak için 3 günden daha uzun bir süre beklemeliydi, bu benim fikrim. Korkmamış hiç, burası önemli bana göre.
Bir de bu forumda çok gördüğüm bir şey, siz de üstünde durmuşsunuz o nedenle bahsetmeden geçemeyeceğim. Burada birçok kadın, terazinin haklı tarafında kalmak adına yapmaması gereken şeyler yapıyor. Bu biraz da ego ile alakalı diye düşünüyorum. Yani evet, olayı bizim gibi dinleyenler sizi yüceltip sevgilinize sayacaktır, çünkü çirkin bir hareket yapmadınız. Evet, haklı olarak anılacaksınız ve sevgiliniz de hep hata yapmış olarak kalacak.
Ancak sorun şu ki; haklı olmak hayatta hiçbir işe yaramıyor. Hakkınız için savaşmadığınız sürece. Yani asil olan sizin yaptığınız gibi beklemekten çok, hak ettiklerinizi beyan etmeniz bana göre. Yoksa kimsenin 10 yıl sonra çıkıp da, biz X'e çok haksızlık ettik diyeceğini sanmıyorum. Hatta demeyeceğine eminim.
Ama örnek olarak veriyorum; sizin evinizin kapısına gelen onlar olsaydı, bu izlenim onlarda kalıcı olurdu. Yanlış bir şey yaptın = Bedel ödemen gerek. Bu aslında çok basit bir denklem ve koşullanma sağlayıcı. İnsanlar bedelini ödemedikleri şeyleri unutmaya ve önemsememeye meyillidir, umarım sizin hikayeniz bu şekilde son bulmaz.
sorduğunuza cevap olarak yazıyorum, ben şu an zaten bana baskı uygulanmadan istediğim hayatı yaşamak için çabalıyorum.
ha evlenmem, karşıma kimse çıkmaz ama yine dimdik dururum. o ayrı konu.
ben şu an "istemediğim hayat" ve "uygulanan baskı" kısmını değiştirmeye çabalıyorum. istediğim yöne sokmak için uğraşıyorum.
öncelikle evliliginize giden yoldaki sorunlara dair sorumlulugun size ve sevgilinize ait oldugunu asla aklınızdan cıkarmayın,
bunu ezberden tekrarlamaktan bahsetmiyorum,
boylece sevgilinizi hangi konularda zorlamanız gerektigini ve kıyamadıgınız durumlarda onun sizin aksinize rahat davranıslarını daha net gorursunuz.
aslında baskıyı uygulayan kp, kv degil, size dogrudan birsey soylemeye de hakları yok zaten,
siz sevgilinizin ısrarına karşı net oldugunuz sürece o da kendi sorunlarını kendisi cozmeye yonelenecek,
sizi kaybetmemek icin ısrarını size degil, kendi ailesine yapacak.
makul olmayan istekleriniz yok ki...
aksine ne mal varlıgında gozunuz var, ne de mızmız gelinlerin tuhaf ceyiz isteklerine sahipsiniz.
once şunu siz kabul edin; ic ice yasamayı istememek en dogal hakkınız.
böylece karsı tarafa bahaneler sunma ihtiyacı da duymazsınız, ikna edilecek bir yanı olmadıgı icin de sevgilinizin sunacagı tüm gerekceleri rahatlıkla çürütürsünüz.
o istedigi kadar burası benim tapulu evim desin, farketmiyor,
madem niyeti başından beri buydu neden daha onceden hic soylemedi?
"kv ile yakın oturmak sorun degil de, teyzeler vs oyle apartman istemem" minvalinde bir acıklamanız vardı,
bunu da aklınızdan silmenizi tavsiye ederim,
yoksa -annenizin yanlıs cıkma ihtimali olan tahminlerine göre hareket ettiginizde- en iyi olasılıkla her aksam yemekte sadece kv ve kp yi görürsünüz... diger ihtimalleri yazmak bile istemiyorum.
yerinizde olsam annem sürekli beni ikna etmeye calısıyor ve alttan almamı ögütlüyorsa "senin acını umursamayan insanlardan bahsediyoruz, oturmaya geldiklerinde evladından uzak kalmaktan ne anlarsınız diyen insanları bana savunma, art niyetle (?) yaklasmasalar dahi her gün buna benzer düsüncesiz cümlelerin muhatabı olamam" diyerek sustururdum,
kendi kızınin iyiligini isterken neyi göze aldıgını hatırlatmak belki size yapacagı uyarılarda daha rasyonel olmasını saglayabilir...
kaldı ki buna da gerek oldugunu düsünmüyorum, kendi ailemle bile ugrasıyorum dediginiz icin yazdım.
onlar simdiye kadar olumlu yaklastıysa sizin vazgecmek istemediginizi bildigi icinmiş gibi duruyor.
bana kalsa anneme bunu diyen kv adına o sevgiliye de ozur dilettirirdim, mahcubiyetten yerin dibine girene kadar da yüzüne bakmazdım, hatta o sıkı aile ilişkileri icinde kv'ye de yansıyacagını bildigimden ondan da bu konuda acıklama beklerdim, fakat bu kısımları şu an geciyorum.
yine yerinizde olsam hicbir sekilde bu konularda kv-kp ile muhatap olmam,
"kiraya nasıl cıkarız? işim garanti degil..." düsünceleri icin de kimsenin garantisi olmadıgını, ailesine guvenerek bu yola cıktıysa baştan vazgecmesi gerektigini söyler ve bir kez olsun isteklerim karşısında yetiskin gibi davranmaya davet ederdim,
evlilik 2kişilik bir sorumluluktur, ailenin yapmak istediklerinden bize uyanları kabul ederiz bunlar haricinde her seyin -eksiklerle dolu bir evimiz de olsa- sadece bize ait olmasını istiyorum demek bile anlayana yeterli aslında.
bu bir nevi restlesme midir? evet.
fakat onun bu durumu kabul etmemesi durumunda yol ayrımına gelmekten de geleceginiz icin korkmamak gerektigini dusunuyorum,
sonucta "onlarla aynı apartmanda yaşarsam er ya da gec ayrılırız" diyen sizsiniz.
eger" isim garanti olsaydı belki..." kıvamına geldigi an hem bu belirsizlikler nedeniyle hem de sırf bunu öne sürdügü icin en mantıklı hamle olarak 6 ay beklemeyi öne sürerdim,
tabii bu da geçen 3ay gibi olacaksa hic olmaması gerektigini de belirterek.
9 yıl beklemisim, sonunda her seye razı geliyorum gibi olacaksa hic olmasın daha iyi, 2-3ay daha beklemisim cok mu?
biz iş bakalım, kıt kanaat gecinelim, gerekirse ac kalalım ama kendi evim, kendi hayatım olsun derdim.
eger sevgilinizle kendinize güvenmiyorsanız da evlenmeyin zaten,
daha bu olayların cocukla yasanacakları var, yetistirmesi var, var da var...
hayatın hicbir zaman garantisi yok. fabrikator de olsanız iflas ihtimali her zaman vardır, onun öne sürdügü gerekceye gore kimse evlenmesin o zaman.
ailesiyle kötü olmaya, restlesmeye bunu dahil etmeye de gerek yok.
eger o çözümü bunda goruyorsa da onun kendi kararı.
aslında sayfalarca yazdıgınız sey hep aynı... istekleriniz icin ne kadar mucadelecisiniz, hayalleriniz ne derece ortak? tüm süreç ve sorunlar da bununla ilgili.
yazdıklarınıza uzun uzun açıklama yapacak bi yer yok, haklısınız. ama ben de yapmam gerekeni yapıyorum zaten, evi kabul etmedim, kabul edeceğim anlamına gelen hiçbir şey yapmadım, sürekli ve ısrarla reddediyorum. konuşuyoruz bu aralar, yakında ev bakmaya başlarız diye düşünüyorum.
hayır yani benim evim tekke dergah gibi kullanılsın da bi ev parası da ben mi borç yapayım? ha ona sorsan anasını babasını haftada bir görürmüşüm. yemiyorum ben bunları.
sigara almaya gidemeyeceğim ev benim değildir. ha bi de orası olursa sigarayı nerde içiyoruz dur bi de ordan vurayım ben.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?